Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Hiç düşünmemiştim. Serhat Gürpınar buna açıklık getirmiş. Doğrusu hiç te düşünmemiştim. Aşağıya alıyorum bunu :
"Çarşamba sabahları Gırgır'ın en keyifli saatleriydi. Dergi biter, hayat dersleri başlamış olurdu. O yedibela adam gider, mahallenin fırlama abisi gelirdi. [ Serhat Gürpınar ; Oğuz Aral'ı böyle tanımlıyor - Dedo11] Tadından yenmeyecek muhabbetler yapar , sohbetin alt metni , rehber vazifesi görürdü. Herşey konuşulurdu, biz hep şaşırırdık. "Dergi rengi neden sarı" demiştik. Bir tesadüf değildi. Üçüncü hamur kağıtta , en iyi sonucu sarı veriyordu. Temizdi. Siyahla iyi anlaşılıyordu. Kolay Algılanıyordu. Tek renk kullandığımız için hesaplıydı. Kendi deyimiyle sarı 'bir taşla çok kuş'idi."
Sarının bir özelliğini de ben Dedo11 olarak vurgulayayım : Sarı uzaktan en iyi görünen , fark edilen renktir. Sarı renk üstündeki siyah rengi en iyi gösteren renktir. Bunu da PTT'nin tabela renklerinin neden sarı olduğunu sorup araştırıp (orta okulda) öğrenmiştim.
Daha Radikal Kitap eki üzerine düşüncelerimi yazacaktım. Radikal Kitap ekinin Cumhuriyet Kitap eki ile durumunu yazacaktım. Gırgır dergisi üzerine yazacaktım. Akbaba Dergisi karşısında ne düşündüğümü yazacaktım. Oğuz Aral ile ilgili düşüncelerimi yazacaktım. Daha Ahmet İnam üzerine yazacaktım. Daha Kaan Arslanoğlu ile yapılan söyleşi üzerine yazacaktım.
Bunları ne yazacak zamanım var , ne buradaki ortam uygun , ne yer uygun .... Gene burada kesmek zorundayım...
