"Tan" gazetesi

[Baltimora]

​

1983'te yayın hayatına başlayan Tan, renkli basılan, asparagas haberlere ağırlık veren, erotik mizah yüklü bir gazeteydi. Öyle ki çıplak kadın fotoğraflarını çıkarsanız geriye pek bir şey kalmazdı. Bu yüzden muhakkak bir başka gazetenin içine konarak alınırdı. Tiraj rekorları kıran bu gazetenin aslında formatı gayet basitti; yabancı dergilerden çıplak kadın fotoğrafları alınır, altına büyük puntolarla "Bıyıklı Türk erkeklerini çok sevdik. Öpüşürken dişlerimiz fırçalandı!", “Arap’ınkini gördüm dudağım uçukladı!”, “Ruh çağırma partisi yatakta bitti.”, “Gazoz şişesinin üstüne düşen Şaziye ameliyata alındı”, "Uyurgezer karısını çırağın koynunda buldu" gibi uydurma yazılar eklenirdi. Halk arasında “Adı Tan, hepsi yalan!” şeklinde bir de sloganı vardı.
Kurucusu Rahmi Turan'a göre Tan; Gırgır’ın gazete versiyonuydu ve başlarda çok ince espriler barındırıyordu. Lakin gazetenin mizah anlayışı 1984'te kendisinin gazeteden ayrılmasından sonra değişmiş, espriler daha amiyane hale gelmişti.
Henüz 10 yaşındayken, bakkala gittiğim bir gün; utanıp-sıkılıp, çaktırmadan göz attığım bir sayısında "Şehvet rüzgarı" adlı bir çizgi romana rastlamış ve şehvetin ne anlama geldiğini eve gider gitmez sözlüğe bakarak öğrenmiştim.. Bu da öyle bir hatıradır çocukluk yıllarımdan..

10 Ocak 1984 tarihli FIRT dergisinden bir karikatür..

 

[scanfan]

Bu 1980'lerin en çok satan (tirajı zaman zaman 1 milyonu geçerdi) gazetesinin okuyucularının arasındaki gayrıresmi sloganı: "Tek elle okunan gazete"(!) idi (izah etmeye gerek yok sanırım!). Bırakın interneti, videonun bile henüz zuhur etmediği yıllarda toplumun birtakım taleplerine en iyi o cevap vermişti. Ondan önce de bu misyonu 1970'lerin sonunda pıtrak gibi çoğalan erotik komedi filmleri üstlenmişti. Bu gazete, erotik fotoğraflar basmasının ötesinde bir mizah gazetesi bile sayılabilirdi. Bir kısmı yabancı dergilerden kesilmiş fotoğrafların altına uydurma haberler yazılırdı. Alıntı yapılan yabancı dergilerin erotik olması gerekmiyordu, meselâ bir gün ünlü yönetmen "Federico Fellini"nin ecnebi bir haber dergisinden alınmış fotoğrafının altına uydurma bir başlık atılmıştı da, çok gülmüştük (haberde adını başka yapmışlar, nasıl olsa Fellini'yi tanıyan biri bu gazeteyi zaten almaz diye mi düşündüler acaba? Adamcağızı da tecavüzcü akraba mı yapmışlardı ne, geçmiş zaman, unuttum). Resimlerin altındaki yazıların resimle alakasız olduğu, hattâ külliyen uydurma olduğu bilinirdi, ama yine de okunurdu bu gazete. Ciddi takılan insanlar Tan okurken görüldüklerinde (yakalandıklarında) gazetenin mizah unsurunu öne sürerek kendilerini savunurlardı. Koca koca bilim adamlarını, aralarından birinin odasında toplanıp bu gazeteye bakarak kahkahalarla güldüklerine şahit oluştum. Sonradan bu gazetenin benzerleri de çıktı ("Bulvar" ve "Şok" gibi). Belki Tan gazetesiyle ilgili bir üniversite tezi filan yapılmıştır, kim bilir? Bazı Tan sayfalarını buraya almak doğru olmazdı. Ben de nispeten edepli olan iki "Tan" sayfasını aşağıda sundum.

​

 

[abolardis]

Deyimlere bile konu olmuş muhterem bir gazetedir.

 

[RTemel]

"Baldızını baldırından bacanağını bacağından bıçakla bıçakladı"haberini hiç unutamam

 

[Motion]

...uydurma yazılar ekleniyor ve bunlar başlıkları büyük puntolarla atılmış aspragas haberleri süslemek için kullanılıyordu...

Bu gazete, erotik fotoğraflar basmasının ötesinde bir mizah gazetesi bile sayılabilirdi...

Tan gazetesinin en büyük asparagas olayı
"SAKALLI BEBEK"
haberiydi!

