Sabrina (2018), Post-Truth Trajedisini Mükemmel Bir Şekilde Yansıtan Çizgi Roman (İngilizce)

kemalettin

Onursal Üye
13 Eyl 2011
532
2,785
Sabrina, kişisel etkileşim ve sorumluluktan yoksun,
ilişkilerin parlak bilgisayar ekranları aracılığıyla samimiyetten arındırıldığı modern bir dünyayı tasvir ediyor.
Modern devlete yönelik bir suçlamada ,
sahte haber ortamının tehlikeleri üzerinde duruluyor.
Tam zamanında ve anlaşılır bir dille anlatılan "Sabrina" da ,
felaketin ardından anlam aranıyor
ve sizi içler acısı bir halde bırakıyor.

i-2-this-graphic-novel-perfectly-captures-the-post-truth-epidemic.jpg


Post-Truth Trajedisini Mükemmel Bir Şekilde Yansıtan Çizgi Roman



Bu grafik romanla ilişkili ilk yazı ya FastCompany dergisinde rastlamıştım.
"Post-Truth Trajedisini Mükemmel Bir Şekilde Yansıtan Grafik/Çizgi Roman" başlığı başlıbaşına çekici geldi bana

ROMAN ın Türkçeye çevirisine rastlamadım.

Bu Grafik/Çizgi Roman hakkında başlık açmamın nedeni ise sadece bu çizgi romanı paylaşmak değil aslında
Gelmek istediğim nokta ise "sahte habercilik" "Post Truth" gibi kavramlar olacak
Post-Truth teriminin de Türkçeye yeterince çevrilmediğini en doğru çevirisiyle ilgili epey bir araştırma sonuçlarını da ileride paylaşacağım

Onun için şimdilik "Post-Truth" terimini İngilizce kullanmama müsaade edin lütfen

Bu roman ve temayla ilgili görüşlerinizi bu konunun altına ekledikçe bu konuyu çok daha derinleştirmek isterim

-------------------------------------------------------------------------------------------------

SABRINA GRAFİK/ÇİZGİ ROMANI
MAN BOOKER ÖDÜLÜNE ADAY OLAN İLK ÇİZGİ ROMAN!
NEW YORK TIMES A GÖRE ÖNEMLİ BİR KİTAP!
WASHINGTON POST, NPR, NEWSWEEK VE THE GUARDIAN'IN DAHİL OLDUĞU 2018'İN EN İYİ 20 LİSTESİNDE!

" Sabrina bir adamın çektiği acının samimi öyküsü ama aynı zamanda sosyal medya çağının siyasi nihilizmini de yakalıyor;
bir başkanın bir gazetecinin cinayetini fail hakkında "Belki de öldürmüştür" diyerek görmezden gelebildiği bir dönem.
Belki de yapmamıştır."
-DT Max, The New Yorker

Komplo teorileri, çöküş, cinayet: Her şey yoluna girecek – ta ki işler yolunda gitmeyene kadar

Sabrina ortadan kaybolduğunda ABD Hava Kuvvetleri'ndeki bir havacı, varsayımlar, çılgın teoriler ve açık yalanlarla dolu bir ağın içine çekilir.
Her gece, çocukluk arkadaşı ve kayıp kadının erkek arkadaşı Teddy'nin akıl sağlığını tehdit eden bir duruma karşı koruma sağlamayan çıplak, steril bir kalede çalıştığını rapor ediyor. Sabrina'nın kederli kız kardeşi Sandra, Araf'ta beklerken günlerini doldurmaya çabalıyor. Bir video kaset ortaya çıktıktan sonra, sinematik bir mercekten yıkımı görüyoruz; uç düşünürler ve komplo teorisyenleri olayları kendi anlatılarına uyacak şekilde yorumlamaya başladığında gerçek trajedi çarpıtılıyor.

romanının devamı olan Nick Drnaso'nun Beverly Los Angeles Times Kitap Ödülü sahibi Sabrina , kişisel etkileşim ve sorumluluktan yoksun, ilişkilerin parlak bilgisayar ekranları aracılığıyla samimiyetten arındırıldığı modern bir dünyayı tasvir ediyor. Modern devletimize yönelik bir suçlama sunan Drnaso, sahte haber ortamının tehlikeleri üzerinde duruyor. Zamanında ve anlaşılır bir dille anlatan Sabrina , felaketin ardından anlam ararken sizi içler acısı bir halde bırakıyor.
----------------------------------------------------------------
Kaynak:

Bir megafonla komplo satıcısı olmanın tam zamanı. Ya da en azından davalar başlayana kadar öyle olmuş olabilir.

i-1-this-graphic-novel-perfectly-captures-the-post-truth-epidemic.jpg

Nick Drnaso [Resim: Drawn & Quarterly'nin izniyle]
Drnaso, "Şu anda medyada çok fazla ilgi gören bazı şeylerle tematik olarak örtüşmesi talihsiz bir tesadüf" diyor.

Yazarın aklına Sabrina fikri 2014'ün sonlarında geldi ve ertesi yılın başlarında yazmaya ve çizmeye başladı.
Seçim döngüsü geldiğinde projenin derinliklerine inmişti ve bu noktada kitabını hazırlayacağı yakın gelecekte yeni bir başkanın olacağını fark etti.

Bu nedenle, savunmasız bir yerde bulunan ve yavaş yavaş Alex Jones tipi bir provokatöre karşı duyarlı hale gelen bir adam hakkındaki sokak düzeyindeki öyküsünde siyaseti büyük ölçüde dışarıda bıraktı.

i-6-this-graphic-novel-perfectly-captures-the-post-truth-epidemic.jpg

[Resim: Drawn & Quarterly'nin izniyle]
Hikaye, Sabrina'nın Chicago'da kaybolmasıyla başlıyor.
Sabrina'nın amaçsız erkek arkadaşı Teddy, sonunda Hava Kuvvetleri'nde din görevlisi olan arkadaşı Calvin'in Colorado Springs'e uçup stresten kurtulma davetini kabul eder.

Teddy'nin öfke, suçluluk, belirsizlik ve buz gibi gelişen zaman yığınlarından oluşan ham duygusal karışımına, ana akım medyaya göre gerçeği sürekli sorgulayan Albert Douglas Radyo Gösterisi'ni de ekleyin.

Sabrina'nın kaderi, Albert Douglas'ın özel olarak ilgilendiği küçük bir ulusal haber haline geldiğinde, Teddy ve Calvin için işler hızla kötüye gidiyor.

Bu arada Drnaso, İngiltere'deki en son okul katliamı eğilimini mükemmel bir şekilde yakalayan ayrıntılara dikkat ederek gelişmeleri anlatıyor.

i-3-this-graphic-novel-perfectly-captures-the-post-truth-epidemic.jpg

[Resim: Drawn & Quarterly'nin izniyle]

Drnaso , "Kitaba başladığımda ortalıkta dolaşan komplolar, Obama'nın hepimizi toplayıp bir tür soykırım başlatmak için ilgiliydi" diyor.
"Elbette böyle bir şey uzaktan yakından yaşanmadı, dolayısıyla buna inanan insanlara ne olduğunu merak ediyorum.
Sanırım hikaye başka bir şeye kaydı.
Buradaki ironi şu ki Trump kişisel özgürlüğü her zaman tehdit ediyor gibi görünüyor. Sadece soğukkanlı kafaların galip gelmesi için dua edebilirim.”


Chicago merkezli sanatçı, hem Alex Jones'un vekilini hem de hayranlarını mazur görmeden açıklamayı başarıyor.
Radyo sunucusu karakteri Albert Douglas, kızlarından ve mal varlığından, çocukluğundan ve yaşlanmanın acılarından bahsediyor ve muhtemelen sadece zihninde büyük bir yer tutan uğursuz bir baba figüründen bahsediyor.

