agartan
Onursal Üye
- 28 Haz 2019
- 1,220
- 11,330
Shane (1953) *Oscar*
Yönetmen: George Stevens
Senaryo: A.B. Guthrie Jr., Jack Sher, Jack Schaefer
Müzik: Victor Young
Ülke: ABD
Tür: Dram, Western
Vizyon Tarihi: Kasım 1954 Türkiye (Vadiler Aslanı)
Dil: İngilizce
Süre: 118 dk
Bütçe: $3,1 M / Hasılat: $20 M
Çekim Yeri: San Bernardino National Forest, California, ABD
Nam-ı Diğer: George Stevens' Production of Shane
IMDb Rating: 7.6
*1954 Oscar* En İyi Renkli Görüntü Yönetmeni Loyal Griggs
Farklı 4 Ödül
Sunum: 1,05 GB, 720p, orijinal dilde ve Türkçe Altyazı yanındadır.
Shane01:
Shane02:
Rastladığım en hoşuma giden yorumu bir iki ufak düzeltmeden sonra aşağıya alıntıladım:
turkcealtyazi.org:
Vadiler Aslanı belki en muhteşem western değil (benim açımdan en muhteşemi El Dorado 1967)
en erkeksi olanı da değil (bunu 1948 yapımı Red River-Kanlı Nehir için söyleyebilirim),
en orijinali (McCabe & Mrs. Miller 1971),
en ilginci (Johnny Guitar-Dişi Kartal 1954) ya da
en dramatiği de (Stagecoach-Cehennem Dönüşü 1939) değil.
Ama şurası kesin: İçlerinde en fazla ikonlaşmış olanı Vadiler Aslanı.
Kendisini hafızalarımıza kazıyan, izleyen hiç kimsenin bir daha unutamayacağı bir western.
Aslına bakarsanız filmdeki her şey saf birer imge:
Atıyla kasabaya giden beyaz pantolonlu kahraman (Alan Ladd);
berbat görünümlü, terbiye yüzü görmemiş kovboylarıyla gizlice işbirliği yapan çiftlik sahibi (Emile Meyer);
kendisine düşkün, sorumluluk sahibi, evi çekip çeviren karısıyla (Jean Arthur) ve
gözleri pırıl pırıl parlayan oğluyla (Brandon De Wilde) birlikte devletin
ekip biçmek üzere verdiği arazide yaşayan alçakgönüllü adam (Van Heflin);
sakıngan, kocamış barmen ve market sahibi (Paul McVey);
korkak İsveçli yerleşimci (Douglas Spencer);
Şeytan'ın insan kılığına girmiş hali olan korkutucu,
karanlık, yaltakçı kiralık silahşor Wilson (baştan aşağıya siyahlar giyen Jack Palance).
Özünde bu karakterler başlı başına bir öykü oluşturuyor.
(agartan: Bu karakter ile Jack Palance, Red Kit ve Zagor'un bir kaç macerasında da canlanıyor sanki)
Çiftlik sahibi, Van Heflin'in canlandırdığı Joe Starrett'in arazisini istemektedir.
Shane, Starrett'in arazisini korumasına yardımcı olmak üzere onun yanına yerleşir ve
bu süreçte onun karısını (belki biraz fazlaca) ve çocuğunu etkisi altında bırakır.
Wilson, yerleşimcileri topraklardan çıkarsın diye getirtilmiştir ve
Shane'in duruma müdahale etmesine rağmen mutlaka başarıya ulaşacaktır.
Ama iyiler kazanır.
Shane bu sevimli küçük aile üzerindeki etkisini görmek üzere geri gelir,
itaatkâr atını mahmuzlar ve filmin sonunda tüm gün batımlarını gölgede bırakan bir gün batımına doğru gider.
(agartan: Bu sahnede de Red Kit'in maceralarının son karesini hatırlamamak elde değil - ♫ ...ben yalnız bir kovboyum...♫ -)
Küçük Joey, arkasından bağırır: "Shane! Seni seviyorum Shane!"
Jackson Hole'da çekilen ve yapım tarihi Dolby Stereo ve sinemaskop teknolojilerinden önceye rastlayan Shane,
simge hâline gelen görüntülerle donatılmıştır.
