Frankenstein's Womb (ONE SHOT)

SenSei

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
24 Eyl 2009
2,840
30,417
İstanbul
FRANKENSTEIN'ın KÖKÜ
Frankenstein's Womb

Konu
1816 yılı, “Yazsız Yıl” olarak anıldı. O temmuz ayında yaşanan volkanik kışın tuhaf karanlığında, Mary Wollstonecraft Godwin,
İsviçre’deki Cenevre Gölü kıyısında FRANKENSTEIN’ı yazmaya başladı.
Ama FRANKENSTEIN’ın başlangıcı orası değildi. Birkaç ay öncesine dayanır; Mary, gelecekteki eşi Percy Shelley ve üvey kız kardeşi
Clair Clairmont ile birlikte Almanya üzerinden İsviçre’ye giderken garip bir kaleye yaklaşmışlardı.
Frankenstein Şatosu, yaklaşık yüz yıl önce, deneyleri arasında nitrogliserini bağımsız olarak icat etmek, hayat iksirini damıtmak…ve canlı bir
ruhu insan beden parçalarından oluşan korkunç bir bileşime aktarmak da olan Johann Conrad Dippel’e ev sahipliği yapmıştı.
Mary, gerçek Frankenstein Şatosu’na girdiğinden asla söz etmedi — Darmstadt’ın güneyinde, tepe üstündeki o kasvetli yapı. Ama girmişti.
Ve bir daha asla aynı kişi olmadı — çünkü o kulede bir şey vardı, orada Mary onunla karşılaştı.
Korku, ölüm ve simya — modern çağ burada doğdu, yıkık bir kalede, kayda geçmemiş bir günde, kaybolmuş anların içinde.


HVT035053902181aey.jpg


sj3F3505390360rR8z.jpg


İNDİRMEK İÇİN LÜTFEN
 

eankara

Onursal Üye
24 May 2010
1,379
8,250
Bilindiği gibi, yazar Mary Shelley'in 19. yy. Avrupa'sının ezilmiş ve dışlanmışlarını yani toplum dışına itilmişlerini anlatan ünlü Frankenstein romanı, yine ilgimi çeken çalışmalar olarak, çeşitli sanatçılar tarafından diyarımıza geçmişte de konuk olmuştu. Kimine göre bilim kurgu, kimine göre korku, kimine göre psiko-sosyal irdelemeleri amaçlayan bir roman olarak yüzyıllar boyu, geniş kitlelerce beğenilen klasik eserler arasına girmeyi hak etti. Sn. @SenSei 'nin paylaştığı , senaryosu tanınmış sanatçı Warren Ellis tarafından yazılan çizgi romanın çizimleri Marek Oleksicki imzasını taşıyor. Fazla uzun diyemeyeceğimiz çizgi roman, çalışmalarına daha önce rastlamadığım Polonya asıllı bir sanatçıyla tanıştırması açısından benim için ayrı bir önem taşıyor.

EC grubu çizgi romanlardan başlayarak, gotik türdeki çizgi romanları hatırlayacak olursak, sanırım daha çok siyah renk ağırlıklı '' noir '' maceraları hatırlarız. Aynı duruma, sinema alanında da rastlamamız mümkün. Ancak, görebildiğim kadarıyla Oleksicki'nin karelerinde bu durum tam tersine dönüşmüş ! Neredeyse birer illustrasyon çalışmaları olarak '' beyaz yoğun '' kareler, hiç de korku konularının vazgeçilmezi '' simsiyah '' çalışmaları aratmıyor ! Aratmadığı gibi, Ellis'in gözalıcı nitelikteki senaryosunun etkisini daha da artırmış. Bu tür siyah - beyaz dengesi konuları gündeme geldiğinde elimde olmaksızın, '' Chiaroscuro '' ustası Caravaggio'nun siyah renklerini hatırlar, internetten onun ya da en ünlü izlenimcisi Artemisia'nın tablolarına bakma ihtiyacı hissederim. Ama bu kez sanırım daha şanslıyım ! Aynı işi bu kez beyaz - yoğun karelerle yapan Oleksicki'yi tanımış oldum. Diyarda daha önceki bir yazımda yazdığım gibi, Frankenstein çizgi romanı deyince, ister istemez öncelikle Bernie Wrightson'un adını verirdim. Onun klasikleşen çizimlerini unutmam mümkün değil. Ancak , görüyorum ki, artık bu konuda ihtiyatlı davranmam gerekecek ! :) :) :) Oleksicki' de güzel bir eser oluşturmuş.

