Yeniçağa

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,315
50,249
NeverLand
5-3.jpg



Batı Karadeniz Bölgesinde, Bolu İli’ne bağlı bil ilçe olan Yeniçağa, doğusunda Gerede, batısında Bolu İl merkezi, kuzeyinde Mengen, güneyinde Dörtdivan ilçeleri ile çevrilidir. Yeniçağa, güneyindeki bir tepenin eteğindeki düzlüğe kurulmuştur. İlçenin kuzeyinde ve hemen yakınında kendi adıyla anılan yaklaşık 400 hektarlık Yeniçağa Gölü yer almaktadır. Jeolojik açıdan ilçe fay hattı üzerindedir.

İl merkezine 39 km. uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 225 km2 olup, 2000 Yılı Genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre; toplam 10.080'dir.

7-2.jpg


Yeniçağa Gölü

İlçenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Ankara - İstanbul Karayolu üzerinde bulunan ilçenin hemen kıyısındaki Yeniçağa Gölü kıyısında, kıyı boyunca uzanan ağaçların altı, mesire ve dinlenme yeri olarak halkın rağbet ettiği yerlerdir. Ayrıca gölde tatlı su balığı olan Karabalık avlanmaktadır.

15-1.jpg

İlçenin tarihi, ilçe merkezine 7 km. uzaklıktaki Eskiçağa Köyü'ne dayanmaktadır. Bu köy 700 yıl önce "Çağa" ismiyle Zonguldak yolu üzerinde iki tepe arasında kurulmuştur. 1402 Ankara Savaşı sırasında Yıldırım Beyazıt, Çağa köyünde bir süre kalmış ve bu süre içinde bir hamam ve bir cami yaptırmıştır. Çağa, büyük bir yerleşim yeri iken, 1909 yılında çıkan büyük bir yangın sonucu tamamen yanmış, yangın sonrası halkın büyük bir bölümü, Göl kıyısında bulunan bugünkü Yeniçağa’ya göç etmiştir. Göç olayı Sultan Reşat zamanında gerçekleştiğinden buraya onun adına Reşadiye adı verilmiştir. 17 Temmuz 1934 yılında Atatürk’ün Bolu’ya giderken mola verdiği Reşadiye’de yöre halkının Çağa’dan geldiğini öğrenmiş, Çağa’ya Eskiçağa, Reşadiye yerleşim merkezine de Yeniçağa denilmesini istemiştir. Aynı tarihte halkın isteği ve Atatürk’ün emirleri üzerine nahiye yapılmıştır. Yörede 1944 depremi sonrası, Eskiçağa halkının büyük bir kesimi yeniden Yeniçağa’ya göç etmiştir. 1934 yılında nahiye olan Yeniçağa 1990'da ilçe konumuna getirilmiştir.

İlçede günümüze gelebilen eserler şunlardır: Yıldırım Camisi, Eskiçağa'daki Türbe ve Yıldırım Beyazıt Hamamı'dır.

Yıldırım Camisi

Bolu ile Gerede arasındaki Yeniçağa ilçesinin Eski Çağa köyündedir. Vakıf kayıtlarına göre XIV.yüzyılda yapılmıştır. Banisinin kim olduğu bilinmemektedir.

Dikdörtgen planlı, üzeri kırma çatı ile örtülüdür. Yakın tarihlerde onarılarak özelliğinden uzaklaşan caminin kalın beden duvarları ilk yapısından kalmadır.

Caminin kuzey kısmında, 8.35 X 15.25 m. ölçüsündeki yüksek bir sahanlıktan son cemaat yerine girilmektedir. İki yanda son cemaat yerine açılan iki penceresi ile bu pencerelerin ortasındaki bir kapıdan ibadet mekanına girilmektedir. İbadet mekanı iki yandaki ikişer pencere ile aydınlatılmıştır. Dışarı taşkın olmayan mihrabı bir niş şeklindedir. Cami içerisinde sanat tarihi yönünden üzerinde durulacak bir süsleme elemanları bulunmamaktadır.

Yıldırım Beyazıt Hamamı

Yeniçağa İlçesi, Eskiçağa Köyü’nde bulunan bu hamam Yıldırım Beyazıt adına 1388 yılında yaptırılmıştır.

