80'lerde çocuk olmak...

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,552
İzmir

Çok şık bir nostalji "resm-i geçidi" oluyor sevgili "ahmet akyol",

Resmini verdiğiniz "ITT Schaub-Lorenz SL58 Automatic" marka teybi görünce, bu benim 1976 yılında sahip olduğum ilk "kasetli" teyp dedim. Ama yanılmışım! biraz araştırınca benimkinin "ITT Schaub-Lorenz RC1000" modeli olduğunu hatırladım. Zira resimde görülen sadece kaset teyp, radyosu yok. benimkinde radyodan kayıt yaparak yüzlerce kaset doldurduğumu hatırladım. İlk kaset teybim buydu ve çok kullanışlıydı. Gerçi 1960'larda eve alınmış bir makaralı teybimiz vardı, ama o tam olarak bana ait değildi! Alman malı olan her iki teyp de yaklaşık olarak o yıllarda (1975-76) üretilmeye başlamış (bu bilgiyi şimdi öğrendim). Satın aldığım yılı kesin olarak hatırlıyorum, zira o yıl Girne Caddesi'nde (İzmir) yeni bir eve taşınmıştık. O cadde üzerinde o zamanki binalar birbirine çok yakındı. Birkaç metre ötemizde olan karşı balkonda birisi sürekli ses düzenini sonuna kadar açıyor ve döne döne mahalleye "Hotel California"yı dinletiyordu (o meşhur Eagles şarkısı da tam o yıl yeni çıkmıştı) şarkı çok iyi, ama devamlı olunca ve bu volümde hiç çekilmiyor! Düşündüm ki ben de teybi balkonda açarsam utanır susar! Ne mümkün, meğer adamın kendi boyu kadar kolonları varmış! O da onları balkona çıkarttı! Bizim teybin sesi fısıltı gibi kaldı. Adam biraz hastaydı galiba. Günler sonra sustu ama nasıl sustu (veya susturuldu) bilmiyorum. Ama "ITT Schaub-Lorenz RC1000" müthiş bir teypti. Kaliteli kayıtlar yapılırdı bu gülle gibi ağır cihazda (şimdi internete baktım 4 kiloymuş!), bu kayıtları plakçılardaki profesyonel sistemlerde dinlediğimizde orada bulunanlar ses kalitesine şaşarlar, portatif bir cihazda kaydedildiğine inanamazlardı.

Beni o yıllara götürdüğünüz için teşekkürler.


ITT_teyp_001.jpg


Paylaştığınız yaşam öyküsü için teşekkürler sevgili Scanfan...Büyük bir zevkle okuyup hikayenin sonlarına doğru oluşan yüz tebessümüne engel olamadım...Özelikle büyük kolonlar kısmına gelince sesli güldüm....:) Her paylaştığım objenin bizde aslında o kadar derin izleri var ki,sadece resimleri görünce ortaya çıkıyor.Amacımda aslında tam olarak buydu bu sayfayı açarken,insanların bilinç altına yerleşen anıları tekrar yüzeye çıkarmak ve o güzel dönemleri yüzlerinde bir tebesümle tekrar hatırlatmak....:)
 

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,552
İzmir
Ahmet bizi her geçen gün biraz daha yaşlılığa gömüyor.:)
Biri bunu durdursun.:D

Ali Ağabey inan bana her paylaştığım resimle birlikte bende aynı duyguya kapılıyorum....Ben bunu şu tarihte görmüştüm deyip hesap yapmaya başlıyorum,sonrasında çıkan rakam 25-30 olunca kendi kendime ''vay be'' yaşlanmışım diyorum :D
 

melih_

Onursal Üye
24 Ara 2015
1,213
3,865
Osmaniye
Şimdi paylaştığım resimler arasında hala Solo Test'i severek oynarım..Öyleki herzaman 2 çıkardığımla övünürdüm,ta ki bugün 7 yaşındaki kızım 1 çıkarana kadar.....:) Seksenli yıllardan beri oynarım ama hiç 1 çıkaramamıştım :) Leblebi tozuna gelince,eminim sizde benim gibi o dönemler defalarca boğulma tehlikesi yaşamışsınızdır :) ve en son bir resim üzerine daha yorum yapmak istiyorum ''LOTO ANAHTARLIK'' evet o kadar basit bir oyuncak,amaaaa ilk çıktığı dönemde ''İPHONDAN'' daha fazla insanı hayretler içinde kendine hayran bırakmıştı....:)

