Çoğu kişiden duyuyorum,
ortaokul sıralarında cilt
işlerini öğrenmişler, hiç
öyle bir ders ya da kurs
hatırlamıyorum, ben ne
yapmışım yahu o yıllarda
Elinize sağlık üstadım.
Sevgili "yeryüzü", geçen yıl "Kâğıt, Mukavva ve Cilt İşleri (1972)" adlı kitabı ÇD'nda paylaşmıştım (ekran görüntüsü aşağıda), hatta büyük çökmeden sonra "kayıp paylaşımı" olarak yeniden sunmuştum. Ama şu anda sitede yok. O nedenle linkini buraya aktaramıyorum. Ancak bu kitapta anlatılan birçok işi ortaokuldayken bize yaptırmışlardı. Üstelik okulumuz sanat okulu filan da değildi. Hafta sonları çarşılarda o dükkân senin bu dükkân benim dolaşır dururduk; halı ipliği, cilt bezi, tutkal, marangoz malzemesi, yağlı boya vs. arardık öyle. Kimimiz zevk alarak bu işlere sıvanırdık, çoğumuz da nefret ederdik.
(Not: Paylaşımın akibetini merak etmiyor değilim!)
Çoğu kişiden duyuyorum,
ortaokul sıralarında cilt
işlerini öğrenmişler, hiç
öyle bir ders ya da kurs
hatırlamıyorum, ben ne
yapmışım yahu o yıllarda
Elinize sağlık üstadım.
" aklıma geliyordu. ne de olsa çizgi romancıyız
Sevgili scanfan fevkalade konulara imza atmaya devam ediyor, teşekkür ediyorum.
Cilt deyince hep Conan'da sözü geçen " Skelos'un Demir Kablı Kitabı
Görgüsüzlük olarak nitelenmez umarım. Dublin Üniversitesi'nin dünyaca ünlü kütüphanesinde ve yine Dublin'de bir müzede seyrettiğim eski kitapların ciltlerinden söz etmem lazım.
Cilt deyip duruyordum ama görmeden ne kadar anlatılsa olmaz. Gerçek anlamda sanat şaheserleri, hazineler değerinde ciltler var. Bunları görünce cilt kavramına saygım arttı
