Malkoçoğlu 22 - Dehşet Kalesi ( Tercüman Gazetesi )

Kolibri

Onursal Üye
E-Dergi Takımı
16 Haz 2012
423
6,837
Fatih İstanbul





1974 yılında Cumhuriyet Gazetesindeki 21 maceralık maratondan sonra, Mayıs 1976 yılında bu defa Tercüman Gazetesinde okuyucusuyla buluştuğu macera Dehşet Kalesi.

 
Son düzenleme:

gandor08

Yönetici
6 Ocak 2013
18,369
141,845
Çocukluğumuzda Malkoçoğlunun filmleriyle büyüdük, hepimiz birere akıncı olduk, mahalle savaşlarında tahta kılıçlar, mızraklar, oklar yaparak savaş oyunları oynardık. Ey günler ey.

Abi teşekkürler.
 
12 Şub 2010
15,006
543,903
Şimdiye kadar okuduğum en güzel Malkoçoğlu macerası.
Bir solukta bitti. Filmi çevrildi mi bilmiyorum ama tam filmi çekilecek bir macera.
Ayhan Başoğlu'na rahmet, sevgili kolibri'ye uzun bir ömür diliyor, teşekkür ve saygılarımı sunuyorum.

Yine Ayhan Başoğlu'na ilham veren Kore şehitleri ile tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum.
 

vefalı

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
16 May 2009
3,906
72,143
Tarihi çizgi romanlar içinde en önemsediğim kahramanlardan biridir MALKOÇOĞLU,özellikle el kolibrinin gün yüzünü görmemiş paylaşımları olduğunda dahada keyfli bir hal alıyor.TEŞEKKÜRLER büyük üstat ellerine sağlık.
 

akrep069

Süper Üye
14 Ara 2009
525
646
DOSTUM TEŞEKKURLER KOLAY GELSIN ARŞİV SAGLAM GİDİYOR
SIRADA HERHALDE MALKOÇOĞLUNU TUM MACERALARI GELECEK DAHA SONRA KANUNİ HÜRREM Mİ OLACAK? AYHAN BAŞOĞLU USTA YIDA RAHMET VE SEVGİ VE SAYGI İLE ANARIM
USTA İLE İLGİLİ BURADA VAR
 

savok

Admin
30 Eki 2009
19,995
83,768
Kasımpaşa
Malkoçoğlu benim de çocukluğumun kahramanlarındandır.
Zaten hepimizin içinde bir Malkoçoğlu yatmaz mı?
Özellikle büyük boy DEHA Malkoçoğulları beni çok etkilerdi..
Defalarca okumuşumdur, halen de okurum..
Ancak sevgili kolibrinin verdiği kronolojik ve akademik bilgi ile okumak daha da güzel..
Sağol dostum varlığın Türk çizgi romanına katkı..
Saygılarımla..
 

sarkomer

Yönetici
18 Ağu 2009
13,336
302,315
Milleti millet yapan milli kültürdür.
Tarih, dil, din, güzel sanatlar, mimari ve gelenekler yanında sanat da milli kültürü oluşturan en önemli unsurlardır.
Çizgi roman ve çizgi roman kahramanlarımızın da müzik ve edebiyat gibi öğelerle birlikte millli kültürümüz içerisinde önemli yer tuttuğunu söylememizin yanlış olmayacağı düşüncesindeyim.
Dolayısıyla Malkoçoğlu, Karaoğlan, Bahadır, Tarkan gibi çizgi roman ve/veya kahramanlarının da Milli kültürümüzün bir parçası olduğunu savunanlardanım.

Bu bağlamda bu ve benzeri paylaşımların şahsım nezdindeki önemini özetle de olsa anlattığımı sanıyor ve yine bu çerçevede samimi teşekkürlerimi sunuyor, saygılarımı iletiyorum.
Sağ olun, var olun.

bayrakzaf.gif
 

altay1944

Onursal Üye
30 May 2009
3,147
4,534
images


Üstad öncelikle teşekkür ile başlayayım .Daha öncede yazdım malkoçoğlu harika bir seridir.Bu arada kapakla ilgili paylaşımımla da görüleceği gibi üretken ressam Hal Fosterin bir paneli kullanılmış.Bütünlüğü ele alınınca malkoçoğlu bence tolgadan bile güzeldir.Umarım bu paylaşımlar bir yayıncının dikkatini çeker ve basılmaya vesile olur.
sevgi & saygı
 

sali38tr

Onursal Üye
14 Nis 2009
587
2,836
sayın kolibri ellerinize sağlık süper bir paylaşım orijinal halini paylaşmanız mümkünmü şimdiden teşekkürler
 

Kolibri

Onursal Üye
E-Dergi Takımı
16 Haz 2012
423
6,837
Fatih İstanbul
Merhaba arkadaşlar.

