Günaydın Çizgi Diyarı...

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,047
75,624
hiçbiryerde :)
Günaydın herkese...

101410788825_d.jpg
 

abolardis

Onursal Üye
12 Şub 2011
6,630
24,406
Günaydın ;
Ben hala uyanamasamda:Uykumda dirsek temas aralığı hizaya gelme komutu veriliyor.Geldik ya derken bir baktım sırtımda bir el kalk geç kalacaksın.Aman dedim yinemi iş.Kalk kalk dedi uğraştırma beni.Neyse aynaya bir baktım bu hırpani kılıklı adam da kim benmişim meğerse saç baş 2.Dünya harbinden çıkmış gibi.Hızlıca bir toparlanma Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına Rizkimi veren huda dir kula minnet eylemem eşliğinde çayı hazırladım bir bardak içtim.Kahvaltı niyetine.Evdekilerin alıştırma dediği şu güvercinlerden ilk zararları görmeye başladım.Tabiatı sev yeşili koru anlayışıyla yaptığım yemleme hareketlerinden sonra karşılık olarak topluca arabanın üzerine yapılmış güvercin kakası saldırısı ile onlarca milli piyango almaya yetecek noktalama işaretlerini gören UFO lar arabalara iz bıraktı sanacak.Bu deyyuslara bir daha yem mem vermem gitsinler nerde yemlenirlerse yemlensinler.Şimdi acıdım ama kıyamam ben onlara yıkatırım bir şey olmaz.Sevda kuşun kanadında tamamda bu güzelliğinde bazı yan etkileri oluyor.Uçarlarken bile insanoğluna saldırı yapabilen ender yaratıklardan.Hayvanlardan söz açıldı.Bu pazartesi ile ilgili onlarında sorunu var.Atların pazartesi hastalığını okumuştum yıllar önce kendi kendime bende de var demiştim.Acımıştımda gariplere.Birde onların evlere şenlik ruam hastalığı var bizim dilbilimciler hastalığı bize uyarlayıp Türkçe sürümünü yapacak ya bizdeki karşılığı MANKAFA cuk demiş oturmuş fış demiş dilbilimci arkadaşın burnundan düşmüş.Nereden aklıma geldiyse bu hayvanlar Zembla nın etkisimidir nedir ? Bende bilmiyorum.Hangi bir düşüncemi analiz edeyim.Bir soba dolusu fikir üzerine benzin döküp yak ısınırsın.Ne gariptir şu düşünceler ne a noktasında ne b hep hareket halinde dur durak yok son istasyon yok.İnsan günde yaklaşık 100.000 düşünce üretiyormuş.Aman Allahım keşmekeşe bak.Ne yapacaksın bu kadar düşünceyi.Birde niye üretiyorsun.Şimdi canım sıkıldı.Bir cigara yaktım aç karnına olmaz ama.Ayrılığın hediyesi geldi birden aklıma şimdi sigarayı 3 pakete çıkarttım günde olsun be ne olacaksa olsun.Bu şartlarda biraz zor çıkartırız.Zam gelmiş galiba yine.Hava zaten soğuk siste var biraz benim halim memleketin hali.Sabahın erken saatlerini çok huzurlu buluyorum her zaman.Büyülü gibi ozon yere inmiş her köşeye sinmiş içimizi ısıtan sevda gözeneği gibi soludukça nüfuz ediyor bedenden ruha.Bir an durup biraz daha derin nefes alıyorum.Biraz tutuyorum içimde sahip olmak istercesine yavaşça bırakıyorum sıkıntıları süpürür gibi.Sabahın körü lafını hiç sevmem bence günün en özel saatleridir.Güneş doğmaya yakın bölüm ile doğuş anı.Güneşi selamlamayı çok severim bu yüzden.Karanlıktan aydınlığı geçiş spiritüel bir ana her gün tanıklık etme şansı ne muazzam bir görsellik.Görebilmek lazım bakabilmek lazım.Tanıklık edebilmek lazım.Her gün yaşanan bir doğa olayı değil sadece olan bir mesaj.Günaydın herkese tekrar.
 

gandor08

Yönetici
6 Ocak 2013
18,367
141,648
Günaydınlar ve iyi haftalar. Umarım sıkıntısız bir hafta geçiririz.

abolardis kardeşim gel sen 3 paket cigara içiyorsan günde benim gibi elektronik sigaraya başla ve rahatla. 7 aydır kullanıyorum ve çok memnunum, ama tek kötülüğü epeycene bi kilo aldım.
 

