Çizgi roman kapaklarında esinlenmeler, benzerlikler

abboritta

Süper Üye
12 Ara 2020
630
3,284
CLVI.

Pw2zAPvT_o.jpg
 
Son düzenleme:

abboritta

Süper Üye
12 Ara 2020
630
3,284
CLX.

Bugünlük diğer tüm paylaşımlarım rahmetli Haluk Bey içindir...Yıllar önce resmini paylaştığım bir Koçiş çizgi romanı için müzayede duyduklarımdan sonra bir teşekkürü kendisinden mahrum bırakamam...


a.
Mdi2Mvrn_o.jpg


b.
3k82CSgU_o.jpg


c.
yd0rhFdk_o.jpg


d.İlginç olan tema, ikinci sayının neden birinci sayı olarak başladığıdır...
KGEtqxhj_o.jpg


e.
cDO0Tuid_o.jpg


f.
LmRwZx52_o.jpg
 

abboritta

Süper Üye
12 Ara 2020
630
3,284
Steve Holland...Nam-ı değer kahramanlığın yüzü.

OXSg37xh_o.jpg


Steve’in yüzü sadece western kapaklarında değil casusluk, derin devlet, amazonlarda macera gibi türlü kapaklarında kullanılmıştır.

Kahramanlık olarak ifade edilen ölümsüzlüktür, bir nevi Baltalı Tanrı olma durumudur yani. Çünkü kahramanlar sıradan insanlar gibi sırayla otobüse binmezler, yaşamak için çalışmaya ihtiyaç duymazlar...ve en önemlisi hep aynı yaşta ve ölümsüzdürler. Yani kahramanları ilahlaştıran efsaneleridir. Onları yaratan çizerler, senaristler hatta yüzün sahibi ölür, ama efsane yaşadıkça yaşamaya devam ederler. Bu nedenle kahramanlar yarı – ilah konumundadırlar.


sgHlMQf9_o.jpg


Yarı-ilahları konu alan kahramanlık anlatımları, açıktır ki Amerikan Kültürü ile başlamamıştır ancak çizgi roman kültürü Amerikan kökenli olarak anlam ifade etmektedir ve Amerikan kahramanlık kültürünün(The Good Guys) dışarıya karşı pazarlanmasında etkili efsane isim Zagor gibi fumettiye kaynaklık yapan Steve Holland’dır...

Hem yüzünün çizime uygun olması hem de vücudunun gelişmiş olması tercih sebebi olmuş olarak düşünülebilir.

Açıktır ki süreç Steve ile başlamamıştır, ancak onunla anlam kazanmıştır. Bu dönemden önce özgüven patlamasıyla beyaz eldivenleri ve sapsarı saçları ile dişi kovboylar türediği gibi Buffalo Bill ve Kit Carson gibi çizgi romanlar Amerikan western filmlerine dayalı olarak çizilmiştir(Blek Macign’de benzer bir mantığın ürünüdür). Kahraman beyaz ırkın kahramanları ilkel kızılderililerle savaşıyor ve onları mağlup ediyorlar...

1lF2bPQe_o.jpg


Peki, bu kültürün asıl adı nedir? Western ve Wild West’te(İlkel Batı) olaylar yaşanmaktadır. Burası ise daha çok Texas eyaleti başta olmak üzere Hispanik + Yerli Amerikan etkisini taşıyan Seattle kadarki geniş bölgedir, dolayısıyla İngiliz etkisinde kalmış Boston Wild West değildir.

Wild West’te Kanun benim diyen Ringo kasabaya gelir, en güzel kadını her türlü elde eder ve tüm kötüleri öldürür de kime göre iyi kimine göre kötü olmaz mı? Pardon, sarı saçlı ve beyaz eldivenli iyi ise pis ve alçak kızılderili tak kötüdür. Bu vahşiler öyle adilerdir ki beyaz ırkın nadide çiçeklerini veya yiğitlerini bile kendilerine benzetirler ve kendi çocuklarını vahşi kurtların büyüttükleri çocuklar gibi ilkel şekilde yetiştirirler. Bu yüzden her türlü müstehcenlik onları tanımlar, çünkü onlar da ahlak da yoktur.

