Ultimate Spider-Man #56

Tarkan88

Çeviri & Balonlama
14 Nis 2018
63
1,124
Selamlar arkadaşlar. Bu cumartesi de yeni sayıyla devam ediyorum. Kısa bir şekilde açıklama yapıp sizi hemen linkle yalnız bırakacağım. 56.sayı grafik çevirileri açısından beni epey zorladı. Zaten dikkatli arkadaşlar nerelerde zorlandığımı okurken hemen fark edeceklerdir. Ama çok araştırdım ve elimden geldiğince uğraşıp bir şeyler elde etmeye çalıştım. Kendi açımdan güzel bir iş çıkardığımı düşünüyorum. Tabii her zamanki gibi benim için sizin memnuniyetiniz daha değerli olduğu için müsait arkadaşlardan görüşlerini, yorumlarını, eleştirilerini ve eğer tavsiyeleri varsa tavsiyelerini bekliyorum. Mesela ben açıkçası cümle sonundaki kısa çizgi ile kelimelerin bölünmesi okuma zevkinizi baltalıyor mu merak ediyorum. Çünkü dil farklılıklarından dolayı balon estetiği için çokça kullanmak zorunda kalıyorum. Hangisi daha önemli sizin için bunu belirtebilirsiniz.

Son olarak bu süreçte çok eğlendiğimi söylemek istiyorum. Zor ve yorucu olsa da güzel gidiyor. Aynı zamanda grafik çevirileriyle uğraşırken PhotoShop bilgim de epey gelişiyor. Açıkçası, bu işe başlarken bu kazanımı beklemiyordum. Benim için gayet güzel oldu. İleride çok daha zor grafik işleri olan çevirileri kolay bir şekilde size sunmamı sağlar diye umuyorum. Şimdiden hepinize çok teşekkürler ve hatalarım varsa eğer affola. Umarım hafta sonunuza ufak da olsa bir güzellik katabilirim. Güzel günler diliyorum.

rzue34p.jpg


56.Sayı
 
Son düzenleme:

gitarisyen

Çeviri & Balonlama
7 Ara 2016
457
3,785
Hiçbir Şey Ülkesi
Ellerinize sağlık, harika bir çeviri balonlama (ve grafik düzenleme çalışması) olmuş bence. Çizgi romanı indirip şöyle hızlıca bir göz attım: İç kapaktaki (2. sayfadaki) metni, bölüm başlığını, (yazar, çizer, renklendiren v.s. gibi) eserde emeği geçenlerin unvanlarını Türkçeye çevirip o sayfayı yazı fontları ve puntolarına göre düzenlemek gibi zor bir işi harika bir estetik anlayışla sayfaya yedirmiş olmanız bir yana; 4. sayfadaki "Lincoln Tüneli" yazan tabeladaki yazıyı bile öksüz bırakmayıp Türkçeleştirmiş olmanız, işinizde ne kadar titiz ve özenli olduğunuzu gösteriyor.

Satır sonlarında hece bölme konusuna gelince; ben çizgi roman çeviri ve balonlaması dışında uzun zamandır (son birkaç yıldır çok zaman ayıramasam da) yabancı filmlerin Türkçe çevirisini yaparak alt yazı da hazırlıyorum ve film alt yazılarında bazı kurallar var: Örneğin, bir sahnedeki alt yazı iki satırı geçemez ya da kelimeler hecelerine ayrılarak kesinlikle bölünemez! Bunlar tabii ki, film alt yazıları için geçerli kurallar. (Çizgi Diyarı'ndaki ilk çizgi roman çeviri ve balonlamamda balonlamayı film alt yazısı gibi düşünerek kelimeleri hecelerine ayırmamaya çalışmış ve çok zorlanmıştım.) :) Ancak çizgi romanda durum biraz farklı. Naçizane fikrimi soracak olursanız; çizgi romanda (bence) estetik biraz daha ön plana çıkıyor ve bu da en çok balon içlerindeki yazıların yerleşiminde söz konusu oluyor. Benim tercihim ve çalışma stilim; yazıları balona sığacak / ortalanacak / balonun şeklinin bozmayacak şekilde yerleştirebiliyorsak mümkün olduğunca hece kesme işareti kullanmamak yönünde. Ancak estetik gerektiriyorsa ya da kelimeyi (hece kesme çizgisiyle) bölmediğimiz zaman çok kötü bir görüntü ortaya çıkıyorsa kelimeleri bölmek gerektiğini düşünüyorum. Kısacası bu, balonun şekline, çeviri ve balonlamayı yapanın bunu gerekli görmesine ve yazıların balona sığma durumuna bağlı olarak alınacak bir karar gibi görünüyor benim açımdan. (Tabii bazen -balonun durumuna, yazı fontuna, panelin özelliğine ve balonun büyüklüğüne bağlı olarak- sürekli kelime bölmek gerekebiliyor.) :) Sonuçta sanırım bu konuda daha çok görselliği değerlendirmek gerekiyor ve sorunuza gelecek olursak: Hayır, kelimelerin hecelere (elbette hece kesme kurallarına uyarak) bölünmesi asla benim okuma zevkimi baltalamıyor. :)