1. Fotoğraftaki tıraş makinesi ile az tıraş olmamıştım. Hatta okulda derslere dağılmadan önce yapılan kontrollerde bazı öğretmenler daha doğrusu müdür ve müdür yardımcıları o makineden temin etmişler ve saçı uzun olanların genel olarak ön taraflarına "kertik" adını verdiğimiz darbe atıp eve gönderdikleri olurdu. Evet ! biz bu şekilde okuduk büyüdük ve ailemizden hiç kimse de tutup o öğretmeni müdürü müdür yardımcısını şikayet etmedi etmeyi bile aklına getirmedi çünkü eti senin kemiği benim anlayışı vardı. Şimdi öyle mi?

2.Fotoğraftaki çıkartmaları bende almıştım hatta okul yıllarımdan kalan defterlerimin üzerinde hala var, o kadar seviyordum ki uzun süre defterlerimin üzerine yapıştırmamıştım. Böyle şeyleri bulamıyorduk maddi imkanlarımız yoktu.

3. Fotoğraftaki Loto Anahtarlıktan bende almıştım. Evimize ve okulumuza yakın Yılmaz Kırtasiye isimli bir kırtasiye vardı ve yaşadığım yerin en büyük kırtasiyecesiydi, bazen içeri girer büyülenmiş gibi bu tür şeylere bakardım. Kırtasiyenin sahibi bu tür şeyleri hep camekana koyardı. Ne yazik ki içerisindeki lastikti sanırım mekanizma bozulunca loto anahtarlıkta dönmez olmuştu.

4.Solo Testde aynı kırtasiyecide vitrinde bulunurdu ve ben kırtasiyecenin önünden geçerken ah çekerek bakardım ve parayı denkleştirirsem alırım derdim. Hiçbir zaman parayı denkleştiremedim ve solo testi alamadım. İçimde ukta olarak kaldı.

5. İçinde un ve donmuş şekilde kremaya benzer bir yiyecek vardı, bunu da herzaman alamıyorduk, yani özel günlerde falan alabiliyorduk.

Hey gidi günler hey.
 
Son düzenleme:

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,552
İzmir
1. Fotoğraftaki tıraş makinesi ile az tıraş olmamıştım. Hatta okulda derslere dağılmadan önce yapılan kontrollerde bazı öğretmenler daha doğrusu müdür ve müdür yardımcıları o makineden temin etmişler ve saçı uzun olanların genel olarak ön taraflarına "kertik" adını verdiğimiz darbe atıp eve gönderdikleri olurdu. Evet ! biz bu şekilde okuduk büyüdük ve ailemizden hiç kimse de tutup o öğretmeni müdürü müdür yardımcısını şikayet etmedi etmeyi bile aklına getirmedi çünkü eti senin kemiği benim anlayışı vardı. Şimdi öyle mi?

2.Fotoğraftaki çıkartmaları bende almıştım hatta okul yıllarımdan kalan defterlerimin üzerinde hala var, o kadar seviyordum ki uzun süre defterlerimin üzerine yapıştırmamıştım. Böyle şeyleri bulamıyorduk maddi imkanlarımız yoktu.

3. Fotoğraftaki Loto Anahtarlıktan bende almıştım. Evimize ve okulumuza yakın Yılmaz Kırtasiye isimli bir kırtasiye vardı ve yaşadığım yerin en büyük kırtasiyecesiydi, bazen içeri girer büyülenmiş gibi bu tür şeylere bakardım. Kırtasiyenin sahibi bu tür şeyleri hep camekana koyardı. Ne yazik ki içerisindeki lastikti sanırım mekanizma bozulunca loto anahtarlıkta dönmez olmuştu.

