Maganda - Jeff Lemire

Saint Walker

Çeviri & Balonlama
30 Eki 2018
259
5,446
c0w4fy9.jpg


Jeff Lemire’ın eserlerini takip edenler bilir ki, bu yazar ve çizer sadece hikaye anlatmaz;
okuyucuyu Kanada’nın 🇨🇦 soğuk, izole coğrafyasına 🌲, karakterlerin ruhlarındaki en derin çatlaklara doğru sarsıntılı bir yolculuğa çıkarır.
Maganda de bu geleneğin en keskin, en acımasız ve aynı zamanda en umut dolu örneklerinden biri.
Bu, sadece bir çizgi roman değil, şiddet döngüsüne 🔄 hapsolmuş bir ailenin sessiz bir çığlığı.

Hikayenin merkezinde, Kuzey Ontario’nun hayali kasabası Pimitamon’da, geçmişiyle boğuşan iki kardeş var:
Derek Ouellette ve Beth. Derek, bir zamanlar yıldız olmaya aday bir hokey oyuncusuyken 🏒, kariyeri buz üzerindeki şiddetli bir olayla aniden sona ermiş.
Şimdi ise kasabanın harabe olmuş buz pistinde bir odada yaşıyor, hayatını kavgadan kavgaya, bardan bara 🥃 sürükleyen, öfkesi sürekli tetikte 🔥 bir adam.
Derek, adeta babasının şiddet dolu mirasının canlı bir kanıtı, bir nevi "hapishane" anlamına gelen Ouellette soyadının acı bir teyidi. Lemire,
Derek’in bu yıkımını öyle çıplak bir dille ve sade çizimlerle aktarıyor ki, sayfaları çevirirken Derek’in içinde biriken hiddeti hissetmemek imkansız.

Derek’in bu yalıtılmış, kendini yok edişe odaklanmış hayatı, yıllardır görmediği kız kardeşi Beth’in kasabaya gelmesiyle altüst olur.
Beth de ondan farklı değil; o da kendi şiddet ve travma döngüsünden, daha doğrusu şiddet uygulayan erkek arkadaşından 🏃‍♀️ kaçıyor.
İki kardeş, bir zamanlar nefret ettikleri, ancak şimdi tek sığınakları olan ormanın derinliklerindeki eski avcı kulübesine ⛺ kaçmaya karar verirler.
Bu kaçış, sadece fiziksel bir mesafe koyma çabası değil, aynı zamanda hem babalarının hem de ait oldukları
kasabanın onlara dayattığı kaderden kaçma girişimidir.

Lemire, hikayenin bu izole kısmında bizi ustaca bir yavaşlığa ve minimalizme zorlar.
Karakterler, doğayla 🦌 ve birbirleriyle yeniden bağlantı kurmaya çalışırken, yavaş yavaş ailelerinin derin sırları 🤫 ve Cree kültürel mirasları da yüzeye çıkmaya başlar.
Çizgi romanın en can alıcı noktası da burasıdır: Lemire, kanın çekildiği anlarda bile Beth ve Derek'in travmatik geçmişin gölgelerinden kurtulma çabasını,
Kanada'nın dondurucu ❄️ ve geniş toprakları üzerinden anlatır. Buradaki doğal hayat, bir nevi arınma mekanıdır.

Ancak, geçmişten kaçış asla kolay değildir ve Beth’in peşindeki tehlike, ormanın dinginliğini tehdit etmeye başladığında,
Derek'in o bastırılmış "maganda" (Roughneck) kimliği yeniden su yüzüne çıkar. Hikaye, sadece bir kovalamacadan ibaret değil, bir
erkeğin öfkesini ne zaman ve nasıl kullanacağını öğrenme mücadelesidir. Şiddet, Derek için bir alışkanlık ve savunma mekanizmasıyken,
şimdi kız kardeşini korumak adına, doğru bir amaç için kullanabileceği bir araç haline gelebilecek midir?
Yoksa, şiddete başvurmak sadece döngüyü yeniden mi başlatacaktır? 🤔