Okuyuculara, dünyaya daha yakından nasıl baktığına dair kısa bilgiler vererek, izleyicilerinin korkularını ve belirsizliklerini, onları istediğine inandırmak için nasıl yönlendirdiğini anlamak daha kolay.

Drnaso, komplo teorisyenlerine ve onların inananlarına karşı alışılmadık derecede şefkatli olsa da, en hassas dokunuşu, gerçek travmaları ateşlerini körükleyen insanlara saklıyor.

Çizgi romana, Sabrina adı ortadan kaybolması hikayenin aksiyonunu kışkırtan kadını merkeze almak için verilmiştir.
Sonraki olaylarda yer almasa da Drnaso, okuyucunun sıradan anlarda onunla tanışıp onu tanıdığı birkaç sayfa açarak, Sabrina'nın yokluğunun kendine has bir karakter olduğundan emin olmak için bilinçli olarak çalışıyor.

“Komplo teorileri bir yana, her korku hikâyesinde 'kurbanlar' medya tarafından çiğneniyor. diyorum Tırnak içinde kurban çünkü bu kelimede üzücü ve kişisel olmayan bir şeyler var, sanki onların hayatı, onları yok eden kişinin hikayesinde bir dipnot olmaya mahkummuş gibi," diyor Drnaso. “Onların adı bile kıyamete kadar internetteki hikayeye zincirlenecek.

Neden biz bu iğrenç davranıştan etkilenen insanlardan daha çok ilgileniyoruz?
Elbette bunun nedenleri var. Kişisel olarak etkilenene kadar inkar edilemez derecede ilgi çekicidir.

Drnaso, bir trajediden kişisel olarak etkilenen ve ardından bunu bir Alex Jones hayranı gibi işleyerek, hakikat sonrası dönemin kafa karışıklığını netleştiriyor ve bunun hepimizi nasıl etkilediğini gösteriyor.
Yukarıdaki metin google çevirisiyle özetlenmiş olup dedir

--------------------------------------------------------------------
Bu konuyu açmam konusunda sn @eankara ve sn @Calligrapher a destekleri konusunda çok teşekkür ediyorum
Sizlerin de da özellikle teşekkür edeceğinize inanıyorum
--------------------------------------------------------------------
 

eankara

Onursal Üye
24 May 2010
1,083
6,378
Sizinle ilgili tahminim yine doğru çıktı @kemalettin ! Her zamanki gibi yine farklı düşüncelere neden olabilecek , önemli bir eseri haber vermiş oldunuz.
Okuma sonucu izlenimlerim ve izlenimlerime ait yorumlarım şu şekilde :

Bilindiği gibi sanat tarihinin çeşitli dönemlerinde yer alan sanat akımları, hep kendilerinden önceki akımları bir nevi ‘’ yıkarak ‘’ farklı özelliklerle donanmış olan , kendi varlıklarını kanıtlamaya çalışan sanatçı gruplarıyla doğmuştur. Empresyonizm , ekspresyonizm , sürrealizm ve daha niceleri . Şüphesiz , bir sanat dalı olan çizgi roman için de durum bundan farklı olamazdı . Çizgi roman alanında da tarih boyunca değişiklikler görüldü . Örnek olarak ; 1930’ların ,1950’lerin , 1970’lerin ya da 20.yy. sonlarının baskın çizgi roman tarzlarının aynı olduğunu söylemek mümkün değil . Tüm bunları , geçtiğimiz günlerde Sn. @kemalettin’in önerdiği ‘’ Sabrina ‘’ isimli çizgi roman için yazdım. 2018 tarihli ‘’ Sabrina ‘’ birçok bakımdan özelliği olan , gerek senaryosu gerekse de grafik yapısıyla okuru ‘’ rahatsız etmeyi amaçlayan ‘’ bir çizgi roman . Kitabın yayıncısı ‘’ Drawn & Quarterly ‘’ şirketi tıpkı ‘’ Fantagraphics ‘’ şirketi gibi farklı estetik anlayışta çizgi romanları yayınlıyor . Nitekim , Sabrina ‘yı okurken taramalardan uzak , değişik renklendirme ile oluşan panelleri izleyen okur , konu , konunun okura sunuluşu gibi unsurlarda da bu ‘’ farklılık ‘’ özellikleriyle baş başa kalıyor.

Bir çizgi roman düşünelim ki , çizeri ‘’ eser bittikten sonra depresyona girdim ‘’ diyor! Ancak , bu yazımda daha çok , genç sanatçı Nick Drnaso’nun grafik dünyası yerine , @kemalettin’in önerisiyle , kitabın senaryo yapısı üzerinde durmak istiyorum. Çünkü , konu çizgi roman sanatı açısından da büyük önem taşıyan özellikler içeriyor.

Sabrina’da bir ( hatta birden fazla !) ‘’ kayboluş hikayesi okuyoruz .Teddy King , kız arkadaşı Sabrina’nın birdenbire ortadan kaybolması acısına dayanamaz ve Colorado’daki hava kuvvetlerinde çalışan arkadaşı Calvin’ın evine gider. Ancak , evine gittiği arkadaşının da ailevi sorunları vardır.

Beni şaşırtan noktalar da burada başlıyor. Zira Drnaso’nun konuyu anlatım tarzı alışılagelmiş çizgi roman yapısına göre oldukça şaşırtıcı. Sanatçı ,olayların gelişimini iç içe geçmiş katmanlar halinde , sadece karşılıklı diyaloglara bağlı olarak anlatmakla yetinmemiş başka unsurlardan da yararlanmış . Medya ortamı , çevrim içi yorumlar , tweetler , tv , radyo , gazete haberleri , hatta zaman zaman videoların ele alınması gibi farklı yollar , değişik bir anlatım tarzını ortaya koyuyor.

Drnaso’nun anlatım tarzı hem direkt hem de dolaylı mesajlar içeriyor , bana göre ‘’ nefis ‘’ kelimesini hak ediyor. Önemli gördüğüm ve not aldığım konuları ayrı ayrı yazıp , her bir konu hakkında kendi yorumlarımı açıklayarak , Sn. @kemalettin’in sorularına cevap vermeye çalışacağım . ( ‘’ Spoiler ‘’ sevmeyen okurların , romanı okuduktan sonra , bu bölümü okuması dileklerimle !! )

ÖN PLANDAKİ KİŞİLERİN BAŞLICA ÖZELLİKLERİ :

Teddy : Sabrina’nın yakın arkadaşı . Sabrina’nın kaybolmasıyla depresyona giren ve sosyal hayattan uzaklaşan Teddy , acısıyla yakın arkadaşının evine , yanına hiçbir şey almadan giderek , olayları bir odadaki radyodan izleyen , bir nevi günümüz insanının her yaşayabileceği prototipi . Ancak , polisiye romanları seven birisi olarak , katilin açıklanmasına kadar kendisinden de kuşku duymam , bir süre gerilim yaşamama neden oldu ! Sanırım , Drnaso’nun anlatım ustalığı ya da benim kuşkucu okur özelliğim bu durumu sağladı. Özellikle diyalogsuz kareler , neredeyse bir röntgenci niteliğiyle olayları izleyen okurun , onun iç dünyasının daha da derinliklerine girmesine neden olmuş. Son derece sade iç mekan dizaynları bu saptamayı daha da destekliyor. Teddy , bir bakıma tüm acısıyla en gerçekçi kişilik !

