Pierre Auguste Renoir

ilhanx

Süper Üye
15 Ağu 2009
5,401
197
Pierre Auguste Renoir (1841-1919)
Renoir, sanat hayatının daha ilk yıllarında Manet'nin üslubunu beğenmiş; bunu, Courbet'nin plastik ifade tarzı ve Delacroix’nın renk dünyası ile birleştirmiştir.Giriş sınavlarını büyük bir başarı ile kazanarak, 1862’de Emile Signol ve Akşam adlı tablosuyla tanınan İsviçreli ressam Charles Gleyre’in atölyesine girmeye hak kazanmıştır. Atölyede Frédéric Bazille, Alfred Sisley, ve Cladue Monet ile tanışmıştır.Renoir 1863 yılında Salon’a Peri ile Kır Tanrısı adlı eserini sunmuş ancak resim reddedilmiştir. Ertesi yıl ise Victor Hugo’nun Notre Dame de Paris adlı eserinden esinlendiği La Esmeralda adlı yapıtı sergiye kabul edilir. Renoir, Gleyre’in atölyesinde geçerli olan sanat düşüncelerinin kendisinin ve arkadaşları Monet, Bazille, Sisley’e ne denli ters düştüğünü anlar. Bu nedenle bir süre sonra Güzel Sanatlar Akademisi’nden ayrılmak zorunda kalır.1863 ilkbaharında atölyeden ayrılarak Fontainebleau Orman'nda "en plain air", açık hava resimleri yapmak üzere geleceğin Empresyonistleri olan arkadaşlarının ardına takıldı. Renoir, burada açık renkler kullanmasını ve resmini daha aydınlık kılmasını öneren Virgile Narcisse Diaz ile tanışır.Renoir’in bu dönem başlarında verdiği Atölye ve Cenaze Töreni gibi yapıtlarında Courbet etkisi sezilir.Birçok eserinde kendisine modellik yapan Lise Trehot ile tanışmıştır. Sanatçı Lise’in parkta, ayakta, çimenler üzerine oturmuş halde ya da dikiş dikerken birçok resmini çapmıştır.Renoir, Lise'in bazı portrelerinde özellikle resmi sergiye yolladıklarında geleneksel bir etkinin altında kalarak, koyu bir renk düzeniyle cilalı bir görünüş yaratıyordu. Renklerini (siyah, koyu yeşil, soluk mavi), hazırlama zeminin şeffaf bir şekilde bırakan verniklerle geniş alanlara yayıyordu. 1867 yılına kadar aydınlık resimden ayrılmadı. Konusunu doğrudan beyaz tuval üzerine uygulamak için ziftli hazırlamalara karşı çıkıp hematitten yararlandı. İlk portrelerinde zemini, ışığı şekillerin yardımıyla birleştiren mavi renklerle boyuyordu. Pre-Empresyonizm ile klasik akım arasında kendine özgü bir bağıntı kurmuştu.Empresyonist dönemi boyunca (1872 – 1882) Renoir; Monet, Berthe Morisot, Sisley gibi bir bahçe içerisine yerleştirdiği gerek nü’ler gerekse portreler ve gruplarda ışık etkilerinin şiirsellikle canlandırılması üzerinde çalıştı.Tuval üzerinde renkleri karıştırmaya ve vernikle çalışmaya devam etmekle birlikte; 1876’dan itibaren görsel karışıklığı da kullanmaktaydı. Renoir bu görsel karışıklığı;tuval üzerinde titreşim gücünü ayrı tutmakla beraber, izleyicinin birbirinden ayırt edemediği renkli virgülleri anımsatan aydınlık küçük fırça vuruşlarıyla yaratıyordu. Bu yöntemi sayesinde, büyük boyutlu tablolarında da ağaç yaprakları arasından sızarak modellerin giysilerinde ve yüzlerinde yaldızlı ya da beyaz lekeler oluşturan güneş ışığının etkilerini canlandırmayı başardı.1875 yılında Renoir Oltası ile Balıkçı adlı tablosunu satın alan editör Georges Charpentier ile tanıştı. Editörün evine davet edilen Renoir, çok geçmeden Madam Charpentier’nin salonunun sık rastlanan kişisi haline geldi. Bir süre sonra Bay ve Bayan Charpentier sanatçıya birkaç portre ısmarladılar. Japon salonunda çocukları ve köpeğiyle Madam Charpentier’nin portresini yaptı. Bu oldukça önemli ve büyük bir tabloydu. Charpentier’nin nüfuzu ve birçok sosyal ilişki sayesinde Renoir’ın bu tablosu, 1879 Resmi Sergisi’nde en iyi durumda, yerden 120 cm yüksekliğe asılı olarak sergilendi. Halkın tüm beğeni ve hayranlığını bu yapıt çekmişti. Yorumcular Renoir’dan övgüyle bahsediyorlardı. Sanatçı hareket ve incelik dolu büyük bir fırça, güncel olayı tamamlayan tüm nesneleri yakalamıştır. Odadaki tüm eşya, fırçanın hızlı darbeleri altında canlı bir halde sıralanmıştır. 1878'de yeniden Salon'a başvurduktan sonra kendini İzlenimciler'den uzaklaştırmaya başladı.Paris’te yorgun düşen ve görüşünü yenilemek isteyen Renoir, 1881 Şubatında arkadaşı ressam Cordey ile birlikte Cezayir’e gitmeye kara verdi. Sanatçı bir ay süren bu yolculuğunda ( ve ertesi yıl yaptığı yolculuğunda ) pek çok yerli kadın portresi ve birçok peyzaj yaptı. Bu dönemde verdiği en başarılı peyzajlar arasında Muz Bahçesi, Yerli Kadınlar ve özellikle Casbah’daki Arap türü çalışmaları gösterilebilir. Paris’e dönen Renoir, 1881 Ekimi’nin sonunda İtalya’ya gitti. Venedik’te San Marco Bazilikası’nı ve Büyük Kanal’da gondolcuları çizdi. Renoir esinlendirici bulduğu İtalya seyahatinden sonra yeni arayışlar içine girdi. Özellikle Sienalı Cennino Cennini’nin 1437 yılında yazdığı ve 1858 yılında Fransıca’ya çevrilen, ilk İtalyan resim tekniği kitabı olan Ustanın Elkitabı, onun için şiirsel ve stilistik anlamda belirleyici bir esin kaynağı oldu.Renoir; bir sayfanın ufak boyutlarına uyan bir şeklin, uyan bir tuval ya da bir kartonun daha büyük ölçülerine uygun olmadığını fark etmişti. Bu nedenle gerçekten alınmış küçük eskizlerin büyütülmesi yöntemini terk ederek, bunun yerine daha sonra tuval üzerine uygulayabileceği büyük resimler yapmayı yeğledi.Bu yapıtlarında bir göğsün hacmini, bir vücut kıvrımının hafif akışını, bir kolun kıvrılışını, bir vücudun canlılığını hissettirmek için çoğu kez tek bir çizgi sanatçıya yetiyordu. Renoir üstün sanatı sayesinde, saflık ve beğeniyi birleştirmeyi başarıyordu. 1885 ve 1886 tarihlerini taşıyan Annelik adlı yapıtının çeşitli şekillerde anlatımları, Renoir’in sanatındaki yeni yönelişi oldukça belirgin bir şekilde gösterir.
EMPRESYONİZM : İzlenimcilik anlamına gelen empresyonizmde sanatçılar dış dünyaya ait olanı; ışığı, renkleri, tepkileri, hüzünleri işlemekte ve yakalanan anlık konuları resmetmektedir. Bu akım ışık ile resim yapma olarak tanımlanmaktadır. İzledikleri temel kaynak güneştir. Konu ışık yansımaları arasında kaybolmuştur. En önemli temsilcileri Manet, Monet ve Renoir'dir.Akimin en onemli ozelligi bir izlenimin uyardigi duygularin duyuldugu gibi uretilmesidir. Resimlerin acik havada yapilmakta olmasindan dolayi cabuk calismanin geregiyle detaya onem verilmemistir. Perspektif renk tonlariyla uygulanmaktadir. acik yani prizmatik renkler kullanılmakta tablolarda firca darbeleri rahatlikla izlenebilmektedir. genellikle su, gokyuzu gibi doga konularinda calismalar yapilmistir.Empresyonizm 19. y.y. in ilk ceyregine kadar olan donemde gorulmektedir.



10644975.jpg


91469249.jpg


43084674.jpg


48811117.jpg


40580353.jpg


54112284.jpg


92199097.jpg


74547927.jpg


59221415.jpg


75826708.jpg


78184628.jpg


26375083.jpg


87589963.jpg


19597511.jpg


35008228.jpg


79405932.jpg
 
Üst