Centilmenler-05-Centilmenler İstanbul'da

tuzla

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
3 Şub 2010
810
41,926
46ejwuaomkooi9y5g.jpg


 

eankara

Onursal Üye
24 May 2010
1,368
8,185
Doğrusu, Martin Mystere maceralarından tanınan Alfredo Castelli'nin daha önceki döneme ait '' Aristokratlar ''ının ( ya da Sn. @tuzla 'nın çevirisiyle '' Centilmenler '' ) ilk cildinin diyarımızda yayınlanması benim için büyük sürpriz olmuştu. '' Centilmenler '' uzun süredir merakla beklediğim çizgi roman kahramanları olarak, Robin Hood, Arsen Lupin gibi roman kahramanlarıyla benzer nitelikli gruptu. Sn. @tuzla 'nın çabalarıyla bu kez, Centilmenler cildinde Sultan Ahmet Camii ya da Ayasofya gibi mekanları görmek bir başka sürpriz oldu.

Yeri gelmişken tekrar yazmak isterim, Sn. @tuzla, '' Modesty Blaise '' gibi uzun soluklu serilerin paylaşımlarında da gördük, aslında diyarımızda '' paylaşım güvencesi '' kaynaklarımızdan.

Kendisine , diğer paylaşımlarının yanında ,'' Centilmenler '' için de teşekkür ediyorum. ( Bir aksilik olsa gerek 14. sayfa açılmıyor. ) Ayrıca, Sn. @MZAMAN dostumuzun talebine katılmamam mümkün değil ! Diyarımızda, daha önce görmediğimiz Martin Mystere maceralarının paylaşımını yeniden görmek, benim için de sevindirici olacaktır.
 
