Çizgi Roman Kahramanı Red Kit'in Esas Kimliğine Dair Güzel Bir Sorgulama

kemalettin

Onursal Üye
13 Eyl 2011
521
2,678
Efsane karakter Red Kit'i çoğumuz Milliyet gazetesinin 90'larda verdiği eklerden ve çizgi filminden biliyoruz belki de.
Ama Red Kit'in sıfatı hakkında fazla bir bilgimiz yoktu,
bir devlet adamı mıydı Red yoksa bir kanun kaçağı mı? Bunu pek de düşünmemiştik bugüne kadar.

Harikulade Çizgi Roman Kahramanı Red Kit'in Esas Kimliğine Dair Güzel Bir Sorgulama


red kit küçüklüğümde en sevdiğim çizgiroman kahramanlarından biriydi. kendisi bir takım zor durumları halletmesi içün, lincoln olsun, başka devlet büyükleri olsun, mühim kişiler tarafından göreve çağrılırdı. sonra bu görevi becerikliliği sayesinde gayet başarıyla gerçekleştirirdi.
ben de kendisine hayran oldukça olurdum, derdim ki ne becerikli, ne mühim, ne taşaklı bir adam bu red kit. üstelik yalnızca mühim ve taşaklı değil, ayni zamanda kibar, efendi, neşeli ve medeni bir kahraman olarak fevkalade takdire ve sevgiye şayandı kendisi. idolümdü o benim be!..
ben de onun gibi çelimsiz görünüşlü, onun gibi apartman çocuğu tabiatlı idim, niçün ayni zamanda onun gibi mühim ve taşaklı bir kahraman olmayaydım ki?

FsSEjJOzDUjfNeVw-636358986558557381.jpg


fakat günlerden bir gün bir yazıda daltonların gerçek olduklarını okuduğumda, fevkalade sevinmem icabettiği halde malesef fevkalade üzüldüm.

zira daltonların gerçek olduğunu övünerek aktaran bu yazıdaki fotoğrafta, sevgili daltonlar malesef ölüydüler.
öldürülmüştüler. karakterize yan yana duruşlarıyla çok sevdiğimiz bu sevimli haydutlar, bu olmazsa olmaz saftorik hırsızlar, aynen o karakterize biçimde yan yana yerde yatan dört cesettiler. onları red kit mi öldürmüştü? hayır tabi ki değil, red kit gerçek değildi..
hatta aslında o daltonlar bizim avarel, willyam, jack ve joe bile değildiler, adları başka başkaydı. ama o yanyana duruşlarıyla benim yüreğimin derinliklerinde onlar bizim sevimli daltonlardılar, ölüydüler, ve onları red kit öldürmüştü. hep onlara ateş eden ret kit onları bu kez tabancalarından değil kafalarından, gözlerinden, karınlarından, gövdelerinden vurmuştu... ve üstelik beni de yüreğimden vurmuştu...
MqnT0aZmYuWY4p8W-636358981121834481.jpg


Orijinal Daltonlar: Bob, Grat, Bill ve Emmett Dalton


efendim, bu minik travma tabiy ki daha sonra belleğimin derinliklerine gömüldü. ben red kit'i yine sevdim. yine defalarca okudum, trt'de seyrederken yine keyiften keyife koştum, kahkalarla güldüm.. fekaat, yaş çocukluktan çıkıp da genç bünyem ve dimağım yok efendim dünya meseleleri, afrikadaki açlar filan gibi mevzuları önemsemeyi önemli saymaya başlayınca ister istemez sordum: kimdir kardeşim bu red kit?.. ne iş yapmaktadır?.. sıfatı nedir?.. devletin bir memuru mudur?.. değil ise hangi sıfatla göreve çağırılmaktadır?.. özel mi çalışmaktadır?.. öyle ise niçün ücret almamaktadır?.. ücret almadan nasıl geçinmektedir?..

