CAMOKA
Süper Üye
- 13 Ocak 2010
- 190
- 624
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Suat Yalaz'ın ölümsüz eseri 'Karaoğlan', yeni nesille 11 Ocak'ta buluşuyor.
Filmi çizgi roman tutkunu olan Kudret Sabancı yönetiyor.
Sabancı'yla filmini ve çizgi roman evrenini konuştuk..
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Sinemamızın geçmiş tarihi aksiyonlarına ilişkin, Adamlar, kollarında saatle savaşıyorlar şeklinde eleştiriler yapılır.
Biz de bu eleştiriyi gerçek kılmak adına Karaoğlan Volkan Keskin le bu pozu verdik.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Çocukluk aşkım Tarkan'dı. Sonra diğerleri geldi; Kara Murat, Tolga ve Karaoğlan yani. Tarkan'ı sinemada da izlemiştim, Karaoğlan'la perdeden tanışıklığım ise 70'lerin ikinci yarısında TRT ekranları sayesinde oldu. O zamanlar 'brunch' falan yoktu, pazar sabahlarının konuğu ya kovboy filmleri ya da Karaoğlan ve arkadaşları olurdu. Suat Yalaz'ın 60'ların başında yarattığı kahraman, 2002'de beş bölüm sonrası yayından kaldırılan bir diziyle de teşrif etti popüler kültürün sularına. Ama asıl buluşma Kudret Sabancı imzalı, Sabancı'nın yanı sıra Melek Öztürk ve Rana Mamatlıoğlu'nun senaryosunu yazdığı filmle olacak. Yeni neslin Karaoğlan'ı 11 Ocak 2013'te seyirciyle buluşacak. Halen çekimleri devam eden bu filmin setine uğrayıp nabız yokladık. Yönetmen Sabancı 1966 doğumlu, yani kuşaktaşız. Biz en büyük tutkusu çizgi roman olan bir ırkın ahvadıydık. Sinemayla birlikte sevdalandık dergi sayfalarında huzurumuza gelen kahramanlara. Uzun metraj hanesinde Laleli'de Bir Azize bulunan ve daha çok dizi filmler çeken Sabancı'yla, Kemerburgaz yakınlarındaki sette söyleşi yaparken Karaoğlan'la küçük çaplı bir kılıç düelloya soyunduk, Camoka tarafından esir alındık, Balaban'la aynı kareleri paylaştık, Karaoğlan'ın atı Yağmur'u sevdik. Şimdi de gelelim söyleşiye...
Önce böyle bir filmi çekme nedeninin altındaki çizgi roman tutkusuna değinelim.
Bu tutku bana babaanneden kalma bir miras. Kendisi okuma yazma bilmezdi ama bana çok küçük yaşlarda gördüğü resimleri anlatırdı. Ben de bu sayede çizgi romanlarla tanıştım, sevdim ve sonrasında bağımlısı oldum. Bu mirasa bugünlere kadar da sahip çıktım.
Bu topraklarda yerli etikete sahip Tarkan, Kara Murat, Malkoçoğlu, Tolga ve Karaoğlan gibi kahramanlar var. Bu toplam içinde niye Karaoğlan'ı seçtin?
Aslında yıllar önce yönetmen arkadaşım Serdar Akar'la tıpkı birlikte içinde bulunduğumuz Gemide ve Laleli'de Bir Azize' projesine benzer bir projemiz daha vardı. Ben Tarkan'ı, o Karaoğlan'ı çekecekti ve bu iki karakteri de aynı oyuncu oynayacaktı. Olmadı. Telif sahiplerini ikna etmekte zorlandık. Keza Karaoğlan öncesinde ben Tarkan için de çaba harcadım ama telif sahipleri öyle paralar istediler ki, vazgeçmek zorunda kaldım. İstedikleri para Batman ölçeğindeydi neredeyse. Evet, bu kahramanlar önemli ama burası Hollywood değil ki...
Bizim sinemada tanıdığımız Karaoğlan Kartal Tibet'in oynadığı, sonrasında bir kereliğine Kuzey Vargın'ın da başrolü üstlendiği yapımlardı. Bu filmler bambaşka bir dünyanın tezahürüydü. Ortada bir teknoloji yoktu, sinemasal yanları tartışılırdı ama bambaşka güzellikler sunardı. Senin filminin farklılığı nasıl olacak?
Tabii ki şimdiki zamanın ifadesi olacak. Sinemamızın koşulları içinde son derece ileride, teknolojiyle iç içe, hoş bir seyirlik bekliyor izleyiciyi. Umarım beğenilir ve geniş kitlelerce de izlenir.
Karaoğlan'ın çok sayıda macerası var, filmde belli bir serüven esas mı alındı yoksa karma bir öykü mü tercih edildi? Ana karakterler hikâyeye nasıl sızdı?
Tek bir macerayı esas almadık. Karma bir hikâye yazdık. Filmimiz Moğol istilası öncesi Türk birliğinin kurulma aşamasında geçiyor. Birliğin oluşması için de Çişe Hatun adlı Türk kızının Altın Ordu Devleti'ne gelin gitmesi gerekmektedir. Moğol cephesi bu birlikteliği engellemek için Camoka'yı devreye sokar, ama endişeye mahal yok, Türklerin tarafında da Karaoğlan vardır. Yani bir başka deyişle Anadolu'nun kaderi Karaoğlan'ın elindedir. Çizgi romanın ana karakterleri babası Baybora, ele avuca sığmayan güzeller güzeli Bayırgülü, Karaoğlan'ın küçük ama aslında büyük ekibi Balaban ve Çalık, bu macerada yer alıyorlar.
Yaratıcısı Suat Yalaz, vakti zamanında Karaoğlan'ı ''Changor'' ve ''Khebir'' isimleriyle Fransız okurlarına da sunmuştu. Senin filminin de dışarıdaki seyirciye seslenecek bir yanı olacak mı?
Aslında iyi fikir, biz de mi bu isimlerle filmi dışarıda pazarlasak?
Ben aslında uluslararası standartlar açısından sormuştum.
Elbette, günümüz aksiyon filmlerinde ne buluyorlarsa bizim filmimizde de bulacaklar. Biz standartları yüksek tuttuk, neşeli, eğlenceli, hareketli bir film yaptık. Bilgisayar efektleri için uluslararası isimlerle çalıştık, dolayısıyla bu konuda bir çekincemiz yok.
Başarılı olunması durumunda devamı gelecek mi?
Elbette, hedefimiz bu. Ayrıca bu bir anlamda dizi olarak yapacağımız başka işler için bir tür eskiz niteliği de taşıyor. Ben ilk kez tarihi bir aksiyon deniyorum. Bu benim için ilginç bir deneyim oluyor.
Özellikle Hollywood çıkışlı son dönem çizgi roman uyarlamalarında felsefe ağır basıyor. Sanki hayatımızı Süper'lerin de bulunduğu bir evrende yeniden gözden geçiriyor, iyilik-kötülük kavramlarını yeniden tanımlıyoruz. Sen bu tavra ne diyorsun, ayrıca Karaoğlan'da bu türden felsefi mesajlar var mı?
Tabii ki ilginç buluyorum. İçerik zenginleşiyor, daha dolu tartışmalar yaşanıyor. Ama bizim filmimizde bu türden felsefi yanlar çok yok, çünkü biz belli bir yaş grubuna seslenelim dedik. Proje tutarsa ileride bu konulara da döneriz.
Ayrıca bizdeki 60'lar, 70'ler patentli çizgi romanlar bir anlamda geçmiş kuşaklara 'Cinsellik dersleri' de verirdi. Anladığım kadarıyla sizin Karaoğlan'da bu dersler pek yok.
Evet, dediğim gibi daha çok minik seyirciye, belli bir yaş dilimine yönelik kaliteli bir seyirlik bizimkisi, dolayısıyla cinsellik başka bahara...
Ben de senaryo grubunda senin yanında iki kadın da bulunmasının, aslında bir Erkeklik ikonu'da olan Karaoğlan'ın yumuşatılmasına nasıl hizmet etti diye soracaktım, bu durumda soru gereksiz görünüyor. Peki eskinin Karaoğlan'ları Kartal Tibet ya da Kuzey Vargın, 'Ustalara saygı' kabilinden filmde görülseler iyi olmaz mıydı?
