Osmancık

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,618
79,841
NeverLand
89f55.jpg

Karadeniz Bölgesi’nde, Çorum İli’ne bağlı bir ilçe olan Osmancık’ın, kuzey ve kuzeydoğuda Samsun, doğuda Amasya, güneyde Çorum Merkez ilçesi, güneybatıda İskilip, kuzeybatı ve kuzeyde Kargı ilçeleri ile çevrilidir.

Osmancık’ın jeolojik yapısına metaformik ve volkanik kütleler hakimdir. Ayrıca tortul kütlelere de rastlanmaktadır. Üçüncü zamanın en önemli kütlelerinden olan jips kireç taşı ve kaya tuzu yataklarıyla, karbon miktarı yüksek, zengin linyit yataklarına rastlanmaktadır.

Çorum’un kuzey kesiminde yer alan Osmancık’ın doğusunu Çal ve Ada dağları, batısını Köroğlu Dağlarının doğu uzantıları engebelendirir. Çal Dağlarının en yüksek tepesi Büyük Çal (1.750m.), Adadağ serisinin en yüksek tepesi Dedeçal (1.770 m.), Osmancık’ı çevreleyen dağların en yükseği 1.864 m. ile İnegöl Dağıdır.

1c70.jpg


Osmancık (Kandiber) Kalesi

Kızılırmak kuzey ve güneyde doğal sınırı meydana getirir. Kızılırmak vadi tabanı ilçe merkezi çevresinde genişleyerek bir ovayı oluşturur. Osmancık oldukça zengin bir akarsular ağına sahiptir. Kızılırmak’ın ilçe hudutları içindeki uzunluğu 80 km.dir. Osmancık’ a girmeden ve girdikten sonraki toprak yapısı nedeniyle rengi kızıl , yer yer kirli sarıdır. Kızılırmak’a karışan diğer akarsular Kavşak Çayı, İncesu Deresi, Karalar ve Yukarı Zeytin Dereleridir. Denizden yüksekliği 420 m. olan ilçe Çorum’a 59 km.dir. Yüzölçümü 1.187 km2, toplam nüfusu 51.164’tür.

İlçenin ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayalıdır. Bunun yanı sıra hayvancılık ve sanayie dayalıdır. Yetiştirilen tarımsal ürünler, buğday, arpa, şeker pancarı, pirinç ve üzümdür. Az miktarda ay çiçeği, baklagiller, ayva ve elma yetiştirilir. Türkiye’de üretilen pirincin %36’sı Osmancık ve yöresinde yetiştirilmektedir. Osmancık’ta asıl gelişme sanayi sektöründe görülmektedir. Çorum yolu kavşağının iki kıyısında yer alan beş kiremit ve yedi tuğla fabrikası bulunmaktadır.

00029380.jpg


İmaret Camii

Eski bir yerleşim yeri olan yöre, Frig, Pers, Bithynia, Roma ve Bizans egemenlikleri altında bulunmuştur. Osmancık’ın Roma ve Bizans dönemlerindeki adının “Pimolisene (Pimoliza)” olduğu bilinmektir. Kandiber Kalesi olarak anılan bir kaya üzerinde kurulu olan kalenin tarihi ipek yolunda gidiş ve gelişleri denetleme, vergi ve gümrük gibi hususları yerine getirilmesi için kurulduğu tahmin edilmektedir.

Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Oğuz boylarından biri olan Sorgun Oymağı Beyi Şerafettin Osman Gazi bölgeye emir olarak atanınca, kendi oymağının adını buraya vermiştir. Bundan sonra da kentin Eflanos olan ismi Sorgun olarak değiştirilmiştir. Şerafettin Osman Gazi Osmancık’ta oturmuş, buradan İskilip , Hacı Hamza ve Çorum havalisini yönetmiştir. Bir süre Danişmend’lilerin Egemenliği altında kalan Osmancık, 1177 yılında Danişment’lilerin yıkılmasından sonra Selçukluların egemenliğine geçmiştir. 1389 yılında da Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır.

4c3a.jpg


Koyunbaba Köprüsü

Osmancık 1423 yılında Amasya’ya , 1596 yılında Çorum Sancağına, 1864 yılında yeniden Amasya’ ya bağlanmış, 1924 yılında Çorum’un bir ilçesi olmuştur.

İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında, İmaret Camisi, Akşemseddin Mescit ve Medresesi, Büyük Cami, Koyun Baba Köprüsü, Osmancık (Kandiber) Kalesi, Koyun Baba Türbesi, Baltacı Mehmet Paşa Çeşmesi bulunmaktadır.
 

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,618
79,841
NeverLand
Osmancık Kalesi (Kandıber Kalesi)

Çorum’un Osmancık ilçesinde Kızılırmağın kuzeyinde doğu-batı yönünde bulunan kale 275 m. yüksekliğinde doğal bir kayanın üzerinde yapılmıştır. Kandıber Kalesi ismi ile de tanınan kalenin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı kesin olmamakla beraber Selçuklular zamanına ait olduğu sanılmaktadır. Bununla beraber kale değişik dönemlerde birkaç kez onarılmış, özelliğini yitirmiştir.

425.jpg


Bu kale aynı zamanda İstanbul’dan Amasya’ya kadar uzanan ticaret yolu üzerinde olup, karakol kalesi niteliğindedir. Kalenin güneyindeki Roma dönemi kaya mezarları Romalıların burada yaşadığına işaret etmektedir.

Kare planlı kalenin yapımında horasan harçlı moloz taş kullanılmıştır. Ayrıca içerisinde kayalara oyularak yapılmış hamama ait kalıntılarla da karşılaşılmıştır.Günümüze oldukça harap durumda gelmiştir.

İmaret Camisi

Osmanlık ilçesi, Güney Mahallesi’nde bulunan İmaret Camisi’ni Sultan II.Beyazıt’ın Başveziri Koca Mehmet Paşa 1430-1431’de yaptırmıştır. Aşıkpaşazade Tarihinde Mehmet Paşa’nın Osmancık’da bir imaret yaptırdığını belirtmiştir. Caminin giriş kapısı üzerindeki iki satırlı sülüs yazılı kitabesinden Koca Mehmet Paşa’nın bu camiyi imaret olarak yaptırdığı yazılıdır.Bu caminin yanında medrese,kütüphane bulunduğu kaynaklardan öğreniliyorsa da bunlar günümüze ulaşamamıştır.

00029380.jpg


İmaret Camisi, Erken Osmanlı mimarisindeki yan mekanlı, zaviyeli veya ters T plan tipinde yapılmıştır. Bu plan tipinin geliştirilmiş bir örneğidir. Anıtsal ve özgünlüğünü koruyan, mermer söveli stalaktit dizili giriş kapısından sonra birbirini art arda izleyen iki kubbeli bir mekana girilmektedir. Girişteki mekanın yanında yine üzerleri kubbeli iki yan mekan bulunmaktadır. Giriş kapısı tek parça ceviz ağacından yapılmış olup geometrik geçmeler ve Rumilerle bezenmiştir.

Koyun Baba Köprüsü

Çorum, Osmancık ilçe merkezinde, Kızılırmak Nehri üzerinde bulunan Koyun Baba Köprüsü Sultan II.Beyazıt zamanında yapılmıştır. Köprünün yapımına l484’de başlanmış ve l489’da tamamlanmıştır. Köprünün karşısındaki kalede duvarına bitişik, Arapça köprü kitabesi bulunmaktadır:

4c3a.jpg


”Yardımından dolayı Allah’a Hamd ve doğru yolun kılavuzu Muhammed ve onun yüce ailesine ve halkı doğru yola yönelten ashabına salat olsun. Dünya, ibret sahiplerinin nazarında hayır ve geçit köprüsüdür. Yaratıklar için sürekli hayat ve sevinç imkansızdır. Ne mutlu o başlangıç ve sonu düşünen kimseye ki, ahiret yolcuğuna devir için sevap edine. Sürüp giden sadaka ise, ne güzel sevaptır. Sadır ola bu yüce emir, bütün ülkelerde sürekli geçerli olsun. Ulu, adaletli, bilgin sultan ve yiğit, yüce hakan, milletlerin yönetimini elinde tutan, Arap ve acem sultanlarının sultanı, gazi ve mücahitlerin efendisi, kafir ve müşrikleri kahreden, krallar sultanı ve denizler hakanı, ihsan ve kudret sahibi Allah’ın desteklediği “Sultan Ebül-Fetih Beyazıt bin Mehmet Han” Allah onun saltanatını gece ve gündüzler birbirini izledikçe sürdürsün. Kıyamet gününde sevaba ermek, üzerinden geçenlere ibret olmak, umum tarafından faydalanılmak amacıyla sürekli bir hayır olan bu değerli köprünün sağlam olarak yapılmasını emreyledi. Bu hayırlı eserin tesisi, 889 senesinin Şaban ayında başlandı ve 894 senesinde tamam oldu”.