Calvin : Teddy’nin en yakın erkek arkadaşı . Evindeki tüm imkanları arkadaşına sunan kişi . Üstelik , eşzamanlı aile problemleri yaşamasına rağmen . Calvin’in eşiyle yaptığı telefon görüşmelerinde tanık olduğumuz ailevi çekişmeler , yalnızca Amerikan toplumunda değil , farklı toplumlarda görebileceğimiz gerçeklikte . Ayrıca , yazımın sonraki bölümlerinde görüleceği gibi Drnaso , Calvin’e ‘’ ete , kemiğe bürünmesi’’ni sağlayan ,gerçekçi kişilik özellikleri katmayı ihmal etmemiş .

Sandra : Sabrina’nın ablası . Sandra’nın kişisel özellikleri , daha çok telefon görüşmeleriyle okurun gözüne çarpıyor. Kişilik özellikleri Teddy ve Calvin kadar net belirli değil . Romanın finalinde görünen Sandra , finaldeki görünümüyle okur kitlesini ikiye bölmüş durumda . Okurların bir bölümü , finali çok tatminkar bulmazken , diğer bölümü oldukça başarılı bulmuş. Ben , bir hayli başarılı bulanlardanım !

Ancak roman , kişiler kadar mekanlar üzerinden de mesajlar veriyor. İç ve dış mekan çizimlerinin genellikle aşırı sade olmasına özen gösterilmiş .Bir mekan tasviri özellikle dikkatimi çekti .Bir restaurant diyaloğunda , ortamın bomboş olduğunu görüyoruz. Nedenini yine diyaloglardan öğreniyoruz. Çümkü , söz konusu yer hijyen koşulları dikkate alınarak yenilenmiş ve de gelenler eski tadları bulamadığından gelmez olmuşlar ! Aklıma , giderek yok olan , hangi şehirde olursa olsun , özlemle aradığım esnaf lokantalarımız geldi !

KİŞİ İLİŞKİLERİ ÜZERİNDEN YORUMUM :

Konu akışı dahilinde , çeşitli nedenlerle her biri psikolojik problemler ( vahşet , eşler arası sürtüşmeler ,.. ) yaşayan kişilerin haber almaları ya da birbirleriyle ilişkilerini çoğunlukla medya üzerinden , internet ya da telefonlar aracılığıyla görüyoruz. Drnaso, bu durumu okura gösterirken , aslında modern çağda geldiğimiz noktadaki genel durumu göstermiş , bir yerde de kara mizah yapmış ! Dikkat edilirse , bir olayın çözümüyle ilgili ‘’ yüzyüze ‘’ görüşmeyi , sadece kaybolan kediyle ilgili diyaloglarda görüyoruz !

SABRİNA’NIN KAÇIRILMASI VE ÖLDÜRÜLMESİNİN ETKİLERİ , TOPLUMA SUNULMASI , MEDYA’NIN ÖZELLİKLERİ :

A ) Medya açısından : Katil , cinayet ile ilgili videoyu gazetecilere postalıyor. Bu faaliyetinin ‘’ Amacına ulaşmak için araç ‘’ olduğunu vurguluyor. Sadece bu faaliyet bile , medya dünyasının günümüzde geldiği içler acısı durumu gösteriyor. Medya , ne yazık ki böylesi bir olayın bile toplumun en azından bir bölümünün konuyu benimseyip , tartışmalı hale gelmesinin aracı artık ! Radyo sunucusu bile , videonun 5 milyon kez indirildiğini belirterek konuya ilave ilgi çekme durumunda.

B ) Kurbanın erkek arkadaşının en yakın arkadaşı açısından : En yakınını kaybetmiş arkadaşına , yardım elini uzatıp , ilgi gösterip , tüm imkanlarını sunuyor . Ancak , bu arkadaşı hemen yanıbaşındaki büyük acılar içindeyken , kendisi gayet sakin kitap okuyor ! İçinde bulunduğumuz yüzyılda özellikle sosyal ilişkilerde ‘’ duyarsızlık ‘’ kavramının giderek yükselmesi , belki de grafik anlatımla daha iyi anlatılamazdı .

C ) Toplumun bu vahşete bakışı : Doğanın yapısına uygun , yaşanan acılı olayların acısının Sabrina’nın en yakınları dahil , geniş kitlelerce zamanla azalması Drnaso tarafından objektif olarak yansıtılmış. Benzeri çizgi romanlarla kıyaslanmayacak derecedeki bu ‘’ gerçekçi ‘’ anlatım , dikkatimi çeken diğer bir nokta oldu . Nitekim , eserin finali bile bu durumu vurgularken, okur üzerinde ( en azından benim üzerimde ) etkiyi artırıyor.

D ) Sıradan bir terörist açısından : Drnaso ‘’ Hakikat Savaşçısı ‘’nın belirttiklerini anlatırken , çizgi roman anlatım olanaklarının ötesinde , sadece yazılı metin olarak aktarması da beni şaşırttı . Anlattığı olumsuz bir olaydan hoşlanan ‘’ Hakikat Savaşçısı ‘’ bir bakıma içinde bulunduğumuz modern çağın kirli tarafını yalın olarak gösteren bir başka nokta olmuş. Tabii ki , toplumun bir kesimi , artık bu tür anlatımları da ‘’ normal ‘’ karşılamaya başlamış durumda !

Çizgi roman boyunca sürekli olarak , Drnaso’nun grafik anlatım tarzını çok sevdiğim diğer bir sanatçı olan Chris Ware’yi hatırladım . Zaten , Drnaso’da Ware etkisini çeşitli röportajlarında saklamamış . Yazımın başında kısaca belirttiğim , çizgi romanın grafik yapı özelliklerine ilave olarak , konunun anlatımıyla ilgili belirtmek istediğim bir nokta daha var . Zaman zaman sadece yazı bulunan kareler , ya da hiç konuşma balonu bulunmayan , sadece resimlerin bulunduğu kareler , ‘’ özensiz ‘’ diyebileceğim dikdörtgenlerle desteklenmiş kareler gibi , okuyucuya her an sunulan ‘’ sürpriz ‘’ görsel unsurlar , okuma keyfini artırmış . Bu tür anlatımın ortamın psikolojik dünyasını okura iletmede başarıyı artırdığını söylemeliyim . Hiç diyalog geçmeyen resimli karelere tekrar tekrar bakarken , bir an nedense aklıma değerli sanatçımız Piyale Madra’nın ‘’ Piknik ‘’ maceraları geldi !

Ayrıca , burada detaylica belirtmeyeyim ama Drnaso , bazen son derece önemsiz , birkaç kare ile geçiştirilebilecek anlatımlar için sayfalarca , bir çok kare halinde çizim yapmış . Çok şaşırdım ! Şaşırmamın nedeni , bu sayfaları hiç de gereksiz görmemem , sanatçının konuyu aktarmasını desteklediğine, gizliden gizliye tanıklık etmem oldu ! Tıpkı bu anlatım tarzı gibi dikkatimi çeken başka bir garip nokta da , konunun akışı açısından hiç alakası olmayan kişilerin diyalogları oldu. Saydığım bu özelliklerin hemen hepsi , okurun ana konunun içine daha fazla çekilmesini sağlamış.

KONU HAKKINDA GENEL YORUMUM :

Drnaso , medyanın kişiler üzerindeki etkileri anlatmaya çalışırken , en aşırı olayı , vahşeti seçmiş . Bu , abartılmış örnek bir yerde , ‘’Batı ‘’ toplumlarındaki günümüzde yaşanan durumu , belki de en gerçekçi haliyle okura sunuluyor. Artık , yaşanan ‘’ vahşet ‘’ olayları bile , bir komplo ya da reyting malzemesi olarak birer medya aracı ! Halen , her birimiz bu yolla yayılan olumsuz etkileri yaşamayı sürdürmüyor muyuz ? Kendi sorunlarımızın çözüm yollarını ( hatta kendi sorunlarımızı ! ) bize sunulan bilgi bombardımanı belirliyor !