abolardis

Onursal Üye
12 Şub 2011
6,630
24,406
Günaydın Büyük Şair Atilla İlhan dan bir şiir hepimizin bildiği ;
tut ki gecedir
karanlık sıvaşır ellerine camlardan
birden kırmızıya döner
trafik ışıkları
kükürtlü dumanlar yükselir
korkuya batmış
camkırığı adamlardan
tehlikeye büyür sakalları

tut ki gecedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar
yeraltı örgütleri tetik üstünde
adres değiştirmiş silah kaçakçıları
fahişeler birbirinden kuşkulanıyor

tut ki gecedir
katiller huzursuz
hırsızlar sinirli
hainler ürkekçedir
elleri telefona kendiliğinden uzanıyor
ihanete gece müthiş bir gerekçedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar

ihanet bir bilmecedir
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,047
75,624
hiçbiryerde :)
Dün gece tam uykuya dalmışken bir titremeyle
uyandım; iki üç dakika oldu, yok geçmedi, üşüyorum
ve fena halde titreyip duruyorum, "sıtma" dedikleri gibi.
İki üç çorap, üstüme kazak giydim, yün yorganın içinde
polar battaniyeye sarılıp sarmalanıp birazcık ısındım.
Sonra sonra uyumuşum o şekilde.
İki haftadır grip, farenjit, soğuk algınlığı,
hastalar dolup taşıyor, üstelik işyeri çok soğuk
bu günlerde, kesin üşüttüm ve mikrop kaptım.
Hiç grip olmamıştım şimdiye kadar, kollarım
hafiften uyuşuyor kat kat giysi ve yorgan içinde;
etleri kesiliyor gibi oluyormuş insanların, sanırım
böyle bir şey bu dedim ama kendimi dinliyorum bir
yandan, pek ağrı hissettiğimi söyleyemiyorum.
Neyse uzatmamayım, sabah yarım saat yataktan
kalkamadım, emin olmamakla birlikte grip olduğumu,
dinlenmem gerektiğini varsayıyorum.
Merak ediyorum neler yaşayacağım "grip"li haldeyken.
İki haftadır arkadaşım izinli, onun yerine de çalıştığımdan
işe mutlaka gitmem lazım ve buralar çok yoğuuuun!
Neyse çekine çekine çıktım yataktan ama ne ağrım var
ne başka bir problem, gayet iyi hissediyorum.
Yok, olmadı galiba, iki saattir çalışıyorum ve herhangi bir
yerimde bir ağrım sızım yok, sanırım olmamışım :)...
Geçmiş olsun sevgili Mehmet Emin, umarım çok çabuk
iyileşirsin...
 

savok

Admin
30 Eki 2009
19,991
83,665
Kasımpaşa
Dün gece tam uykuya dalmışken bir titremeyle
uyandım; iki üç dakika oldu, yok geçmedi, üşüyorum
ve fena halde titreyip duruyorum, "sıtma" dedikleri gibi.
İki üç çorap, üstüme kazak giydim, yün yorganın içinde
polar battaniyeye sarılıp sarmalanıp birazcık ısındım.
Sonra sonra uyumuşum o şekilde.
İki haftadır grip, farenjit, soğuk algınlığı,
hastalar dolup taşıyor, üstelik işyeri çok soğuk
bu günlerde, kesin üşüttüm ve mikrop kaptım.
Hiç grip olmamıştım şimdiye kadar, kollarım
hafiften uyuşuyor kat kat giysi ve yorgan içinde;
etleri kesiliyor gibi oluyormuş insanların, sanırım
böyle bir şey bu dedim ama kendimi dinliyorum bir
yandan, pek ağrı hissettiğimi söyleyemiyorum.
Neyse uzatmamayım, sabah yarım saat yataktan
kalkamadım, emin olmamakla birlikte grip olduğumu,
dinlenmem gerektiğini varsayıyorum.
Merak ediyorum neler yaşayacağım "grip"li haldeyken.
İki haftadır arkadaşım izinli, onun yerine de çalıştığımdan
işe mutlaka gitmem lazım ve buralar çok yoğuuuun!
Neyse çekine çekine çıktım yataktan ama ne ağrım var
ne başka bir problem, gayet iyi hissediyorum.
Yok, olmadı galiba, iki saattir çalışıyorum ve herhangi bir
yerimde bir ağrım sızım yok, sanırım olmamışım :)...
...

