Anamur İlçesi

Colinmccay

Yönetici
27 Haz 2009
6,997
11,638
anamurii5.jpg

Akdeniz Bölgesi’nde Mersin İline bağlı bir ilçe olan Anamur, doğusunda Bozyazı, batısında Antalya İline bağlı Gazipaşa, kuzeyinde Karaman İline bağlı Ermenek İlçesi, güneyinde Akdeniz ile çevrilidir. Mersin’in batısında yer alan Anamur, kıyıdaki dar ova şeridi dışında engebeli bir araziye sahiptir. Dar ova şeridinin arkasında Orta Toros Dağlarının Akdeniz’e inen kolları bulunmaktadır. Bu dağların denize bakan kesimlerinde platolar vardır. İlçe sınırları içerisinde 500 ile 1.500 m. yüksekliğinde Alamos, Kızıldağ ve Naldöken dağları yer almaktadır.

Evciler yöresine kadar dik bir vadi güneyde genişler ve kıyıya yaklaştığında da Anamur Ovasını oluşturur. Alüvyon ovası olan Anamur Ovasının bitiminde Taşeli yaylası bulunmaktadır. İlçe topraklarını Anamur Çayı (Dragon) ve Sultansuyu sulamaktadır. Mersin’e 230 km. uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 1.241 km2 olup, toplam nüfusu 90.666’dır.

kalesianamurcj2.jpg

Anadolu’nun Akdeniz’deki en güney noktası olan Anamur Burnu ilçenin 7 km. batısındadır. Aynı zamanda ilçe, doğa güzellikleri, kumsalları, mağaraları ve ormanları ile önemli bir turizm merkezidir.

İlçenin iklimi karakteristik Akdeniz iklimi olup, yazları sıcak ve kurak,kışları ılık ve yağışlıdır. Yıllık yağış toplamı 1.032 m3’dür. Taşeli yaylası Anamur Ovasını soğuk ve kuzey rüzgarlarından korur ve aynı zamanda denizden gelen yağmur bulutlarını engeller. Bundan ötürü Anamur Ovası çok yağış alır ve don olayı çok enderdir.

İlçe ekonomisine büyük katkıları bulunan ormanlar 853 Km.2’lik bir yüzölçümü sahip olup, ilçe yüzölçümünün % 60’nı oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra sıcak iklim bitkisi olan muz Alanya ve Erdemli’den sonra burada da yetişmektedir.

Hamam Kalıntısıİlçenin ekonomisi tarım, hayvancılık, turizme dayalıdır. Yetiştirilen belli başlı tarımsal ürünler; yerfıstığı, çilek, narenciye, armut, ceviz, kiraz, şeftali, zeytin, muz, enginar, sebze ve baklagillerdir. Kurak iç kesimlerde tahıl üretimi yapılmaktadır. Ayrıca bağcılık ve badem üretimi de ilçe ekonomisinde önemli yer tutmaktadır. İlçenin yüksek kesimlerinde hayvancılık yapılmakta olup, çoğunluğu büyükbaş hayvan besiciliğine yöneliktir.

Tarihçesi

İlçenin ekonomisi tarım, hayvancılık, turizme dayalıdır. Yetiştirilen belli başlı tarımsal ürünler; yerfıstığı, çilek, narenciye, armut, ceviz, kiraz, şeftali, zeytin, muz, enginar, sebze ve baklagillerdir. Kurak iç kesimlerde tahıl üretimi yapılmaktadır. Ayrıca bağcılık ve badem üretimi de ilçe ekonomisinde önemli yer tutmaktadır. İlçenin yüksek kesimlerinde hayvancılık yapılmakta olup, çoğunluğu büyükbaş hayvan besiciliğine yöneliktir.

Anamur’un Antik çağdaki ismi Anemourion’dur. Bu kentin tarihçesi hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Bununla birlikte; Finikeliler, Hititler ve MÖ.VIII.yüzyılda Asurlular , ardından Persler yöreye egemen olmuş, MÖ.333’te Makedonyalıların egemenliğine girmiştir. Büyük İskender’in ölümünden sonra MÖ.322’de Seleukoslar buraya hakim olmuştur. MÖ.I.yüzyılın başlarında Romalılar Anamur bölgesine egemen olmuş ve İmparator Kaligula tarafından Kommagene Kralı IV.Antiochos’a (MÖ.38-72) verilmiştir.

hamamgenelanamurla7.jpg


Bu dönemde Anemourion Ege, Önasya ve Kuzey Afrika arasındaki deniz trafiğinde önemli bir rol oynayan liman kenti idi. Kıbrıs’a yakınlığı da Anamur’un önem kazanmasının bir başka nedenidir. Anamur, Roma’nın ikiye ayrılmasından sonra Bizanslıların payına düşmüş ve şehir yeni baştan yapılanmıştır. VIII.yüzyılda başlayan Arap akınları sırasında Araplarla Bizanslılar arasında sık sık el değiştirmiştir.

yuksekmezaranamurnk9.jpg


Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Selçuklu Hükümdarı Alaaddin Keykubat zamanında Ertokuş Bey 1228’de Anamur’u ele geçirmiştir. Selçuklu Devleti’nin yıkılmasından sonra Karamanoğulları buraya hakim olmuş, Fatih Sultan Mehmet’in Karamanoğullarını 1516'da ortadan kaldırmasından sonra da Anamur Osmanlı topraklarına katılmıştır.

