Ordu

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,645
84,557
NeverLand
4-11.jpg


Ordu Tarihi

Hitit tabletlerine göre İ.Ö.17.yüzyılda Ordu, Kaşkaların ülkesi ve Hitit hakimiyetinde idi.( İ.Ö.1700-1200) Hititlerden sonra bölgeye Frigler ( İ.Ö.1200-670) sonra da Kimmerler hakim oldu. ( İ.Ö.676-546)

Yunan Tarihçi Ksenophon (M.Ö.431 ) " Onbinlerin Dönüşü" adlı eserinde Ordu yöresinin yerli halkı olarak Mossinoikler, Khalibler ve Tibarenler'den bahseder.

001-2.jpg


ORDU'dan bir görünüm

Asurlu bir halk olan Tibarenler, Çarşamba-Ordu arasında yaşıyorlardı. Giresun- Ordu arasında yaşayan Khalibler, daha sonra batıya doğru demir madeninin bol olduğu Tibaren ülkesine yayıldılar; merkezleri Ünye olmuştur.

Kimmerler döneminde Miletoslular yörenin kıyı kesiminde ticaret kolonileri kurdular. Kimmerler'den sonra hakimiyet Med ve Perslerin ( M.Ö. 547-334) eline geçti.Pers hakimiyetine Makedonyalı İskender son verdi.Bundan sonra bölge 50 yıl kadar yerli aşiret reisleri tarafından yönetildi. İ.Ö.280'de İran kökenli yerli krallardan Mithridates'in kurduğu Pontus krallığının İ.Ö.280 - İ.S.63 tarihleri arasında üç buçuk asırlık ömür sürmüştür ama hakkında ayrıntılı bilgi yoktur. Vl. Mithridates'in oğlu Pharnakes'in bu bölgeye hakim olduğu ve adından dolayı buralara Pharnakia dendiği biliniyor.Bu kral 25 yıl Romalılara direndi ve sonunda teslim oldu. Böylece Pontus kıyıları Roma ve Bizans hakimiyetine geçti.

Bölgenin etnik yapısını değiştiren asıl olgu, bu siyasi olaylar değil, M.S.324 yılında bölgede hristiyanlığın yayılması, yerli halkların hristiyanlaştırılması ve Yunan dilini öğrenmeye başlamışlardır.

002.jpg


Taşbaşı Mahallesi'nden Görünüm/ORDU

Latinlerin Bizans'n başkenti Konstantinopolis ( İstanbul)'i 1204 yılında ele geçirmesi üzerine , Komnenos ailesinden Aleksios ve David, Gürcülerin de yardımıyla Trabzon Devleti'ni ‘ 1204-1461) kurdu. Bu devleti Fatih Sultan Mehmed ortadan kaldırdı. Fakat Ordu ve Yöresi Osmanlılar tarafından değil, 1270' lerden 1380'lere kadar uzanan uzun bir süreç içinde diğer TÜRK Gruplarının Özellikle Hacı Emiroğullarının mücadeleleri sonucunda fethedildi.XII.yüzyıl başında, Karadeniz'in Samsun'dan Rize'ye ve canik dağları zirvesinden sahile uzanan bölgesinde Trabzon Devleti ( 1204 – 1461) vardı. İstanbul Latinlerin elindeydi. Batı Anadolu'da İznik Devleti kurulmuştu. Bunlar dışında bütün Anadolu Selçuklular tarafından XI. Yüzyıldan buyana Türk iskanına açılmış ve burada güçlü bir Müslüman Türk medeniyeti kurulmuştu. Sinop'tan Karadeniz'e açılan Selçuklu Devleti şüphesiz Trabzon'u tehdit ediyordu.

1223' te Selçuklular tarafından gerçekleştirilen Trabzon seferi, sonuç vermedi. Bununla birlikte, Trabzon Devleti genel olarak Selçuklulara bağımlı idi. Ne var ki, iki devlet arasındaki barış içinde devam eden yaşama süreci, ancak 1243 yılında Anadolu'nun İlhanlılar tarafından istilasına kadar devam etmiştir.

Anadolu'daki Moğol hakimiyeti kısa sürdü, fakat bölge yapısında büyük değişmelere yol açmıştır. Bu değişmenin en önemli sebebi, Moğol istilasıyla birlikte çok sayıda Türk aşiretinin XI. Yüzyılda olduğu gibi, Anadolu'ya göç etmiş olmasıydı.

003a.jpg


1930'lu yıllarda ORDU​

İlhanlılar bu aşireti kontrol altına almakta zorlandı. Zaten son İlhanlı valileri de merkeze karşı isyan ettiler. İşte bu iki sebeple, XIII. yüzyılın ikinci yarısında ve XIV. Yüzyılın başlarında Anadolu'da bir çok Türk Beyliği kuruldu.

Bu beyliklerden Trabzon Devleti'ne sınırdaş olanlar arasında Sivas'ta Eratnalıların yerine geçen Kadı Burhaneddin Devleti, Bayburt ve Erzincan Beyleri, merkezi Milas ( Mesudiye) olan Hacı Emiroğulları Beyliği ve merkezi Niksar olan Taceddinoğulları Beyliği vardı.Trabzonlular, bu devlet ve halklarla ve yine Doğu Anadolu'da bir Türk konfederasyonu olan Akkoyunlularla ilişki içindeydiler.

Ordu ve çevresinin Türkler tarafından fethedildiği XIV. Yüzyılda, Trabzon Devleti'nin çevresindeki Türk Beylikleriyle ilişkileri hakkındaki araştırmaları bulunan Trabzon saray tarihçisi Panaretos'un Kronik'i ile Kadı Burhaneddin'in yakını olan Aziz b.Erdeşir-i Esterabadi'nin Bezm u Remz adlı eserleri; Ordu tarihi hakkında bize bilgi veren nadir eserlerdir.