Olurdu ama biliyorsun Suat (Yalaz) Abi, Kartal Tibet'e hâlâ kırgın, dolayısıyla böyle bir hamle Suat Abi'yi kırar, üzerdi. Kuzey Vargın'ın ise dizi çekimleri vardı. Aslında başka eski aksiyon yıldızlarına da teklif götürdük ama başrolleri istediler biz de bu hamlelerden vazgeçtik.
Suat Abi dedin de, o ne diyor bu projeye?
Valla senaryoyu Sevgili Suat Yalaz Abimize götürdük, büyük bir heyecanla okudu, bazı diyalogları hemen düzeltti, Karaoğlanca'ya çevirdi. Elbette merakla bekliyor ama sağlık sorunları dolayısıyla sete gelemedi. O artık 80 yaşında koca bir çınar.
Bir de Karaoğlan'ın 'Anarşik duruşu' meselesi vardır. Bunu, kahraman için kaleme aldığı Erotik ve milliyetçi bir ikon: Karaoğlan kitabında Levent Cantek, Suat Yalaz'la yaptığı söyleşilerde çok iyi yansıtır. Tarkan Attila'ya, Kara Murat Fatih Sultan Mehmet'e çalışır, Karaoğlan’a ise öyle emir veren, göreve koşturan bir Devlet erkânı yoktur.
Evet, öyledir. Karaoğlan ve babası Baybora başına buyruktur. Bu yanıyla da diğer ‘meslektaş’larından ayrıdır.
Bir çizgi roman tutkunu olarak genel olarak bakıldığında hangi kahramanları çekmek isterdin?
Corto Maltese olabilirdi. Ve tabii ki Mister No da...
Karaoğlan senin çocukluk kahramanlarındandı. Böyle bir filmi yönetmenin sana yaşattığı farklı duygular ne?
Bir kere ben bu seti çok çok sevdim. Aslına bakarsanız çekimler hiç bitmesin istiyorum ama elbette bitecek. En çok hoşlandığım yan koskoca Karaoğlan'a ''Şunu yap, bunu yap'' demek, Camoka'yla, Baybora'yla beraber olmak, bir şehir tasarlamak, kılıç şakırtılarına tanıklık etmek, güzelim atlarla vakit geçirmek... Yaşı büyük bir çocuk olarak koca bir Karaoğlan evreni içinde rahatça dolaşabilmek, onlara eşlik edebilmek. Daha ne isterim ki...
Karaoğlan Ecevit
Ya Karaoğlan- Bülent Ecevit eşleşmesi? 60'larda Demokrat Partili olan Suat Yalaz, sonraları kahramanın Sol tandanslı olduğunu iddia ederken Bülent Ecevit'n Karaoğlan lakabının esin kaynağı olarak da kendi karakterini gösterir. Cantek ise kitabında Ecevit'e bu ismi Rahmetli Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Ekmekçi'nin taktığı iddiasına da yer verir.
Bana da Suat Yalaz'ın yaklaşımı mantıklı geliyor. Çünkü Ecevit Kıbrıs harekâtı'yla daha çok insanın kalbinde taht kurmuştu. Bu dönemde de en bilinen kahraman Karaoğlan'dı. Belki insanlar böyle bir ortamda, bu türden bir ilişki kurdular ve Ecevit’i ‘Karaoğlan’ lakabıyla anmaya başladılar.
Karaoğlan, milliyetçiliğin rağbet gördüğü bir dönemin de ürünüydü. Ama artık daha çok 'Osmanlıcılık' hâkim (hoş Başbakan Erdoğan son kongrede milliyetçiliğe dümen kırdı ama). Bu iklimde Karaoğlan nasıl bir etki yapacak?
Ben tabii ki meseleye milliyetçilik açısından bakmıyorum ama artık Arap- Ortadoğu etkilerinin daha da fazla yoğunlaştığı bu topraklarda Karaoğlan dikkat çekebilir.
Kaynak:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
- 07.10.2012
Son düzenleme:
