
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Şanlıurfa İline bağlı bir ilçe olan Siverek, kuzey ve doğusunda Diyarbakır, güneydoğusunda Mardin, güneyinde Viranşehir ve Merkez ilçeleri, güneybatısında Hilvan, batısında da Adıyaman ili ile çevrilidir.
Şanlıurfa’nın kuzeydoğu kesiminde yer alan ilçe topraklarının, kuzeyindeki küçük bir bölümü Doğu Anadolu Bölgesi sınırları içerisindedir. İlçenin güney, güneybatı ve batı kesimleri Şanlıurfa Platosunun kuzeydoğu bölümünde yer alır. İlçenin doğusunu ise, doruğu ilçe sınırları dışında kalan Karacadağ’ın batı bölümü engebelendirir.
İlçe topraklarından kaynaklanan sular Fırat Nehrine katılır. Karacadağ’ın batı yamaçlarından kaynaklanan Çamdere Atatürk Baraj Gölüne dökülür. Habur Çayının Karadağ’ın güney yamaçlarından çıkan kolları ilçe toprakları içerisindedir. Bunların yanı sıra Hacı Hıdır Deresi, Esmer Çayı, Zengecür Çayı, Hamdun Çayı, Beşkardeş Çayı ve Çak Suyu ilçedeki diğer küçük akarsulardır. Fırat kıyısındaki toprakların bir bölümü Atatürk Baraj Gölünün suları altında kalmıştır. Şanlıurfa’ya 96 km. uzaklıktaki ilçenin deniz seviyesinden yüksekliği 801 ile 840 m. arasında değişmektedir. Yüzölçümü 4.314 olup, 2000 Yılı Genel Nüfus sayım sonuçlarına göre; toplam nüfusu 217.088’dir.

Siverek’te, Akdeniz, ve Karasal İklimin etkileri görülmektedir.Karasal ve çöl ikliminin etkisiyle yazları oldukça sıcak geçen Siverek’te nem oranının yüksek olmaması nedeniyle,bu sıcaklar boğucu ve rahatsızlık verici derecelere ulaşmamaktadır.Bu yönüyle Akdeniz ikliminden ayrılır.Kışlar soğuk ve yağışlıdır.Şanlıurfa’nın diğer ilçelerine göre Siverek’te yağış oranı daha yüksektir.
İlçe ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Yetiştirilen tarımsal ürünlerin başında; buğday, arpa, mercimek, susam, nohut, çeltik, Antepfıstığı, üzüm gelmektedir. Ayrıca sebze ve meyve de yetiştirilir. Şanlıurfa’nın en çok mercimek ve susam yetiştiren ilçesi Siverek’tir. Hayvancılıkta koyun ve kıl keçisi yetiştirilir. Canlı hayvan ve hayvansal ürünler ilçe ekonomisinin başında gelmektedir. İlçede süt ürünlerini işleyen bir fabrika bulunmakta olup, kilim dokumacılığı ve keçecilik ön plandadır. Batman-Dörtyol Ham Petrol boru hattı ilçenin güney kesiminden geçmektedir.
http://i373.photobucket.com/albums/oo172/ilker5561/turkiye/00011790.jpg[/IMG[/CENTER]]
Siverek eskiden Sevavorak, Sebaberak ve Sevaverek isimleri ile tanınıyordu. Bu isim zamanla Siverek’e dönüşmüştür.
Aşağı Fırat projesi kapsamında yörede yapılan kurtarma kazılarında Hassek Höyük ve Çavit tarlasında ele geçen buluntular yöredeki yerleşimin Kalkolitik Çağa (MÖ.5500-3500) kadar uzandığını göstermiştir. MÖ.2000’li yıllarda Şanlıurfa topraklarının büyük bölümü Hurrilerin Yurdu olarak tanımlanmaktadır. Yöre 1600 yıllarında Mitanilleri yenen Hititlerin egemenliği altına girmiştir. MÖ.XI.yüzyılda Mezopotamya’dan kuzeye doğru göç eden Aramiler burayı ele geçirmiş ve MÖ.X.yüzyılda burası Bit-adini Krallığına bağlanmıştır. Asurlular MÖ.IX.yüzyılın ortalarına doğru bu krallığı ortadan kaldırarak Siverek’in de dahil olduğu Şanlıurfa topraklarını ele geçirmişlerdir. Anadolu’nun büyük bir kısmına hakim olan Persler Urfa ile birlikte Siverek yöresine de yerleşmişlerdir. Büyük İskender’in Persleri ortadan kaldırmasından sonra yöre bir süre Makedonyalıların, İskender’in ölümünden sonra da Seleukosların egemenliğine girmiştir. Bu dönemleri Roma, sasani ve Bizans dönemleri izlemiştir.