Bu güzel paylaşımı için Sn. @SenSei 'ye , benimle ilgili nazik mesajı için Sn. @balkan 'a teşekkürlerimi sunuyorum.
 
Son düzenleme:

balkan

Onursal Üye
27 Şub 2016
4,444
48,017
Bilindiği gibi, yazar Mary Shelley'in 19. yy. Avrupa'sının ezilmiş ve dışlanmışlarını yani toplum dışına itilmişlerini anlatan ünlü Frankenstein romanı, yine ilgimi çeken çalışmalar olarak, çeşitli sanatçılar tarafından diyarımıza geçmişte de konuk olmuştu. Kimine göre bilim kurgu, kimine göre korku, kimine göre psiko-sosyal irdelemeleri amaçlayan bir roman olarak yüzyıllar boyu, geniş kitlelerce beğenilen klasik eserler arasına girmeyi hak etti. Sn. @SenSei 'nin paylaştığı , senaryosu tanınmış sanatçı Warren Ellis tarafından yazılan çizgi romanın çizimleri Marek Oleksicki imzasını taşıyor. Fazla uzun diyemeyeceğimiz çizgi roman, çalışmalarına daha önce rastlamadığım Polonya asıllı bir sanatçıyla tanıştırması açısından benim için ayrı bir önem taşıyor.

EC grubu çizgi romanlardan başlayarak, gotik türdeki çizgi romanları hatırlayacak olursak, sanırım daha çok siyah renk ağırlıklı '' noir '' maceraları hatırlarız. Aynı duruma, sinema alanında da rastlamamız mümkün. Ancak, görebildiğim kadarıyla Oleksicki'nin karelerinde bu durum tam tersine dönüşmüş ! Neredeyse birer illustrasyon çalışmaları olarak '' beyaz yoğun '' kareler, hiç de korku konularının vazgeçilmezi '' simsiyah '' çalışmaları aratmıyor ! Aratmadığı gibi, Ellis'in gözalıcı nitelikteki senaryosunun etkisini daha da artırmış. Bu tür siyah - beyaz dengesi konuları gündeme geldiğinde elimde olmaksızın, '' Chiaroscuro '' ustası Caravaggio'nun siyah renklerini hatırlar, internetten onun ya da en ünlü izlenimcisi Artemisia'nın tablolarına bakma ihtiyacı hissederim. Ama bu kez sanırım daha şanslıyım ! Aynı işi bu kez beyaz - yoğun karelerle yapan Oleksicki'yi tanımış oldum. Diyarda daha önceki bir yazımda yazdığım gibi, Frankenstein çizgi romanı deyince, ister istemez öncelikle Bernie Wrightson'un adını verirdim. Onun klasikleşen çizimlerini unutmam mümkün değil. Ancak , görüyorum ki, artık bu konuda ihtiyatlı davranmam gerekecek ! :) :) :) Oleksicki' de güzel bir eser oluşturmuş.

Bu güzel paylaşımı için Sn. @SenSei 'ye , benimle ilgili nazik mesajı için Sn. @balkan 'a teşekkürlerimi sunuyorum.


Üstat, nezaket değil, benim yaptığım, bilgiye ve bilgisini paylaşanlara saygı duymak, gerçekten Üstat mertebesinde olan birine Üstat'lık hakkını teslim etmektır ki yazınız bu konuda sayılı olan Üstatlardan biri olduğunuzun açık kanıtı. Yorumlarınızla, bilginizle yol göstericilerden birisiniz. Çok teşekkürler.
 
Üst