balkatan
Onursal Üye
- 5 Tem 2009
- 1,005
- 5,015
Çizgiroman üzerine dönen bu çıkar çatışmalarını gördükçe, çizgiromandan da soğuyor insan.
...
Yıllarca harcama kalemimizin hep en üstünde yeraldı çizgiroman, Önce cep harçlığından başlayıp maaşa kadar dönüşen bir yol izledi, çizgiromana verdiğimiz para.
Her hafta başı koştuk bayilere defalarca, sorduk "geldi mi?" diye, ailemizden birileri gibiydi, bayideki amcalar,
Ayıplandığımız için sandık köşelerinde, arka odalarda, poşetlerde sakladık yıllarca. Okurken ders kitabının içine gizledik, teneffüslerde gizli gizli değiş tokuş yaptık.
Her birimiz bir kahramandık oyunlarda, çizgiromanlarda okuduğumuz espriler, olaylara getirilen çözümler, hayallerimizi genişletir, renk katardı.
Ama büyüklerimiz bunu görmezdi, çünkü önyargılıydılar;
"Çizgiromanlar okuma tembelliğini körükler, çocuğun gelişimini olumsuz etkiler"
Evde yer açma gereği hissedildiğinde ilk bizim çizgiromanlar uzaklaştırılırdı, çöpe, sobaya, komşu çocuğuna.
Sesimizi çıkaramazdık, çünkü toplumun çoğunluğunca horgörülen bir işi yapıyorduk.
Yıllarca sürdü bu baskı.
...
Ancak yeni yeni forumlarda, kendimiz gibileri görüp yalnız olmadığımızı anlayabiliyoruz.
Forumlar sayesinde:
Çizgiroman sevgimizden, hayallerimizden, beğenilerimizden bahsedebiliyoruz.
Çizgiromanın bir sanat dalı olduğunu, utanılacak birşey olmadığını söyleyebiliyoruz.
" 7 den 70 e herkesin mecmuası" sözü daha yeni gerçeğe dönüşebiliyor,
Yıllar önce çıkıpta göremediğimiz nice yayınları görüyor, kahramanları tanıyoruz.
Kahraman fanları oluşturabiliyoruz
Yeni çıkan yayınlar, çıkacak yayınlar tanıtılıp reklamı yapılabiliyor.
Artık büyük bir kitapçıda "çizgiroman reyonu" olabiliyor, çekinmeden gidip karıştırabiliyoruz, niçin yenilerinin getirilmediğini sorabiliyoruz.
...
Ancak kendisine çizgiromansever diyen;
Birileri çıkıyor, forumlar sayesinde oluşturulmuş bu ortamı paraya çevirmeğe çalışıyor. Amenna, ama forum üyelerine, müstakbel müşterilerine tepeden bakıyor, hor görüyor.
Birileri çıkıyor, kendine vazife biçiyor, önce tarafları birbirine düşürüyor sonra barış elçiliğine soyunuyor, ileride kaymağını yiyebileceği bir makam mevki oluşturmağa çalışıyor,
Birileri çıkıyor, 10 yıllardır 3. kez, 5.kez tamamlamağa çalıştığımız serilerini allayıp pullayıp tekrar bize satmağa çalışıyor, döktüğümüz para yetmezmiş gibi.
Birileri çıkıyor, kendi çizgiromanlarını VİP, Süper Üye maskesi altında saklayıp diğerlerininkini de utanmadan içediyor.
Birileri çıkıyor, kimine tam kimine yarı fiyatına çizgiroman satıyor. dağıtıcı sömürüsüyle uğraşmıyor, okuyucuya bindiriyor..
Birileri çıkıyor, tekel oluşturup iki katı fiyat biçerek çizgiroman sevenleri sömürüyor.
Birileri çıkıyor, ellerindeki 30-40 senelik çizgiromanların kolleksiyon değerinin giderek azaldığını düşünüyor, yeni yayınları, yayın haklarını bahane ederek tehditler savuruyor.
Birileri çıkıyor, çizgiroman severi gaz pompası, yiyici, asalak diye nitelendiriyor.
...
Ne farkınız var.
Çizgiroman okurken yakalayıp elimizden alan, "serseri mi olacaksın, dersine çalış" diyen büyüklerimizden(?),
Yıllar zarfında biz değiştik, çizgiroman sevgimizden utanmamayı öğrendik.
Yıllarca dünyanın parasını yatırıp da köşelerde sakladığımız çizgiromanlarımızı paylaşmayı, üzerine sohbet etmeyi, sevgimizi yaymayı amaç edindik.
Ama sizler hala aynısınız. Hala yasaklamalar, hala çıkar elde etmeğe çalışmalar, hala horlamalar, hakaretler, önyargılar.
...
Ticaret böyledir.
On kişi bakar, parası olan, parası olup da erişebilen alır, kimin ne zaman parası olacağı, kimin ne zaman erişebileceği, değişken koşullardır.
Kesinlikle horgörmeyi, küçümsemeyi gerektirmez. Durumu objektif değerlendiremeyip te kendi çıkarları açısından bakanlar ancak seviyelerini ortaya koyarlar.
...
Dedim ya biz "çizgiromansever"iz.