VII.yüzyılda yöreye Arap akınları başlamış ve Araplar bir süre buraya hakim olmuşlardır. Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Türkmen boyları buraya yerleşmeye başlamış, bunu Selçuklu hakimiyeti izlemiştir. Şanlıurfa ile birlikte Siverek bir süre Urfa Haçlı Kontluğu’nun yönetimine girmiştir. Musul Atabekleri yönetiminden sonra XIII.yüzyılda yöre, yeniden Selçukluların egemenliği altına girmiştir. Moğolların Selçukluları yenmesinden sonra Şanlıurfa ile birlikte Siverek de Moğollar tarafından yağmalanmıştır. Moğolların Anadolu’dan çekilmesinden sonra Memluklular, Akkoyunlular ve Safeviler buraya hakim olmuş, 1517’de Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında da Osmanlı topraklarına katılmıştır. Safaviler 1522’de burayı yeniden ele geçirmiş ve Kanuni Sultan Süleyman zamanında yeniden Osmanlı topraklarına dahil edilmiştir.
XIX.yüzyılda Diyarbakır Vilayetinin merkez sancağına bağlı bir kaza olarak yönetilmiş, 1908’de Viranşehir,Çermik ve Karacurun (Hilvan) kendisine bağlanarak bağımsız bir sancak olmuştur. Kurtuluş Savaşı sırasında Siverekliler Müdafa-i Hukuk Cemiyetini kurmuş ve Kuvayi Milliye teşkilatına destek vermişlerdir.
Cumhuriyetin ilanından sonra Sancakların il yapılması ile birlikte İl konumuna getirilmişse de 1926’da Urfa’ya ilçe olarak bağlanmıştır.
İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Siverek Kalesi, Yer altı Hamamı, Abdalağa Hamamı, Serap Çeşmesi, Ulu Cami, Gülabibey Cami, Hüseyin Çeribaşı (Sulu) Camisi, Haliliye Camisi, Hasan Çelebi Camisi, Hacı Ömer Cami, Eski Hükümet Konağı (1903) ve Gazi Paşa İlkokulu (1903) bulunmaktadır.
[B]Sevavorak (Siverek) [/B]
Siverek eskiden Sevavorak, Sebaberak ve Sevaverek isimleri ile tanınıyordu. Bu isim zamanla Siverek’e dönüşmüştür.
Aşağı Fırat projesi kapsamında yörede yapılan kurtarma kazılarında Hassek Höyük ve Çavit tarlasında ele geçen buluntular yöredeki yerleşimin Kalkolitik Çağa (MÖ.5500-3500) kadar uzandığını göstermiştir. MÖ.2000’li yıllarda Şanlıurfa topraklarının büyük bölümü Hurrilerin Yurdu olarak tanımlanmaktadır. Yöre 1600 yıllarında Mitanilleri yenen Hititlerin egemenliği altına girmiştir.
MÖ.XI.yüzyılda Mezopotamya’dan kuzeye doğru göç eden Aramiler burayı ele geçirmiş ve MÖ.X.yüzyılda burası Bit-adini Krallığına bağlanmıştır. Asurlular MÖ. IX. yüzyılın ortalarına doğru bu krallığı ortadan kaldırarak Siverek’in de dahil olduğu Şanlıurfa topraklarını ele geçirmişlerdir. Anadolu’nun büyük bir kısmına hakim olan Persler Urfa ile birlikte Siverek yöresine de yerleşmişlerdir. Büyük İskender’in Persleri ortadan kaldırmasından sonra yöre bir süre Makedonyalıların, İskender’in ölümünden sonra da Seleukosların egemenliğine girmiştir. Bu dönemleri Roma, sasani ve Bizans dönemleri izlemiştir.
