Kahta

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,645
84,568
NeverLand
kahta1.jpg


Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, Adıyaman İline bağlı bir ilçe olan Kâhta; doğusunda Gerger, güneyinde Şanlıurfa, güneybatısında Samsat İlçesi, batısında Merkez İlçe, kuzeybatısında Çelikhan İlçesi, kuzeyinde de Malatya İli ile çevrilidir.

İlçe toprakları Doğuanadolu Bölgesi'nin dağlık kesimi ile güneydeki düz alanlardan oluşmaktadır. Özellikle ilçenin kuzeyini Malatya dağları'nın uzantısı olan tepeler engebelendirir. Dağlık alanlardan güneye doğru gelindiğinde önce plato alanlarına sonra da geniş ovalara geçilir. İlçenin güneyindeki Şanlıurfa İli ile doğal sınırını Fırat ırmağı çizmektedir. İlçe topraklarını Malatya'dan çıkan ve Fırat'ın kollarından biri olan Kahta Çayı ile Kalburcu Çayı sulamaktadır.

Adıyaman'a 33 km. uzaklıktaki ilçenin denizden yüksekliği 725 metredir. Kuzeyde yüksekliği 2000 metreye ulaşan sıra dağlarla çevrili ilçenin belli başlı dağları; Güneydoğu Torosların uzantıları üzerindeki Yarlıca Dağı (1436 m), Narince’nin kuzeyinde Ankar Dağı (2.206 m), Karadut köyünün kuzeyindeki Nemrut Dağı (2.130 m)’dır. 1454 Km2’lik yüz ölçüme sahiptir. Atatürk baraj gölünün doğusunda ve güneyinde verimli topraklara sahiptir.

Bölgede yapılan Atatürk Barajı göl sahasını burada oluşturmuştur. Bu yüzden yöre turizm ve sosyal yönden daha önem kazanmıştır. Bununla beraber toprakları göl altında kalan yöre sakinleri yaşamlarını değişik yerlerde sürdürürken, bazıları da tarım ve hayvancılıktan uzaklaşarak farklı dallarda ticaret yapmaya başlamışlardır.

Kahta adının, nereden geldiği konusunda herhangibir bilgi olmamakla beraber, Orta Asya'da Ötügen ve Karakurum kentlerinin yakınında Kahta isimli bir kentin olduğu bilinmektedir. Bir ihtimale göre bu isim oradan alınmıştır. Başka bir söylentiye göre de Kahta, Dağın Eteği anlamına gelen bir sözcük olup, ismin kökeni buradan kaynaklanmaktadır.

Kahta'nın tarihi Hititlere kadar uzanmaktadır. Hititler döneminde önemli bir yerleşim yeri olan Kahta, MÖ. VIII. yüzyılda Asurluların, MÖ.VI. yüzyılda Perslerin, MÖ.IV.yüzyılda Makedonyalıların ve Seleukosların egemenliğine girmiştir. MÖ.I. yüzyılda kurulan Kommegene Krallığının yönetim yeri olan eski Kahta'daki Arsemeia denilen yerde kurulmuştu.

MS.I.yüzyılda Romalıların eline geçen Arsemeia Bizans döneminde Fırat kentleri Thması içerisinde kalmıştı. Arap akınlarından sonra bölge, Ermeni, Artuklu ve haçlı yönetimlerine geçmiş, Selçuklular döneminde ise Babailerin önderliğinde bir ayaklanmaya sahne olmuştur. Kahta, Moğol, Memlûklu etkilerinde kalmış, ardından Dulkadiroğulları'nın egemenliğine girmiş 1516'da ise Osmanlı topraklarına katılmıştır. XIX.yüzyılın sonlarında Mamuretü-Aziz (Elazığ) iline bağlı kalmış, 1954'te de il yapılan Adıyaman'ın ilçesi olmuştur.

Kahta (Kölük), kırsal niteliği ağır basan bir yerleşim alanıdır. İlçede turistlerin ilgisini çeken tarihsel yapı kalıntıları bulunmaktadır. Bunların en önemlileri Nemrut Dağı olup, Eski Kahta'daki Kahta Kalesinin 12 km. kuzeyindeki Karakuş höyüğünün yamaçlarında, üzerlerinde Roma kartalı ile Mithridates kabartmaları bulunan dört sütun da Kommegene Krallığı dönemine aittir. Kentin kuzeyindeki 4 kemerli Cendere Köprüsü de Kommegene'ye veya Roma'ya bağlı bir mimari üslup göstermektedir.