Bu kaynaklardaki verilere göre, Trabzon İmparatorluğu'nun XIV. yüzyıl boyunca Türklerle sürekli çatışma halinde olduğunu, yüzyılın ilk yarısında karşılıklı baskınlarla devam eden ilişkilerin, daha sonraki dönemde Trabzon İmparatorunun kızlarını Türk Beyleriyle evlendirmek suretiyle akrabalık ilişkilerini geliştirip barış ortamı yaratmaya çalıştıklarını, bununla birlikte baskın ve çatışmaların yine de devam ettiği görülmektedir.

1276'da Karamanlı Mehmed Bey'in Konya üzerine yürümesini fırsat bilen Trabzon İmparatoru, 1277' de denizden Sinop'a saldırmış, ancak Çepniler tarafından bozguna uğratılmıştır, bunun üzerine bazı Türk grupları Samsun sahil şeridini takiben doğuya doğru ilerlemişler; Karadeniz dağlarında yayla yapan Türk grupları ise, Harşit Deresi, Aksu,Melet Suyu, Bolaman Deresi ve benzeri vadilerden sahile doğru inmeye başlamışlardır.Yaylalardan sahile uzanan mesafe 70- 80 km civarındadır.Bu kadar kısa bir mesafe, muhtemelen arazinin dağlık olması sebebiyle, ancak 120 yıllık bir zaman dilimi içinde fethedilebilmiştir.1297-1380 yılları arasındaki 20 civarandaki çatışma, Panaretos'un Günlüğü'nde anlatılmaktadır.İşte bu çatışmalarla Hacıemiroğulları Beylerinden Bayram ve Süleyman Beyler, 1396 yılında Orta Karadeniz Bölgesini bir daha geri dönmemek üzere fethetmişlerdir. Türkler bölgeye bütün varlıklarıyla, aileleriyle birlikte yerleşmişler, toplu bir iskan politikası uygulayarak kendi düzenlerini kurmuşlardır.

004.jpg


Fidangör Mevkii/ORDU

Fatih Sultan Mehmet tarafından 1455 yılında yaptırılan ve Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlanan bu Tahrir Defterine göre Ordu yöresinin resmi adı, Vilayet-i Canik Bayramlu me'a İskefsir ve Milas'tır. Bu adlar Bölükler biçiminde örgütlenen bir Ordu'nun, Ordu yöresini tuttuğunu ve iskan ettiğini açıkça göstermektedir.

Ordu Bölgesi Hacı Emiroğulları tarafından kesin olarak 1390'larda, yani 1455 yılı tahririnden 65 yıl önce feth ve iskan edilmiştir. İşte bu bölükler, askeri birlikler tarzında örgütlenerek bölgeyi feth ettikten sonra buralara yerleşen boy ve oymaklardır. Her bölüğün yerleştiği kısım bir idari birim olmuş ve fetih sırasında başlarında bulunan kişinin adı idari birime ad olarak verilmiştir. Mesela; Bucak Bedir(lü),Ebulhayr Kethüda, Alibeğece, Fidaverende gibi.

İdari birim adları arasında, şahıs adları dışında altı ad vardır. Bunlardan biri, Ordu bi ismi Alevi'dir.Bu, Hacıemiroğulları ailesinin mensup olduğu cema'atin adıdır. Bunlar da ayrı bir bölük oluşturmaktadır. Bu ad aslında, Türklerin devlet merkezini Ordu olaak adlandırması geleneğinden gelmektedir.Taceddinoğulları Beyliğinin merkezi olan ve bugün hala Çarşamba'nın güneyinde varlığını koruyan köyün adı ORDU'dur. Diğerleri Elmalu, Kıruk-ili, Milas( Mesudiye), Hafsamana ( Gölköy) ve Bolaman'dır.

005.jpg


Hükümet Caddesi/ORDU​

Ordu yöresinin fethi, profesyonel orduların bir ülkeyi veya bölgeyi fethine benzemez çünkü asker nitelikli değil aile fertlerinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir.Yurt olarak benimsenmiştir.Selçuklular döneminde, Anadolu'nun büyük bir bölümünde uygulanan ve bu ülkedeki nüfus ve kültür yapısının temelini oluşturan fetih ve iskan biçimidir. (Prof. Dr. Bahaeddin YEDİYILDIZ)

006.jpg


Sahilden bir görünüm/ORDU​

Ordu 1920 yılına kadar Trabzon Vilayeti'ne bağlı bir kaza iken 4 Nisan 1920 tarih ve 69 sayılı ''Ordu Müstakil Livası Teşkiline Dair Kanunla'' merkezi Ordu olmak üzere Canik Sancağı'na bağlı olan Fatsa kazası da Ordu'ya bağlanmış ve müstakil Ordu Livası teşkil edilmiştir.

1923 Yılında ''Sancak'' adı ''Vilayet'' olarak değiştirilerek,bugünkü mülki taksimatta Ordu vilayeti olarak yerini almıştır.

22 Kasım 1920'de TBMM'de 106 sayılı Toplantıda görüşülmeye başlandı. (Tutanak Cilt,Sayfa142) 4 Aralık 1920'de ''Müstakil Sancak'' yapıldı. Bu karar, 69 sayılı yasayla 4 Nisan 1921'de yürürlüğe girdi.

Coğrafi Konum

3-13.jpg


Ordu; Karadeniz bölgesinin giriş kapısıdır. Kuzeyinde Karadeniz, güneyinde Tokat, Sivas, doğusunda Giresun, batısında Samsun ili bulunmaktadır. Konumu 40'- 41' kuzey paralelleri, 37' -38' doğu meridyenleri arasındadır. Toplam yüzölçümü 5961 km² olup, üzerinde Melet, Civil Deresi, Akçaova Deresi gibi büyüklü küçüklü akarsuların oluşturduğu yer yer alüvyon düzlükler bulunmaktadır. 2000 yılı Nüfus sayımına göre İl genel nüfusu 887.765'dır.

Ordu il merkezi, dağların denize dik olarak indiği melet vadisinin oluşturduğu alüvyon ovasına 500. rakımlı Boztepe'nin eteklerine kurulmuştur. İl merkezinden denize dökülen ve en büyük akarsuyumuz olan olan Melet Irmağı'nın doğu kısmında doğu ladini, yüksek kısımlarında ise karaçam, ibreli meşçereleri bulunmaktadır. Melet Havzası'nın batı kıyısından itibaren tarım arazileri dışında kızılağaç, kestane, gürgen ve doğu kayını küçük meşçereler halinde bulunmaktadır.

1-18.jpg


Tarım arazilerinde ise genellikle ağaççık formunda fındık bitkisi bulunmaktadır. Şehir kıyı ile birlikte doğu-batı doğrultusunda uzanan, yüksekliği 3000m'yi geçen aşılması güç Doğu Karadeniz dağ sıralarının kıyıda sıkıştırdıkları dar bir bölge ve küçük bir körfezin kenarında kurulmuştur. Ordu ili genel olarak ılıman bir iklime sahip olup, kışları ılık, yazları ise nispeten serin geçer. Yılın bütün aylarında mevsime uygun yağışlar mevcuttur.

2-19.jpg


Akarsu bakımından zengin olup, tüm kanyonlarda ırmak, dere türü akarsular bulunmaktadır. En önemli ırmakları Melet Irmağı, Bolaman Çayı, Elekçi Irmağı, Turna suyudur. Bitki örtüsü ladin, çam (karaçam), kızılağaç, kayın, gürgen, meşe, kestane ormanlık arazilerde bazen büyük, bazen küçük meşçereler oluşturmaktadır. Karadeniz maki formuna uygun bitki grupları orman vasfı bozulmuş arazilerde mevcuttur.Tarım arazilerinde yoğunlukla fındık bitkisi hakimdir.
 

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,645
84,557
NeverLand
Kültür - Turizmi


Ordu 1920 yılına kadar Trabzon Vilayetine bağlı bir kaza iken 04 Nisan 1921 tarih ve 69 sayılı " Ordu Müstakil Livası Teşkiline Dair Kanunla" Merkezi Ordu olmak üzere Canik Sancağına bağlı olan Fatsa kazası da Ordu'ya bağlanmış ve müstakil Ordu Livası teşkil edilmiştir.1923 yılında Sancak adı Vilayet olarak değiştirilerek, bugünkü mülki taksimatta Ordu Livası teşkil edilmiştir.

Ordu doğal zenginlikleri, tarihi dokusu, denizi, dereleri, yaylalarıyla dünyanın en güzel köşelerinden biridir. Renklerin bütün tonlarını Ordu’da bulmak mümkündür. Bir günde dört mevsimin yaşandığı ilimizde doğa sporunun her çeşidini yapabilirsiniz. Kuş gözlemciliği, dağcılık, trekking, kamp kurmak, piknik, güneşin doğuşunu ve batışını seyretmek, yağmur altında yürümek, uzun ve bakir kumsallarda yüzmek, doyumsuz yaylalarımızda balık yemek, her şeyden önce dinlenmek.

Şehrimizin sembolü Boztepe’yi şehirden, Boztepe’den de ilimizi seyretmek doyumsuzdur. Ordu Merkezde bulunan Boztepe, Bozukkale ( Cotyora) , Kurul Kayası Yerleşmesi, Büben Kaya Mezarları, Taşbaşı Kültür Merkezi ( Eski Cezaevi-Kilise), Etnografya Müzesi( Paşaoğlu Konağı) tarihi eserlerden bazılarıdır. İlimiz eski camileri, çeşmeleri, kaya mezarları ile yüzyıllardan beridir süren yerleşme yeri olması nedeniyle kaleleri, kayalık tepelerde bulunan dehlizleriyle, el sanatları ve sanatçılarıyla kültürel ve turistlik açıdan gerçekten değerlendirmeye, görülmeye değerdir.

Tüm doğal güzellikleri sinesinde barındıran, yeşil ile mavinin kucaklaştığı Ordu ili, Turizm alanında kendine özgü bir yer ve değer taşır. Bu değerini hiç şüphesiz yazın oldukça sakin, kış aylarında bol köpüklü dalgalarıyla hırçınlaşan, Karadeniz'e, kıyılarına, yayla ve ormanlarına borçludur. Turizm konusunda büyük atılımlar yapma gayreti içerisinde olan ilimizde son yıllarda, yayla turizmi, Kamp ve Karavan turizmi, su altı dalışı, bisiklet turları, olta balıkçılığı, dağ ve doğa yürüyüşü, foto safari, kuş gözlemciliği, yamaç paraşütü, bitki inceleme, rafting ve her türlü sportif faaliyetleri ile kendini Turizm alanında kabul ettirmeye başlamıştır.

Eski Yerleşimler

Cotyora ( Bozukkale)

cotyora.jpg


Ordu ili’nin ilk kuruluş yeri olarak bilinen Cotyora ( Kot Türklerinin yurdu) Kod Yurdu halk arasında Bozukkale, yapılan araştırmalara göre Bizanslılarca XI. yüzyılda yapılan küçük bir gözetleme kulesi olduğu anlaşılmıştır. Ordu-Samsun karayolu üzerinde il merkezine 2 km mesafede deniz kenarındadır. 2. derece arkeolojik SİT alanı olarak tescillidir.

Kurul Kaya Yerleşmesi

kurul1.jpg


İlimiz merkezine 13 km. mesafedeki Bayadı köyü sınırlarında bulunan sivri bir kaya üzerine kurulmuş antik bir yerleşme alanıdır. Yapılan çalışmalarda dehliz kazısı yapılmış 250 –300 adet merdiven gün ışığına çıkarılmıştır.

kurul.jpg


Kaya üzerinde piknik alanları mevcuttur. Kazı esnasında bulunan pişmiş topraktan çatı kiremitleri, duvar örgüsü seramik parçaları incelenmiş MÖ. V ve IV. yüzyılda yerleşme yapıldığı tespit edilmiştir.