Aynı ben ya!..
Sen gripsin...
Ağzını burnunu iyi sabunla..
Bol sıvı al... (derken rakı, bira demiyorum ha..)
İyice dinlen...
Bana da bunları demiştin...
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,047
75,624
hiçbiryerde :)
Alıntı: yeryüzü´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

"Dün gece tam uykuya dalmışken bir titremeyle
uyandım; iki üç dakika oldu, yok geçmedi, üşüyorum
ve fena halde titreyip duruyorum, "sıtma" dedikleri gibi.
İki üç çorap, üstüme kazak giydim, yün yorganın içinde
polar battaniyeye sarılıp sarmalanıp birazcık ısındım.
Sonra sonra uyumuşum...
Neyse çekine çekine çıktım yataktan ama ne ağrım var
ne başka bir problem, gayet iyi hissediyorum.
Yok, olmadı galiba, iki saattir çalışıyorum ve herhangi bir
yerimde bir ağrım sızım yok, sanırım olmamışım ...
..."



Aynı ben ya!..
Sen gripsin...
Ağzını burnunu iyi sabunla..
Bol sıvı al... (derken rakı, bira demiyorum ha..)
İyice dinlen...
Bana da bunları demiştin...


Böylece küçük bir diyalog ile
"hizmet içi eğitim" de yapmış olduk,
mevsimine uygun olarak. Hamiş, Çizgi
Diyarı hizmette sınır tanımaz :D...
 

abolardis

Onursal Üye
12 Şub 2011
6,630
24,406
Günaydın ;
Yine hafif rötarlı kalkabildim.Gözlerimde akşamdan kalma uyku şarapnelleri.Önce hafif derinden sonra kendi ahenginden bir gerinme ancak toplayabildim kendimi.Bir şeyler yeseydin davetlerine aldırış etmeden göz ucuyla bile bakmadan içten ve derinden teşekkürlerle attım kendimi insanlığın içine benim içinde insanlık içinde büyük bir adım sayılmaz.Sabahın o sessizliği dinginliği karanlıkla aydınlığın birbirini iteklemesi ( bu kadar sembolizmden sonra olmadı ama olsun komik durdu ) çocukluğumdan beri en sevdiğim saatlerdir.O sessizliği dinlemek uyanışı izlemek serin yayla rüzgarı gibi esintileri hissetmek....Bende olumlu duygular uyandırmıştır her zaman.Zaman ilerledikçe insan dahamı duygusallaşıyor bilmem ama duyguları daha yoğun yaşıyor.Bende onlardan biriyim galiba.Yaşam eğitiyor insanı.Yaşadıkların öğretiyor.Ve yaşam gerçekten en acımasız bir şekilde seni şekillendiriyor.Adımlarımı biraz sıklaştırdım.keşke hiç bir yere yetişme telaş ve endişesi olmasa aylaklık asıl görevimiz olsa.Buda mümkün değil ama bazan gerekli.Uzun süre insanlardan ayrı kalan insanlarla ilgili bir araştırma okumuştum.En çok neyi özlediniz ağırlıklı bir bölüm havadan sudan konuşmayı cevabını vermiş.İnsanların sadece havadan sudan konuştuğu tek dertlerinin soğuk havalar artan migren ve sızlayan romatizmaları olduğu bir gün düşünüyorum.Gündeme ilişmek bile istemiyorum.İçim dışım sağım solum önüm arkam haber.Uzmanlar hep bir yerde hep bir yerlerde proğramlar dozu artan eleştiriler dinlemiyorum bile çoğu zaman.Fırsat buldukça kendimi dinliyorum.Susuyorum gereksiz zamanlarda susmanın ruha ne kadar iyi geldiğini Gandhi den öğrenmiştim.Söz orucu tutarak içsel yolcuk yaptığından bahseder büyük yogi.Bende yıllardır bunun ne kadar önemli bir deneyim olduğunu farketmişimdir.Susmak kayıtsız kalmak demek değil tabi sadece değiştiremeyeceğiniz şeylerle zaman harcamanıza bir bariyer.Ve içsel sesleri ve gevezeliği kontrol etmek için yerinde bir yöntem.Suskunlar geldi birden aklıma İhsan Oktay ANAR dan oda ayrı bir şaheser.Zaman geçtikçe içsel gevezeliklerden dışsal çenebazlıklardan usandım.Anlamsız ve kendini tekrar eden söylemlerden boş laflardan kaçınıyorum.Bir değer katmıyorsa uzaklaşıyorum istem dışı.Boşa geçirilecek bir saniyem bile yokki.Bir şeyler okumalı derin düşünmeli ve iyi şeyler yapmalıyım.
Günaydın değerli arkadaşlar kendinize iyi bakın iyi düşünün iyi duyguların sayısını arttırın iyi niyetli olun iyilik yapın , saplantılardan , bilimsel olmayan insanlık değerleri ile bir arada yürüyemeyecek fikirlerden uzak durun en çok en değer verdiğiniz fikirleri eleştirin yeni düşüncelere açık olun kendinizi yeniden inşa edin bildiğiniz her şeyi bir günlüğüne unutun en karşı olduğunuz insanların düşüncelerini anlamaya çalışarak onların yerine kendinizi koyarak kendinize bakın en karşı olduğunuz düşüncelere ne kadar hak verdiğinize belkide siz de şaşıracaksınız.Görüşmek üzere
 