[B]Siverek Kalesi (Siverek)[/B]
[IMG]http://i373.photobucket.com/albums/oo172/ilker5561/turkiye/00007788.jpg
Şanlıurfa Siverek ilçesinde bulunan kale yığma bir tepe üzerinde kurulmuştur. Bölgede yapılan araştırmalara göre Siverek Kalesi’nin tarihi Asurlular dönemine kadar inmektedir.
Tarihçi Batlamyus Siverek Kalesi hakkında bazı bilgiler vermektedir:
”Siverek (Konttopolis) Kalesi Asur medeniyetinden kalan büyük kesme taşlarla inşa edilmiştir. Romalılar hazır bulduklar malzeme ile yükseltileri sur ve burçları Mezopotamya'nın en müstahkem kalesi haline getirmişlerdir, fakat Şapur I.in kuvvetleri karşısında şehir yandı, kül oldu halkı hep kılıçtan geçirildi.”
Kale eski Kottopolis şehrini koruma amaçlı olarak yapılmıştır. Romalılar bu kalenin sur ve burçlarını sağlamlaştırarak kullanmışlardır. Daha sonra Bizanslılar da bu kaleden yararlanmışlardır. Batlamyus’a göre kale, Mezopotamya’dan gelecek Arap akınlarına karşı daha da güçlendirilmiştir.
Kale kesme taştan dikdörtgene yakın plan düzeninde olup, yuvarlak kulelerle desteklenmiştir. İçerisinde sarnıç ve yapı kalıntılarına rastlanmıştır. Yakın tarihlerde yapılan restorasyon çalışmaları ile özelliğinden kısmen uzaklaşmıştır.
Siverek Ulu Cami
Şanlıurfa ili Siverek ilçe merkezinde bulunan Ulu Cami’nin kiliseden çevrildiği konusunda kaynaklarda bazı bilgilere rastlanmaktadır. Caminin doğu kapısı üzerinde h.982 (1574) tarihli bir kitabesi bulunmaktadır. Minaresi üzerinde bulunan kitabeden h.586 (1190) yılında onarıldığı öğrenilmektedir. Yapı üslubundan Selçuklu döneminde yapıldığı anlaşılmaktadır. Büyük olasılıkla XII.yüzyılın ilk yarısına tarihlendirilmektedir.
Cami kesme taştan dikdörtgen planlı olarak yapılmıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilen yapı orijinalliğinden büyük ölçüde uzaklaşmıştır.
Gülabi Bey Camisi
Şanlıurfa ili Siverek ilçesinde bulunan bu camiyi, Osmanlı dönemi Valilerinden Gülabi Bey h.1211 (1701) tarihinde yaptırmıştır. Gülabi Bey’in Erzincan ve Halep’te de kendi ismini taşıyan camileri bulunmaktadır.
Kesme taştan yapılmış olan cami kareye yakın dikdörtgen planlıdır. İlk yapılışında ahşap olan kubbesi 1957 yılında onarılmıştır. Cami mimari yönden herhangi bir özellik taşımamaktadır.
Haliliye Camisi
Şanlıurfa ili Siverek ilçesinde bulunan bu cami, Çerkozadelerden Hacı Halil Ağa tarafından 1861 yılında yaptırılmıştır. Caminin giriş kapısı üzerinde kitabesi bulunmaktadır.
Kitabe:
“Çünkü oldu bu Haliliye tamam
Lafzı Fariğ oldu tarih ey hümam.”
Bu kitabenin Ebcet hesabına göre, caminin yapım tarihi h.1281 (1861)’dir.
Cami kesme taştan dikdörtgen planlı olup, giriş kapısı üzerindeki kitabe çevresinde geometrik motifler bulunmaktadır.
Hüseyin Çeribaşı Camisi (Sulu Cami)
Şanlıurfa Siverek ilçesinde bulunan bu cami Siverek Çeribaşısı Hüseyin Paşa tarafından yaptırılmıştır. Caminin yapım tarihi bilinmemektedir. Sonraki yıllarda 1889’da Siverekli Osman Paşa’nın annesi tarafından kemerli bir eyvan eklenmiş ve yapı büyük ölçüde onarılmıştır.
Kesme taştan olan caminin üzeri kubbe ile örtülüdür.
Yeraltı Hamamı
Şanlıurfa ili Siverek ilçesinde, Siverek Kalesi’nin güneyinde yapılan araştırmalar sırasında bu hamamla karşılaşılmıştır.