Bu hamam moloz taştan yapılmış küçük bir hamam olmasına rağmen mimari yönden önemli bir yapıdır. Soğukluk kısmı yıkılmış ve yeniden yapılmıştır. Sıcaklık kısmı iki bölümlü olup, üzeri Türk üçgenleri ve istiridye şeklindeki tromplardan oluşan bir kubbe ile örtülüdür.

Eskiçağa Türbesi

Eskiçağa’da bulunan bu türbenin kime ait olduğu ve ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Osmanlı türbe mimarisinde görülen tek kubbeli küçük türbe örneklerindendir.

Kare planlı basit bir yapıdır. Ancak, iç mekanı örten kubbe yüksek bir kasnak üzerine oturtulmuştur.

ÇAĞA GÖLÜ EFSANESİ

Çağa Gölü için anlatılan bir efsane vardır. Bu hikâye dini motiflerle süslü ve tarihsel gerçeklikten uzaktır. Bu efsane şöyledir:

Çağa Gölü’nün olduğu yerde bir köy varmış. Bu köyde yaşayan insanlar kazandıklarına şükretmezler, fakirlere yardım etmezlermiş. Sıcak bir yaz günü ihtiyar bir adam köye gelmiş. İhtiyar aç, susuz ve muhtaçmış. Köydeki evlerin kapılarını tek tek çalarak bir parça ekmek, bir yudum su istemiş. Hiç kimse bu zavallıya yardım etmemiş. Geriye sadece bir ev kalmış. Bu evde, vatanı için savaşa gitmiş bir adamın karısı ve çocuğu varmış. İhtiyar kapıyı çalmış, kapıya çıkan kadın ihtiyarın halini anlamış, fakat onunda yiyecek bir parça ekmeği ve bir tas ayranından başka bir şeyi yokmuş. Kadın elindekilerin yarısını ihtiyara vermiş.

Hikâyenin bundan sonraki kısmında aslında ihtiyarın Hızır olduğunu ve köy halkını sırayla sınavdan geçirdiğini görüyoruz. Tüm köy sınavı kaybederken, kadın sınavı kazanmıştır. Hızır, kadına çocuğunu alıp köyü terk etmesini söyler. Köy helak olacaktır. Çünkü köy halkı büyük bir suç işlemiş, kazandıklarından dolayı azmış, fakirlere yardımı kesmiştir. Kadın, çocuğunu alıp köyü terk eder. Bu arada köy sular altında kalmaya başlar. Bunun şiddetini anlatımda bilemiyoruz. Kadın bu felaket olurken dayanamaz ve geri dönüp köye bakar. O an sırtındaki çocukla taşa dönüşür. Bu taşın Şahnalar Köyü mezarlığının olduğu yerde bulunduğu ve yabancılar tarafından İngiltere’ye götürüldüğü anlatılır.

Bu efsane Türkiye’de başka yerler içinde anlatılmaktadır. Efsanede dikkat çeken şey, olayın peygamberlerin hayatlarından esinlenerek, bir anlamda doğaçlama yapılmış olmasıdır. Hızır ile Musa(AS)’ın bir kıssası vardır. Bu kıssada Hızır, Allah’ın izni ile Dünya’da gezer ve insanları eksiklerinden dolayı cezalandırır. Olayın ilk kısmı budur. Hızır (A.S.) köye gelir ve insanları sınavdan geçirir. Köy halkı erdemli davranmamıştır.

Köyün sular altında kalması, Nuh Peygamberin kavminin helak olma olayıdır. Nuh Peygamberin kavmi, Allah’a isyan edince Tufan çıkmış her yer sular altında kalmıştır. Kadının geri dönüp köye bakmaması, bakarsa taşa dönüşeceği de, Lut Peygamber ile ilgilidir. Lut Peygamberin zamanında Sodom ve Gomoro halkı isyan edip kötü yolda ısrar edince helak olmuşlar, Lut Peygamber ile inananlar kurtulmuştur. Kavmi helak olurken Lut Peygamber, yanındakilere “geri dönüp bakmayın” diye emreder. İşte bu istek aynen Çağa Gölü Efsanesinde de kullanılmıştır.

Bu anlatımlardaki unsurlar dini kaynaklıdır. Demek ki geçmiş çağlarda, gölün oluşumu bu şekilde açıklanmıştır. Efsanede gerçeklik ne kadardır bir tarafa, güzel bir mesaj verdiği kesin… Kazandığından fakirlere vermeyi unutma!

Kaynak: www.yenicaga.gov.tr
 
Üst