KİŞİLERİN RUHSAL DURUMLARI :

Çizgi romanın en büyük başarılarından biri de , son derece sade anlatımla kişilerin bir bakıma ‘’ röntgeni’’ni çekmesi. Bu durumu , hem kişilerin ayrı ayrı ruhsal yapılarının ( özellikle diyalogsuz kareler ile okura aktarılan Teddy’nin depresyon anları ) hem de toplumun psikolojik yapısının aktarılması konuları açısından söylemeliyim. Dolayısıyla , yapacağım açıklamanın bir bakıma eseri tekrar etme tehlikesi taşıyor ! Ancak , toplumun geldiği nokta ya da değerlendirme adına sadece romandan bir kaç örnekle değineyim. Calvin işe girerken değerlendirme formunda , ‘’ depresyon ve intihar düşüncesi yaşayıp , yaşamadığı ‘’ soruluyor !

Dikkat ettiğim diğer nokta da , kanlı bir küvette bulunan katil cesedinin , bana göre gülen yüzü oldu !

KONU HAKKINDA GENEL YORUMUM :

Yukarıda , ana hatlarını belirttiğim ‘’ röntgen ‘’ filmini izlerken , hastanın durumu hakkında umutlu olmadığımı söylemeliyim. Zira , rahatsız eden dış etkenler çok kuvvetli !

ANA KONU AKIŞININ YANISIRA İŞLENEN YAN OLAYLAR :

Eserde işlenen ana konunun yanı sıra , değişik ‘’ yan olay ‘’ diyebileceğimiz gelişmeleri de görüyoruz. Örneğin , Calvin’in yine başarıyla aktarılan , iyi olmayan ruhsal durumuna yol açan , aile içi huzursuzlukları ya da kedisi Randy’nin birdenbire kaybolması gibi .

KONU HAKKINDA GENEL YORUMUM :

Bu yan olaylar da , işlenen ana konunun ‘’ karanlık ‘’ atmosferine katkı sağlamış . Aile içi huzursuzluk yaşayan Calvin , eşiyle telefonla görüşebilirken , Drnaso adeta ‘’ evlerimizin içinde bile yalnızlık yaşıyoruz ‘’ diyor. Teddy’nin kaybolan kedinin ardından arama çabaları da ‘’ yalnızlık ‘’ kavramını vurguloyor aslında . Gözlerimin önünde birdenbire , yalnızlık kavramını bir çok eserinde işleyen ünlü ressam Edward Hopper’ın tabloları canlandı. Bir bakıma ; '' Hopper’ın melankolik resimleriyle yaptığı duygu aktarma işini Drnaso çizgi romanlarıyla yapmış ‘’ dedim !

ESERDE FARKLI KİŞİLER TARAFINDAN VERİLEN DİREKT MESAJLARA AİT BİRKAÇ ÖRNEK :

Bu başlık altında , ilave yoruma ihtiyaç duyulmayacak seviyedeki örnekleri sunmak istedim .

Teddy’nin arkadaşı Calvin :

‘’ İnsanları öldürmek beni her zaman uyutur ‘’

Psikoterapi seansından bi diyalog ;

‘’ Patronum tam bir …. ! Neredeyse her gün başkalarının yapması gereken şeyler için bana bağırıyor . Ama , benim sorumluluğumda değil . Ona haykırmak istiyorum! ‘’

Calvin’in yeni başlayacağı işte kendisine sorulan soru ;

‘’ Bir Amerikan vatandaşının size asla açıklanamayacak nedenlerden dolayı ortadan kaybolması gerekiyorsa ve siz de bu komploya yüzeysel de olsa dahil oluyorsanız, böyle bir suça ortak olmaya hazır mısınız? Hayatının geri kalanında kafana takabileceğin bir şey var mı ?

Teddy’nin dinlediği bir radyo programından ( Gerçekleşen Sabrina vahşeti ile ilgili ) ;

‘’ Adam müthiş bir vahşet yapıyor ve geri kalanımız günü biraz daha az şevkle, biraz daha az empatiyle geçirmek zorunda kalıyoruz . Ben endişe verici kıyamet tahminleri yapmaya yatkınım, dinleyicilerim neredeyse benden bunu bekliyor ama dumanı tam anlamıyla ve mecazi olarak görmediğim sürece ateş diye bağırmıyorum . Son zamanlarda çok fazla duman görüyorum. ‘’

Ve aslında tüm konuyu özetleyen ilginç bir diyalog daha ;

‘’ Bugün kaç kişinin vurulduğu umurumda değil. bunu kaldıramam. ‘’

‘’ Haberleri hiç takip etmiyorsunuz. ‘’

‘’ Her şey olduğundan beri takip etmiyorum ! ‘’

Özetle , dostumuz @kemalettin’in önerisiyle sonu ölümle sonuçlanan bir ‘’ kayboluş ‘’ öyküsü okudum. Bir vahşet öyküsü . Ama , alışageldiğimiz ‘’ kan – revan ‘’ ortamlı Amerikan çizgi romanlarının aksine , hiçbir ‘’ şiddet ‘’ unsurlu karenin yer almadığı , okuru derin düşüncelere yönelten , psikolojik ve sosyolojik irdelemelerle dolu , ‘’ karanlık ‘’ ama bir çok eleştirinin var olduğu , son derece ‘’ gerçekçi ‘’ bir çizgi roman okudum. ( Hoş geldin Kafka !!! ) Ama Drnaso , okuduğum kitap üzerinden sanki kulağıma ; ‘’ hayat kısa , keder bir yere kadar , sen kendi yaşamına bak ! ‘’ mesajını , direkt olarak değil ama , yaşananları objektif olarak aktarmasıyla fısıldamayı da ihmal etmedi !!

Belki bir yerde tekrar etmiş olacağım ama , romanı bitirip son sayfasını kapattıktan sonra, reyting peşinde koşan medyanın olumsuz etkileriyle , vahşet olaylarını bile içselleştirmeye başlayan , günümüzün çürümekte olan sosyal ortamları , gözümün önünde bir kez daha canlandı . Giderek birbirinden uzaklaşan , ‘’ çevrimiçi ‘’ dünyalarda yaşayan günümüz insanı , bir bakıma tıpkı ‘’ Joker ‘’ filminde tanık olduğumuz gibi , çoğu görülmeyen kurallar bütünüyle çepeçevre kuşatılmış durumda . Bu genel yapı içinde yaşayan ‘’ modern çağımızın insanları’’ olarak sahip olduğumuz sorunlar , giderek artmakta ve çözüm imkanları açısından ne yazık ki aciz konumda bulunmaktayız. Drnaso bu eseriyle , çizgi romana has hem senaryo, hem de grafik yapısı ile bizleri bir hayli rahatsız ederek düşünmeye davet ediyor. Nasıl düşünmeyelim ?? Geçenlerde tesadüfen Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamasını gördüm . Bu kuruluş , her 4 kişiden biri için , ruhsal rahatsızlık riskinin söz konusu olduğunu bildiriyordu !!!

