Cowboy Henk , Herr Seele'in yarattığı sıra dışı bir karakter , öykülerin kimisi gülümsetirken , bazıları hoşunuza gitmeyebilir. Bu, sıra dışı ve kontrolsüz güdülerle hareket eden sözde kovboy, 1981’den beri klişeleri yıkmakta ve ahlak normlarını altüst etmektedir.
1959 doğumlu Herr Seele doğu Flaman bölgesinde, Ostende’de yaşamaktadır. Sanatçı bir aileden gelen (annesi ve büyükbabası tanınmış ressamlardır) Seele eğitimini iki alana paylaştırır; Galler’in güneyinden Floransa’ya kadar uzanan bir müzik eğitimi ve Gand Akademisi’nde güzel sanatlar .
Akademide büyük mizah ustası Kamagurka ile tanışır. Bu ünlü isim, Fransa’da çizgileri Charlie Hebdo ve Hara Kiri’de yayınlanan, ülkesinde ise Herr Seele ile birlikte yaptıkları televizyon şovları ile olduğu kadar TV dergisi Humo’daki yayınları, yüzbinler satan albümleri ile bu alanda bir otorite sayılmaktadır.
Herr Seele "Popüler Sürrealizm"adını verdiği bir eleştirel düşünce yapısını temel almaktadır. Sürrealizm başlangıçta, birkaç yüz kişiyi ilgilendiren bir burjuva hareketiydi. Kitlelere yönelik gerçeküstücülük ise çizgi roman, tiyatro veya televizyon gibi popüler medyalarla desteklenen bir akımdır. Özellikle de televizyon. 30 yılda, Kamagurka ile ortak oluşturdukları gag bombardımanını ve absürd mizahı keyifle izletmiştir. Basit çizgileri ise büyük bir incelik taşır, Hergé’nin etkileri ile Amerikan Underground’unu birleştirir.
"Kovboy Henk, ilk olarak Kama’nın bir öyküsünde, Monsieur Plagiat, ortaya çıkar. Bu, daha önce başka yerlerde yayınlanmış olan komik öyküleri anlatan bir tiptir. Bir gün kendi kahramanını yaratmaya karar verir ve ona Kovboy Henk adını verir.
Kovboy Henk, yetişkin veya çocuk olabilir, nazik veya acımasız davranabilir. Şakaların merkezinde yer alması gerekmez, zaten giderek kendi öykülerinde izleyici konumunu almaktadır. Bu da başlangıçtan beri fazla bir şeyin değişmemiş olduğunun göstergesidir. Gerçeküstücü yaklaşımda çok minimal bir temelden hareket ederek uzun bir yol almak mümkündür. Kovboy Henk bir anlamda Don Kişot’a benzer : Asla değişmeyecektir. Buna karşılık çevresine tepki gösterir. Bizce ilginç olan ise, klişelerle oynamaktır.
Kovboy Henk’te iki güç gözlenir: Kama ve ben. Ben her şeyden önce çizer olduğum için, kahramana gotik ve barok yönünü veririm. İlkel Flaman tablolara bakarken ağlayabilir. Kama, 60-70’lerin Hippi anlayışının anti-burjuva mizahını katar. En şiirsel ve Dadaist düşünceleri yansıtan da odur. Bir hiçten gag yaratır, bir tür anlamsız komedi. Benim fikirlerim şüphesiz biraz daha klasiktir, gerçek şakalar diyebileceğim türü tercih ederim… Tek başıma Kovboy Henk’i yaratamazdım. 2 sene boyunca yaptım, neyse ki birkaç aydır Kama ve ben yine birlikteyiz."
Herr Seele aynı zamanda tutkulu bir müzisyen ve piyano koleksiyoncusu, 250 piyanodan oluşan bir koleksiyonun sahibi!
"Güzel sanatlardan mezun olduğumda, aklıma piyano akortçusu olmak gelmişti. Hayatımı absürd bir şekilde geçirmek ve zaman kaybetmek istiyordum. Tonları , notaları ayırt edecek müzik kulağım yoktu! Ama bana bunun gerekli olmadığı söylenmişti(…) Piyano ayrıca muhteşem bir eşya olarak çok ilgimi çekiyordu, gerçeküstü kutsal canavar. Günün birinde bana çok eski bir piyano vermek istediler. Henüz fazla bilgi sahibi olmamama rağmen çok güzel , iyi yapılmış olduğunu görüyordum.
Eğer almazsam sahipleri tarafından çöpe atılacaktı, bunu düşünerek almaya gittim. Bir müddet sonra, o ara yaşadığım küçük evde 4-5 adet piyanom olmuştu. Böylece koleksiyoncu oldum , araştırmalar
yapmaya başladım. Bugün 250 civarında piyanom var. Size çılgınca gelebilir ancak bu benim için bir tutkudan öte etik bir gereklilik. Belçika’da piyanonun tarihçesini bilen ve koleksiyonunu yapan 2-3 kişi
var.(…) Bir keman, bir mandolin veya bir gitar gibi omzunuzda taşıyacağınız basit bir enstrüman değil. Onunla seyahat edemezsiniz, ve yapısı çok karmaşık bu da onu daha değerli kılıyor. Kendi zevkim için
piyano toplamıyorum, bunu yapabilecek az sayıda insandan biriyim. Muhafaza edebilme romantik bir düşünce, fakat sürrealizmde de çok önemli. Hatırda kalanlar olmadan sürrealizm olmaz".