Kahramanın ancak bir yancısı olabilir ve bu yancı kahramanın ayak işlerini yaptığı gibi en kritik durumlarda kahramanın kurtulmasına da yardımcı olur, aynı Chico gibi.

Popüler western kültürünün taslağını kabaca bu şekildedir. Tabi bu hayali öykülemede birçok açık uçlu sorun bulunmaktadır. Örneğin bir Amerikan kovboyunun kızılderilileşmesinin en destansı anlatımı olan Kevin Costner’ın 4 saatlik epik filmi Dances with wolves filminden sonra Kevin Costner’ın maruz kaldığı ayrımcılık veya günümüzde kızılderililerin çoğunlukta yaşadığı Amerika’nın kuzeyindeki bir bölgede kadınların kaybolmalarının polis soruşturmasına tabi olmaması veya beyaz ırkla ırksal farklılıkları aşikar olan(adli tıpta da kullanılan kafatasları açısından) zencilere zenci bile denilmesinin hakaret haline gelmesinde beyazların birbirlerine karşı zencileri kullanmaları açıkken beyazdan daha beyaz olsa bile hispaniklerin ‘’ kendi insanım ‘’ ifadesini kullanmasının kızılderililerle başlamasının nedenleri...


2KQYWQ27_o.jpg



Popüler Amerikan kültürüne dayalı olarak Türkiye’de bile zenciye zenci denilmez hale gelinmiştir, Amerika’nın özellikle doğusundaki beyazlar için Afrikadaki zenciler bile Afro-Amerikan’dır, zencilerin sözde hakları için hiç zencinin yaşamadığı bir ülkede gösteriler yapılır, zencilerin artık Amerikan dizilerinde eşcinselliği açıkça desteklenir, kadın hakkı olarak kadınların koltuk altı kıllarının uzatılmasına karşı erkeklerin bu durumu nahoş karşılaması cinsiyet ayrımcılığı olarak tanımlanır...Çünkü tüm bu silsile sorgulamadan kabul etmeden veya red etmeden kaynaklanmaktadır. Örneğin yıllar önce Lethal Weapon filminde, kendisini zenci olarak görmediğimiz, zenci Danny Glover devam eden protesto sırasında ‘’ benim halkım ‘’ ifadesini kullanmıştı. Çünkü bir zenci için zenci kendisine yakın olandır, eğer öyle olmasaydı ‘’ beyazlık ‘’ hastalığı ile doğan bebekler Afrika’da öldürülmezdi ve benim halkım ifadesi öncelikli olarak kızılderililerin kullandığı bir ifade olmuştur.

Q6tbv83O_o.jpg

Volkan'dan öncelere ait bir kapak...

Kızılderililere karşıtlık gibi Amerika’da birtakım karşıtlıklar bulunmaktadır. Yıllar önce okuduğum bir Fransız çizgi romanında Louisiana hakkında bir şeyler yazılıydı. Bildiğimiz gibi Kanada’da bariz bir Fransız kültürü vardır ve bunun Amerikan şubesi Orta Amerika Louisiana’sıdır ve bu bölge İngiliz + Alman vahşetini farklılaştırmıştır.

yg2THVIA_o.jpg


Günümüzde Louisiana’da Fransızca kökenli Louisiana kreol isimli dil konuşulmaktadır ve Fransız Kültürü Louisiana’da yaşanmaktadır. Buna karşılık bu bilgi pek de bilinen bir şey değildir ve daha çok önemsiz olarak değerlendirilmeye yönelik bir bilgidir. Çünkü bu üç harfli olmayan bir köydür ve herhangi bir Good Guy Amerikalılığa uygun değildir.