4.Solo Testde aynı kırtasiyecide vitrinde bulunurdu ve ben kırtasiyecenin önünden geçerken ah çekerek bakardım ve parayı denkleştirirsem alırım derdim. Hiçbir zaman parayı denkleştiremedim ve solo testi alamadım. İçimde ukta olarak kaldı.

5. İçinde un ve donmuş şekilde kremaya benzer bir yiyecek vardı, bunu da herzaman alamıyorduk, yani özel günlerde falan alabiliyorduk.

Hey gidi günler hey.

Eşim sınıf öğretmeni olduğundan sizi kesinlikle çok iyi anlıyorum sevgili melih eskiden öğretmen hem velilerin hemde öğrencilerin saygısı vardı...Şimdilerde ise...Neyse sanırım anlamışsınızdır....
Solo test konusuna gelince içinizdeki uhteyi çok iyi anlayabiliyorum,zira bende de bu tarz bir uhte vardı he-man oyuncaklarına karşı ve yıllar sonra sahip olunca çok sevinmiştim...Ve eğer adresinizi yazarsanız Solo Testi size sevinerek gönderebilirim.Sevgilerimle.
 

melih_

Onursal Üye
24 Ara 2015
1,213
3,865
Osmaniye
Benim çocukluğum 70'lerin sonları ile 80'lerin ilk yarısında geçti. O dönemler zaten yurdum yokluk içerisindeydi bir de kendi ailemin imkansızlıkları pek çok şeyin özlemi içerisinde büyüttü. Ama yine de şikayet etmiyorum, etmedim, hayatımızın en güzel yıllarıymış. Hiçbir şey yokmuş ama gam keder tasa hayat mücadelesi ikiyüzlülük hainlik vs gibi duygular da yokmuş. O günleri özlüyorum. Bazen anlatıyorum çevremdeki yeni yetme insanlara, inanmıyorlar. Babanıza annenize sorun diyorum onlar da yaşadılar benim gibi diyorum.
 

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,552
İzmir
Benim çocukluğum 70'lerin sonları ile 80'lerin ilk yarısında geçti. O dönemler zaten yurdum yokluk içerisindeydi bir de kendi ailemin imkansızlıkları pek çok şeyin özlemi içerisinde büyüttü. Ama yine de şikayet etmiyorum, etmedim, hayatımızın en güzel yıllarıymış. Hiçbir şey yokmuş ama gam keder tasa hayat mücadelesi ikiyüzlülük hainlik vs gibi duygular da yokmuş. O günleri özlüyorum. Bazen anlatıyorum çevremdeki yeni yetme insanlara, inanmıyorlar. Babanıza annenize sorun diyorum onlar da yaşadılar benim gibi diyorum.

Bu forumu açtıktan sonra,80 li yıllarda çocukluğunu yaşamış ve o dönemleri özlemeyen tek bir insan olmadığını anladım...O dönemin saflığı ve güzeliği o kadar farklıydı ki benim için.....Sanki sihirli yıllardı,ve doksanlı yılların başlarında bu büyü yavaş yavaş kayboldu,yerine ise kapkara ve insanların artık birbirine güvenmediği,paylaşan insanların yok oldukları bir dönem başladı....Evet eşyamız yok denecek kadar azdı,madii imkansızlıklardan bir çok şeyi alamazdık...Ama en önemli şeye sahiptik...''İNSANLIĞIMIZA''
 

melih_

Onursal Üye
24 Ara 2015
1,213
3,865
Osmaniye


Bu forumu açtıktan sonra,80 li yıllarda çocukluğunu yaşamış ve o dönemleri özlemeyen tek bir insan olmadığını anladım...O dönemin saflığı ve güzeliği o kadar farklıydı ki benim için.....Sanki sihirli yıllardı,ve doksanlı yılların başlarında bu büyü yavaş yavaş kayboldu,yerine ise kapkara ve insanların artık birbirine güvenmediği,paylaşan insanların yok oldukları bir dönem başladı....Evet eşyamız yok denecek kadar azdı,madii imkansızlıklardan bir çok şeyi alamazdık...Ama en önemli şeye sahiptik...''İNSANLIĞIMIZA''


Çok güzel yazmışsınız ve konuyu özetlemişsiniz. Evet hiçbir şeyimiz yokta ancak insanlığımız vardı. Bravo.
 