Jeff Lemire’ın kendine has, bloklu ve duygusal sanat tarzı, özellikle mavi tonların 🟦 hakim olduğu sahnelerde karakterlerin içindeki melankoliyi
ve çaresizliği olağanüstü bir biçimde yansıtır. Maganda, okuyucuyu rahat ettirmeyen, yüzleşmeye zorlayan, ancak sonunda küçük bir umut kıvılcımı ✨
bırakan, çarpıcı bir aile, aidiyet ve kurtuluş dramasıdır. Eğer çizgi romanların sadece süper kahramanlardan ibaret olmadığını düşünenlerdenseniz ve sert,
gerçekçi, ama aynı zamanda derinlemesine insani bir okuma arıyorsanız, bu eseri mutlaka tecrübe etmelisiniz. 📚

(276 sayfa)

 
Son düzenleme:

Saint Walker

Çeviri & Balonlama
30 Eki 2018
259
5,446
Tam bir yıldır masaüstünde tamamlanmayı bekliyordu ve sonunda bitti. Eserle ilgili değerli yorumlarınızı dört gözle bekliyorum! Açıkçası, sizin gibi değerli okurlardan gelen detaylı geri bildirimler beni inanılmaz motive ediyor, resmen bende yeni şeyler üretme ve keşfetme isteği doğuruyor. 💥 Maganda hakkındaki düşüncelerinizi okumak ve eserin her katmanını sizinle birlikte sorgulamak benim için müthiş bir keyif olacak.
 

balkan

Onursal Üye
27 Şub 2016
4,803
52,889
Rahatsız edici geçmişle yüzleşme konusunda çok başarılı bir anlatım.

Üstüne üstlük Kanada'nın inanılmaz soğuk havasını her karesinde hissedeceğiniz harika çizimleriyle herkesin kendisinden birşeyler bulacağı bir kitap.

Jeff Lemire​

2005 yılında Kayıp Köpekler adlı kitabıyla Xeric Ödülü'nü kazandı.

2008 yılında Essex County Cilt 1: Çiftlikten Hikayeler adlı eseriyle Genç Yetişkin Kütüphane Hizmetleri Derneği Alex Ödülü'nü kazandı.

2008 yılında Üstün Karikatürist dalında Joe Shuster Kanada Çizgi Roman Yaratıcısı Ödülü'nü kazandı.

2008 yılında En İyi Yükselen Yetenek dalında Doug Wright Ödülü'nü aldı.

2013 yılında Üstün Karikatürist dalında bir Joe Shuster Ödülü daha kazandı

2017 yılında Black Hammer çalışmasıyla En İyi Yeni Seri dalında Eisner Ödülü'nü kazandı.

Lemire ayrıca bir Ignatz , bir Harvey ve çok sayıda başka Eisner Ödülü'ne aday gösterildi

2011 yılında Essex County, "On Yılın En Önemli Kanada Romanları" temasıyla Kanada Okurları için beş başlıktan biri olarak seçildi .

Türkçe olarak okuma imkanı verdiğiniz ve herbiri ayrı öneme sahip diğer paylaşımlarınız için çok teşekkürler Üstat @Saint Walker.

 
Son düzenleme:

eankara

Onursal Üye
24 May 2010
1,438
8,794
'' Eğer çizgi romanların sadece süper kahramanlardan ibaret olmadığını düşünenlerdenseniz ve sert, gerçekçi, ama aynı zamanda derinlemesine insani bir okuma arıyorsanız, bu eseri mutlaka tecrübe etmelisiniz. '' Sn. @Saint Walker , yine üzerinde derin düşünmeye yol açan, dahası bana göre üzerinde konuşmayı kışkırtan bir Lemire kitabı paylaşırken, çok doğru teşhiste bulunmuş üstteki satırlarla. Diyarımızda, Kanadalı sanatçının bazı kitaplarını okuma imkanını bulmuştum. Ama, bu eseri okurken farklı duygular yaşadım. Yoğun karlı sahneleri bir tarafa bırakacak olursam, Lemire'nin insanoğlunun iç dünyasına yaptığı metin & çizgi birlikteliğinden oluşan yolculukla, sanki bir Pink Floyd parçası dinliyormuşum ya da Nuri Bilge Ceylan filmi izliyormuşum hissine kapıldım !! Tıpkı '' The Wall '' parçasındaki ya da otobiyografik '' Kasaba '' filmindeki toplumsal eleştiri yüklü irdelemeler, bu kez Lemire'nin çizimlerinde karşıma çıktı !!

