türkiyede neden çizgi roman çizeri yetişmez

okgc

Yeni Üye
23 May 2025
3
0
YETİŞMEZ ÇÜNKÜ

bizim ülkede fesatlık vardır size bu işi öğretecek tek gönüllü bulamazsınız

eskiden sadece bir kaç kişi vardı o da bu işten para kazanıldığı zamanlarda yetiştirecek ve ondan para kazanacak öyle

zaten çizgi roman çizerliği bu ülkede öldü

önce de iyi çizer yok denecek kadar az dı.

bizim ülke insanı çok acaip

sadece bu ülkede fesatlık vardır bu işi zamanında birilerinden öğrenmiş başka birileri birazcık para kazanınca yeni yeteneklere kapıyı kapadı

elinize alın çizimleri çıkın karşısına çizimleriniz o kişiden iyiyse çizimlerinizi başkaları görmesin diye ortadan kaybeder hatta size yolu gösterir

hadi çocuğum sen git güzel sanatlara oradan öğren

nerede kalmıştık kızlara imza vermeye devam

dedik ya zaten bu ülkede gerçek çizer çok az
bir kaçı hariç o da menfaati yoksa ölse göstermez

tecrube konuşuyor

dünya standardı ile türkiye arasında dağlar var

çoğu bilmeyene çizimler benzer gelir ama değil yok öyle bir şey

adamların cin aliden bozma patlıcan burunlu taramadan görünmeyen çizimleriyle adam olduğu ülkeydi burası

artık üzülmeyin yapay zeka var

o fesat sözde çizerlerin avrupada amerikada olsa kese kağıdı olmayacak çizimlerine milyonlar bayıldınız geçmişte el üstünde tuttunuz devir geçti

sadece çizgi romanda değil her işte bir fesatlık var bu ülkede başka ülkede olsa yeteneğinizi gördüler mi peşinizi bırakmaz zorla öğretirler bu ülkede ise gidin bana gösterin deyin sopayla kovalarlar sizi

adam malı götürmüş şimdi sana gösterip işinden mi olacak değil mi

amerikada bir çizim götürdüğünüzde sizde bir ışık varsa size insan gibi davranılır

bu ülkedeki gibi sözde çizerlerden laf yemezsiniz

bu olaylar şahit olunmuş olaylardır sadece bu ülkeye has tır başka hiç bir ülkede bu durum yok ve zaten bir kaç kişi hariç bu ülkede iyi çizer de yok çizdiklerini sanıyorlardı o kadar

bizim millet te bol küfürlü patlıcan burunlu adamları paraya boğmayı bildi

dedik ya o devir geçti

şu an ise gerçek bir çizgi roman çizeri bu ülkede bir elin parmaklarını geçmez bir o kadar da yurt dışında çalışan türk var o kadar

evet artık çizgi roman devri kapandı bir kaç müdavimi dışında ölmek üzere

siz bakmayın o yeteneksiz fesatlara dokununca çizgi roman yapan yapay zeka bile onlar kadar acımasız değil

başarılar

bu ülkede ise çizgi roman için malesef yanlış ülkedesiniz.
 

Dracula

Süper Üye
1 Ocak 2010
64
212
sanırım çizimle ilgileniyorsunuz ve olumsuz şeyler geçmiş başınızdan yazdıklarınız doğru olabilir ancak çok umutsuz olmamak lazım.. çaba göstererek oluyor bazı şeyler bu ülkede olmuyorsa başka yerlerde deneme şansınız var çizgi roman çizmek okumaya benzemiyor çok çok çok çok ama çok zor her resim çiziyorum diyenin altından kalkacağı bir şey değil
 

farukgulluce

Yeni Üye
26 Tem 2009
67
220
Gaziantep
Bence en önemli sorun, lkemizde çizgi roman az okunuyor. Arz-talep dolayısıyla sanatçı yetişmiyor. Eskilerin dediği gibi "marifet iltifata tabidir; satılmayan mal zayidir."
 

