Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
".... pek inanılır cinsten değildi : -- Dağılın beyler ! Maç yok , sınav var!
Stadyumda sınav?
Evet : Mimar olmak için kabiliyet testinden geçirilmek üzere Ege Üniversitesine başvuranların sayısı beşbine yaklaşınca o kadar insan hiçbir yere sığdırılamamış , en uygun sınav yeri diye Alsancak Stadı seçilmişti." Dedo11 Yorumu : Anlaşılan Üniversiteye yerleştirme sınıvalarının ilk adımları atılıyor o dönem.
Ancak asıl önemli olan üniversite mezunlarının da dahil tüm toplumda işsizliğe mahkum olunduğunu vurgulanıyor.
Vedat Saygel'in "Lafı oraya getireceğim !.." başlıklı anlatısında Belediye Tanzim Satış Magazalarındaki et kuyruğundakilerin bilgi alışverişlerinin boyutlarını okuyunca siz de şaşıracaksınız. İnanmayacaksınız... Ama doğru....
"Herkesin gözünün önündeki gerçekler dile getirdiği zaman bile uzman sözünde bir başka önem , başka ağırlık oluyor. "Pahalılık var" demek başka , "Enflasyonist trend konjorktürü etkileyerek endeksi yükseltiyor." kabilinden bir fetva döktürmek başkadır." Refik Erduran "Keçiler ve Çamaşır" başlıklı anlatısının girişinde bunları söylüyor ve bir ruh hekiminin şehirlerde psikolojik sorunların arttığını açıklamasını irdeliyor...
Muzaffer İzgü "Damla Taşı" başlıklı anlatısında devlet dairelerini (Nüfus , vb. özellikle de tapo dairesini ) arayan vatandaşın çektiklerini anlatıyor...
10. Sayfada : Yedi Gün'den :
"PAZARTESİ :
Akbaba'dan sevgiler
Hemen bütün gazetelerin haberle ilgili başlıkları aynı :
"İnönü 89 yaşına bastı." Dileriz daha nice 89 yıllar yaşa ; getirdiğin demokrasinin rayına oturduğunu inşallah bir gün görürsün paşa!"
Dedo11 Yorumu : Ne dersiniz İnönü ölmeyip günümüze dek yaşasaydı demokrasinin rayına oturduğunu görür müydü?
"Antuan ile Kleopatra" , "Leydi Hamilton ve Amiral Nelson" , "Leyla ile Mencnun" , "Romeo ile Jüliet" i bir de Suavi Sualp'in kaleminden okumak istiyorsanız ( ki ben öneririm ) 12. sayfaya bakmalısınız...
15. Sayfadan :
"Tavuğa göre , solucan daima haksızdır. Bana göre ise , tavuk." ( TİLKİ )
Şimdi de iki adet fıkra aktarayım :
Tanığa kaldıysa... Savcının :
-- Tam oniki kişi suçu işlerken sizi gördüklerini söylerken , hala nasıl inkar edebiliyorsunuz?
diye bağırmasına , sanık cevap verdi : -- Fakat bay savcı , beş milyonluk bir şehirde oniki kişinin "Gördüm" demesine mi inanmalı , yoksa bir de olayı görmeyen milyonlarca insanın ifadesine mi başvurmalı ?
Kim oluyormuş Kendini :
-- Bu sıranın üzerine oturmayınız , diye uyaran adama ateş saçan gözlerle bakan kadın cevap verdi :
-- Oturdum ve oturmakta devam edeceğim ! Sen kim oluyorsun bakayım ? -- Az önce bu sırayı boyayan yağlı boyacıyım !