AKBABA-sayı-07 (11 Şubat 1976 )

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,907
5,305


Sayın murtaza5 ;

AKBABA okuma günlüğü ( 21.05.2024 ) : AKBABA OKU(YORUM) :
[ Akbaba Dergisi (1976)(Sayi-07) (11 Subat 1976) -20s (Akbaba-Demirel) ]

"Önce , gerçekten bir sorun var mı, yoksa sorun dediğiniz şey sizin bir kuruntunuz mu? Böyle durumlarda genel kanı fazla önem taşımaz. Çoğunluğun sorun sandığı şey değil, güçlü azınlığı üzen şey sorundur. Dikkatli olmazsanız, başlıca "sorun"un kendiniz olduğunu anlayıverirsiniz.

........
.... İş başında bulunduğunuz sürece cebinizden bir tekliği eksik etmeyin hiç. Gerektiğinde yazı-tura atmak için.

Ülkemizde verilecek kararların başarı şansı yüzde elliden fazla değildir genellikle. Bu yüzden, klasikleşmiş yönetim yöntemleri, yazı-tura atmakla aynı kapıya çıkar bizim buralarda. Aynı sonucu alacak olduktan sonra, günlerce kafa patlatmak yerine tekliği havaya fırlatmak daha yerinde değil mi?"

Bu satırlar Akbaba imzalı "Zurna Peşrevi" adlı başmakeleden...


"Milli Eğitim Bakanı Ali Naili Erdem, birçok kitapların yanı sıra, "Gecekondu" ve "İlyas Efendi"yi de yasaklayınca, geçen gün akşam üzeri İlyas Efendi ve Gecekondu romanının kahramanı Selahattin kapımı çaldılar.

-- Buyur İlyas Efendi kardeşim, buyur Selahattin kardeşim, dedim.
İkisi birden, koro gibi :
-- Yasaklandık, dediler. bundan böyle bizi Milli Eğitim Bakanı okullara sokmayacakmış.

-- Üzülmeyin canım, hiç önemli değil, dedim. Ali Naili bugün var, yarın yok. Ama siz kitap olarak hep var olacaksınız."

Bu satırlar Muzaffer İzgü'nün "Yasaklanan Kitaplar" adlı anlatısından...
Dedo11 Yorumu : Sloganımız : "Kitabı yasaklayanlar gider kitaplar kalır. Kitap yasaklayanlar ölür. Kitaplar yaşar."


4. sayfadaki sol alttaki karikatürün yazısı "Gelir vergisinin üçte ikisini memur ve işçiler veriyor."
Dedo11 Yorumu : Sloganım : Vergi adaleti olmayan toplumlarda hiçbir konuda "adalet" olmaz...


" Demirel, gazetecinin sözü bitmeden patladı, biraz sinirli :
Ben başlatmadım. Ben... Benim huyumu biliyorsunuz, gayet mülayımımdır. Biz iktidarız, bizim hoşgörü ile hareket etmemiz tabiidir. Bizden beklenen de odur ama, biz her gün hakarete maruzuz, her gün küfre maaruzuz ve bunu esefle karşıladığımı birçok kere ifade ettim."

Bu satırlar Fikret Otyam'ın "Burası Ankara" adlı köşesinden...
Dedo11 Yorumu : "Bir gün gelecek Demirel'i bile arayacağız" deselerdi kesinlikle inanmazdım...



PERŞEMBE :

ÖYLE YA CANIM
"Atatürk'ün söylediklerinin hepsi Tanrı buyruğu değildir." diyen Şaban Karataş, devrimler konusundaki görüşlerini de şöyle açıklamış :
"Kıyafet devrimi diyorlar, ne olacak bu devrimden? Köylüye ha şapka giy demişsin ha fes... O gün fesi giymiyordu, bugun şapkayı... Harf devrimi, okuma-yazma bilmeyen bir kişi için ne fark eder? Ha sağdan sola yazılmış, ha soldan sağa..."

Haklılar. Tıpkı diğer sorunlarımızda olduğu gibi... Örneğin TRT'nin başına ha Yalçıntaş atanmış, ha Karataş... Ne far eder? İkisi de gazeteciliğin ve yayımcılığın yabancısı olduktan sonra!"

Bu satırlar Vedat Saygel'in "7 Gün" adlı köşesinden...
Dedo11 Yorumu : Bunların Atatürk'e ve devrimlerine hep böyle bakarlar. İflah da olmazlar...



BENİ SEVEN...

-- Beni seven arkamdan gelsin, dedi, yürüdü.
Herkes onu izledi!

Bun söyleyen, ders zili çalınca sınıftan okul bahçesine çıkan bir öğretmen; onu izleyenlerse aynı bahçeye çıkan öğrencileriydi.
**** Gönderen okurlardan : Nail Tekin Önder




BU SAYIDA OLTAMA TAKILAN KELİMELER ( SÖZCÜKLER ) :

Onlar "mülayım" diyor , biz "yumuşak huylu" diyoruz...
Onlar "mutad" diyor , biz "alışlagelen" diyoruz...
Onlar "maruz" diyor , biz "karşısında kalınan" diyoruz...
Onlar "esefle" diyor , biz "yazıklanarak" diyoruz...
Onlar "binaenaleyh" diyor , biz "bundan dolayı" diyoruz...
Onlar "tenkid" diyor , biz "eleştiri" diyoruz...
Onlar "manevi" diyor , biz "içsel olan" diyoruz...
Onlar "tahkir" diyor , biz "aşağılama" diyoruz...
Onlar "sukunet" diyor , biz "sakinlik-dinginlik" diyoruz...



Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...

 
Üst