Vdmzkygg_o.jpg

GLwP64PC_o.jpg

cMx7MLR4_o.jpg


Peki, Zagor’a taşınan kahramanlığın gerçekçiliği nedir dersek bunun cevabını Don Quixote’ta bulabiliriz. Evet kahramanlar vardır ama gerçekçiliğin kaybı kahramanın kibri ile atından düşmesine neden olabilir. Ve bu yüzden bir ömür yaşayan insana dair kahramanlığın tek bir yüzü olamaz ve bu nedenledir ki ideolojiye dönüşen kahraman için zorunlu olarak taşınımlar yapılır veya ideoloji için ideolojileştirilen kahraman sayesinde ‘’ötekiler ‘’ hep var edilir, örneğin bir zaman naziler bir zaman komünistler bir zaman kızılderililer.... Yani bir bakıyoruz Zagor kendisine Amerikan kapak resimlerinden kaynak bulmuştur veya Teks kaybettiği atı için Alman bir çizerin atını ödünç almıştır.

Eu7Rpaws_o.jpg


a.
w06reSOb_o.jpg

b.
f4Yx1Q0E_o.jpg

c.
GDEh12e1_o.jpg

Not: Son üç resim paylaşımı alıntı kökenlidir ve aslen İtalyan kapaklarındaki esinlenmelere(!) dayanmaktadır.
 

abboritta

Süper Üye
12 Ara 2020
630
3,284
Darkan Günlüğü...

a. İtalyan kapak resimindeki kızılderiliye yüz biçilmiş dersek yanlış olur mu?


Fo3Yli9Q_o.jpg


b. Kadın vücudunun günahın adı olan yılan vücutlu olacak şekilde betimlenmesinde, dişi örümceğin öpücüğü Brigitte Bardot'tur ve Goşa aslında Bardot'tur diyebilir miyiz?

zb5SdAUo_o.jpg


Evet, yine alçak bir dişi pagan kızılderili...Yok yok pardon bu farklı idi. İnsan eti yiyen Moğol prensesi yok o da değil kim ki bu?

F3FjZa7I_o.jpg

Not: Son resim alıntı kökenlidir.

Darkan film müziği mi? Peki, John Barry - Zulu - Zulu Main Theme; Isandhlwana nedir?
www.youtube.com/watch?v=OFsJ9P5Wn0c
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

abboritta

Süper Üye
12 Ara 2020
630
3,284
Eski kapak resimleri çoğunlukla Amerikan western kapaklarının çizilmesi şeklinde betimlenmiştir. Ancak bu örnek, yanılmıyorsam, bir özverinin göstergesidir ve seri dışı olarak paylaşmayı uygun buldum.

Brave Eagle, Keith Larsen idi ve Winnetou'ya dair ilklerin bulunduğu bir imgelemdi.

Samim abimiz burada, eğer yanılmıyosam, iki kapak resmini birleştirerek özgün bir çizim yapmıştır. Tabi hemen Türk çizerliğinin başarısı denilebilir, aynı '' İspanyol çizerlerini görün Fransa'da ne işler başarıyorlar ''(Enric Sió için söyleninler) gibi de aslında bu kişisel bir başarıdır. Yani Samim abimiz eğer başarılı ise bu benim gibi yeteneksizler çoğunluğu ilgili olamaz.


WuzvvaEE_o.jpg
 

abboritta

Süper Üye
12 Ara 2020
630
3,284
Marvel serilerinde, farklı çizerlerin çizdikleri farklı kapaklarda Kinowa değil de Öz Kinowa, yetmedi Hakiki Kinova benzerinde aynı sayılabilecek çizimler yapılmış ve yapılmaktadır.

Bir gelişim sürecince özellikle western çizimleri, casus ve politik filmlerin popüler olmasına dayalı olarak, 70’li yıllarda kapaklardaki kahramanların(!) başkalaştırılmasına ve daha çok aktörlere benzemelerine neden olmuştur. Buradaki detay şudur, aynı çizgi roman serisinde kahraman sürekliliğe sahip şekilde farklılaşabilmiştir. Yani eskinin Zagorunun tek yüzü tek yazısı ile Zagor olabilmiştir.