Kesme taştan yapılmış olan hamamın içerisinde aslan başı şeklinde bir kabartmaya rastlanmıştır. Kale ile bir geçitle bağlantılı olan bu hamam yeniden kullanılmak üzere onarılmış, bu onarım sırasında da özgünlüğünden oldukça uzaklaşmıştır.
Abadal Ağa Hamamı
Şanlıurfa ili Siverek ilçesinde, Siverek Kalesi’nin doğusunda bulunan hamamın kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi bilinmemektedir. Yapı üslubundan hamamın Osmanlı döneminde, XVI.-XVII. yüzyıllarda yapıldığı anlaşılmaktadır.
Kesme taş ve tuğladan horasan harçlı yapılan hamam soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. Zamanla harap olan hamam onarılmış olup, Siverek Spor Kulübü tarafından kullanılmaktadır. Hamam özelliğinden bütünüyle uzaklaşmıştır.
Serap Çeşmesi
Şanlıurfa ili Siverek ilçesinde, Yeraltı hamamı yakınında bulunan bu çeşmenin kitabesi günümüze ulaşamamış olup, yapım tarihi bilinmemektedir.
Siyah bazalt taştan yapılmış olan çeşmenin üzeri kubbe ile örtülüdür. Çeşmeye ait taş su kanallarının kalıntıları bulunmuş ve bunların kaleden buraya getirildiği anlaşılmıştır.
Hassek Höyük
Siverek ilçesi Çaylarbaşı Bucağı'na bağlı Biliriz Köyü yakınındaki Hassek Höyük' te İstanbul Alman Arkeolojisi Enstitüsü adına yapılan kazı çalışmalarına 1978 yılında başlanmış ve 1986 yılında sona ermiştir.
Kazı lar sonucunda, M.Ö. 3400–3200 dönemini kapsayan Kalkolitik (Bakır-Taş) devre ait 1 hektarlık alan üzerine inşa edilmiş 1 bey evi, 1 toplantı evi, ekonomik yapılar, tahıl ambarı, sur duvarı ile çevrilmiş bir karmaşık yapı kalıntısı bulunmuştur.
Yine bu yerleşim alanında M.Ö. 3200–2700 yılları arasındaki İlk Tunç Çağı'nda tarımsal bir köy birliği niteliğinde sayısız küçük buluntular olarak, silindir mühürler, taş idoller, tunç iğneler, silahlar, boncuklar ve işlenmiş doğal cam parçaları ile çanak ve çömlek parçaları üzerine işlenmiş mühür baskılar çok önemlidir. Höyük, Atatürk Barajı göl suları altında kalmıştır.
Çavi Tarlası
Siverek ilçesine bağlı Nisibin Azıklı Köyü yakınındaki Çavi Tarlası yerleşim yerindeki kazı çalışmaları 1983–84 yı llarında dönemin Müze Müdürü Adnan Mısır başkanlığında yapılmıştır. M.Ö. 5000–4500 yılı Erken Kalkolitik (Bakır-Taş) döneme ait bir yerleşime olup, Kuzey Mezopotamya Tell Halaf kültürüne aittir.
Bu çalışmalar sonucunda 5 yapı katına rastlanmış, bu katlarda evlere ait taş temeller ve kerpiç artıkları bulunmuştur. Çapı 4 metreyi bulan yuvarlak yapılar oturma odaları olarak kullanılmıştır.
Çavi Tarlası'ndaki önemli buluntular arasında, takılar, damga mühürleri ve çok sayıda pişmiş topraktan yapılmış kadın figürin parçaları bereket heykelcikleri bulunmuştur. Çavi Tarlası kazısı, tarım ve hayvancılıkla uğraşmış olan bir köy yerleşim merkezinin kalıntılarını gün ışığına çıkarmıştır.
Siverek eskiden Sevavorak, Sebaberak ve Sevaverek isimleri ile tanınıyordu. Bu isim zamanla Siverek’e dönüşmüştür.
Aşağı Fırat projesi kapsamında yörede yapılan kurtarma kazılarında Hassek Höyük ve Çavit tarlasında ele geçen buluntular yöredeki yerleşimin Kalkolitik Çağa (MÖ.5500-3500) kadar uzandığını göstermiştir. MÖ.2000’li yıllarda Şanlıurfa topraklarının büyük bölümü Hurrilerin Yurdu olarak tanımlanmaktadır. Yöre 1600 yıllarında Mitanilleri yenen Hititlerin egemenliği altına girmiştir. MÖ.XI.yüzyılda Mezopotamya’dan kuzeye doğru göç eden Aramiler burayı ele geçirmiş ve MÖ.X.yüzyılda burası Bit-adini Krallığına bağlanmıştır. Asurlular MÖ.IX.yüzyılın ortalarına doğru bu krallığı ortadan kaldırarak Siverek’in de dahil olduğu Şanlıurfa topraklarını ele geçirmişlerdir. Anadolu’nun büyük bir kısmına hakim olan Persler Urfa ile birlikte Siverek yöresine de yerleşmişlerdir. Büyük İskender’in Persleri ortadan kaldırmasından sonra yöre bir süre Makedonyalıların, İskender’in ölümünden sonra da Seleukosların egemenliğine girmiştir. Bu dönemleri Roma, sasani ve Bizans dönemleri izlemiştir.
VII.yüzyılda yöreye Arap akınları başlamış ve Araplar bir süre buraya hakim olmuşlardır. Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Türkmen boyları buraya yerleşmeye başlamış, bunu Selçuklu hakimiyeti izlemiştir. Şanlıurfa ile birlikte Siverek bir süre Urfa Haçlı Kontluğu’nun yönetimine girmiştir. Musul Atabekleri yönetiminden sonra XIII.yüzyılda yöre, yeniden Selçukluların egemenliği altına girmiştir. Moğolların Selçukluları yenmesinden sonra Şanlıurfa ile birlikte Siverek de Moğollar tarafından yağmalanmıştır. Moğolların Anadolu’dan çekilmesinden sonra Memluklular, Akkoyunlular ve Safeviler buraya hakim olmuş, 1517’de Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında da Osmanlı topraklarına katılmıştır. Safaviler 1522’de burayı yeniden ele geçirmiş ve Kanuni Sultan Süleyman zamanında yeniden Osmanlı topraklarına dahil edilmiştir.
XIX.yüzyılda Diyarbakır Vilayetinin merkez sancağına bağlı bir kaza olarak yönetilmiş, 1908’de Viranşehir,Çermik ve Karacurun (Hilvan) kendisine bağlanarak bağımsız bir sancak olmuştur. Kurtuluş Savaşı sırasında Siverekliler Müdafa-i Hukuk Cemiyetini kurmuş ve Kuvayi Milliye teşkilatına destek vermişlerdir.
Cumhuriyetin ilanından sonra Sancakların il yapılması ile birlikte İl konumuna getirilmişse de 1926’da Urfa’ya ilçe olarak bağlanmıştır.
İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Siverek Kalesi, Yer altı Hamamı, Abdalağa Hamamı, Serap Çeşmesi, Ulu Cami, Gülabibey Cami, Hüseyin Çeribaşı (Sulu) Camisi, Haliliye Camisi, Hasan Çelebi Camisi, Hacı Ömer Cami, Eski Hükümet Konağı (1903) ve Gazi Paşa İlkokulu (1903) bulunmaktadır.
[B]Sevavorak (Siverek) [/B]
Siverek eskiden Sevavorak, Sebaberak ve Sevaverek isimleri ile tanınıyordu. Bu isim zamanla Siverek’e dönüşmüştür.
Aşağı Fırat projesi kapsamında yörede yapılan kurtarma kazılarında Hassek Höyük ve Çavit tarlasında ele geçen buluntular yöredeki yerleşimin Kalkolitik Çağa (MÖ.5500-3500) kadar uzandığını göstermiştir. MÖ.2000’li yıllarda Şanlıurfa topraklarının büyük bölümü Hurrilerin Yurdu olarak tanımlanmaktadır. Yöre 1600 yıllarında Mitanilleri yenen Hititlerin egemenliği altına girmiştir.
MÖ.XI.yüzyılda Mezopotamya’dan kuzeye doğru göç eden Aramiler burayı ele geçirmiş ve MÖ.X.yüzyılda burası Bit-adini Krallığına bağlanmıştır. Asurlular MÖ. IX. yüzyılın ortalarına doğru bu krallığı ortadan kaldırarak Siverek’in de dahil olduğu Şanlıurfa topraklarını ele geçirmişlerdir. Anadolu’nun büyük bir kısmına hakim olan Persler Urfa ile birlikte Siverek yöresine de yerleşmişlerdir. Büyük İskender’in Persleri ortadan kaldırmasından sonra yöre bir süre Makedonyalıların, İskender’in ölümünden sonra da Seleukosların egemenliğine girmiştir. Bu dönemleri Roma, sasani ve Bizans dönemleri izlemiştir.
