Narman

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,645
84,602
NeverLand
narman-1212.jpg

TARİHÇE

Tarih boyunca Narman sırasıyla Namirvan, İd (Bayram) ve Narman adlarıyla anılmıştır. Bilindiği üzere Anadolu bir medeniyetler merkezi görünümünde olduğundan Narman da bu istila ve işgaller neticesinde çeşitli medeniyetlerden nasibini almış bir yerleşim merkezidir. Bu cümleden hareketle Narman tarih boyunca sırasıyla Urartu, Kimmer, Saka, Med, İskit ve Perslerin hakimiyeti altında kalmıştır. Medlerin hakimiyeti İskit ve Saka Türkleri tarafından M.Ö. 714 yılında yıkılmıştır. Daha sonra bölge dolayısıyla Narman tekrar Medler ve Perslerin istilasına uğramıştır. Bu işgal M.Ö 64 yılına kadar devam etmiş olup, bu tarihten sonra Roma İmparatorluğunun eline geçmiştir. Roma İmparatorluğu M.S 395 yılında ikiye ayrılınca Kuzey doğu Anadolu bölgesi ve Narman Bizans sülalesine bırakılmıştır. Bizans idaresi M.S. 503 yılında Sasanilerce son verilmiştir. Sasanilerin hakimiyeti ise M.S.642 yılında Müslüman Araplar tarafından yıkılmıştır. Bu tarihten sonra ilçe Emeviler ve Abbasiler Hükümranlığında kalmış olup, kısa bir aradan sonra tekrar Bizanslılar tarafından işgal edilmiştir. Bölgedeki Bizans hakimiyeti M.S. 1071 tarihinde Türklerin Anadolu’yu fethiyle birlikte Selçuklu Devleti topraklarına katılmıştır. Selçuklu hakimiyetinde olan bölgenin idaresi Saltuk Oğullarına verilmiş olup, Yönetimi Saltukoğlu beyleri tarafından yürütülmüştür.

M.S. 1243 Tarihinde bölge Moğol İlhanlı istilasına uğramış olup, M.S. 1335 tarihinde Karakoyunluların , M.S 1469 yılında Akkoyunluların ve M.S. 1473 yılında ise Otlukbeli Muharebesi ile Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Bu tarihten sonra Osmanlı hakimiyetinde kalan Narman zaman zaman İran ve Rus istilalarına maruz kalmış, Ancak; kısa süreli ve yağmalama, talan şeklinde olan bu istilalar kısa süreli olmuş hakimiyet ve idare Osmanlıların elinde kalmıştır. Ancak Rusların 1826 ve 1856 yıllarında ve daha sonra yürütmüş oldukları büyük Kafkasya emelleri doğrultusunda bölgemiz ve dolayısıyla ilçemiz Kafkasya’dan göç eden muhacir Türklerin gözde yerleşim merkezlerinden birisini oluşturduğu tarih araştırmacıları tarafından bildirilmektedir. Zaten bölge ve ilçe halkının çoğunluğunun kökenini Ahıska muhacirleri oluşturmaktadır.

1877 – 1878 (93 Harbi) Osmanlı Rus savaşı döneminde Rusların Kars ve Erzurum’u işgali sırasında Narman 8 ay işgal altında kalmış Rusların geri çekilmek zorunda bırakıldıktan sonra Erzurum’u terk edip, Kars Ardahan ve Batum’a dönmeleri sırasında Narman bu işgalden kurtulmuştur. Ve Rus sınırı ile Osmanlı sınırı Narman sınırları ile çizilmiştir ve Narman merkezi bu dönemde ordu karargahı bazı köyleri ise kolordu ve alay karargahları olarak Osmanlı askerlerini 1878 tarihinden 1915 yılına kadar ağırlamıştır.