abolardis

Onursal Üye
12 Şub 2011
6,630
24,406
Günaydın ;
Erken kalktığım günlerden biri yine uzun süredir az uyku ile idare etmeyi öğrendim bunda tabi yıllardır araştırdığım doğu tefekkür tekniklerininde hayli etkisi var.Hava biraz soğuk biraz kasvetli birazda nemli attım kendimi caddelere içi dolu cafelere.Kahve içtim çay içtim biraz kendime geldim.İnsanlarda aynı telaş benim en sevdiğim saatler havada büyülü bir rüzgar mistik bir enerji spritüel bir titreşim.Bir huzur dalgası hakim.Yürürken her adımda biraz daha iyiliğin ve huzurun çoğaldığını düşünüyorum.İyi geliyor anı yaşamak.Bugünün sıkıntısı bugüne yeter yarını telaş etmeye gerçekten gerek yok ne olacaksa olsun.Modern zamanların modern devletlerin modern insanlarına has bir kaygı.Kaygı iyi diyor bazı uzmanlar dozunda ama kaygıyı kontrol edemezsinki bana göre.En iyisi uzak durmak.Hayal etmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha kavrıyor insan hayal etmek içsel bir süreçle başlayan ancak dışsal etkileri ile devam eden bir süreç.Yalnızlığı düşünüyorum.Paylaşmak için değil tabi (Asaf ın dediği gibi yalnızlık paylaşılmaz paylaşılsa yalnızlık olmaz ) bu hengamede oturmuşsun bir dağ başında tek ses uğuldayan bazan sessizce şarkı mırıldanan rüzgar ılık dağ havası ve çam kokusu mavi bir okyanusun içinde yeşille mavinin kozmik dansının tam merkezinde.Serçe çıtırtıları güvercin taklaları çekirge orkestrasının evrensel melodisi... Bütün bu naturel sesler bile ne kadar huzur verici.Ve bunlar onların yaşama kattıkları değer.Arada yaptığım meditatif bir çalışma çok moraliniz bozuk olduğu zaman bir ağaç bulun önce onunla konuşun sonra sırtınızı yaslayın biraz kendinizi çok daha iyi hissedeceksiniz müteakip alnınızı ağaca dayayıp bir 3-5 dakika bekleyin ağacın sizi nasıl toprakladığını negatif enerjinizi nasıl çekip aldığını şaşkınlıkla göreceksiniz.Tabiatta üzgün mutsuz neşesini kaybetmiş mal peşinde koşan canlı bulamazsınız.Doğa her zaman huzur ve mutluluk içindedir.Doğayla temas kurmadan insan özgürleşemez.İnsanın içsek yolculuğu kadar zor bir süreç yoktur ondan sufilerde bunu yolculuk olarak değerlendirmişlerdir.Doğunun o muhteşem zenginliği insanın insan olmasından kaynaklanan felsefesi üzerine kuruludur.Batının Ferrarisini Satan Bilgeleri sonradan bilgeliklerini satıp Ferrarilerini yeniden almışlardır.İnsan işte kendini bilmeden geçip gidiyor.İnsanda bilim adamlarının tespit ettiği retücüler harekete geçirme sistemi olarak adlandırılan ego merkezi dinlerin şeytan olarak tarif ettiği yer.İnsan her şeyi biliyorda en az kendini tanıyor.Her yere seyahat ediyorda kendi merkezine seyahat aklına bile gelmiyor.İnsan olmak zor be kardeşim gerçekten çok zor.İnsan kalmak dahada zor.Duyguları düşünceleri istek ve hırsları bazan bunların kokteyli Adam kadmon yada insanı kamil yada yogizimde yogi - yogini - ermiş - eren - hep kendini tekamül ettirebilen insanlar için farklı coğrafyalarda kullanılan deyimler.İnsan egosu her şeyi kendi merkezinde algılama eğiliminde.Benim gibi düşün değil aslında benim istediğim gibi düşüncelere sahip ol benim gibi inan benim doğrularımı kabul et benim inançlarımı kabul et ( inançlara saygıda abartıldı adam şimdi yer çekimine inanmıyorsa saygımı duyacağız ? ) benim geldiğim gelenekten ayrılma sonu yok kısacası ne kadar çok pranga sever var etrafta.Neyseki çizgi roman severlerde bu durum en az seviyede arada bazı manipülasyonlar olsada minimal seviyede.Ferrici ve Bignotticiler arasında bir mücadele olmaz.Yada mutantçılarla westernciler arasında kıyasıya bir ayrışım görülmemiştir.Merkez çok güçlü belki birazda ondan önemli olan çizgidir.Toplumda ki her kesim bunu böyle algılamalı.Her düşünce selekte edilmeli defalarca sorgulanmalı soruşturulmalı bilimsel altyapısı irdelenmeli buda analitik yaklaşımlarla mümkün analiz edebilmeliyiz ve sınamalıyız.Yoksa ataların dininden öteye gidemeyiz.Kendinize iyi bakın.
 