Sn. @Saint Walker 'ın harika sunuşunda özet şeklinde vermeye çalıştığı senaryo özelliklerini yeniden tekrarlayacak değilim. Ama, bir çizgi roman seven okur olarak, Lemire'nin tüm bu anlatılanları mavi ve gri tonlar eşliğinde, sanki taslak çizimler yaparcasına, metin yer alan ya da yer almayan kareler eşliğinde, nefis bir sinema dili kullandığını söylemek gerekiyor. Lemire, en olumsuz niteliklere sahip karakterlerin bile '' elle tutulacak '' özellikleri olabileceğini ( çizimleri değil ama senaryo özellikleri dolayısıyla yer yer Galip Tekin öykülerini hatırlatır nitelikte) göstermiş. Kullanılan renk tonları bile, artık bir bakıma '' Lemire Sanatı '' nın simgesi haline gelmiş durumda !

Sonuç olarak Kanada'da popüler olan hokey sporundan bir oyuncuyu ele alarak, insanoğlu doğasının derinliklerine, yani bir bakıma yerel özelliklerden evrensel özelliklere bir yolculuk yaptığımı düşünüyorum. Final de çok etkileyiciydi. Sn. @balkan 'ın vurguladığı gibi, tam da bol ödüllü sanatçıya yakışır bır eser. 300 sayfaya yaklaşan bu eseri okumama imkan sağlayan, Sn. @Saint Walker 'ın uzun süreli çalışmalarına, emeklerine teşekkür borçluyum. Sağ olun, var olun Sn. @Saint Walker .
 

kuno

Yeni Üye
9 Eyl 2022
80
272
Amak-ı Hayal
"Çizgi romanların Stephen King'i" çok karizmatik bir tanıtım cümlesi kesinlikle!

@Saint Walker Çeviri ve paylaşım için kocaman teşekkürler 🤩
Tanıtım yazısını da muhteşem hazırlamışsınız. Yıllar önce
Descender'ın 1.sayı kapağını gördüğümden beri çok merak
ediyordum lakin okuyacağım ilk Lemire eseri bu olacak.
(Aslında Nobody'i de buradan bulmuştum ama henüz
okumadım :oops: Çizimlere şöyle hızlıca göz atınca dijital
renklendirme değil de mürekkep görünce dünyalar benim
oldu! Bu hafta sonu kesinlikle okuyup yorumumu paylaşacağım.

Sevgili @balkan @eankara üstadlar, sizlerin değerli yorumlarını
okumak her daim bilgilendirici ve keyifli oluyor. İyi ki varsınız 😊
 

jclouseau

Yeni Üye
8 May 2020
38
134
Çizgiromanı daha çok "fumetti"leri okuyarak sevmiş eski bir çizgiroman severim. Marvel vb. Amerikan ÇR'larından hiç bi zaman pek zevk almadım. Sinema ve edebiyat ile de çokça haşır neşir olduğumdan sanırım, artık grafik roman tarzı çizgiromanlar çok daha çekici geliyor. Özellikle çizerinin bir tarzı olan, konuşmadan çok çizerek derdini anlatan, dış mekan çizimlerinin daha çok olduğu, "gerçekçi" karakterleri ve senaryosu olan eserler çok keyifli oluyor. Sizlerin ciddi emekler verip böyle eserleri dilimize kazandırması da çok önemli tabii ki. Başarılı işlerinizin devamını diliyor ve çok teşekkür ediyorum.
 

ed86

Süper Üye
3 Kas 2018
840
1,701
Elinize sağlık. 1 yıldan biraz fazla süredir oyunlara daldığımdan çizgidiyarı çevirilerinden uzak kalmıştım. İyi ki rastladım. Okuma işlerine yavaştan döneyim bu güzel eserle.
 
Üst