işi yahut sıfatı her ne ise, olaylara müdahale etmesi için yasal herhangi bir yetkisi var mıdır?​

evet, bunları sorduğum vakit anladım ki red kit her hangi bir duruma müdahale edebileceği hiç bir yasal sıfata ve yetkiye sahip olmayan, ve fakat devletin ileri gelenleri tarafından bizzat görevlendirilen, ve dahi görevini silah zoru kullanmak suretiyle ifa eden bir devlet tetikçisiymiş, bir deli yürekmiş, bir alaattin çakıcıymış.

belinde silahla keyfiyyen oradan oraya gezip kıllı yünlü işlere bulaşan, derin devlet bağlantılı bir ajan provakatör mü desem, köntür gerilla mı desem, gayrı resmi militer bir kuvvetmiş. değil daltonları çatışmada vurup öldürmek, evlerini basıp boğarak da öldürebilirmiş, kavede tarayarak da öldürebilirmiş, arabalarına bomba koyarak da öldürebilirmiş, pusu kurup arabalarının camından içeri ateş ederek de öldürebilirmiş. ücret almadan hayatını idame ettirebilmesi ise gayet doğalmış, zira muhtemelen, yaptığı işler karşılığında, kızılderililerle yapılan ateş suyu ve kaçak silah ticaretinin çekip çevrilmesi ve dahi hasılatı devlet tarafından kendisine bırakılmakta imiş.

KEHuHw5F7QuvkDcJ-636358986916056694.jpg


ama ben red kit'i hala seviyorum... napiyim, içimdeki çocukluk duygularını söküp atamam ya, seviyorum işte kardeşim!
..
sadece okurken yahut seyrederken arada bir çakıcının o bedbin suratı şööyle bir gözlerimin önünden geçiveriyor, lincoln yerine bush görür gibi oluyorum, o kadar. naabalım, hayat, bi öyle bi böyle yin yang hesaabı takılıyoruz işte...

 

Meminca

Aktif Üye
24 Kas 2017
421
1,398
Ankara
Sayın kemalettin, değişik bir Red Kit yorumu paylaşmışsınız. Türkiye'deki kimi durumlarla bağlantı kurmak biraz zorlama olmuş gibi. Karanlık işlerden para kazanma bir tarafa, yorumda söylenenler diğer bazı kahramanlar (mesela Zagor) için de geçerli.
 
Son düzenleme:

kemalettin

Onursal Üye
13 Eyl 2011
521
2,678
Karanlık işlerden para kazanma bir tarafa, yorumda söylenenler diğer bazı kahramanlar (mesela Zagor) için de geçerli.
Teşekkür ederim Sayın Meminca,
Zagor dan siz bahsedince aşağıdaki durumu da paylaşmak istemiştim.
Ayrıca bu ve bir sonraki paylaşımlarımın kaynakları EkşiSözlük yazarlarıdır




Her Zaman Doğrunun Yanında Olmasıyla Bildiğimiz Zagor'un Karanlık Geçmişi​

Ufuk açıcı bilgilerde bugün: Adaletin savunucusu, ünlü çizgi roman karakteri Zagor'un pek bilinmeyen ilginç geçmişi. Buyrun.

Her Zaman Doğrunun Yanında Olmasıyla Bildiğimiz Zagor'un Karanlık Geçmişi


şimdi bu zagor’un babası mike wilding denen adam ta irlanda’dan gelmiş. demiş ki "macera dolu amerika", “ben amerika’da orduya girip yükseleceğim”. zaman kötü tabi, 1800'ler… adamı ayakta skiyorlar. irlanda’dan gelip de orduda yükselmek, orduevinde 2 dolara masa donatmak kolay değil ama adam yılmamış, orduda yavaş yavaş otorite sahibi olmaya başlamış. çok hırslıymış. neyse, bu, yükselme gazıyla bir gün, aylardır izlerini sürdükleri vahşi kızılderilileri, abenaki yerlilerinin sakladığını öğrenince, köylerine gidip bir hışımla dalmış bunların ortasına, siz misiniz benden adam saklayan, allahın tüysüzleri diye bir girişmiş böyle, bele bele.. hırsını da alamamış tabi , komuta ettiği askerlerine temizleyin, yıkın, koman diye emirler vermiş o andaki hırsıyla. orada güzel bi kızılderili katliamı yaptırmış netekim.