Osmanlı döneminde Adana Vilayetine bağlı İçel Sancağının bir kazası idi. 1859 yılında Osmanlı İdare Teşkilatında Müdürlük, 1869 yılında ise Kaymakamlık olmuştur. Cumhuriyet döneminde de İçel’e bağlı ilçe konumunu sürdürmüştür.

İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Titipolis kenti kalıntıları, Demiroluk kalıntıları, Azıtepe kalıntıları, Ayvasıl Kalıntıları, Kandacık Nekropolü, Arap Çukuru, Şıhardıcı antik kent kalıntıları, Halkalı kalıntıları, Abanoz yaylasındaki nekropol alanı, Zincirlitepe’deki yapı ve nekropol kalıntıları, Köristan Ören Yeri, Boncuk Kale, Filir Kalesi ve Kudret Kalesi kalıntıları bulunmaktadır. Ayrıca ilçede;

Anamur (Mamuriye) Kalesi
Kaledıran Kalesi
Mamuriye Kale Camisi
Taş Köprü
Ala Köprü
Anamur Müzesi
Sivil Mimari Örnekleri ve doğal bir oluşum olan
Çukurpınar Mağarası vardır.


Anamur (Mamuriye) Kalesi

00130701iq1.jpg


Mersin Anamur ilçesinin 5 km. güneydoğusunda, deniz kıyısında bulunan Anamur Kalesi, III.-IV.yüzyılda Romalılar döneminde yaptırılmıştır. Romalılardan sonra Bizanslılar ve Haçlı Seferleri sırasında kale kullanılmış, ilk yapımında 23.500 m2 olan alanı genişletilmiş ve yeni yapılar eklenmiştir. Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat yöreyi 1221 yılında ele geçirmiş ve savaş sırasında yıkılan kalenin yerine bugünkü kale yeniden yapılmıştır. Karamanoğulları ve Osmanlılar da bu kaleyi kullanmışlardır. Karamanoğlu II.İbrahim Bey 1450 tarihinde kaleyi onarmış ve bu yüzden de Mamuriye Kalesi ismi buraya verilmiştir.

Anamur Kalesi günümüze iyi bir durumda gelmiş Anadolu kalelerinden bir örnektir. Kalenin sur duvarları, kuleleri ve mazgalları ayakta durmaktadır. İlk bakışta bir kervansarayı andıran Anamur Kalesi’nin duvarları üzerindeki kitabede Karamanoğlu İbrahim zamanına ait 1450 tarihi yazılıdır.

Şikâri’den öğrenildiğine göre:

“Anamur ve Taşeli'nin kâfirler tarafından zapt ve harap edilmesi üzerine Karamanoğlu Mahmut Bey (1300-1308) 36.000 kişilik ordusuyla düşmanı bozguna uğratıp kaleyi ele geçirmiş, mamur edip, adını Mamuriye koymuştur.”

Kale oldukça derin bir hendekle çevrilidir. Kesme taş ve moloz taştan yapılmış olup, 36 kulesi ve içerisinde birbirlerinden farklı üç avlusu bulunmaktadır. Bunlardan batı avlusunda günümüzde de ibadete açık olan, onarılmış tek minareli bir cami bulunmaktadır. Ayrıca kale içerisinde Roma Çağı’ndan kalmış tiyatro, kemerler, mozaik döşemeli evler ve kilise kalıntıları da bulunmaktadır. Kalenin sur duvarları iç içe geçmiş olup, bunların arkasında kaleyi bütünüyle dolaşan, burçlar arasındaki bağlantıyı sağlayan seğirdim yolu bulunmaktadır. Bu yolun üzerinde de 35’i küçük, 4’ü büyük olmak üzere 39 kule peş peşe sıralanmıştır. Kalenin sur duvarları Toros Dağları’nın eteklerinden başlayarak denize kadar uzanmaktadır. Bu surların dışındaki geniş bir alan Nekropol (mezarlık) olarak kullanılmıştır.


Kaledıran Kalesi

Mersin Anamur ilçesinin 52 km batısında, Kaledıran Köyü yakınında bulunan kalıntıların bir kaleye ait olduğu sanılmaktadır. Bu kale Bizans döneminde yapılmış ve gözetleme amaçlı olarak kullanılmıştır.

Taş Köprü

Mersin Anamur ilçesi, Kubbe denilen yerde bulunan bu köprünün kitabesi bulunmamakla beraber yapı üslubundan Karamanoğulları döneminde yapıldığı sanılmaktadır. Köprü çevresinde Karamanoğulları dönemine ait cami ve bir han bulunmaktadır. Bu yapılar Alâeddin Bey zamanına tarihlendirilmektedir.

Köprü kesme ve moloz taştan yapılmıştır.


Ala Köprü

Mersin Anamur ilçesinde Dragon Çayı üzerinde bulunan bu köprü Selçuklular tarafından 1230 yılında yapılmıştır. Sonraki dönemlerde çeşitli onarımlar geçirmiştir.

Köprü moloz taş ve kesme taştan yapılmış olup günümüzde halen kullanılmaktadır.

Anamur Müzesi

00130967jl4.jpg


Mersin Anamur ilçesinde bulunan müze, 1960 yılında Amerikalı ve Kanadalı arkeologların Anemurium antik kentinde başlattıkları kazılarda ortaya çıkan eserlerin sergilenmesi amacıyla yaptırılmış ve 1992 yılında da ziyarete açılmıştır.