Artık , Drnaso’nun diğer eserlerinde ve de dostumuz @kemalettin'in önerilerinde gözüm !! ( Şimdiden , sanatçının bir grup gencin sosyal açıdan güvensiz durumlarını ele alan ‘’ Beverly ‘’ adlı çizgi romanı ile 21. yy.’daki insanların topluma karşı yabancılaşmasını ele alan‘’ Acting Class ‘’adlı çizgi romanını hemen okuma planıma aldım! ) Çok teşekkürler @kemalettin. Aslında bu konu öneriniz , yine toplumsal eleştirilerle dolu ‘’ Joker ‘’ konusunun güzel bir devamı oldu.
 

aziz balıkçı

Süper Üye
9 Ağu 2020
3,082
8,696
Sizinle ilgili tahminim yine doğru çıktı @kemalettin ! Her zamanki gibi yine farklı düşüncelere neden olabilecek , önemli bir eseri haber vermiş oldunuz.
Okuma sonucu izlenimlerim ve izlenimlerime ait yorumlarım şu şekilde :

Bilindiği gibi sanat tarihinin çeşitli dönemlerinde yer alan sanat akımları, hep kendilerinden önceki akımları bir nevi ‘’ yıkarak ‘’ farklı özelliklerle donanmış olan , kendi varlıklarını kanıtlamaya çalışan sanatçı gruplarıyla doğmuştur. Empresyonizm , ekspresyonizm , sürrealizm ve daha niceleri . Şüphesiz , bir sanat dalı olan çizgi roman için de durum bundan farklı olamazdı . Çizgi roman alanında da tarih boyunca değişiklikler görüldü . Örnek olarak ; 1930’ların ,1950’lerin , 1970’lerin ya da 20.yy. sonlarının baskın çizgi roman tarzlarının aynı olduğunu söylemek mümkün değil . Tüm bunları , geçtiğimiz günlerde Sn. @kemalettin’in önerdiği ‘’ Sabrina ‘’ isimli çizgi roman için yazdım. 2018 tarihli ‘’ Sabrina ‘’ birçok bakımdan özelliği olan , gerek senaryosu gerekse de grafik yapısıyla okuru ‘’ rahatsız etmeyi amaçlayan ‘’ bir çizgi roman . Kitabın yayıncısı ‘’ Drawn & Quarterly ‘’ şirketi tıpkı ‘’ Fantagraphics ‘’ şirketi gibi farklı estetik anlayışta çizgi romanları yayınlıyor . Nitekim , Sabrina ‘yı okurken taramalardan uzak , değişik renklendirme ile oluşan panelleri izleyen okur , konu , konunun okura sunuluşu gibi unsurlarda da bu ‘’ farklılık ‘’ özellikleriyle baş başa kalıyor.

Bir çizgi roman düşünelim ki , çizeri ‘’ eser bittikten sonra depresyona girdim ‘’ diyor! Ancak , bu yazımda daha çok , genç sanatçı Nick Drnaso’nun grafik dünyası yerine , @kemalettin’in önerisiyle , kitabın senaryo yapısı üzerinde durmak istiyorum. Çünkü , konu çizgi roman sanatı açısından da büyük önem taşıyan özellikler içeriyor.

Sabrina’da bir ( hatta birden fazla !) ‘’ kayboluş hikayesi okuyoruz .Teddy King , kız arkadaşı Sabrina’nın birdenbire ortadan kaybolması acısına dayanamaz ve Colorado’daki hava kuvvetlerinde çalışan arkadaşı Calvin’ın evine gider. Ancak , evine gittiği arkadaşının da ailevi sorunları vardır.

Beni şaşırtan noktalar da burada başlıyor. Zira Drnaso’nun konuyu anlatım tarzı alışılagelmiş çizgi roman yapısına göre oldukça şaşırtıcı. Sanatçı ,olayların gelişimini iç içe geçmiş katmanlar halinde , sadece karşılıklı diyaloglara bağlı olarak anlatmakla yetinmemiş başka unsurlardan da yararlanmış . Medya ortamı , çevrim içi yorumlar , tweetler , tv , radyo , gazete haberleri , hatta zaman zaman videoların ele alınması gibi farklı yollar , değişik bir anlatım tarzını ortaya koyuyor.

Drnaso’nun anlatım tarzı hem direkt hem de dolaylı mesajlar içeriyor , bana göre ‘’ nefis ‘’ kelimesini hak ediyor. Önemli gördüğüm ve not aldığım konuları ayrı ayrı yazıp , her bir konu hakkında kendi yorumlarımı açıklayarak , Sn. @kemalettin’in sorularına cevap vermeye çalışacağım . ( ‘’ Spoiler ‘’ sevmeyen okurların , romanı okuduktan sonra , bu bölümü okuması dileklerimle !! )

ÖN PLANDAKİ KİŞİLERİN BAŞLICA ÖZELLİKLERİ :

Teddy : Sabrina’nın yakın arkadaşı . Sabrina’nın kaybolmasıyla depresyona giren ve sosyal hayattan uzaklaşan Teddy , acısıyla yakın arkadaşının evine , yanına hiçbir şey almadan giderek , olayları bir odadaki radyodan izleyen , bir nevi günümüz insanının her yaşayabileceği prototipi . Ancak , polisiye romanları seven birisi olarak , katilin açıklanmasına kadar kendisinden de kuşku duymam , bir süre gerilim yaşamama neden oldu ! Sanırım , Drnaso’nun anlatım ustalığı ya da benim kuşkucu okur özelliğim bu durumu sağladı. Özellikle diyalogsuz kareler , neredeyse bir röntgenci niteliğiyle olayları izleyen okurun , onun iç dünyasının daha da derinliklerine girmesine neden olmuş. Son derece sade iç mekan dizaynları bu saptamayı daha da destekliyor. Teddy , bir bakıma tüm acısıyla en gerçekçi kişilik !

Calvin : Teddy’nin en yakın erkek arkadaşı . Evindeki tüm imkanları arkadaşına sunan kişi . Üstelik , eşzamanlı aile problemleri yaşamasına rağmen . Calvin’in eşiyle yaptığı telefon görüşmelerinde tanık olduğumuz ailevi çekişmeler , yalnızca Amerikan toplumunda değil , farklı toplumlarda görebileceğimiz gerçeklikte . Ayrıca , yazımın sonraki bölümlerinde görüleceği gibi Drnaso , Calvin’e ‘’ ete , kemiğe bürünmesi’’ni sağlayan ,gerçekçi kişilik özellikleri katmayı ihmal etmemiş .

Sandra : Sabrina’nın ablası . Sandra’nın kişisel özellikleri , daha çok telefon görüşmeleriyle okurun gözüne çarpıyor. Kişilik özellikleri Teddy ve Calvin kadar net belirli değil . Romanın finalinde görünen Sandra , finaldeki görünümüyle okur kitlesini ikiye bölmüş durumda . Okurların bir bölümü , finali çok tatminkar bulmazken , diğer bölümü oldukça başarılı bulmuş. Ben , bir hayli başarılı bulanlardanım !

Ancak roman , kişiler kadar mekanlar üzerinden de mesajlar veriyor. İç ve dış mekan çizimlerinin genellikle aşırı sade olmasına özen gösterilmiş .Bir mekan tasviri özellikle dikkatimi çekti .Bir restaurant diyaloğunda , ortamın bomboş olduğunu görüyoruz. Nedenini yine diyaloglardan öğreniyoruz. Çümkü , söz konusu yer hijyen koşulları dikkate alınarak yenilenmiş ve de gelenler eski tadları bulamadığından gelmez olmuşlar ! Aklıma , giderek yok olan , hangi şehirde olursa olsun , özlemle aradığım esnaf lokantalarımız geldi !

KİŞİ İLİŞKİLERİ ÜZERİNDEN YORUMUM :

Konu akışı dahilinde , çeşitli nedenlerle her biri psikolojik problemler ( vahşet , eşler arası sürtüşmeler ,.. ) yaşayan kişilerin haber almaları ya da birbirleriyle ilişkilerini çoğunlukla medya üzerinden , internet ya da telefonlar aracılığıyla görüyoruz. Drnaso, bu durumu okura gösterirken , aslında modern çağda geldiğimiz noktadaki genel durumu göstermiş , bir yerde de kara mizah yapmış ! Dikkat edilirse , bir olayın çözümüyle ilgili ‘’ yüzyüze ‘’ görüşmeyi , sadece kaybolan kediyle ilgili diyaloglarda görüyoruz !