Cıngırt Kayası Yerleşmesi

fatsacingirtkalesi.jpg


İlimiz Fatsa ilçesi Yapraklı köyü sınırları içerisinde yer alır. Kaya blokları üzerine kurulmuş antik yerleşmedir. Yerleşmede bir dehliz, kaya mezarları, nişler, duvar kalıntıları ile çanak çömlek parçaları bulunmaktadır.

Arıkmusa Yerleşmesi

arikmusa.jpg


İlimiz Mesudiye ilçesi, Arıkmusa köyü sınırları içinde bulunan yüksek kayalıklar üzerinde kurulmuş bir yerleşimdir. Ana kayaya oyulmuş iki adet dehliz günümüze kadar gelmiştir. Ayrıca, gözetleme odaları mevcuttur. 2000 yıllıktır.

Yasonburnu Yarımadası

yasonchurch.jpg


Perşembe ilçe merkezine 15, il merkezine 28 km. mesafede Çaytepe köyü sınırları içindedir. Yasonburnu üzerinde 1869 tarihinde yapılmış bir kilise mevcuttur. Kilise, Ordu Valiliği- İl Özel İdaresi ve İl Kültür Turizm Müdürlüğü tarafından onarımı ve çevre düzenlemesi yaptırılmıştır. Turizm potansiyeli açısından İlimizin en önemli merkezlerinden biridir. Her yıl ortalama 80.000 yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilmektedir.

Hoynat Adası

hoynat.jpg


Perşembe ilçemizin en önemli tarihi unsurlarından biridir. Ramazan köyü sınırları içerisinde Hoynat tünelinin hemen yanındadır. Eskiden gemicilerin depo ve sığınak olarak kullandıkları tahmin edilmektedir. Üzerinde su kalıntısı bulunur. Martı ve karabatak kuşlarının yaşadığı kuş cennetidir. Tepeli Karabatakların Türkiye‘de tek yuva yaptığı yerdir.

Kaya Mezarları

Büben Kaya Mezarları

Merkeze bağlı ( Zafer Köyü) Değişik ve ilginç görünüme sahiptir. Büben köyü sınırları içerisinde bulunmaktadır.

Delikkaya Kaya Mezarları

delikkaya.jpg


İlimiz merkezine 10 km mesafedeki Delikkaya köyü sınırları içerisinde bulunur. Tek odalı, sütunsuz ve alınlıklı ve çift sütunlu girişe sahip, 3 kaya mezarı mevcuttur.

Kaleköy Kalesi Kaya Mezarları


kalekoy_kalesi.jpg


Ünye İlçe merkezinin 7 km. batısında Kale köyünde bulunmaktadır. Kalenin etek kısmı oyularak yapılmıştır. Girişi antik grek tapınaklarındaki gibi alınlık formunda düzenlenmiş, yanları iç bükeydir kavislidir, iç kısımlarına freskler bulunmaktadır. Helenistik döneme ait vadi boyunca birçok mezara rastlanır.

Tozkoparan Kaya Mezarları

Ünye İlçe merkezine 5 km. uzaklıkta Gürpınar köyünde bulunmaktadır. Mezar girişi büyük yuvarlak kemerli ve derin iniş vardır, buradan içiçe iki odaya geçilmektedir.

Dikenlice Kaya Mezarları

dikenlice.jpg


İlimiz Gürgentepe İlçesi Dikenlice köyünde bulunur. Kayalıklara oyulmuş 9 adet kaya mezarı bulunmaktadır. Mezarlar tek odalı olup içerisinde ölünün konulduğu klineler (seki) vardır.

Mesudiye İlçesi Kaya Mezarları

konacak_kaya_mezari_mesudiy.jpg


İlimizde en çok kaya mezarı Mesudiye ilçesinde bulunmaktadır. Mesudiye’nin Konacık köyünde 2, Kale köyünde1, Eski köyde 2, Bakır köyde 1, Çavdar köyünde 2, Erik köyünde 6, Alanköyde 4 adet kaya mezarı bulunduğu tespit edilmiştir. Çift ve tek sütunlu çeşitleri ile görülmeye değerdir.

Kıranyağmur Köyü Kaya Mezarları

kiranyagmlur_koyu_kargili.jpg


İlimiz Ulubey ilçesi sınırları içinde bulunan 8 adet kaya mezarıdır. Bunlar da diğer kaya mezarları gibi sadedir. Tek odalı ve yüksek kayalar üzerine oyulmuşlardır.

Sırma (Kadavat) Kaya Mezarı

sirmakadavat.jpg


Ünye’ye 20 km uzaklıkta, Tekkiraz Beldesi, Sırma- Kadavat mahallesinde bulunan kaya mezarı tam olarak tarihi bilinmemekle beraber Helenistik döneme ait olduğu sanılmaktadır. Bu mezarlar anıtsal büyüklüktedir.



Ünye Kalesi

İlimiz Ünye İlçesinde Ünye – Niksar karayolunun 7. kilometresinde yolu solunda kalan, bir tepenin üzerinde kurulu, ilçenin 5 km. güney doğusunda, 2500 yıllık bir kaledir. Kale köyü sınırları içindedir.

nyekalesis28.jpg


Jeologların görüşüne göre kale çok eski çağlarda yanardağ olduğu ve orta çağda insanları sönmüş volkan üzerine kaleyi inşa ettiği yönündedir. Yalçın dik yamaçlar üzerine kurulan duvarlar ve sutreler hala yeniliğini korumakta. Turistlerin ilgisini çekmektedir. Kale çevre yüzeyine göre çok yüksek olduğu için XI- XII. yüzyıllarda müstahkem mevkii olarak kullanılmıştır. Kapısı 5 m. yüksekliğinde olup, incelemeler bu kapının II. Midridat zamanında yapıldığı ihtimalini kuvvetlendirir mahiyettedir.