Müze arkeoloji ve etnoğrafya bölümlerinden meydana gelmiştir. Arkeoloji bölümünde Anemurium antik kenti kalıntı ve buluntuları dışında Alanya ile Silifke müzelerinden getirilen yöreye özgü arkeolojik eserler sergilenmektedir. Müzedeki belli başlı eserler arasında, Kelenderis kentinin mezar buluntuları, MS.V.yüzyıla tarihlendirilen zemin mozaiği, Nagidos antik kenti mezar buluntuları; MÖ.IV.-III.yüzyıllara ait ölü ve adak eşyaları; Anemurium kentinde ortaya çıkarılan pişmiş topraktan yağ kandilleri, Roma Çağına ait tunç Athena heykeli, tunç kantar ağırlıkları bulunmaktadır.

Müzenin etnoğrafya bölümünde ise yöresel düz yaygılar sergilenmektedir. Bunların başında Bönce, Çigni, Düşük, Ala, Aynalı ve Boncuklu olarak isimlendirilen kilimler gelmektedir. Ayrıca bu bölümde yöresel giysiler ile ateşli ve kesici silahlar da teşhir edilmektedir.

Çukurpınar Mağarası

Mersin Anamur ilçesinin 46 km. uzağında bulunan Çukurpınar Mağarası, Taşeli platosundaki Çukurpınar Yaylası’ndadır. İlk defa 1990 yılında bulunan ve Türkiye’nin en büyük mağaralarından biri olduğu iddia edilen mağara, son araştırmalara göre 924 m.ye kadar inmektedir. Mağaracılar bu mağaranın dünyanın ikinci büyük mağarası durumunda olduğunu ileri sürmektedirler.


Alıntıdır. bakunin tarafından düzenlenmiştir.
 
Son düzenleme:

Colinmccay

Yönetici
27 Haz 2009
6,997
11,638
ANAMUR İLÇESİ

TARİHİ
İlçe'nin tarihi antik çağlara kadar uzanmaktadır. Anamur İlçesinin eski adı "Anemurium" adından gelmektedir. Latin kökenli olan "Anemurium" ismi rüzgarlı burun anlamına gelmektedir.

resimgoster.aspx


Anamur'un bilinen tarihine göre Fenikeliler, Hititler ve Asurlular daha sonra İranlılar ve Romalıların medeniyetleri sürmüş Romalılardan, Bizanslılara geçen Anamur, Bizanslılar zamanında yeniden inşa edilmiştir. Finikeliler tarafından koloni olarak kurulan Anamur Hitit Kralı IV. Tutaliye himayesine sığınan Mattuvatta'ya verilmiş, Mattuvatta Hititlerin zayıflamasından yararlanarak Anamur'dan Afyon'a kadar bir prenslik kurmuştur.

Anamur, M.Ö.VIII.Y.Y.da Asurluların daha sonra Perslerin ve M.Ö.333'de de Büyük İskender'in Egemenliğine girmiştir. İlçe, Büyük İskender ölünce Selefkosların eline geçmiş, M.Ö.I. Y.Y.da Roma İmparatoru Caligula tarafından bütün Kilikya Kıyıları ile birlikte Commagene Kralı IV.Antoochus'a verilmiştir. M.Ö.IV.yy. da Bizans Hakimiyetine giren Anamur, M.SVIII.yy.da Araplar ve Bizanslılar arasında birkaç kez el değiştirmiştir.

Selçuklu Hükümdarı Alaaddin Keykubat, Ertokuş Beyi, kıyı şehirlerinin alınmasına memur etmiş, o da M.S.1228'de Anamur'u zapt etmiştir. Daha sonra Karamanoğullarının idaresine geçen Anamur bilahare 1471 yılında Fatih'in Komutanlarından Gedik Ahmet Paşa tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. 1859 yılında, Osmanlı idari teşkilatında Bucak 1869 yılında ise İlçe olmuştur.

COĞRAFİ DURUMU

Anamur İlçesi, Mersin'in batısında yer alır. İlçe merkezi Mersin'e 230 km., Antalya'ya 265 km, Karaman'a 230 km, Kıbrıs'a da 40 mil (76 km.) uzaklığında olup, Mersin-Antalya Devlet Karayolu üzerinde kurulmuş, yüzölçümü 1241 km2'dir.Orta Toros Dağlarının, Akdeniz'e inen kolları, İlçe topraklarının içinden geçer. Bu nedenle arazi engebeli ve dağlıktır. Kıyıdan 5-10 km. içeride, 500-1000-1500 m. yükseklikteki dağlara rastlanılmaktadır. İlçe sınırları içerisindeki belli başlı dağlar: Alamoz, Kınıldağ ve Naldöken dağlarıdır. İlçenin en önemli Akarsuları: Sultansuyu ve Dragon Çayıdır. İlçe yüzölçümünün %60'ı yani 850 km2.lik kısmı ormanlık alandır.

ANAMUR MÜZESİ

Müzede Etnografik ve arkeolojik eserler bölümü, kütüphane, fotoğrafhane, laboratuar, konservasyon ve sanat galerisi gibi üniteler bulunmaktadır. Arkeolojik bölümde Helenestik, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserler sergilenmektedir. Bozyazı'daki kazıda bulunan kabartma motifli altın diadem; Anamur Nekropolünde bulunan 36 parça ajurlu Bizans yapısı altın objeler, bronz Athena, kantar ağırlığı, Müzenin önemli eserleri arasında yer almaktadır.