PEKİ SAKALLI BEBEK OLAYI NEYDİ?

1980'li yıllarda Türkiye'de yayımlanmış "asparagas" haberleri ile ünlü yüksek tirajlı erotik bulvar gazetesi TAN'da, 1987’nin Ağustos ayında "İstanbul’un bir hastanesinde, sakallı olarak doğmuş bir bebeğin doğar doğmaz konuşmaya başladığı ve çok yakında, kıyametin kopacağını söylediği yazıyordu."

Bebeğin doktorlarca zorla açılan avucunda, kıyamet tarihinin kanla yazılı olduğunu söyleyen Tan gazetesi, avuç içindeki tarihe göre, kıyametin bayramın ikinci günü kopacağını duyurmuştu! Haber o zamanlar hiç kimse de cep telefonu olmamasına rağmen bırakın İstanbul'u tüm Türkiye'yi ekisi altına almıştı! Her yerde bayramın ikinci günü kıyametin kopacağı ve binaların yerle bir olacağı konuşuluyordu. (Bu satırları yazarken o günleri yaşamış ve kahkahalarla gülmüş biri olarak bu yazı vesilesiyle yine çok güldüğümü de ayrıca belirtmeliyim!)

İnsanlar dönem dönem maalesef böyle şeylere inanıyor, Maya'ların takvimi olayını unutmayın!

"Sakallı Bebek" konusu "Çizgi Diyarı"n da şurada işlenmiş ve o başlık da sevgili "Baltimora" usta gazeteci Melih Aşık'ın bir köşe yazısına yer vermiş.

Melih Aşık bu köşe yazısında "Sakallı Bebek"
efsanesinin aslında İtalyan yazar "Umberto Eco"nun
ilk romanı "Gülün Adı" kitabının 561. sayfasında
geçtiğini ve Tan gazatesinin de buradan aşırdığını yazmıştı!.

Melih Aşık'ın yazısından alıntı...

PEKİ GERÇEKTEN DE "SAKALLI BEBEK"
İTALYAN PATENTLİ MİYDİ?

TABİİ Kİ HAYIR!

"SAKALLI BEBEK" olayının ilk yer aldığı düşünülen bir kitap 2013'de
bir açık arttırma da satılmıştı!

Aristo’ya atfedilen seks ve hamilelikle ilgili 1760 baskısı bir el kitabı,
Edinburgh’da ki Lyon & Turnbull müzayede evinde
2013'de açık arttırma ile satılmıştı!

Bu kitap Türkiye'nin de çok yakından tanıdığı
"sakallı bebeklerden" bahsediyordu!

İngiltere’de 200 yıldan uzun bir süre satışı yasaklanan, seks ve hamileliğe ilişkin bir el kitabı 2013'de açık arttırma usulü satılmıştı. İlk kez 1680 (bazı kaynaklara göre 1684) civarında görülen “Aristotle's Compleat Master-Piece” adlı rehber kitap, cinsel ilişkiler ve nasıl hamile kalınacağıyla ilgili fikirler içeriyordu! Kitaba 18’inci yüzyıl ortasında konulan yasak ancak 1960’larda kaldırılmıştı.

1760 yılına ait bir baskısı Edinburgh’ta ki "Lyon & Turnbull" müzayede evinde aslında çok düşük bir rakama, 760 dolara satıldı! Kitabın, amatör ebeler ve genç evlilere yönelik bir başvuru kaynağı olarak kullanıldığı düşünülüyor. Gayrimeşru seksin muhtemel sonuçlarına ilişkin vahim uyarılar içeren kitap, anne-babalara, çocuklarının evlilik dışı seks yoluyla günah işlemeleri halinde torunlarının bütünüyle kıllı olarak doğabileceği ya da yapışık ikizlerin, ebeveynlerin günahlarının bir sonucu olduğu yolunda uyarılarda bulunuyor!

Kitap Aristo’ya atfedilse de metnin ünlü düşünürün elinden çıktığına ilişkin hemen hiçbir işaret yok. Kitabın gerçek yazarıyla ilgili bir bilgi de bulunmazken, müzayede evinin kitap uzmanı Cathy Marsden, “Bir ihtimal, kitabın Aristo’nun adı sayesinde kulağa daha cazip ya da olduğundan daha değerli geleceği düşünüldüğü için böyle bir yol seçilmiş...” dedi.

Cathy Marsden, kitaba İngiltere’de konulan ve ancak 1961’de kaldırılan yasağın nedeninin büyük oranda içerdiği görüntüler olabileceğini düşünüyor. “Görüntülerin çizgi olması bir şey değiştirmiyor" diyen Marsden: "Rahimdeki bir bebeği ve bebeği göstermek üzere annenin yarılmış karnını gösteren bir görüntü var. Ayrıca kıllı bebekler ve ağızları göbeklerinde doğmuş çocuklar tasvir edilmiş. Hayli tuhaf.” dedi...

