Pasinler

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,628
82,202
NeverLand
erzurum-pasinler.jpg

Doğu Anadolu Bölgesi’nde, Erzurum İli’ne bağlı bir ilçe olan Pasinler’in doğusunda Köprüköy, Karayazı ve Horasan ilçeleri, batısında Erzurum Merkez ilçesi, kuzeyinde Tortum ve Narman ilçeleri, güneyinde de Tekman ilçesi bulunmaktadır. İlçe toprakları ilin orta kesiminde, dağlarla çevrelenmiş yüksek bir alanda yer almaktadır. Kuzeybatı kesimini Kargapazarı Dağlarının, güney kesimini Şahvelet Dağı’nın (2.654 m.) engebelendirdiği ilçenin kuzeydoğu bölümü Erzurum-Kars platosu üzerindedir. İlçenin batısında Deveboynu (2.400 m.) ve Oluklu (2.500 m.) dağları güneyinde, Alibaba (3.100 m.), Halbantlar (3.100 m.) Sancaklar (3.030 m.), Sakaltutan (2.940 m.), Ambarcı (2.850.m.) dağları, güneydoğusunda küçük ve Büyük Postlubaba (2.800 m.) dağları, kuzeyinde Kandil (2.100 m.), Kargapazarı (3.288 m.), Açgın (2.800 m.) ve İçligöl (2.810 m.) dağları bulunur.

İlçenin ortasındaki Pasinler Ovası, Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuzey kesiminde batı-doğu doğrultusunda, Erzincan’dan Iğdır’a uzanan çöküntü alanının orta bölümündedir. Erzurum Ovası’ndan sonra ilin en önemli Ovası Pasinler Ovası’dır. Pasinler havzasının tabanını teşkil eden, Pasinler ovasının alanı yaklaşık olarak 350 km2yi bulur. volkanik kökenli Deveboynu eşiği ile (1.950 m.) Erzurum Ovası’ndan ayrılmış olan 1600-1700 m. yüksekliğinde bir graben olup, alüvyal dolgu ovasıdır. Ovanın boyutları; doğu-batı doğrultusunda 42 km.yi, kuzey-güney doğrultusunda ise 15-16 km.yi bulur. Kuzeyden ve güneyden yüksek dağlarla çevrilidir. Pasinler Ovası iki bölümden meydana gelmektedir. Birinci bölümü; Pasinler’in batısında ve güneybatısında kalan "Aşağı Pasinler Ovası"dır. İlçe vadisinin doğu ve güneydoğusunda uzanan ovanın ikinci bölümü ise, "Yukarı Pasinler Ovası"dır.

İlçe topraklarını Aras Nehri ile ona katılan küçük çay ve dereler sulamaktadır. Bu derelerden . Pusudere, Tuylar, Deliller ve Büyükdere Suları ilçe merkezinin 1 km. batısında birleşerek Kale Çayı adını alır. İl merkezinin 38 km. doğusunda olup, yüzölçümü 1.460 km2, toplam nüfusu ise 44.644’tür.

İlçenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Yetiştirilen başlıca ürünler, patates, buğday, arpa, yonca, baklagiller ve şeker pancarıdır. Pasinler Ovasında az da olsa sebzecilik de yapılmaktadır. Hayvancılıkta sığır besiciliği ön plandadır. İlçe topraklarında perlit ve linyit içeren maden yatakları bulunmaktadır. Çeşitleri az olmakla birlikte meyveleri da vardır. Alçı, kireç ve yapı taşı ocaklarına, birçok kükürtlü kaplıcaya, bir çok maden suyu kaynağına sahiptir. Ayrıca yöreye özgü alacalı kilim, seccade, ihram, şal ve keçe dokumacılığı da ilçe ekonomisine katkıda bulunmaktadır.

Yöredeki ilk yerleşim MÖ.4000’e inmektedir. Pasinler, Urartular döneminde ( M.Ö.900-600) önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Daha sonra Karadeniz’ in kuzeyinden gelen Kimmerler ve İskitler buraya yerleşmişlerdir. İskitlere bağlı Phassis’ler Aras’ın verimli ve sulak vadisine yerleşerek kendi isimlerini vermişlerdir. Böylece Phasis’lerin memleketi anlamına gelen Pasin sözcüğü ortaya çıkmıştır. İskitlerden sonra Romalılar ve Bizanslılar yöreye egemen olmuşlar. Yöreye Ermeniler, Gürcüler ve Araplar zaman zaman akınlar yapmışlardır. 1048’de Türkmenler, eskiden Phasiane olarak isimlendirilen bu yöreye yerleşmişlerdir. Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Selçuklular buraya hakim olmuşlarsa da, zaman zaman yöre Gürcülerin eline geçmiştir. Pasinler İlhanlıların, Eretna Beyliğinin, Karakoyunluların, Timurluların, Akkoyunluların ve Safevilerin yönetimine geçmiş, 1514’te de Osmanlı topraklarına katılmıştır.