1959 doğumlu Herr Seele doğu Flaman bölgesinde, Ostende’de yaşamaktadır. Sanatçı bir aileden gelen (annesi ve büyükbabası tanınmış ressamlardır) Seele eğitimini iki alana paylaştırır; Galler’in güneyinden Floransa’ya kadar uzanan bir müzik eğitimi ve Gand Akademisi’nde güzel sanatlar .
Akademide büyük mizah ustası Kamagurka ile tanışır. Bu ünlü isim, Fransa’da çizgileri Charlie Hebdo ve Hara Kiri’de yayınlanan, ülkesinde ise Herr Seele ile birlikte yaptıkları televizyon şovları ile olduğu kadar TV dergisi Humo’daki yayınları, yüzbinler satan albümleri ile bu alanda bir otorite sayılmaktadır.
Herr Seele "Popüler Sürrealizm"adını verdiği bir eleştirel düşünce yapısını temel almaktadır. Sürrealizm başlangıçta, birkaç yüz kişiyi ilgilendiren bir burjuva hareketiydi. Kitlelere yönelik gerçeküstücülük ise çizgi roman, tiyatro veya televizyon gibi popüler medyalarla desteklenen bir akımdır. Özellikle de televizyon. 30 yılda, Kamagurka ile ortak oluşturdukları gag bombardımanını ve absürd mizahı keyifle izletmiştir. Basit çizgileri ise büyük bir incelik taşır, Hergé’nin etkileri ile Amerikan Underground’unu birleştirir.

"Kovboy Henk, ilk olarak Kama’nın bir öyküsünde, Monsieur Plagiat, ortaya çıkar. Bu, daha önce başka yerlerde yayınlanmış olan komik öyküleri anlatan bir tiptir. Bir gün kendi kahramanını yaratmaya karar verir ve ona Kovboy Henk adını verir.

Kovboy Henk, yetişkin veya çocuk olabilir, nazik veya acımasız davranabilir. Şakaların merkezinde yer alması gerekmez, zaten giderek kendi öykülerinde izleyici konumunu almaktadır. Bu da başlangıçtan beri fazla bir şeyin değişmemiş olduğunun göstergesidir. Gerçeküstücü yaklaşımda çok minimal bir temelden hareket ederek uzun bir yol almak mümkündür. Kovboy Henk bir anlamda Don Kişot’a benzer : Asla değişmeyecektir. Buna karşılık çevresine tepki gösterir. Bizce ilginç olan ise, klişelerle oynamaktır.

Kovboy Henk’te iki güç gözlenir: Kama ve ben. Ben her şeyden önce çizer olduğum için, kahramana gotik ve barok yönünü veririm. İlkel Flaman tablolara bakarken ağlayabilir. Kama, 60-70’lerin Hippi anlayışının anti-burjuva mizahını katar. En şiirsel ve Dadaist düşünceleri yansıtan da odur. Bir hiçten gag yaratır, bir tür anlamsız komedi. Benim fikirlerim şüphesiz biraz daha klasiktir, gerçek şakalar diyebileceğim türü tercih ederim… Tek başıma Kovboy Henk’i yaratamazdım. 2 sene boyunca yaptım, neyse ki birkaç aydır Kama ve ben yine birlikteyiz."

Herr Seele aynı zamanda tutkulu bir müzisyen ve piyano koleksiyoncusu, 250 piyanodan oluşan bir koleksiyonun sahibi!

"Güzel sanatlardan mezun olduğumda, aklıma piyano akortçusu olmak gelmişti. Hayatımı absürd bir şekilde geçirmek ve zaman kaybetmek istiyordum. Tonları , notaları ayırt edecek müzik kulağım yoktu! Ama bana bunun gerekli olmadığı söylenmişti(…) Piyano ayrıca muhteşem bir eşya olarak çok ilgimi çekiyordu, gerçeküstü kutsal canavar. Günün birinde bana çok eski bir piyano vermek istediler. Henüz fazla bilgi sahibi olmamama rağmen çok güzel , iyi yapılmış olduğunu görüyordum.
Eğer almazsam sahipleri tarafından çöpe atılacaktı, bunu düşünerek almaya gittim. Bir müddet sonra, o ara yaşadığım küçük evde 4-5 adet piyanom olmuştu. Böylece koleksiyoncu oldum , araştırmalar
yapmaya başladım. Bugün 250 civarında piyanom var. Size çılgınca gelebilir ancak bu benim için bir tutkudan öte etik bir gereklilik. Belçika’da piyanonun tarihçesini bilen ve koleksiyonunu yapan 2-3 kişi
var.(…) Bir keman, bir mandolin veya bir gitar gibi omzunuzda taşıyacağınız basit bir enstrüman değil. Onunla seyahat edemezsiniz, ve yapısı çok karmaşık bu da onu daha değerli kılıyor. Kendi zevkim için
piyano toplamıyorum, bunu yapabilecek az sayıda insandan biriyim. Muhafaza edebilme romantik bir düşünce, fakat sürrealizmde de çok önemli. Hatırda kalanlar olmadan sürrealizm olmaz".