Kitabın ilk baskısı ise (1680-1684) 2015'de ABD/California'da
bir kitap fuarın da ortaya çıktı!

Ve sahibi 65.000$'dan satışa açtı...

Aristotle's Compleat Master-Piece
1684 ilk baskı (First Edition)

Yukarı da fotosunu gördüğünüz 1684 yılına ait bu ilk baskıdan günümüze sadece 3 tane var. Bu kitaplardan birini elinde bulunduran California'da ki Jeremy Norman adında ki bir sahaf 2015'de yine California'da düzenlenen bir antika kitap fuarında bu kitabı 65.000 dolardan satışa açtı! Kitabın akıbetini biraz sonra yazacağım...

Bu kitabın önemi ilk baskı olması yani kopya baskılarının eksik yönleri tamamlasıdır. (Sayfaları eksiksiz) Hatırlayacağınız üzere yazının girişinde belirttiğim kitap ise (İngiltere'de müzayede satılan) 1760 tarihli kopyasıydı... Bu kitap ilginç olarak yüzyıllar boyu cinsiyet ve üreme hakkındaki popüler talebi karşılamak için basılmış... Pornografik bir kitap olmamasına rağmen örneğin Britanya'da 1960'lı yıllara kadar yasaklıymış. Kitap aslında iyi incelendiğinde ilk asparagas kitap olması açısından da ayrı bir öneme sahip!

Jeremy Norman, elinde ki bu ilk baskı kitabı
California'da düzenlenen kitap fuarında satamadı!
Kitap şu an kendi kurumsal sitesi üzerinden

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

ve satış fiyatı yine 65.000$!

Yani işin özeti "Umberto Eco"nun da ilham alacağı bir kaynak vardı;
ele alınıp incelenme olanağı pek olmasa da böyle bir kitabın olduğu ve
nelerden bahsettiği biliniyordu!

"Aristotle's Compleat Master-Piece"
Bu kitap "asparagas"ların anasıdır!

----------------------------------------------------------

TAN Gazetesine dönecek olursak;
O yılları yaşamış biri olarak bu gazetenin erotik dergiler gibi
nasıl poşet içinde satılmadığını hâlâ aklım alabilmiş değil.

Günümüzde böyle bir gazetenin bırakın poşet içinde satılmasını
basılmasının bile mümkün olduğunu düşünmüyorum!

Basan matbaanın ruhsatını iptal ederler!



Sevgilerimle!

​

​

Not :
1- Yukarıda ki yazı 434. Testus'da yazdığım
yazının "genişletilmiş" halidir.

2- Testus'un 293. bölümünde de "sakallı bebek"
olayı tartışılmıştır.

3- Sakallı bebek olayının tıbbi karşılığı "

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

"dir!
Kişide doğuştan gelen veya sonradan gelişen bir
hastalıktır.

4- 19 ve 20'nci yüzyılan başlarında Julia Pastrana
gibi birçok sirk sanatçısında hipertrikoz rahatsızlığı
bulunmaktaydı. Bunların bir çoğu hilkat garibesi
gibi çeşitli yaratık gösterilerinde hem insan hem de
hayvan özelliklerine sahip kişiler şeklinde lanse edilerek
kullanıldılar.

Kaynaklar :

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

 

[Baltimora]

okuyucularının arasındaki gayrıresmi sloganı: "Tek elle okunan gazete"(!) idi...​

Sevgili Scanfan, hayyy siz çok yaşayın!... İnanın bu cümleyi okuyunca gülmekten resmen koptum.. Aradan belki 5 dakika geçti ama hala gülüyorum.. Hakikaten çok yaratıcı bir sloganmış...

Başta siz ve Motion olmak üzere tüm yorum yapan arkadaşlara teşekkür ederim. Sevgi ve saygı ile..

 

[ahmet akyol]

Tan gazetesinin en büyük asparagas olayı
"SAKALLI BEBEK"
haberiydi!

PEKİ SAKALLI BEBEK OLAYI NEYDİ?

1980'li yıllarda Türkiye'de yayımlanmış "asparagas" haberleri ile ünlü yüksek tirajlı erotik bulvar gazetesi TAN'da, 1987’nin Ağustos ayında "İstanbul’un bir hastanesinde, sakallı olarak doğmuş bir bebeğin doğar doğmaz konuşmaya başladığı ve çok yakında, kıyametin kopacağını söylediği yazıyordu."