Bu konularda daha detaylı bilgiler için şu linke de bir göz atabilirsiniz:

Çeviri ve Balonlama (ÇB) Faaliyetlerinde Uygulanması Gerekli Asgari Standartlar

Sevgili savok üstadın hazırlayıp paylaştığı yukarıdaki linkte de gördüğünüz üzere 9. maddede şöyle yazıyor:

9) Metinlerin yerleştirilmesi esnasında kelimelerin kesilip kesilmemesi görsellik açısından değerlendirilmelidir. Kelimenin kesilmemesi dengesiz bir metin yerleşimine yol açıyorsa kelimeleri hece kesme kurallarına uyarak kesmek görselliği arttırmak için daha uygun bir çözüm olacaktır. Elbette mümkün olduğunca bu işlemden kaçınılmalı ve gerekmedikçe başvurulmamalıdır.

Bu da yol gösterici olur sanırım.

Bu açılardan baktığımız ve hepsini göz önüne aldığımız zaman, ben sizin çeviri ve balonlamasını yaptığınız balon - yazı yerleşimlerini de çok sevdim.

Tekrar bu güzel çeviri ve balonlama çalışmanız için çok teşekkür ediyorum.
 
Son düzenleme:

borkum

Yeni Üye
5 Haz 2014
73
108
Bir aferin daha... Gene güzel iş çıkarmışsın. Çeviri tarzın hoş. Asıl anlama sadık kalarak serbest ve doğaçlama bir çeviri tarzın var. Ve üstelik dile hakimiyetin de iyi olduğundan güzel sonuç çıkarıyorsun.
Bu kadar pohpohlamanın ardından biraz da eleştiri ve tavsiye faslına geçeyim.
4. sayfadaki, "1996'dan beri..." diye başlayan balondaki cümle bana pek olmamış gibi geldi. konuşma akışına uymayan bir ifade var orada... ayrıca aynı sayfada, son balondaki kekeleme yanlış bence.. orijinalindeki kekelemeyi koymuşsun ama dilimizde kekeleme cümlenin başında olur daha ziyade, cümlenin sonunda değil... biraz kötü durmuş... "bu--burdan" tarzı bir kekeleme daha iyi giderdi.
5.sayfadaki grafik işçilik acemi için olağanüstü. ciddi çaba ve emek verdiğin anlaşılıyor. grafik işçilikteki eksik ve hataları burada söylemeyeceğim ama bizim kültürümüzde hasımlar birbirine "öl" demez, "geber" der. keşke geber kelimesini kullansaydın.
6. sayfada, "iyi olduğunu sanmıyorum" ibaresinde neyin iyi olmadığı tam anlaşılmıyor. söylenen sözün iyi olmadığının düşünüldüğünün anlaşılacağı bir cümle yapılanması daha iyi giderdi sanki... ayrıca, son balondaki "heyecan almak" olmamış. bizim dilimizde heyecan alınmaz, duyulur ki; ilk kullanım doğru ikinci kullanım yanlış olmuş.
