Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Art of the Devil
- Konuyu Başlatan Osidi
- Başlangıç tarihi
Üsküdar
Süper Üye
- 28 Ara 2016
- 2,510
- 3,780
Bu değerli paylaşımların için çok teşekkürler Üstadım.
- Konuyu Başlatan
- #3
GüvenGüven
Süper Üye
Epey 'sanat' kitabı yükledim mega.nz hesabına, izlemeye devam ediniz
Sizi izlemeye devam ediyoruz...
Üsküdar
Süper Üye
- 28 Ara 2016
- 2,510
- 3,780
İzlemeye devam ediyorum, gerçekten çok değerli sanat kitapları paylaşımı yapmışsınız elinize, emeğininize sağlık Üstadım.Epey 'sanat' kitabı yükledim mega.nz hesabına, izlemeye devam ediniz
mustibey
Süper Üye
- 23 Ara 2010
- 2,223
- 5,346
Çok teşekkürler, elbette izlemeye devam...
- Konuyu Başlatan
- #8
Kapak resmi, İspanyol sanatçı Francisco Goya'nın 1798 tarihli tuval üzerine yağlı boya eseri ...
Witches 'Sabbath, İspanyolca : El Aquelarre, Türkçe : Cadıların şabatı
Witches 'Sabbath, İspanyolca : El Aquelarre, Türkçe : Cadıların şabatı
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
GüvenGüven
Süper Üye
Mario Bava'nın enfes korku antolojisi I Tre Volti Della Paura/Korkunun Üç Yüzü filmi İtalyanca'dan İngilizce'ye çevrilirken korku filmlerine karşı iştahını Hammer Stüdyosu filmlerinin kazanına düşerek doyuran İngiliz korku izleyicisini cezbetmek için Osidi Üstadım'ın yukarıda paylaştığı tablo Witches Sabbath'dan esinlenerek BLACK SABBATH adı ile afişlenir ve sinemalara dağıtılır.
Dikkatli dostlarımız yukarıda paylaştığım film afişlerinin Bonelli çizgi romanlarında bolca kullanıldığını ve filmde bahsi geçen Slav vampir lordu Vurdulak'ın Dampyr'in ilk karşılaştığı Gecenin Efendisi olduğunu anımsayacaklardır. Korku Sineması'nın ana vatanı İtalya'ya kadar gitmişken çizgi romana ve özellikle de Bonelli'ye uğramadan geçmek olmaz...
Yayınlandığı 1963 yılında gişe hasılatını tam onikiden vuran muhteşem film, 1968 yılında İngiltere'nin sanayi kenti Birmingham'da dört işçi genç tarafından kurulan dünyanın ilk Heavy Metal grubu Black Sabbath'a da ismini verir.
Demir-çelik fabrikasında kalıpçı olarak çalışan grubun gitaristi Tony Iommi; işçilik kariyerine son vererek, profesyonel olarak müzik yaşamına adım atacağı son iş gününde patronunun ricası üzerine çelik sac giyotininde görevli işçinin izinde olması nedeniyle giyotinin başına geçer. İşçi olarak çalıştığı son iş günü sac giyotininde parmaklarını kaybetmesi ile son bulur. Kendi imkanlarıyla protez parmak uçları yaparak gitar çalmaya devam eden Iommi artık eskisi gibi çalamamaktadır ve hayata bakışı da daha karanlık, daha kasvetlidir. Elbette bu da müziğine yansır. Iommi'nin yeni ve tuhaf stiline ayak uydurabilmek için basçı Geezer Butler; yüzyıllardır kullanılmayan, Orta Çağ'da Katolik Kilisesi tarafından "şeytani melodiler içerdiği" gerekçesiyle yasaklanmış Tritone'a; yani orta çağ bağnazları tarafından "Şeytanın Perdesi" olarak adlandırılan müzikal tavıra başvurur. Orta Çağ'ın iç ürpertici tınıları, Iommi'nin sunni deri kaplı plastik parmaklarıyla buluşunca yepyeni bir müzik tarzı ortaya çıkar. Bu yeni ve garip tarz; tahmin edebileceğiniz üzere Heavy Metal'in ta kendisidir!
Tarihler 1970 yılının Şubat ayının 13. Cumasını gösterdiğinde Black Sabbath, grupla aynı adı taşıyan ilk albümünü piyasaya sürmüş ve tüm dünya Heavy Metal ile tanışmıştır.
Black Sabbath'ın ateşlediği fitil; Judas Priest, Iron Maiden gibi tamamı yoksul işçi ailelerden gelen genç müzisyenler öncülüğünde oluşturulmuş New Wave Of British Heavy Metal'i ortaya çıkarır ki; bu akım dünyanın gelmiş geçmiş en yaygın müzik akımı olarak yeryüzünde kendine yer edinir.
Adından da anlaşılabileceği üzere Black Sabbath, müzik yaşamı boyunca okültizm, satanizm ve mistizm üzerine kurulu temaları Kelt ve Anglo-Saxon efsaneleriyle yoğurarak The Wizard, Behind the Wall of Sleep (evet, H.P. Lovecraft'ın aynı adlı hikayesinden esinlenerek), N.I.B., Sabbath Bloody Sabbath, Headless Cross gibi muhteşem parçalara imza atar.
Black Sabbath'ın ilk albümü ile adını dünyaya duyurduğu 1970 yılında çok popüler olan Belçika'da bir müzik stüdyosunda aynı yılın sonbaharında piyasaya çıkan ikinci albümün hit parçası Paranoid için klip çekilir. Ancak Black Sabbath, yeterli bütçeye sahip olmadığı için rengarenk bir stüdyoda siyah beyaz klip çektirmek zorunda kalacaktır.
Almanya'da bir başka müzik stüdyosunda iki yıl kadar önce çekilen bir başka klip; Cem Karaca'nın Resimdeki Gözyaşları parçası için çekilen kliptir ve renkli çekilmiştir. Klip, orjinaline sadık kalınarak Türkiye'ye postalandığında TRT, klibin siyah-beyaz kopyasını ister. Çünkü TRT'nin elinde o yıllarda renkli yayın yapabilecek teknoloji bulunmamaktadır! Mecburen Almanya'dan klibin siyah-beyaz kopyası istenir ve klip siyah-beyaz olarak yayınlanır.
Black Sabbath'ın parasızlıktan, Cem Karaca'nın imkansızlıklardan Avrupa'da farklı stüdyolarda siyah-beyaza mahkum edildikleri bu anektodu da aktarmadan konuyu geçemezdim...
Son olarak Black Sabbath, yetmişli yıllarda satanizm propagandası yaptığı iddiasıyla Roman-Katolik ülkelerde ve İngiltere propagandası yaptığı iddiasıyla da Demir Perde ülkelerinde sansüre takılıp devlet eliyle resmi olarak yasaklansa da; İran'dan Kuzey Kore'ye kadar dünya çapında bir hayran kitlesi oluşturduğu biliniyor. Ülkemizde de beynini turşu kavanozunda unutmuşlar tarafından bir dönem hedef gösterilseler de; günümüzde İngiltere'nin hem milli sembollerinden biri ve hem de Heavy Metal âleminin Adem Peygamberi olarak büyük bir izleyici kitlesine sahip. Öyle ki; Kraliçe'nin yaş günü kutlama törenlerinde bir başka İngiliz müzik ikonu Phil Collins ile birlikte üst sıralarda sahne alıyorlar.
Goya, elinden fırçasını düşürmediği günlerde gözlerini kapattığında bu tablodan yola çıkılarak korku sinemasının şahlanacağını ve dünyanın yepyeni bir müzik akımı ile karşılaşacağını hayal edebilir miydi bilemem ancak; çağının çok ötesindeki dehanın eserlerini büyük bir beğeni ve ruhunu da büyük bir saygı ile yâd ediyorum.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Dikkatli dostlarımız yukarıda paylaştığım film afişlerinin Bonelli çizgi romanlarında bolca kullanıldığını ve filmde bahsi geçen Slav vampir lordu Vurdulak'ın Dampyr'in ilk karşılaştığı Gecenin Efendisi olduğunu anımsayacaklardır. Korku Sineması'nın ana vatanı İtalya'ya kadar gitmişken çizgi romana ve özellikle de Bonelli'ye uğramadan geçmek olmaz...
Yayınlandığı 1963 yılında gişe hasılatını tam onikiden vuran muhteşem film, 1968 yılında İngiltere'nin sanayi kenti Birmingham'da dört işçi genç tarafından kurulan dünyanın ilk Heavy Metal grubu Black Sabbath'a da ismini verir.
Demir-çelik fabrikasında kalıpçı olarak çalışan grubun gitaristi Tony Iommi; işçilik kariyerine son vererek, profesyonel olarak müzik yaşamına adım atacağı son iş gününde patronunun ricası üzerine çelik sac giyotininde görevli işçinin izinde olması nedeniyle giyotinin başına geçer. İşçi olarak çalıştığı son iş günü sac giyotininde parmaklarını kaybetmesi ile son bulur. Kendi imkanlarıyla protez parmak uçları yaparak gitar çalmaya devam eden Iommi artık eskisi gibi çalamamaktadır ve hayata bakışı da daha karanlık, daha kasvetlidir. Elbette bu da müziğine yansır. Iommi'nin yeni ve tuhaf stiline ayak uydurabilmek için basçı Geezer Butler; yüzyıllardır kullanılmayan, Orta Çağ'da Katolik Kilisesi tarafından "şeytani melodiler içerdiği" gerekçesiyle yasaklanmış Tritone'a; yani orta çağ bağnazları tarafından "Şeytanın Perdesi" olarak adlandırılan müzikal tavıra başvurur. Orta Çağ'ın iç ürpertici tınıları, Iommi'nin sunni deri kaplı plastik parmaklarıyla buluşunca yepyeni bir müzik tarzı ortaya çıkar. Bu yeni ve garip tarz; tahmin edebileceğiniz üzere Heavy Metal'in ta kendisidir!
Tarihler 1970 yılının Şubat ayının 13. Cumasını gösterdiğinde Black Sabbath, grupla aynı adı taşıyan ilk albümünü piyasaya sürmüş ve tüm dünya Heavy Metal ile tanışmıştır.
Black Sabbath'ın ateşlediği fitil; Judas Priest, Iron Maiden gibi tamamı yoksul işçi ailelerden gelen genç müzisyenler öncülüğünde oluşturulmuş New Wave Of British Heavy Metal'i ortaya çıkarır ki; bu akım dünyanın gelmiş geçmiş en yaygın müzik akımı olarak yeryüzünde kendine yer edinir.
Adından da anlaşılabileceği üzere Black Sabbath, müzik yaşamı boyunca okültizm, satanizm ve mistizm üzerine kurulu temaları Kelt ve Anglo-Saxon efsaneleriyle yoğurarak The Wizard, Behind the Wall of Sleep (evet, H.P. Lovecraft'ın aynı adlı hikayesinden esinlenerek), N.I.B., Sabbath Bloody Sabbath, Headless Cross gibi muhteşem parçalara imza atar.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Black Sabbath'ın ilk albümü ile adını dünyaya duyurduğu 1970 yılında çok popüler olan Belçika'da bir müzik stüdyosunda aynı yılın sonbaharında piyasaya çıkan ikinci albümün hit parçası Paranoid için klip çekilir. Ancak Black Sabbath, yeterli bütçeye sahip olmadığı için rengarenk bir stüdyoda siyah beyaz klip çektirmek zorunda kalacaktır.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Almanya'da bir başka müzik stüdyosunda iki yıl kadar önce çekilen bir başka klip; Cem Karaca'nın Resimdeki Gözyaşları parçası için çekilen kliptir ve renkli çekilmiştir. Klip, orjinaline sadık kalınarak Türkiye'ye postalandığında TRT, klibin siyah-beyaz kopyasını ister. Çünkü TRT'nin elinde o yıllarda renkli yayın yapabilecek teknoloji bulunmamaktadır! Mecburen Almanya'dan klibin siyah-beyaz kopyası istenir ve klip siyah-beyaz olarak yayınlanır.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Black Sabbath'ın parasızlıktan, Cem Karaca'nın imkansızlıklardan Avrupa'da farklı stüdyolarda siyah-beyaza mahkum edildikleri bu anektodu da aktarmadan konuyu geçemezdim...
Son olarak Black Sabbath, yetmişli yıllarda satanizm propagandası yaptığı iddiasıyla Roman-Katolik ülkelerde ve İngiltere propagandası yaptığı iddiasıyla da Demir Perde ülkelerinde sansüre takılıp devlet eliyle resmi olarak yasaklansa da; İran'dan Kuzey Kore'ye kadar dünya çapında bir hayran kitlesi oluşturduğu biliniyor. Ülkemizde de beynini turşu kavanozunda unutmuşlar tarafından bir dönem hedef gösterilseler de; günümüzde İngiltere'nin hem milli sembollerinden biri ve hem de Heavy Metal âleminin Adem Peygamberi olarak büyük bir izleyici kitlesine sahip. Öyle ki; Kraliçe'nin yaş günü kutlama törenlerinde bir başka İngiliz müzik ikonu Phil Collins ile birlikte üst sıralarda sahne alıyorlar.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Goya, elinden fırçasını düşürmediği günlerde gözlerini kapattığında bu tablodan yola çıkılarak korku sinemasının şahlanacağını ve dünyanın yepyeni bir müzik akımı ile karşılaşacağını hayal edebilir miydi bilemem ancak; çağının çok ötesindeki dehanın eserlerini büyük bir beğeni ve ruhunu da büyük bir saygı ile yâd ediyorum.
Son düzenleme:
- Konuyu Başlatan
- #10
- Konuyu Başlatan
- #11
Konu 'Art of the Devil' kitabının kapağının Goya'nın 'Witches Sabbath' eseri olmasından başlayıp 'Artbook' dan başka yöne gitti ama en iyisi devamının da aynı yerde olması ....
Güven üstadın bahsettiği Mario Bava'nın 1963 yapımı 'Black Sabbath - I tre volti della paura - Korkunun üç yüzü' filmini seyrettim. Eski İtalyan filmlerini çok severim korku/gerilim, giallo, spagetti western, swords&sandals farketmez, filmi beğendiğimi belirtmek isterim.
'Black Sabbath' bir korku antolojisi. Üç öyküden oluşuyor. Öykü sıralamaları yayınlandığı ülkelere göre değişebiliyor. Benim seyrettiğim orjinal İtalyanca versiyon.
İlk öykü 'Telephone' bir giallo. Filmin 'Credits' ine göre F.G. Snyder'in öyküsü. Amerikan versiyonunda oldukça kesintiye uğramış. Yanlız bir kadın ve sürekli çalan bir telefon ...
İkinci bölüm, 'Wurdulak', Tolstoy'un 'The Family of the Vourdalak - Wurdulak Ailesi' öyküsünden serbest uyarlama. 'Vourdalak' kelimesi ilk defa Puşkin tarafından kullanılmış soradan Rus literatürüne girmiş. Balkan/Slav folklöründe vampiri ifade ediyor.
Vampir öyküsü, bu arada afişteki kesik kafa, öyküde civara dehşet salan Türk wurdulak Ali Bey'e ait. Türk vampir deyince, Mehmet Berk Yaltırık'ın 'Istrancalı Abdülharis Paşa' kitabını tavsiye ederim.
Üçüncü bölüm bir hayalet öyküsü. "The Drop of Water". Filmin 'Credits' kısmında Çehov uyarlaması yazmasına karşın Mario Bava sonradan kendi öyküsü olduğunu belirtmiş (Wiki).
Güven üstadın bahsettiği Mario Bava'nın 1963 yapımı 'Black Sabbath - I tre volti della paura - Korkunun üç yüzü' filmini seyrettim. Eski İtalyan filmlerini çok severim korku/gerilim, giallo, spagetti western, swords&sandals farketmez, filmi beğendiğimi belirtmek isterim.
'Black Sabbath' bir korku antolojisi. Üç öyküden oluşuyor. Öykü sıralamaları yayınlandığı ülkelere göre değişebiliyor. Benim seyrettiğim orjinal İtalyanca versiyon.
İlk öykü 'Telephone' bir giallo. Filmin 'Credits' ine göre F.G. Snyder'in öyküsü. Amerikan versiyonunda oldukça kesintiye uğramış. Yanlız bir kadın ve sürekli çalan bir telefon ...
İkinci bölüm, 'Wurdulak', Tolstoy'un 'The Family of the Vourdalak - Wurdulak Ailesi' öyküsünden serbest uyarlama. 'Vourdalak' kelimesi ilk defa Puşkin tarafından kullanılmış soradan Rus literatürüne girmiş. Balkan/Slav folklöründe vampiri ifade ediyor.
Vampir öyküsü, bu arada afişteki kesik kafa, öyküde civara dehşet salan Türk wurdulak Ali Bey'e ait. Türk vampir deyince, Mehmet Berk Yaltırık'ın 'Istrancalı Abdülharis Paşa' kitabını tavsiye ederim.
Son düzenleme:
yazicizahmet
Onursal Üye
- 12 Nis 2011
- 2,304
- 39,790
"Black Sabbath" Filmini, 'En iyi korku filmleri' listelerinin birinde görüp, arşivimde olmadığı için indirip, Altyazısı ile dosyasına eklediğim bir ay olmadı. İyi ki hemen izlememişim. "GüvenGüven" ve "Osidi" üstadların bilgileriyle, daha bir donanımlı seyretmek keyifli olacaktır.
Hakkat nerden geldik buralara ki! Devil'in işine bak ya...
seyretmek keyifli olacaktır.Hakkat nerden geldik buralara ki! Devil'in işine bak ya...
GüvenGüven
Süper Üye
Konu nereden nerelere geldi, döndü dolaştı Şeytan'ın bacağına takıldı. Hayatın tadı sizlerle paylaştıkça, dostluklar pekiştikçe çıkıyor. Sevgiyle yaşayın üstadlar...