Çünkü,
"Sen almazsan, ben almazsam, nasıl çıkar çizgiroman aydınlığa."
...
Yıllarca harcama kalemimizin hep en üstünde yeraldı çizgiroman, Önce cep harçlığından başlayıp maaşa kadar dönüşen bir yol izledi, çizgiromana verdiğimiz para.
Her hafta başı koştuk bayilere defalarca, sorduk "geldi mi?" diye, ailemizden birileri gibiydi, bayideki amcalar,
Ayıplandığımız için sandık köşelerinde, arka odalarda, poşetlerde sakladık yıllarca. Okurken ders kitabının içine gizledik, teneffüslerde gizli gizli değiş tokuş yaptık.
Her birimiz bir kahramandık oyunlarda, çizgiromanlarda okuduğumuz espriler, olaylara getirilen çözümler, hayallerimizi genişletir, renk katardı.
Ama büyüklerimiz bunu görmezdi, çünkü önyargılıydılar;
"Çizgiromanlar okuma tembelliğini körükler, çocuğun gelişimini olumsuz etkiler"
Evde yer açma gereği hissedildiğinde ilk bizim çizgiromanlar uzaklaştırılırdı, çöpe, sobaya, komşu çocuğuna.
Sesimizi çıkaramazdık, çünkü toplumun çoğunluğunca horgörülen bir işi yapıyorduk.
Yıllarca sürdü bu baskı.
...
Ancak yeni yeni forumlarda, kendimiz gibileri görüp yalnız olmadığımızı anlayabiliyoruz.
Forumlar sayesinde:
Çizgiroman sevgimizden, hayallerimizden, beğenilerimizden bahsedebiliyoruz.
Çizgiromanın bir sanat dalı olduğunu, utanılacak birşey olmadığını söyleyebiliyoruz.
" 7 den 70 e herkesin mecmuası" sözü daha yeni gerçeğe dönüşebiliyor,
Yıllar önce çıkıpta göremediğimiz nice yayınları görüyor, kahramanları tanıyoruz.
Kahraman fanları oluşturabiliyoruz
Yeni çıkan yayınlar, çıkacak yayınlar tanıtılıp reklamı yapılabiliyor.
Artık büyük bir kitapçıda "çizgiroman reyonu" olabiliyor, çekinmeden gidip karıştırabiliyoruz, niçin yenilerinin getirilmediğini sorabiliyoruz.
...
Ancak kendisine çizgiromansever diyen;
Birileri çıkıyor, forumlar sayesinde oluşturulmuş bu ortamı paraya çevirmeğe çalışıyor. Amenna, ama forum üyelerine, müstakbel müşterilerine tepeden bakıyor, hor görüyor.
Birileri çıkıyor, kendine vazife biçiyor, önce tarafları birbirine düşürüyor sonra barış elçiliğine soyunuyor, ileride kaymağını yiyebileceği bir makam mevki oluşturmağa çalışıyor,
Birileri çıkıyor, 10 yıllardır 3. kez, 5.kez tamamlamağa çalıştığımız serilerini allayıp pullayıp tekrar bize satmağa çalışıyor, döktüğümüz para yetmezmiş gibi.
Birileri çıkıyor, kendi çizgiromanlarını VİP, Süper Üye maskesi altında saklayıp diğerlerininkini de utanmadan içediyor.
Birileri çıkıyor, kimine tam kimine yarı fiyatına çizgiroman satıyor. dağıtıcı sömürüsüyle uğraşmıyor, okuyucuya bindiriyor..
Birileri çıkıyor, tekel oluşturup iki katı fiyat biçerek çizgiroman sevenleri sömürüyor.
Birileri çıkıyor, ellerindeki 30-40 senelik çizgiromanların kolleksiyon değerinin giderek azaldığını düşünüyor, yeni yayınları, yayın haklarını bahane ederek tehditler savuruyor.
Birileri çıkıyor, çizgiroman severi gaz pompası, yiyici, asalak diye nitelendiriyor.
...
Ne farkınız var.
Çizgiroman okurken yakalayıp elimizden alan, "serseri mi olacaksın, dersine çalış" diyen büyüklerimizden(?),
Yıllar zarfında biz değiştik, çizgiroman sevgimizden utanmamayı öğrendik.
Yıllarca dünyanın parasını yatırıp da köşelerde sakladığımız çizgiromanlarımızı paylaşmayı, üzerine sohbet etmeyi, sevgimizi yaymayı amaç edindik.
Ama sizler hala aynısınız. Hala yasaklamalar, hala çıkar elde etmeğe çalışmalar, hala horlamalar, hakaretler, önyargılar.
...
Ticaret böyledir.
On kişi bakar, parası olan, parası olup da erişebilen alır, kimin ne zaman parası olacağı, kimin ne zaman erişebileceği, değişken koşullardır.
Kesinlikle horgörmeyi, küçümsemeyi gerektirmez. Durumu objektif değerlendiremeyip te kendi çıkarları açısından bakanlar ancak seviyelerini ortaya koyarlar.
...
Dedim ya biz "çizgiromansever"iz.
Çünkü,
"Sen almazsan, ben almazsam, nasıl çıkar çizgiroman aydınlığa."