prince

Onursal Üye
20 Ağu 2012
4,471
27,020
Günaydın dostlar.
Şu soğuk günler,içinizi ısıtacak sıcacık haberlerle dolsun...
 

abolardis

Onursal Üye
12 Şub 2011
6,630
24,406
Uzun süre Milliyet Çocuk dergisinin genel yayın yönetmenliğinide yapan Ülkü Tamer in en bilindik şiirlerinden biri ile günaydın ;
uçakları nedeyim
gökkuşağı gönder bana
senin olsun süngülerin
gül dikeni yeter bana.

kan kurşundan silinince
kardeş olur, kardeş olur eller bana
kan kurşundan silinince
kardeş olur, kardeş olur, kardeş olur eller bana.

silahları nedeyim
benim sevgim mavzer bana
suya attığım çiçekler
bir gün olur döner bana.

kan kurşundan silinince
kardeş olur, kardeş olur eller bana
kan kurşundan silinince
kardeş olur, kardeş olur, kardeş olur eller bana
 

abolardis

Onursal Üye
12 Şub 2011
6,630
24,406
Günaydın ;
Bugün tarihin derinliklerinde yolculuğa çıkarak gün ışığına çıkartılmamış tarihi gerçekleri ilk kez dünya ile paylaşacağız.
yazının arka kapağında ki ifadeler aynen şöyle
Mükemmel bir makale
(New York Times )
Alışılmadık
( Madam Bowary )
Çok şaşırdım
( Çiko )
Oha oldum
( bay Obama )
Bu ayrıntı inanılmaz
( Samuel K.Bu arkadaş İsmail YK nın amca oğlu olup Şahin K ile ilgisi yoktur.)
Sümer M.Ö 2571 de bir gün ;
Tablet : 21 çeviri : 30 balonlama ve parlatma aynı kişi.Bu tablet çevirisi aslına sadık kalınarak tercüme edilmiş tercümenin doğruluğuda tecrübe edilmiştir.
Eski Sümer de internet sosyal medya ve tv ler icat olunmadan önce halk Zigguratlara adrese teslim çivi tabletleri ile çağrılırdı.Ozamanlarda da çok gelişmiş bir posta teşkilatı bulunuyordu.( Kahvem bitti bu arada çevirmenin notu hemen alıp geleyim ) Zigguratlar da rahipler her zamanki gibi temizlik tapınma ve arınma törenleri yapıyorlardı.Birde jurnal tabletlerin günlük değerlendirmesi yapılarak gerekli yasal işlemlerin yapılması için adli ve idari mercilere intikal ettiriyorlardı.Gelen jurnal mesajlarından birinde tahtranç adı verilen bir oyun oynandığı bu oyun oynanmasının tanrıları kızdırabileceği , gençlerin ahlakını bozduğu , insanları yalancılığa sevk ettiği belirtilmişti.Bunu duyan 40 tanrı rahibi deri rengi biraz çikolatalı kafası kukuletalı mantolu şevket hazretleri hemen duruma el konulması gerektiği kanaatine vararak Sümer cemaatini toplayın tanrılardan haber var halk korkmasın diyede not düşün kurban istemiyorlar şimdilik.Posta idaresi tarafından adrese teslim olarak abonelere dağıtımı yapılan tablet daveti sonrasında kadın kız kızan oğlan yaşlı nine dede herkes tapınağın girişinde toplanmıştı.
Başrahip mantolu şevket ; Ey cemaat tanrılardan size selam getirmişem size selam size selam size selam getirmişem nassınız iyiminisiniz?
Cemaat hep bir ağızdan aleyküm selam hocam elhamdülilah hamdolsun kedicikler nasıllar diye cevap verdi.
Başrahip mantolu şevket yanındaki ortanca rahibe sessizce ne oluyor ne kediciği lan nerden biliyor millet bizim kedicikleri
Ortanca rahip ; efendi hazretleri bende anlamadım bizim kedicikler yaptığımız alemleri anlatmasın deyyuslar sağda solda
Mantolu şevket ; dikkat edin kardeşim biraz bu ne rezalet
Ortanca rahip ; tamam şevket abi sen çaktırma bunlar kuru iftira de geç boş ver anlamaz bu sığır sürüsü
Mantolu Şevket ; Aynen öyle diycem - ey millet bunlar yalan ve iftiradır.Bizim böyle şeylerle işimiz olmaz biz tanrılar dışında bir şey uğraşmayız.Sağolsunlar ki bol tanrımız var Allah eksikliklerini göstermesin.