Kale girişi güney-doğudadır, bu cephede yerden on metre yüksekliğinde, genişliği 3 metre, yüksekliği 2 metre Tetrasil bir kaya mezarı bulunmaktadır. Mezarın üçgen kalınlığının her üç noktasında birer kabartma kartal bulunmakta, sağ uçtaki kabartma iyi korunmuş durumdadır.

Zirveye yakın bölgede 45 derece meyille kuzey batı yönünde iki adet dehliz ve bir sarnıç bulunmaktadır.

Göller Köyü Kalesi

Çatalpınar ilçesi, Göller köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Çevreye hakim kayalıklar üzerinde kurulmuş olup, sur kalıntıları, sarnıç ve yerleşim izlerine rastlanılmaktadır.

Kaleköy Kalesi

mesudiye-kalekoy-kalesi.jpg


Mesudiye ilçesine 6 km. mesafede bulunan Kaleköy sınırlarında bulunur. Üç kümbet kalıntısı ve kaya mezarları vardır. 14. yüzyılda yapıldığı bilinmekte olup, eski mezar taşları mevcuttur. Büyük sur duvarları, kümbet kalıntıları ve tarihi mezarlardan oluşan kalıntılar bulunmaktadır.

Meletios (Yastura) Kalesi


mesudiye-kalekoy-kalesi2.jpg


Mesudiye ilçesine 15 km. uzaklıkta Yeşilçit köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Yeşilçit köyünün doğusunda doğal kaya blokları üzerine kurulmuştur. Ana kayanın oyulması ile oluşturulmuş merdiven ile kaleye ulaşım sağlanmaktadır. Yörenin en eski yerleşim yeri olarak kabul edilmektedir.

Gölköy Kalesi

golkoy-kalesi.jpg


Gölköy ilçesi Kale mahallesinde yer alır. Tek kapılı geniş alana sahip olarak inşa edilmiştir. İlçeye hakim durumda, gözetleme ve savunmaya elverişli olarak yapılmıştır. Kale girişinin solunda silindir şekilli bir burç ve gözetleme kulesi yer almaktadır. 1997 yılında UNESCO tarafından Dünya Antik Eserler Listesi’ne alınmıştır.

Bolaman Kalesi

Doğu Karadeniz kıyısında zincirleme bir şekilde inşa edilmiş kaledir. Gözetleme ve karakol görevi için iç ve dış olmak üzere iki bölümden oluşmuştur. İç kale kalenin batı ucunda yer almakta, çok yüksek duvarlardan oluşmuş, kesme taşlar kullanılmıştır. İçinde bazilike planlı küçük bir şapel bulunmaktadır. İç kale üzerine 18. yüzyılda ahşap bir konak yapılmıştır. Kademoğlu Konağı olarak bilinen bu bu ev, iç kale üzerine çift cumbalı olarak yapılmıştır. Bölgemizin sivil mimarlık örneğini teşkil eder. Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla 2006 yılından onarımı yapılmıştır.

Gençağa Kalesi


gencaga.jpg


İlimiz İkizce İlçesi Karlıtepe köyü sınırlarında sarp bir kaya kütlesi üzerinde yer almaktadır. Fazla hasar görmemiştir. 13. yüzyılda Hacıemir Beyliği zamanında yapılmıştır. Temaşa imkanı yüksek bir kaledir.

Kuşnefak Kalesi

kusnefak.jpg


Kumru İlçesi sınırları içerisinde bulunmaktadır. Merkeze 3 km mesafededir.

Çubuklu Kalesi

Ulubey İlçesi Çubuklu köyü sınırlarında bulunan kale ilçeye 35 km. mesafede bulunmaktadır. Çok ilginç kaya mezarları bulunmaktadır. Kalenin üzerinden manzara muhteşem olup görülmeye değerdir. Her türlü motorlu taşıt ile ulaşım sağlamak mümkündür. 1997 yılında UNESCO tarafından Dünya Antik Eserler Listesi’ne alınmıştır.

Camii ve Hamamlar

Atik İbrahim Paşa ( Orta Cami)

Ordu’da ilk inşa edilen Camilerden biridir. 1770’li yıllarda deniz kıyısına inşa edilmiş deniz dalgalarından zarar görmesi üzerine şimdiki yerine yeniden yapılmıştır. En önemli özelliği barok usulünde yapılmış yoğun süslemeli mihrabıdır. Doğu kapısında beşerli on dizelik kitabe mevcuttur.

Aziziye ( Yalı) Cami

yalicamii.jpg


Sultan Abdül Aziz zamanında yaptırıldığı ve adının Aziziye Camii verildiği tahmin edilmektedir. Ahşap olduğu ve yıkılmaya başlayınca 1890 yılında Kadı Zade Hasan Efendi tarafından kesme ve moloz taş ile yeniden inşa ettirildiği bilinmektedir. Zeminle üç katlı, soğan kaideli, tek şerefeli minaresi vardır.

Hamidiye ( Hükümet) Camii

Ahşap ve taş malzemenin birlikte kullanılmıştır. Vilayet Binasının yanında inşa edilmiştir.( 1890 – 1892 ) Küçük ve kare planlı, bağdadi iç kubbesi vardır. Ordulu şair ve eski Ordu Belediye Başkanı Tıflı Efendi tarafından yazılmış bir kitabesi vardır.

Selimiye Camii

İlimiz Merkez Selimiye Mahallesinde yer almaktadır. Cumhuriyet döneminde yapılmıştır. Binanın kendisi tarihi olmamakla beraber mihrabı Ordu’nun eski sanat eserlerinden biridir. Orta caminin 18. yüzyıl sonlarında yapılan eski mihrabı bu camiye yerleştirilmiştir. Mihrabın çevresi kabartma süslü olup, iki çerçeve içerisinde sarkıtlar bulunmaktadır. Mihrabın üst kısmında üç kalem kabartma vardır. 1995 yılında cami Vakıflar teşkilatınca onarılmıştır.

Saray Camii

İlimiz Ünye ilçesi Kaladere Mahallesinde bulunmaktadır. Dikdörtgen planlıdır. Ünye taşından 1816 yılında yapılmıştır.

Hacı Osman Ağa Camii

Ünye İlçesi Merkez Ortayılmazlar Mahallesinde bulunmaktadır. Kuzey –güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Su basma seviyesi taş, ahşap, kargir arası taş dolgudur. Camii kırma çatılı, geniş saçaklı, saçak altı ahşaptır.

Yalıköy Camii

Fatsa İlçemize bağlı Yalıköy’de bulunmaktadır. Duvarları taştan, iç kısmı ile üst katı ahşaptandır. Üçtaş sütunla taşınan son cemaat yeri mevcuttur. İç kısımda mihrabın sağında ve solunda sıva üzerine yazılmış ayetler bulunmaktadır. Ahşap kısmı onarılmıştır.

Çayır Camii

İlimiz Çaybaşı ilçesi Merkez’de bulunan tamamen ahşaptan yapılma tarihi camidir. Yaklaşık 150 yıllıktır.

Eski Pazar Camii ve Hamamları

Eski Pazar Ordu’nun ikinci yerleşim yeridir. Dikdörtgen planlıdır. 1380 yıllarında Hacıemiroğulları tarafından kurulduğu sanılmaktadır. Rumi 1197(M.1781) yılında Şebinkarahisar mutasarrıfı Hüseyin Battal Paşa tarafından onarılmıştır. Zelzeleden harap olan camii yüzyılın başlarında onarılmıştır. Eski camiden günümüze sadece giriş kapısı ve portalı kalmıştır. Şimdiki minaresi ise 1877 yılında eski minarenin kaidesi üzerine yapılmış, 1994 yılında Vakıflar teşkilatınca onarılmıştır.

eskipazar-camii.jpg


Pencere kapakları ve mimberi ahşap oymacılığın güzel örneklerinden olup, Ankara Etnografya Müzesinde sergilenmektedir.

İki hamamı mevcuttur.

-Büyük Hamam: Caminin güney tarafında yer alır. Soğukluk, ılıklık ve sıcaklık olarak üç kısımdan oluşmaktadır. Hamamın dışı moloz taş, içi ise düzgün yontma taştan yapılmıştır. Örtüde kubbe ve tonoz kullanılmıştır.

-Küçük Hamam:
Caminin kuzey doğusunda yer almaktadır. Kare tek bir mekan ile su haznesinden oluşmaktadır. 15.- 16. yüzyıllarda yapıldığı tahmin edilmektedir.

Eski ( Ulu Camii) Camii

İkizce İlçemizdedir. Selçuklular zamanında yörede Laloğlu adı altında beylik kurulduğu ve yöreye Lala denildiği bilinmektedir. Daha sonra da Osmanlı Veziri Lala paşanın buraya geldiği ve Ulu Camiinin avlusunda konakladığı, halkın ilgisinden memnun olduğu ve halkın Vezire lale sunmaları nedeniyle yöreye Laleli ismini verdiği söylenir. 18.yy. yapılan camii ahşap yapıda olup ahşap işlemeciliğinin örneklerini sunmaktadır. Caminin bilinen adı ise "Laleli" dir.

Medreseönü Afırlı Camii

Perşembe ilçesi Medreseönü beldesinde bulunan camii, tamamen ahşap yapıdadır. Hiç onarım görmemiş ve orijinal mimarisi görülmeye değerdir.

Efirli Camii ve Mezarlığı

efirli-camii.jpg


Perşembe İlçesi Efirli köyü sahil kesimindedir. 1800 yıllardan kalma olduğu tahmin edilmektedir. Mezarlıkta birbirinden farklı, estetik mezar taşları ve kitabeler bulunur. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na kayıtlı Türk Aile Mezarlığıdır. Caminin tek şerefeli minaresi vardır. Caminin içi çok az restore edilmiş, mihrap ve iç kapı orijinaldir.

Yalı Hamamı

İlimiz Merkez Düz mahallede bulunur, dikdörtgen planlı, köşeleri kesme taştan, diğer kısımları moloz taştan yapılmıştır. Yapının rotasında büyük, yanlarında küçük tonozlu örtü yer alır. Öndeki kısma bitişik ikinci kısmı mevcuttur. Bu bölüm iki kattan oluşur ve üst kısmı ahşaptandır.

Saray Hamamı

İlimiz merkez Selimiye Mahallesi sınırları içerisinde yer alır. Ortasında büyük, çevresinde üç küçük kubbeden oluşmuş taş bir yapıdır. Ana mekan kare planlı ve büyük kubbesi mevcuttur. 3 tane halvet hücresi ve üzerinde 3 küçük kubbe bulunmaktadır.

Eski Hamam

Ünye İlçe merkezinde Kaledere mahallesinde bulunmaktadır. Dıştan dikdörtgen şeklindedir. Soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmektedir. Kesme taş ve yığma taştan yapılmıştır. Dış cephe yüzeyi, kubbeler ve pencere söveleri onarım görmüştür, halen kullanılmaktadır. Orjınali kilise olan yapı sonradan hamama dönüştürülmüştür.

Çifte Hamam

Ünye ilçemiz Kaladere mahallesinde yer almaktadır. Soğukluk ve sıcaklık mekânlarından oluşmuş, dikdörtgen planlıdır. Kesme taş kullanmış ve iki büyük kubbe ile örtülmüştür.

Kiliseler

Taşbaşı Kültür Merkezi ( Eski Cezaevi-Kilise): Ordu il Merkezi Taşbaşı Mahallesi, kentsel SİT alanı içerisindedir. Kilise doğu-batı istikametinde, dikdörtgen tarzında yapılmıştır. Doğuda büyük bir apsis, yanlarda iki küçük apsis bulunmaktadır. Kilisenin ana mekanı iki sıralı üç sütunla üç nefe ayrılmıştır. Kilisenin semardam çatısı, sütunlarla desteklenen kemerlerle taşınmaktadır. Tamamı kesme taştan yapılmış, (kubbe hariç) günümüze kadar ayakta kalabilen, bir bazilika şeklinde yapıdır. 1853 yılında yörede yaşayan Rumlar tarafından yapılmıştır. 10 Nisan 2000 tarihinden itibaren Kültür Merkezi Olarak kullanılmaktadır.