tabi eleman artık bu katliamla anılmaya başladığından derbeder olmuş, ayrılmış ordudan. sağda solda sürterken bir hatunla tanışmış, sevişmişler falan sotada. akabinde evlenmişler, eleman da derbederliğe tövbe edip sigortalı bir iş bulmuş, dokuz-altı ekmeğinin derdine düşmüş. tabi o devirde daha kaput yok, 9 ay sonra bir çocukları da olmuş, adını da patrick koymuşlar.

elemanımız küçük ailesiyle mutlu mutlu yaşarken, katliam yaptığı abenaki yerlilerinden bir grup, solomon kinsky denen fanatik bir adamın önderliğinde basmış bunun evi, kırmış dökmüş, tarumar etmişler ortalığı... kıymışlar küçük patrick’in anasına babasına. küçük patrick de hemen sıvışmış oradan, doğru ormana seyirtmiş. tam bunu kaplanlar çiyanlar skertecekken wandering fitzy adındaki bir avcı bulmuş bunu. demiş bunu ormanda aslanlar yetiştirip de, tarzan gibi dal taşak ağaç tepelerinde sürteceğine ben yetiştiririm adam olur hiç olmazsa.

eğitmiş bir güzel, adam etmiş patrick’i. küçük patrick de pek yetenekliymiş. yan komşunun odunluğundan arakladığı bi nacağı yanında taşımaya başlamış, büyümüş delikanlı çağa gelince, tutturmuş intikam diye tabi. oğlum yapma, etme demeye kalmadan, gitmiş bu solomon denen elemanı köyünde bulmuş, oradaki yerlilerin kafalarını da sıradan yarmış nacağıyla. tam solomon'u da öldürecekken, solomon “dur” demiş, “sen aman nedir bilir misin” deyip babasının ne mene bi adam olduğunu kunilin önde gideni, katliamcı olduğunu bağırmış patrick’in yüzüne. patrick tabi bir beyin amcıklaması orada… bu sırada solomon da afallayan patrick’in üzerine atlamış, tam bu sırada yetişen wandering de dalmış aralarına, durun yapman, koca adamlarsınız, yakışıyor mu derken cumburlop yuvarlanmış ikisi yardan aşağı. patrick kalmış bir başına.

gerisi malum işte, patrick bakmış iyice psikopata bağlıyor, tamam artık demiş. şiddet yok artık. hatta bir hafta sonra arka mahalleden elemanlar, bunu, “artiz misin lan sen”, diye laf atıp dövmelerine rağmen bu kararından vazgeçmemiştir. daha sonra avare olmuş bizimki… bir tiyatro grubu olan sullivanlarla takılmış, orda akrobasiyi öğrenmiş, şan dersleri almış, ahyaak adlı eseri o günlerde bestelemiş, bir gün pantolonunun ağı yırtılınca sullivanların terzisi bunun masmavi pantulunun götüne kocaman beyaz bi yama yapmış, patrick de ayıp olur diye bir şey dememiş ve yıllar boyu oradaki yamayı hatıra olarak taşımıştır.

iyice büyüyüp serpilince de, toplamış tüm kızılderili kabileleri, “lan bana bakın… bundan sonra kızırderililerin ve adaletin koruyucusuyum. her kim siz kızırderililere bi yamuk yapar, borç takar, ateş suyunu kaskallar karşısında beni bulur” diye yemin etmiş. kızılderililer baştan bunu sallamamışlar tabi ama, patrick güldüğünü gördüğü iki yerlinin bekmezini oracığa dökünce, bunlar da patrick’e aslansın kaplansın diyerek za-gor-te-nay adını vermişler.

netekim, netekim… o adaletin savunucusu zagor da, babası mike olacak adam da zamanında çok kızılderili öldürüyor. tabi şimdi, çiko, var, süper mike var, drunky duck var... bunlar da başka sefere artık.

 
Üst