7. sayfada, "rant" kelimesinin karşılığını lakartı" olarak vermen takdire şayan... ama boş lakırtı demene gerek yok. lakırtı zaten boş laf demek... aynı sayfada mgerekiyor yerine gerikiyor yazmışsın ama olur böyle ufak tefek maddi hatalar... üstünde durmaya değmez. bir de; yükseltme yerine iyileştirme mi kullansaydın... upgrade'nin oturmuş bir karşılığı henüz oluşmamışsa da iyileştirme daha iyi gibi... gene aynı sayfada, "fakakta" yerine saçma pek yeterli gelmedi bana... bu tarz informal kelemeler için urban dictionary'yi tavsiye ederim. nitekim orada, "iyi çalışmayan veya gerçekten saçmalık olan bir şeyi tanımlamak için kullanılan bir kelime. Yidiş kelime" olarak tanımını bulabilirdin. sonrasında türkçe karşılık bulmak sana kalıyor. bana "dandik" daha iyi olurmuş gibi geldi.
9.sayfada, "göründüğünden daha çetin cevizsin" sözüyle bu söze verilen cevap uyumsuz. "eskiden olduğundan" deseydin daha iyiydi. Peter'ın otto'ya saydırdığı balonda "sen kafayı yemiş..." fazla gelmiş. gereği yoktu ve akışı bozmuş.
14.sayfada; grounding yerine ceza demişsin. grounding'in türkçe karşılığı yok ama keşke ceza dışında bir karşılık bulsaydın. ingilizcedeki bir çok farklı kelimenin dilimizde tek kelime ile karşılanması beni çok rahatsız ediyor. grounding, çocuğa verilen evden çıkmama cezası... sadece ceza meramı anlatmakla beraber yetersiz kalıyor bence... ayrıca; tranny'nin karşılığına hükümdarlık da pek olmamış. zorbalık, baskıcılık vs daha iyi giderdi. "bugün üretken günümdeyim ibaresi de okurken beni çok rahatsız etti. ne alakası var bu lafın dedirtiyor adama...
16. sayfada, "neden sadece pes etmiyorsun..." daki sadece oraya uymuş mu? bence hiç gereği yok. ingilizcede just yoğun olarak kullanılıyor ama bizde o kadar çok kullanılmaz. 4. balonda peter'ın kasttetiğinin metal kollar olduğu belli... o cümleye kolları yedirseydin, sonraki konuşmalar daha anlamlı olurdu. bu haliyle otto'nun söyledikleri havada kalmış. kolların olmadan bir hiçsin sataşmasına aslında haklısın ama bunu duymak canımı sıktı minvalindeki bir akış şahane otururdu oraya...

evet... ıcığına cıcığına didiklemek bu kadar...
biraz da şikayet ettiğin balon içi yerleşim ve kesme işareti problemine değinelim. kesme işaretinin mümkün olduğunca kullanılması iyidir. sadece kaçınılmaz olduğunda kullanmak en iyisi... kaçınılmazlığı azaltmanın yolları da var. cümleye takla attırmak kelimelerin yerini değiştirip kelime uzunlukarını balona uyumlu hale getirmek veya cümleyi farklı kelimelerle yazmak veya balon büyütmek... bunları zamanla yapabileceğini düşünüyorum.
ve en büyük ve en son eleştirim...
orijinalindeki font büyüklüğüne mümkün olduğunca sadık kal... bu çizgiromanda ciddi oranda küçültmüşsün fontu...

Bütün bu dediklerim şevkini kırmasın sakın... çok iyi yoldasın. aynen devam.
 

Tarkan88

Çeviri & Balonlama
14 Nis 2018
63
1,124
Bir aferin daha... Gene güzel iş çıkarmışsın. Çeviri tarzın hoş. Asıl anlama sadık kalarak serbest ve doğaçlama bir çeviri tarzın var. Ve üstelik dile hakimiyetin de iyi olduğundan güzel sonuç çıkarıyorsun.
Bu kadar pohpohlamanın ardından biraz da eleştiri ve tavsiye faslına geçeyim.
4. sayfadaki, "1996'dan beri..." diye başlayan balondaki cümle bana pek olmamış gibi geldi. konuşma akışına uymayan bir ifade var orada... ayrıca aynı sayfada, son balondaki kekeleme yanlış bence.. orijinalindeki kekelemeyi koymuşsun ama dilimizde kekeleme cümlenin başında olur daha ziyade, cümlenin sonunda değil... biraz kötü durmuş... "bu--burdan" tarzı bir kekeleme daha iyi giderdi.
5.sayfadaki grafik işçilik acemi için olağanüstü. ciddi çaba ve emek verdiğin anlaşılıyor. grafik işçilikteki eksik ve hataları burada söylemeyeceğim ama bizim kültürümüzde hasımlar birbirine "öl" demez, "geber" der. keşke geber kelimesini kullansaydın.
6. sayfada, "iyi olduğunu sanmıyorum" ibaresinde neyin iyi olmadığı tam anlaşılmıyor. söylenen sözün iyi olmadığının düşünüldüğünün anlaşılacağı bir cümle yapılanması daha iyi giderdi sanki... ayrıca, son balondaki "heyecan almak" olmamış. bizim dilimizde heyecan alınmaz, duyulur ki; ilk kullanım doğru ikinci kullanım yanlış olmuş.
7. sayfada, "rant" kelimesinin karşılığını lakartı" olarak vermen takdire şayan... ama boş lakırtı demene gerek yok. lakırtı zaten boş laf demek... aynı sayfada mgerekiyor yerine gerikiyor yazmışsın ama olur böyle ufak tefek maddi hatalar... üstünde durmaya değmez. bir de; yükseltme yerine iyileştirme mi kullansaydın... upgrade'nin oturmuş bir karşılığı henüz oluşmamışsa da iyileştirme daha iyi gibi... gene aynı sayfada, "fakakta" yerine saçma pek yeterli gelmedi bana... bu tarz informal kelemeler için urban dictionary'yi tavsiye ederim. nitekim orada, "iyi çalışmayan veya gerçekten saçmalık olan bir şeyi tanımlamak için kullanılan bir kelime. Yidiş kelime" olarak tanımını bulabilirdin. sonrasında türkçe karşılık bulmak sana kalıyor. bana "dandik" daha iyi olurmuş gibi geldi.
9.sayfada, "göründüğünden daha çetin cevizsin" sözüyle bu söze verilen cevap uyumsuz. "eskiden olduğundan" deseydin daha iyiydi. Peter'ın otto'ya saydırdığı balonda "sen kafayı yemiş..." fazla gelmiş. gereği yoktu ve akışı bozmuş.
14.sayfada; grounding yerine ceza demişsin. grounding'in türkçe karşılığı yok ama keşke ceza dışında bir karşılık bulsaydın. ingilizcedeki bir çok farklı kelimenin dilimizde tek kelime ile karşılanması beni çok rahatsız ediyor. grounding, çocuğa verilen evden çıkmama cezası... sadece ceza meramı anlatmakla beraber yetersiz kalıyor bence... ayrıca; tranny'nin karşılığına hükümdarlık da pek olmamış. zorbalık, baskıcılık vs daha iyi giderdi. "bugün üretken günümdeyim ibaresi de okurken beni çok rahatsız etti. ne alakası var bu lafın dedirtiyor adama...
16. sayfada, "neden sadece pes etmiyorsun..." daki sadece oraya uymuş mu? bence hiç gereği yok. ingilizcede just yoğun olarak kullanılıyor ama bizde o kadar çok kullanılmaz. 4. balonda peter'ın kasttetiğinin metal kollar olduğu belli... o cümleye kolları yedirseydin, sonraki konuşmalar daha anlamlı olurdu. bu haliyle otto'nun söyledikleri havada kalmış. kolların olmadan bir hiçsin sataşmasına aslında haklısın ama bunu duymak canımı sıktı minvalindeki bir akış şahane otururdu oraya...

evet... ıcığına cıcığına didiklemek bu kadar...
biraz da şikayet ettiğin balon içi yerleşim ve kesme işareti problemine değinelim. kesme işaretinin mümkün olduğunca kullanılması iyidir. sadece kaçınılmaz olduğunda kullanmak en iyisi... kaçınılmazlığı azaltmanın yolları da var. cümleye takla attırmak kelimelerin yerini değiştirip kelime uzunlukarını balona uyumlu hale getirmek veya cümleyi farklı kelimelerle yazmak veya balon büyütmek... bunları zamanla yapabileceğini düşünüyorum.
ve en büyük ve en son eleştirim...
orijinalindeki font büyüklüğüne mümkün olduğunca sadık kal... bu çizgiromanda ciddi oranda küçültmüşsün fontu...