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,552
İzmir
Yeni Obje resimleri bulunca 80'li yıllara ait hemen paylaşmak istiyorum Diyardaşlarımla...Zira biliyorum ki beni alıp götürdüğü gibi sizi de alıp götürecek bir zaman yolculuğuna.....Özelikle boru ve yanındaki kağıtan oklar beni çokkkkk çokkkk uzaklara götürdü.
 

Ekli dosyalar

  • no31.jpg
    no31.jpg
    18.1 KB · Görüntü: 3
  • no32.jpg
    no32.jpg
    64.3 KB · Görüntü: 3
  • no33.jpg
    no33.jpg
    47.5 KB · Görüntü: 3
  • no34.jpg
    no34.jpg
    33 KB · Görüntü: 3
  • no35.jpg
    no35.jpg
    33.8 KB · Görüntü: 4

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,552
İzmir
Ve 5 Adet daha....Ben en çok pazar banyosu resmini sevdim,evet yeni nesil bilmez ama tam olarak bu şekilde banyo yapardık :) Bu arada anten çevirme konusundan bahsetmeden duramıyacağım,kimbilir hangimiz defalarca çatıdan uçma riskiyle karşı karşıya kaldık rüzgarlı gecelerde....Hey gidi günler Hey...Her şey o dönem ne kadar zor,ama bir o kadar GÜZEL'miş....
 

Ekli dosyalar

  • no36.jpg
    no36.jpg
    20.9 KB · Görüntü: 6
  • no37.jpg
    no37.jpg
    12.7 KB · Görüntü: 6
  • no38.jpg
    no38.jpg
    21.6 KB · Görüntü: 5
  • no39.jpg
    no39.jpg
    55.9 KB · Görüntü: 6
  • no40.jpg
    no40.jpg
    37.3 KB · Görüntü: 5

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,340

Ülkemizde "leğende yıkanma" olayı çok meşhurdur. Daha çok çocukları yıkarlardı leğende ve aksiyonun olmazsa olmazı sabun kalıbıyla veya hamam tasıyla kafaya vurulan darbeydi. Bu nedenle yıkanırken huysuzluk yapmak, suyu sıcak bulup ağlamak, göze sabun kaçınca yakınmak filan sakıncalıydı. Siz hatırlatınca, 1985 Nesli Çölgeçen filmi "Züğürt Ağa"'da Füsun Demirel'in Şener Şen'i leğende yıkadığı unutulmaz sahne aklıma geldi birden. Teşekkürler sevgili "ahmet akyol".

Z_rt_A_a_le_ende_Y_k.jpg


Züğüt Ağa - Leğende Yıkanma Sahnesi

 

ahmet akyol

Onursal Üye
18 Ocak 2016
654
2,552
İzmir

Ülkemizde "leğende yıkanma" olayı çok meşhurdur. Daha çok çocukları yıkarlardı leğende ve aksiyonun olmazsa olmazı sabun kalıbıyla veya hamam tasıyla kafaya vurulan darbeydi. Bu nedenle yıkanırken huysuzluk yapmak, suyu sıcak bulup ağlamak, göze sabun kaçınca yakınmak filan sakıncalıydı. Siz hatırlatınca, 1985 Nesli Çölgeçen filmi "Züğürt Ağa"'da Füsun Demirel'in Şener Şen'i leğende yıkadığı unutulmaz sahne aklıma geldi birden. Teşekkürler sevgili "ahmet akyol".

Z_rt_A_a_le_ende_Y_k.jpg


Züğüt Ağa - Leğende Yıkanma Sahnesi


Leğende Banyo olayı anca bu kadar güzel anlatılabilirdi....:) Özelikle kafaya sabun kalıbıyla yenilen darbeler zaten bizi bu hale getirdi...:) Teşekkürler sevgili Scanfan...Yorumlamanızla bende Annemin beni yıkadığı zamanlara gittim...:)
 
Üst