Ahmet Taşağıl - Bozkırların İlk İmparatorluğu Hunlar

oktayyapıcı13

Onursal Üye
29 Haz 2015
1,372
15,617
xVnyMfSm_o.jpg




İnsanlık tarihi M.Ö. 3 binlerde aydınlanmaya başladığında dünyanın farklı bölgelerinde bazı toplulukların varlığından haberdar oluruz. Bunların Ön Asya'da Mısır'da Akdeniz etrafında, Hint ve Çin'de bulunduğu kabul edilir ve böyle yazılır. Aynı devirlerde Orta Asya'nın derinliklerinde de insanlar yaşıyordu. Nitekim komşuları Çinliler ilk efsanevi metinlerinde onlara yer veriyordu. Bu toplulukların uçsuz bucaksız bozkırlarda boy ya da boy grupları halinde yaşadıkları bildirilmektedir.

Aradan yüzyıllar geçer, tarih daha belirgin hale geldiğinde biz onları Hunlar olarak tanırız. Ancak, onlar çok önemli bir aşamaya yükselirler. Bir siyasi birlik örgütlenmesi gerçekleştirerek bozkırların ilk devlet modelini, hatta ilk imparatorluğunu meydana getirirler. Biz bu siyasi yapılanmaya tarihçiliğimizde çok doğru bir şekilde Asya Hun İmparatorluğu adını veriyoruz.

M.Ö.221'den M.S.439'a kadar uzanan çok açık bir Hun tarihi söz konusu olsa da atalarını M.Ö. 2255'lere kadar götürebiliriz. Her devletin yaşadığı kader gibi Hunlar da yükselmişler, sonra duraklamış, bölünmüş ve yıkılmışlardır. Bozkırların ağır iklim şartlarının, özellikle aşırı soğuktan kaynaklanan kıtlıkların onların zayıflamasında büyük rol oynadığı gerçektir. Yaşadıkları bütün zorluklara rağmen Hunlar sağlam bir devlet geleneği oluşturmuşlar ve bu gelenek Avrasya tarihinde hiç kesilmeden 20. yüzyıla kadar devam etmiştir.

Ahmet Taşağıl, bu çalışmasında kaynakların verdiği bilgilere dayanarak derli toplu bir şekilde Asya Hunlarının tarihini ve kültürünü anlatmaktadır.
 

eankara

Onursal Üye
24 May 2010
1,026
6,034
Bilindiği gibi Ahmet Taşağıl , tıpkı Halil İnalcık hoca gibi uluslararası düzeyde yeri olan , tarhçilerimizin önde gelen isimlerindendir . Taşağıl , yine İnalcık gibi , sadece masa başı çalışmaları yaparak değil , araştırdığı yerlerde bizzat bulunarak , yıllar süren sabır işi titiz çalışmalarıyla adından söz ettirmiş , Türk tarihine önemli katkıları olmuştur. Zaman zaman , kullandığı akademik yazı dilinin sıradan okuyucu için ağır olduğu eleştirisine rastlıyorum , doğal olarak bu saptamaya katılmadığımı söylemeliyim. Hocanın kitaplarına nerede rastlasam benim için heyecan kaynağı olmuştur. İndirerek hemen okumaya başladığım bu kitap , özellikle ilgilendiğim '' Erken Devir Türk Sanatı '' üzerine inanılmaz katkılar sağlıyor. Özetle , '' oktayyapıcı13 '' arkadaşa çok teşekkür ediyorum .
 
Üst