Pasinler Selçuklu, Akkoyunlu ve Osmanlı dönemlerinde önemli bir merkez olmuştur. Pasinler’deki kaleyi İlhanlı Emiri Hacı Togay’ın oğlu yaptırmış ve burası ondan ötürü Hasankale ismi ile tanınmıştır. Memalik-i Osmaniye’nin Tarih ve Coğrafya Lugâtı’nda ise Ali Cevat "Erzurum Merkez Sancağına bağlı bir kazadır. Kaza merkezi Hasankale”dir diye söz etmektedir.

Pasinler yöresi 1828-1877 ve 1916’da Rusların işgaline uğramıştır. Rus İhtilali’nden sonra, Ruslar buradan geri çekilmişlerdir. I. Dünya Savaşı sırasında Ermeni işgaline uğramış ve 13 Mart 1918’de bu işgal sona erdirilmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Erzurum Merkez Sancağına bağlı bir kaza olan Hasankale, 1924 Anayasası’nın hükümlerine göre, Erzurum iline bağlı bir ilçe durumuna getirilmiş, ismi de Pasinler olarak değiştirilmiştir. Horasan 1954’de Köprüköy’de 1991’de Pasinler’den ayrılarak ayrı birer ilçe olmuştur.

İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Hasan Kale, Ulu Cami, Süleyman Han Camisi, Sıvaslı Camisi, Gülperi Hatun Kümbeti, Ferruh Hatun Kümbeti, Alaaddin Ali Türbesi ve Dervişağa Köprüsü bulunmaktadır.

Hasan Kale

erzurum-pasinler_resimleri_3png.jpg


Erzurum Hasankale ilçesinde bulunan Hasan Kale’yi İlhanlıların son döneminde, İlhanlı Emiri Hacı Toğay’ın oğlu Hasan Bey l339’da yaptırmıştır. XVI.yüzyılda Kanunu Sultan Süleyman kalenin onarımını yaptırmıştır.

Kale kuzeyde sarp kayalıklara dayanmaktadır. Kale iç ve dış olmak üzere iki bölümden yapılmıştır. Kesme taş ile moloz taşın kullanıldığı kalenin İç Kale kapısı ile duvarları günümüze gelebilmiştir. Evliya Çelebi kalenin çevresinin bin adım olduğundan ve etrafında hendek bulunmadığından söz etmektedir. Kalenin güney yönündeki duvarları arazi konumundan ötürü diğerlerinden çok daha yüksek yapılmıştır. Kalenin Erzurum Kapısı batı yönünde olup Evliya Çelebi’den öğrenildiğine göre burada demir kanatlı büyük bir kapısı varmış.

İç Kale’nin içerisinde Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırmış oluğu bir mescit ile Sultan IV.Murat dönemine ait bir kasrın kalıntıları bulunmaktadır. Ancak bu yapılar ile ilgili yeterli bir bilgiye kaynaklarda rastlanmamıştır.

Sıvaslı Camisi

Erzurum, Pasinler ilçesindeki Sıvaslı Camisi’ni kitabesinden Sıvaslı İbrahim Efendi tarafından l388 yılında yaptırıldığı öğrenilmektedir.

Dikdörtgen planlı moloz taştan yapılan caminin üzeri toprak damla örtülüdür. Mimari yönden özelliği değişik dönemlerde yapılan onarımlarla kaybedilmiştir. Cami içerisinde mimari özelliği olan yalnızca ahşap minberidir. Yanındaki minaresi kesme taş kaideli olup yuvarlak tuğla gövdeli ve tek şerefelidir.

Süleyman Han Camisi

Erzurum Pasinler ilçesindeki Pasinler Kalesi Kanuni Sultan Süleyman zamanında onarılırken bu camide yapılmıştır. Kitabesi bulunmadığından yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. XVI.yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilen cami kesme taştan yapılmış olup günümüze kalıntıları gelebilmiştir. Bu yüzden de planı ve mimari üslubu öğrenilememiştir.

Ulu Cami

Erzurum Pasinler ilçesindeki Ulu Camiyi Sancak Beyi Kasım bey 1554’de yaptırmıştır. Cami l835 yılında onarılmış, bu nedenle orijinal üslubundan uzaklaşmıştır.

Cami dikdörtgen planlı olup içerisindeki ahşap sütunlarla ile iki sahna ayrılmıştır. Yapımında moloz taş kullanılmıştır.Üzeri toprak damla örtülüdür. Mihrap nişi bitkisel motiflerle bezelidir.Yanındaki taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmaktadır.