cizgicicocuk

Çeviri & Balonlama
9 Haz 2016
636
7,576
Evet, söylediklerinize katıldığım noktalar var. Gerçekten de Türkiye’de çizgi roman alanında ilerlemek isteyen biri için ortam çok destekleyici değil. Fesatlık kısmından emin değilim ama paylaşmama kültürü, rekabetin dayanışmadan önce gelmesi gibi problemler sıkça karşımıza çıkıyor. Ve bu sadece çizgi roman alanına özgü değil. Üniversitelerde, iş dünyasında, yaratıcı sektörlerde hatta günlük yaşamda bile bilgi saklamak, yalnız çalışmak adeta bir "gelenek" hâline gelmiş durumda. “Birine öğretirsem yerimi alır” korkusu yıllardır değişmeyen bir refleks. Bu yüzden birlikte üretme, birlikte gelişme kültürü bir türlü oturmuyor.

Ayrıca şunu da unutmamak lazım: Türkiye’de “çizgi roman” denilince genellikle akla Gırgır, Leman, Penguen vb. gibi haftalık mizah dergileri geliyor. Bu yayınlarda çalışan çizerlerin yaptığı işler de genelde kısa hikâyeler, karikatür formatında oluyor. Karakterler, espriler, hatta küfürler tamamen yerel kültüre ve gündeme bağlı. Bu da doğal olarak yurt dışına açılmalarını zorlaştırıyor. Çünkü evrensel bir anlatım dili yok; içerik daha çok günlük siyasete, yerel mizaha dayanıyor. Dolayısıyla uluslararası okuyucuya pek hitap etmiyor.

Üstelik aynı ortamda yıllarca çalışan bu çizerlerin birbirlerinden etkilenmemesi de mümkün değil. Karakterler çizerden çizere değişse bile konu yapıları genellikle birbirine benziyor, dil ve anlatım tarzı da benzerleşiyor. Farklı ve özgün işler çıkaranlar ise bu kez genellikle yoğun bir şekilde yurt dışından etkilenmiş oluyor ve bu da bazen “taklit gibi” bir izlenim yaratıyor. Yani özgünlük sorunu iki taraftan da sıkıştırılmış durumda: Yerelde kalan evrenselliğe ulaşamıyor, evrenselliği hedefleyen de yerellikten kopunca sahiciliğini kaybedebiliyor.***

Buna karşılık, Batı'da gördüğümüz büyük çizgi roman projelerinde genellikle yazar, çizer ve hatta renklendirme yapan kişi ayrı oluyor. İş bölümü var, ekip çalışması var. Türkiye’de ise genellikle tek kişi her şeyi üstlenmek zorunda kalıyor (ya da tercih ediyor). Bu da işin hem kalitesini hem sürdürülebilirliğini etkileyebiliyor.

Yine de karamsarlığa gerek yok. Dijital yayıncılık, sosyal medya, uluslararası platformlar ve hatta beğenilmese de yapay zekâ yeni imkânlar sunuyor. Artık birilerinden onay almak zorunda değilsiniz. Bağımsız işler üretip, doğrudan dünyaya açılmak mümkün. Elbette kolay değil, ama imkânsız da değil.

Bu noktada ilham verici örnekleri de göz ardı etmemek gerek. Mesela harika bir örnek. Tony Cliff bu seriyi tamamen bağımsız olarak formatında başlattı. Kendi çizimlerini internette yayınladı, üzerinden destek aldı ve sonunda eserleri basıldı, dünya çapında tanındı. Üstelik hikâye oryantal unsurlar içeriyor ama evrensel bir anlatım diliyle sunulduğu için Batılı okurlar tarafından da benimsendi. Bu tarz örnekler bize şunu gösteriyor: Doğru içerik, tutarlılık ve sürdürülebilir bir yaklaşım varsa bağımsız üretimler de başarıya ulaşabilir.

Yani evet, bu ülkede çizgi roman üretmek zorlu bir yol ama tamamen kapalı bir kapı da değil. Yeter ki motivasyonu doğru belirleyip, kendi sesimizi bulalım. Bugün artık seçenekler çok daha fazla — sadece “doğru olanı” yapmayı bilenler değil, ısrar edenler de bir yere varabiliyor.


*** Ancak bu demek değil ki çizer/yazar yerel kalmak zorunda. Böyle bir zorunluluk yok. Örneğin Morris sırf Belçikalı diye, Red Kit'i Belçika’da köyünde patates satan “Patat Rik” adında bir karakter olarak mı çizecekti? Morris karakterini evrensel bir maceranın içine taşıdı: Amerikan Vahşi Batısı’nı sahne olarak seçti, evrensel kahraman arketiplerini kullandı ve bu sayede Belçika sınırlarını aşan, dünya çapında bilinen bir figür yarattı. Yani yerel bir çizerin evrensel başarı elde etmesi için illa “yabancı taklidi” yapmasına gerek yok; mesele nasıl anlattığınızda, neyi öne çıkardığınızda.

Not: Çizgi roman okuyucuları da dönemin kültürüne ve alışkanlıklarına bağlı olarak değişiyor. Bugün çeşitli platformlarda, hatta kendi sitemizde bile açıkça görüyoruz ki Tarkan, Kara Murat veya Fumetti gibi eserleri seven kitle daha çok 40 yaş üstü, nostaljiye bağlı bir okuyucu grubu. Bu kitle, o dönemin dergi kültürüyle büyümüş, fiziksel kitap ve süreli yayınlarla bağ kurmuş bir kuşak.

Buna karşılık, günümüzde genç okurların ilgisi daha çok mangaya ya da Amerikan süper kahraman çizgi romanlarına yönelmiş durumda. Bu grup; hızlı tüketilebilen, genellikle çevrim içi okunan, aksiyon dolu ve uzun soluklu serilere ilgi duyuyor. Japonya merkezli manga kültürü ya da Marvel/DC gibi Amerikan süper kahraman evrenleri, karakter tasarımlarından hikâye yapısına kadar bambaşka bir anlatım biçimi sunuyor ve genç okuyucularla daha kolay bağ kuruyor. Dolayısıyla klasik Türk çizgi romanı ile yeni nesil okuyucu arasında doğal bir kopukluk oluşuyor.

Bu da üretilecek yeni işlerin tarzını, biçimini ve yayın platformlarını doğrudan etkiliyor. Artık tek mecra kâğıt değil, okur da sadece kâğıtla sınırlı değil. Dolayısıyla çizerin yalnızca çizmesi yetmiyor; hedef kitleyi anlaması, doğru yerde yayımlaması ve uygun anlatım dilini bulması da gerekiyor.
 
Son düzenleme:

hadramut

Aktif Üye
19 Eyl 2009
414
1,001
selam ile

bu ülkenin eskiden yaşanan ve halen yaşanmakta olan hayata dair hikayeleri masalları destanları var.
yazılmış okunmuş kitapları var.ve halen yaşayan destan yüzlü insanları var.
hz ali cenkleri var.eskiden satılırdı.leyla ile mecnun ferhat ile şirin aslı ile kamber vb aşk hikayeleri var masalları var.
niye bunları çizemiyorsunuz.okumak lazım.mitoloji okumak lazım.masal destan okumak lazım.
italyan yada abd cizgilerini kopya etmekle bir yere varılmaz.

çizgi anadolu kokması lazım.hikaye anadolu kokması lazım.

kokmaz ise sade suya tirit olur.
/(yine susun)
selam ile
 

Hellspawned

Yeni Üye
13 Nis 2025
10
10
sanırım çizimle ilgileniyorsunuz ve olumsuz şeyler geçmiş başınızdan yazdıklarınız doğru olabilir ancak çok umutsuz olmamak lazım.. çaba göstererek oluyor bazı şeyler bu ülkede olmuyorsa başka yerlerde deneme şansınız var çizgi roman çizmek okumaya benzemiyor çok çok çok çok ama çok zor her resim çiziyorum diyenin altından kalkacağı bir şey değil
Çizmekten ziyade, dostum, ikiniz de haklı noktalara sahipsiniz. Ama şu bir gerçek: Bizim ülkemizde hem okuma oranı hem de düşünme oranı oldukça düşük. Ne kadar kaliteli olurlarsa olsunlar, laf yeme potansiyelimiz de yüksek. Zaten sanata ve bilime değer veren bir millet değiliz.

Ben mesela çizer değilim ama yazarım. En basit olayı şu şekilde izah edeyim size: Ben size göre genç sayılırım, belki yirmilerimin başındayım. 5-10 bin takipçili bir dergi hesabına yazı gönderdim. Aynı zamanda bir fanzin de açmışlardı. Yazdığım yazıyı beğenmelerine rağmen, tanıdık bir sima ve ünlü olmadığım için reddedildim.

Sonra buna üzüldüm. Olayın üzerinden bir ay geçti. Bana verecekleri sayfa sayısı 2'den fazla değildi. Ama benim yerime, 5 sayfalık bir diyet kürü tarifleri paylaşan bir kadının yazısını yayımladılar. O anda her şeyin tanınırlıkla ilgili olduğunu anladım. Yetenek, zeka, anlayış... önemsizdi.

Ama yine de umudumu kaybettiğim söylenemez. Hâlâ anlayışlı ve cesur, bir avuç da olsa insan var.
 

BelaMatador

Onursal Üye
8 Mar 2011
441
5,190
İstanbul
Sayın @okgc belli ki sadece bu yazıyı yazmak ve paylaşmak için çizgi diyarına üye olmuşsunuz.
Konunun içeriği hakkında söylenebilecek her şeyi @cizgicicocuk benim becerebileceğimden çok daha iyi ifade etmiş.

AI konusunda da çok yanılıyor olabilirsiniz. AI size (hatta herkese) bu eleştirdiğiniz çizerlerin kalitesinde çizgi roman çizme imkanı sağlayacak olabilir. Ancak AI da sonuçta bir araç ve bu çizerler eğer kalem veya tablet ile çalışmayı öğrenmek için harcadıkları çabanın bir benzerini AI ile çalışmayı öğrenmek için de harcarlarsa o araçla da bir çok kişiden çok daha iyi ve özgün çizimler yapabileceklerdir. Bunu da sivri taşlarla mağara duvarına çizilen çizimlerden bugüne gelişen teknolojinin bir parçası olarak görüyorum.

Yazdığınız yazının tarzından ve bende uyandırdığı duygundan naçizane görüşüm: yaşadığınız tecrübenin maalesef karşınızdaki insanların tavrı kadar kendi tavrınızdan da kaynaklanıyor olabileceği. Bu yazıyı yayınlamak ile eleştirdiğiniz kişilerden çok kendinize zarar verdiğinizi düşünüyorum. Bu fikrimi de size yardımcı ve destek olmak için paylaşıyorum arkasında başka bir şeyler aramayın.
 

okgc

Yeni Üye
23 May 2025
3
0
bu tamamen bu ülke ile ilgili bir durum malesef bu gerçeğin altında sizler başka bir şey aramayın sadece çizgi romanla ilgili değil her konuyla ilgili.burada konuya muhattap kişiler hayatta olan olmayan olanlar bir gün google da bu konuya denk gelirlerse hemen anlatılanı anlarlar

her konuda bu ülkenin gelişmemesinin tek nedeni fesatlık

başka ülkelerde çocuklar yeteneklerine göre ayrılır uzman insanlar onları o konuda eğitir

bu ülkede doktor olacak çocuğun eline gevrek tepsisi veriyoruz bilim adamı olacak çocuğu futbolcu yapmaya çalışıyoruz nice yetenekler yok olup gitti türkiyede çizer olmak için ya beyoğluna yakın eviniz olacak ya da istanbul a kapağı atacaksınız gözler sizi görürse tabi güzel sanatlar da eğitim alabilirseniz ne ala orada çizgi roman eğitimi verecek yok gerçek eğitimi ama

adam ın mükemmel çizimleri olsun oradan mezun adama al şunu bakmadan bir ördek çiz deseniz çizemez burada çizgi roman sektörü gelişmedi gitti ama okuyan çok ve okumak çizmekten kolay çünkü bu iş e ömür adamadan başarılmaz eğer bir öğreten yoksa bir ömür de yetmez bir öğreten varsa bir kaç yıl a siz öğretmeye başlarsınız bu ülkedeki çocukları yeteneklerine göre eğitmeden bir halt olamayız.

şunu da belirtmek lazım eğitecek seviyede çizgisi iyi olan kişi zaten yok adamımız patlıcan burunlu adamlar çiziyor basıyor havayı ondaki hava buscema da ferri de yok.mütevazi olasınız ki karşıdaki yeteneği göresiniz bir yılda öğrenilecek iş için insanlar helak olup duruyorlar ömür boyu.japonya eğer japonya ise fesatlıkla büyümedi bir anime stüdyosunda bin kişi çiziyor herkes birbirini eğitiyor bu iş in sırları var çin de öyle çin de adamlar elin köylüsüne cep telefonu bilgisayar üretmeyi gösterip üretimi böyle arttırdı biz de olsa tekel tüm ülkeyi silip süpürür bu ülkede suç öğretmeyende değil yeteneği olanda ise bu da zaten başka bir vahim durum eğer bir çocukta yeteneği gördüyse o usta kişi çocuk suratına tükürse peşinden gidip öğretecek okulda yetenekli bir öğrenciniz var yardımcı olunmazsa helak olup gidecek sırf tavırlarını beğenmediğinizden harcıyorsanız kötülüğü kendi ülkenize yaparsınız tek kişi örneğin atatürk zamanında askeri okula verilmeyip harcansaydı bu ülkeyi kim hangi akıl ile kurtaracaktı bugün savunma sanayide bir şeyler başarıyorsak bu kafanın biraz değişiminden eskiden bu ülkede çalışanların ayakları kaydırılırdı nuri demirağlar vecihi hürkuşlar adnan menderes onların hayatlarını okuyun nasıl harcandıklarına bakın bu ülkede yetenekli biri görülüyorsa ayağını kaydırmak eskiden modaydı tavır eski fetö tavrı bizden olan olmayan meselesi trt nin bir belgeseli var youtube tan izleyin hatta ülke siyaseti işin özeti çalışana çalışmıyor demek çalışmayana çalışıyor demek şahitleri de bol düşünceniz uymazsa yok olup gidersiniz doğru bu mu insanlar yaşayıp kendileri görsünler bunları artık bu devir değişmeli .bildiğimi yazdım çizime her başlayacak kişi de bilsin başlamadan önce başkasından medet ummasın güzel sanatlar fakultesine gidip okumadan bir yolunuz yok ama artık çok geç çizim çağı bitti ve artık çizimi bilgisayarlar yapıyor hobi ise buyrun hobiye.okumaya devam.

size bir örnek

bosna sırp savaşında kafasına bir kurşun yiyip harcanacakken amerikaya kaçıp eğitim alan bosnalı küçük bir çocuk vardı şimdi ne seviyede buyrun araştırın bu meslekte seviyeyi kat kat aştı adını yazmıyorum .amerikayı övmüyorum italyaya da kaçabilirlerdi ama türkiyede olsa bu çocuk anca bir tamirhanede çırak olurdu o da getir götür işleri iş öğretilse neyse belki tamirci olur ama öğretmezler zor. bunlar gerçek çuvaldız burada isterseniz batırmayın.ibret alan alsın.almayan okuyup geçsin.

insana kıymet vermiyoruz mesele bu halbuki bir insan dünyayı değiştirebilir.
 
Son düzenleme:

okgc

Yeni Üye
23 May 2025
3
0
gazze de öldürülen on binlerce çocuk gibi
 
Son düzenleme:
Üst