scanfan
Yönetici
- 25 Eyl 2013
- 7,211
- 75,327
Davul Fırın
Bir "Davul Fırın". Buradaki günümüzde üretilmiş bir model. Ama 50 yıl önce de tıpkı bugünkü gibiydi. Modeli hiç değişmedi.
Silindirik şekilli, kapakları yanlarda yer alan, küçük bir cam gözlem penceresi olan ve özellikle de büyük çaplı yuvarlak metal börek tepsilerini içine alacak şekilde tasarlanmış portatif elektrikli fırınlardır. Şekil olarak gerçekten bir "Ramazan davuluna" benzer. Yuvarlak büyük börek tepsileri Anadolu'da klasik odunlu fırınlarda veya evlerdeki tandırlarda çok eskiden beri yaygın olarak kullanıldığı için, bu model "Davul Fırın" ların sadece Türkiye'ye has olduğu söylenir, Avrupa ülkelerinde ve Amerika'da hiç bilinmediği rivayet edilirdi. Hattâ körü körüne Batı hayranı olan bazıları daha da ileri giderek, alaycı bir tavırla bu "Davul Fırınların" alafranga tuvaletlere sonradan eklemlenmiş "taharet muslukları"yla birlikte Türk tasarım endüstrisinin dünya endüstrisine bir armağanı olduğunu ileri sürerlerdi. Bu küçümseyici önermeye katılmamakla birlikte, o tarihlerde yabancı tüketim kataloglarını karıştırırken bu model fırınların satıldığına da şahit olmazdık.
Kendimizi bildik bileli bu fırınlar evlerde vardı. Başlangıç tarihinin, odun ateşiyle çalışan köy ve mahalle fırınlarının gittikçe azaldığı, şehirleşmenin hızlanmaya başladığı "1960'lı yıllar" olduğu hususunda mutabık kalırsak, "Davul Fırınların" bir ihtiyaçtan doğduğu kabul edilebilir. Modern şehir yaşamında evlerin mutfaklarına giren "ilk fırınlar" gazla çalışıyordu ve yuvarlak tepsilerdeki börekleri, baklavaları düzenli pişiremiyordu. Henüz ilkel bir yapıya sahip, ağır, üstelik pek de ucuz olmayan bu gazlı fırınlar böreklerin bir kısmını yakarken, bir kısmını da çiğ bırakıyordu, gaz tüplerini de çabucak tükettiği için de ekonomik bir pişirme yapamıyordu. Bu dezavantajı aşmak için börekler küçük tepsilerde yapılsa da, bu kez pişenler kalabalık ev ahalisine yetmiyordu. Tam bu sırada imdada "Davul Fırınlar" yetişti. Sağlı sollu kanat gibi açılan kapakları sayesinde koca koca tepsileri kolaylıkla içine aldığı gibi, fiziksel yapısı gereği içerideki ısıyı eşit derecede dağıtıyor ve baklavalar, börekler tam kıvamında ve her tarafı eşit bir biçimde pişiyordu. Üstelik ucuzdu. Mutfakta çok yer kaplayan bu fırınlar portatif ve oldukça hafif oldukları için, kullanılmadıkları zaman mutfaktaki bir dolabın üstüne kolayca kaldırılabiliyordu. Hatta yer darlığı varsa bazı aileler "Davul Fırınları"nı yatak odasındaki "gardırop"un üzerine kaldırırlardı. Bir de evlerde bu fırına sıcakken dokunup kazayla bir yerlerini yakmamış çocuk yok gibiydi.
Bugün modern ocaklı mutfak fırınları çok gelişme kaydetmiş olsalar da bazı ev hanımları klasik "Davul Fırınları"nı asla terketmezler ve onlarda yapılan yemeklerin daha lezzetli olduğunu iddia ederler. Zaten bu pratik mutfak aleti ülkemizde halâ üretilip satılmaktadır. Bir de benim gördüğüm "Davul Fırınlar"ın rengi çoğunlukla kırmızı ve kırmızının farklı tonlarında olurdu nedense. Şimdikilerde de kırmızı renk hakimiyeti var.
Son düzenleme: