
Merkez ilçenin kuzeyinde yer alır yüz ölçümü 1484 km2 dir. 1990 sayımına göre nüfusu 34.100 kişi dolayındadır. Km2 başına yaklaşık 23 kişi düşer. Bir bucağı ( Şentürk ) ve 60 köyü vardır. Köyler genellikle küçük vadiler boyunca yer alırlar.
İlçe toprakları Erzurum-Artvin yolu üzerinde dağlık ve derin vadilerle yayılmış bir arazi üzerindedir. İlçenin Erzurum’a doğru yeralan güney kesimlerinde halkın başlıca geçim kaynağı hayvancılıktır. Tabii çayır ve mera alanları aşırı otlatma yüzünden büyük ölçüde tahrip olmuştur. Vadi tabanlarında yeralan kesimlerde meyvecilik yapılır son yıllarda modern usüllerle yapılan meyvecilik gelişme kaydetmiştir.
Tortum ilçesi tabiat güzellikleri bakımından çok meşhurdur. Vadiler boyunca yeralan köyler meyve bahçeleri ve eşsiz güzelliklere sahiptir. İlin en kuzey ucunda yeralan tortum gölü ve şelalesi eşsiz tabii güzelliği ile yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeridir.
COĞRAFİ DURUM
İlçemiz Erzurum’un kuzeyinde 1467 Km2 lik bir alana kurulmuş olup, Erzurum İli Oltu, Pasinler ,Narman İspir Yusufeli ve Uzundere ilçeleri ile çevrilidir. Dar ve uzun bir vadi üzerine kurulan ilçemizin arazi yapısı oldukça dağlık ve kırıktır. İlçemizin denizden yüksekliği 1600 m dir. Güney ve Batısında karasal, Kuzey ve Doğusunda nispeten Karadeniz iklimi hüküm sürmektedir.
TARİHİ
Tortum tarihi hakkında çeşitli kaynaklarda bilgiler mevcuttur. Selçuklular zamanında Saltukoğulları sülalesinden EBİ-İL Kasım oğullarından Tortum, Ilgan ve İmadettin Beylerin kazanın ilk sakinlerinden olması nedeniyle bu adı aldığı sanılıyor. Ayrıca Selçuklu dilinde Tortum bağlık ve bahçelik anlamına geliyor. Tortum M.Ö.626-654 yıllarında tarihimize geçmiştir. Sakalardan sonra Lidyalıların eline geçen ilçemiz M.Ö.585 yılında yapılan Lidya Med savaşında Erzurum ili ile birlikte Medlerin hakimiyeti altına girmiştir. Medlerden sonra Pers Hükümdarı Derlus Tortumu ele geçirmiştir.M.Ö.1. yüzyılda Romalıların elinde kalan İlçemiz M.S.979 yılında Bağdatlı Davit Bey’e devredilmiştir. İlçemiz 1018- 1036 yıllarında Türk hakimiyetine girmiştir.1828- 1829 Rus savaşı ile Erzurum düşman işgaline girmiş olup, 1876-1878 Osmanlı Rus savaşından sonra Tortum Rus istilasından kurtarılmıştır.7 Kasım 1917 yılında patlak veren Bolşevik ihtilali nedeniyle Erzurum’ dan geri çekilen Ruslar Tortum’u da boşaltmışlar, geri çekilirken bütün silah ve cephanelerini daha önce bölgemize yerleşmiş olan Ermenilere bırakarak saldırılarına zemin hazırlamışlardır.Erzurum 13.Alaydan bir Tabur Tortum’a sevk edilmiş olup, ilçemiz 16 Mart 1918 tarihinde düşman işgalinden kurtarılmıştır.
Tortum Kalesi
Erzurum Tortum ilçe merkezinden 14 km. uzaklıktaki Tortum Kale Köyü’nde bulunan Tortum kalesi’nin yapıldığı tarih ile ilgili bilgiler kesin değildir. Bununla beraber yörede Nihah, Kaledibi, Ağca, Azort ve Üngüzel kalelerinin kalıntıları günümüze ulaşmıştır.
Tortum Kalesi iç ve dış kaleden meydana gelmiştir ve bir de sur ile çevrilidir. Kalenin kuzeyindeki duvarları oldukça iyi durumdadır. Evliya Çelebi bu kalede Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı bir cami olduğundan söz etmektedir.
Kesik Köprü
Erzurum, Tortum ilçesindeki köprü Tortum-Çamlıyamaç yolu üzerindedir. Kitabesi bulunmadığından ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Ancak yapı şeklinden Osmanlı döneminde yapıldığı anlaşılmaktadır.
Kireçli Köprü

Erzurum, Tortum ilçesinde Tortum-Şelale yolu üzerindedir. Köprünün kitabesi bulunmadığından ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Yapı şeklinden Osmanlı döneminde yapıldığı anlaşılmaktadır.
Kesme taştan ve tek gözlü bir köprüdür. Ortadaki tek göz oldukça geniş ve sivri kemerlidir. Günümüzde de kullanılmaktadır.
Tortum Şelalesi

Erzurum’a 120 km. uzaklıkta, Tortum Gölü’nün bitiminde, Tortum Çayı’nın 48 m. yükseklikten dökülmesi ile meydana gelen Tortum Çağlayanı vadideki bir dağın heyelan sonucu akarsuyun önünü kapatmasından oluşmuştur.
Tortum Şelalesi yörenin önemli bir mesire yeridir. Günümüzde burasının milli park haline getirilme çalışmaları sürdürülmektedir.
Meryem Ana Kilisesi (Haho-Hahuli Manastırı)

Erzurum, Tortum ilçesinde, Bağbaşı’nda bulunan Hahuli Manastırının Meryem Ana Kilisesi Bağdat Kralı III.Davut tarafından 976-1001 yıllarında yapılmıştır.
Manastırı oluşturan yapılar bu kilisenin çevresinde yer almıştır. Kilise kapalı Yunan haçı ile bazilika planının birleştirilmesi ile meydana gelmiş kendine özgü bir yapıdır. Oldukça düzgün, kaliteli kesme taşlarla yapılan kilisenin üst örtüsü kırma çatılıdır. Kilisenin içerisindeki kabartmalarda arslan, boğa, kartal, grifon gibi figürlere geniş ölçüde yer verilmiştir. Ayrıca iç mekanın duvarları ve özellikle apsid İncil’den alınma sahneleri içeren ve Hz.İsa ile Meryem’i tasvir eden fresklerle bezenmiştir.
Kilisenin apsid bölümünün üzeri kule şeklinde yükselmiştir. Ayrıca girişin yanında kesme taştan üç kat halinde çan kulesi bulunmaktadır. Kulenin üst noktası yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanmış, üzeri kubbeli bir köşk şeklindedir. Kilisenin içerisine uzun kenarların ortasındaki yuvarlak kemerli bir kapıdan girilmektedir.