Düz Mahalle Kilisesi (OBKT Sahnesi): Ordu Düz Mahalle Sinema sokakta yer almaktadır. 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra yapılmış, dikdörtgen planlı ve yuvarlak tonozla örtülü ve kesme taştan inşa edilmiştir. Girişi renkli taşlarla ve bir bordür ile çevrilidir. Restore edilerek Ordu Belediyesi 75. Yıl Cumhuriyet Sahnesi olarak kullanılmaktadır.

Mesudiye Kilisesi: Mesudiye ilçe merkezinde bulunan kilise, 1912 yılında yapılmıştır. Çatısı ve neftleri ahşap olup yıkılmıştır.

Yason Kilisesi: İlimiz Perşembe ilçesi Çaytepe köyü sınırları içerisinde Yasonburnu yarımadası üzerinde yer alan kilise, 1868 yılında yörede yaşayan Rumlar tarafından yaptırılmış, 1. derece arkeolojik, 2. derece doğal SİT alanı içinde bulunmaktadır. Üç apsisli küçük kubbeli olup, cephesinde açık ve koyu taşlar kullanılmıştır. Kilise içte iki sıra sütunla üç nef’e ayrılmıştır. Güneyde ve batıda olmak üzere iki girişi vardır. 2004 yılı Nisan ayında başlatılan restorasyon çalışmaları sonucunda aslına uygun biçimde onarılmış ve ilimiz turizmine kazandırılmıştır. 2006 yılında çevre düzenlemesi yapılmıştır.

Ünye Kiliseleri: Ünye İlçe merkezinde bir kilise mevcuttur. Bu kilise Belediye’ye ait olup düğün salonu olarak kullanılmaktadır.

Kümbet - Türbe ve Yatırlar

Şakir Efendi Yatırı: İlimiz Merkez Selimiye mahallesinde bulunmaktadır. Yatır içerisinde 7 adet kabir bulunmaktadır. Aslen Buharalı olan Şeyh Şakir Efendi, hem alim hem Kadiri Şeyhidir.

Tuzak Köyü Türbesi: İlimiz Akkuş ilçesi Tuzak köyünde bulunan 7,5x5 m. Ebadında dikdörtgen planlı türbedir. Derviş Mehmed adında bir zata ait olduğu bilinmektedir. Ahşap yapıda olup, iki kısımdan oluşmaktadır.

Şeyh Yunus ( Emre) Türbesi: Ünye İlçemiz Karşıyaka Mahallesinde Ünye Sanayi Sitesi çıkışında yoldan 3 km içeridedir. Yunus Emre’nin

"İndik Rum’i kışladık
Çok hayr ü şer işledük
Oney ( Ünye ) oldu son durak
Göçtük El-Hamd ü lillah"


Dörtlüğünden Ünye’yi ziyarette bulunduğu ve burada vefat ettiği, ebedi istirahatine çekildiği söylense de, bu mezar Yunus Emre’nin makamı olabilir.

Şid Abdal Türbesi ( Şidlü Dede): Kabataş İlçesi Kuzköy sınırları içerisinde bulunan Türbe 14.asırda yöreye gelen Türklerden Şid Abdal’a aittir. Yörenini Türkleşmesine öncülük etmiş bir büyük hoca ve şeyhtir.

Emir Yakup Kümbeti: Korgan-Tepealan, Koçcuağar Köyü sınırları içerisindedir. Danişment Gazi’nin komutanlarından olan Emir Yakup, 1105 yılında Türkler ile Tranzon Devleti arasında geçen savaşta esir edilmiştir. Burada 900 senelik büyük bir şehit mezarlığı vardır.

Şeyh Abdullah Türbesi: Ulubey İlçesi Şeyhler köyündedir. 14. yy. yöreye gelen Şeyh Abdullah, zora düşenlerin yardımına koşması nedeniyle vefatından sonrada insanlar tarafından unutulmamıştır. Türbe Turkuaz çinilidir. Bir tane mescit vardır. Bu yörede Şeyh Abdullah’ı anma törenleri vardır.

Salih Derviş Türbesi: Ulubey İlçesi Karakoca mahallesinde olup, 1994 yılında yaptırılmıştır.

Çeşmeler - Kemer Köprü - Anıtlar

Oluksuyu Çeşmesi: İlimiz Kirazlimanı Mahallesinde Oluksuyu sokakta bulunmaktadır.
Soğuksu çeşmesi olarak da bilinmektedir. H: 1258 ( M: 1842) yılında yaptırılmıştır. Düzgün kesme taştan yapılmış, ön cephesi taş kemerlidir. Kemerin içinde üstte kitabe, altta ise musluk bulunmaktadır. Ön cephesi işlenmiş kesme taşlarla yapılmış, kemeri içinde dikdörtgen kabartma içerisine alınmış dört sıra Arapça yazıt bulunmaktadır.

Kirazlimanı Çeşmesi: Merkez Kirazlimanı Mahallesinde bulunmaktadır. Kesme taştan kubik görünümlü, dar saçaklıdır. Çevresi dikdörtgen çerçeveye alınmıştır. Çerçeve içerisi bantla ikiye bölünmüş bantın üst kısmında 3 satırlık Arapça yazıt, alt kısmında ise suyu aktarmakta olan bir musluk yer almaktadır. Kitabesine göre 1327 ( M.1911) yaptırılmıştır. Çürüksulu Ali Paşa çeşmesi ve Keçiköy çeşmesi olarak bilinir.