Bugünki toplanma nedenimiz tapınak merkezi haberalma teşkilatına gönderilen isimsiz bir tablette halkın tahtranç denilen bir oyun oynadığı söylenmektedir.
Akşam tanrılarla görüştüm bana yine vahiy geldi bu oyunu kim oynarsa manituların çayırlarında at koşturamaz merkep zıplatamaz.katır hoplatamaz
Ortanca rahip - abi ne diyon söylediklerine dikkat et biraz.
Mantolu şevket _ doğru lan
ey millet hatlar biraz karıştı crom ve mitra adına böyle şeyler yapmayın ayıptır günahtır tanrılar çok kızgın hepiniz alimallah cehenneme gidersiniz bu oyunu oynamak tanrıları çok kızdırır.Aklınızı kesinlikle kullanmayın akıl isteyen özellikle bana gelsin gelirkende tanrılara sunacağımız hediyesini unutmasın
Ortanca rahip _ abi biz noluyoruz diğer rahipler vallahi kafamızı bozma kediciklerle ne haltlar karıştırdığını bir sümer değil mezopotamya da duymayan kalmaz.
Mantolu şevket ; ey millet yanlış oldu şimdi tanrılardan yeni SMS geldi tapınağa gelsinler hediyeleride unutmasınlar.Tashih ediyorum tanrılardan özür diliyorum.Sizde özür dileyin bu kafir ve münafık ortak icadı zındık şirketler grubu tarafından imal edilen tahtranç oyununu oynayan zinhar marduk cennetine gidemez.Ey millet şimdi dua edeceğiz herkes secdeye kapansın
Ortanca rahip ; abi fazla uzatma duayı içerde misafirim var.Birde ilgilenmem gereken bir kaç mezopotamya köleciler birliğinden yeni gelen bir kaç kedi namzeti var biraz terbiye edicem.
Mantolu şevket ; Tamam lan tamam.Ağız tadıyla bir nutuk çekemedik başlarım böyle işe.
Ey millet tanrılarımız marduk , soros , obama , kraliçe elizabeth ve irili ufaklı bütün tarılarımız hepinizi kutsasın Allah tanrılarımızı başımızdan eksik etmesin.Ameno ameno ameno ho ho ho ho.( Noel babanın ho ho ho nakaratı sümet kökenlidir Çevirmenin notu.)
Halk dağılır.Eski Sümer de bugünkü hergelen meydanı ve köylerde ki geveze meydanları bulunmaktaydı.Halk orada toplanır güncel meseleleri konuşurdu.O zamanın en büyük mucitlerinden biri kal - el di.Kal - el laboratuvarında hiç çıkmadan çalışır ve tanrıların işleriyle fazla ilgilenmezdi.Tanrıların hakkı tanrıya benim hakkım bana diyip bunları fazla karıştırmamak lazım derdi.Din işleri devlet işleri ayrı olmalı kardeşim diye söylendiği Sümer geveze meydanlarında konuşulan mevzular arasındaydı.Geveze meydanın da Kal - el in çağının en büyük icatlarından biri üzerinde titizlikle çalıştığı dilden dile anlatılıyordu.Halk büyük bir merak içinde beklemekteydi.Sonunda beklenen gün gelip çatmış ve Kal - el icadını tamamladığını ve patentinide aldığını beyan etmişti.Halk büyük bir merak içerisinde icadın ne olduğunu bekliyordu.Kal el in zekasının tanrıların zekasına eşdeğer olduğunu söyleyen sivri zekalı ince akıllı kişilerde çoğalmıştı.Bazıları onun dünyaya inmiş bir tanrı veya % 30 tanrı % 70 insan olduğunuda düşünenlerin sayısı hiçte az değildi.Sonunda Kal - el elinde büyükçe bir aletle halkın karşısına çıktı.
Halktan bazıları ;
- Bu ne la Nerde icat serzenişleri yükselmeye başlayınca Kal - el hemen devreye girdi arkadaşlar değerli Sümerli dostlarım ;
Biliyorsunuz tarımı siz icat ettiniz ( aslında onunda mucidi Kal - el di ) yazıyıda siz buldunuz siz zeki çevik atik ve tetiksiniz ( yağlama ve yıkama o dönemde girizgah olarak kullanılırdı çevirmenin notu ) Ancak tarlaları rahat süremiyorsunuz saban çekmekten halkımızın yarısı bel fıtığı oldu kalan yarısında siyatik meydana geldi.Milletimiz yolda yürürken bile arka çamurluktan darbe yemiş araba gibi gidiyor.Hele kadınlarımızın şaftı kaydı kaportası bozuldu.Yatakta yatamaz tapınakta tapınamaz olduk.Bu böyle gitmez diyerek size dünyanın en büyük icadı olan burdizo pensi ni sunuyorum.
