Çizgi Roman Tarihinin En Unutulmaz Karakterlerinden Tenten'in Renkli Alt Metinlerle Dolu Tarihçesi

kemalettin

Onursal Üye
13 Eyl 2011
521
2,678
Merhaba Arkadaşlar

Tenten karakteri açısından EkşiSözlük yazarlarının hazırladığı bir incelemeyi paylaşmak istiyorum

Bir sonraki açacağım / veya bu başlığın altında devam edeceğim paylaşımda ise biraz farklı / biraz benzer bir eleştiri listesi sunmaya çalışacağım


-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Çizgi Roman Tarihinin En Unutulmaz Karakterlerinden Tenten'in Renkli Alt Metinlerle Dolu Tarihçesi​

31 Mart 2017

Kaynak:




Çizgi Roman Tarihinin En Unutulmaz Karakterlerinden Tenten'in Renkli Alt Metinlerle Dolu Tarihçesi​


Tenten'i hepimiz biliriz, belki birkaç serüvenini de okumuşuzdur ama aslında çizgi roman tarihinde önemli olduğu kadar, 20. yüzyılın batı anlayışını da simgeleyen özellikleri ve maceraları olduğunu da pek bilmeyiz. Sözlük yazarı "under rug swept", Tenten'i tüm detaylarıyla harika anlatmış.


Çizgi Roman Tarihinin En Unutulmaz Karakterlerinden Tenten'in Renkli Alt Metinlerle Dolu Tarihçesi


eserlerinde hergé takma adını kullanan georges prosper remi, belçikalı bir çizgi roman yazarı ve çizeridir. 1929 yılından, ölüm yılı olan 1983’e kadar tenten serisi üzerinde çalışmış; yirmi dört adet macera yazmıştır. yazmaya başladığı son macera olan “tintin and alph-art” ölümü sebebiyle tamamlanamamıştır. ilk tenten macerası “tenten sovyetler’de” 10 ocak 1929- 8 mayıs 1930 tarihleri arasında gazete köşesi olarak yayımlanmış, daha sonradan ciltlenip kitap haline getirilmiştir.

ilk tenten maceraları siyah-beyaz olarak basılmış, daha sonra hergé tarafından renklendirilmiştir. hergé yazdığı hikayeleri çizerken national geographic gibi dergilerde basılan resimler ve kitaplarda bulduğu bilgilerden yararlanmıştır. ilk maceraların her birinin hazırlanması yaklaşık bir yıl almıştır ve hergé söz konusu ilk eserleri hakkında utanç duyduğunu sık sık dile getirmiştir. çünkü bu çalışmalar hakkıyla araştırma yapılmadan ve önyargılarla dolu bir şekilde ortaya konmuşlardır. örneğin, bu eserlerden en çok tartışma yaratan ve pek çok yerde yasaklanmış olan “tenten kongo’da” kitabında misyoner okulunda yerlilere coğrafya dersi veren tenten şu cümleyi kullanır: “sevgili arkadaşlarım, bugün size ülkeniz belçika hakkında bilgi vereceğim.” daha sonraki baskılarda bu ders matematik dersiyle değiştirilmiştir.

RVAevEXOhEXGetNB-636318298965387796.jpg


Hergé

beşinci tenten macerasında bu üstünkörü ve desteksiz bilgi aktarımı yerini uzun süreli araştırmalar sonucu gerek çizimlerde, gerekse hikayelerde gerçekçi bir yaklaşıma bırakmıştır. bunun sebebi, “tenten ve firavunun puroları” macerasının sonunda bir sonraki kitabın çin’de geçeceğini belirten hergé’yle iletişime geçen ve katolik bir okulda çinlilere eğitim veren peder gosset’tir. hergé’den çin ile ilgili yazılarında dikkatli olmasını rica etmiş ve bu ricasını kabul eden hergé’yi, belçika’da öğrenim gören chang chong-jen adlı bir heykel sanatçısıyla tanıştırmıştır. chang’den çin kültürünü, tarihini ve sanatını öğrenen ve sonucunda ortaya çıkardığı eserden memnun kalan hergé ileriki eserlerinde tenten’in ziyaret ettiği yerler hakkında büyük çaplı araştırmalara girişmiştir. yapacağı eleştirilerde okları tek bir ülkeye açıkça çevirmemek için, coğrafi açıdan kast ettiği yerlerin anlaşılabilmesini çizimleriyle sağlasa da yazarken hayali ülke ve yer adları kullandığı olmuştur.

gsNJ9UQEKkSsquIG-636318300142046304.jpg


"Mavi Lotus" macerasından bir kesit.


2. dünya savaşı başladığında hergé’nin eserlerinin haftalık iki sayfa halinde basıldığı gazete nazi’ler tarafından ele geçirilir. hergé nazi boyunduruğu altında çalışmayı kabul etse de, tartışma yaratmamak için eserlerinde güncel ve siyasi olaylardan uzak durmak zorunda kalır. bu dönemde, “altın kıskaçlı yengeç”, “esrarengiz yıldız”, “7 kristal küre” gibi siyasi açıdan etliye sütlüye dokunmayan maceralar yazmıştır. olaylar yerine kararkterlere ağırlık vermek zorunda kalan hergé unutılmaz karakterler olan kaptan hadok ve profesör turnösol’ü bu dönemde tenten maceralarına katmıştır. fakat hergé’nin bu dönemde çalışmaya devam etmesi, onun nazi yanlısı olarak suçlanmasına yol açmıştır. hala bir çok kişi bu savlarında diretmektedir. oysa hergé tenten kitaplarında siyasi görüşlerini zaman zaman, üstü kapalı olarak da olsa, belirtmiştir. hergé’nin nazi işgali sırasında çalışmaya devam etmesini belçika’ya olan bağlılığı, işine olan sevgisi ve bu kötü zamanda okuyucularına eğlenceli bir şey sunabilme arzusuyla açıklayabiliriz.


dKQKoPjGivGO2nCr-636318318535486433.jpg


tenten kitapları, çoğunlukla yanlış siyasi görüşleri dikte ederek çocukların beynini yıkamak üzere araç olarak kullanılmakla suçlanmıştır.
“tenten sovyetler’de” ve “tenten kongo’da” maceraları hakkında bu söylenebilir olsa da, hergé’nin de belirttiği gibi ileriki eserlerinde yazacağı her olayın iç yüzünü araştırdığı için böyle yaklaşımlara pek rastlanılmaz. bir diğer eleştiri ise romanlarda hüküm süren kadın düşmanlığıdır. nefret odağı kastafiore dışında hiç kadın karakter yoktur. diğer gözüken kadınlar ya temizlikçidir, ya da alt sınıftan başka insan modelleridir. bu eleştiriye katılmamak elde değildir ancak kitaplarda açıkça bir kadın düşmanlığı ya da kadınların aşağılanması gibi durumlara rastlanmamaktadır.

tenten maceralarının barındırdığı adrenalin ve “şiddet” o dönemde kadınların hikayeye katılmasını engellemiş olabilir belki de. zira maceralarının mümkün olduğunca gerçekçi olmasını isteyen hergé’nin, tenten ile birlikte uyuşturucu kaçakçılarının peşinden giden bir kadın karakter çizmenin o dönem için inandırıcılıktan uzak olacağını anlamış olması muhtemeldir. unutulmamalıdır ki kadınların bu tür maceralarda önemli rollere kavuşması, doksanlı yıllarda lara croft ile birlikte başlayan bir trenddir. kadınların tenten kitaplarında fazla yer almamasının bir diğer sebebi de yaşı ve cinsel kimliği tam olarak tanımlanmamış karakterin hayatının karşı cinsin varlığıyla dengesizliğe uğramaması ve kitaplarda tenten’in aşk hayatına dikkat çekilmek istenmemesi olabilir.

EJ6ntmLyBxBCuEyx-636318301174161759.jpg


Tenten ve Kastafiore

tenten kitapları tüm dünyada, çok sayıda dile çevrilmiştir. küreselleşen dünyada yaşayan herkesin tanıdığı belki de tek amerika merkezli olamayan çizgi kahraman tenten’dir. ancak ülkeler arası kültürel farklılıklardan dolayı, tenten maceraları yayımlanmadan önce çeşitli değişikliklere uğramaktadırlar. çünkü pek çok değişik ülkede geçen ve şarkiyatçı söylemlerle dolu olan bir serinin yerel halk tarafından hoşgörüyle karşılanması ve dolayısıyla başarılı olması için çeşitli düzenlemeler gerekmektedir ve bu düzenlemeleri hayattayken bizzat hergé yapmıştır. bu düzenlemeler “tenten kongo’da” macerasındaki gibi yeterli düzeyde olmadığı zaman, tenten kitapları bazı ülkelerde yasaklanmaktadır. örneğin batı unsurlarının getireceği çöküşü temsil eden bir ajan olarak görülen tenten, iran’da yirmi beş yıl boyunca yasaklı kalmış; kitaplar sonradan yayımlanabilmiştir.
bu tip değişiklikler sadece kitaplar doğu ülkelerinde basılacağında değil, özgürlükler ülkesi olarak bilinen amerika’da basılacağında bile gerekmiştir. örneğin “altın kıskaçlı yengeç” macerasında zenci bir miço, muhtemelen porto rikolu olan bir karakterle değiştirilmiştir çünkü o dönemde amerika’daki sansür sistemine göre çocuk kitaplarında farklı ırklardan insanlar olması yasaklanmıştır. yine aynı macerada çok fazla içki içilmesi sebebiyle bazı kareler hergé tarafından yeniden resmedilmiştir çünkü amerikan yayımcı çok içki içmenin ve bu olgu etrafında dönen esprilerin avrupai bakış açısınca kabul edilebilir olmasına karşın amerika’da hoş karşılanmayacağını öne sürmüştür.