70’li yıllar diyoruz çünkü 70’li yıllar popülerliğin ilhamlara konu olduğu ve insanların işlerini bu şekilde çeşitlendirdiği yıllardı. Bu bir nevi kaynak gösterme yıllarıydı, işler vardı ama bu işler popülerliğin uyumlulaştırılması anlamında çalışmalardı. Örneğin daha önce yayınlanmış dergilerdeki çizimleri hikayede anlamlı kapaklara uyarlama, mantıklı bir kopyalama olarak ve çizerin kendisini geliştirmesinde anlamlıdır. Yani bir Kobe Bryant sadece Kobe olduğu için değil Michael Jordan gibi oyuncuların hayatları ve başarıları ile Kobe olmuştur, ancak Kobe Michael Jordan forması ile ve yüzünü ona benzeterek Kobe olamazdı.

Şöyle düşünelim, Adobe Illustrator gibi bir bilgisayar programında kişisel bir dosya oluşturmak istersek yapacağımız şey video seyretmek veya konu ile ilgili çalışmaları okumak olacaktır. Bir alternatif de deneme yanılmaya bağlı olarak sabırla bunu bizim yapmamızdır, tabi ki zamanımız gidecek ama bu eğitim(!) esnasında başka bir şeylerde öğrenebiliriz. Örneğin, bir mimarı unsuru düşünelim, bunu anlamak için bunu parçalara ayırmak değil parçaları bütünsel olarak anlamak bakış açımızı zenginleştirecektir. Örneğin İstanbul Taksim’deki Fransız mimarlarca yapılmış yapılara bakalım, sadece süslemeleri bile kendimiz için anlamlı haline getirmemiz bizi farklı bir konuma getirecektir.

Sadece kişisel değil genel anlamda kabiliyetsizliğin kabiliyet olmasına neden olan 70’li yıllarda, esinlenme ile taklitçilik arasındaki fark kara odaklanma temelinde önemsizleşmiştir. Ve bu sorundan en fazla etkilenen toplumların başında Türkiye gelmektedir.

Çünkü Türkiye aslında sanat altyapısı olan bir toplum değildir ve sanatın varlığının bile bir araç olarak anlam taşıması sanatın gelişimini etkilemiştir. Misal, herkes neyi yapıyorsa sen de onu yap sivrilme, farklılaşma...bunu her yerde duyarız çünkü eğer bir şekilde bir şey kısa dönemli kazançlı ise kendini riske atmak risklidir. Bu yüzdendir ki bazı üniversitelerde yazılan tezlerin konu ile ilgili Rus kitaplarının birebir kopyası olmasına dayalı olarak sıfatını isminden önde tutan ehilsizlerin baş tacı olmaları akademik yeterlilik olarak görülebilmesi gibi sanatta taklitçilik sanatsal bir yeterlilik olarak görülmüştür.

Evet, eleştirilecek konu çok ancak Türk toplumunun yapısı hakkında biraz bilgi sahibi olunca çok iyi yerde olduğumuzu düşünebiliriz. Hani çöpe çöp atmanın Avrupalılık sayıldığı bir toplumda bir genç çıkıyor ve diyor ki ben çizim yapacağım, alacağı yanıt şimdi bile ne olur bu toplumda? Hani gerçekçi düşünelim, çizgi roman sevdalılarının çocukları bile böyle bir şey dese kaç çocuk desteklenir, kesintiye uğramadan. Hadi diyelim gencimiz çizim tekniği konusunda hem eğitim aldı hem de bir yerde iş buldu, ne istenecek çizilecekler istiflenecek ve zaman baskısından kurtulmanın yolları aranacak...Tabi bu iş bulma eskisi gibi sürekli olur mu o da ayrı, hani herkes gibi sigortalı bir işe gir ve evlen boş işlerle uğraşma hobi olarak uğraşı işe devam ederken de duyacaktır. Bu nedenle günümüzde bile taklitçilik bir ur gibi bize yapışıktır, ancak bu özgün çalışmalar yapılmadığı anlamına gelmez.

Tembellikten, kabiliyetsizliğini kabiliyet ile kapatma sevdasından ayrı olan bu durum, ilham ile eserini şekillendirme açısından yani özgün çalışma yapma hevesini yok edemez.

Müziği oluşturan bestedir, 70’li yıllarda besteyi alıp söz ekleme taklitçiliğinin ilerisi Dünyayı Kurtaran Adam filminin başlarındaki sahneler için film çalmaktı. Tabi, hemen çaldım çaldım da bir sor neden kurnazlığına başvurulsa bile bu çalmayı haklı gösteremez.
Çizgi roman kapakları beste olarak değil de film afişleri olarak anlamlıdır, bence. Şöyle düşünelim, beğendiğim Teksas kapağına daha önceki bir taslak yazımda yer vermiştim. Şimdi, bu kapağa dair macera yok forumumuzda sadece sahaflarda var ve fiyatı 350 lira. Evet, tek bir çizgi roman 350 lira. Diyelim ki, ben bunu aldım 350 lira vererek, peki aldığım ne olacaktır? İçerik değil herhalde çünkü maceranın devamı ve öncesi de yok, o zaman 350 lirayı ben kapağa vereceğim öyle mi? Evet, çizgi romancılar biraz koleksiyoncudur veya koleksiyoncular biraz çizgi romancıdırlar da bir afişe 350 lira vermek ve bunu da yalnız orada durdun bakayım şeklinde almak, biraz sorunlu bir durumu ifade edebilir. Bu nedenle özellikle forumumuz önemlidir çünkü diyoruz ki hadi bir seriye başlayalım sonra bir bakıyoruz yarıda kesilmiş, e ne oldu sonra? İtalyanca’dan devam edeceğiz...

Bunu kendi açımdan ifade etmek gerekirse, yaptığım paylaşımlar özgündür ordan burdan kopyalamadım. Bazı arkadaşların paylaşımlarından yararlanarak, bu paylaşımları üzerinden bulgularımı paylaşıyorum. Bu paylaşımlar esnasında yeni şeyler öğreniyorum, farklı alanlarda arkadaşlarla buluşuyoruz...Ancak, atıyorum bir İtalyan arkadaş tutmuş bir şey bulmuş ve ben bunu olduğu gibi burada sanki ben bulmuşum gibi paylaşıyorum...Şimdi bu ilk durumdaki gibi ne tat verir ne de heves...Bunları paylaşırken yine ben bir şey buluyorum ve alıntı vurgusunu yapmaktadım. Tabi bu yapılır, ama bunu yapan arkadaşın amacı başkadır yani zevkli paylaşımdan ziyade bakın ben neler buluyorumdan ziyade ben ne kadar önemliyimi taltif ettirme gibi.

Dikkat edilirse, belli kıstaslar belirginleşmiştir. Buna göre esinlenme ilham alma ve ilham vermektir, farklı kaynakları bir araya getiren esinlenme bir çalışmayı olduğu gibi almak veya sağı sol solu sağ yapmak değildir, esinlenme konu alınan çalışmaya imza atma atarken kopyacılığı özendirme şeklinde tekniklerden uzak durmayı gerektirmektedir(örneğin bir kapaktaki üç kovboydan birini hariç bırakıp iki kovboya odaklanıp bunu da yönsel farklılaştırmaya imza atma esinlenme değildir.), yeniden düzenleme de aslounan bilinenin başkalaştırmasıdır yani Sabata kapaklarındaki(büyük maceralar versiyon) gibi zor tespit edilebilirliktir veya x ile y kapaklarındakini farklı bir arka planda birleştirmektir ve ortaya yeni bir emek çıkarmadır. Örneğin Henry Fonda’nın resmini profil resmim olarak olduğu gibi kullanma kopyacılık, bu resmi photoshopla değiştirerek kullanma esinlenmedir.