[B]Siverek Kalesi (Siverek)[/B]
[IMG]http://i373.photobucket.com/albums/oo172/ilker5561/turkiye/00007788.jpg
Şanlıurfa Siverek ilçesinde bulunan kale yığma bir tepe üzerinde kurulmuştur. Bölgede yapılan araştırmalara göre Siverek Kalesi’nin tarihi Asurlular dönemine kadar inmektedir.
Tarihçi Batlamyus Siverek Kalesi hakkında bazı bilgiler vermektedir:
”Siverek (Konttopolis) Kalesi Asur medeniyetinden kalan büyük kesme taşlarla inşa edilmiştir. Romalılar hazır bulduklar malzeme ile yükseltileri sur ve burçları Mezopotamya'nın en müstahkem kalesi haline getirmişlerdir, fakat Şapur I.in kuvvetleri karşısında şehir yandı, kül oldu halkı hep kılıçtan geçirildi.”
Kale eski Kottopolis şehrini koruma amaçlı olarak yapılmıştır. Romalılar bu kalenin sur ve burçlarını sağlamlaştırarak kullanmışlardır. Daha sonra Bizanslılar da bu kaleden yararlanmışlardır. Batlamyus’a göre kale, Mezopotamya’dan gelecek Arap akınlarına karşı daha da güçlendirilmiştir.
Kale kesme taştan dikdörtgene yakın plan düzeninde olup, yuvarlak kulelerle desteklenmiştir. İçerisinde sarnıç ve yapı kalıntılarına rastlanmıştır. Yakın tarihlerde yapılan restorasyon çalışmaları ile özelliğinden kısmen uzaklaşmıştır.
Siverek Ulu Cami
Şanlıurfa ili Siverek ilçe merkezinde bulunan Ulu Cami’nin kiliseden çevrildiği konusunda kaynaklarda bazı bilgilere rastlanmaktadır. Caminin doğu kapısı üzerinde h.982 (1574) tarihli bir kitabesi bulunmaktadır. Minaresi üzerinde bulunan kitabeden h.586 (1190) yılında onarıldığı öğrenilmektedir. Yapı üslubundan Selçuklu döneminde yapıldığı anlaşılmaktadır. Büyük olasılıkla XII.yüzyılın ilk yarısına tarihlendirilmektedir.
Cami kesme taştan dikdörtgen planlı olarak yapılmıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilen yapı orijinalliğinden büyük ölçüde uzaklaşmıştır.
Gülabi Bey Camisi
Şanlıurfa ili Siverek ilçesinde bulunan bu camiyi, Osmanlı dönemi Valilerinden Gülabi Bey h.1211 (1701) tarihinde yaptırmıştır. Gülabi Bey’in Erzincan ve Halep’te de kendi ismini taşıyan camileri bulunmaktadır.
Kesme taştan yapılmış olan cami kareye yakın dikdörtgen planlıdır. İlk yapılışında ahşap olan kubbesi 1957 yılında onarılmıştır. Cami mimari yönden herhangi bir özellik taşımamaktadır.
Haliliye Camisi
Şanlıurfa ili Siverek ilçesinde bulunan bu cami, Çerkozadelerden Hacı Halil Ağa tarafından 1861 yılında yaptırılmıştır. Caminin giriş kapısı üzerinde kitabesi bulunmaktadır.
Kitabe:
“Çünkü oldu bu Haliliye tamam
Lafzı Fariğ oldu tarih ey hümam.”
Bu kitabenin Ebcet hesabına göre, caminin yapım tarihi h.1281 (1861)’dir.
Cami kesme taştan dikdörtgen planlı olup, giriş kapısı üzerindeki kitabe çevresinde geometrik motifler bulunmaktadır.