Bebeğin doktorlarca zorla açılan avucunda, kıyamet tarihinin kanla yazılı olduğunu söyleyen Tan gazetesi, avuç içindeki tarihe göre, kıyametin bayramın ikinci günü kopacağını duyurmuştu! Haber o zamanlar hiç kimse de cep telefonu olmamasına rağmen bırakın İstanbul'u tüm Türkiye'yi ekisi altına almıştı! Her yerde bayramın ikinci günü kıyametin kopacağı ve binaların yerle bir olacağı konuşuluyordu. (Bu satırları yazarken o günleri yaşamış ve kahkahalarla gülmüş biri olarak bu yazı vesilesiyle yine çok güldüğümü de ayrıca belirtmeliyim!)

İnsanlar dönem dönem maalesef böyle şeylere inanıyor, Maya'ların takvimi olayını unutmayın!

"Sakallı Bebek" konusu "Çizgi Diyarı"n da şurada işlenmiş ve o başlık da sevgili "Baltimora" usta gazeteci Melih Aşık'ın bir köşe yazısına yer vermiş.

Melih Aşık bu köşe yazısında "Sakallı Bebek"
efsanesinin aslında İtalyan yazar "Umberto Eco"nun
ilk romanı "Gülün Adı" kitabının 561. sayfasında
geçtiğini ve Tan gazatesinin de buradan aşırdığını yazmıştı!.

Melih Aşık'ın yazısından alıntı...

PEKİ GERÇEKTEN DE "SAKALLI BEBEK"
İTALYAN PATENTLİ MİYDİ?

TABİİ Kİ HAYIR!

"SAKALLI BEBEK" olayının ilk yer aldığı düşünülen bir kitap 2013'de
bir açık arttırma da satılmıştı!

Aristo’ya atfedilen seks ve hamilelikle ilgili 1760 baskısı bir el kitabı,
Edinburgh’da ki Lyon & Turnbull müzayede evinde
2013'de açık arttırma ile satılmıştı!

Bu kitap Türkiye'nin de çok yakından tanıdığı
"sakallı bebeklerden" bahsediyordu!

İngiltere’de 200 yıldan uzun bir süre satışı yasaklanan, seks ve hamileliğe ilişkin bir el kitabı 2013'de açık arttırma usulü satılmıştı. İlk kez 1680 (bazı kaynaklara göre 1684) civarında görülen “Aristotle's Compleat Master-Piece” adlı rehber kitap, cinsel ilişkiler ve nasıl hamile kalınacağıyla ilgili fikirler içeriyordu! Kitaba 18’inci yüzyıl ortasında konulan yasak ancak 1960’larda kaldırılmıştı.

1760 yılına ait bir baskısı Edinburgh’ta ki "Lyon & Turnbull" müzayede evinde aslında çok düşük bir rakama, 760 dolara satıldı! Kitabın, amatör ebeler ve genç evlilere yönelik bir başvuru kaynağı olarak kullanıldığı düşünülüyor. Gayrimeşru seksin muhtemel sonuçlarına ilişkin vahim uyarılar içeren kitap, anne-babalara, çocuklarının evlilik dışı seks yoluyla günah işlemeleri halinde torunlarının bütünüyle kıllı olarak doğabileceği ya da yapışık ikizlerin, ebeveynlerin günahlarının bir sonucu olduğu yolunda uyarılarda bulunuyor!

Kitap Aristo’ya atfedilse de metnin ünlü düşünürün elinden çıktığına ilişkin hemen hiçbir işaret yok. Kitabın gerçek yazarıyla ilgili bir bilgi de bulunmazken, müzayede evinin kitap uzmanı Cathy Marsden, “Bir ihtimal, kitabın Aristo’nun adı sayesinde kulağa daha cazip ya da olduğundan daha değerli geleceği düşünüldüğü için böyle bir yol seçilmiş...” dedi.

Cathy Marsden, kitaba İngiltere’de konulan ve ancak 1961’de kaldırılan yasağın nedeninin büyük oranda içerdiği görüntüler olabileceğini düşünüyor. “Görüntülerin çizgi olması bir şey değiştirmiyor" diyen Marsden: "Rahimdeki bir bebeği ve bebeği göstermek üzere annenin yarılmış karnını gösteren bir görüntü var. Ayrıca kıllı bebekler ve ağızları göbeklerinde doğmuş çocuklar tasvir edilmiş. Hayli tuhaf.” dedi...

Kitabın ilk baskısı ise (1680-1684) 2015'de ABD/California'da
bir kitap fuarın da ortaya çıktı!

Ve sahibi 65.000$'dan satışa açtı...