Anamur kazılarında çıkartılan ve çoğu mitolojik sahneleri içeren bitki ve geometrik desenli insan figürlü zengin mozaik örnekleri ile İ Ö 6. Yüzyıla ait ve Aydıncık'ta bulunan, kırmızı ve siyah figür tekniğinin en güzel uygulamaları olan Lekitoslar, Helenestik, Roma ve Bizans dönemlerine ait taş kitabe, mil taşları, taş pişmiş topraktan heykeller ve kabartmalar, Anamur kazılarında bulunan insan yüzlü kandil örnekleri, taşın bir dantel gibi işlendiği bitkisel süs ve hayvan figürlü taş işleme örnekleri Müzede sergilenmektedir. Etnografi bölümünde, geleneksel sanatların örnekleri, Yörük eşyaları ve "Post Yanışlı" kilim türleri, zengin bir koleksiyon oluşturmaktadır.

MAMURE KALESİ

Mersin-Antalya karayolu üzerinde, Anamur'un 6 km. güneydoğusunda deniz kenarında yer alan Mamure Kalesi'nin oturumu 23500 m2.'dir M.S IV. Yüzyılda Romalılar

resimgoster.aspx


tarafından yapılmış olan kale, sonraları Bizanslılar ve Haçlılar zamanında genişletilmiştir. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından 1221 yılında ele geçirildiği sırada yıkılan kalenin yerine bu günkü kale yapılmıştır. Daha sonra burası; Karamanoğulları ve Osmanlılara geçmiştir. Bir kervansaray görünümünde olan Mamure Kalesi, en iyi korunmuş Anadolu kentlerinden biridir. Kuleler, surlar, mazgalları ile hala ayaktadır. Kalenin beden duvarının üzerinde bulunan tek kitabede 1450 (Karamanoğlu İbrahim Zamanı) tarihi yazılıdır Şikari tarihine göre; "Anamur ve Taşeli'nin Kagırler tarafından zapt ve harap edilmesi üzerine Karamanoğlu Mahmut Bey (1300-1308) 36.000 kişilik ordusuyla düşmanı bozguna uğratıp, kaleyi ele geçirmiş, mamur edip, adını Mamuriye koymuştur." kaydı geçer.

Bir hendekle çevrili bulunan 36 kuleli kale, üst avludan oluşmuştur. Batı avlusunda halen ibadete açık, onarım görmüş tek minareli tarihi bir cami bulunmaktadır. İki bölümden oluşan kalede, iç içe iki sur ve surlar üzerinde kaleyi bütünüyle dolaşan ve bir taraftan bir tarafa geçişi sağlayan burçlar arasında bir yol vardır. Bu yıl üzerinde 35 normal, 4 büyük olmak üzere 39 kule bulunmaktadır.

MAMURE HAMAMI

Mamure hamamı, Mamure kalesinin yol aşırı kuzeyinde yer alır. Hamamın giriş bölümü yıkılmış, soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümleri sağlam olarak zamanımıza gelebilmiştir. Küçük ölçekteki yapı ahşap hatıllarla desteklenmiş moloz taşla inşa edilmiştir. Hamamın iç bölümlerinde kubbeye geçiş üçgen pandantiflerle sağlanmıştır. Yapı zamanla tahrip olduğu için sonradan yapılan onarım sıvaları duvar freskolarının tahrip olmasına neden olmuştur. Yapı Mamure kalesinin mamur edildiği tarihte Karamanoğulları tarafından yaptırılmış olması gerekir.

AKCAMİ

Karamanoğulları döneminde 1326 da yapılan cami, daha sonra yapılan yivli minaresi ile ilgi çekicidir. Karşısında Karamanoğullarından kalma bir han ve bir köprü bulunmaktadır. Akarca mahallesinde merkezi planlı tamamen kesme taştan kubbeli bir camidir. Camiye batı yönünde basık kemerli taş kapıdan girilir. Girişin tam karşısında fazla derinliği olmayan taş mihrap sağda orijinal olmayan ahşap minber yer alır.

Yapıda köşelerde ve yan duvarlar üzerinde sağır sivri kemerli açıklıklarda duvar içine gömülmüş yuvarlak iç dolgu ile geleneksel Türk mimarisinde pek görülmeyen tarzda kubbeye geçiş sağlanmıştır. Sağır kemerlerin ayakları üçgenimsi payandalarla desteklenmiştir. Girişin solunda zamanında ahşap olan güdük minaresinin yerinde yivli tek şerefeli minaresi kaide üzerinde yükselir. Giriş kapısının hemen üzerinde yer alan altı satırlık yazıda 1326 H. tarihi okunmakla birlikte yazıt orijinal değildir.

ALA KÖPRÜ

Ala Köprü, Anamur - Ermenek karayolunun 13. km.sinde Dragon çayı üzerinde yer alır. Ana yatak üzerinde 19.65 m. açıklığında tek gözlü bir köprüdür. Köprüde ayrıca taşkın suları için bir boşaltma gözü doğu yönüne yerleştirilmiştir. Ana kemerin yapısı, çok önemli bir işçilik ve sağlam traverten malzemeyle yapılmıştır. Uzunluğu 54 m. olan köprünün korkulukları dıştan belirmeksizin tempan duvarının uzantısıyla sonuçlanır.
Yazıtı olmayan köprü, 14. yüzyılda Karamanoğulları tarafından yaptırılmış bir mimarlık harikasıdır ve halen kullanılmaktadır.

DENİZ FENERİ

1911 yılında Fransızlar tarafından yapılmıştır. Halen faal durumdadır.

ÇUKURPINAR MAĞARASI (DÜDENİ)

Anamur'un kuzeyinde 46 km. uzaklıkta 1880 metre yüksekliktedir. Taşeli platosundaki Sugözü yakınında Çukurpınar yaylasındadır. 1990 yılında bulunan ve Türkiye'nin en büyük mağarası olduğu söylenen mağaranın, tahmin edilenden de büyük olabileceği söylenmektedir. Son araştırmalara göre 924 metreye kadar inilmiştir. Mağaracılar tarafından yapılan araştırmalar halen sürdürülmekte olup, şimdiki araştırmalara göre dünyanın ikinci büyük mağarası durumundadır.

KÖŞEKBÜKÜ MAĞARASI

Anamur'un 9 km. kuzeybatısında, Ovabaşı köyünde bulunan bu mağara 500 m2.lik alana sahiptir. Mağaranın 2000 yıllık bir geçmişe sahip olduğu anlaşılmaktadır. Mağaranın astım hastalığına iyi geldiği bilinmektedir. Nem oranı % 80, hacim basıncı 762 mm. ve sıcaklığın 18 derece olduğu Köşekbükü Mağarası 3 bölümden meydana gelmiştir. Birinci bölümünün adı Huzur,İkinci bölümünün adı Şifa,üçüncü bölümünün adı Dilektir.Birinci bölümde basınç; 761.5 mm., ikinci bölümde basınç 760 mm.,sıcaklık 18 derece, rutubet % 80'dir. üçüncü bölümde basınç 762 mm. olup, sıcaklık 18.2 derece, rutubet %82'dir.

BUĞU MAĞARASI (BUĞU DELİĞİ)

Şehir merkezinin kuzeyinden ,1500 metre uzaklıktadır. Sarkıt ve dikitleri ile ilgi çekicidir.

BİCİKLİ MAĞARASI

Anamur, Abanoz Yaylasında 700 metre uzunluğunda ve yedi bölümden oluşan bir mağaradır. Mağaradaki sarkıtların memeye benzemesi ve ucundan su damlaması nedeniyle bicikli denilmektedir.

resimgoster.aspx


CARETTA CARETTA

Anamur ve Çevresindeki kumsallarda Caretta-Carettalar insanlar birlikte yaşarlar. Kaplumbağa popülasyonunun yoğun olduğu kumsallarda yaklaşık 500 yuvadan 45.000 yavrunun yumurtadan çıkarak denize ulaştığı saptanmıştır.

AKDENİZ FOKU

Türkiye kıyılarında 70 adet Akdeniz foku (monachus monachus) saptanmıştır. Bunlardan 25 adedi Mersin ilinin Bozyazı, Anamur, Aydıncık ilçeleri kıyılarında yaşamlarını sürdürmektedir.

ANAMUR EVLERİ

Anamur merkez olmak üzere yöreye özgü sivil mimarlık örnekleri Ortaköy ve Bozyazı da yoğunlukla yer alır. Konutlarda geleneksel yapı zeminde ahır üzerine iki katlıdır. Üst oturma yerleri genellikle orta sofadan köşelerdeki odalara açılan kapılar, birbirini dik olarak kesen sahınlarla haç plan oluştururlar. Ahırın üzerinde ikinci katta balkonlu ve tek odalı olarak inşa edilmiş yörede "köşk" olarak adlandırılan mimari biçim son derece özgündür.

TOL KERVANSARAYI

Tol Kervansarayı Alanya karayolunun 22. kilometresinde, Demirören köyünde yer alır. Yörenin sert kırmızı ve sarı renkli kayan ve moloz taşları ile inşa edilmiş yapı, güney kuzey yönünde iki sahınlı olup yuvarlak tonoz örtülüdür. Yapılış tarihini belirten herhangi bir yazıt bulunmamakla birlikte 14-15. yüzyıllara ait olmalıdır.

AKARCA HANI

Akarca mahallesinde Ak caminin karşısında yer alan yapı moloz ve kayan taşından inşa edilmiş olup, tek sahınlı ve tonoz örtülü bir yapıdır.

ALTI KAPI HANI

Anamur-Antalya karayolunda “Kharadrus”un kuzey batısındaki yaklaşık 800 m.'lik bir yolu izleyerek Altı Kapı Hanına ulaşılır. Yörenin siyah ve sarı renkli taşı ile kayan taşından araları Horasan harçlı olarak inşa edilmiş Altı Kapı Hanında doğu - batı yönünde yuvarlak kemerli altı giriş kapısı birbirine bitişik altı yuvarlak tonozlu mekana açılır. Bu mekanların önünde yine yuvarlak tonozlu payandalarla taşınan revak yer alır. Yapı 14 - 1 5. yüzyıllara ait olmalıdır.

ÇOBAN KALESİ

Anamur-Gazipaşa yolunun 15. kilometresinde solda deniz kenarında sık ormanlık sahada, hakim bir tepe üzerinde yer alan Çoban Kalesi, geniş avlu çevresinde çok sayıda odalardan oluşan bir plana sahiptir. Avlu içinde uzun dikdörtgen pencere uygulamalarıyla duvarlarda hareketlilik sağlanmıştır. İki katlı yapı yüksek duvarlarıyla gotik etki yaratır.

16 - 17. yüzyıllara ait yapı bir Osmanlı derebeyine ait olmalıdır.