Malkoçoğlu benim en favori çizgiromanımdır.
Bunun sebebi de ilk gözağrım olmasıdır.
9-10 yaşlarındayken eve Tercüman Gazetesi geldiğinde,her gün ilk okuduğum Malkoçoğlu olurdu.Erol Denlinin çizimlerine de hayranlıkla bakardım.
Bu maceranın son sayfasında 1975 tarihinde çizildiği görülmekte.
Tefrikanın başlaması 1976 Mayıs.
Üstad Ayhan Başoğlu Cumhuriyet Gazetesinden ayrıldıktan sonra günlük yetiştirme sıkıntısı olmadan bu macerayı çizmiş.
Konunun güzelliği de gerçek bir olaydan aktarılmasındadır bana göre.
Orijinal halini şimdilik paylaşmayacağım.
Tüm maceraların geleceği gibi bir taahhüt veremem.
Basılması konusunda,bunu ben de çok isterim ama kaç kişi ilgi duyar bilemem.
 

akrep069

Süper Üye
14 Ara 2009
525
646
Ailesi yüksek telif istemiş idi bir zamanlar şuan nedir durum bilemiyorum
 

ertuğrul

Admin
5 Nis 2009
24,846
137,506
Hepimizin ilgiyle takip edip beğendiği tarihi bir çizgi roman.
Belkide hepimiz bir parçasını buluyor malkoçoğlu'nda.
Kolibri klasiği.
Bu güzel paylaşım için teşekkür ederim.
 

Gulyabani

Yönetici
15 Ara 2010
5,003
22,088
Sarıyer
Rahmetli dedem yetmişlerin başında Cumhuriyet alırdı, "renksiz" ve "cansız" formatı nedeniyle gazeteyi sevmesem de mutlaka Malkoçoğlu köşesini okurdum; gidemediğim zaman babaannem gazeteden keser benim için saklardı. Ne rahmetlikler kaldı, ne kesilen gazeteler, ne de gazatelerde çizgi roman köşeleri. Bir de o zamanlar "akşam müsaitseniz annemler veya babamlar size gelecek " diye komşulara gidip sormaca vardı, sahi ne oldu o komşuluklara? Sanırım artık komşuluğu da "web" üzerinden yapıyoruz...

Teşekkürler, üstadım.
 

denizkara

Yeni Üye
28 Mar 2010
97
165
denizci
Kore savaşına bizim katılmamızı tarih affetmeyecek, üstelik ABD li komutan aynen şöyle yazıyor daha sonra; "En ucuz asker Türk askeri, çok ucuza geliyor", hala çok ağırıma gider bu söz, boşu boşuna evlatlarımızı gönerdik oraya ve birde canlarından olanlar oldu, tekrar eline sağlık üstadım.
 
12 Şub 2010
15,006
543,903
Dönemin yöneticileri, Rusya korkusuyla Kore savaşına katılma kararı aldılar.
ABD ve Rusya dünyayı ham yapma konusunda rekabet içindeydi ve her iki ülke ham yapılma korkusu taşıyan ülkeleri paylaştılar. Hitler gibi deli ama olağanüstü bir savaş makinesi dünyaya korku tohumları ekmişti. Amerika ve Rusya bunun hasadını pek güzel yaptılar.
Rusya bir kısım doğu illerimizi açıkça istemişti ve Türkiye de, korku yaşayan politikacılar tarafından yönetilen ülkelerdendi.
Amerika, ham yapma emelini insan hakları ve özgürlük maskesi altında gizliyor ve karıncanın belini incitmeden seviyordu.
Rusya ham yapma emelini farklı şekilde gizliyor ama Stalin gibi yöneticileri gizleme gereğini duymuyordu.
Amerikalı için ucuz asker alışverişi olan iş, Türkiye yöneticileri için can ve mal güvenliği işiydi. Tabii ki onların algısı bizim için onur kırıcıydı maalesef.
Bu korkuları taşımayan Tito gibi yöneticiler, üçüncü dünya adıyla örgütlenme çabasındaydı.
Tito, yönettiği ülkenin özgül ağırlığı sebebiyle sınırlı bir başarıya ulaşabildi. Kendisi öldükten sonra dağılan bir ülkeyi yönetiyordu çünkü.
İnönü, savaşa girmeden tarafsız kalarak Atatürk’ten feyz almış bir yöneticinin öngörüsüyle davrandı ama onun da kapasitesi böyle uluslarası örgütleme yeteneğinden uzaktı.
Ancak Atatürk yaşasaydı, her iki ülke de böyle rahatça at oynatamazdı dünyada.
Daha 1. Dünya savaşından hemen sonra Sadabat Paktı’nı örgütlemiş ve yakın komşularla ittifaklar geliştirmişti. Ömrü daha uzun olsaydı Nato ve Varşova bu kadar rahat at oynatamazdı ve bizim yöneticilerimiz de can güvenliği korkusu taşımayacaktı. Onlarınki, ihanet değildi. Ama kapasiteleri ancak bu kadardı. En iyisi, tarihin yargısına bırakmak.
Kore şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyorum sevgili fındıkfındık.
 
Üst