Merzifon

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,621
80,460
NeverLand
IMG_0611.jpg

Karadeniz Bölgesi'nin orta kesiminde Amasya İli'ne bağlı ve İl merkezinden sonra en büyük yerleşim yeri olan MerzifonTavşan Dağı güney eteklerinde Muşruf Deresi ile Paşa Deresi vadileri arasında kurulmuştur.

İlçenin doğusunda Suluova İlçesi, güneyinde Merkez ilçesi ile Çorum İli, batısında Gümüşhacıköy İlçesi, kuzeyinde de Samsun İli ile çevrilidir. İlçenin kuzeyi ve batısı dağlık olup, orta ve doğu kesimleri ovalıktır. Kuzeyinde 1909 m.ye ulaşan Tavşan Dağı, güneyinde de Çakır Dağı'nın uzantıları bulunmaktadır. Amasya'nın yakınında Yeşilırmağa katılan Tersakan Çayının suladığı Merzifon Ovası yörenin başlıca tarım alanıdır. Aynı zamanda burası Tersakan çayının kolları olan Gümüşsuyu ve Solhan Çayı ile sulanır.

Yüzölçümü 939 km2’dir. Merkez ilçe nüfusu ise 67.448 kişidir. İl merkezine 49 km. uzaklıktadır.

İlçenin ekonomisi daha çok tarıma dayalıdır. Buğday, şekerpancarı, arpa, ayçiçeği, tütün, mercimek, bağ ve bahçe ürünleri başta olmak üzere kiraz, elma gibi meyvalar yetiştirilir. Ayrıca ilçenin ovalarında sığır ve koyun yetiştirilmektedir. Montafon tohumlama istasyonunun bulunduğu ilçede sığır yetiştirilmesi ön plandadır. İlçede yarış atı ve çekim gücünün üstünlüğü ile tanınan Merzifon eşeği de yetiştirilmektedir.

Merzifon'un ismi ile ilgili iki ayrı söylence vardır. Bunlardan birine göre; MÖ.700'lü yıllarda Merzifon’un 4 km.doğusunda,bugün Marınca diye anılan köyün bulunduğu yerde, bölge valisi Barsevinç kendi ismini taşıyan bir kasaba inşa ettirmiştir. Bu kasabanın ismi zamanla değişerek Marsevinç, Mersuvan ve sonra da Merzifon olmuştur. Diğer söylentiye göre de; M.Ö.222’de bölge valisi V.Mithridates, bugünkü Merzifon’un yerinde, Merzpond isimli bir kale yaptırmıştı. Bu isim zamanla Merzban, Merzifon şeklinde değişmiştir. 'Merz' kelimesi Farsça’da 'sınır', mahal, sükun”,'fon' kelimesinin de Pont’un Arapçalaştırılmış şeklidir. Buna dayanarak Merzifon'un 'Pond karargahı' anlamına gelen bir sözcükten türediği sanılmaktadır.

Merzifon yöresinde yapılan arkeolojik araştırmalar çok sayıda höyük ve yerleşim alanının olduğunu göstermiştir. Bu höyüklerden elde edilen buluntulara göre Merzifon'da ilk yerleşimin MÖ.5500'e kadar indiği anlaşılmaktadır. Bunlardan Ortaova köyü Onhoroz, Büyük Küllük, Küçük Küllük höyükleri ve Hayrettin Köyü höyüklerindeki buluntular Kalkolitik ve Tunç Çağı yerleşimlerine işaret etmektedir. Hititlerin başkenti Hattusaş’a sınır olması nedeni ile de yörenin önemli bir merkez ve ticaret yeri olduğu görülmektedir. Bu dönemde (M.Ö.1700-700)bölgeden iki adet tabii yol geçmektedir. Bunlar; Çorum-Merzifon-Havza-Kavak-Samsun yolu; Çorum-Merzifon-Havza-Vezirköprü-Oymaağaç yollardır. Günümüzdeki yollar da bu antik yolları izlemektedir.

Bugünkü Merzifon’a bağlı Oymaağaç Köyü önemli bir Hitit yerleşim merkezi idi. Hitit’ler ticaret yolunun güvenliği ve Kaşka saldırılarına karşı bir önlem olarak sınır karakolu niteliğinde, bugünkü Merzifon şehrinin bulunduğu yerde bir kale inşa etmişlerdir. Hititlerin yıkılışından sonra MÖ.VIII.yüzyılda Frigler Hitit kentleri üzerine yerleşmiş, onları onararak kullanmışlardır. M.Ö.600’lerde Anadolu’ya Kafkaslardan gelen Kimmer ve İskitler, Anadolu’da Frig siyasi egemenliğine son vermişlerdir. Merzifon ve Gümüşhacıköy civarında İskit hakimiyetinin çok kısa süreli olmuştur. Bu döneme ait buluntular Gümüşhacıköy-İmirler köyündeki bir mezardan çıkarılmış olup, Amasya müzesinde sergilenmektedir.