1914 yılında patlak veren I. Dünya Savaşını müteakip Kasım 1915 tarihinde Rusların şiddetli taarruzları karşısında Narman ve Erzurum tekrar Rus işgaline maruz kalmıştır. Bu istila Ekim 1917 yılına kadar devam etmiş Rusların bu tarihte bölgeyi terk etme zorunda kalmaları neticesinde silah ve mühimmatlarını bölgede bulunan ve Rus ordusu içerisinde eğitimleri yapılıp bölgeye getirilen çok sayıdaki Rus asıllı Ermeni asker ve Subaylara terk etmeleri neticesinde bölgenin askeri hakimiyeti Ermeni çetelerinin eline geçmiş ve bu tarihten itibaren bölge ve ilçe halkı çeşitli tahkir, hakaret ve zulme uğratılmaya başlanmıştır.Bu zulüm ve işkenceyi kabul edemeyen insan onurunu zedeleyen bu tavır ve davranışlarını kabullenemeyen ilçe halkı top yekun bir hareketle milis kuvvetleri oluşturarak Ermeni zulmüne son vermek amacıyla milli bir mücadeleye girişmiştir.

Yapılan bütün bu hazırlıklar neticesinde 18 Mart 1918 tarihinde şafakla birlikte büyük bir hücuma kalkan milis güçleri Ermeni komita ve çetelerini yapılan muharebe ile Narman dan söküp atmışlardır. Bu muharebelerde çok sayıda şehit verildiği gibi Ermeni işgali sırasında Ermeni çeteleri tarafından çok sayıda da kadın kundaktaki bebekler, yaşlılar ve hatta hamile kadınların karnındaki bebeklere varıncaya kadar süngülenip veya kapalı bir yerde kurşuna dizilerek insanlar hunharca ve zalimane bir şekilde öldürülmüşlerdir. Narman işte bu Ermeni zulmünden kurtuluşunun yıl dönümü olan 18 Mart gününü 1954 tarihinden beri her yıl düzenli bir şekilde Kurtuluş Şenlikleri ve Bayramı olarak geleneksel bir şekilde kutlamaktadır. Narman Sasaniler döneminde Namirvan Emevi ve Abbasiler ile Osmanlılar döneminde bayram günü feth edildiğinden dolayı bayram manasına gelen İYD (İd ) ve Cumhuriyet döneminde NARMAN adıyla anılmıştır. Osmanlılar döneminde kısa bir süre sancak olarak kalan Narman Tanzimat döneminden sonra kaza merkezi olarak Cumhuriyetin ilanına kadar idari yapıda yerini almıştır. 1926 Yılına kadar İlçe statüsünde olan Narman, 1926 Yılında Tortum’a gelen Teşkilatı Mülkiye Heyetince düzenlenen raporla ilçelikten lağvedilmiştir. 88 Köyünden 5 köyü Artvin ili Yusufeli ilçesine 5 köyü Kars ili Sarıkamış İlçesine, 18 Köyü ve Çamlıbel (Ardos) bucağı Oltu ilçesine dahil edilerek ilçemizi de İd Bucağı adı altında 57 Köyü ve Ayyıldız (Pitkir) bucağı ile birlikte Tortum İlçesine bağlanarak Narman ilçelikten Lağvedilmiştir. Böylece İlçemiz 1954 yılına kadar Tortum ilçesine bağlı İd bucağı olarak yönetilmiştir. İlçemizin Belediye Başkanı İhsan Erdem’in çalışmaları ile 01.06.1954 yılında yeniden ilçe statüsüne kavuşmuştur.

2835.jpg


COĞRAFİ YAPI

Narman Doğu Anadolu Bölgesinin Kars bölümünde ilin, kuzey doğusunda yer almaktadır. Erzurum’a iki ana yol ile bağlantısı bulunmaktadır. Birisi kuzey batı istikametinden 96 Km lik Tortum Erzurum asfalt kara yolu, diğeri güney doğu istikametinde 105 Km lik Pasinler Erzurum asfalt ve kısmi (Pasinler Erzurum) arası duble kara yoludur.

Kuzeyde, Kuzeydoğu- Güneybatı istikametinde uzanan Karga pazarı dağları ile güneyde, Kuzeydoğu, Güneybatı yönünde uzanan Güllü dağları arasındaki havzada kurulmuştur. İlçe toprakları yönetim açısından, doğusunda Kars iline bağlı Sarıkamış, Batısında Tortum, Kuzeyinde Oltu, Güney ve Güneydoğusunda Horasan ve Hasan kale ilçeleri ile sınırlı bulunmaktadır. İlçenin yüzölçümü 1275 Km2 dir. Deniz seviyesinden yüksekliği 1640 metredir. İlçe merkezi çevresindeki dağ kütleleri arasında yer alan Çoruh nehrinin başlangıç vadisinde kurulmuştur. İlçeye bağlı köyler ise çevredeki yüksek dağ kütlelerinin eteklerine serpilmiştir.

