Özgürlük Savaşçısı Geronimo

Ray Luca

Aktif Üye
11 Tem 2016
353
1,341
Çengelköy
6 Aralık 1992 tarihli Star Dergisi içerisinden alınan bir yazı.
Gözlerinizi zorlamayın diye resimlerdeki yazıları text olarak ekledim.

t8mqrn710thqi7e5g.jpg
56flgi2kqg0wj7e5g.jpg


cemql2ti9jth1rk5g.jpg
ajssf4srohwh7z15g.jpg


Amerika'nın birçok efsanesi vardır. Amerika'da blue jean bile bir efsanedir. Billy the Kid, Bulfalo Bill birer efsanedir örneğin.
Ama hiç biri Apaçi kızılderilinin şefi Geronimo gibi değildir. Onun yeri apayrı.

Nedenine gelince...

Geronimo, beyazlara karşı topraklarını korumaya çalışan son Apaçi şefi.
16 savaşçıyla 8 bin kişilik bir orduya karşı savaşarak rekor kırmış ve yakalanması da Amerikan hükümetine milyonlarca dolara mal olup bütçesine büyük bir delik açmış.

cvb6hfuzfpbbor75g.jpg


1886'da bir gazeteci "Daha sert bir yüz asla düşünülemez. Burnu kaba ve büyük, ensesi kalın ve güçlü, çenesi büyük ve kuvvetli, gözleri iki kor gibi. En çok ağzı dikkat çekiyor.
Keskin, düz, incecik dudaklarıyla, büyük ve ifadesini yumuşatacak bir tek çizgisi olmayan bir ağız" diye yazmıştı Geronimo için.

iwow89g8y8u4l035g.jpg


Amerikalıların karşısına dikilen bu büyük kızılderili şef hakkında, günümüzde bile tarafsız düşünceler besleyen pek az kişi vardır.

Little Bighorn'da, Custer'ın ordusunu paramparça eden Siu ve Cheyenne kızılderilileri 1881'de, artık iyice sindirilmişti.
Tutuklanmaya karşı koyan “Crazy Horse” ya da “Çılgın At” isimli kızılderili lider bu karşı koyma sırasında öldürülmüştü.
Fort Randall'da esir olan Sitting Bull Türkçe adıyla Oturan Boğa, gazetelere demeçler vermekle meşguldü.

Nez Perce kızılderililerin lideri Joseph de teslim bayrağını çekmişti… Oklahoma yakınlarına yerleşen halkı, bitkindi ve sıtmadan kırılıyordu.
Kala kala bir tek Chiricahua Apaçiler kalmıştı. Hala özgürdüler ve New Mexico ile Arizona arasında topraklarını korumak için mücadeleye devam ediyorlardı.
O günlere kadar Chiricahualar'ın birçok büyük liderleri olmuştu:

Cochise, Mangas Colorados, Delgadito ve Victorio… Hepsi birer kahramandı. Ama 1881'de hiçbiri artık hayatta değildi.

Beyazların giderek güçlendiği ve tüm diğer kızılderili kabilelerin bir bir yok olup gittiği bu dönemde, kötü günlere rağmen beş yıl daha ayakta kalmayı başaran son bir Chiricahua lideri daha oldu: Geronimo. (Ceronimo okunur)

r44ycjp7nmiypnr5g.jpg


Mücadele dolu bu beş yılın sonunda, Geronimo'nun savaşçılarının sayısı 16'ya düşmüştü.. Kabilesinde 12 kadın ve 6 çocuk daha vardı. Hepsi bu kadar... Bir de Geronimo'nun karizması.
İşte bu karizmatik lider ve 16 savaşçısını yok etmek için tam 5 bin kişilik bir ordu ya da bir başka ifadeyle, o günlerin Amerikan ordusunun dörtte biri, artı 3 bin Meksikalı asker uğraştı durdu.

Geronimo ve 16 savaşçısına karşı toplam 8 bin kişilik bir ordu. Geronimo bir yandan bu orduyla diğer yandan da kızılderilileri ezen açlık ve sefaletle de mücadele ediyordu.
İşte bu yüzden Geronimo bütün zamanların en ünlü Apaçi lideri sayılır.

Göçebe bir halkın lideri olan Geronimo, sadece bir savaşçı da değildi. Şifalı bitkileri bilen ve kehanet gücü olan bir bilgindi.

u47wvi5jznkfutt5g.jpg


O'nun yaşamını inceleyen birçok tarihçiye göre Geronimo'nun iyi bir lider olmasında, kehanet yeteneği önemli bir rol oynamıştı.
Ayrıca Geronimo da, kendi halkının sabırlı asaletinden zerre bile yoktu. O, sadece fırsatları çok iyi değerlendiren biriydi. Bu konuda adeta bir sihirbazdı…

Bilinmeyene karşı müthiş meraklı, araştırmacıydı. Kontrol edemeyeceğini bildiği şeylere karşı ise müthiş güvensizdi.
Amerikalı ve Meksikalılar'ın ihanetlerini gördükçe, güvensizliği iyice artmıştı.

İyi bir konuşmacıydı. Ama nutuk atmaktan uzaktı. O sadece bir halkın sözcüsü gibiydi. Ve elinde ister bir mızrakla, ister bir tüfekle, o her zaman iyi bir savaşçıydı.

Geronimo’nun kahramanlıklarını değil de insan Geronimo'yu anlatmak gerekirse, Wisky'i seven ama asla aşırıya kaçmayan biri olduğunu görüyoruz. Ömrü boyunca dokuz eşi ve sayısız çocukları olmuş.

"Peki, neydi Geronimo'yu efsaneleştiren?"

14tjot0lnr608n85g.jpg


İşte bu soruya, tarihçiler "Keskin zekası ve umutsuz durumlar karşısında bile pes etmeyişi idi" diyor.

Geronimo, 1823'te, Gila Nehri kıyılarında, bugün New Mexico adıyla bildiğimiz kentin yakınlarındaki topraklarda dünyaya gelmişti.
Her Apaçi için olduğu gibi doğduğu yer Geronimo için de büyük önem taşırdı.

Ailesi onu Goyahkla ya da Esneyen Adam adıyla çağırıyordu.

Ama bu isim, New Meksiko yakınlarında St. Jerome kentinde meydana gelen bir çatışma sırasında değişiverdi.
Küçük Goyahkla'nın mermiler arasında slalom yaparak bıçağıyla askerleri delik deşik etmesi Meksikalı askerleri dehşete düşürmüş…
Küçük savaşçıyı gördükleri anda birbirini uyarmak için "Geronimo!" diye bağırmaları, Goyahkla'nın adının Geronimo olarak kalmasına neden olmuş.

Geronimo'nun hayatındaki en can alıcı olay ise o zamanlar Chihuahua topraklarındaki Janos kasabasında meydana geldi.

0wtmzm8fowqb4xi5g.jpg


Bugün Janos, New Meksiko ya 35 kilometre mesafede bir kamyon durağıdır.

Chiahuahua bölgesinin yetkilileri, Apaçi kellesi getiren herkese ödül dağıttığı için 1837’lerde, gerçek bir Apaçi kıyımı başlatılmıştı.

Chiahuahua yetkililerinin "Gelip Janos'ta kalabilirsiniz" diye gösterdikleri topraklara yerleşen Apaçiler'in köyüne 1850'de büyük bir saldırı düzenlenmişti.

Meksikalı askerler 25 kadın ve çocuğu katletmiş, 60'ını da esir alıp, daha sonra köle pazarlarında satılmıştı.

O sırada Geronimo, köyün dışında olduğu için tesadüf eseri kurtulmuştu. Ama kampa döndüğünde annesinin, genç eşinin ve üç çocuğunun paramparça edilmiş bedenleri ile karşılaşmıştı.

Olaydan yarım asır sonra Geronimo şöyle diyordu:

“Hiç ışık yanmıyordu. Karanlıkta, köye sızdım. Gördüklerimi anlamak için nehir kıyısına gittim. Orada ne kadar oturduğumu hala kestiremiyorum.
Her şey sona erinceye kadar orada oturdum. Ne yapacağımı bilemeden…

Silahım yoktu. Savaşmak da istemiyordum.. Sevdiklerimin bedenlerini bile oradan alıp gömemedim.

s2jthxgeqz6yh345g.jpg


Dua etmedim, matem de tutmadım çünkü artık hiçbir amacım kalmamıştı. Sonuçta, çekilen kabilemin ayak seslerini dinleyerek onları izlemeye, peşlerinden gitmeye karar verdim.”

O günden sonra Geronimo son nefesini verinceye kadar Meksikalılardan nefret etti. Rastladığı her yerde, onları acımasızca öldürdü.
Somora Valisi, Geronimo’nun son liderlik aylarında, 16 savaşçısıyla birlikte, 600 kadar Meksikalıyı öldürdüğünü açıklamıştı.

Geronimo'yu efsaneleştiren şeylerden biri de "hiçbir silahın kendisini öldüremeyeceği" yolundaki inancıydı. Bu inancı, son 16 savaşçısına da aşılarken "Hiç bir silah bizi öldüremez.
Meksikalıların bedenlerimize sıktıkları mermileri çıkaracağım. Ve hiç birimize bir şey olmayacak" dediği, bugün bile hatırlanıyor.

1850'lerde ise Geronimo'nun kabilesinin topraklarına sadece Meksikalılar değil, Amerikalılar da saldırılar düzenlemeye başlamışlardı.
Başlangıçta Apaçiler, bu beyaz adamlarla barış içinde yaşayabileceklerini düşünmüşlerdi. Ama bu düşünce de uzun ömürlü olamamıştı.
1861'de "beyaz askerler" Apaçi şefi Cochise’yi birkaç sığır ve küçük bir çocuğu çalmakla suçlayıp, ailesini esir almışlardı. Giderek artan beyazların saldırıları, Apaçiler'i dağara doğru itmişti.
Toprakları ellerinden alınıyor, sevdiklerini bu kanı savaşlarda kaybediyorlardı. Geronimo’nun liderliğinin son 15 ayı ise belki de hayatının en çok savaştığı aylardı.
Kaybetmeye mahkum olduğunu bile hile savaşa devam ettikçe, dönemin Amerikan basınında şu başlıkları okumak mümkündü:

"Geronimo ve çetesi hala serbest", "Geronimo masum kişilerin kanını dökmeye devam ediyor"

70y5j8kip05oedm5g.jpg


Amerikalı askerlerin de karşı tarafta masum çocuk ve bebekleri öldürmeye devam etmeleri ise zafer çığlıklarıyla karşılanıyordu.
1863’te, "beyazlar" büyük şef Mangas Colorado'yu yakalayıp kafasını kesmişler, sonra da haşlamışlardı. Buna da kimsenin itirazı olmamıştı.
Bu arada kızılderili "rezervleri" de kurulmaya başlanmıştı. Savaştan yorulan ya da pes eden kızılderililer, beyazların denetimindeki bu "kamplara" yerleşebilir ve tutsak bir hayat yaşayabilirlerdi.
Ve sonuçta Geronimo'nun yanında kalanlardan 80 yaşındaki eski şef Nana da birkaç çocuk ve kadınla birlikte bu kamplardan birine gidip ömrünün son günlerini umutsuzluk ve hayal kırıklığı içinde yaşadı.
Kadınlar arasında ise Geronimo'nun eşi de vardı. Geronimo artık bitkin düşen savaşçılarını biraz ayakta tutabilmek için General Crook'la anlaşmaya yanaştı.
Crook'la yaptığı bir görüşme sırasında ise Geronimo'nun söyledikleri ibret vereciydi:

“Ben iyi bir insan olduğuma inanıyorum. Ama bütün dünyadaki gazeteler kötü bir insan olduğumu yazıyor. Benim hakkımda böyle konuşmak çok yanış.
Ben asla, bir amacım olmadan kötülük yapmadım… Yukarda, bir yerde hepimizi duyan bir Tanrı var. Ve Tanrı beni de duyuyor. Güneş, karanlık, rüzgarlar, hepsi bizim şimdi konuştuklarımızı duyuyor.”

Crook ise "Fikrini değiştirip teslim olmazsan, hayatımım 50 yılını alacak olsa hile hepinizi öldürünceye kadar peşinizi bırakmayacağım" demişti.

İkinci gün ise Geronimo, Crook'un elini sıkarken tarih kitaplarına bile geçen şu ünlü sözleri söylemişti:

“Bana istediğini yapabilirsin. Teslim oluyorum. Rüzgar gibi hareket edebildiğim sürece… Şimdi teslim oluyorum, hepsi bu.”

Teslim olduktan 12 saat sonra Geronimo kaçmayı başardı. General Crook ise Washington'dan gelen eleştirilere dayanamayarak aynı gün istifa etti.
Yerine ise başkanlığa bile göz koyan ve Siularla, Nez Perce kızılderililere karşı büyük zaferler kazanmış General Miles getirildi. Miles tam beş ay boyunca Apaçiler'i kıstırmaya çalıştı.
Ama başaramadı. Geronimo ve yanında kalan savaşçılar, ailelerini görmek için yanıp tutuşurken, Geronimo bir kez daha teslim olmak için Miles'la görüşme masasına oturdu.
Ailelerini görmeye karşılık Geronimo'nun özgürlüğü...

"Tam dördüncü kez teslim oluyorum" diyen Geronimo'ya Miles "Dördüncü ve son kez" diye cevap verdi. Ama Miles yalan söyleyip diğer esirlerle birlikte Geronimo'yu da bir "rezerve" gönderdi.
Geronimo, 1905'te Baskan Roosvelt'e yazdığı mektupta şöyle diyordu:

"Halkımın Arizona'ya gitmesine izin vermelisiniz. Orası benim ve halkımın toprağı. Orası benim evim, babamın toprakları ve şimdi de oraya dönmek istiyorum.
Hayatımın son günlerini orada geçirip, dağlarda gömülmek istiyorum. Eğer oraya dönebilirsem barışık ölürüm. Halkımın burada olduğu gibi giderek azalmak yerine çoğalacağını ve yok olmayacağını düşünerek barış içinde ölmek istiyorum."

Roosvelt ise kısa red cevabında "Üzgünüm Geronimo. Ayrıca sana karşı olmadığımı da bilmeni isterim" demişti.

rkakuhehtzm2mwy5g.jpg


Geronimo'nun halkının yok olacağı yolundaki korkuları boş çıkmadı. O dönemlerde Chiricahua Apaçileri'nin sayısı 1200 civarındaydı. Birkaç yıl sonra ise sayıları 265'e düşmüştü.
Bu gün ise bir rakkam vermek mümkün değil. 1913'te New Meksiko'nun güneyindeki bu "rezervde" yaşayan Geronimo ve son savaşçılarının torunları, bugün de yaşam savaşı veriyor.

"Mescarelo Rezerv"inde Geronimo'nun torunu olan Bayan Ouida Miller de yaşıyor. Bugün 66 yaşında ve Arizona halkından hala nefret dolu mektuplar aldığını anlatıyor.

Yakınlarına göre Geronimo hayatının son gününe kadar Miles’a teslim olduğu için pişmanlık duymuş. 1909 un bir kış gününde 85 yaşında olan Geronimo atından düşmüş.
Sabah onu bulduklarında zaatüre olduğu anlaşılmış. Hastalandıktan dört gün sonra ise Geronimo artık yoktu. Sadece bir efsane kalmıştı.
Fort Still'deki mezarlığın ortasında granit taşları küçük bir piramit oluşturur. Bu Geronimo’nun mezarıdır.

