Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Matematik Fikri

cagan73

Onursal Üye
17 Kas 2013
355
7,932
Bu sunumda sizlere kitapta sıkça rastlayacağınız ünlü matematikçi Carl Friedrich Gauss'tan bahsetmek istiyorum:

1777 yılında Kutsal Roma İmparatorluğu'na bağlı Brunswick'te (Berlin'in batısında) doğmuştur. (Alman Konfederasyonu, bu tarihten çok sonra 1806'da Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu yıkılması üzerine 1815 yılında kurulmuştu)
Babası kasap, duvarcı, bahçıvanlık gibi işler yaparken annesinin okuma yazması yoktu. Büyük bir dehanın başlangıçta nasıl oluştuğunu öğrenebilecek kadar bilgimiz ne yazık ki bulunmuyor ancak Gauss'un dehasının henüz ilkokulda iken keşfedildiği bilgisi günümüze kadar ulaşmış durumda.
Matematik yeteneği sebebiyle 15 yaşından itibaren eğitimi Brunswick Dükü tarafından karşılanan Gauss, dönemin ünlü Matematikçileri ve Astronomlarından ders alır.
Üniversitede Antik Yunanlılardan bu yana matematikçileri meşgul eden problemleri derslerinden bağımsız olarak çözerek dikkat çekmeyi başarır.
Brunswick Dükünün isteği ve masraflarının karşılanması üzerine akademisyen olarak mezun olduğu Helmstedt Üniversitesinde kalır. Bu dönemde Rusya dahil pek çok Üniversiteden davet almasına rağmen gitmemiştir.

Matematikteki önemli katkılarından biri de 1801 yılında yayımladığı "Disquisitiones Arithmeticae" adlı eseridir. Bu eser ile sayılar kuramına getirdiği yenilikler ve modüler aritmetik gibi birçok yeni kavramı tanıtarak matematiksel düşüncenin sınırlarını genişletir.
1806 yılında Brunswick Düklüğünün kaldırılmasına istinaden Göttingen Üniversitesi'nde profesör olarak görev yapmaya ve aynı zamanda Göttingen gözlemevinde yöneticilik yapmaya başlar.
Bu dönemde asteroit yörüngelerinin hesaplanmasını inceleyen Gauss 1809 yılında astronomi alanında bir başyapıt sayılan asteroitler ve kuyruklu yıldızların yörüngelerini incelediği kitabı "Theoria motus corporum coelestium" yayımlar.
Bu süreçte, 18. yüzyıl yörünge tahmininin hantal matematiğini o kadar basitleştirir ki, çalışması astronomik hesaplamaların temel taşı olur.
1818 de Determinatio Attractionis ile yörüngedeki bir gezegenin yerini, gezegenin yörünge yaylarının geçiş sürelerini ve kütle yoğunluğu orantılarına göre açıklamaya çalışır.
Küresel geometriye çok sayıda katkı sağlar, yıldızların yön bulmasıyla (navigasyon) ilgili bazı pratik problemleri çözer. Çoğunlukla küçük gezegenler ve kuyruklu yıldızlar üzerine çok sayıda gözlem yayınlar.
Güneş etrafındaki gök cisimlerinin hareketlerinin matematiksel modellemesi, günümüzde uzay araştırmalarında kullanılan roket ve uyduların yolculuklarının planlanmasında önemli bir rol oynamaktadır.

Olasılık teorisindeki sorunlara birkaç çarpıcı katkı sağlar.
Gauss ayrıca 1799 yılından bu yana jeodezi (dünya üzerindeki noktaların konumunu belirleyen uygulamalı matematik bilimi) problemleri ile meşgul oluyordu.
Bu konuda yeni bir alet icat eder ve buna heliotrop (arazi araştırmasında konumları işaretlemek için güneş ışığını uzak mesafelerden yansıtan bir ayna kullanan araç) adını verir. (Bu araç sekstantın gelişmiş bir versiyonu idi) bu sayede arazi ölçümlerini büyük ölçüde kolaylaştırır.