Bütün bu dediklerim şevkini kırmasın sakın... çok iyi yoldasın. aynen devam.

Yaptığınız tüm yapıcı eleştirileriniz için çok teşekkür ederim. Kendime pay çıkaracağım bir iki nokta olmadı diyemem ama saydığınız kelimelerle ilgili bir çok eleştirinize genel olarak basit bir cevabım var. Gerçi cevap derken ukalalık yapmış gibi gözüküp yanlış da anlaşılmak istemiyorum. Benim amacım sadece, yanlış gözüken bazı şeylere ufak bir açıklama yapmak istemem. Şöyle ki bahsettiğiniz çoğu mesele inanın benim de iki arada bir derede kaldığım sorunlar fakat balon sığdırmada sıkıntı yaşamamak için bazı çevirileri basit bir şekilde kısa kelimelerle geçiştirmek zorunda kaldım. Örneğin "geber" yerine "öl" kelimesini kullanmam tamamen bu sebepledir. Geber kelimesini denediğimde harf sayısı olarak uzun kaldı ve fontun ölçeğini küçülttüğümde de bana göre oradaki saldırgan tavrın gücünü edebi olarak hissettiremeyeceğini düşündüm. Balon içi zaten başlı başına başka bir problem. İngilizce Türkçeye göre kelime bazında kısa kalıyor bilirsiniz. O yüzden tam karşılığı sağlamak için uzun kelimeler ve cümlelerle anlatmak zorlaşıyor. Ben de okuyucuyu rahatsız etmeden zaten manayı kendi zihninde canlandırabileceğini düşünerek bazen böyle "kötü" çevirilere başvurabiliyorum. Çünkü sonda da belirttiğiniz gibi fontu küçültme bir çözüm olmadı aksine gördüğüm kadarıyla rahatsızlık bile vermiş. Senin kelime haznen veya çeviri hakimiyetin zayıfsa bana ne diyebilirsiniz. O sizin takdirinizdir tabii ki bir şey diyemem ama bundan sonra dikkat etmeye çalışacağıma emin olabilirsiniz. Bu arada faydalandığım tavsiyeleriniz de oldu. Mesela "fakakta" çevirisinde benim aklıma dandik kelimesi gelmemişti. Artık bunu kullanırım. Teşekkürler. Neyse şimdi her şeye tek tek cevap yazıp da ukala gibi gözükmek istemiyorum dedim zaten. Ama genel olarak sorunlar bu gibi nedenlerden kaynaklandı. Çeviride üslup meselesi de inanın çok etkili. Zaten yüksek ihtimal bunu siz de biliyorsunuzdur. Çeviriye, farklı bakış açıları fazlasıyla etki ediyor. Sizin bir cümleden anladığınızı ben başka şekilde yorumlayıp düşünebiliyorum. Herkesi memnun etmek mümkün değil belki ama elimden geleni yapmaya çalışıyorum ve çalışmaya da devam edeceğim.

Tekrara düşmek istemesem de yapıcı eleştirileriniz için tekrardan çok teşekkür ederim. Umarım terslemiş gibi görünmemişimdir. Zaten en baştan beri ısrarla forumdakilerin yorumlarını önemsediğimi söylememin nedeni tam olarak buydu. Okuyucuların baktıkları noktadan bakıp bazı şeyleri düzenlemek için imkan elde etmek istemem. Bir kişi her şeyi en iyi bilir ve yapar diye bir şey yoktur. Bu yüzden bu tarz şeyler benim için çok değerli. Zamanla gelişmek ve ileride daha iyi ve anlaşılır eserler sunmak en büyük arzum. Buraya kadar okuyup düşüncelerimi anlamak için sabredenlere de ayrıca çok teşekkürler. :) Herkese güzel günler diliyorum. :)
 
Üst