Peki, kopyacılığa karşı tutumumuz ne olmalıdır? Bizden bir şey olmaz diyip arkamıza yaslanmak mı yoksa günümüzün aksine o dönemin koşullarında o döneme uygun şekilde bir şeyler ortaya koyanları görmezden gelmek mi?

Umarım, bir iki özgün tez konusu konusuna ilham olmuşumdur.

Alıntı kökenli örneklere geçelim:


a.
AqWTwHDo_o.jpg


b.
3a1Dp53T_o.jpg


c.
uBb4Miwn_o.jpg


d.Dikkat edelim, bu örnek alıntı değildir ve orjinal Zagor çizimi daha detaylı ve güzeldir. Türk versiyonda kalite düşüktür, örneğin Zagor'un boyununa bakalım...Evet, bu nedenle Türkiye'de yapılmış kapaklarda a + b+ c vurgularına dayalılık esastır...
Bunu vurgulamaya devam edeceğiz ve örneklerle daha anlaşılır kılacağız...


Oiti5Z0X_o.jpg
 

abboritta

Süper Üye
12 Ara 2020
630
3,284
Evet örneklere geçmeden önce bir detay konusuna dikkat edelim....

Kapaktaki pilot Capitan Volkan ama kapaktaki uçakta USAF yazıyor, nedir bu USAF?


ZSJSJbrI_o.jpg
 

abboritta

Süper Üye
12 Ara 2020
630
3,284
CLXII.

Capitan Volki’nin çizimlerinde özellikle İtalyan afişlerinin etkileri gibi İtalyan aktörlerinin etkileri bulunmaktadır. Özellikle bir aktör vardır ki...


dH0hTQD0_o.jpg
 

abboritta

Süper Üye
12 Ara 2020
630
3,284
CLXIII.

Capitan Tolgi’nin kapağındaki bayan arkadaş sanki photoshopla karikatürize edilmiş, neden? Burada bir detay da Ömer Bey’in o dönemle ilgili sözlerinin birebir örneklerini görmemizdir.


mjwUZrje_o.jpg
 

abboritta

Süper Üye
12 Ara 2020
630
3,284
CLXIV.

007’nin tarihe uyarlanmış fedaisinin kapak resimlerinde İtalyan aktristlerin üst bölgelerindeki gibi dolgunluk göze çaptığı gibi(Afişten alıntılanma nedeniyle bu örnek en masumlar arasındadır) ilerisi Lucifera, Sukia’daki gibi erotizmden daha da ileriye taşınabilecek kapakların olmasıdır(seks+şiddet). Hatta Conan’dan yapılan alıntı ileri götürülerek, zincire vurulmuş Gara Murad hapiste neredeyse çıplak sap sarı saçlı kızı götürüyor...Zaten söz konusu Gara Murad’sa sütyensiz kızlar hemen soyunur, hani 007’de bile böyle bir karizma yok. 70’li yılların İtalyan erotizm ötesinin Türkçeleştirilmesinin tarih ile bağdaştırılması, Kültür Bakanlığı tarafından yayınlanan çizgi romanlara dahi etki edebilir.


dFkWM6uN_o.jpg
 

abboritta

Süper Üye
12 Ara 2020
630
3,284
CLXVII.

Bu paylaşımlar arkadaşlarımızın esinlenme ve kopyacılık farklarını anlamaları amaçlıdır.

a.