1813'te Gauss Yasasını (elektrik yükünün, ortaya çıkan elektrik alanın dağılımıyla ilişkilendiren matematiksel bir yasa) formüle eder.
Normal dağılım olarak bilinen ve günümüzde Gauss dağılımı olarak adlandırılan istatistiksel dağılımın temellerini atar. Astronomi çalışmaları sırasında ölçüm hatalarını istatistiksel olarak anlamak için geliştirdiği bu çalışma, istatistik biliminin önemli bir parçası hâline gelir.

Jeodezi araştırmaları diferansiyel geometri ve topolojiye olan ilgisini arttırır. Bu alanda coğrafi haritaların düzleme dönüştürülmesine katkı sağlar.
1826'dan sonra jeomanyetizma (Dünyanın manyetik alanı) üzerine yoğun araştırmalara başlar, çeşitli çalışma gruplarının Dünya'nın manyetik alanının ölçümlemesi çalışmalarına ön ayak olur.
1827’de diferansiyel geometride bir yüzeyin eğriliğini ifade eden Gauss Eğriliği’ni bulur. Diferansiyel geometri üzerine yaptığı "theorema egregium" adlı teoremle bu alandaki önemli bir boşluğu doldurur.

1828'de Gauss, Hannover Krallığı'nın ağırlık ve ölçülerden sorumlu kurulunun başına atanır. Uzunluk ve ölçü standartlarının oluşturulmasını sağlar.
1839 da Genel Karasal Manyetizma Teorisini kurar. Teori, Dünya üzerinde tam olarak iki manyetik kutbun varlığını öngörüyordu.
Elektromanyetizma ve Faraday'ın elektromanyetik indüksiyon konusundaki keşifleri Gauss'un dikkatini bu konulara çeker. Gauss ve çalışma arkadaşı Weber, daha sonra elektrik devreleri için kurallar bulur ve elektromanyetizma üzerine araştırmalar yaparlar. 1833'te ilk elektromekanik telgrafı (Elektrikli telgraf) yaparlar.
Elektromanyetik indüksiyonu yasalarını formüle ettiği pek çok çalışma gerçekleştirir.
Işın optiği alanındaki çalışmaları merceklerde kullanılan cam türleri üzerinde kullanılır
Gauss'un mekanikteki ilk ve son işi dünyanın dönüşüyle ilgiliydi. Foucault sarkacını basitleştirir.
1849 yılında Fermat’ın Son Teoremi’nin kanıtlarını bulmuştur.
Gauss akademik ders vermekten hoşlanmıyordu. Bu nedenle öğretmenlik görevi içermeyen özel akademisyen olarak çalışıyordu.
Ancak 1807'den ölümüne kadar uzun yıllar matematik ve astronomi dersi verdi. Öğrencilerinin önemli bir kısmı ünlü matematikçiler, fizikçiler ve gökbilimciler oldular
Gauss aynı zamanda başarılı bir yatırımcıydı. Hisse senetleri ve menkul kıymetlerle hatırı sayılır bir servet biriktirmişti.
Akılda kalan sözlerinden biri: “En büyük hazzı veren bilgi değil, öğrenme eylemidir, sahip olmak değil, oraya ulaşma eylemidir. Bir konuyu açıklığa kavuşturup bitirdiğimde, tekrar karanlığa dalmak için ondan yüz çeviririm.” İdi.
Çalışmaları ile pek çok ülkeden bir kaç düzine madalya ve nişan alan Gauss, çalışmaları ile Matematik, fizik alanında çok sayıda bilim insanına ilham sağlayarak yaşadığı toprakların bilim alanında diğer ülkelere yetişmesini sağlamıştır.

Yaşamış en büyük matematikçi olarak kabul edilen Gauss günümüzde Matematikçilerin Prensi olarak anılmaktadır.

50mat.jpg


 
Son düzenleme:

eankara

Onursal Üye
24 May 2010
1,065
6,273
Diğer paylaşımlarınız gibi , bu paylaşımınızda çok ilginç ve yararlı. Ama , paylaşımınız kadar sunumunuzu da çok beğendim. Diyarımızda bu tür kitap ve sunumları görünce , her defasında şanslı olduğumu düşünüyorum. Çok teşekkür ederim Sn. @cagan73 . Mümkünse, ileri matematik konusunda bilgiler içeren kitaplar paylaşırsanız sevinirim.
 

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,895
5,228


Sayın cagan73 ;


Yine beni kışkırttın sevgili dostum... Onlar "Provakasyon" , biz "Kışkırtı , kışkırtma" diyoruz. Evet sen beni hep kışkırtıyorsun. Toplumda kışkırtma iki türlü işlev yüklenir. Bizde hep "kışkırtma" günah keçisidir , suçtur... Oysa "Kışkırtma" aynı zamanda toplumda çok olumlu işleve de neden olur. Bu nedenle Halkı kışkırtıyor diye mahkemeye verilen Aziz Nesin : "Beni halkı kışkırtıyorsun diye suçluyorsunuz. Evet ben halkı kışkırtıyorum. Mışıl mışıl uykudan uyansınlar insan olduklarını hatırlasınlar diye onları rahatsız ediyorum , sizin deyişinizle kışkırtıyorum." demişti. Ben de senin beni kışkırtmalarını Aziz Nesin'in kışkırtmaları gurubuna dahil ediyorum.


Lütfen aşağıda yazdıklarımı kendimden bahsettiğim ve kendimi övdüğüme saymayınız. Hoş görünüz. Nasıl olsa ben burada sanal bir kişiyim. Bu nedenle hoşlanmayan olursa bundan sonrasını okumayınız lütfen... Hoşlanıp devam ederseniz "sanal bir insanın düşünceleri" diye sayınız lütfen...
Doğruluğuna şahitlerim (1970-1973) yılında birlikte okuduğum ( Ankara Bahçelievler Cumhuriyet Lisesi ) Matematik öğretmenim ve aynı sınıfı bölüştüğüm Ayşe Çığ ve Mehmet Özkutlu arkadaşımdır. (1985-1989) Gazi Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'ndeki olayda ise şahitlerim başta bana teklifte bulunan Pro. Dr. Güven Ünal olmak üzere tüm sınıf arkadaşlarımdır.

Matematik en sevdiğim konulardan biridir. İlk okuldan beri bu konuda özel durumlara ermek için uğraşı verip durdum. Durumumu ilk kez Ankara Bahçelievler Cumhuriyet Lisesindeki Matematik öğretmenim sezdi. Çünkü her problemi alışılagelen çözümünden en az ( en az ) bir farklı yöntemle daha çözemediğim problemi kendim çözmüş saymıyordum. Hatta şaka olarak ( Noktalı yerlere adımı yazarak ) "... Yöntemi - ..." ...... Geometride ise ".... Teoremi-.." diye adlandırmaya başladık...
Öyle bir duruma geldik ki matematik öğretmenim beni yazılı sınavlara almamaya başladı. Nedeni sorunca "Senin matematik yeteneğini ölçmeye kendimi yeterli saymıyorum. Senin sınavlara girmene gerek yok." demesi beni utandırıyordu...

Gazi Üniversitesi İnşaat Mühendisliğinde iken matematik derslerimizde öyle tartışmalar başlatıyordum ki. Öyle kamplaşmalar oluyordu ki Tüm sınıf + matematik hocamı , karşılarında sadece ben. Ayıptır söylemesi tüm iddiaları kazanan hep ben oldum. Tartışmalarımızın biri şöyle başlamıştı. Bilen bilir integraller vardır ( Hele katlı integraller ) orada bazen şu sayıdan şu sayıya bazen de şu sayıdan sonsuza denir. Sizler de bu tür veya başka yerlerde hep "SONSUZ" kavramı ile karşılaşmışsınızdır. Onlara sorduğum gibi sizlere de sorayım peki "SONSUZ" nedir? Bunun yanıtı o kadar kolay değil. Bizim tartışmalarımız günlerce sürdü.... Her dersimiz hem kuru kuru matematik hem de onun felsefesine dönüşüyordu benim çabamla. Son iki sene her zaman Prof. Dr. Güven Ünal hocam ille de "gel benim asistanım ol. Kısa zamanda sen de matematik prof. olursun." diye öneride bulunuyordu. Eşime bunu anlattığımda şimdi sizler gibi eşim de buna pek inanmıştı. Mezuniyet gecesi Ankara Maltepedeki Tandoğan Meydanına yakın Altınel Otelin roofunda ( Otelin o zamanki adı buydu. ) yapılmıştı. ( Tüm öğrenciler , tüm hocalarımız ve eşleri , ben de eşim ve çocuğumla katılmıştım. ) ( Diplomamı da 7 yaşındaki kızım almıştı. ) Prof. Dr. Güven Ünal sahneye çıktı mikrofonda konuşmasını yaptı ve ... "Sözlerime son vermeden önce her fırsatta önerimi ulaştırdığım arkadaşınız ...... 'e rica ediyorum , adeta yalvarıyorum ne olursun gel akademik kadroya gel , asistanım ol. İnan sen de kazanacaksın. Ülken de kazanacak. Matematik dünyası da kazanacak..." indi eşim ve çocuğumla oturduğum masaya geldi sarıldık ağlaştık. Eşim ancak o zaman inandı... Buradan sevgili hocam Prof. Dr. Güven Ünal'a selam olsun... ( Kendisi Ankara'da Gölbaşı'nda bahçeli dubleks evde oturuyormuş. Hep beni davet etti... Gidemedim... )

