Türk Kültürü Sayı: 21(Temmuz 1964) – Esir Milletler Sayısı

[oktayyapıcı13]

Orjinal:

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Küçültülmüş:

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Esaret ve istiklâl - Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu

İnsanlık ideali ve Türkler - Dr. Nejat Göyünç

Esir milletler dâvası açısından hürriyet ve istiklâl fikirlerinin mânası ve münasebetleri - Prof. Necati Akder

Esir milletler ve İsmail Gaspıralı - Nevin Okay

Asya ve Afrika’da istiklâl hareketleri - Doç. Dr. Ercümend Kuran

Komünizm milletleri nasıl ele geçiriyor? - Hakkı Dursun Yıldız

Rus İmparatorluğunun kuruluşu ve genişlemesi - Prof Dr. Ahmet Temir

Sovyet Rusya idaresindeki esir milletler - Prof. Dr. Ahmet Caferoğlu

Esir Türk ülkelerinin coğrafyasına toplu bakış - Ord. Prof. Ahmet Ardel

Kıbrıslı Türklerin hürriyet savaşı - H. Fikret Alasya

Balkan Türklerinin durumu - Dr. Cengiz Orhonlu

Rus İmparatorlugunun kuruluşu ve genişlemesi - Prof Dr. Ahmet Temir

Kırım Türk yurdunun yok edilişi - Prof. Dr. Halil İnalcık

Kırım’da topyekûn tehcir ve katliâm - Dr. Ediğe Kırımal

Kuzey Kafkasya Birleşik Cumhuriyeti - Yılmaz Nevruz Karaçaylı

Rus idaresi altında Türkistan ve değişen görüşler - Prof. Dr. İbrahim Yarkın

Doğu Türkistan’a dair - M. E. Buğra

Yakutistan - Yusuf Dönmez

Rus-Sovyet sömürgelerinde Türk dili ve edebiyatı meseleleri - Abdülkadir İnan

1905 ve 1907 Rus inkılâpları arasında Azerbaycan'da basın - Hüseyin Baykara

Sovyet ve Çin idaresi altındaki memleketlerde Türk sanat eserleri - Prof. Dr. Oktay Aslanapa

Dil ve milliyet - Doç. Dr. Faruk K. Timurtaş

Türk halk müziğinden örnekler - Mithat Akaltan

Polonya, Litvanya, Letonya, Estonya, Doğu Almanya - A. Ö.

1956 Macar ihtilâli - D. Ö.​

 

[oktayyapıcı13]

Sovyetlerin iktidara gelişlerinin ilk devrelerinde, resmî marksist tarihçileri olan Pokrovski, Çarlık Rusya'sını, komşu ülkeleri zorla istilâ eden ve doğuda İran, Afganistan ve Çin'in içişlerine müdahale ile onların.bir kısım topraklarını işgal altında bulunduran ve onları hukuk dışı mukavemetleri imzaya icbar eden, istilâcı ve sömürgeci emperyalist devlet olarak tarif etmişti. Çar Rusyası tarafından Türkistan'ın istilâsı ve bu ülkede yerli Türkle- re ait toprakların gasbedilerek Rus göçmenleri iskânı, iktisaden sömürme siyaseti ve ağır İdarî baskılar, Sovyetlerin ilk yıllarında, emperyalist ve sömürücü siyaset olarak şiddetle takbih edilirdi. Araştırıcılar bunun o zamanın icabı bir hareket olduğu kanaatindedirler. H. Seton - Watson'a göre, aslında, Lenin sosyalist devletlerin merkeziyetçi ve homojen olmasını isterdi ve çok sayıda küçük devletlere taraftar değildi...​

Tonguz Rus’un emperyalist amaçlarının kılıfı olan komünizm ve komünizmin kılıfı olan sosyalizm tabiatı itibariyle bilim karşıtı olarak cahillerin veya kurguperestlerin otokratlığına veya diktatörlüğüne evrilecektir.

Yoksul, kurgu hayallerinde yaşayan avamın tercih edebileceği bir inanç algısıyla dünyada pembeyi vadetmeye, vadedilmiş olana karşı olanlara karşı akıl almaz bir bağnazlık içinde olmaya ve Kızıl Faşizmin dikte ediciliğinde uyanmaya dayanan Kızıl Faşizm için Lenin denilen kel kafalı vahşi şu ifadeleri kullanmıştır:

Komünizmin "üst" evresinin gelmesini beklerken, sosyalistler toplumdan ve devletten, çalışma ve tüketim ölçüsü üzerinde en sıkı denetimi uygulamalarını isterler; bu denetim kapitalistlerin mülksüzleştirilmesinden, işçilerin kapitalistler üzerindeki denetiminden başlamalı, ve, memurlar devleti tarafından değil, silahlı işçiler devleti tarafından uygulanmalıdır.

Bu tür ekonomik öncüllerle, kapitalistler ve memurlar alaşağı edildikten sonra, üretim ve bölüşümün denetimi, emeğin ve ürünlerin kaydı için, bugünden yarına, pekâlâ silahlı işçiler, tüm silahlı halk onların yerine geçirilebilir. (Kayıt ve denetim sorunu ile, mühendis, tarım uzmanı vb. gibi bilimsel bir formasyona sahip personel sorununu birbirine karıştırmamak gerekir: bugün kapitalistlerin buyruğu altında çalışan bu baylar, yarın silahlı işçilerin buyruğu altında daha da iyi çalışacaklardır.)

Gerçekte, herkesin toplumsal üretimi kendisi yönetmeyi öğreneceği ve gerçekten yöneteceği zaman, herkesin kayıt-kuyut işlerine ve asalakların, haramzadelerin, üçkağıtçıların ve başka "kapitalizm gelenekleri koruyucuları"nın kayıt ve denetimine kendileri girişeceği zaman, tüm halk tarafından uygulanan bu kayıt ve bu denetimden paçayı kurtarmak, her halde öylesine inanılmaz bir güçlükte ve öylesine ender bir istisna durumunda olacaktır ki, bu kayıt ve denetimden kurtulma çabası her halde öyle çabuk ve öyle sert bir ceza gerektirecektir ki, (silahlı işçiler pratik bir yaşam anlayışına sahiptirler; onlar duygusal küçük entellektüeller değildirler ve kendileriyle alay edilmesine asla izin vermiyeceklerdir), tüm insan toplumunun yalın ama özsel kurallarına uyma zorunluluğu, çabucak bir alışkanlık durumuna gelecektir.