SABRİNA’NIN KAÇIRILMASI VE ÖLDÜRÜLMESİNİN ETKİLERİ , TOPLUMA SUNULMASI , MEDYA’NIN ÖZELLİKLERİ :

A ) Medya açısından : Katil , cinayet ile ilgili videoyu gazetecilere postalıyor. Bu faaliyetinin ‘’ Amacına ulaşmak için araç ‘’ olduğunu vurguluyor. Sadece bu faaliyet bile , medya dünyasının günümüzde geldiği içler acısı durumu gösteriyor. Medya , ne yazık ki böylesi bir olayın bile toplumun en azından bir bölümünün konuyu benimseyip , tartışmalı hale gelmesinin aracı artık ! Radyo sunucusu bile , videonun 5 milyon kez indirildiğini belirterek konuya ilave ilgi çekme durumunda.

B ) Kurbanın erkek arkadaşının en yakın arkadaşı açısından : En yakınını kaybetmiş arkadaşına , yardım elini uzatıp , ilgi gösterip , tüm imkanlarını sunuyor . Ancak , bu arkadaşı hemen yanıbaşındaki büyük acılar içindeyken , kendisi gayet sakin kitap okuyor ! İçinde bulunduğumuz yüzyılda özellikle sosyal ilişkilerde ‘’ duyarsızlık ‘’ kavramının giderek yükselmesi , belki de grafik anlatımla daha iyi anlatılamazdı .

C ) Toplumun bu vahşete bakışı : Doğanın yapısına uygun , yaşanan acılı olayların acısının Sabrina’nın en yakınları dahil , geniş kitlelerce zamanla azalması Drnaso tarafından objektif olarak yansıtılmış. Benzeri çizgi romanlarla kıyaslanmayacak derecedeki bu ‘’ gerçekçi ‘’ anlatım , dikkatimi çeken diğer bir nokta oldu . Nitekim , eserin finali bile bu durumu vurgularken, okur üzerinde ( en azından benim üzerimde ) etkiyi artırıyor.

D ) Sıradan bir terörist açısından : Drnaso ‘’ Hakikat Savaşçısı ‘’nın belirttiklerini anlatırken , çizgi roman anlatım olanaklarının ötesinde , sadece yazılı metin olarak aktarması da beni şaşırttı . Anlattığı olumsuz bir olaydan hoşlanan ‘’ Hakikat Savaşçısı ‘’ bir bakıma içinde bulunduğumuz modern çağın kirli tarafını yalın olarak gösteren bir başka nokta olmuş. Tabii ki , toplumun bir kesimi , artık bu tür anlatımları da ‘’ normal ‘’ karşılamaya başlamış durumda !

Çizgi roman boyunca sürekli olarak , Drnaso’nun grafik anlatım tarzını çok sevdiğim diğer bir sanatçı olan Chris Ware’yi hatırladım . Zaten , Drnaso’da Ware etkisini çeşitli röportajlarında saklamamış . Yazımın başında kısaca belirttiğim , çizgi romanın grafik yapı özelliklerine ilave olarak , konunun anlatımıyla ilgili belirtmek istediğim bir nokta daha var . Zaman zaman sadece yazı bulunan kareler , ya da hiç konuşma balonu bulunmayan , sadece resimlerin bulunduğu kareler , ‘’ özensiz ‘’ diyebileceğim dikdörtgenlerle desteklenmiş kareler gibi , okuyucuya her an sunulan ‘’ sürpriz ‘’ görsel unsurlar , okuma keyfini artırmış . Bu tür anlatımın ortamın psikolojik dünyasını okura iletmede başarıyı artırdığını söylemeliyim . Hiç diyalog geçmeyen resimli karelere tekrar tekrar bakarken , bir an nedense aklıma değerli sanatçımız Piyale Madra’nın ‘’ Piknik ‘’ maceraları geldi !

Ayrıca , burada detaylica belirtmeyeyim ama Drnaso , bazen son derece önemsiz , birkaç kare ile geçiştirilebilecek anlatımlar için sayfalarca , bir çok kare halinde çizim yapmış . Çok şaşırdım ! Şaşırmamın nedeni , bu sayfaları hiç de gereksiz görmemem , sanatçının konuyu aktarmasını desteklediğine, gizliden gizliye tanıklık etmem oldu ! Tıpkı bu anlatım tarzı gibi dikkatimi çeken başka bir garip nokta da , konunun akışı açısından hiç alakası olmayan kişilerin diyalogları oldu. Saydığım bu özelliklerin hemen hepsi , okurun ana konunun içine daha fazla çekilmesini sağlamış.

KONU HAKKINDA GENEL YORUMUM :

Drnaso , medyanın kişiler üzerindeki etkileri anlatmaya çalışırken , en aşırı olayı , vahşeti seçmiş . Bu , abartılmış örnek bir yerde , ‘’Batı ‘’ toplumlarındaki günümüzde yaşanan durumu , belki de en gerçekçi haliyle okura sunuluyor. Artık , yaşanan ‘’ vahşet ‘’ olayları bile , bir komplo ya da reyting malzemesi olarak birer medya aracı ! Halen , her birimiz bu yolla yayılan olumsuz etkileri yaşamayı sürdürmüyor muyuz ? Kendi sorunlarımızın çözüm yollarını ( hatta kendi sorunlarımızı ! ) bize sunulan bilgi bombardımanı belirliyor !

KİŞİLERİN RUHSAL DURUMLARI :

Çizgi romanın en büyük başarılarından biri de , son derece sade anlatımla kişilerin bir bakıma ‘’ röntgeni’’ni çekmesi. Bu durumu , hem kişilerin ayrı ayrı ruhsal yapılarının ( özellikle diyalogsuz kareler ile okura aktarılan Teddy’nin depresyon anları ) hem de toplumun psikolojik yapısının aktarılması konuları açısından söylemeliyim. Dolayısıyla , yapacağım açıklamanın bir bakıma eseri tekrar etme tehlikesi taşıyor ! Ancak , toplumun geldiği nokta ya da değerlendirme adına sadece romandan bir kaç örnekle değineyim. Calvin işe girerken değerlendirme formunda , ‘’ depresyon ve intihar düşüncesi yaşayıp , yaşamadığı ‘’ soruluyor !

Dikkat ettiğim diğer nokta da , kanlı bir küvette bulunan katil cesedinin , bana göre gülen yüzü oldu !

KONU HAKKINDA GENEL YORUMUM :

Yukarıda , ana hatlarını belirttiğim ‘’ röntgen ‘’ filmini izlerken , hastanın durumu hakkında umutlu olmadığımı söylemeliyim. Zira , rahatsız eden dış etkenler çok kuvvetli !

ANA KONU AKIŞININ YANISIRA İŞLENEN YAN OLAYLAR :

Eserde işlenen ana konunun yanı sıra , değişik ‘’ yan olay ‘’ diyebileceğimiz gelişmeleri de görüyoruz. Örneğin , Calvin’in yine başarıyla aktarılan , iyi olmayan ruhsal durumuna yol açan , aile içi huzursuzlukları ya da kedisi Randy’nin birdenbire kaybolması gibi .

KONU HAKKINDA GENEL YORUMUM :

Bu yan olaylar da , işlenen ana konunun ‘’ karanlık ‘’ atmosferine katkı sağlamış . Aile içi huzursuzluk yaşayan Calvin , eşiyle telefonla görüşebilirken , Drnaso adeta ‘’ evlerimizin içinde bile yalnızlık yaşıyoruz ‘’ diyor. Teddy’nin kaybolan kedinin ardından arama çabaları da ‘’ yalnızlık ‘’ kavramını vurguloyor aslında . Gözlerimin önünde birdenbire , yalnızlık kavramını bir çok eserinde işleyen ünlü ressam Edward Hopper’ın tabloları canlandı. Bir bakıma ; '' Hopper’ın melankolik resimleriyle yaptığı duygu aktarma işini Drnaso çizgi romanlarıyla yapmış ‘’ dedim !

ESERDE FARKLI KİŞİLER TARAFINDAN VERİLEN DİREKT MESAJLARA AİT BİRKAÇ ÖRNEK :

Bu başlık altında , ilave yoruma ihtiyaç duyulmayacak seviyedeki örnekleri sunmak istedim .

Teddy’nin arkadaşı Calvin :

‘’ İnsanları öldürmek beni her zaman uyutur ‘’

Psikoterapi seansından bi diyalog ;

‘’ Patronum tam bir …. ! Neredeyse her gün başkalarının yapması gereken şeyler için bana bağırıyor . Ama , benim sorumluluğumda değil . Ona haykırmak istiyorum! ‘’

Calvin’in yeni başlayacağı işte kendisine sorulan soru ;

‘’ Bir Amerikan vatandaşının size asla açıklanamayacak nedenlerden dolayı ortadan kaybolması gerekiyorsa ve siz de bu komploya yüzeysel de olsa dahil oluyorsanız, böyle bir suça ortak olmaya hazır mısınız? Hayatının geri kalanında kafana takabileceğin bir şey var mı ?

Teddy’nin dinlediği bir radyo programından ( Gerçekleşen Sabrina vahşeti ile ilgili ) ;

‘’ Adam müthiş bir vahşet yapıyor ve geri kalanımız günü biraz daha az şevkle, biraz daha az empatiyle geçirmek zorunda kalıyoruz . Ben endişe verici kıyamet tahminleri yapmaya yatkınım, dinleyicilerim neredeyse benden bunu bekliyor ama dumanı tam anlamıyla ve mecazi olarak görmediğim sürece ateş diye bağırmıyorum . Son zamanlarda çok fazla duman görüyorum. ‘’

Ve aslında tüm konuyu özetleyen ilginç bir diyalog daha ;

‘’ Bugün kaç kişinin vurulduğu umurumda değil. bunu kaldıramam. ‘’

‘’ Haberleri hiç takip etmiyorsunuz. ‘’

‘’ Her şey olduğundan beri takip etmiyorum ! ‘’

Özetle , dostumuz @kemalettin’in önerisiyle sonu ölümle sonuçlanan bir ‘’ kayboluş ‘’ öyküsü okudum. Bir vahşet öyküsü . Ama , alışageldiğimiz ‘’ kan – revan ‘’ ortamlı Amerikan çizgi romanlarının aksine , hiçbir ‘’ şiddet ‘’ unsurlu karenin yer almadığı , okuru derin düşüncelere yönelten , psikolojik ve sosyolojik irdelemelerle dolu , ‘’ karanlık ‘’ ama bir çok eleştirinin var olduğu , son derece ‘’ gerçekçi ‘’ bir çizgi roman okudum. ( Hoş geldin Kafka !!! ) Ama Drnaso , okuduğum kitap üzerinden sanki kulağıma ; ‘’ hayat kısa , keder bir yere kadar , sen kendi yaşamına bak ! ‘’ mesajını , direkt olarak değil ama , yaşananları objektif olarak aktarmasıyla fısıldamayı da ihmal etmedi !!

Belki bir yerde tekrar etmiş olacağım ama , romanı bitirip son sayfasını kapattıktan sonra, reyting peşinde koşan medyanın olumsuz etkileriyle , vahşet olaylarını bile içselleştirmeye başlayan , günümüzün çürümekte olan sosyal ortamları , gözümün önünde bir kez daha canlandı . Giderek birbirinden uzaklaşan , ‘’ çevrimiçi ‘’ dünyalarda yaşayan günümüz insanı , bir bakıma tıpkı ‘’ Joker ‘’ filminde tanık olduğumuz gibi , çoğu görülmeyen kurallar bütünüyle çepeçevre kuşatılmış durumda . Bu genel yapı içinde yaşayan ‘’ modern çağımızın insanları’’ olarak sahip olduğumuz sorunlar , giderek artmakta ve çözüm imkanları açısından ne yazık ki aciz konumda bulunmaktayız. Drnaso bu eseriyle , çizgi romana has hem senaryo, hem de grafik yapısı ile bizleri bir hayli rahatsız ederek düşünmeye davet ediyor. Nasıl düşünmeyelim ?? Geçenlerde tesadüfen Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamasını gördüm . Bu kuruluş , her 4 kişiden biri için , ruhsal rahatsızlık riskinin söz konusu olduğunu bildiriyordu !!!

Artık , Drnaso’nun diğer eserlerinde ve de dostumuz @kemalettin'in önerilerinde gözüm !! ( Şimdiden , sanatçının bir grup gencin sosyal açıdan güvensiz durumlarını ele alan ‘’ Beverly ‘’ adlı çizgi romanı ile 21. yy.’daki insanların topluma karşı yabancılaşmasını ele alan‘’ Acting Class ‘’adlı çizgi romanını hemen okuma planıma aldım! ) Çok teşekkürler @kemalettin. Aslında bu konu öneriniz , yine toplumsal eleştirilerle dolu ‘’ Joker ‘’ konusunun güzel bir devamı oldu.

kemalettin üstadım, @eankara üstadım. Baş döndürücü bilgileri bize sunuyorsunuz. Teşekkür ederim. İyi ki varsınız. Sağlıklı günler dileklerimle​

 

balkan

Onursal Üye
27 Şub 2016
3,013
29,728
Gerek çizgileri gerekse konusu alışılmış fumetti okurları için itici gelebilir. Ama Ben bu eseri beğenmiş ve arşivime almıştım. Birgün paylaşmayı düşünmüştüm. Arşivim silindiği için üzülürken, Üstat @kemalettin harika bir zamanda sadece eseri paylaşmakla kalmadı, üzerinde tartışılmasını ve değerlendirilmesini de sağladı.

Ben edebiyatçı değilim, roman eleştirisi yapabilecek düzeyde de bilgili değilim. O yüzden konuyla ilgili olarak yayınlanmış olan ve aşağıdaki linkte yeralan bir incelemeyi dikkatinize sunmak istedim.

Umarım yararlı olur.



,

REVIEW: SABRINA​

İNCELEME: SABRINA

19 KASIM 2018

YORUMLAR

Benim için Man Booker'ın uzun listesinde 11. sırada (13 üzerinden) Nick Drnaso'nun bu ödüle aday gösterilen ilk çizgi roman olan Sabrina'sı vardı. Bunu çok daha erken almayı düşünüyordum ancak bulunabilirlik konusunda bazı zorluklar yaşadım. Bu kitabı kasım ayı başlarında okudum.

Kitap hakkında: Sabrina bir gece evine giderken öldürülür ve haberi duyanlar Sabrina'nın ölümünü kendileri "çözmeye" çalışırken, ailesinin acıları medya ve kitleler tarafından yarıda kesilir. Ancak kamuoyu ve gerçek her zaman örtüşmez; Sabrina'nın erkek arkadaşı ve trajediden sonra birlikte kaldığı arkadaşı, insanların yaygın kafa karışıklığını, dehşeti ve korkuyu anlamlandırmak için gidecekleri aşırılıkları ilk elden öğrenir.

“Artık tamamen duyarsızlaştık. Sanki bu adamlar bizim ilgimizi çekmek için birbirlerini geçmeye çalışıyorlar."

Çok fazla çizgi roman okumadım. Grafik bir anı, birkaç serileştirilmiş çizgi roman ve Sabrina, yüksek resimli hikayelerle ilgili deneyimimin kapsamıdır. Her ne kadar onlardan keyif alsam da, kelimelerden çok daha fazla keyif alıyorum; bu yüzden Sabrina'nın kapağını bile açmadan önce biraz ön yargılı davranmış olabilirim.

Sanat tarzının beni ikna etmeyeceğini hemen anladım. Bir yandan, oldukça şekilsiz karakter çizimleri, bu durumu gerçek dünyaya yansıtmayı kolaylaştırdı çünkü karakterler çok tanımlı ve sayfaya sıkışıp kalmıyor. Karakterlerin güzelliği ya da çirkinliği ya da ayrıntılı arka planlar Drnaso'nun temalarını olumsuz yönde etkilemez. Ancak öte yandan, karakterler o kadar basit bir şekilde temsil ediliyor ki, özellikle aynı giyinen karakterler arasında bazen kimin kim olduğunu ayırt etmek zor olabiliyor. Hikayeyi bulmak için sanatın içinde ilerlemek zorunda kalmak verimsiz geliyor.

Her ne kadar bu kitabın mesajlarının önemli olduğunu düşünsem de, ilk incelemelerden hikayenin önermesinin temellerini ve "noktasını" biliyordum, bu da belki de okurken şok yaşamama katkıda bulundu. Bu çizgi romana kendim başlamadan önce birkaç inceleme okumuş olmamın belki de benim için etkisini azaltmış olmasında ilginç bir ironi var; tıpkı Sabrina'nın, haberlerde korkunç ölümlerin akışının bir insanı duyarsızlaştırabileceğini göstermesi gibi, sanırım ben de öyleydim. bir şekilde bu rahatsız edici mesajlara karşı duyarsızlaştı. Takdir ettiğim ve hatırlayacağım güçlü bir kavram, ancak içeri girerken ne bekleyeceğimi bilmeseydim daha etkili bir okuma deneyimi olacağını düşünüyorum.

“Histeri yatıştığında, bu videonun hiçbir zaman gerçekten anlayamayacağımız başka bir kalıntı olması kaçınılmaz. Sonuncusunu anlamlandıramadan yeni bir trajedi kendini gösteriyor. Bu neden olmaya devam ediyor ve bunu bize kim yapmaya devam ediyor? Keşke onların kolektif boyunlarını boğabilseydim ve bu iş bitseydi, böylece ütopyamızı barış içinde inşa edebilirdik.”

İnsanlar olarak, başka bir insan öldürüldüğünde ortaya çıkan acıya, şoka, öfkeye ve inançsızlığa hakkımız yok mu? Sabrina, bu önermeyi, bu duyguları ifade etmenin uygun ve incitici yollarını birbirinden ayırmanın bir yolu olması gerektiğini ve mümkün olan en kısa sürede bu yolu bulmamız gerektiğini öne sürdüğü kadar çürütmüyor. Hissetmeye hakkımız var, ancak varsayımlarda bulunmamalıyız veya başkalarını insanlık durumu hakkında belirli bir şekilde hissetmeye teşvik etmemeliyiz.

Bu güçlü ve yaygın olarak uygulanabilir bir mesajdır. Haberlerde korkunç bir ölüm akınıyla karşı karşıyayız. Ancak mesajlar olay örgüsünü fazlasıyla aşıyor, bu yüzden bu kitaptaki ayrıntılar konusunda oldukça belirsiz davrandım. Bunları kendi başınıza keşfetmeniz sizin için en iyisidir.

Benim tepkim: 5 üzerinden 3 yıldız. Bu, gerçekliği açısından dehşet verici, konuyla ilgili harika yorumların yer aldığı hızlı bir öğleden sonra okumasıydı. Jüri, Dranso'nun önceki çizgi romanı Beverly'yi okuyup okumayacağım konusunda kararsız. Ancak uzun listedeki okuma deneyimimi kesinlikle tamamlayacağım - şu anda Rooney'nin Normal İnsanlar kitabının yarısındayım (ve kesinlikle çok seviyorum) ve Gunaratne'nin Çılgın ve Öfkeli Şehrimizde kitabını ay sonundan önce okumayı umuyorum. 2018 Man Booker adayları açıklandı. Uzun listeye alınan her kitap benim için 5 yıldızlı bir okuma olmasa da, 5 yıldızlı bir okuma deneyimi oldu.
 
Son düzenleme:

kemalettin

Onursal Üye
13 Eyl 2011
532
2,785
sn @eankara bir master tezinin bile kat ve kat üstündeki müthiş değerlendirmenize hayran kalmamak elde değil

Bu başlık aslında önceden de bahsettiğim gibi sadece bir çizgi roman başlığı olmayıp asıl girmek istediğim post-truth, sahte habercilik, sanal yaşamlar, sahte siyaset, aldatma sanatı gibi temaları incelemek için sadece bir basmak / başlangıç yani

Gelelim ilk adım olan Sabrina grafik romanına:

Bence modern toplumun çeşitli yönlerini ve insan ilişkilerindeki karmaşıklıkları ele alan etkileyici bir eser.

Özellikle sosyal medyanın hayatımıza nasıl etki ettiğini ve insanların nasıl izole olduğunu inceliyor.


nick.jpg


Drnaso'nun sade çizim tarzıyla karakterlerin yüz ifadeleri ve vücut dilleri, duygusal durumlarını ve iç dünyalarını başarılı bir şekilde yansıtan bu minimalist tarz, hikayeye bir gerçekçilik hissi katıyor ve okuyucuyu daha da içine çekiyor.

İnternet çağında karakterlerin sosyal medyayı kullanma şekilleri, diğer insanlarla nasıl etkileşimde bulundukları ve de günümüz toplumunda çok yaygın bir sorun olan yalnızlık duygusunu etkileyici bir şekilde vurguluyor.

Sabrina nın en güçlü yanı, gerçekçi ve sürükleyici bir hikayeyi karakterlerin iç dünyaları ve duygusal durumlarıyla birlikte okuyucuya başarılı olarak aktarması. Ayrıca, Sabrina'nın kayboluşu hakkında oluşturulan gizemli atmosfer, okuyucuyu hikayenin içinde tutmaya yardımcı oluyor.

İnsan ilişkilerindeki karmaşıklıkların incelenmesi, insanların sanal dünyada yarattığı imajlarla gerçeklik arasındaki farkı sorgulamasıyla, okuyucuları düşünmeye ve tartışmaya teşvik etmesi, hikayenin derinlemesine inceletmeye zorlaması, ve de okuyucuların ucu açık düşünmelerine, kendi senaryolarını oluşturmalarına fırsat vermesinin romanı değerli kıldığına inanıyorum

"Sabrina" romanını, olay örgüsünü, karakterlerin iç dünyalarına odaklanmasını, ve medya ilgisi gibi unsurları etkileyici bir şekilde yorumlayan sn @eankara, gerçekten dikkate değer bir analiz ile romanın derinliklerine inerek karakterlerin duygusal gelişimini, yazarın niyetlerini, ve verilen mesajları değerlendirmesinin, en az benim kadar sizlerin de takdir edeceğinize ve bu romanın mutlaka okunmasını sağlayacağına inanıyorum

Ayrıca, sn @eankara sadece romanın içeriğiyle sınırlı kalmayarak yalnızca anlatılan hikaye üzerine değil, aynı zamanda tüm unsurlarına odaklanarak objektif ve öznel düşüncelerini da dahil ederek değerlendirmesi, bize de benzer bir duygusal deneyim yaşatmayı başarıyor bence.
 
Üst