Halk ; ne pensi ne burdizosu ne yapacan aletle maletle
Kal - el ; değerli dostlar bu pens ile manitunun çayırlarında özgürce gezen taurus ( o zaman boğalara öyle deniyordu ve halk çok saygı göstermekteydi bu saygı sonradan erkek sığırlardan alınarak dişi ineklere verilerek yaşatılmaya devam edildi Hindistan da çevirmenin notu ) ların öfkesini sinirini ve erkekliklerini alıp onları hadım ağası yapacam ve artık söz dinleyecekler.
Halk ; olmaz kardeşim bu gavur icadı dinde yeri yok.
Kal - el ; ilgisi yok kardeşim göreceksiniz yakında deyip geldiği gibi gitti.O zamanlar tauruslar her yerdeydi özgürce gezip dolaşıyor ve sinirlenincede boynuzlarını hemen gösteriyorlardı halkı korkutup sindirmişlerdi.Kal - el ve 4 akrabası ki kayıtlarda bunlardan ikisinin kayınçosu olduğu birisinin emmioğlu olduğu bir diğerinin ise yiğeni olduğu anlatılmaktadır.Gözlerine kestirdikleri bir taurusu gel sana yem vereceğiz seni seveceğiz deyip Zühtünün samanlığına götürdükleri orada gariban hayvanın üstüne atlayarak etkisiz hale getirdikleri gariban hayvanın kafasına sopa vurarak bayıltana kadar dövdükleri anlatılmakta boğadan yandım anam seslerine aldırmadan yeni icat burdizo pensi ile hayvanın malum bölgesine şiddetli press uyguladıkları taurusun kurtulmak için çabalamasına imkan vermeden O - HA diyerek güzelim hayvanı kısırlaştırdıkları anlaşılmaktadır..Kaderine küsen boğaya ö - küz isminide bu şahsın verdiği bilinmektedir.Öküz bundan sonraki yaşantısında depresyona girmiş ve antidepresan kullanmak zorunda kalmış diğer bir takım meşum boğaların hanimiş benim boğam gel amcaya göster bakalım alaylarına maruz kalmışsada yakalanan bu taurus arkadaşlarda aynı işleme tabi tutulmuştur.İşte tarih Sümer de başlar ve tanrı boğayı yarattı ama ilk öküzü insan oğlu İcat etmiş / üretmiş oldu.Gariban öküzlerin tarihi ve icadı böyle oldu.Sümerde kullanılan bu öküzlerin idaresi konusunda ise yeni gereksinimler ortaya çıkmıştı.Kendi durumuna sürekli üzülen hayvanlara o meşum geceyi hatırlatmak için arada bir dürtülmeleri gerekliydi.Bunun da hesabını yapan büyük Sümer bilgini Kal - El tarafından mo - dul denen bir dürtme aleti geliştirmişti.Bu alet devri daim makinesi uzun bir sırığın ucuna eklenmiş demir bir çengelden ibaretti aslında balık oltasını andırıyordu.Öküzün ilerlemesi durduğunda bu modul devreye giriyor ve hayvanı dürterek ilerlemesini temin ediyordu.Modul ve öküz dünyanın en uzun süre kullanılan icatları olarak tarihteki yerini almış oldu.Zaman içerisinde entansif tarıma geçişle birlikte zamanla önemini yitirmiştir.Türk tarımında da uzun bir süre kullanılan öz be öz türkçe olan modul kelimesinin kullanım aralığı daralsada öküz vurgusu halen güncel ve değişen dünyada önemi giderek artan bir şekilde Kal - El anısına yaşatılmaya devam edilmektedir.Türk Dil Kurumu tarafından öz be öz türkçe olan bu kelimenin yeniden kullanılmasının sağlanması gereklidir.Facebook taki dürtme kelimesinin tam yerine oturmadığıda dikkate alınarak alet olarak modul ve mastar olarak modullamak fiilinin kullanılması yerinde olacaktır.İşte öküz böyle icat edildi modul böyle bulundu ve ilk oha böyle ortaya çıktı.Babaannem büyük bilge kadın şöyle derdi "sen öküz olursan modullayan çok olur."