Narmanlı Camisi

Erzurum Narman ilçesinde bulunan Narmanlı Camisi kitabesinden öğrenildiğine göre Sultan I.Mahmut döneminde Narmanlı Yusuf Efendi tarafından 1738 yılında yaptırılmıştır.

Cami kare planlı olup, üzeri trompların yardımı ile merkezi bir kubbeyle örtülmüştür. Caminin önünde altı yuvarlak taş sütunun taşıdığı beş kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Cami içerisinde mimari yönden dikkati çeken herhangi bir özellik bulunmamaktadır.

Narman Kanyonu (Kırmızı Periler Vadisi)

ftekin43_DSC03468.jpg


Narman Kanyonunun fotoğrafları ilk kez Mustafa Turanoğlu ve Kenan Karadüz tarafından 1989 yılında çekilmiş, önce yerel basında, 1993 yılında da ulusal basında tanıtımı yapılmıştır. Bundan sonra UNESCO ile bağlantı kurularak bazı bülten ve yayınlarda kullanılmıştır. Ardından da Narman Kanyonu gezi programlarına dahil olmuştur.

Narman Kanyonu doğal oluşumlu bir vadi olup, Kapadokya’daki peri bacalarına benzer niteliktedir. Bu vadide çeşitli hayvanlar yaşamakta olup bunların başında; Kaya Kartalı, Şahin, Kerkenez, Atmaca, Kınalı keklik, Bıldırcın, Kaya bülbülü, Çinte, Toygar, Kırlangıç, Arı Kuşu, Serçe, Saksağan ve Karga gelmektedir. Ayrıca vadide; Gelengi(Yer Sincabı)Afrika Tavşanı, Tilki, Kurt, Domuz, Su Samuru, Tavşan, Ayı ve Porsuk gibi memeli hayvanlar da bulunmaktadır.

Ali Baba Türbesi

Erzurum, Narmanlı Mahallesinde bulunan Ali Baba Türbesi XV.yüzyılda yapılmıştır. Günümüze harap bir halde gelen türbenin mimari üslubu ve planı kesinlik kazanamamıştır. Temel kalıntılarına göre sekizgen planlı ve kesme taştan olduğu anlaşılmaktadır.

Ethem Baba Türbesi

00050561.jpg


Erzurum Narman ilçe merkezinde bulunan Ulu Cami’nin yanında bulunan Ethem Baba Türbesi 1995 yılında restore edilerek bugünkü durumuna gelmiştir. Bu türbe birkaç kez yol açma çalışmaları sırasında yıkılmak istenmişse de ilçe halkının itirazı sonucu yol, türbenin iki yanında açılmıştır. Mimari yönden bir özelliği bulunmayan bu türbenin halk arasında Ethem Baba’nın kişiliği ile önemlidir.

Ethem Baba’nın asıl ismi İbrahim olup, 1836 yılında Erzurum’da dünyaya gelmiş, Şeyh Muhammed Nesibi’nin oğludur. İbrahim Ethem medrese eğitimi görmüş, söylentiye göre rüyalarında sürekli olarak Hz.Muhammed ve Hz. Ali’yi görmüş, icazet alması için Sivas’a gidip, Şemsi Ruzî’den ders alması istenmiştir. Bunun üzerine Sivas’a giderek Şemsi Suzî’den ders görmüş ve icazet almıştır.

İbrahim Ethem’in çok sayıda kitap ve beyitleri olmasına rağmen Birinci Dünya Savaşı sırasında yakılarak imha edilmiştir. 1916 yılında Narman’da ölmüş ve orada gömülmüştür. Üzerine de sonradan bugünkü türbesi yapılmıştır.

Yuvarlak kemerli, kesme taş duvarlı türbe, kare planlı, kırma çatılıdır.
 
Üst