Lami Tiryaki
Onursal Üye
- 21 Nis 2009
- 514
- 3,746
Dikkat! Aşağıdaki yazı 2012 tarihli Arrow dizisi hakkında spoiler/sürprizbozan olabilecek ifadeler içerir.
Şimdi kahramanımız, genel DC karakterizasyon şablonu çerçevesinde zengin bir mültimilyarderin oğlu yakışıklı Oliver'dır. Oliver sevgilisini kızkardeşiyle aldatmaktadır. Bir gemi kazası sonucu tehlikeli bir adaya düşüp, adada 5 yıl boyunca zor zamanlar geçirir. Bu arada kazada yeni sevgilisi ve babası da ölür. Kahramanımız adadayken eski sevgilisi Oliver'ın en yakın arkadaşıyla yatıp kalkmaya başlar. Oliver adadan dönüp geldiğinde annesinin, babasının en yakın iş arkadaşı ve anladığım kadarıyla gerçekten arkadaşıyla evlendiğini görür. Eski sevgilisinin kankasıyla ilişkisini de farketmekte gecikmez. Teenager bir kızkardeşi vardır ve bu kızcağız da yine Oliver'ın kankasına yazılmaktadır. Starling şehrine döndükten sonra bildiğimiz Yeşil Okçu kimliğine bürünen Oliver, üzerine aldığı en büyük işlerden birindeki büyük bir mayfa babasının kızıyla çıktığı günün ertesinde yatmaya başlar, vs vs...
Diziyi yukarıdaki şekliyle düşündüğünüzde ya da birisi size böyle anlattığında aklınıza Küçük Emrah filmlerinin Amerikan versiyonu veya sıradan pembe diziler gibi bir şey geliyor olabilir. Aslında yanlış da değil, ama konu başka tabii. Dizide rol alan güzel hatunların katkılarıyla, (ki bu güzel hatunlara anne karakteri bile dahildir. Star Trek Voyager'ın müthiş Borg Kraliçesi Susanna Thompson güzellik ve çekicilikte genç rakibeleriyle yarşıyor adeta) dizi daha bir izlenir olmayı amaçlıyor sanırım. Günümüz Amerikan dizilerindeki zaman zaman pornografiye varan detayların çoğalmasını gözönüne alırsak, durum normal. Neyse...
Arrow, Smallville'den iyi bildiğimiz Oliver Queen/Yeşil Okçu karakterinden spin-off... diyeceğim ama pek spin-off değil. Adamlar ciddi ciddi mitolojisi olan gelişime dayalı bir dizi tasarlamışlar. Muhteşem, enfes, dört dörtlük vs diyemeyeceğimiz ama bir şekilde kendini izlettiren, özellikle DC hayranlarına hitap eden güzel bir seyirlik. Henüz 11 bölüm izlemiş durumdayım. Dizide hiç süper kahraman olmaması, ancak kahramanların süper kahramanları aratmayacak fizik ötesi kabiliyetleri(!)yle her türden izleyiciye hitap ediyor. Smallville'i sevenlerin Arrow'u da sevme olasılıkları var. Oyuncuların çoğu genç yeni kuşak oyuncular ve ellerinden geleni yapıyorlar. Benim favorim erkeklerden John Diggle'ı canlandıran David Ramsey ve bilgisayar dahisi güzel kız Felicity'i canlandıran Emily Bett Rickards. Kız dizi boyunca kısacık rolünün epey üstünde iş çıkartıyor. Üstelik te çok hoş.
Arrow'un DC'deki gelişimi hakkında bilgim yok. Diziyle çizgi roman ne kadar örtüşüyor bilmiyorum ama izlenir buldum, devam edeceğim.
Selamlar
Lami Tiryaki
Şimdi kahramanımız, genel DC karakterizasyon şablonu çerçevesinde zengin bir mültimilyarderin oğlu yakışıklı Oliver'dır. Oliver sevgilisini kızkardeşiyle aldatmaktadır. Bir gemi kazası sonucu tehlikeli bir adaya düşüp, adada 5 yıl boyunca zor zamanlar geçirir. Bu arada kazada yeni sevgilisi ve babası da ölür. Kahramanımız adadayken eski sevgilisi Oliver'ın en yakın arkadaşıyla yatıp kalkmaya başlar. Oliver adadan dönüp geldiğinde annesinin, babasının en yakın iş arkadaşı ve anladığım kadarıyla gerçekten arkadaşıyla evlendiğini görür. Eski sevgilisinin kankasıyla ilişkisini de farketmekte gecikmez. Teenager bir kızkardeşi vardır ve bu kızcağız da yine Oliver'ın kankasına yazılmaktadır. Starling şehrine döndükten sonra bildiğimiz Yeşil Okçu kimliğine bürünen Oliver, üzerine aldığı en büyük işlerden birindeki büyük bir mayfa babasının kızıyla çıktığı günün ertesinde yatmaya başlar, vs vs...
Diziyi yukarıdaki şekliyle düşündüğünüzde ya da birisi size böyle anlattığında aklınıza Küçük Emrah filmlerinin Amerikan versiyonu veya sıradan pembe diziler gibi bir şey geliyor olabilir. Aslında yanlış da değil, ama konu başka tabii. Dizide rol alan güzel hatunların katkılarıyla, (ki bu güzel hatunlara anne karakteri bile dahildir. Star Trek Voyager'ın müthiş Borg Kraliçesi Susanna Thompson güzellik ve çekicilikte genç rakibeleriyle yarşıyor adeta) dizi daha bir izlenir olmayı amaçlıyor sanırım. Günümüz Amerikan dizilerindeki zaman zaman pornografiye varan detayların çoğalmasını gözönüne alırsak, durum normal. Neyse...
Arrow, Smallville'den iyi bildiğimiz Oliver Queen/Yeşil Okçu karakterinden spin-off... diyeceğim ama pek spin-off değil. Adamlar ciddi ciddi mitolojisi olan gelişime dayalı bir dizi tasarlamışlar. Muhteşem, enfes, dört dörtlük vs diyemeyeceğimiz ama bir şekilde kendini izlettiren, özellikle DC hayranlarına hitap eden güzel bir seyirlik. Henüz 11 bölüm izlemiş durumdayım. Dizide hiç süper kahraman olmaması, ancak kahramanların süper kahramanları aratmayacak fizik ötesi kabiliyetleri(!)yle her türden izleyiciye hitap ediyor. Smallville'i sevenlerin Arrow'u da sevme olasılıkları var. Oyuncuların çoğu genç yeni kuşak oyuncular ve ellerinden geleni yapıyorlar. Benim favorim erkeklerden John Diggle'ı canlandıran David Ramsey ve bilgisayar dahisi güzel kız Felicity'i canlandıran Emily Bett Rickards. Kız dizi boyunca kısacık rolünün epey üstünde iş çıkartıyor. Üstelik te çok hoş.
Arrow'un DC'deki gelişimi hakkında bilgim yok. Diziyle çizgi roman ne kadar örtüşüyor bilmiyorum ama izlenir buldum, devam edeceğim.
Selamlar
Lami Tiryaki
Moderatör tarafında düzenlendi: