Sabata Büyük Maceralar Dergisi Sayı 14

direnc11

Yönetici
11 May 2009
10,090
36,881
İstanbul
Sabata Büyük Maceralar Dergisi Sayı 14
(02 Nisan 1973)


file
file


file
file


file
file


 
Son düzenleme:

abartman

Onursal Üye
13 Ocak 2011
2,000
11,951
Yıldırım Sihirbaz, çizgiroman aleminde izi sürülmesi en zor karakterlerden biri olsa gerek. Kimdir, nedir, orijinal ismi, yazarı-çizeri hep soru işaretiydi bir ara... Thunder Boult'muş gerçek adı. İngiliz Buster dergisinde yayınlanmış elli yıl önce... Çizeri şudur demek mümkün değil halen... Belki ilerde çıkar ortaya...

Teşekkürler Direnç11...
 

savok

Admin
30 Eki 2009
19,995
83,763
Kasımpaşa
Sevgili dostum, en güzel örneğini veriyor taramanın, böyle olmalı aslında tüm taramalar. Eline sağlık sevgili Nihat..
 

vefalı

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
16 May 2009
3,906
72,142
Teşekkürler sevgili direnç 15.Sayıda yayınlanacak olan GALATASARAY kadrosunu aman bütün olarak tara. :)
Odamın duvarına asamasam bile masaüstü yapacağım.
 
12 Şub 2010
15,006
543,900
Yıldırım Sihirbaz, her fasikülde tek sayfa yayınlanıyordu. Ben Ceylan ve 1001 Romanlardaki tüm kahramanları ayırım yapmaksızın çok sevdim. Kimi tek sayfa kimi bir kaç sayfa yer bulabiliyordu. Yıldırım Sihirbaz da diğerleri gibi az sayfada çok şey sığdıran anlatımıyla unutmam mümkün olmayan bir çizgi roman. Kapaktaki nazi askerini dehşete düşüren numarayı yaptığı kare belleğimde tüm tazeliğini halen korumakta.

Sabata'yı belleğime yerleştiren sevgili direnc11 ustaya şükranlarımı sunuyorum.
 

sarkomer

Yönetici
18 Ağu 2009
13,336
302,300
İnsanoğlu sahip olduğu kıymetlerin değerini bilmez;
önünde bir bardak çay varken, o yudumladığı çayın tadının farkına varmaz,
tadındaki güzelliği algılamaz,
algılasa da, algıladığını düşünmez.
Ne zamana kadar ; ağzı tamtakır kuruduğunda, yana yakıla bir bardak çay arayıp da bulamadığı zamana kadar...
Eşi dostu yanındayken, onların kıymetini bilmez.
Bilse de verdiği kıymetin gereğini yerine getirmez; halini hatırını sormaz, sevgisini, saygısını ifade etmez,
küçük kızıysa günde bir kez de olsa yanağına bir buse dokundurmaz.
Ne zamana kadar; onlardan uzak kalana kadar, onlar hasta olana kadar ya da ...
Neyse...
Bu kitaplar önümüzde; aranmış, bulunmuş, para ödenerek alınmış, emek vererek taranmış, düzenlenmiş ve önümüze konulmuş...
Ne değerleri var ki...
Şu anda onlara sahibiz işte!
Sahipsen değersiz oluyorlar ne hikmetse...
Bir bardak çay gibi
eşin, dostun, kızın gibi...
İçtiğimiz çayın tadının farkına varalım,
eşin dostun kıymetini bilelim dostlar...
Bilmem anlatabildim mi?
Teşekkür ediyor,
saygılarımı sunuyorum.

bayrakzaf.gif
 
Üst