HOkgOL0T_o.jpg


b.
UCTkIZzP_o.jpg


c.
Ln9Cbs9Z_o.jpg

jKZJ4yQD_o.jpg


d.
5gWrb382_o.jpg

WNL4s1FW_o.jpg



e.
SA86uH0Q_o.jpg
 

abboritta

Süper Üye
12 Ara 2020
630
3,284
CLXX.

ho5rsKWg_o.jpg


Bu kapak resmi ile bağlantılı olabilecek kapağın kökeni Bandolero filmindeki sahnedir.

iubll9xz_o.jpg

nQ7FvKM3_o.jpg
 

abboritta

Süper Üye
12 Ara 2020
630
3,284
CLXXIII.

Evet, orjinallerindeki detaylı ve güzel çizimlerinden farklı kapak resimlerine dair örnekler...


MrJQLJIl_o.jpg

Zagor nerede?
LrmVOzvm_o.jpg

Kılıç sembolü nerede?
BfkMToaw_o.jpg

di71LHGJ_o.jpg
 

abboritta

Süper Üye
12 Ara 2020
630
3,284
CLXXIV.

Türkiye'de bir dönem feza denildiğinde akla Flash Gordon gelmekteydi...Dünyayı Kurtaran Adam dahildir buna...


4p9OBdOr_o.jpg
 
Son düzenleme:

abboritta

Süper Üye
12 Ara 2020
630
3,284
CLXXXII.

Hikaye günlükleri...

Evet, birçok kapakta hatta kadın şeklinde betimlenen(Jeles Verne - İki yıl okul tatili dahil.) bu italyan aktörün ismini artık kaçımız biliyor?

hU50mOTp_o.jpg


Evet, Capitan Volki her yerde...Zagor'da bile en azından yüz farklılaştırmaları yapılırken...


EjsbUJbW_o.jpg

dykS0cqR_o.jpg


Tabi böyle kaliteli çizimleri çocuk kitapları kapaklarında göremiyoruz, nedenleri önceki yazımızda ifade edilmiştir.
azDGXvCl_o.jpg
 
Son düzenleme:

abboritta

Süper Üye
12 Ara 2020
630
3,284
CLXXXIII.

Emmioğlunun sahaftan aldığı kapaklarla şekillenen Milliyet Çocuk Kitapları sayısızdır...

Ama herhalde bizim emmioğlu İspanya'da otuyordu...Peki,emmioğlu bizim çizimlerimizi etkiledi mi? Hem evet hem de hayır.


TcfPNq6y_o.jpg


Miliyet çocuğun aslına dair bu paylaşım çizerlerimize örnek oldu mu? Hayır, bizimkiler Capitan Miki kapağını aynen aktardılar(Capitan Miki No:118)...



vdENiZiZ_o.jpg


Ama bizim emmioğlu Fransa'ya gitti ve orada Je Sais Tout'u bizimle tanıştırdı...Sonra da biz çizim yapabildik. Dikkat edelim buradaki betimleme Tom Braks, Jikop dahil birçok kapakta kullanılmış kovboya dair betimlemenin kökeni olan Mustang dergi kapağındaki betimlemenin kökenlerine dair ipuçları vermektedir...
Y3jnljEf_o.jpg


Sonra esinlenme kökenli kapaklar yapabildik...
E2VjoO46_o.jpg


TKpTOgbT_o.jpg

fTXcw7ar_o.jpg

ekSOVI8u_o.jpg


Çocuklara tercüman olan ise biraz daha olsa esinlenme kökenli çizimler yapmıştır...
pbXRus4e_o.jpg
 
Son düzenleme:

abboritta

Süper Üye
12 Ara 2020
630
3,284
CLXXXIV.

Baltam(Stone club) olmadan asla...Yanlış hatırlamıyorsam, bu samuray bir Mister No kapağında betimlenmiştir.

bakuFNnX_o.jpg
 
Son düzenleme:

abboritta

Süper Üye
12 Ara 2020
630
3,284
CLXXXVI.

Evet...Günün son paylaşımı....

Bulması oldukça zor olmuş esinlenme örneğini dostlarla paylaşmayı uygun buldum...

Bunun da bir Teksas kapak resmi olması ironik olabilir...


aRJe5AgE_o.jpg
 
Üst