Peki matematik ve ben niye böyleyim ... Aslında bende bir farklılık yok. Herkes böyle olur. Yeter ki benim gibi yaklaşsın matematiğe ve her şeye...
1 - Önce matematik nedir? Buna anlamlı yanıt verirseniz siz de matematiği sever onda başarılı olursunuz.
Sevgili matematik hocam Prof. Dr. Güven Ünal "Matematik , para gibidir. Para tek başına hiçbir işe yaramaz. Ancak onunla her şeyi satın alabilirsiniz."

Bana göre ise ;
matematik :
Sayılar ile düşünmek ,
sayılarla ( sayıların kendisi ile ) konuşmak ,
sayılarla ( sayıları kullanarak ) konuşmaktır.


2 - Bir şeyi severseniz o size zor gelmez. Matematiği severseniz siz de başarılı olursunuz.
3 - Matematik ile düşünmeyi öğrenirseniz matematik size çok güzel bir araç görevi görür.
4 - Matematiği hiçbir zaman tek başına ve yalıtılmış bir şey olarak ele almazsanız nelere yaradığını ( kadir olduğu ) nelere araçlık ettiğini , o olmazsa nelerin olamayacağını görürsünüz...
5 - Aslında her kes kendine yararlı olacak kadarki konularda matematik dahisidir.
6 - Matematik olmasa insan ne uzaya çıkabilir ne de aya ( başka yerlere de ) gidebilirdi.
7 - Bütün bilim insanlarının iki şeye olmazsa olmaz gereksinimi vardır. Bunlardan 1. Felsefe ise 2. Matematiktir... Bu ikisi olmadan fark etmeseler de çalıştıkları alanlarda bile çok güdük kalırlar.
8 - Matematik olmadan fizik olmaz , matematik biyoloji olmaz, matematik olmadan uzaybilim olmaz , matematik olmadan ....... olmaz...
Ancak bunlar olmadan matematik te olmazdı...
9 - Felsefesiz matematik ; felsefesiz fizik , felsefesiz biyoloji , felsefesiz uzaybilim .... olamıyacağı gibi felsefesiz matematik te olmaz...
10 - Özel vurgu : Matematiksiz felsefe de olmaz. Hele hele matematiksiz MANTIK ta olamaz...
11 - Matematikteki problemlerin en az ( en az ) iki farklı çözüm yolu vardır.
12 -
Her şeyde olduğu gibi alışagelmişe basarak alışılagelmemişe doğru uzanınız. Alışagelmişin dışındaki yollar arayınız...


Bu maddelerde Son söz :
Sizlere soru :

Neden doğada her şey ama her şey değişirken neden matematik kuralları ve teoremleri değişmeden günümüze kadar süregelmiştir?


Gelelim özeldeki konumuza :
Torunum 6. Sınıfta dizi sayıların toplaması konusunu görüyordu. Onunla bu konuyu çalışmıştık.
İşte bu konuda da Gauss formülü gündeme geliyor. Bu konudaki anlatım şöyle ( bilirsiniz ) :

Gauss daha ilkokuldayken bir gün matematik öğretmeni sınıfa gelir ve 1 den 100 kadar sayıların toplamını hesaplamalarını ister. Bütün öğrenciler harıl harıl uğraşırken ( 1'den yüze kadar sayıları alt alta yazıp toplamaya çalışıyorlar. Bu alışılagelmiş yoldur. ) Gauss'un bir şey yapmadan oturduğunu görür. Buna sinirlenir. Yanına gidip azarlar "sen neden uğraşmıyorsun?" diye bağırır. Gauss gayet sakın "Ben hesapladım , öğretmenim." der. Öğretmeni , şaşırarak , yalan söylediğine inanarak "Bakalım hele?" diye yine çıkışır. Bakar. Kağıdında tek bir sayı yazılı durmaktadır. Öğretmen kağıtta "5050" sayısını görür. Ancak öğrenciler çok uğraşsın diye adeta sınıfa ceza diye verdiği 1'den 100'e kadar sayıların toplamını hiçbir çalışma yapmadan bulduğu kağıdındaki tek sayı ( 5050 ) öğretmeni pek tatmin etmez. Yine Gauss'u azarlarcasına "Sonuç doğru ama senin hesaplaman yok. Belli ki ezberlediğin bir şeymiş. Onu yazmışsın..."

Gauss "Ben şuna dikkat ettim ... 1'den 100 kadar sayıları yazdığınızda göreceksiniz ki 1. sayı ile son sayı , 2. ile sondan 2. , 3. ile sondan 3. sayıların toplamı hep aynı sayıyı veriyor. bu da hep 101 ediyor. Kaç tane var bunlardan. Bu da çok kolay . Tüm sayıları ikiye bölerseniz ( çünkü sayı çiftlerinden hareket ediyor. ) 50 adet olduğunu görürsünüz. Yani 50 adet 101 sayı var o halde ; 50 x 101 = 5050 bulunur." Bu da alışılagelmişin dışına gitmektir.
Öğretmenin söyleyecek sözü kalmaz.

Şöyle formüle edilebilir : 1+2+3+4+5.....+n = n.(n+1) : 2


Her sıralama için ( tek sayılar , çift sayılar , kareler dizileri için veya 1'den 100 kadar değilde başka sayıdan başka sayılara kadar ) böyle formülleştirme yapılabiliyor.


***Önemli Not : ( matematikdunyasi.org) daki Gauss konusundaki formül doğru ancak guruplamalarda ( sayı çiftleştirmelerinde ) hata yapılıyor. Bu affedilir bir hata değil. Öğrencilerin kafasını karıştırıyorlar... Bu konuya el atıp bunu düzeltmeleri gerekmektedir.... Sayın hocam Ali Nesin'in dikkatine sunarım...


Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...



 

cagan73

Onursal Üye
17 Kas 2013
355
7,932
Sn. @dedo11 her şeyden evvel dostunuz olmaktan dolayı onur duyuyorum.

Ayrıca zekanızı kıskanmamı lütfen mazur görünüz. Bu kıskanmayı çekememezlik olarak değil, yaşadığımız bu güzel topraklarda, bu seviyenin maalesef nadir rastlanmasının hüznü olarak okuyunuz.

Matematik ile ilgili ülkemizin maalesef içler acısı halini burada yazmıştım. Dahili ve harici bedhahlar maalesef bundan da beter hale getirmeye çalışıyor.

Keşke çocuklarımız, çoğalmak ve dünyaya yeni kullar getirmek olarak değil de geleceğin nitelikli, fikri hür, vicdanı hür bireyleri olarak görülebilse ve bu bakış açısı ile yetiştirilebilse… Zira bir ülkenin gelişimi, kalkınması ve emperyal ülkelerin sömürüsünden kurtulabilmesi ancak ve ancak yetişmiş zeki gençleri sayesinde olabilir. (Zekanın kutsanmak olmadığını, yetiştirme ile ilgili olduğu konusunda burada bir paylaşım yapmıştım)

Yazışmalarımız birkaç kişiye bile birer soru işareti doğurursa ne mutlu bize. Zira tek bir nitelikli çocuk bile bir ulusun kaderini değiştirebiliyor.

Sevgi ve Saygılarımla…
 
Üst