Son düzenleme:
7 Şub 2021
9
28
İstanbul
İstanbul konulu bu macera çok güzeldi enfes bir yemek tadı bıraktı bende. Yanımda çantam 12 yıl önce ailemden habersiz geldim İstanbul'a.Üsküdar'da Harem otogarında ilk adımımı attım.Kız Kulesini görünce işte İstanbul dedim. Mesleğimi en iyi bu şehirde yapabilirim diye düşünüyordum.Ben bir radyo tv programcısıydım ve iş için gelmiştim.İşler ve hayat pek yolunda gitmedi.Dolandırıcılıktan çok kişiyi mağdur etmiş eski bir sahtekarın yanında bunu bilmeden işe başladım :) aylarca üç kuruş verip maaşın büyük kısmını diğer ay vere- eğim diye bir çok arkadaş ve beni kandırdı.Hatta bu yetmez gibi bir arkadaşımı baya zarara uğrattı.O zamanlar "nerden geldim İstanbul'a ?" şarkısı bana çok uyardı.Bir senem o işi bıraksamda paramı kurtarma ve iş aramaya devam ederek eziyet içinde geçti.İstanbul çok güzeldi ama ben tadamıyordum kısa süren bir ara verip Antalya'ya gittim inşaatta çalıştım dibe vurmuştum. Uzun yıllar süren eğitim hayatımın sonunda hayat beni bir otelin inşaatında çalışmaya itti.İnşaatta çalışmak zordu mecburdum. Maaş günü gelince ödemeler yapılmadı biz maaşı ne zaman ödeyeceklerini sorarken onlar sesimizi kesip çalışmaya devam etmemizi istiyordu. İşi bıraktım ve alacaklarımı bir müddet sonra da olsa aldım.İstanbul'a döndüm bu sefer daha büyük bir inşaat işinde iş buldum gece gündüz sıcak soğuk demeden çalıştım. Okumuş biri olduğumu görenler neden burda olduğumu sorup duruyordu onlara şu an hayatımın burda geçmesi gerektiğini senaryonun böyle olduğunu bunu yaşamam gerektiğini anlatıyordum ama onlar kafasızlığımdan sanıyordu :) hiç akılda yokken oğlunun okulu bitirip bir bankada çok güzel iş bulduğunu söyleyen oldu bu cümleler çok önemli çünkü ilerde beni ilgilendiriyordu:) orda gücümün yettiği kadar çalıştım dayanılmaz duruma gelince pes ettim. Pes ettim ama bu yolculuktaki yaşıtım sayılan çok arkadaşım işi çoktan burakmıştı bende pes ettim. Ailemi arayıp geri dönüş zamanının geldiğini söyledim. Dönmeye karar vermiştim ama bu şekilde değildi gözlerinde sevinçle gurur duyarak beni karşılamalarını istiyordum ama olmayacaktı bir suçlu gibi başım eğik boynum bükük şekilde dönecektim. Otobüs biletimi aldım kuzenim eski bir gazeteci onu arayıp "gidiyorum hoşçakal demek için aradım " dedim o bunu duyunca gitmeme izin vermedi ve işimden memnun olduğumu düşündüğünden karışmadığını ama iş istiyorsam yanında çalışabileceğimi söyledi ve beni evlerine çağırdı. Günler sonra çok güzel insanlarla tanıştım çok güzel bir işim oldu Bab-ı Ali'de Cağaloğlu'nda işe başladım.Orda İstanbul'u tattım haber yaptım gazetede röportajım yayınlandı artık senaryonun bu bölümündeydim.Eminönü,Sultanahmet,Sirkeci... daha neler neler içime çekiyordum İstanbul'u. Sonra gazetede patronum çok iyi olsa da eleman çıkartma oldu bende patronumun güzel sözleri ile veda etmek zorunda kaldım o gün vedalaştık ama ilerde başka bir yerde göğsünü gere gere benimle gurur duyduğunu söyleyecekti :) İşten çıktığımda biriyle konuşuyordum evlilik falan derken o da bir anda bıraktı beni gazeteden ayrıldığımı söyleyememiştim ona ve mecburen bir süre gazetede devam eder gibi konuşuyordum o bunu öğrenince beni yalancı sandı ve terk etti. Sürekli banka sınavlarına giren biriydi bana da bir banka sınavından bahsetmişti onu dinleyip başvurmuştum.Ayrılırken aklımı başıma almamı ailemi düşünmemi kendime çeki düzen vermem gerektiğini bir mesleğim olması gerektiğini bu şekilde zor olacağını söyledi ona kendime güvendiğimi çok kişiden daha akıllı olduğumu ve ailem içinde sorumluluklarımın farkında olduğumu söyledim ve bitirdik.O beni işsiz bir serseri sanmıştı :) çok uzun oldu ama ayrılığın acısı içimi acıtırken geceleri ders çalıştım gündüzleri üç beş kuruş kazandığım işler yaptım. Nihayet sonunda banka sınavını kazandım mülakatını geçtim hani inşaatta o adam oğlunu övmüştü bende artık bankada çalışacaktım :) adamın oğlunu övdüğü yerde çalıştığım bankanın merkezi yükseliyor şu an yani ben inşaatında çalıştığım kurumda çalışıyorum:) şu an orda değiliim şubedeyim ama genel müdürlüğe tayin çıkarsa bizzat beton döktüğüm yerde çalışıyor olacağım :) bana adam olmazsın diyen ayrıldığım kız da bankayı kazandığımı bir şekilde duymuştur çünkü akrabamdı :) kazandım ailem çok sevindi işe başladım gazeteden beni işten çıkartmak zorunda kalan patronumun hesabının olduğu şubede çalıştım :) çok şaşırdı ve benimle gurur duydu.Hayatımın kadınıyla da o sıralar tanıştım çok şükür Allah yüzümüze baktı evlendik ve şu an bir kızımız var bazen Eminönü Kapalıçarşı gezip duruyoruz :) 10 sene doluyor bankada bir şekilde bir standardım oldu macera dolu geçti zaman.Şimdi herşey çok mu süper değil ama İstanbul gerçekten maceralar şehri. Şu çizgiroman çok müthiş İstanbul olan herşey güzel galiba :)
 
Üst