Aristotle's Compleat Master-Piece
1684 ilk baskı (First Edition)

Yukarı da fotosunu gördüğünüz 1684 yılına ait bu ilk baskıdan günümüze sadece 3 tane var. Bu kitaplardan birini elinde bulunduran California'da ki Jeremy Norman adında ki bir sahaf 2015'de yine California'da düzenlenen bir antika kitap fuarında bu kitabı 65.000 dolardan satışa açtı! Kitabın akıbetini biraz sonra yazacağım...

Bu kitabın önemi ilk baskı olması yani kopya baskılarının eksik yönleri tamamlasıdır. (Sayfaları eksiksiz) Hatırlayacağınız üzere yazının girişinde belirttiğim kitap ise (İngiltere'de müzayede satılan) 1760 tarihli kopyasıydı... Bu kitap ilginç olarak yüzyıllar boyu cinsiyet ve üreme hakkındaki popüler talebi karşılamak için basılmış... Pornografik bir kitap olmamasına rağmen örneğin Britanya'da 1960'lı yıllara kadar yasaklıymış. Kitap aslında iyi incelendiğinde ilk asparagas kitap olması açısından da ayrı bir öneme sahip!

Jeremy Norman, elinde ki bu ilk baskı kitabı
California'da düzenlenen kitap fuarında satamadı!
Kitap şu an kendi kurumsal sitesi üzerinden

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

ve satış fiyatı yine 65.000$!

Yani işin özeti "Umberto Eco"nun da ilham alacağı bir kaynak vardı;
ele alınıp incelenme olanağı pek olmasa da böyle bir kitabın olduğu ve
nelerden bahsettiği biliniyordu!

"Aristotle's Compleat Master-Piece"
Bu kitap "asparagas"ların anasıdır!

----------------------------------------------------------

TAN Gazetesine dönecek olursak;
O yılları yaşamış biri olarak bu gazetenin erotik dergiler gibi
nasıl poşet içinde satılmadığını hâlâ aklım alabilmiş değil.

Günümüzde böyle bir gazetenin bırakın poşet içinde satılmasını
basılmasının bile mümkün olduğunu düşünmüyorum!

Basan matbaanın ruhsatını iptal ederler!



Sevgilerimle!

​

​

Not :
1- Yukarıda ki yazı 434. Testus'da yazdığım
yazının "genişletilmiş" halidir.

2- Testus'un 293. bölümünde de "sakallı bebek"
olayı tartışılmıştır.

3- Sakallı bebek olayının tıbbi karşılığı "

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

"dir!
Kişide doğuştan gelen veya sonradan gelişen bir
hastalıktır.

4- 19 ve 20'nci yüzyılan başlarında Julia Pastrana
gibi birçok sirk sanatçısında hipertrikoz rahatsızlığı
bulunmaktaydı. Bunların bir çoğu hilkat garibesi
gibi çeşitli yaratık gösterilerinde hem insan hem de
hayvan özelliklerine sahip kişiler şeklinde lanse edilerek
kullanıldılar.

Kaynaklar :

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Daha dün gibi bu haberi okuduğum yıllar....Hey gidi günler,ne çabuk geçmiş.....

 

[erdallll]

evet tan gazetesi bizim için de önemliydi babamın çalıştığı yere alınan gazeteyi bekçi saklardı gizlice anahtarı alıp akşam insanlar dağılınca hızlıca gazetenin resimlerine bakardık..ne günlerdi..şimdi elimde var 5-6 adet.o dönem gazete tefrikası olarak durakoğlu ve tolga vardı.elinde gazete olan arkadaşlar onlarıda paylaşırlarsa sevinirim....bi ara bir kaç haber örneğide ben paylaşayımm.saygılar...

 

[Ray Luca]

Sonradan bu gazetenin benzerleri de çıktı ("Bulvar" ve "Şok" gibi).

​

Esasında Bulvar Gazetesi Tan'dan önce yayın hayatına başlamıştır.
(Şimdi baktım 10 Ocak 1982'de kurulmuş.)
Lâkin Bulvar ilk yıllarında Tan gibi işi abartmamıştır.
Adı üzerinde bir bulvar gazetesi formatında olmasına rağmen nispeten biraz daha gazeteye benzerdi.
Hatta bir sürü ansiklopedi, öğrenciler için küçük kitapçıklar falan verirdi ki
hâlâ bir kaç tanesi bende vardır bu kitapçıkların ve ansiklopedilerin.
Sonradan baktılar Tan çok satılıyor, onlar da işin suyunu çıkardılar herhalde.