"Arizona'dan uzak kalalı yıllar oldu. Meşe ağaçları, çam ağaçları, bıldırcınları, yaban hindileri, kaktüsler beni özlüyor. Nerede olduğumu merak ediyorlar... Geri dönmemi istiyorlar..." demişti.

Bunu duyan Miles "Ne şiirsel bir düşünce. Ama seni kimse özlemiyor Geronimo." diye cevap vermişti.

Ama Miles gerçeği bilecek kadar doğayı asla sevmemişti ki…
 

kayıntı

Yeni Üye
19 Haz 2022
74
347
Güzel bir derleme olmuş, teşekkürler sayın Ray Luca.
Ancak eleştireceğim bir konu var; Buffalo Bill (William Frederick Cody) bazı Amerikalılara göre bir efsane isim olabilir ama benim gözümde yerlilerin yaşam kaynağı olan binlerce bizonu katledip etlerini tren yolları şirketlerine satan, arada bir yapılan "En çok bizon öldürme" yarışmalarında birçok şampiyonluğu(!) olan biri. Daha sonrasında da, yerlileri öldüren beyazların teatral canlandırmalarıyla halkı eğlendiren bir "show business"şirketi sahibi.
Bu rezil herif ile Geronimo'yu aynı kefeye koymanıza üzüldüm doğrusu.

Burada grubumuzda daha önce yayınlanan Geronimo romanını ekliyorum. Bu çizgi romandaki olaylar gerçeğe oldukça yakın görünüyor:

 

Ray Luca

Aktif Üye
11 Tem 2016
353
1,341
Çengelköy
Ancak eleştireceğim bir konu var; Buffalo Bill (William Frederick Cody) bazı Amerikalılara göre bir efsane isim olabilir ama benim gözümde yerlilerin yaşam kaynağı olan binlerce bizonu katledip etlerini tren yolları şirketlerine satan, arada bir yapılan "En çok bizon öldürme" yarışmalarında birçok şampiyonluğu(!) olan biri. Daha sonrasında da, yerlileri öldüren beyazların teatral canlandırmalarıyla halkı eğlendiren bir "show business"şirketi sahibi.
Bu rezil herif ile Geronimo'yu aynı kefeye koymanıza üzüldüm doğrusu.
Sevgili @kayıntı yanlış anladınız sanırım. Ben sadece ekli resimlerdeki yazıları text olarak da paylaştım. Yazının içeriğine bir dahlim yoktur. :)
 

kemalettin

Onursal Üye
13 Eyl 2011
521
2,678
Marlon Brando, "The Godfather" filmindeki performansıyla 1973'te En İyi Erkek Oyuncu dalında kazandığı Akademi Ödülü'nü reddetmişti

Brando, bu kararı, Hollywood'un Kızılderilileri filmlerdeki temsiliyeti ve Amerika Birleşik Devletleri hükümeti tarafından Kızılderililere yönelik devam eden kötü muamele konularında bir protesto olarak gerçekleştirdi.

Töreni bizzat katılmayarak, bu ödülü reddetme eylemini gerçekleştirmek için Native American aktivisti ve oyuncu Sacheen Littlefeather'ı gönderdi.

Littlefeather, tören sırasında Brando'nun bu kararı, Hollywood'un Kızılderilileri nasıl tasvir ettiği ve ABD hükümetinin Kızılderililere yönelik süregelen kötü muamelesi konularındaki protestosu olarak açıkladı.

Bu olay, Oscar tarihinde dikkate değer bir anı olmuş ve film endüstrisinde temsil ve sosyal adalet konularına dikkat çekmiştir.
 

Hilal10711

Yeni Üye
25 Ara 2020
138
510
Allah onların ve onlar gibilerin dağılarak yok olmalarını göstersin inşallah bütün insanlığa. Masum insanların çığlıklarında çıldırsınlar.
 
Üst