Akbaba Dergisi 1952 Sayı 010

Levent 16

Aktif Üye
22 Kas 2011
311
1,615
Türk ABD askeri anlaşmalarının yarardan çok zararı oldu. Silah satın alırsın şartlar öne sürerler, şurada burada kullanamazsınız derler. Kendi vatandaşlarımızı kurtarmaya gideriz Kıbrıs'a, ambargo derler. Adının Kıbrıs Barış Harekâtı olması bile bunları aydırmaz. 1974 ten beri Kıbrıs'ta huzur olduğunu dünya biliyor. Bize silah yardımı yaparken sanki biz Yunanistan’a saldıracakmışız gibi mutlaka Yunanistan'a da silah yardımı yaparlar. Hangi akla hizmet anlaşılmaz vesselam.
 

Levent 16

Aktif Üye
22 Kas 2011
311
1,615
Ortaç'ın bu sayıda Anıt Kabir başlıklı bir yazısını okudum. Her zaman ki gibi güzel bir Türkçe ile güzel üsluplu bir yazı.

Ortaç'ın ilk dönem hayatı epey fakir geçmiş. Birkaç gazete ve dergide yayınlanan şiirleri kendisine pek para getirmemiş. Kendisi nedense bahsetmez, para kazanmak için Kurtuluş Savaşı aleyhtarı Alemdar gazetesinin edebiyat sayfasını hazırlamış(*). O zamanlar "kitapçılar" olarak adlandırılan yayınevleri kendisini geçindirememiş. Hatta Orhon ile ortak yayınladığı Akbaba dergisinin ilk sayıları da kazançlı olamamış. Yusuf Ziya Ortaç'ın Bizim Yokuş adlı anı kitabının 72 ci sayfasındaki Gazeteciliğim başlıklı yazısında adını vermeden bahsettiği, aç karnına çalıştığı ve birgün patronlara yemek götüren garsonun elinden tepsiyi nasıl alıp ta yemekleri yediğini, diğer odadaki patronlara nasıl kızgınlıkla seslenip te gazeteden çıkışını anlattığı gazete Türk Dünyası adlı gazetedir. Gene adlarını vermediği gazeteciler Kazım Nami ile Nebizade Ahmet Hamdi'dir. Anadolu harekâtı taraftarı olan gazetenin ilk sayısı 21 Ağustos 1919 yılında, son sayısı 5 Şubat 1920 tarihinde yayınlanmış.

Ortaç'ın milletvekilliği de para bakımından o zamanki ekonomik şartlar nedeniyle zor geçer. Para bakımından pek te parlak bir hayat sürmeyen Ortaç tüm bu zorluklara rağmen gene de Bâb-ı Âli'nin gurmesi, iyi giyinen bir yayıncısı olarak isim yapar. Semih Balcıoğlu Ortaç için "Akbaba'dan ayrılan yazar ve çizerlerin hemen hepsi ücret düşüklüğünden ayrılmışlardır" der.

Ne zaman bir mizah dergisi çıkacağı duyulsa hemen Akbaba dergisinin tirajı düşecek diye meraklanan Ortaç'ın baş sayfadaki bu yazısı, belki de bir yerde Ortaç'ın gençliğinde pek parlak olmayan maddî durumunu unutamaması ve parayı dikkatli kullanması gerektiğini hatırlaması nedeniyledir.

(*) Halit Fahri Ozansoy. Tercüman gazetesi. 6/12/1966

Türk Dünyası gazetesi 10 Teşrin-i Sâni (Kasım) 1919 sayısı:

images
 

Calligrapher

Onursal Üye
5 Nis 2021
1,166
6,882
Ortaç'ın milletvekilliği de para bakımından o zamanki ekonomik şartlar nedeniyle zor geçer. Para bakımından pek te parlak bir hayat sürmeyen Ortaç tüm bu zorluklara rağmen gene de Bâb-ı Âli'nin gurmesi, iyi giyinen bir yayıncısı olarak isim yapar. Semih Balcıoğlu Ortaç için "Akbaba'dan ayrılan yazar ve çizerlerin hemen hepsi ücret düşüklüğünden ayrılmışlardır" der.
Zaten gazetecilerin çok para kazanması ancak 1980'lerden sonra başlamıştır. Eskiden gazete sahipleri ve çok ünlü başyazarlar dışında pek çok gazeteci boğaz tokluğuna çalışırdı. Ne zaman ki Özal Döneminin yükselen zenginlerinden, Libya ve Türkiye'de müteahhitlik yapan Ahmet Kozanoğlu ve Ömer Çavuşoğlu (Nazlı Ilıcak'ın erkek kardeşi) ikilisi 1982 yılında o güne kadar görülmemiş büyüklükte bir tanıtım kampanyası ile Güneş Gazetesini kurarak, diğer gazetelerin pek çok tanınmış yazar ve çizerlerini çok yüksek ücretler önererek transfer edince, basında ücret seviyesi birden yükselmişti. Güneri Civaoğlu, Oktay Ekşi, Refik Erduran, Çetin Altan, İsmail Cem, Uğur Dündar, Şansal Büyüka, Güneş Taner, Bedri Koraman, Ercan Akyol, Mesut Yavuz vb. gibi her branşta (iç siyaset, dış haberler, ekonomi, spor, mizah vb.) en usta isimler transfer edilmişti. Bunun üzerine diğer gazeteler de ellerindeki isimleri tutabilmek için maaşlara zam yapmak zorunda kalmışlardı.
 
Üst