Osmanbey Çeşmesi: Ordu ili Merkez Saray mahallesinde bulunmaktadır. Düz damlı, kubik kesme taştan yapılmıştır. Günümüzde halen akan iki musluğu bulunmakta ve her iki cephede de yekpare taştan iki yalak bulunmaktadır. Çeşme üst kısmında çerçeveye alınmış tuğra ile beş satırdan oluşan Osmanlıca kitabe yer almaktadır.

Tarihi Çeşme: İlimiz Merkez Zaferi Milli Mahallesi Yüksek Sokakla Çocuk Geçidi Sokağın birleştiği yol üzerinde olan tarihi çeşme, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulunca korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı özelliği göstermesi nedeniyle tescil edilmiştir.

Oluklu Çeşme: İlimiz Kabadüz İlçesi, Harami Köyü Oluklu Mahallesinde bulunan çeşme, Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulunca korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı özelliği göstermesi nedeniyle tescil edilmiştir.

Kemer Köprü: Ordu İli Merkezde Bülbül deresi üzerinde bulunan tek saçaklı düzgün kesme taştan 1890-1895 yılları arasında yapılmıştır. Tek gözlü yuvarlak kemerli ve tabanı taş döşelidir. 1982 yılında onarım görmüştür. İlimizin tarihi köprülerinden biridir.

Kestane Köyü Kemer Köprüleri: Gülyalı ilçesine bağlı Kestane köyündedir. 1890-1900 yıllarında yapılmıştır.

Kenş Kemer Köprüsü: İkizce ilçesi Şenbolluk beldesinde bulunan Akçay üzerinde bulunmaktadır.

Başkotanı Köprüsü: Melet ırmağının Mesudiye ilçesi ile Kabadüz ilçelerini birbirinden ayırdığı sınır üzerinde bulunan Başkotanı köprüsü, iki ilçe arasındaki yerleşim yerleri arasındaki ulaşımı sağlamaktadır. 1875-80 yılarına tahmini olarak tarihlendirilen köprü günümüze kadar varlığını sürdürmüş ve halen ulaşımda kullanılmaktadır.
İl genelinde benzer mimari anlayışta birkaç benzeri olsa da Başkotanı köprüsü 20 metreye yakın uzunluğu iki metre genişliği ve estetik yapısı vasfıyla diğerlerinden ayrılmaktadır. Yörede Başkotanı Deretam Köprüsü olarak bilinen ve asma köprü anlayışıyla tamamen ahşaptan inşa edilmiştir.

Sarp Dere Kemer Köprüleri: Ulubey ilçesi Karakoca mahallesi ve aşağı Kızılin mevkisindedir. İlimizin en uzun kemer köprüleridir.

İlk Adım Anıtı: İlimiz Sahil yolu üzerindendir. Aziz Atatürk’ün anısına Orduya ilk adım bastığı sahil caddesindeki iskele üzerinde 1981 yılında yaptırılmıştır.

Müze ve Tarihi Yapılar

Paşaoğlu Konağı (Etnografya Müzesi):


PaaoluKona.jpg


Ordu Müzesi, il merkezinde Selimiye Mahallesinde (Boztepe yolu üzerinde) bulunmaktadır. İlimizdeki tescilli eserler arasında son derece zengin bir taş işçiliğine sahip konak 1896 yılında Paşaoğlu Hüseyin Efendi tarafından yapılmıştır. Bahçesi ile birlikte 625 m2 bir alanı kapsamaktadır. Taşları Ünye ilçesinden, ahşap malzemesi Romanya’dan getirtilmiş, İstanbul’dan getirtilen usta yapım işini üstlenmiştir.19. yy. sivil mimarimizin en güzel örneğini teşkil eden konak, zemin ile beraber üç katlıdır. Konak, birinci ve ikinci katı ayıran silme ile beraber, binanın köşelerinde yer alan başlıklı ve kaideli sütunlar, motifle konsollarla desteklenen, söve taşlı ve üstü saçaklı pencereleri taş işlemeciliğinin en güzel örneklerinden olup, ilimizdeki tescilli eserler arasındadır. Bahçe duvarı, merdivenler, balkon ve çatı kenarlarındaki işlemeli taş korkuluklar binanın görünüşüne değer katmaktadır. . Konağın bahçesinde fıskiyeli bir havuz ve günümüzde ahşap örtü altına alınmış orijinal taş ocak bulunmaktadır. Tavanlar ahşap kaplama olarak yapılmıştır. Konağın üst katındaki sofanın ahşap tavanı kağıt üzerine yağlıboya desenlerle süslenmiştir. Tavanın ortasında baklava şeklinde bitkisel motifler vardır. Köşelerdeki madalyonlar içine çeşitli manzaralar resmedilmiş, banyoda desenli çiniler kullanılmıştır. Paşaoğlu Konağı; Kültür ve Turizm Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından 1982 yılında kamulaştırılmış, 1987 yılında onarımı tamamlanan konak "Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müzesi" olarak hizmete açılmıştır.

2007 yılı sonu itibariyle müzede 180 adet Arkeolojik, 1.528 adet Etnografik, 1.252 adet Sikke, 26 adet Mühür, 21 adet El Yazması Kitap olmak üzere 3.007 adet eser bulunmaktadır.

İsmet Paşa İlköğretim Okulu: 1860 yıllarına burada yaşayan Ermeniler tarafından yapılmış, taştan, çok güzel mimariye sahip bir binadır.

Askerlik Şubesi - Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü: 19. yüzyıl sonlarına doğru yapılmış taş mimarisinin nadir örneklerindendir.

Osman Paşa Şadırvanı: Aslen Ordulu olan Trabzon Valisi Hazinedarzade Osman Paşa tarafından 1842 yılında yaptırılmıştır. 1937 yılında yıktırılmış, 1997 yılında Ordulu işadamı Fahri ÇELEBİ tarafından Ordu Belediyesi öncülüğünde aslına uygun olarak yeniden yaptırılmıştır. Ülkemizde sütunları en yüksek şadırvanıdır.
 
Üst