TİTİOPOLİS

Anamur'un batısında Ovabaşı köyü yolu üzerinde 5. km'de sağda, köy içinde ve kuzeyindeki hakim tepeler üzerinde çok geniş bir alana yayılan Kalınören köyü kalıntılarının bulunduğu yere gelinir. George Evart Bean ve Terence Bruce Mitford 1964-1968 yılları arasında Kilikya'da yaptıkları incelemeleri sonucunda hazırladıkları Batı Kilikya'da bulunan antik yerleri gösteren haritaların da bugünkü Kalınören köyünün yerini TITIOPOLIS olarak işaretlemişlerdir.

Ören yerinde Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerini içine alan kalıntılar yer alır. Titiopolis antik çağlarda Anemurium'a bağlı olmayan bir site konumunda idi Antik kentte bugün görülmeyen bouleuterion, ninfeum, odeon, tiyatro gibi yapılar büyük bir olasılıkla köy yerleşmesinin altında kalmıştır. Kenti düzenli olarak çeviren sur duvarları kabaca yontulmuş irili ufaklı çok köşeli taşlardan yapılmıştır.

Köy girişinde solda bahçeler içerisinde sert gri renkli taştan burmalı sütun çok önemli bir yapıya ait olması gerekir. Bahçeler içerisindeki mozaik tabanlı mekanların işlevlerinin ne olduğu dahi anlaşılmamaktadır. Tepelere doğru çıkıldıkça ilk önümüze çıkan hamam yapısı büyük bir olasılıkla bir gimnazyum yapısı olmalıdır.

Hamamın batısında narteksi belirgin üç sahınlı bazilika yer alır. Yapıda sintronon basamakları vardır. Apsisin sağında ve solunda diakonion odaları yer alır. Bu odalar apsisin arkasında revakla desteklenmiş çok amaçlı bazilika tipini gösterir. Köy yerleşmesinin kuzeyinde, surlarla çevrili akropol kalıntıları içerisinde bazilika, hamam ve nekropol sahalarının bulunuşu buranın bir şehir gereksinimine yanıt verecek biçimde ele alındığını gösterir. Yukarı şehirde bulunan batı ve doğu bazilikaları tamamen tahrip olmuştur. Yapıların zeminleri gri ve beyaz renkli mozaiklerle geobitkisel süslü olarak dekore edilmiştir.

Dini yapıların doğusunda görkemli mezarların bulunduğu nekropol alanı yer alır. Buradaki kesme taştan, iki katlı tonozlu mezarlar yüceltilmiş birkaç ayrıcalıklı kişinin anıtsal mezarlarıdır. Akropol'ün doğu yamacında kapakları templum in antis tarzında gri renkli sert taştan dikdörtgen formunda oyularak yapılmış sarkofaj'ın cephesinde; kanatlarını açmış kartal figürü, yanlarda girlandları taşıyan bukranion ve medusa başları görülür. Bu lahitin hemen yanında ön yüzünde elinde asa tutan sehpa üzerinde oturan erkek figürü lahtin ön yüzüne işlenmiştir. Kalınören'deki ilginç yapılardan biri de akropolün kuzey ucunda yer alan tonoz örtülü üç ayrı mekanlı tylos tipli hamamdır. Hamamın su gereksinimi 20 m. ilerdeki ninfeumdan sağlanıyordu.

ESKİ ANAMUR (ANEMURİUM)

Anamur İlçe merkezinin 6 km. güneybatısındadır. Kentin ne zaman kurulduğuna dair herhangi bir bilgiye ulaşılamadığı gibi, Roma İmparatorluk Çağı öncesine giden kalıntılara da bu güne kadar henüz rastlanmamıştır. Kentin adı sadece bir liman listesinde geçtiği için, M.Ö. 4.y.y.da var olduğu bilinmektedir. Anemurium'un adının "rüzgarlı yer" anlamında kullanıldığı da antik kaynaklarca ifade edilir. 1.yüzyılda kentin çevresine ilk surların yapıldığı, bir süre Kommagene Kralı Antiochus'un (38-72) yönetimine bırakıldığı tarihi bilgiler arasındadır. Kıbrıs'a yakın olması nedeniyle, özellikle

resimgoster.aspx


Romalılar zamanında bir ara istasyon konumunda olan Anemurium; aynı zamanda kara yoluyla Toroslardaki en önemli Roma kentlerinden biri olan Germanskopolis ile bağlantılıydı. Böylece bölgedeki doğal kaynakların ihraç edildiği önemli bir ticaret kenti olmuştur.

Anemurium, 260' da Sasaniler tarafından ele geçirilmiş 4 . ve 5. yüzyıllarda Toroslar'dan gelen korsanlar tarafından sık sık tahrip edilmişti.650 yılında Arap akınlarına uğrayan kent, bu tarihten sonra terk edilir. 12.ve 13. yüzyıllarda Anadolu Selçuklularının Mamure Kalesini ele geçirmelerinden sonra, bölge Türk egemenliğine geçer. Anemurium kenti yukarı ve aşağı kent olmak üzere iki bölüme ayrılır. En göz alıcı yapıları; surlar, 3 adet hamam, tiyatro, odeon (konser salonu) ve palestra aşağı kenttedir. Liman Caddesi'nin her iki yanındaki kaldırımların belirli bölümlerinde yer yer zemin mozaikleri bulunmuş olup, bunların her kısmı müzede sergilenmektedir. Tonozlu mezarların tek ve iki katlı örneklerinin tek katlı ve iki katlı bir kısmının duvarlarında freskler ve mozaikler bulunmaktadır. Kentin surları dışında kalan mezarlığı, Anadolu'nun en iyi korunmuş örneklerinden biridir. Kentin içme suyunu sağlayan su kenarları dışında erken Hıristyanlık dönemine ait kilise kalıntıları bulunmaktadır.

Anemurium 19. yüzyılda İngiliz Francis Beaufort'un Akdeniz'de yaptığı Keşifler sonucunda batı dünyasına tanıtılmıştır. 1960 yılında Toronto Üniversitesinden Elisabeth Alfoldi Rosenbaum tarafından kazılar başlatılmıştır. Daha sonra Kanada'lı Prof. James Russel tarafından kazılar ve diğer bilimsel çalışmalar sürdürülmüş 2000 yılında kazılara son verilmiştir.

Anemurium kenti yukarı ve aşağı kent olmak üzere iki bölümdür. En göz alıcı yapıları surlar, 3 hamam, 60 m. genişliğinde tamamlanamamış tiyatro, 900 kişilik oturma yeri bulunan odeon (konser salonu), paleastra aşağı kenttedir. Liman caddesinin her iki yanındaki kaldırımların belirli bölümlerinde yer yer zemin mozaikleri bulunmuş olup, bunların bir kısmı müzede sergilenmektedir. Anamur Müzesinde sergilenen mozaikler içerisinde; barışçı kral Isaah adına düzenlenmiş mozaikte, palmiyenin iki yanında yer alan leopar ve oğlak betimlemesi nekropol kilisesi tabanında bulunmuştur.

Kentin surları dışında kalan mezarlığı, Anadolu'nun en iyi korunmuş nekropol alanını oluşturur. Bunların sayısı 350-400 civarındadır. Tonozlu mezarların tek ve iki katlı örneklerinin bir kısmının duvarlarında freskler ve mozaikler bulunmaktadır. Genel olarak mezarlarda lahit odası, ziyaret mekanı ve diğer eklenti mekanları yer alır. Beşik tonozlu en eski mezarların temelleri büyük kireç taşlarından inşa edilmiştir. Nekropol'de görülen ikinci mezar tipinde geleneksel plana eklenti mekanlar oluşturulmuştur. Üçüncü mezar tipi ise bir bahçe içerisinde eski tip mezarlara yeni bir ünite olarak eklenmiş yapılardan Anemurium Nekropol meydana gelir. Bunların dışında edikula formunda, dört cephesi kemerli ve kesik koni biçiminde mezar tipleri de yer alır.

Kentin içme suyunu sağlayan su kemerleri (akuaduct) dışında, Erken Hıristiyanlık dönemine ait birkaç kilise kalıntısı da saptanmıştır. Müzede sergilenen Anemurium buluntularının en ilginç grubunu pişmiş toprak insan yüzlü yağ kandilleri oluşturur. Bunun dışında süs eşyalarından oluşan bronz ve kemikten yapılmış bazı mezar armağanları, Roma çağına ait olan tunçtan yapılmış tanrıça Athena biçimli bir kantar ağırlığı, Bizans çağına ait halk sanatını yansıtan çeşitli malzemelerden yapılmış objeler diğer önemli buluntular arasında yer alır.

PULLU MİLLİ PARKI

Dinlence yeri olup, deniz, orman ve yaban hayatının buluştuğu, güzel bir milli parktır. Caretta caretta kaplumbağalarının yumurtalarını bıraktığı bir kaç kumsaldan biridir. Doğa bilimcileri, çevre korumacılığının ilgisi üzerindedir.

DEMİROLUK

Anamur-Ermenek karayolunda Abanoz yaylasından 18 km. sonra sağda Demiroluk kalıntılarının bulunduğu yere ulaşılır. Demiroluk kalıntıları içinde ilk dikkati çeken blok kayalar üzerine oyularak yapılmış kaya mezarlarıdır. Mezarların cepheleri üçgen alınlıklı olup, sütun ve payelerle dekorlandırılmıştır.

Bu kaya mezarların birinde üçgen alınlığın içinde aslan betimlemesinin iki yanında "Akroter" süslemeleri yer alır. Antik kentin batı yönünde yine bir kaya mezarında üçgen alınlık içinde kalkan tutan, sağa doğru hareket halinde şaha kalkmış at üzerinde yer alan süvari yüksek kabartma olarak işlenmiştir. Mezar kalıntıları Bozkır yakınlarında bulunan Isaura antik kenti kaya mezarları ile büyük benzerlik taşır.

KÖRİSTANLIK

Anamur-Ermenek karayolunda Akpınar yaylasını geçtikten sonra Iconium, Germanikapolis üzerinden Anemuriuma ulaşan antik yol üzerinde bulunan yörede "Çandır" olarak bilinen ören yerine gelinir. Antik kent yukarı şehir (akropol) ve yamaçlarda bulunan nekropol sahalarından ıneydana gelir.
Antik şehirde kuzey batı yönünde çok sayıda kaya mezarı yer alır. Mezarların cephesi "Templum in antis" tarzında ve iki sütun paye ile dekore edilmiştir.

BONCUKLU KALE

Anamur Ermenek karayolunun 3 km.sinde solda hakim tepeler üzerinde ormanlık saha içerisinde Boncuklu Kale kalıntıları yer alır. Antik kentin merkezini oluşturan kale kesme taştan ve oval formda inşa edilmiştir. Sur içlerinde açık eyvan formunda 34 mekan yer alır. Mekanların üstünde seyirdim yerlerinin kenarları 1 m. yüksekliğinde burçlarla çevrilmiştir. Kalenin beden duvarlarının köşeleri kare formunda kulelerle takviyelendirilmiştir.

AZITEPE

Anamur Bozyazı karayolunda Çarıklar köyü sınırları içerisinde Azıtepe kalıntıları yer alır. Antik yerleşimin en doğusunda İ.S. 4ncü yüzyıla tarihleyebileceğimiz apsisi ve sintronon izleri belirgin geniş ölçekli bazilika yapısı görülür. Ören yerinin güney doğusunda moloz taştan beşik tonozlu hamam yer alır.

KIZIL KİLİSE

Anamur'un 8 km. kuzeyinde Kızılaliler köyü içerisinde yer alır. Ören yeri içerisinde üç sahınlı bazilika görülür. Yapı 5.6. yüzyıl Isaura yapılarını çağrıştırır.

ANITLI GÖZETLEME KULESİ

Yapı Anamur-Alanya karayolunun Yakacık köyü içerisinde yer alır. Yapı, kesme taştan kalın temeller üzerinde ve iki katlıdır. Mekan açıklıklarını yuvarlak tonozlu, üst örtü beşik çatılıdır. İ.S. 4, 5. yüzyıllara tarihleyebileceğimiz gözetleme kulesi döneminde önemli bir karakol yapısı olmalıdır.

OTAK KÖYÜ ŞAPEL BİNASI

Anamur -Alanya karayolunda Yakacık'tan sonra sağa dönünce 10. km. de solda Kaladran çayının kenarında Otak Şapeli yer alır. Geç Bizans dönemine ait yapı moloz ve kesme taştan tek sahınlı apsinin iki yanında kült odaları bulunan küçük bir yapıdır.

AYVASIL

Anamur - Ermenek karayolundan 2 km. uzaklıkta, sağda basit kale surları, yapı kalıntıları ve bir hamam yer alır.

KANDACIK NEKROPOLÜ

Anamur Ermenek karayolunda Malaklar köyü yakınlarındaki Kandacık Nekropolünde Roma dönemine ait küp biçiminde mezarlar ve diğer yapı kalıntıları görülür.

ARAP ÇUKURU

Çukur Abanoz köyü yakınlarında Arap Çukuru mevkiinde yüksek kayalar üzerinde yer alan yüzlerce oyuk ahşap mertekler üzerine yerleştirilmiş lahitlerin oyuklarına ait olmalıdır. Ören yerinde ayrıca üçgen çatılı haç kabartmalı kaya mezarları görülür.

ŞIHARDICI

Arap çukuru yakınlarında yüksek hakim tepe üzerinde yer alan antik kent aşırı tahrip olmuştur. Ören yerinde görülen korint tipi sütun başlıkları ve diğer mimari parçalar önemi yapılara ait olmalıdır.

HALKALI

Anamur-Ermenek karayolu üzerinde Abanoz yaylasını geçtikten sonra solda ormanlık saha içerisinde halkalı kalıntıları yer alır. Ören yeri içerisinde Roma dönemine ait üçgen alınlıklı ve sütunlu kaya mezarları dikkat çeker.

ABANOZ

Anamur-Ermenek karayolunda Abanoz Yaylasında sağda hakim tepeler üzerinde son derece tahrip olmuş kent kalıntıları görülür. Antik kentin sağında nekropol sahasında sağlam kalabilmiş kaya mezarları yer alır.

ZİNCİRLİTEPE

Anamur'un batısında Kızılaliler köyünün kuzeyinde henüz fonksiyonu çözülememiş sayısız yapı kalıntısı ve nekropol alanı yer alır.

FİLİR KALESİ

Anamur'un kuzeybatısında Vilayet köyü yakınlarında Filir kale kalıntıları yer alır. Ören yerinde Geç Roma dönemine ait bir sarnıç, basit kale surları ve nekropol alanı görülür.

GÖZ TAŞI

Anamur'un batısında Sarıdana köyü sınırlan içerisinde solda bir tepe üzerinde aşırı tahribat nedeniyle işlevleri anlaşılamayan mimari kalıntılar yer alır.

OVABAŞI

Anamur'un batısında Ovabaşı köyü sınırlan içerisinde bulunan ören yerinde Geç Roma ve Bizans dönemlerine ait apsis'i belirgin bir bazilika, sarnıçlar ve nekropol alanı görülür.

NİNFEUM

Sarıdana köyü yakınlarında yer alan anıtsal çeşmenin sütunlu cephesinde ortası aslan ve medüsa başlarıyla dekore edilmiştir. Yapı Roma dönemine aittir.

ZAVRAK TAŞ

Anamur'un kuzey batısında Filir Kalesi yakınlarında yer alır. Kalıntı yörenin gri renkli blok taşından yapılmıştır. Taşın tam merkezinde apsis biçimindeki geniş açıklık nedeniyle zavrak (pencere) taş diye adlandırılmıştır.
Ritüel amaçlı kullanıldığı sanılan anıt eser Hitit dönemine ait olmalıdır.

KUDRET KALESİ

Anamur'un yayla kesiminde Kaş yaylasının karşısında bir tepe üzerinde Roma dönemine ait kale surları ve diğer yapılara ait kalıntılar görülebilir.

CENNET KOYU

Anamur-Gazipaşa yolunun 17. km.sinde soldaki köy içerisinde apsisi zamanımıza gelebilmiş bir bazilika ile diğer yapı kalıntıları yer alır.


Alıntıdır. savataged tarafından düzenlenmiştir.
 
Son düzenleme:
Üst