Teton sıradağlarının arta plandaki mor dorukları;
çocuk oyuncak tüfeğiyle gelişigüzel ateş ederken, bir su birikintisinin yansımasında görünen geyik;
Starrett arazisinden vazgeçmeyi reddedince, çiftlik sahibinin yüzünde beliren küçümseme ifadesi;
Frank "Stonewall" Torrey’i (Elisha Cook Jr.) vurup çamurların içinde yere serdiğinde, Palance'ın gözlerindeki bakış.
Yönetmen George Stevens, çamurun erimiş çikolata gibi görünmesini sağlamış.
Sırf iki görüntü için bu film defalarca izlenmeye değer. Bu görüntüler tarihe değilse bile sinemaya tanıklık ediyor.
Wilson, mahmuzlu çizmelerini çınlatarak ahşap zeminde çalımla yürürken,
oracıkta yatan sokak köpeğinin kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırıp oradan uzaklaşması yakın planda gösterilir.
(agartan: finalde, düellodan hemen önceki sahnede de "belanın yaklaştığını" hissediyor) :Ğ
Bir de Shane, Starrett'lerle tanışıp onların akşam yemeği teklifini kabul ettikten sonra bir elmalı turtanın tadını çıkarır.
Batı Amerika'yı Batı Amerika yapan şeyin silahlar, sığırlar, ufka doğru hülyalı bakışlar değil
böyle elmalı turtalar olduğunu söylersek çok da yalan olmaz.
Oyuncu kadrosu hemen hemen tümüyle hatasız ve pürüzsüz.
Yeteneğiyle pek o kadar övgü toplamayan Alan Ladd ise en iyi oyunlardan birini çıkarıyor.
American Film Institute, bu filmi tüm zamanların en iyi 45. filmi ve en iyi 3. Western filmi seçmiş.
Filmle alakalı IMDb'deki trivia'ları (önemsiz, ama ilginç ayrıntı) okurken biri çok ilgimi çekti.
Filmin sonlarına doğru Shane ve Joe ağılda kavga ederken,
yönetmen ve iki eleman atların kavgadan korktuklarını gösterebilmek için ayı kostümü giymişler.
Çok da başarılı olunmuş; atlar acayip çıldırmış.
Kiralık katil rolündeki Jack Palance tek *Oscar* ödülünü bu rolün parodisini çıkarttığı
City Slickers (1991) filminde almıştı. (En İyi Yardımcı Aktör)
Keyifli seyirler, sağlıklı ve mutlu günler dilerim.
*
Dipçe:
Filmi bulut sitesine yükledim, sunum yazısını hazırladım; ÇD'na sunmak üzereyken, bir kontrol edeyim dedim.
Gördüm ki, sayın murtaza5 şurada Türkçe dublaj olarak sunmuş:
http://www.cizgidiyari.com/forum/yabanci-filmler/107008-shane-vadiler-arslani-1953-turkce.html
603 MB olan dosyayı indirip, kontrol ettiğimde; filmin tam 5 dakika kısa olduğunu gördüm: 113 dakika ve 2 saniye.
Benim sunduğum ise aynı dağıtım şirketi olmasına rağmen, 118 dakika ve 2 saniye. Oysa filmde "makas" yoktu.
Bunun sebebi, sayın murtaza5'in sunduğu filmin DVD medyasından riplenmiş olmasıdır.
Aynı sayıdaki (yaklaşık 170.000) fotoğraf karesi DVD medyasına saniyede 25 kare hızında kaydedilirken,
Blu Ray medyasına saniyede 23,976 kare hızında kaydedilmesinden (elbette, ses dosyası da aynı hızda oluyor) kaynaklanıyor.
Buna fps (frame per second) deniyor. (Sebebi, başka bir yazının konusu.)
Medyadaki akış hızı, doğal olarak altyazılarda da etkili oluyor. Altyazılarda fps ayarı (bir iki istisna dışında) yapılabiliyor.
Ses dosyasının da fps ayarı değiştirilebiliyor; ancak bu, pahalı programlar ile yapılabiliyor.
Yani, sayın murtaza5'in sunduğu filmin ses dosyasını benim sunduğum filme ayarlamak istedim; ama olmadı.
Filmi sunmaktan vazgeçmeyi de içime sindiremedim.
Üstadın hoşgörüsüne sığınarak, alternatif olarak sunuyorum.
Yeniden
keyifli seyirler, sağlıklı ve mutlu günler dilerim.
*
Yönetmen: George Stevens
Senaryo: A.B. Guthrie Jr., Jack Sher, Jack Schaefer
Müzik: Victor Young
Ülke: ABD
Tür: Dram, Western
Vizyon Tarihi: Kasım 1954 Türkiye (Vadiler Aslanı)
Dil: İngilizce
Süre: 118 dk
Bütçe: $3,1 M / Hasılat: $20 M
Çekim Yeri: San Bernardino National Forest, California, ABD
Nam-ı Diğer: George Stevens' Production of Shane
IMDb Rating: 7.6
*1954 Oscar* En İyi Renkli Görüntü Yönetmeni Loyal Griggs
Farklı 4 Ödül
Sunum: 1,05 GB, 720p, orijinal dilde ve Türkçe Altyazı yanındadır.
Shane01:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Shane02:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.

Rastladığım en hoşuma giden yorumu bir iki ufak düzeltmeden sonra aşağıya alıntıladım:
turkcealtyazi.org:
Vadiler Aslanı belki en muhteşem western değil (benim açımdan en muhteşemi El Dorado 1967)
en erkeksi olanı da değil (bunu 1948 yapımı Red River-Kanlı Nehir için söyleyebilirim),
en orijinali (McCabe & Mrs. Miller 1971),
en ilginci (Johnny Guitar-Dişi Kartal 1954) ya da
en dramatiği de (Stagecoach-Cehennem Dönüşü 1939) değil.

Ama şurası kesin: İçlerinde en fazla ikonlaşmış olanı Vadiler Aslanı.
Kendisini hafızalarımıza kazıyan, izleyen hiç kimsenin bir daha unutamayacağı bir western.
Aslına bakarsanız filmdeki her şey saf birer imge:
Atıyla kasabaya giden beyaz pantolonlu kahraman (Alan Ladd);
berbat görünümlü, terbiye yüzü görmemiş kovboylarıyla gizlice işbirliği yapan çiftlik sahibi (Emile Meyer);
kendisine düşkün, sorumluluk sahibi, evi çekip çeviren karısıyla (Jean Arthur) ve
gözleri pırıl pırıl parlayan oğluyla (Brandon De Wilde) birlikte devletin
ekip biçmek üzere verdiği arazide yaşayan alçakgönüllü adam (Van Heflin);
sakıngan, kocamış barmen ve market sahibi (Paul McVey);
korkak İsveçli yerleşimci (Douglas Spencer);
Şeytan'ın insan kılığına girmiş hali olan korkutucu,
karanlık, yaltakçı kiralık silahşor Wilson (baştan aşağıya siyahlar giyen Jack Palance).
Özünde bu karakterler başlı başına bir öykü oluşturuyor.
(agartan: Bu karakter ile Jack Palance, Red Kit ve Zagor'un bir kaç macerasında da canlanıyor sanki)
Çiftlik sahibi, Van Heflin'in canlandırdığı Joe Starrett'in arazisini istemektedir.
Shane, Starrett'in arazisini korumasına yardımcı olmak üzere onun yanına yerleşir ve
bu süreçte onun karısını (belki biraz fazlaca) ve çocuğunu etkisi altında bırakır.

Wilson, yerleşimcileri topraklardan çıkarsın diye getirtilmiştir ve
Shane'in duruma müdahale etmesine rağmen mutlaka başarıya ulaşacaktır.
Ama iyiler kazanır.
Shane bu sevimli küçük aile üzerindeki etkisini görmek üzere geri gelir,
itaatkâr atını mahmuzlar ve filmin sonunda tüm gün batımlarını gölgede bırakan bir gün batımına doğru gider.
(agartan: Bu sahnede de Red Kit'in maceralarının son karesini hatırlamamak elde değil - ♫ ...ben yalnız bir kovboyum...♫ -)
Küçük Joey, arkasından bağırır: "Shane! Seni seviyorum Shane!"

Jackson Hole'da çekilen ve yapım tarihi Dolby Stereo ve sinemaskop teknolojilerinden önceye rastlayan Shane,
simge hâline gelen görüntülerle donatılmıştır.
Teton sıradağlarının arta plandaki mor dorukları;
çocuk oyuncak tüfeğiyle gelişigüzel ateş ederken, bir su birikintisinin yansımasında görünen geyik;
Starrett arazisinden vazgeçmeyi reddedince, çiftlik sahibinin yüzünde beliren küçümseme ifadesi;
Frank "Stonewall" Torrey’i (Elisha Cook Jr.) vurup çamurların içinde yere serdiğinde, Palance'ın gözlerindeki bakış.
Yönetmen George Stevens, çamurun erimiş çikolata gibi görünmesini sağlamış.
Sırf iki görüntü için bu film defalarca izlenmeye değer. Bu görüntüler tarihe değilse bile sinemaya tanıklık ediyor.
Wilson, mahmuzlu çizmelerini çınlatarak ahşap zeminde çalımla yürürken,
oracıkta yatan sokak köpeğinin kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırıp oradan uzaklaşması yakın planda gösterilir.
(agartan: finalde, düellodan hemen önceki sahnede de "belanın yaklaştığını" hissediyor) :Ğ
Bir de Shane, Starrett'lerle tanışıp onların akşam yemeği teklifini kabul ettikten sonra bir elmalı turtanın tadını çıkarır.
Batı Amerika'yı Batı Amerika yapan şeyin silahlar, sığırlar, ufka doğru hülyalı bakışlar değil
böyle elmalı turtalar olduğunu söylersek çok da yalan olmaz.
Oyuncu kadrosu hemen hemen tümüyle hatasız ve pürüzsüz.
Yeteneğiyle pek o kadar övgü toplamayan Alan Ladd ise en iyi oyunlardan birini çıkarıyor.
American Film Institute, bu filmi tüm zamanların en iyi 45. filmi ve en iyi 3. Western filmi seçmiş.
Filmle alakalı IMDb'deki trivia'ları (önemsiz, ama ilginç ayrıntı) okurken biri çok ilgimi çekti.
Filmin sonlarına doğru Shane ve Joe ağılda kavga ederken,
yönetmen ve iki eleman atların kavgadan korktuklarını gösterebilmek için ayı kostümü giymişler.
Çok da başarılı olunmuş; atlar acayip çıldırmış.
Kiralık katil rolündeki Jack Palance tek *Oscar* ödülünü bu rolün parodisini çıkarttığı
City Slickers (1991) filminde almıştı. (En İyi Yardımcı Aktör)
Keyifli seyirler, sağlıklı ve mutlu günler dilerim.
*
Dipçe:
Filmi bulut sitesine yükledim, sunum yazısını hazırladım; ÇD'na sunmak üzereyken, bir kontrol edeyim dedim.
Gördüm ki, sayın murtaza5 şurada Türkçe dublaj olarak sunmuş:
http://www.cizgidiyari.com/forum/yabanci-filmler/107008-shane-vadiler-arslani-1953-turkce.html
603 MB olan dosyayı indirip, kontrol ettiğimde; filmin tam 5 dakika kısa olduğunu gördüm: 113 dakika ve 2 saniye.
Benim sunduğum ise aynı dağıtım şirketi olmasına rağmen, 118 dakika ve 2 saniye. Oysa filmde "makas" yoktu.
Bunun sebebi, sayın murtaza5'in sunduğu filmin DVD medyasından riplenmiş olmasıdır.
Aynı sayıdaki (yaklaşık 170.000) fotoğraf karesi DVD medyasına saniyede 25 kare hızında kaydedilirken,
Blu Ray medyasına saniyede 23,976 kare hızında kaydedilmesinden (elbette, ses dosyası da aynı hızda oluyor) kaynaklanıyor.
Buna fps (frame per second) deniyor. (Sebebi, başka bir yazının konusu.)
Medyadaki akış hızı, doğal olarak altyazılarda da etkili oluyor. Altyazılarda fps ayarı (bir iki istisna dışında) yapılabiliyor.
Ses dosyasının da fps ayarı değiştirilebiliyor; ancak bu, pahalı programlar ile yapılabiliyor.
Yani, sayın murtaza5'in sunduğu filmin ses dosyasını benim sunduğum filme ayarlamak istedim; ama olmadı.
Filmi sunmaktan vazgeçmeyi de içime sindiremedim.
Üstadın hoşgörüsüne sığınarak, alternatif olarak sunuyorum.
Yeniden
keyifli seyirler, sağlıklı ve mutlu günler dilerim.
*