 

prestij16

Süper Üye
9 Ağu 2010
2,585
3,389
Bugün tarihin derinliklerinde yolculuğa çıkarak gün ışığına çıkartılmamış tarihi gerçekleri ilk kez dünya ile paylaşacağız.

Yarın Dünya Basınında Başlıkları Görür Gibiyim :

Marca İspanya :

geçen yıl yazdığı uzun yazılarla ç.diyarına googleden garip ve tuhaf aramalarla hit geldiği için yönetimin eleştiri oklarını alan abolardis yeni yıldada rahat durmayacak gibiydi

İtalyan La Gazzetta Dello Sport :

abolardis Yönetimin Kalbini Kırdı, abolardis rep butonunu kapatan yönetime öfkeliydi

New York Times :

batının en son aradığı şey ç.diyarında yeni bir sultan

Alman Bild :

ç.diyarı basını markeli hedef aldı

teşekkürler güzel yazı :D:D:D günaydın çizgi diyarı :wbtr::wbtr::wbtr:
 

Shoryuken

Yönetici
9 Nis 2013
4,044
20,236
Kamlançu
Günaydın dostlar.
Abolardis gibi güzel yazamayacağım için şimdiden kusura bakmayın.
Bugün işlerden dolayı akşama kadar net başında olamayacağım.
Şimdiden selamımı vermiş olayım dedim.
Hayırlı günler, hayırlı işler.. :)
 

abolardis

Onursal Üye
12 Şub 2011
6,630
24,406
Günaydın ;
Bugün erkenden kalkmıştım yine.Benim için sabah saatleri günü en kıymetli saatleri.Ben o yüzden sabaha seyahat olarak görürüm bu anları.Serin ve rüzgarlı sabah saatleri benim için tatil hüviyetindedir.Bunun nedenlerini çok düşündüm neden bu saatlerde ayrı bir büyü var.Ortamda mistik bir hava oluşuyor.O anlarda.Vardığım netice ne biliyormusunuz sanırım insanlar uyuyor genelde ve düşünmüyorlar herkes rüya aleminde biranda dünyada değiller ve yeryüzü bundan çok rahat düşünce kirliliği yok.İnsanlar sadece teknolojileri ile dünyayı kirletmiyorlar düşünceleri ilede epeyce bir kirlilik yaratıyorlar.Yıllar sonra vardığım bu düşüncenin doğruluğunu bir seminerde de tekrar edildiğini duyunca aklın yolu bir dedim.Gayrı safi milli hasıla ve milli gelir dağılımı gibi kişi başında üretilen kötü düşüncelerde çevreyi özelde dünyayı genelde uzak genellemede kozmosu kirletiyor.Buna artık kaniyim.Sabahları bu yüzden büyülü bir rüzgar mistik bir hava var.O yüzden herkes rüya alemindeyken henüz kimse uyanmamışken 1 saatte olsun yeryüzünde dolaşmak iyi geliyor.Bir şey düşünmek istemiyorum sadece biraz daha fazla kendimi hissetmek istiyorum.Herkesin bir sahil kasabasında ömrünü tamamlamak hayali vardır benimde çam ormanları arasında olursa bir şale de.Son umut kırılmadan son iyi fikirler geri dönüşüme yollanmadan kimseyi yargılamadan son günlerimi orada geçirmek istiyorum.Şairlerin saf saf dolaştığı zamanda kendimi kendime hapsetmeden artık biraz insan olarak kendimden bile uzaklaşmak istiyorum.Artık farediyorumki düşüncelerim bozulmaya başladı sanırım insanlar uyanıyor.Keşke biraz daha uyusalar insanlar uyurken dünya daha güzel.Sorun uyanık olanlarda.
 
Üst