 

[scanfan]

Bir de 1935-1945 yılları arasında yayımlanmış sol eğilimli ünlü bir Tan gazetesi daha vardı, bu iki Tan gazetesini karıştırmamak lazım. Zekeriya ve Sabiha Sertel'in çıkarttığı ilk Tan gazetesi 2. Dünya Savaşı boyunca Nazi Almanyası karşıtı bir tutum aldığı ve SSCB yanlısı bir yayın politikası izlediği için Komünist damgası yemiş ve yapılan yoğun antipropaganda ve kışkırtma ile 4 Aralık 1945'te matbaası basılıp yağmalanmış, baskı makineleri tahrip edilmişti. Diğer sol eğilimli yayınlar da yağmadan nasiplerini aldılar. Tarihte "Tan Olayı" olarak anılan bu olaydan sonra Sovyetler Birliği olayları Türk hükümetinin düzenlediğini ileri sürerek bize nota verdi. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ydü. Failler yargılanmadı. Tam aksine gazetenin sahipleri başka yazılarından yargılandılar. Türkiye'nin tam da Amerika'ya yakınlaşmaya başladığı zamanlardı.

17 Kasım 1938 tarihli sayısı. Aslında başlığı kırmızı olan
gazete Ata'nın ölümü nedeniyle başlığı siyah basmış.

​

 

[hggurak]

Tan gazetesinden daha önce, Haldun Simavi'nin kurucusu olduğu
Günaydın gazetesi grubu tarafından yayımlanan bir de "OKEY" gazetesi vardı.

Sadece 4 sayfadan ibaret olan gazete, yarı açık kadın
resimlerinin yanısıra, ilginç haberleriyle dikkat çekiyordu.
300.000 civarı tirajı olan gazetede Ustura Kemal adlı çizgi roman,
cinsel objeler içeren hikayeler ve arkadaş arama bölümleri vardı.

"Boşvermişlerin gazetesi" sloganıyla yayınlanan gazetenin
22 Aralık 1973 tarihli nüshasının görüntüsü:

 

[Baltimora]

Esasında Bulvar Gazetesi Tan'dan önce yayın hayatına başlamıştır.
(Şimdi baktım 10 Ocak 1982'de kurulmuş.)
Lâkin Bulvar ilk yıllarında Tan gibi işi abartmamıştır.
Adı üzerinde bir bulvar gazetesi formatında olmasına rağmen nispeten biraz daha gazeteye benzerdi. Hatta bir sürü ansiklopedi, öğrenciler için küçük kitapçıklar falan verirdi ki hâlâ bir kaç tanesi bende vardır bu kitapçıkların ve ansiklopedilerin.
Sonradan baktılar Tan çok satılıyor, onlar da işin suyunu çıkardılar herhalde.

Benim çocukluğumda okuduğum ve evimize giren Bulvar gazetesi buydu işte.. O zamanlar ailecek okunabilir bir gazeteydi; verdiği içi çizgiroman dolu Bulvar Dergisi ekine bayılırdım. Gazetenin Ilıcaklar'ın elinden çıkıp "tek elle okunan gazete" kategorisine girmesiyle, bu gazete ile ilgili tüm alakamızı kesmiştik.

 

[hozkoca]

TAN Gazetesindeki Orhan Dündar & Erhan Dündar resimleri ile süslenen çizgi romanlar da çok güzeldi. Örnek : "Patrona Halil". Bu ve bunun gibi eserleri Çizgidiyarı'mızda inşallah yakınlarda görürüz...

 

[Motion]

 

[Baltimora]

"Nurcihan'ın Çamaşırları ve Diğer Meseleler", Murat Toklucu'nun olağanüstü arşiv çalışmasıyla oluşturduğu "Zihinler Altında 20.000 Fersah" maratonunun ikinci etabı. Aklı hâyâli zorlayan asparagas haberlerden 7/24 komünist avcılığına, dansçı ayılardan sakallı bebeğe, "sülün endamlı kız" fantezilerinden ahlak bekçiliğine…
Her şey bu kitap da...

80'lere ait hatta tüm Türkiye'nin "asparagas haberler" panoramasına ait bir çok başlık çıkar "Çizgi Diyarı"na bu kitapdan! (Bir önce ki kitabı da almak lazım çünkü ikisi takım...)
Sevgili "Baltimora"ya duyurulur!

Kitabı telefonuma kaydettim, ilk fırsatta alıp okuyacağım. Bu arada Remzi Taşkıran'ın hayatından herkesin payına çıkacak mesajlar var. Ben de duygulanarak izledim. Her şey için teşekkürler sevgili dostum.

