Ulu Çınarın Gölgesi (Nokta Dergisi Makalesi, 1987)

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,387

Ulu Çınarın Gölgesi
Beyazıt Kütüphanesi'nin Encamı
Nokta Dergisi Yazısı, 1987

"Beyazıt Kütüphanesi" şimdi mutlaka çok daha iyi bir durumdadır. Ama 1987'de öyle değilmiş. Bu yazı 1980'lerin ve 90'ların basın fenomeni haftalık "Nokta" dergisinin 11 Ocak 1987 tarihli sayısında, "İzlenimler" sayfasında çıkmış. Yazıda kütüphane "Ahı gitmiş, vahı kalmış" şeklinde tanımlanıyor. Kütüphaneden hâlâ yararlanan diyardaşlarımız varsa, bir kıyaslama yapacaklardır sanırım.


NOKTA_1987_01_Oca_Say_01_070.jpg

NOKTA_1987_01_Oca_Say_01_071.jpg

NOKTA_1987_01_Oca_Say_01_072.jpg

 
Son düzenleme:

direnc11

Yönetici
11 May 2009
10,090
36,891
İstanbul
İnsanların düşünceleri elbette zaman içerisinde değişebilir. İtirazım yok. Değişimin yoğunluğu ve sıklığı yadırgatıcı olabilir belki. Yazara bu yazıyı yeniden yazdırsanız Atatürk heykeliyle ilgili bölümü, Marx ve Nazım Hikmet'in kitaplarıyla ilgili bölümü ve Osmanlı İmparatorluğu'nun çürüyüp çöktüğüne dair tespitini değiştireceğinden emin gibiyim. Yazıyı ikinci kez okursam değiştireceği başka şeyler de bulacağımdan eminim. Bu zatı sevmiyorum. Yazdıklarına hiç ama hiç itimadım yok. Dolayısıyla ister istemez bu yazıyı da aynı gözlükle okudum. Muhtemelen kütüphaneyle ilgili söylediklerinin önemli bir bölümü doğrudur ama bu adamın doğru söyleyebileceğine dair inancım zayıf olunca şüpheyle yaklaşıyor insan. :) En azından bazı sorunları da abarttığından eminim. Her neyse...

Bu yazının işaret ettiği daha kötü bir durum söz konusu. Kütüphanenin sıkıntılarından daha önemli bir sorun: Kütüphaneyi bir yılda ziyaret eden kişi sayısı (34bin kişi). Bu rakam doğruysa bir felaketi işaret ediyor. Dibinde kocaman bir üniversite, etrafına vakıflar, vs... olan bir kütüphaneyi haftada bu kadar insan ziyaret etmeli, yılda değil. Kütüphanenin web sayfasını ziyaret ettim. İstatistikler diye bir bölüm vardı. Lakin ilgili sekmeye tıklanınca bir şey çıkmıyor.

Aradan yaklaşık 30 yıl geçmiş, muhakkak bir sürü şey değişmiştir. Giden dostlarımızın olduğunu biliyorum. Belki değişimle ilgili bizi bilgilendirirler. Aslında gazetelerde yayımlanan çizgi roman bantlarının derlemesini yapabilmek için bile zaman ayırıp kütüphaneye gitmeliyiz. Bakalım...
 
Son düzenleme:

Hakan Alpin

Çizgi Roman Ustası
Onursal Üye
24 Şub 2015
1,786
15,175
1980'lerin ortasından 1990'ların sonuna kadar her hafta Beyazıt Kütüphanesi'ne çizgiroman ve diğer araştırmalarımla ilgili önemli mesai ayırdım.. Şimdi hatırladığım ilk şey; listelediğiniz kitabı getirmekten adeta imtina eden, nemrut suratlı, kitap ya da arşiv değeri bilmediği 10 kilometreden anlaşılan memurlardı..
Gazete arşivinden ve süreli yayınlar bölümünden cilt alıp incelemek ise adeta işkenceydi.. Her defasında (eğer uğurlu gününüzde değilseniz) en fazla 1 (bir) cilt alabilirdiniz.. Onu da kafanıza vurur gibi verirlerdi..

Gazeteciler Cemiyeti'nin gazete arşivi iyiydi o yıllarda.. Ancak o da bir sabotaja uğramış ve gizli bir el tarafından tüm rafları domino taşı gibi devrildiği için ciltler yırtılmış, zedelenmiş ve dağılmıştı..

O yıllardaki en güzel arşiv, bünyesinde sayısız çizgiroman söyleşisi ve sergisi organize ettiğim Atatürk Kitaplığı'ndaydı.. O da tam tasnif edilmemişti.. Sonraki yıllarda açık ara öne geçti.. Hem yaptığı alımlarla, hem de verdiği hizmetle.. O dönemde bölümün başındaki Sevgili Lütfü Şen'i hayırla yad ediyorum..
 
Üst