Kahta Kalesi

Kahta’nın 20 km. kuzeyinde Eski Kahta Köyü (Kocahisar) yakınındadır. Kahta Çayına hakim kayalık bir tepe üzerinde bulunmaktadır. Hititlerden kalma bir kale olup, MÖ.IX.yüzyılda yapılmıştır. Eski Hitit metinlerinde bu kalenin ismi geçmektedir. Yavuz Sultan Selim zamanında 1516’da ele geçirilmiş, Sultan I.Mahmut tarafından da onarılmıştır.

kahta-1.jpg


Bugünkü kale meydanında bu kaleden arta kalan bir cami kalıntısı, hamam, iki su sarnıcı, kral sarayı ve diğer bina kalıntıları bulunmaktadır. Kaleden Kahta Çayına inen 400 m.uzunluğunda kayalar oyularak yapılmış merdivenli bir yol vardır. BU yolun yapılış amacı kalenin kuşatıldığı sırada su gereksiniminin bu yolla sağlanmasıdır.

Theresa Cille ve Profesör Dörner’in burada yaptıkları kazılarda büyük boyda kabartmalar ele geçirilmiştir. Ayrıca Anadolu’daki yazılı kayaların en büyüğü de kalenin güney yamacındadır. Buradaki Grekçe yazıtta Kommegene Devletinin başkenti Arsemia, Kral Antiochos’un aile seceresi, siyasi amaçları ve dinsel inançları yazılıdır. Ayrıca I. Antiochos’un babası Kommagene Kralı I.Mithridates’in burada gömülü olduğu ve onuruna her ay törenler düzenlendiği bu yazıttan öğrenilmektedir.

Cendere Köprüsü

AlBioN_DSCF1358.jpg


Kahta İlçesinin 18 km. kuzeyinde Fırat Nehri’nin kollarından Cendere Çayı’nın en dar yerinde bulunan Cendere Köprüsü’nün ne zaman yapıldığı konusunda çelişkiler bulunmaktadır. Köprünün Kommagene Krallığından kaldığı veya Roma İmparatoru Septimus Severius’un (MS.192-211) emri ile yapıldığı kaynaklarda geçmektedir.

yavuzyel_cendere3.jpg


Cendere Köprüsü’nün yanı başına, Karakuş Tepesi’ndeki yuvarlak sütunlar, köprünün yerini belli etmek için dikilmiştir. Köprü ayakları kayalıklar üzerine oturtulmuştur. Köprünün boyu 30 m., yüksekliği de 18 m.dir. Köprünün büyük bir kemeri ve doğu tarafında da küçük bir tali kemeri bulunmaktadır. Kemerlerin her biri 10 tonluk 92 blok taştan meydana getirilmiştir. Bu köprü çağının en güzel mühendislik örneklerinden birisidir. Burada Kommegene Krallığına ait bazı yazıtlar da bulunmuştur.

Karakuş Tepesi'ndeki Dikili Taşlar

KARAKUS.jpg


Cendere Köprüsü’nün yanına Karakuş Tepesi’ndeki yuvarlak sütunlar köprünün yerini belli etmek amacı ile dikilmiştir. Günümüze bu sütunlardan yalnızca kuzey girişindeki iki, güney girişinde de bir tek sütun gelebilmiştir. Yuvarlak yontma taşların üst üste konulmasından oluşan bu sütunlar 10 metre yüksekliğinde ve 2 metre çapındadır.

KAHTANEMRUT_131.jpg


Köprünün ilk yapılışında burada 4 sütun olduğu, Kommegena Kralının dört oğlundan biri öldüğünde bu sütunlardan birinin yıktırıldığı söylenmektedir. Bir başka iddiaya göre de Semtimus Severius (MS.192-211) Samsat’ta karargah kuran XVI.Roma lejyonu tarafından korinth başlıklı bu sütunlar yaptırılmıştır.

Septimus Severius karısı Julia Domna, oğulları Caracalla ve Geta'ya bu sütunları adamış, daha sonra Caracalla İmparator olunca Geta adına diktirilen sütun yıktırılmıştır.

Karakuş Tümülüsü Kadınlar Anıt Mezarı

Nemrut Dağı Milli parkı’nın güneybatısında bulunan Karakuş Tümülüsünü Kommegene Kralı II. Mithridates annesi İsas adına yaptırmıştır.

Bu anıt mezar 21 metre yüksekliğinde taşların yığılması ile oluşturulmuştur. Anıt mezar MÖ.I.yüzyılın sonlarına tarihlendirilmektedir. Tümülüsün kuzey, güney ve doğusunda 9 metre yüksekliğinde 4 sütun bulunmaktadır. Bu sütunların üzerine aslan, boğa ve kartal heykelleri yerleştirilmiştir.

Bu tümülüs aynı zamanda Nemrut Dağı, Milli Park Koruma Alanı’nın giriş noktasıdır.

