
Nasıl ki 70'lerde Yeşilçam'da; Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Fatma Girik ve Filiz Akın'dan oluşan "Dört yapraklı Yonca" efsanesi var ise; 80'lerde de onların seksapel ve B versiyonu olan Banu Alkan, Oya Aydoğan, Serpil Çakmaklı ve Ahu Tuğba dörtlüsü vardı. Bu kare as sadece Yeşilçam'ın değil; şov dünyasının, erkek dergilerinin, magazin basının vazgeçilmeziydi. Fakat kanımca Ahu Tuğba diğer üç meslektaşına göre daima bir adım önde olmuştur. (Ona biraz 'Afrodit' yaklaşabilmiştir.) Belki iyi rol kesemiyordu ama Allah vergisi Avrupai bir güzelliği vardı. Sarışın saçları, ceylan gözleri, hafiften dişlekliği ve peltek konuşması onu alabildiğine seksi yapıyordu. Bu yüzden de sinemanın yanında; gazinolardan tutun dergi ve gazetelere kadar her yerde boy göstermişti.
Yeşilçam’ın dört yapraklı yoncasının ne kadar katı kuralı varsa Ahu hepsini yıkmış, filmlerde soyunmuş, dökünmüş ve öpüşmüştü. Sanırım rol yapmayı iyi beceremediğinden olsa gerek, filmlerinde genellikle kötü yola düşmüş kadın ya da kızı canlandırırdı. Rivayet odur ki "Tele kız" teriminin TDK'ya girmesi onun sayesinde olmuştur.
Velhasıl kelam;
aslan yelesi röfleli saçlarıyla bile tüm seksenlerin özeti olabilecek bir ikondur Ahu Tuğba.
Son düzenleme: