Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Gravür merakım, tesadüfen bir sahafta gördüğüm, 19. yy.'a ait İstanbul Seyahatnamesi kitabıyla başlar. Metin yazarlığını Robert Walsh'un yaptığı tarihi kitapta bulunan gravürler, İstanbul'un 19.yy.'a ait birbirinden güzel görüntü karelerini gözler önüne seriyordu. Daha sonra bu merakım, Alman ve Flaman gravür sanatçılarının birçok gravürlerini tanımama neden oldu. Sn. @funghu 'nun sunduğu '' Kazı Resim '' kitabı, gravür yapımı konusunda derin bilgiler içermesi açısından, bu sanatla tanıştığım ilk günleri hatırlattı. Güzel Sanatlar Akademisi'nin öğretim üyesi olan Prof. Gündüz Gölönü kitabında, geniş bilgi birikimi ile, farklı sanatçıların farklı tekniklerine yer vermiş. Youtube'da da Gölönü'nün akıcı sohbetlerine rastlamak mümkün. Kitap bu görüntülü anlatımlar kadar önemli ve yararlı bir yayın. Günümüzde bazı sanatçılar tarafından bu sanat yapılmaya devam ediliyor, seçkin örnekler de hiç şüphesiz bulunmakta. Ama kişisel düşüncem, Prof. Gölönü'nün kitapta verdiği örneklerin değerleri tartışılmaz.
Türkçeyi severim. Ama öyle başka dillerden aşırma , bozma sözcüklerle oluşturulmuş Türkçeyi değil... Elbette direkt yabancı sözcüklerin konuşma ve yazma diline serpiştirilmesini de sevmem.
Köken ve türetim kuralları ile Türkçe olan sözcüklere , dile bayılırım ve becerebildiğim kadarı ile kullanırım ( hatalarım elbette olur. Çünkü geçiş kuşağıyız. )
Bunları neden yazdım. Bir kez kitabın hazırlayıcısı olan Gündüz Gölönü'nün soyadına takıldım. Ne güzel bir sözcük öyle...
Gravür sözcüğüne karşılık kullanılan (Kazı Resim) de güzel .... Gerçekten de öyle veya böyle kazıma yoluyla resim yapılıyor çeşitli metal yüzeylere...
Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim....
Ek - 1 : Gravür elbette ki baskı için de kullanılıyor....
Ek - 2 : Sayın @eankara yine yapacağını yapmış. Önbilgiyi vermiş... Ama asıl hayran olduğum kendine ait anıyı ve de yorumunu (kişisel düşüncesini) anlatması. @eankara'ya Sevgilerimi (en zor günlerimde beni yalnız bırakmayın dostum) iletirim... Senin gibi dostu olanın sırtı yere gelmez...
Biraz saz çalmak dışında, sanatın herhangi bir dalıyla aktif olarak ilgilenmiyorum (biraz da mizah yazıları yazma var). Bununla birlikte, dostlar sağolsun, minik bir resim kitaplığım da oldu zaman içinde. Dergi paylaşımlarım arasına bunları da sıkıştırmaya çalışıyorum.
Bir anı da ben paylaşayım: Üniversite yıllarımda iki öğrenci kulübüne üye olmuştum; tiyatro ve resim.
Tiyatro kulübü fiyasko oldu, bir oyun sahneleyemedik; ben de bıraktım. Resme ise 2 yıl kadar devam ettim.
Resim öğretmenimiz Gülseren Südor'du. O kadar çabalamama rağmen, okulu bitirdikten sonra resme olan ilgimi kaybettim.