Nemrut Dağı ve Kommagene Krallığı heykelleri

Nemrut Dağı, Adıyaman’ın Kahta ilçesinin Karadut Köyü’nde, dünyanın sekizinci harikası olarak tanınan, tepesinde küçük kırma taşların yığılmasıyla oluşturulmuş konik bir tümülüsün bulunduğu, 2.150 m. yüksekliği, 10 metreyi bulan heykelleri ve metrelerce uzunluktaki kitabeleri ile UNESCO Dünya Kültür Mirasında yer almaktadır.

00003027.jpg


Adıyaman’ın 103 km doğusundaki Antiochos’un tümülüsü ana kaya üzerine kırma taşların üst üste yığılmasıyla oluşturulmuştur. Tümülüsün doğu, batı ve kuzeyinde ana kaya düzleştirilerek teraslar haline sokulmuş, doğu ve batı teraslarına tanrı heykel ve kabartmaları yapılmıştır. Nemrut Dağı’ndaki kutsal alanda heykellerin dışında birçok da kabartma bulunmaktadır. Batı terasında bulunanlardan ilginç olan biri de aslan kabartmasıdır. Gezegenlerin dizilişleri incelendiğinde, bunun Kommagene’nin I. Kralı Mithradates’in taç giydiği geceye; MÖ 109 yılının temmuz akşamına denk geldiği görülmektedir.

Nemrut Dağı’nın 2.150 m. yüksekliğindeki zirvesinde aslanlı horoskop, bilinen en eski horoskoptur. Aslanın üzerinde 16 ışından oluşan 3 adet yıldız vardır ve bunlar Mars, Merkür ve Jüpiter gezegenlerini temsil etmektedirler. Aslanlı horoskop gök cisimlerinin bir anlık konumunu gösterir. Önümüzdeki 25.000 yıl içerisinde bir daha yaşanmayacak bir ana tanıklık edilir. Güneşin, etkisi azalan ışığının altında çıkan yeni ayın ve onun hemen üzerinde Kral yıldızı olarak bilinen Regulus yıldızının güçlü parıltısı yüzleri aydınlatır. Önceki gecelerde Jüpiter, Merkür ve Mars gökyüzünde adeta krallara layık bir geçiş töreni sergiler. Tüm bu seremoni bittikten sonra Kommagene halkı tanrılarının yeni krallarını ziyarete geldiklerine inanarak evlerine dönerler.

Kommagene Krallığına ait heykeller

MÖ.I. yüzyılda kurulan Kommagene Krallığı M.S. 72 yılına kadar bu bölgede egemenliğini sürdürmüştür. Yazılı belgelerde M.Ö. 850 yılında görülen krallığın ismi o dönemlerde Kummuh olarak geçmektedir. Asur egemenliğinden kurtulmasıyla birlikte bağımsızlığın ilan eden Kommagene’nin bu dönemine ait ilk yazılı belgeler de ilk kez I. Antiochos dönemine aittir. I. Antiochos Kommagene’nin en önemli kralıdır. Antiochos yeni bir din kurmayı planlamış, batılıların, yani Yunanlıların dini ile Doğulu Perslerin dinini birleştirmeyi amaçlamıştır. Böylece bir dünya dini yaratacak, Nemrut Dağı’nı onun merkezi yapacak ve bu dinin buradan tüm dünyaya yayılmasını sağlayacaktı. Kendisi de bu sayede tüm dünyaya hükmedecek ve ölümsüzlüğe kavuşacaktır. Bu nedenle kendisini Tanrı ilan etmiştir.

k_Mujdat_PICT3088psp_Large.jpg


İlk yapımında 55 m. yükseklikte olan tümülüsün bugünkü yüksekliği 50 m., çapı 150 metredir.Nemrut Dağı’nın en üst noktasına Kommagene Kralı 1. Antiochos kendisi için görkemli bir anıt mezar, mezar odasının üzerine kırma taşlardan oluşan bir tümülüs ve tümülüsün üç tarafını çevreleyen kutsal alanlar inşa ettirmiştir. Tümülüs, Kral 1. Antiochos’un onuruna düzenlenen törenler için etrafı 3 terasla çevrilmiştir. Doğu, batı ve kuzey terasları olarak adlandırılan bu alanlardan doğu ve batı teraslarda; bir sıra izleyen, blok halinde 8 yontma taşın üst üste oturtulmasıyla oluşturulan 8-10 metre yüksekliğinde görkemli heykeller, kabartmalar ve yazıtlar bulunmaktadır. Heykeller, bir aslan ve bir kartal heykeliyle başlar ve aynı düzende son bulur. Burada aslan yeryüzündeki gücü, tanrıların habercisi olan kartal ise gökyüzünün gücünü sembolize etmektedir. Heykeller her iki tarafta da şu şekilde sıralanmıştır: Kral 1. Antiochos (Theos); Fortuna (Theichye-Kommagene-Tanrıça) Zeus (Oromasdes); Apollo (Mithras-Helios-Hermes), Herakles (Ares-Artagnes). Buradaki yazıtlarda Antiochos’un anne tarafından Büyük İskender’den (Yunan-Makedonya), baba tarafından da Darieos’dan (Pers) geldiği yazılıdır. Böylece Antiochos, atalarından gelen etnik farklılığı birleştirmiş, bu nedenle de tanrı heykellerinin yüzünü doğuya ve batıya çevirmiştir. Ayrıca tanrı heykellerinin isimleri Grekçe ve Pers dilinde yazılmıştır.