Köprü ismini Anadolu’nun tanınmış velilerinden Koyun Baba’dan almıştır. Koyun Baba ile ilgili yörede yaygın bir söylenti vardır. Koyun Baba bir gün Kargıya gitmiş, oradaki bir çeşmenin yanında otururken yaşlı bir kadın elindeki su güğümü ile gelerek su doldurmaya başlamıştır. Bunu gören Koyun Baba senin oğlun yok mu? Suyu neden sen taşıyorsun diye sormuştur. Kadın, vardı ama öldü diye soruyu yanıtlamıştır. Bunun üzerine Koyun Baba iki çocuğun olursa birini bana verirmişsin diye sormuştur. Bunun üzerine kadın ben yüz yirmi yaşındayım yanıtını vermiştir. Koyun Baba’da Allah her şeye kadirdir dedikten sonra ve kadına bir elma uzatmıştır. Bu elmayı kocanız ile beraber yiyin iki çocuğunuz olacaktır demiştir. Ama bu çocuklardan biri benim olacak diye sözlerine eklemiştir. Kadın elmayı almış evinde kocası ile beraber yedikten bir süre sonra hamile kalmış ve iki oğlan çocuk doğurmuştur. Bundan sonra hemen Koyun Baba’ya gitmişler; Koyun Baba’da çocuklardan birine Ahmet diğerine de Mehmet ismini takmış ve Ahmet’i alarak kendisine kardeş edinmiştir. Bu çocuğa Koyun Baba’nın kardeşi olduğu için Ahi Baba denilmiştir.

00028700.jpg


Koyun Baba Köprüsü’nün yapılması ile ilgili bir başka öykü daha bulunmaktadır. Buna göre; Fatih Sultan Mehmet Otlukbeli Savaşı’na giderken Koyun Baba’ya uğramış, Onun hayır duasını almak istemiştir. Savaş dönüşünde vezirini göndererek Koyun Baba’nın bir dileği olup olmadığını sordurmuştur. Koyun Baba’da eğer hayır yapmak istiyorsan Kızılırmak üzerine bir köprü yaptır demiştir. Ancak köprü yapılmadan Fatih Sultan Mehmet ölmüştür. Babasının ölüm haberini alan Beyazıt Osmancık’a geldiğinde Koyun Baba’yı görmüş ve kendisini karşıya geçirmesini istemiştir. Koyun Baba’da olur ama buraya bir köprü yaparsan demiştir. O zaman gözlerini kapa demiştir. Şehzade Beyazıt gözlerini kapamış, açtığında da kendisini İstanbul’da bulmuştur. Bundan sonra da köprüyü yaptırmıştır.

Koyun Baba Köprüsü kaleye yakın yerinde ayağın karşısında kitabesi bulunmaktadır. Köprü 250 m. uzunluğunda, 7.50 m. genişliğindedir. Yöresel sarı renkte dikdörtgen blok taşlardan yapılmıştır. Sivriye yakın yuvarlak kemerli 19 gözden meydana gelmiştir. Ancak bunlardan 15’i görülebilmektedir. En yüksek gözün yüksekliği de 25 m.dir.

Baltacı Mehmet Paşa Çeşmesi

Çorum Osmancık İlçesi Ulu Cami Mahallesi’nde, Ulu Cami Sokağı’nda bulunan bu çeşmeyi, Osmancıklı olan Baltacı Mehmet Paşa l105 yılında yaptırmıştır. Baltacı Mehmet Paşa Osmancık’ta dört çeşme yaptırmış, ancak bunlardan yalnızca biri günümüze gelebilmiştir.

00028942.jpg


Çeşme yöreye özgü sarı kesme taştan yapılmıştır. Sivri kemerli ayna taşı üzerinde Dürrizade’nin yazdığı üç sütunlu 18 mısralı bir kitabesi bulunmaktadır. Çeşme günümüze oldukça iyi durumda gelebilmiştir.

Koyun Baba Türbesi

Osmancık İlçesi dışında Türbe yeni denilen alanda bulunan Koyun Baba Türbesi Sultan II.Bayezit zamanında yaptırılmıştır. Türbenin bulunduğu alan yüksek bir tepenin üzerinde olup çevreye hakim bir alandadır. Burada türbenin yanı sıra tekke, imaret, kervansaray da yapılmış ancak bunlardan yalnızca türbe günümüze gelebilmiştir.

428gif.jpg


Türbe sekizgen planlı olup, üzerin duvarlara oturmuş konik bir çatı ile örtülmüştür. Piramidal külah içeriden kubbe şeklindedir. Türk ağaç işçiliğinin en güzel örnekleri arasında sayılan kapısı Çorum müzesine kaldırılmıştır.

Akşemseddin Mescit ve Medresesi

Osmancık’ta, Akşemseddin XV.yüzyılda mescit ve medreseyi bir arada yaptırmıştır. Medresenin günümüze yalnızca dershane bölümü ulaşabilmiştir. Dershanenin üzeri tromplu bir kubbe ile örtülmüş olup kesme taştan yapılmıştır. Yanındaki iki medrese odası mescit olarak kullanılmaktadır.

Büyük Cami

Osmancık’ta Emiri Beyler Çelebi 1213’de yaptırdığı bu cami Selçuklu mimari üslubunu yansıtan bir eserdir.

Kesme taş ve yer yer tuğladan yapılan cami orijinal görünümünden uzaklaşmıştır. Cami kareye yakın planlı olup üzeri kubbe ile örtülüdür.
 
Üst