Hüseyin Çeribaşı Camisi (Sulu Cami)
Şanlıurfa Siverek ilçesinde bulunan bu cami Siverek Çeribaşısı Hüseyin Paşa tarafından yaptırılmıştır. Caminin yapım tarihi bilinmemektedir. Sonraki yıllarda 1889’da Siverekli Osman Paşa’nın annesi tarafından kemerli bir eyvan eklenmiş ve yapı büyük ölçüde onarılmıştır.
Kesme taştan olan caminin üzeri kubbe ile örtülüdür.
Yeraltı Hamamı
Şanlıurfa ili Siverek ilçesinde, Siverek Kalesi’nin güneyinde yapılan araştırmalar sırasında bu hamamla karşılaşılmıştır.
Kesme taştan yapılmış olan hamamın içerisinde aslan başı şeklinde bir kabartmaya rastlanmıştır. Kale ile bir geçitle bağlantılı olan bu hamam yeniden kullanılmak üzere onarılmış, bu onarım sırasında da özgünlüğünden oldukça uzaklaşmıştır.
Abadal Ağa Hamamı
Şanlıurfa ili Siverek ilçesinde, Siverek Kalesi’nin doğusunda bulunan hamamın kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi bilinmemektedir. Yapı üslubundan hamamın Osmanlı döneminde, XVI.-XVII. yüzyıllarda yapıldığı anlaşılmaktadır.
Kesme taş ve tuğladan horasan harçlı yapılan hamam soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. Zamanla harap olan hamam onarılmış olup, Siverek Spor Kulübü tarafından kullanılmaktadır. Hamam özelliğinden bütünüyle uzaklaşmıştır.
Serap Çeşmesi
Şanlıurfa ili Siverek ilçesinde, Yeraltı hamamı yakınında bulunan bu çeşmenin kitabesi günümüze ulaşamamış olup, yapım tarihi bilinmemektedir.
Siyah bazalt taştan yapılmış olan çeşmenin üzeri kubbe ile örtülüdür. Çeşmeye ait taş su kanallarının kalıntıları bulunmuş ve bunların kaleden buraya getirildiği anlaşılmıştır.
Hassek Höyük
Siverek ilçesi Çaylarbaşı Bucağı'na bağlı Biliriz Köyü yakınındaki Hassek Höyük' te İstanbul Alman Arkeolojisi Enstitüsü adına yapılan kazı çalışmalarına 1978 yılında başlanmış ve 1986 yılında sona ermiştir.
Kazı lar sonucunda, M.Ö. 3400–3200 dönemini kapsayan Kalkolitik (Bakır-Taş) devre ait 1 hektarlık alan üzerine inşa edilmiş 1 bey evi, 1 toplantı evi, ekonomik yapılar, tahıl ambarı, sur duvarı ile çevrilmiş bir karmaşık yapı kalıntısı bulunmuştur.
Yine bu yerleşim alanında M.Ö. 3200–2700 yılları arasındaki İlk Tunç Çağı'nda tarımsal bir köy birliği niteliğinde sayısız küçük buluntular olarak, silindir mühürler, taş idoller, tunç iğneler, silahlar, boncuklar ve işlenmiş doğal cam parçaları ile çanak ve çömlek parçaları üzerine işlenmiş mühür baskılar çok önemlidir. Höyük, Atatürk Barajı göl suları altında kalmıştır.
Çavi Tarlası
Siverek ilçesine bağlı Nisibin Azıklı Köyü yakınındaki Çavi Tarlası yerleşim yerindeki kazı çalışmaları 1983–84 yı llarında dönemin Müze Müdürü Adnan Mısır başkanlığında yapılmıştır. M.Ö. 5000–4500 yılı Erken Kalkolitik (Bakır-Taş) döneme ait bir yerleşime olup, Kuzey Mezopotamya Tell Halaf kültürüne aittir.
Bu çalışmalar sonucunda 5 yapı katına rastlanmış, bu katlarda evlere ait taş temeller ve kerpiç artıkları bulunmuştur. Çapı 4 metreyi bulan yuvarlak yapılar oturma odaları olarak kullanılmıştır.
Çavi Tarlası'ndaki önemli buluntular arasında, takılar, damga mühürleri ve çok sayıda pişmiş topraktan yapılmış kadın figürin parçaları bereket heykelcikleri bulunmuştur. Çavi Tarlası kazısı, tarım ve hayvancılıkla uğraşmış olan bir köy yerleşim merkezinin kalıntılarını gün ışığına çıkarmıştır.