k_Mujdat_PICT3092psp_Large.jpg


Antiochos, Nemrut Dağı’nın 2.150 metre yükseklikteki zirvesinde yapımına başladığı görkemli kutsal alan ve mezar anıtını bitiremeden ölmüş, mezar anıtı da yarım kalmıştır. Nemrut Dağı’ndaki Kutsal alanın doğu ve batı yamaçlarında teraslar üzerinde Antiochos’un yaptırdığı heykeller ise, Nemrut’un sert hava koşullarına rağmen yüzyıllarca ayakta kalmıştır.

k_Mujdat_PICT3093psp_Large.jpg


Antiochos bu kutsal alanı teraslar halinde tasarlamıştı. Kutsal kabul edilen teraslarda yer alan heykellerin bir sıra halinde olduğu görülmektedir. Buradaki tanrılar, hem Doğu, hem de Batı tanrılarını temsil ediyor ve bu nedenle iki ayrı isimle anılıyorlardı. Yüzleri doğuya ve batıya çevrili Pers ve Yunan tanrıları ayrıca Kral Antiochos’un bu iki kültürü birleştirme amacını da simgeliyordu. Antiochos yaptırdığı heykellerin arka yüzüne 200 satırdan oluşan vasiyetini yazdırmıştır.

yavuzyel_nemrut3yavix.jpg


Yazıtta, kendinden sonra gelecek kralları tapınağı güzelleştirmelerini istiyor, ibadet için gelenleri övüyor, kötü niyetlilere de beddua ediyordu. Bunun yanı sıra Antiochos, kutsal alanı ziyarete gelenlerin en iyi şekilde ağırlanmasını istiyor, onlara rahiplerin en iyi şaraplarını sunmalarını emrediyordu. Burada yapılacak törenlerin çok renkli geçmesi için de müzisyenleri görevlendiriyordu.

Arsemia Anıtı

Kahta Çayı’nın doğusunda, eski Kahta Kalesinin karşısında bulunan Kommegene Krallığının yazlık başkenti Arsemeia’da bulunan bir anıttır.

rg-1.jpg


MÖ.II.yüzyılın başlarında Kommegenelerin atası sayılan Arsemeia’nın güneydeki tören yolu üzerinde bulunan kabartma stelde Antiochos ile mitolojik tanrılardan Herakles’in el sıkışma sahnesi tasvir edilmiştir. Bunun üzerinde de Grekçe bir yazıt bulunmaktadır.

Bu kabartmanın bulunduğu yerde çok sayıda heykel parçası ile kraliçe ve Antiochos’un büstleri bulunmuştur. Aynı zamanda stelin önünde Anadolu’nun en büyük Grekçe yazıtlarından biri vardır. Bu yazıtın bulunduğu yerden başlayan ve 158 m. derinliğe inen bir de tünel yer almaktadır.
 

hammerusta

Yeni Üye
14 Eyl 2010
27
33
GAP Turu

Merhabalar...
Sayın Bakunin öncelikle bu sayfalar için verdiğiniz emeğe hayran olmamak elde değil...
Hakikaten çok güzel ve ayrıntılı hazırlanmış.
Geçtiğimiz ay ben de eşimle beraber GAP turuna çıktık.
Gece çıktığımız tura sabah Kayseri'de oradan da kahramanmaraş'ta mola vererek devam ettik. Önemli yapılarını, çarşılarını gezdikten sonra akşam vakti önce Adıyaman ve ardından da Kahta'ya geldik.
Neden Kahta çünkü Nemrut'a zamanında çıkabilmek için güzergahımızdaki en uygun konaklama yeri Kahta'ydı.
Sabah(!) 3:30'da sıcak yataklarımızdan kalktık ve dolmuşlara binip yukarı çıktık...
Aman Allahım !!! ne rüzgar ne fırtına ne yağmur...
Araçların gidebileceği son noktaya kadar gittik ama ondan sonra yürümek mümkün olmadı.
Bizimle beraber gelen fransız kafile de yukarı çıkamadı ve hevesimiz kursağımızda aşağıya inmek zorunda kaldık.
Aşağıda ise Cendere köprüsü, karakuş tepesi, arsemia anıtını gördük.
Bol bol fotoğraf çektirdik ve yola koyulduk...
 
Üst