Dervişağa (Kuzgunköyü) Köprüsü

Erzurum Serçme Çayı üzerinde, Kuzgunköyü’nde olan köprü kitabesinden öğrenildiğine göre Derviş Ağa tarafından l703 yılında yaptırılmıştır.
Köprü muntazam taşlarla tek gözlüdür.Çeşitli onarımlar geçirmiş, tek kemeri yıkılınca ahşap olarak yapılmıştır. En son l938’de bir kez daha onarılmıştır.

Pasinler Kaplıcaları

Erzurum Pasinler ilçesindeki Pasinler Kaplıcası 205 metreden doğal çıkışlı olup, 15 lt/Sn. akım değerine sahiptir. Bu kaplıcanın suyundan romatizma, sinir ve kas yorgunluğu, çeşitli sinirsel hastalıklar, eklem ve kireçlenme tedavisinde yararlanılmaktadır. Kaplıca suyu 39-45 C. Arasında değişmekte olup, bikarbonatlı, klorürlü, sodyumlu, karbondioksitli ve kısmen de radyoaktif bileşimlidir.

Pasinler Kalesinin güneyinde Hasankale Çayının iki yanında birbirlerinden yaklaşık 50 m. uzaklıkta yan yana iki ılıca bulunmaktadır. Bunlardan güneyindekine "Büyük Çermik" kuzeydekine "Küçük Çermik" denilmektedir. Büyük Çermik Kitabesine göre; 1565 yılında Dulkadiroğullarından Şah Bey tarafından yaptırılmıştır. Buradaki yapının içinde şifalı soğuk su kaynağı bulunmakta olup, üzeri 14.50 m çapında bir kubbeyle örtülüdür. Sultan I.Murad tarafından 1749 yılında onarılmış ve bazı eklemeler yapılmıştır.

Büyük Çermik' in 50 m. kadar kuzeyinde olan Küçük Çermik Hasankale Çayı’nın karşı kıyısındadır. Bu çermiğin ortasındaki 1.5 m. derinlikteki havuzu ve üzerini örten 8 m. ölçüsünde kubbeli bir mekân bulunmaktadır. Küçük Çermik' i Şah Bey' in kardeşi Mirza Ali’nin yaptırdığı söylenmektedir.

Ferruh Hatun Kümbeti

Erzurum, Pasinler ilçesinde Miyadin Köyü mezarlığında bulunan Ferruh Hatun Kümbeti kitabesinden öğrenildiğine göre Ali Gazi’nin kızı Ferruh Hatun için 1324’de yaptırılmıştır.

Kümbet silindirik kaideli sekizgen gövdelidir. Üzeri konik bir külah ile örtülmüştür. Gövdesinin üzeri yuvarlak sağır kemerlerle bölümlere ayrılmıştır. İçerideki mihrap mukarnas dolguludur.

Gülperi Hatun Kümbeti

Erzurum Pasinler ilçesine l0 km. uzaklıkta tarlalar içerisinde bulunan Gülperi Hatun Kümbeti’nin XIV-XV.yüzyıllarda yapıldığı sanılmaktadır. Kitabesi günümüze ulaşamamıştır.

Kümbet sekizgen gövdelidir. Günümüze çok harap bir durumda gelmiştir. Üst örtüsünün içten yuvarlak, dıştan da konuk bir çatı ile örtülü olduğu sanılmaktadır.

Ferruh Hatun Türbesi

Erzurum, Hasankale ilçesinin 9 km. güneyinde, Ardıçlı (Miyadin) Köyü’nde bulunan Ferruh Hatun Türbesi Ali Gazi tarafından 1324 yılında yaptırılmıştır. Ferruh Hatun ve Ali Gazi ile ilgili olarak kaynaklarda bir bilgiye rastlanmamıştır.

Türbenin giriş kapısı üzerinde 1324 tarihli Arapça bir kitabesi bulunmaktadır. Türbe kesme taştan yapılmıştır. Sekiz cepheli olan türbenin üzeri sivri bir kubbe ile örtülüdür. Cephelerde üç penceresi bulunmaktadır. İçten 3.40 m. çapında olan türbenin l.60m. yüksekliğinde bir de mihrabı vardır.

Türbe içerisinde yalnızca bir sanduka bulunmaktadır.

Alaettin Ali Türbesi

Erzurum’un 21 km. kuzey doğusunda, Ovaköy (Ezirmik) Köyü’nün yakınındadır. Türbenin Selçuklu döneminden günümüze geldiği sanılmaktadır. Türbe üzerindeki kitabede l287 tarihi yazılıdır.

Günümüze yıkık bir durumda gelen türbenin yalnızca duvar kalıntıları gelebilmiştir. Türbe içerisinde yedi mezar bulunmaktadır. Bunlardan biri Selçuklu Beyi Alaettin Ali’ye (l287) ait olduğu sülüs yazılı kitabesinden anlaşılmaktadır. Diğer mezar taşlarından birisi de aynı aileden Necmettin kızı Oktayo Hatun’a (1271) aittir.
 
Üst