RkjpXz6QHsCV8JzH-636318302499113619.jpg


hergé, zaman içerisinde pek çok asistanla çalışsa da, pek çok çizerle birlikte işler yapsa da tenten’in ancak kendisiyle anılmasına izin vermiştir. pek çok macerada detaylı arka planları çizen sanatçıların adının kullanılmasına müsaade etmemiştir. bu yüzden ölümünün ardından yeni bir tenten macerası yazmak üzere kimse görevlendirilmemiş, hergé’nin kendisiyle bu kadar özdeşleştirdiği karakter başkasının eline teslim edilmemiştir.


karakterler​

tenten: hergé, belçikalı tenten karakterini bir gazeteci yaparak onun, aklına gelebilecek her türlü macerada yer alabilmesini sağlamıştır. böylece tenten bir gazeteci olarak dünyayının her noktasına gittiği gibi ay’a da gitmiş ve okuyucunun aklına bu karakterin neden bu kadar gezdiği sorusu gelmemiştir. tenten indiana jones gibi bir kaşif, lara croft gibi bir mezar yağmalamacısı olmadığından dolayı burnunu sokabileceği olaylar sınırsızdır.

serinin diğer baş karakterlerine bakarsak, hepsinin kendilerini özgünleştiren konuşma biçimlerine ve hayat tarzlarına sahip oldukları görülebilir. ancak tenten’in maceradan maceraya koşmak dışında hayatında olup bitenler kitaplara yansımaz. her zaman yinelediği bir sözcük, her zaman içtiği bir içki yoktur. sıradan kazağı ve pantolonuyla “genel”i temsil eder ve çok sıradan bir karakterdir. okuyucuların en sevdiği karakter olmasa da, en çok empati kurduğu karakter daima tenten’dir. çünkü her ülke insanının ortak özellikleri tenten’de birleşir.

tenten’in yaşı hakkında kesin bir bilgi yoktur. ortak kanı, onun yirmili yaşlarına yaklaşmış bir genç olduğudur. “tekboynuz’un esrarı” adlı kitapta görülen pasaportunda doğum yılı, karakterin ortaya çıktığı yıl olan 1929 olarak gösterilmiştir. bazı gazetelerde yaşı 15 olarak gösterilirken , time onu “genç” olarak tanımlamıştır . karakterin resmi sitesi olan tintin.com’da ise yaşı 16-18 arası olarak belirlenmiştir. aslında tenten’in yaşının tam belli olmaması okuyucunun onu sorgulamasını da engeller niteliktedir. onun neden etrafında hiç kız olmadığı , nasıl olup da bu kadar çok yeri gezebildiği, ailesinin kim olduğu ve çocukları o kadar küçük olmasına rağmen neden varlık göstermedikleri gibi sorular kitaplarda asla yanıt bulmazken, okuyucunun kafasında tenten’in bir “genç” olarak konumlandırılmasıyla bir nevi ortadan kalkarlar.

HjXpeIDPrDqICy4B-636318305811415138.jpg


Mevzubahis pasaport.


tenten’in karakterinde göze çarpan özellikler entellektüelliği, kolay öğreniyor olması, içinde kötülük barındırmaması ve benzerleridir. tenten’in maceralar boyunca ata bindiği, araba ve uçak kullandığı çokça görülmüştür. bu olaylar yaşının 15 olduğu savını yalanlar gibi dursa da, tenten’in bütün yaşlara ve insan çeşitlerine eşit uzaklıkta bir karakter olduğunu kanıtlar niteliktedir.

tenten’in bir geçmişi yoktur. diğer karakterler maceralar boyunca zaman zaman geçmişlerine gönderme yapsalar da, tenten’in geçmişiyle ilgili bilgiler daima okuyuculara sunulan maceralar çerçevesindedir. örneğin “mavi lotus” macerasında tanıştığı chang, tenten’in son maceralarından biri olan ve hergé’nin en kişisel işi olarak nitelenen “tenten tibet’te”de görülür. karakterin bu özelliği de, hergé’nin onu mümkün olduğunca yüzeysel ve herkesin kendinden bir parça bulabileceği biçimde tutma isteğinden kaynaklanır.

nfPM5tMcArFBmyXu-636318309097777024.jpg


Tenten ve Chang

unutulmamalıdır ki tenten onlarca dile çevrilen, tüm dünyaca okunan bir karakterdir ve genele hitap etmek zorundadır. annesi ölmüş olarak resmedilseydi eğer, maceralarda geçmişinden taşıdığı bu izlerin bir göstergesinin ortaya çıkması gerekirdi ve mutlu bir aile hayatı süren çocukların tenten’in yaptıklarına anlam vermesi imkansızlaşırdı. ayrıca hergé kitaplarında karakter kalabalığından mümkün olduğunca uzak durduğu için diğer karakterlerin de aileleri veya aşk hayatları hiçbir macerada açığa çıkmadı.
tenten tüm özelliklerinin yanı sıra şansıyla tanınır.
hatta tenten, süper gücü şans olan bir süper kahraman gibidir. düştüğü tehlikelerden kurtulurken zekasının yanında şansı da büyük rol oynar. “güneş mabedi” adlı macerada güneş tutulması sayesinde hayatının kurtulduğu bile görülmüştür. karakterin bu özelliği onun diğer gerçekçiliğini gölgede bırakır ve okuyucuya ellerindekinin bir çizgi roman olduğunu hatırlatır.

milu: ingilizce çevirilerde snowy adını almış terrier cinsi köpek milu, tenten’in yoldaşıdır. kahraman filmleri ve kitapalrı incelenirse, hepsinin “sidekick” adı altında bir yandaşı olduğu görülebilir. özellikle disney filmlerinde bu netçe görülebilir. hercules’in pegasus’u, mulan’ın muşu’su, alaaddin’in apu’su vardır ve tenten çizgi romanlarında olduğu gibi çocuk kitlesine en çok hitap eden karakterler bunlardır. çünkü olayı birebir yaşayan kahramanın aksine, olan bitenden dolaylı olarak etkilenen bu karakterler daha esprili, daha önyargılı ve fikir sahibi olma fırsatını bulurlar. zekaları nispeten daha düşük olduğu için maceralarda olmadık tehlikelere bulaşmak ve heyecanı arttırmak görevlerini de üstlenirler. ayrıca ana karakterlerin önemsedikleri varlıklar oldukları için onların “kaybedecek hiçbir şeyi olmayan gözüpek insanlar” olmalarını önlerler ve seyircinin veya okuyucunun ana karakterin yenik düşmesi ihtimalinden korkmasını sağlarlar.


h9O3Zjxe3SNnQrmJ-636318309951752960.jpg


milu da sıklıkla okuyucuyla konuşur ve tarafsız olması gereken tenten’in aksine okuyucunun zihninde barındırabileceği önyargıları veya fikirleri açıkça dile getirir. bu yüzden çok önemli bir karakterdir. gidilen yerlerdeki sivrisineklerden, etrafın ne kadar çamurlu veya sıcak olduğunda, hayvanların ne kadar şapşal olduğundan şikayet eden daima milu’dur. okuyucu da aklından geçirdiği düşüncelerin kitapta bir karakterce seslendirilmesinden memnun olur. milu’nun konuşmalarını karakterlerin duyup duymadığı tartışmalı bir konudur. “tenten kongo’da” adlı kitapta tenten ve milu’nun birbirlerini anladıkları açıkça görülebilirken diğer kitaplarda böyle bir olaya rastlanamaz.


kaptan hadok: ilk olarak “altın kıskaçlı yengeç” macerasında ortaya çıkan bu karakter herkese eşit uzaklıkta olan tenten’in aksine, alt tabakaya daha yakındır ve onları da maceranın içine çeker. çok sık küfreder, alkoliktir ve bu sorununu yenmeye çalışmaktadır. ayrıca insanın isterse değişebileceğinin ve daha iyiye gidebileceğinin somut kanıtıdır. atalarından kalan hazineyi bulduktan sonra bir şatoya yerleşmesi onu daha saygıdeğer bir insan yapmıştır. yine de özünü kaybetmez ve “alt sınıf”ı temsil etme görevinden asla vazgeçmez. zaman zaman nefsine yenik düşer ve viski içer, olmadık yerde ağır küfürler savurur.

hwFBv2O6PjT8hkoI-636318310910893719.jpg



profesör turnösol: “kızıl korsan’ın hazinesi” adlı macerayla seriye katılan profesör ülkemiz için çok tanıdık bir karakterdir. karagöz’ün özelliklerini birebir taşımaktadır. her şeyi yanlış anladığı gibi, bu yanlış anlamalar sayesinde kimsenin dile getirmeye cesaret edemeyeceği, “boşboğazlık” olarak algılanabilecek tespitler yapar. çok zeki bir bilim adamı olmasının yanı sıra günlük hayatında pek akıllıca hareketlerde bulunmadığından kitaplardaki komedi unsurunun çoğunu oluşturur. zaten önceki kitapların bazılarında gözüken profesörlerin hepsi delidir, saçma laflar ederler. hergé’nin mucit karakterlerinin hiçbiri normal değildir.


YmfGcEJrsjN54YrW-636318311514224194.jpg



maceralar boyunca çok sayıda icat yapmıştır. örneğin kişiye alkolün tadının çok kötü gelmesini sağlayan ve alkolizmi sonlandıran bir pil, köpekbalığı şeklinde bir denizaltı, ay roketi ve saire. bu icatların hiçbiri kaptan hadok tarafından beğenilmez ve aşağılanır. ancak profesör’ün kulakları ağır işittiğinden bu aşağılamaları ya hiç duymaz, ya da övgü olarak algılar. yazar hergé’nin burada verdiği mesaj, insanlığın ilerlemesinde gelişimi kösteklemek isteyenlerin sözlerine aldırış edilmemesi ve yılmadan çalışılması gerektiğidir. bu söylem ülkeler bazında da dikkate alınabilir. zira, gelişmekte olan ülkelerin kendilerini kösteklemeyi amaçlayan gelişmiş ülkeler karşısında kendini güçlü tutması gerekmektedir ki yollarından sapmayıp gelişimlerini olması gerektiği gibi tamamlayabilsinler. zaten profesör turnösol de işine yoğunlaşmak ve dikkatini etraftaki konuşmalara vermemek için işitme cihazı kullanmamakta ısrar eder.

düpont ve düpond: ilk olarak “firavun’un puroları” macerasında gözükmüşlerdir. belçika polis departmanının sevilen çalışanları olan ve bıyıkları dışında birbirlerine ikiz kadar benzeyen bu iki karakter , tenten’in bütün maceralarında uluslararası polis olarak çalışır. kolluk teşkilatındaki pozisyonları tam olarak bilinmez. bazen kapkaç gibi sıradan olaylara bakarken , bazen de uluslararası bir uyuşturucu çetesinin peşine düşmekle görevlendirilirler .


P5zoNcSOuFeALOok-636318312185997769.jpg


ilk maceralarda sıklıkla tenten’in peşine düşseler de, sonraki maceralarda tenten’in davasını hukuken meşrulaştırma görevi görürler. tenten hangi maceraya bulaşırsa, peşinde olduğu suçluları “tutuklama emri” düpont ve düpond’da mevcuttur. ayrıca günlük hayatta neredeyse milu kadar beceriksiz olduklarından, okuyucunun bakış açısını yansıtmak ve komedi unsurunu yansıtmakta da kullanılırlar. ayrıca empoze edilecek bir fikir, ya da maceradaki bir gelişme onların ağzından duyulur. çünkü biri bir cümle kurduktan sonra öteki “dahası var” deyip aynı cümleyi başka bir cümle kurgusuyla tekrarlar.

tenten kitaplarındaki şarkiyatçılık açısından bu karakterlar büyük önem taşırlar. çünkü gittikleri tüm ülkelerde, o ülke halkının arasına karışmak ve dikkat çekmemek için kıyafetlerini değiştirirler ancak her zaman kafalarındaki prototipe göre giyindiklerinden yerel halk tarafından alay konusu olurlar.
 

eankara

Onursal Üye
24 May 2010
1,001
5,925
Ülkemizde sanatçılarımızdan yayınlanan çizgi roman yayınları bir hayli azaldığı gibi , bu sanatın kültürel konularında çeşitli yayınlar da artık yayınlanmıyor , neredeyse yok gibi . Bana göre böylesi ortamda , paylaştığınız bilgi içeren yazılar daha bir önem kazanıyor , @kemalettin . Aslında bilindiği gibi Tenten ; günümüzde de sergilerle ( Brüksel yakınlarındaki Herge müzesi başta olmak üzere , çeşitli ülkelerde zaman zaman açılan sergiler) , açık artırmalarda rekor fiyatlara satılan orijinal çizimlerle , tekrar tekrar basılan maceralarıyla , özellikle animasyon filmleriyle , zaman zaman yayınlanan bilgi içeren kitaplarla , zaman zaman çeşitli ülkelerde görülen sokak sanatçılarınca yapılan duvar resimleriyle , bilgisayar oyunlarıyla , hayranlarınca halen yapılan korsan maceralarıyla ( bu arada , binli sayıları geçen korsan kapak çizimleri ayrı bir kolleksiyon konusu olması da cabası !! ) yaşamaya devam ediyor . Şimdilerde yeni animasyon filminin traileri yayınlanmaya başladı , umarım kısa sürede seyrederiz . Paylaşımlarınızı zevkle okuyorum Sn. @kemalettin . Teşekkürler .
 

kemalettin

Onursal Üye
13 Eyl 2011
521
2,678

Tenten'in ideolojisi - Vikipedi​

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Kaynak:

220px-Etoile-mysterieuse-drap.jpg


macerasının özgün hâlinde, "kötü adamlar" bayrağı taşırken, Hergé daha sonra bunu hayali bir başka bayrakla değiştirir.
Tenten'in ideolojisi konusu, yazar ve çizer tarafından 1929 yılında yaratılan kahraman olan 'in öykülerindeki ideolojik vurguları kapsar. Karakter, ilk çıkışından son macerasına kadar yaratıcısı olan Hergé'in yaşadığı siyasi ve sosyal etkilerin izlerini taşır.

İlk maceralar​

Hergé 1927 yılında Le Vingtième Siècle (Yirminci Yüzyıl) isimli gazetenin çocuk eki olan Le Petit Vingtième’de çizer olarak çalışmaya başlar. Derginin başında rahip bulunmaktadır.

İlk Tenten kitabı olan macerası çizere çalışmakta olduğu dergi yönetimi tarafından sipariş edilmiş ve karşıtı olması istenmiştir. Bu önyargılı bakışa rağmen işe koyulan Hergé o sırada Avrupa'da pek bilinmeyen bir ülke olan Sovyetler Birliği için elindeki sınırlı kaynakları kullandı. Başlıca kaynak olarak 1928 yılında 'nın elçisi olan Joseph Douillet tarafından yazılan Moscou sans voiles (Gizemin ardındaki Moskova) eserinden faydalanır. Ancak bu eser komünist sistemin açlık, yoksulluk ve terörden başka bir şey getirmediğine dair yüzeysel ve yanlı bir eserdir. Bu eserin izleri macerada hissedilmektedir.
Hergé ikinci Tenten macerasının onu çok etkileyen ’de geçmesini ister. Ancak patronu Wallez karşı çıkar. Onun yerine o dönemde Belçika sömürgesi olan ile ilgili bir macera çizmesini ister. Koloni o dönemde beyaz Belçikalı işçilere gereksinim duymaktadır. macerası dönemdeki baskın sömürgeciliğin izlerini taşır. Hergé daha sonra verdiği röportajda Kongo ile o dönemde hiçbir bilgiye sahip olmadığını itiraf edecektir. Maceranın 1946 yılındaki renkli yeniden basımı sırasında kitaptaki Afrika halkını aşağılayıcı unsurlar ve ırkçılıkla eleştirilen vurgular değiştirilecektir.

Tenten Amerika'da (1931-1932) ve Kara Ada (1937-38) dönemi​

Bir sonraki macera için Hergé Tenten'i 'ye göndermeyi başarır. 1932 yılında basılan macera önceki maceralar gibi bilgi eksiklikleriyle dolu olsa da kitaptaki hakim hava değişmiştir. Eserde yazar ABD'deki kızılderili yerli kabilelerin, siyahların ve mavi yakalı işçilerin tarafında yer alır. eylemlerini, kızılderililerin topraklarının gasp edilmesini ve vahşi eleştirir.
Tenten'in beşinci macerası olan (1934-1935) ise daha ilginçtir. Öykü 'de geçmektedir. Hergé bu öyküyü yazabilmek için ’de bulunan bir Çinli öğrenci olan Zhang Chongren ( : 張充仁) ile tanıştırılır. Hergé öyküde geçen ülkeyi bu sefer çok iyi anlatmak ister. Macera genel olarak emperyalizm karşıtı olarak değerlendirilebilir. Çin üzerinde kurulmaya çalışılan ve Avrupa egemenliği, ’nın Japonya tarafından ilhak edilmesi, Çinlilerin Avrupalılar ve Japonlar tarafından horlanması eleştirilir. Macerada gösterilen Japonların çoğu asker veya devlet ajanıdır ve sürekli olarak kötü kişiler olarak tanıtılırlar. Ayrıca savaş çıkartmak için Japonlar tarafından bahane olarak kullanılan 'nın arka planı anlatılır.

1935- 1936 yıllarında çizdiği macerası kurgusal Güney Amerika cumhuriyeti olan San Theodoros'da geçer. Burada petrol bölgelerini elde edebilmek için Batılı işadamları tarafından kışkırtılan savaş eleştirilir. Bu işadamları ve silah tüccarları savaştırmaya çalıştıkları iki ülkeye de silah satmaya çalışmakta, amaçlarını gerçekleştirmek için her türlü yolsuzluğu yapmaktadırlar. Macerada arasında 1932 yılında çıkan gönderme yapılır.
Bu dönemde çizdiği macerası ise 'un adlı filmini çağrıştırır.

II. Dünya Savaşı​

Tenten'in çok sayıda macerası ve Belçika'nın Nazi işgali altında kalmasının yarattığı ortamdan etkilenecektir. Hergé savaş döneminde Belçika’nın tarafsızlığından yanadır. 1938- 1939 yılındaki macerası Nazi karşıtı olarak değerlendirilebilir. Macerada Müsstler isimli lider kurgusal bir ülkesi olan ’nın komşusu ’yı ilhak etmesini sağlamaya çalışır. Müsstler faşist eğilimli bir örgütü benzeri bir yapının lideridir.
1939-1940 yılında yazdığı ve çizdiği adlı maceranın ilk hali bitmemiştir. Öykü savaş öncesinde Nazi seferberlik dönemini anlatmakta ve İngiltere denetimindeki Filistin’de geçmektedir. II. Dünya Savaşı'nın başlaması ve Belçika'nın yenilmesi, Hergé’nin macerayı tamamlayamamasına yol açar. Savaştan sonra macerayı yeniden yazan Hergé, 1950 yılında çıkacak öyküde hayali bir Arap Krallığı olan Khemed'de yerel Araplar arasında çıkan bir iç savaşı anlatır. Öykünün ilk hâlinde Araplarla Yahudiler arasındaki silahlı mücadele senaryosu terk edilmiştir.

Savaş döneminde Hergé, Nazi işgalcilerle işbirliği içindeki Le Soir gazetesinde çalışır. Bu dönemde Tenten maceraları siyasi konulardan uzak duracak ve uyuşturucu kaçakçılığı ( ), define avcılığı ( ve ) ve gizemli olaylar ( ) ile ilgilenecektir.
Bu dönemde diğerlerinden farklı olan macera 'dır. Hergé, sansürü aşabilmek için olabildiğince fantastik öğeler katsa da kutup bölgesine düşen meteora ulaşabilmek için yarışan iki ekipten birisi Avrupa ve Nazi yanlısı ülkelerden oluşurken, "kötü" olarak yansıtılan diğer ekip ise ABD'lidir. Macerada ayrıca Tenten bir Nazi yapımı uçak olan Arado Ar 196 kullanır.
Hergé açısından kötü şöhrete sebep olacak olan en önemli etkense işbirlikçi Le Soir gazetesinde çalışması olur. Savaşın sona ermesinin ardından o ve çalışma arkadaşları yoğun sorgulamaya maruz kalacaktır. Hergé 1973 yılında verdiği röportajda Avrupa ülkelerinin Nazilerin öncülüğünde kurulan yeni düzende başarısız olan demokrasiye göre daha iyi durumda olacağına inandığını belirtecek ve büyük bir hata yaptığını itiraf edecektir.

Savaş sonrası​

Hergé, savaştan sonra kendine ait olan ve Fransız Direniş üyesi Raymond Leblanc ile birlikte kurduğu Tenten adlı dergide çizer. Savaş sonrası dönemdeki maceralar sürekli olarak tekrarlanmakta olan görece daha az siyasi konulardır:
  • Irkçılık karşıtlığı: Çinegenelerin durumunun işlendiği
  • Diktatörlük karşıtlığı: macerasında diktatörlük karşıtıdır ve döneminde kitle imha silah üretimi süreci derinlemesine anlatılır.
  • Uluslararası insan kaçakçılığı ve modern kölelik: macerasında işlenir. Ne var ki Hergé işlediği bu önemli konuyu ele alışıyla eleştirilecektir. Kaçakçılık kurbanı Afrikalılar maceranın ilk hâlinde çok bozuk bir Fransızcayla konuşuyor şekilde ve akılsız olarak resmedilir. Aldığı eleştiriler üzerine Hergé maceranın sonraki baskısında düzenleme yapacaktır.
  • Petrol zenginliği ve siyasi etkileri: ve önceki macerası
  • Silah tüccarlığı: ve maceraları. Bu son macerada Hergé, milyoner Laszlo Carreidas karakteri için uçak sanayicisi 'u örnek almıştır.
Tenten'in son macerası da ideolojik olarak tartışmalıdır. Macera hem sol hem sağ eğilimli olarak değerlendirilmektedir. Macerada Tenten, arkadaşlarının haksız yere suçlanması üzerine istemeye istemeye bir yolculuk yapmak zorunda kalır. Sonunda kendisini bir devrimin içinde bulur. Ancak ana karakterler arasında iyiler ve kötüler yoktur. İktidardaki General Tapioca diktatörlükle yönetilen tarafından desteklenmekteyken, Tenten'in arkadaşı olan General Alcazar ise uluslararası tekellerin desteğine sahiptir. Hergé özellikle Latin Amerika’da bu dönemde sürekli olarak yaşanan darbeleri çok anlamlı bir şekilde eleştirir. Darbeden önce halk sefalet içerisinde yaşarken, darbeden sonra değişen sadece polislerin üniformaları ve şehrin adı olur.

Cinsel ayrımcılık​

Tenten öykülerinde neredeyse hiç kadın karakter olmamasından dolayı Hergé cinsel ayrımcılık yapmakla eleştirilmiştir. Öne çıkan tek kadın karakter Bianca Castafiore'dir. Tenten ve Kaptan Haddock'u Turnösol Olayı macerasında saklamış olmasına rağmen kendisini beğenmiş ve düşüncesiz olarak gösterilmiştir. Konuyla ilgili düşüncelerini açıklayan Hergé ise, Tenten'in maceralarında sadece erkeklere yer olduğunu belirtecektir.

Tenten ve Yahudiler​

Tenten’in maceralarında Yahudilerin resmedilişlerinden ötürü Hergé Yahudi karşıtlığıyla itham edilmiştir. Bu eleştiriler maceraların basıldığı dönemdeki Le Soir gazetesinin Belçika’nın Nazi işgali altında kaldığı dönemde Almanlarla işbirliği yapmış olmasına bağlanır. Ancak savaştan önceki Tenten maceralarında da buna dair işaretler vardır. Örneğin macerasında heykelciği satan dükkân sahibi geleneksel Yahudi elbiseleri giymekte ve malını sattıktan sonra Tenten’in ardından ellerini ovuşturmaktadır.
Nazi işgali döneminde yazılan macerası Yahudi karşıtlığının yoğun olduğu bir maceradır. 11 Kasım 1941 günü Le Soir'da yayınlanan macerada dünyanın sonunun geleceğini duyan iki kötü görünüşlü Yahudi birbirlerine sevinçle artık borçlarını ödemek zorunda olmadıklarını müjdelerler. Ayrıca aynı macerada rakip ekibin sponsoru iş insanı Blumenstein, Yahudi ismini çağrıştırmaktadır. İsim sonraki maceralarda Bohlwinkel olarak değiştirilecektir. Bu ekibin kayığında ise ilk başta ABD bayrağı bulunmaktaysa da daha sonra kurgusal bir ülke bayrağıyla değiştirilecektir. Hergé, savaştan sonra Nazilerin yaptığı Yahudi katliamı ortaya çıkınca eserlerinde kimi değişiklikler yapar.
Diğer eserlerinde ise Hergé baskı gören azınlık haklarına sahip çıkar. Örneğin macerasında Müslüman tacirler tarafından satılmak isteyen masum Müslümanların dramını gösterir, ’nde de Çingeneleri savunur.

Finans dünyası​

Hergé’nin Tenten maceralarında eleştirdiği bir diğer kurum da büyük şirketlerdir. Ona göre bu şirketler ülkelerin ve etnik azınlıkların hayatlarını daha fazla kâr için olumsuz yönde etkilemekteydi. Hergé büyük şirketleri ahlaksızca yöntemler kullanmakla ve suç örgütleriyle bir arada olmakla itham eder.
Bu değerlendirmeler macerasıyla başlar. Burada topraklarında petrol bulunan yerli kızılderililer silah zoruyla ordu birliklerince topraklarından uzaklaştırılırlar. Ertesi gün orada kapsamlı bir şehir kurulmuştur bile. Petrol şirketi patronları Tenten’e rüşvet vererek gördüklerini anlatmamasını isterler. Ayrıca Tenten başıboş kedi, köpek ve farelerden tavşan eti konservesi üreten bir fabrikayı ziyaret eder.
macerasında rakip ABD ve İngiliz petrol şirketleri kurgusal iki Latin Amerika ülkesini petrol bulunduğu sanılan bir bölgeyi ele geçirmek için savaş çıkartmaya çalışırlar. Öyküde 1932 yılındaki Paraguay – Bolivya arasında yaşanan esinlenilmiştir. Petrol için bir başka savaş da macerasında kurgusal bir Arap Krallığında yaşanır.
Tenten'in maceralarında büyük şirket sahipleri bulundukları konumları yasadışı işlerle uğraşmak için kullanır. Rastapopoulos saygın bir armatör ve iş insanı olmasına rağmen uyuşturucu ve insan kaçakçılığı şebekesinin yöneticisidir. Japon iş insanı Mitsuhirato hem bir uyuşturucu kaçakçısı hem de sabotördür. Esrarengiz Yıldız macerasında Tenten’in rakibi ekip büyük bir uluslararası banka tarafından desteklenmektedir. Bu banka yetkilileri Tenten ve ekibini geciktirmek için sabotaj dahil ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Hergé’nin büyük şirketlere saldırısı özellikle gizemli akanlık maceraları olan ve ’dan sonra gelir. Maceralarda büyük patronlar önce cana yakın ve dost yanlısı olarak tanıtılır, daha sonra kirli işleri ortaya çıkar. Rastapoppulos ve Mitsuhirato’nun dışında Laszlo Carreidas'ın macerasında İsviçre bankalarındaki gizli hesapları ortaya çıkar. macerasında gerilla komutanı Alcazar Latin Amerika tarihinde kirli bir tarihe bir sahip olan gerçek ’den esinlenen United Banana Company tarafından desteklenir. Ayrıca General Alcazar’ın düşmanı iktidardaki General Tapioca ise Loch Lomond viski şirketince desteklenir.

Kaynakça​

  1. Muhafazakâr görüşlere sahip olan Wallez, 1920'li yıllarda hayranıdır. 1940 sırasında 1940 yılında Belçika’nın tarafından işgal edilmesi üzerine önderliğindeki Belçikalı faşistlere katılır. Savaşın bitiminden sonra 1950 yılında kadar hapis yatacaktır.
  2. Maceranın ilk hâlinde Tenten zenci çocuklara Belçika yanlısı sömürgeci tarih dersi verirken, sonraki baskıda ders matematik dersine çevrilir. Ayrıca Tenten maceranın ilk hâlinde bir gergedanın sırtını el matkabıya açarak dinamitle patlatarak öldürürken, sonraki baskıda sadece korkutup kaçırmayı tercih edecektir.
  3. Hergé'nin ABD ile ilgili sınırlı bilgileri onu özellikle , devasa yapılar ve konusunda yanıltıcı bilgiler vermesine yol açacaktır.
  4. Maceradaki Çinli genç karakter Chang Chong-Chen ismini ondan alır.
  5. Ünlü silah satıcısı da bu macerada yer alır.
  6. İsim ve isimlerinin birleşmesinden türetilmiştir.
  7. Öykü olarak bilinen, Nazilerin Avusturya'yı 1938 yılında ilhak etmesinden etkilenmiştir.
  8. Haagse Post. Mart 1973
  9. Ünlü uçak üretim şirketinin kurucusudur.
  10. . 21 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Şubat 2010.
  11. Mavi Lotus ve Ambardaki Kömür maceraları
  12. Aynı isimle bir İskoç viski şirketi mevcuttur Bakınız 4 Ocak 2014 tarihinde sitesinde . (İngilizce) 10 Şubat 2014 tarihinde erişilmiştir

Konuyla ilgili yazılan eserler​

  • Farr, Michael, Tintin: The Complete Companion, John Murray Publishers Ltd, 2001,
  • Sadoul, Numa, Entretiens avec Hergé, Casterman, 1989,
  • Peeters, Benoît, Tintin and the World of Hergé, Bullfinch Press, 1992,


Tenten'in Maceraları

Kavramlar
Hergé Ligne claire Tenten karakterleri Tenten'in ideolojisi Bordurya Sildavya Khemed San Theodoros São Rico Nuevo Rico Chaco

Albümler
Tenten Sovyetler'de (1930) Tenten Kongo'da (1931) Tenten Amerika'da (1932) Firavunun Puroları (1934) Mavi Lotus (1936) Kırık Kulak (1937) Kara Ada (1938) Ottokar'ın Asası (1939) Altın Kıskaçlı Yengeç (1941) Esrarengiz Yıldız (1942) Tekboynuzun Esrarı (1943) Kızıl Korsan'ın Hazinesi (1944) 7 Kristal Küre (1944) Güneş Mabedi (1949) Kara Altın Diyarında (1951) Hedef Ay (1953) Ay'a Ayak Basıldı (1954) Turnösol Olayı (1956) Ambardaki Kömür (1958) Tenten Tibet'te (1960) Kastafiore'nin Mücevherleri (1963) Sidney'e 714 Sefer Sayılı Uçuş (1968) Tenten ve Pikarolar (1976) Tenten ve Alf Art (1986)

Televizyon
Herge'nin Tenten Dizisi (1959-1964) Tenten Çizgi Dizisi (1991)

Film albümleri
Tintin et le mystère de la Toison d'or (1961, Tenten ve Altın Post) Tintin et les oranges bleues (1964, Tenten ve Mavi Portakallar) Tintin et le lac aux requins (1972, Tenten ve Köpekbalıklı Göl)

Gayrıresmî albümler
Breaking Free (1988, Kurtuluş) Tintin in Thailand (1999, Tenten Tayland'da)

Karakterler
Tenten Milu (Boncuk veya Fındık) Kaptan Haddok Profesör Turnösol Dupont ve Dupond Rastapopulos Bianka Kastafiore Chang Chong-Chen Nestor General Alkazar

Mekânlar
Bordurya Khemed Marlinspike Hall San Theodoros Sildavya São Rico Nuevo Rico Gaipajama

Sinema filmleri
Le crabe aux pinces d'or (1947, Altın Kıskaçlı Yengeç) Tintin et le mystère de la Toison d'or (1961, Tenten ve Altın Post) Tintin et les oranges bleues (1964, Tenten ve Mavi Portakallar) Tintin et le temple du soleil (1969, Tenten ve Güneş Mabedi) Tintin et le lac aux requins (1972, Ten Ten Macera Peşinde/Tenten ve Köpekbalıklı Göl) Tenten'in Maceraları (2011)

Belgeseller
I, Tintin (1976)
Tintin and I (2003)
 

kemalettin

Onursal Üye
13 Eyl 2011
521
2,678
Bazı eleştirmenlere göre TenTen in eleştirilebilecek yönleri

Etnik Temsili:
TenTen'in eski çizgi romanlarında, bazı karakterlerin etnik temsili eleştirilmiştir. Stereotipler ve zamanın ruhu nedeniyle, bu karakterlerin bazıları bugünün standartlarına uymayabilir.
Serilerde yer alan bazı karakterler, belirli milliyet veya etnik gruplara ait stereotiplere dayanabilir. Bu durum, karakterlerin yüzeyde ve basitleştirilmiş bir şekilde temsil edilmesi nedeniyle eleştirilebilir.

Koloniyalist Temalar:
TenTen'in erken maceraları, koloniyalist temalar içerebilir ve bu, bazı eleştirmenler tarafından günümüzde tartışmalı bulunabilir.

Karakter Gelişimi:
Bazı eleştirmenler, TenTen'in karakterinin zaman içinde pek değişmemesi ve çok az gelişme göstermesi nedeniyle eleştiri yapabilirler. Karakterin gençlik enerjisi ve merakının zaman içindeki tutarlılığı, bazılarına göre sınırlı bir karakter derinliği yaratmış olabilir.
Belirgin Karakter Özellikleri:
TenTen'in karakteri, bazı eleştirmenlere göre çok belirgin ve idealize edilmiş olabilir. Karakterin neredeyse hiç kusuru olmaması, onu daha az gerçekçi ve insan gibi görünmeyen bir hale getirebilir.


Cinsiyet Temsili:
TenTen serilerinde kadın karakterlerin sınırlı sayıda olması ve genellikle ikincil veya yardımcı rollerde yer almaları, bazı eleştirmenler tarafından cinsiyet temsili açısından eleştirilmiştir. Kadın karakterlerin genellikle yardıma muhtaç veya pasif bir rolde olmaları, modern bakış açılarına göre eleştirilebilir.

Belirgin Dünya Görüşü:
Hergé'nin eserleri, belirli bir dünya görüşünü yansıtar ve bu da bazı okuyucuların ve eleştirmenlerin rahatsızlık duymasına neden olabilir. Özellikle, dönemindeki siyasi ve sosyal durumu yansıtan eserleri, günümüz perspektifinden değerlendirildiğinde eleştirilebilir.

Az Çeşitlilik:
TenTen'in maceraları genellikle belirli coğrafi bölgelerde geçer, ancak bazı eleştirmenler bu hikaye dünyasında yeterince kültürel çeşitliliğin olmadığını düşünebilirler. Karakterler genellikle Avrupa odaklıdır ve diğer kültürlerin yeterince temsil edilmediği eleştirilebilir.

Aşırı Basitleştirme:
Bazı eleştirmenlere göre, TenTen'in maceraları zaman zaman olayları ve karakterleri aşırı basitleştirir. Bu durum, hikayelerin daha genç okuyucular için olması amaçlanmış olsa da, yetişkin okuyucular için derinlik eksikliği olarak görülebilir.

Tarih ve Zamanın Etkisi:
TenTen serileri, zaman içinde değişen normlara ve değerlere bağlı olarak eleştirilebilir. Özellikle eski eserlerde, zamanın etkisiyle bazı içeriklerin günümüzde anlamsız veya rahatsız edici görünebileceği belirtilir.

Çocuksu Dili ve Temaları:
TenTen serileri genellikle genç okuyuculara hitap etmek amacıyla yazılmıştır. Ancak, bu durum, eserlerin yetişkin okuyucular için yetersiz veya çocuksu olduğu şeklinde eleştirilebilir.

Politik Doğruluk ve Modern Görüşler:
Bazı eski TenTen çizgi romanları, günümüzde politik doğruluk standartlarına uymayan içeriklere sahip olabilir. Bu durum, eski eserlerin modern okuyucular tarafından eleştirilmesine neden olabilir.

Hergé'nin Önyargıları:
Hergé'nin kişisel görüşleri ve önyargıları, bazı eleştirmenler tarafından eserlerine yansıtıldığı şeklinde eleştirilmiştir. Özellikle, yazarın döneminde yaygın olan bazı ırksal ve kültürel önyargıları, çizgi romanlarda bulunan bazı içeriklerde görmek mümkündür.

Hergé'nin Yaratıcılık Sınırları:
Hergé, TenTen serilerinde belirli bir çizim tarzını ve anlatım yöntemini sürdürmüştür. Bu durum, bazı eleştirmenlere göre yaratıcılık sınırlarına ve monotonluğa neden olabilir.
 

kemalettin

Onursal Üye
13 Eyl 2011
521
2,678
Referansları önceden geçen
Yalın Alpay tarafından hazırlanan
kapsamlı bir değerlendirmeye henüz ulaştım ve aşağıda paylaşıyorum.

Tenten in ilk versiyonlarını şimdi okusaydım, kesinlikle Tenten de nefret eder ve isyan ederdim

Aşağıdaki yazıdaki örneklemeler göz önüne alındığında aşağılama dolu bol örnekli ırkçılık ayrıntılarını okuduktan benden farklı düşünenler halen TenTeni baştacı edenler benim ne kadar hatalı düşündüğüme inanıyorsanız lütfen beni mutlaka acımasızca eleştirin lütfen

Friedrich Nietzsche nin "Mutlak hakikat diye bir şey yoktur" öğretisinin savunucusu olduğum için
sonuçta benim görüşlerim / inanışlarım mutlak bir hakikat olamaz değil mi?

Önceki ve sonra oluşabilecek görüş ve paylaşımlarınız için çok teşekkür ediyorum
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------

YOKSA TENTEN IRKÇI MI?​

Kaynak:

11/18/2012

Resim



Bütün Avrupa yirminci yüzyılın ilk yarısında ırkçılık teorisi ile sarsılırken ve arı ırk oluşturabilmek için, bazı ırkların, bazı ırkları dev fırınlarda yakıldığına şahit olurken, bu durumun edebiyat ve çizgi roman dünyasında da pek çok izdüşümü gerçekleşti.

Çizgi romanla ancak Milliyet gazetesi 1989’da hafta sonlarında Tenten çizgi romanlarını dağıtmaya başlayınca tanıştım ve her macerasında dünyanın farklı bölgelerine giden Tenten’i daha ilk macerasını okur okumaz çok sevdim, ondan çok şey öğrendim. Gazap Üzümleri’nin, Suç ve Ceza’nın, Vahşetin Çağrısı’nın karanlık havası yerine, pozitif, aydınlık, mutlu bir dünya vardı Tenten’de. Bu yüzden benim için bu Belçikalı çizgi roman kahramanı, kitap sayfaları bağlamında ruhun derin karanlıklarından, yeryüzünün görünen ve aydınlık yerlerine bir geçiş oldu. Çocuk dimağım için edebiyatı bir çöküş, bir hayal kırıklıkları trajedisi olmaktan çıkaran Tenten’in, elbette edebi yönü kuvvetli değildi. Fakat o zamana değin okuduğum kitapların aksine yaşama ilişkin bir merak, bir varolma isteği uyandırmıştı bende. Ve en önemlisi, Tenten, dünyanın farklı yerlerinde, farklı insanların bulunduğunu gösteriyordu. Coğrafya değiştikçe, “öteki”ler ortaya çıkıyordu. Ve Tenten’in benim o çocuk bilinçaltımda uyandırdığı şey, Tenten’in ve onun yaşadığı ülkenin insanlarının üstün, dolaştığı Bolivya, Çin, Arabistan, Kongo ve Tibet gibi ülkelerin insanlarının aşağı olduğuydu.

Irkçılık, fiziksel görünüş farklılıklarının, insanlar arasında üstünlük ve aşağılık belirten bir hiyerarşi yarattığına dair geliştirilmiş bir inancın adıdır. Üstünler ve aşağılar arasındaki hiyerarşiyi fiziksel görünüşün belirlemesi teorisi, kaderci ve durağan bir bakış açısına işaret eder. Zira eğer fiziksel görünüş herşeyi belirliyorsa ve bu görünüş de, genetik aracılığıyla üretiliyorsa, insanlar arasındaki hiyerarşinin hiçbir kültürel enstrümanla ya da çalışmayla değiştirilemez ve alt edilemez. Böyle bir toplumsal düzende, değişmeyen efendiler ve köleler vardır ve kölelerin de asla bir isyan aracılığıyla kendi alt konumlarından kurtulmaları mümkün değildir, zira herşey genetikte saklıdır ve genler de değiştirilememektedir. Bize bu teori bugün hiç anlamlı gelmese de, neredeyse bütün bir 19’uncu yüzyılın bu düşünce ile dolu olduğunu ve bu görüşün en çok da bilim adamları tarafından savunulduğunu hatırlamamız gerekir. Daha acı olanı ise, II. Dünya Savaşı sırasında, yani günümüzden yalnızca 65 yıl önce bu düşünce yüzünden tam 55 milyon insanın can vermesi ve tüm Avrupa’nın yerle bir olmasıdır.

Bütün Avrupa o yıllarda ırkçılık teorisi ile sarsılırken ve arı ırk oluşturabilmek için, bazı ırkların, bazı ırkları dev fırınlarda yakıldığına şahit olurken, bu durumun edebiyat ve çizgi roman dünyasında da pek çok izdüşümü gerçekleşti. Belçikalı bir çizgi romancı olan Georges Rémi’nin yarattığı ve Herge ismiyle imzaladığı Tenten (Tintin) karakterinin de özellikle ilk defa 1930-1931 arasında Belçika’nınLe Vingtième Siècle gazetesinde yayınlanan Tenten Kongo’da adlı çalışmada ırkçı düşünceyi lanse ettiği çeşitli kereler dile getirildi ve bu kitap sonunda birkaç yıl önce mahkemelik oldu. Kongo 1930’larda Belçika’nın bir sömürgesiydi ve Belçikalılar Kongolulara karşı ciddi bir ırkçı tutum sergiliyorlardı. Kongo’da yaşayan Belçikalılar, ülkenin neredeyse hiçbir kaynağını yerli halkla paylaşmadıkları gibi, sosyal yaşamda da, onlara pek çok yasaklar getirmişlerdi. Beyazlarla siyahlar arasında fiziksel görünüşe dayalı olarak kurulmuş hiyerarşide, beyazlar kesin bir şekilde “efendi”, siyahlar ise “ikinci sınıflar”dı. Tenten Kongo’da çalışması da, aslında mevcut bu durumu belirli şekillerde kağıda geçirmekten başka bir şey yapmıyordu. Herge’nin sistemli bir ırkçı tutumu söz konusu değildi fakat bugünden bakıldığında Tenten Kongo’da çizgi romanını ırkçı temayüller içeren bir kitap olarak değerlendirmek yanlış olmaz.

Bugün okuduğumuz Tenten Kongo’da çizgi romanı ile 1930’da çizilen kitap aynı kitap değildir. 1930’da çizilen kitap siyah beyazdı ve çizim tekniği oldukça gerideydi. Öykünün anlatılış biçiminde de bugünkü versiyona göre çeşitli farklar vardı. 1946’da yeniden çizilen ve 1975’te bu yeniden çizime de çeşitli düzeltmeler yapılan kitap, böylece son halini aldı. 1930’un kitabında siyah Kongolular, Belçikalı beyaz Tenten’e “Master” yani “Efendim” diye seslenirlerken, modern versiyonda bu sözcük “Mister” yani “Bayım” halini almıştır.

“Efendim” sözcüğü hiyerarşik bir duruma gönderme yaparken, “Bayım” sözcüğü bir nezaket kelimesidir. Dolayısıyla ilk hitabet ırkçı bir pozisyona denk gelirken, ikinci hitabette böyle bir durum yoktur.


Resim



Yine kitabın ilk versiyonunda, küçük Afrikalı çocuk Tenten’le ilk tanıştığında ona “Efendim” diye seslenirken, Tenten’in köpeği, Afrikalı çocuk için “He doesn’t look very bright!” (“Pek de akıllı görünmüyor!”) diyerek Afrikalılara karşı mevcut olan Avrupalı düşüncesini açığa vurmuştur. Bu konuşma balonu da Tenten Kongo’da’nın modern versiyonunda kaldırılmıştır.

Bir başka sayfada ise, Tenten hatalı araba kullandığı için tren yolunda kalır ve tren de Tenten’e çarpmamak için ani bir fren yaparak devrilir. Tenten, devrilen trenden dışarı çıkan Kongolulardan özür dileyeceği yerde onlara “Be quiet!… We’ll mend your rotten little engine for you!” (Sessiz olun! Berbat küçük motorunuzu sizin için onaracağız!” der ve köpeği de onu “Yes, rotten little thing” (Evet, berbat küçük şey) diyerek onaylar.


Resim



Hemen altındaki karede Tenten kazazede Kongolulara “Come on, to work!” (Hadi bakalım, çalışın! diye emir vererek, beyaz adamın, siyah adam karşısındaki emir veren konumunu ortaya koyar. Kongoluların buna verdiği karşılık ise “Me tired!” (Ben yorgunum) dur. Yani Kongolu başına ne gelirse gelsin çalışmayacak bir tembel olarak resmedilmektedir.

“Aren’t you ashamed to let a dog do all the work?” (Tüm işi bir köpeğe yaptırmaya utanmıyor musunuz?) diyerek emir yağdırmayı sürdüren Tenten’e kendi köpeği “Come on you lazy bunch, get working…” (Hadi bakalım sizi tembel güruhu, işe koyulun) diyerek destek verir. Tenten eliyle devrilen lokomotifi göstermekte fakat kendisi işin ucundan tutmamakta ve yalnızca emir vermektedir. Tutumu “efendi” beyaz adam ile “köle” siyah adam anlayışına denk gelmektedir. Ardından da Kongolular lokomotifi zorlanarak kaldırmaya çalışırlarken Tenten iki elini beline koyarak “Are you going to work, eh?” (İşe koyulacak mısınız, ha?) diyerek ırkçı söylemi neticelendirir. Tenten’in çizdiği beyaz adam portresinde, beyaz adamın suçu olmasına karşın, yaralanmış Kongolular hiçbir özür duymadıkları gibi aşağılanmışlar, çalıştırılmışlar ve yardım görmemişlerdir. Burada deri renginden doğan bir ırkçı anlayışın izleri bulunmaktadır.



Resim



Bir başka karede ise, Kongolu büyücü kendi halkından “stupid people” (aptal halk) olarak söz etmektedir. Başka karelerde ise yerli halk Tenten’in kendisine ve daha sonra da Tenten’in ve köpeğinin heykellerini yaparak onlara tapmaktadırlar. Burada Afrikalıların Avrupalılara tapması gerektiği fikri kendisini göstermekte ve yine iki ırk arasında ciddi bir hiyerarşi ortaya konulmaktadır.




Resim



Bu tapınma karelerinden birisinde, Tenten kendisine tapanlara yine yukardan bakan bir şekilde “Enough, enough” (Yeter, yeter) derken, köpeği de aynı Kongolulara “What about me?…” (Ya bana?…) diyerek Afrikalıların kendisine de tapması gerektiğini dile getirmektedir. Bu düşünüşe göre bir beyazın köpeği, siyah bir insandan üstündür ve siyah insanın, beyaz insanın köpeğine bile tapması gerekmektedir. Nitekim aynı çizgi romanın daha sonraki sayfalarından birinde Tenten’in köpeğinin bu isteği de gerçekleşir ve siyah Kongolular, beyaz bir Belçikalının köpeğine taç takarak onu kralları ilan ederler ve ona her konuda boyun eğerler.


Resim



Tenten’in köpeği ise tacı başına takar ve siyah Kongolulara “Approach, my loyal subject!” (Yaklaş benim sadık kulum!) deme hakkını kendisinde görür. Buradaki örtülü düşünce, bir Kongolu’nun, bir beyazın köpeğinin bile ancak kulu olabileceğidir.


Resim



Tenten Kongo’da adlı çizgi romanın içeriğindeki bu söylemler nedeniyle, Belçika’da yaşayan Kongolu Bienvenu Mbutu, TentenKongo’da” macerasında siyahlara hakaret eden bölümlerin çıkarılmadan yayımlanmasına yasak getirilmesini isteyerek mahkemeye başvurdu. Çizgi romanda Tenten’in yanında çalıştırdığı siyahın “aptal ve niteliksiz” biri olarak gösterildiğini belirten Mbutu, beyazları yücelten kitabın siyahları “evrim geçirmemiş” insanlar olarak tasvir ettiğini söyledi. Bunun üzerine Belçika mahkemesi uzman görüşü istedi. Hukuk danışmanı, kitabın ırkçı olmadığını söyleyerek mahkemenin bu yönde karar almasını önerdi. Ve Herge’nin çizgi romanı ırkçılık suçlamasından aklandı. İsveç’te de aynı tarihlerde Kongo kökenli bir İsveç vatandaşı olan Jean Dadou Monya’nın Tenten Kongo’da adlı kitabı hakkında İsveç’te suç duyurusunda bulunmuş ancak İsveçli savcı şikayete olumsuz yanıt vermiş ve mahkeme açılmasına gerek olmadığına hükmetmişti..Çizgi romanın İngilizce baskısında ise, mahkeme kararıyla içeriğinde hakaret unsurları bulunduğu uyarısı yer alıyor. Çizgi romanın yasaklanması için daha önce Fransa’da başlatılan girişim de başarısız olmuştu. Bununla birlikte hatırlatmak gerekir ki, Tenten Kongo’da çizgi romanında dönemin önyargılarını yansıtan Herge, yıllar sonra “gençlik günahım” dediği eseri için özür dilemişti. Gerçekten de Herge, bu çizgi romanın ilk versiyonundaki pek çok ırkçı görüngüyü daha sonra kaldırmış veya revize etmiştir. Bununla birlikte çizgi romandaki ırkçı hava, son halinde bile hala kitabın içine sinmiş durumdadır.

Yalın Alpay (2012) “Yoksa Tenten Irkçı mı?” Gölge, Sayı 55, ss.51-54


Resim
 

eankara

Onursal Üye
24 May 2010
1,001
5,925
Tenten , çizgi roman tarihinin , en unutulmaz kahramanlarından biridir . Yıllar öncesinde olduğu gibi günümüzde de , yeni kuşaklar tarafından sevilen maceraları hala önemli satış rakamlarına konu oluyor. Orijinal çizimlerinin bol sıfır içeren müzayede satışları sonuçları , bu çekim gücünün tesadüfi olmadığını ortaya koyarken, sanatsal değerinin de tartışmasız göstergesi . Haliyle , Tenten çizgi karakteri birçok araştırmaya da konu olmuş durumda .
Farklı kaynaklardan edindiğim intibaya göre , Tenten konulu araştırmalarda ilk 3 konu şu şekilde sıralanıyor.
1 ) Tenten maceralarının , yaratıcısı Herge'in yaşamına olan paralelliği ,
2 ) Tenten maceralarında işlenen '' faşizm '' ya da '' sömürgecilik '' kavramları ,
3 ) Tenten maceralarındaki '' ırkçılık '' konusu .
Dostumuz @kemalettin tarafından daha önce konu edilen Tenten konusuna ilave olarak sunulan konu , yukarıda 3. madde de geçiyor.
Görebildiğim kadarıyla , bu konular bir çok kez ele alınmış olsa da ve de '' söylenmedik söz kaldı mı ? '' sorusunu sordursa da ortada bir gerçek var . @kemalettin tarafından paylaşılan ; gerek 2012 tarihli Yalın Alpay makalesi , gerekse de maceraların günümüzdeki yayınlarının ilk yayınlanan durumlarına göre farklılıklar içermesi bu tartışmanın kolay kolay bitmeyeceğini gösteriyor.
Yine tartışmayı ve katkı sunmayı kışkırtan bir '' @kemalettin konusu '' nu daha okuduktan sonra , şimdiye kadar bu konuda belirtilenlerin dışında tekrar olmayacağını düşündüğüm açıklamam olursa , her zamanki gibi katkı sunacağımı belirtir , başarılar dilerim.
 

Calligrapher

Onursal Üye
5 Nis 2021
1,158
6,847
Batı'nın son 2-3 asırlık tarihi sömürgeciliğin ve ırkçılığın tarihidir dersek, sanırım çok da hatalı bir önermede bulunmuş olmayız. İnsanoğlunun uzak diyarları keşfetme arzusu insanlık tarihi kadar eskidir. Batılı kaşifler kimi zaman dini (hıristiyanlığı yaymak için), kimi zaman ticari sebeplerle bilinmeyen diyarları keşfetmek istemiştir. Rönesans sonrası Avrupa'nın düşünce evreninin hızla gelişmesi, beraberinde bilimsel alanda da gelişmelerin kapısını açmıştır. Bu yolla ateşli silahların ve özellikle buharla çalışan gemi ve diğer makinelerin icadı, dünyanın geri kalanı karşısında Batı'ya muazzam bir üstünlük sağladı. İngiltere, Fransa, İspanya, Portekiz, İtalya, Hollanda gibi ülkeler yangından mal kaçırırcasına sömürgeleştirecek yer kapma yarışına girdiler. Sömürgeleştirdikleri yerlerin zenginliklerine el koyup, buralardan ayrıca ucuz hammadde ve işgücü temin ederek hızla zenginleştiler. Diğer ülkeler yanında görece daha küçük bir ülke olan Belçika bile bu furyada Kongo'yu sömürgeleştirmişti. Belçikalıların Kongo'da kauçuk çıkarmak için çalıştırdıkları yerli halka yaptıkları akıl almaz barbarlıklar malumdur. Sahip oldukları maddi üstünlük sebebiyle Batılılar kendilerini özellikle 18. yüzyıldan itibaren üstün ırk olarak görmeye başladılar. Esasen Batı'da ırkçılığın dinsel bir temeli yoktur. Nitekim Kitab-ı Mukaddes tüm insanların aynı kökten (Adem ve Havva) geldiğini (Tekvin 1:28), Tanrı'nın tüm insanları kendi suretinde yarattığını söyler (Mezmurlar 139:14). Diğer taraftan, kökü Platon'a kadar dayanan, modern anlamıyla ise ilk olarak Sir Francis Galton tarafından formüle edilmiş, sağlıksız ceninleri ayırıp sağlıklı ceninler yetiştirmenin yollarını arayan, ırkçılığa bilimsel (?) bir dayanak sağlayan öjenik (eugenics) düşüncesi de yine Batı'da ortaya çıkmış ve yaygın bir taban bulmuştur. Öyle ki Nazi Almanyasında ve Holokost esnasında bizzat uygulamaya da konulmuştur. 20. yüzyılın ilk yarısı ırkçılığın tavan yaptığı yıllardır. Dolayısıyla , Hergé takma adıyla bilinen Belçikalı sanatçı George Remi, 1929'da Tenten'i yarattığında sözkonusu ırkçı iklimden etkilenmiş olduğu çok açık. Kişisel görüşüm, sonraki yıllarda samimi pişmanlık duymuşsa, geçmişteki hataların affedilmesidir. Yine kişisel görüşüm, sanat eserinin, o eseri ortaya koyan sanatçının kişiliğinden bağımsız olarak değerlendirilmesidir. Bu nedenle, Tenten sevdiğim çizgi roman karakterleri arasında yer almaktadır.
 

kemalettin

Onursal Üye
13 Eyl 2011
521
2,678
.... küçük bir ülke olan Belçika bile bu furyada Kongo'yu sömürgeleştirmişti.
Belçikalıların Kongo'da kauçuk çıkarmak için çalıştırdıkları yerli halka yaptıkları akıl almaz barbarlıklar

. ... Batı'da ırkçılığın dinsel bir temeli yoktur. ... kökü Platon'a kadar dayanan, modern anlamıyla ise ilk olarak Sir Francis Galton, ...sağlıksız ceninleri ayırıp sağlıklı ceninler yetiştirmenin yollarını arayan, ırkçılığa bilimsel (?) bir dayanak

.... Hergé takma adıyla bilinen Belçikalı sanatçı George Remi, 1929'da Tenten'i yarattığında sözkonusu ırkçı iklimden etkilenmiş

...Kişisel görüşüm, sonraki yıllarda samimi pişmanlık duymuşsa, geçmişteki hataların affedilmesidir.

...Tenten sevdiğim çizgi roman karakterleri arasında...
Hem ırkçılığın tarihi konusunda ,
hem kafamdaki Belçika nın taa kongo da ne işi varmış merakımı gideren açıklamalarınıza
hem de Herge nin bundan nasibini nasıl adığına dair incelemeniz eşsiz bir kaynak

Ayrıca Tenten i daha objektif açıdan değerlendirip sevdiğiniz çizgi romanlar arasında saymanızı da beğendim.