 

[Lichtenberg]

Bir de 1935-1945 yılları arasında yayımlanmış sol eğilimli ünlü bir Tan gazetesi daha vardı, bu iki Tan gazetesini karıştırmamak lazım. Zekeriya ve Sabiha Sertel'in çıkarttığı ilk Tan gazetesi 2. Dünya Savaşı boyunca Nazi Almanyası karşıtı bir tutum aldığı ve SSCB yanlısı bir yayın politikası izlediği için Komünist damgası yemiş ve yapılan yoğun antipropaganda ve kışkırtma ile 4 Aralık 1945'te matbaası basılıp yağmalanmış, baskı makineleri tahrip edilmişti. Diğer sol eğilimli yayınlar da yağmadan nasiplerini aldılar. Tarihte "Tan Olayı" olarak anılan bu olaydan sonra Sovyetler Birliği olayları Türk hükümetinin düzenlediğini ileri sürerek bize nota verdi. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ydü. Failler yargılanmadı. Tam aksine gazetenin sahipleri başka yazılarından yargılandılar. Türkiye'nin tam da Amerika'ya yakınlaşmaya başladığı zamanlardı.

17 Kasım 1938 tarihli sayısı. Aslında başlığı kırmızı olan
gazete Ata'nın ölümü nedeniyle başlığı siyah basmış.

​

İsim benzerliği demişken, bir de Ali Şükrü Bey'in 1923 yılında Ankara'da çıkardığı bir "Tan" gazetesi daha vardı; Ali Şükrü Bey'in cinayete kurban gidene kadar 60 küsur sayısı çıkmıştı.

 

[Motion]

 

[Lichtenberg]

Değerli Motion,

Verdiğin ayrıntılı bilgiler için tesekkürler. Eğer benim yazdığımda bir "îmâ" varmış gibi geliyorsa, kesinlikle öyle bir niyetim yoktu. Öncelikle, belirttiğim gibi, benim ilk dikkatimi çeken salt "isim benzerliği" idi.
Ali Şükrü Bey'in öldürülmesinin, birilerinin - Atatürk'ün veya başka bir kimsenin - emri veya yönlendirmesi ile gerçekleşmiş olduğuna olasılık vermiyorum zaten. Çünkü planlı, programlı suikaste hiç benzemiyor. Büyük olasılıkla (en azından benim kanımca) olayda, kontrolden çıkmış bir tartışmanın, hararetli bir kavganın cinayetle bitmesi durumu sözkonusudur. Herşeye rağmen Millî Mücadele'de katkısı tartısılmaz olan Topal Osman Ağa'nın kolay sinirlenen, fevrî davranan bir insan olduğu biliniyor sonuçta.

Zaten, Ali Şükrü Bey'in son yıllarda en ateşli savunucunun, burada adı lazım olmayan, yaşı bayağı ilerlemiş, Maraş dondurmacısı veya Darülbedâyî hünerpîşesi kılığıyla dolaşan ve maalesef son zamanlarda bayağı medyatik olmayı başarabilmiş olan bir şahsın olması; Ali Şükrü Bey'in kişilik ve dünya görüşü olarak pek "20. yüzyıl'a ulaşmış" olamadığının en açık kanıtı olsa gerek ...

Sonuçta, burada asıl ilginç ve dikkate şayan olan, siyasî ve sosyokültürel yelpazenin üç aşırı ucunda yer alan tutumların temsilciliğini ve sözcülüğünü üstlenmiş üç farklı gazetenin hepsi de aynı adı seçmiş olmalarıdır bence

Bu ara, daha da eskiye varan dördüncü bir isim benzerliği daha var, Türkiye dışından: Çarlık Rusya'sı egemenliğinde, Tatarstan'da 1905li yılları sonrasında, Ayaz İshâkî ve Sadrî Maksudî Arsal ( o zamanki adlarıyla Ğayaz İshakof ve Sadreddin Maksudof) tarafından yayınlanan bir "Tan Yıldızı" gazetesi ve bir "Tan" dergisi daha var, ama internette halihazırda bunlara ait görseller bulamadım.

 

[Motion]

Sevgili "Lichtenberg"
"İmâ" olduğunu düşünmemiştim zaten

Senin paylaşımlarına önem veriyoruz.
Sevgilerimle...

 

[Baltimora]

Bu arada o bahsettiğin kişi hakkında ''Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret"suçundan 4 gün önce soruşturma açıldı.
Paylaşımlarının devamını dilerim.
Sevgilerimle...

Şuna açıkça "Fesli Deli Kadir" desenize yaaa!..

 

[Baltimora]

Konu bayağı ağırlaştı; biraz da komik şeyler paylaşalım...
Mesela Fırt'ın 4 Eylül 1984 tarihli 443. sayısındaki bu karikatür gibi..

 

[Baltimora]

Fırt'ın 4 Eylül 1984 tarihli 443. sayısı
Tan gazetesine "Tarzan" bölümünde de yer vermiş.

 

[Ray Luca]

Madem konuyu yumuşatıyoruz ben de önceki mesajlarda bahsi geçen Sakallı Bebek ile ilgili bir anı anlatayım.
Sakallı Bebek olayı patladığı günlerde, sahilde genelde kıyı balıkçılarının takıldığı bir alan vardı.
Şimdi o alanda bir restoran var.
O zamanlar zaman zaman yeri 2 metre sola 3 metre aşağı değişse de hep orada olan bir baraka vardı.
Alkole düşkün olan tayfanın takıldığı bir yerdi bu baraka.
Bir gün içeri girdiğimde barakanın orta yerinde tavandan aşağı boynundan iple asılmış
eski püskü aşınmış ve rengi solmuş bir Noel Baba oyuncağı gördüm.
Noel Baba kendi ekseni etrafında yavaş yavaş dönerken
altında şimdi çoğu ebediyete intikal etmiş kimi abilerim ve amcalarım demlenmekteydiler.
Esasında korkutucu bir görüntü idi bu çünkü ben o zamanlar hayli küçüktüm.
Şimdi kimdi hatırlayamıyorum ama demlenenlerden biri:
"Sakallı Bebek'i yakalayıp astık. Korkacak bir şey kalmadı." gibi bir açıklama getirmişti.
Olayın iç yüzü ise şuydu.
Bu Noel Baba'yı rahmetli Mustafa Amca denizde balık tutarken bulmuş ve Sakallı Bebek'i yakaladım diye getirip buraya asmış.
O zamanlar şimdiki gibi herkesin elinin altında bir fotoğraf makinesi olsaydı keşke diye hayıflandım şimdi.

 

[Baltimora]

24 Mayıs 1983 tarihli Fırt dergisi (Sayı 376) iç sayfasında Tan gazetesinin reklamına yer vermiş..

 

[melih_]

Her ne kadar buradaki bazı arkadaşların yazdıkları gibi sonradan "tek elle" okunan gazetelerden biri olsa da Tan gazetesi ilk çıktığı yıllarda iki elle tüm ailenin okuduğu, normal, genel itibariyle düşük bütçeli halk kesimine haber sunma amaçlı, içeresinde her çeşit bilginin (püf noktaları bant çizgi romanları ilginç bilgiler bulmacalar vs) olduğu bir gazeteydi. Seksenli yılların ilk yarısında yayın hayatına başlamış ve muhtemelen de Bulvar gazetesine rakip olarak çıkmıştı. Biz ailecek Bulvar Gazetesi alıyorduk, bir iki yıl da aldık, akabinde fiyatını arttırmaya başlayınca o dönemde piyasaya çıkan Tan gazetesine geçtik. Bir süre aldık ve o da fiyat artışına gidince onu da bıraktık. Akabinde iki gazetenin de başına gelenleri biliyorsunuz.

 

[Baltimora]

9 Haziran 1985 (Sayı 666) tarihli GIRGIR dergisi TAN gazetesine yer vermiş..

 

[Dedecan 61]

Deyimlere bile konu olmuş muhterem bir gazetedir.

BİLMEZ MİYİM... :d :d :4::19::2:

 

[Dedecan 61]

Anlaşılan Coşkun Göğen üstadımız da işi biliyormuş... :d :4:

 

[Baltimora]

1 Şubat 1986 (Sayı:5) tarihli HEY dergisindeki
bir bant karikatürde TAN gazetesine göndermede bulunulmuş.

 

[byjeyhun]

Uzun kılıçlı kahraman Tolga'nın birkaç macerası 1985'den itibaren bu gazetede yayınlanıyordu ve ben bu yüzden bu gazeteyi almak istiyordum ama muhafazakar ailem bu gazeteyi eve sokmazdı, gizlice alıp bir yerlere saklasam bir bulsalar kıyameti koparırlardı ve ailemden hiç kimseyi belki siz bu yazıyı okuyanları bile o gazeteyi sırf Tolga çizgi bantları için aldığıma inandıramazdım ama öyleydi... Ufacık çocuk olarak Tan gazetesindeki çıplak kadın resimleri gerçekten umurumda değildi... Velhasılkelam alamadım gazeteyi, biriktiremedim Tolga çizgibant maceralarını..

 

[Baltimora]

18 Nisan 1984 (Sayı 320) tarihli 'Tan' gazetesinde yayınlanan
ve ciyak ciyak "Ben asparagasım!" diye bağıran ilginç bir haber.

 

[murat uysal]

Evet, 'Bulvar' gazetesini alırdım ama ilk çıktığı dönemlerde normal bir gazete idi, erotizm barındırmazdı içinde, sonradan bozuldu.