Mükemmelin de ötesindeki bu paylaşımınız için çok teşekkür ediyorum Sayın @Calligrapher
Sayenizde bilmediğim çok şey öğrendim

Benim geçmişte ne kadar katı olduğumu söyleyen aynı evi paylaştiğim kişiler aklıma geldi şu anda

Batı cephesinde benim için halen yeni birşey olmadığı için defterimden Tenten i silince geriye fazla birşey kalmıyor ne yazık ki
"işte ben böyleyim" diyerek avunmak dışında
 

Calligrapher

Onursal Üye
5 Nis 2021
1,158
6,847
Güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim değerli @kemalettin, ben de sizin paylaşımlarınızdan, açtığınız birbirinden ilginç konulardan her zaman çok şey öğreniyorum.
Zaman zaman hepimiz kimi olaylar karşısında katı olabiliyoruz, herkesin tutum ve davranışı farklı. Mühim olan farklılıklar içinde dahi ortak noktalar bulabilmek. Siz de bunu başarabilmişsiniz ki bahsettiğiniz dostlarınızla aynı evi paylaşmışsınız.
Uzun yıllar önce, üniversiteden mezun olur olmaz dönemin en çok satan gazetelerinden birinde işe başlamıştım. Çocukluğumdan beri her gün makalelerini hayranlıkla okuduğum, ülkenin en tanınmış pek çok gazetecisini orada görme ve bazılarını yakından tanıma fırsatı bulmuştum. Fakat yakından tanıdıkça, hayranlığım yerini düş kırıklığına bırakmıştı. Yani, eğer kişiliklerine göre bir değerlendirme yapıp, kişiliğini beğenmediğimiz yazarların, sanatçıların eserlerini okumamaya, izlememeye, dinlememeye karar verecek olursak, herhalde okuyacak, izleyecek, dinleyecek pek az eser bulabilirdik. Ayrıca kimileri de gerçek kişiliklerini o denli ustalıkla gizlerler ki, siz onları gerçekte olduklarının tam tersi bir kişiliğe sahip sanırsınız.
Tam bu noktada, konuyla da ilgili olduğu için, merhum Gökçe Cansever hocamızın freudyen psikanalize örnek olarak anlattığı bir öyküyü paylaşarak sözlerimi noktalayayım.
Söylentiye göre, zamanın sultanlarından biri Musa Peygamberin ününü duymuş. Musa'nın yüceliğini tanımlamaları için müneccimleriyle ressamlarını huzuruna göndermiş. Ne var ki müneccimler ve ressamlar çelişkili tanımlarla dönmüşler. Müneccimler, Musa'nın vahşi, haz düşkünü, bencil, ilkel, kısacası kötü bir insan olduğunu söylemişler. Oysa ressamlar onun adil, dürüst, sağduyulu, yardımsever, kısacası yüce olduğunda direnmişler. Birbirini tutmayan iki tanımdan hangisinin doğru olduğuna karar veremeyen Sultan, Musa'ya gitmiş. Hikayesini anlatmış ve "Ey Musa!" demiş, "Kim doğruyu söylüyor? Müneccimlerim mi, ressamlarım mı? Seni yüce yapan nedir?" Musa Peygamber şu yanıtı vermiş: "İkisi de doğruyu söylüyor. Müneccimlerin benim ne olduğumu, ressamlarınsa benim kendimi ne yaptığımı sana anlatmışlar."
 
Son düzenleme:

eankara

Onursal Üye
24 May 2010
1,001
5,925
Diyarımız sadece eser paylaşımlarına değil , @kemalettin gibi dostlar sayesinde , açılan konular dahilinde fikir paylaşımlarına , tartışmalara ve de tartışma konularına katkılara da sahne olmakta. Örneğin " Tenten " konusu , neredeyse ufak çaplı bir kitap kapsamına ulaşmış durumda ! Dostumuz @kemalettin'e , diyar dostlarının da katkı sağlıyabileceği , " çizgi " dünyasına ilişkin , ufuk açıcı yeni konu başlıkları açması beklentimi hatırlatmak isterim . Başarı dileklerimle .
 
Son düzenleme:

kemalettin

Onursal Üye
13 Eyl 2011
521
2,678
açılan konular dahilinde fikir paylaşımlarına , tartışmalara ve de tartışma konularına katkılar. ... Örneğin " Tenten " konusu , neredeyse ufak çaplı bir kitap kapsamına ulaşmış durumda,.... , diyar dostlarının da katkı sağlıyabileceği ,... " çizgi " dünyasına ilişkin , ufuk açıcı yeni konu başlıkları açması beklentim...
desteğiniz ve açılan konulara katkınız olmasaydı herhalde bu kadar kapsamlı konulara dönüşmezdi sn @eankara ,

Bir sonraki başlatmayı düşündüğüm tema/konu için aklımda şunlar var:
Konu-tema öncelikli olarak kafamda oluşmaya başladı.
çizgi dünyasında bu konuyu - temayı işleyen en az 3 grafik romana rastladım.
sanırım hiçbirisi sitemizde yok.
bunlardan başlamak istiyorum
Araştırabildiğim ve şimdilik bulabildiğim Grafik Romanlar şöyle (Sanırım Türkçeleri ya yok ya da ben göremedim


1) İlk defa bir Sabrina
ingilizcesini indirme linki:
verilen linklerden sadece en üstteki çalışıyor:

Konusu şöyle:
Sabrina, kişisel etkileşim ve sorumluluktan yoksun, ilişkilerin parlak bilgisayar ekranları aracılığıyla samimiyetten arındırıldığı modern bir dünyayı tasvir ediyor. Modern devlete yönelik bir suçlamada ,
sahte haber ortamının tehlikeleri üzerinde duruluyor.
Tam zamanında ve anlaşılır bir dille anlatılan "Sabrina" da ,
felaketin ardından anlam aranıyor
ve sizi içler acısı bir halde bırakıyor.

2) The Department of Truth
Hakikat Sonrası Dünyanın Antik Enerjisini Yakalayan Bir Çizgi Roman. Amerikan komplosu ile Batı propagandasının kesişimini inceleyen çizgi roman dizisi
20 den fazla cilt ten oluşuyor: işte birinci cilt


3) Hideki Owada'nın yazdığı "Shippu no Hayato" (Hayato, fırtına),
Gerçeklik sonrası dönem için politik manga hikayesi
1960 yılında Japonya'nın başbakanı olan Hayato Ikeda'dır (1899-1965). Ünlü "Milli Gelir" kitabıyla ülkeyi hızlı ekonomik büyümeye yönlendirmesiyle tanınır. -İkiye Katlama Planı.”
“Shippu no Hayato”nun kahramanı ve daha sonra başbakanlık yapan Eisaku Sato, Masayoshi Ohira ve Kaku-ei Tanaka gibi diğer genç politikacılar, gerçeklikten uzak, yakışıklı genç erkekler olarak tasvir ediliyor. Öte yandan, General Douglas MacArthur da dahil olmak üzere GHQ için çalışanların hepsinin kötü bakışları var. Hayato, Hiroşima lehçesinde cesurca konuşuyor ve siyasi ve diplomatik alışverişler, çete savaşına benzer şekilde sert ve şiddetli. Elbette bu manga Saito'nun destanından çok daha heyecan verici ve heyecan verici ama anlaşılması çok kolay olduğu için beni oldukça tedirgin ediyor. İkinci Dünya Savaşı sonrası tarih, Japonya'nın "iyi" tarafta olduğu, iyiyi ödüllendiren ve kötüyü cezalandıran bir ahlak hikayesine nasıl basitleştirilebilir?

Öncelikle
1) bu Grafik Romanların araştırmacı üyelerimiz tarafından uygun yerlerden sağlanarak sitemize kazandırılması / eklenmesi
2) Bu grafik romanların üyelerimizce okunması
3) Daha sonra da bunlara atıfta bulunarak bir "tartışma/fikir paylaşımı konusunu açmak istiyorum

Bu konulara ilgi duyan üyelerimizden kimler var?
İlgi duyanlar, sizlerin görüşleri neler, paylaşır mısınız lütfen?
Yorumlarınızı aşağıya bekliyorum:
 

eankara

Onursal Üye
24 May 2010
1,001
5,925
Nazik mesajınız için teşekkür ederim Sn. @kemalettin . Sunduğunuz maddelere göre seçim hakkı konusunda, şüphesiz her zaman olduğu gibi diğer dostların tercihleri sonucu belirlemede önem kazanacak . Önce şunu belirtmiş olayım , yukarıda okuduğum 3 maddenin tümü çok önemli konu başlıkları . Zaten mesajlarınızdan tahmin ettiğim kadarıyla kişisel birikiminizden , böyle bir sonuç çıkacağını biliyordum . Bu durumda , belirtilen tercih sonuçlarına göre , maddelerden herhangi biri ya da sırayla hepsinin sonuç olarak ortaya çıkması , benim için farketmeyecek ! Ancak , ilk madde o kadar ilgimi çekti ki , ben okumaya , notlar almaya başladım bile !!! Zaten '' Man Booker '' ödülü alan ya da bu ödüle aday olan eserlerin , ayrı bir çekici yanı var bana göre . ( Üstelik bu ödüle aday olan ilk grafik roman !! Sabrina İngilizce , ama okuma için dilimize çevrilmesi , diyarımızda yayınlanması belki uzun zaman alabilir. Ama görüleceği gibi , İngilizce olarak okunması , çok fazla yabancı dil bilgisi gerektirmiyor. ) Dostların tercihleri ve de sizin görüşünüze göre , yukarıda belirttiğiniz ihtimallerin sonucu doğrultusunda, müsait zamanlarımda hazırlanıp , katkı sağlayacağımı şimdiden belirtmek isterim. Sağ olun , teşekkürler . Belirteceğiniz sonucu merakla bekliyorum .
 
Son düzenleme:
Üst