MÖ.VI.-IV. yüzyıllarda Persler yöreye hakim olmuş ve bu durum İskender'in MÖ.333 yılında yaptığı İssos Savaşı ile son bulmuştur. Daha sonra burada kurulan Pontus Devletinin başkenti Amasya olduğundan ötürü Merzifon da önemli bir ticaret yeri olmuştur. Merzifon, askeri savunma ve ticaret yolunun güvenliği açısından önem kazanmıştır. Yaklaşık 200 Yıllık Pontos dönemi, M.Ö.47’de Roma Generali Sezar ile Pontos Kralı II.Pharnakes arasında, antik Zile ile Amasya arasındaki Bacul Köyünde yapılan savaşta Pontosluların yenilmesi üzerine hakimiyetleri azalmış ve bunu Roma egemenliği izlemiştir. Roma döneminde,Pompeius ve Lukullus savaşları esnasında Pontos şehirleri büyük zarar görmüştür.Anadolu'ya MS. 131 yılında gelen İmparator Hadrianus, Amasya şehri ve cevresinin harap halini görmüş ve kentlerin onarılmasını istemiştir. Bunun sonucu olarak da yöre Antik Çağda yenilenmiş ve iskan edilmiştir. Ayrıca bölgedeki eski mabetlerin onarımı yapılmış ve onlara yenileri eklenmiştir. Neapolis'te (bugünkü Karşıyaka Köyü) Zeus Stratios adına bir mabet yapılmıştır. Bu mabedin sütun başlıkları ve sunak yazıtı Amasya Müzesi bahçesinde teşhir edilmektedir. Merzifona bağlı olan Aktarla (Nureni) Köyü de önemli bir Roma yerleşmesi olup, 1994 Yılında Müze müdürlüğünce yapılan arkeolojik kazıda MS.III.yüzyıla ait, akroterli, bezemeli bir lahit çıkarılmış ve lahit müzede teşhir edilmektedir.

Roma İmparatorluğu'nun 395’te Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrılmasından sonra, Merzifon ve civarı Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) sınırları içerisinde kalmıştır. Romanın bir devamı olan Bizans İmparatorluğunda eski yerleşmeler aynen devam etmiş ,Merzifon şehri de bu dönemde önemli bir kültür merkezi olmuştur. Bununla birlikte VIII. yüzyılın başlarında Merzifon ve civarı Arap akınlarına uğramışsa da, Arap egemenliği çok kısa sürmüş, Bizanslılar yöreyi yeniden ele geçirmişlerdir. Bu dönemde Bulak Kalesi ,yol güvenliğin sağlamıştır.

XI. yüzyılda bölge ile birlikte Merzifon da Danişmentlerin hakimiyetine girmiştir. Bundan sonra şehirdeki Bizans eserlerinin bir kısmının cami ve medreseye dönüştürüldüğü bilinmektedir.

XII.yüzyılda II.Kılıç Arslan zamanında Selçuklu egemenliğiğne giren Merzifon, XIV.yüzyılda İlhanlıların istilasına uğramıştır. Bu dönemde, Merzifon ve havalisine yönetici olarak, Moğol kökenli valiler tayin edilmiştir.İlhanlı Hükümdarı Ebu Sait Bahadırhan bu bölgenin idaresini, Moğol Beyi Emir Çobanoğlu Demirtaş’a vermiştir. İlhanlı yönetiminden sonra bölge, Eratna Beyliği hakimiyetime girmiştir (1335 – 1341). Eratna Beyi Şadgeldi Paşa Amasya ve Merzifon civarını da idaresi altına almış, daha sonra Şadgeldi Paşa’nın oğlu Emir Ahmet ile Kadı Burhaneddin arasındaki savaşlarda sürekli el değişmiştir. 1353-1396 tarihleri arasında Merzifon ve civarı Türkmen Beylerinden Taşanoğullarının hakimiyetinde kalmıştır. Taşanoğulları Hasan ve Ali Bey zamanında, 1393 yılında Yıldırım Beyazid’in Amasya’yı işgal etmesiyle birlikte, yaklaşık 3 yıl süren mücadele sonucunda Merzifon bölgesi de Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Osmanlı döneminde, Sivas eyaletine bağlı Amasya Sancağının kazası olan Merzifon , önemli bir kültür merkezi olmaya devam etmiştir. 1402 yılında Yıldırım Beyazid ile Timur arasındaki savaşta dağılan Osmanlı birliğini, Amasya şehzadesi Çelebi Sultan Mehmet yeniden sağlayarak, Osmanlı tahtına çıkmıştır. Bölgede sükunetin sağlanması ile Merzifon şehri de eski önemine kavuşmuştur. Osmanlı hakimiyetine giren şehir, Kurtuluş Savaşına kadar Osmanlı hakimiyetinde kalmıştır.

00186472.jpg


Merzifon Evlerinden bir örnek

XVII.yüzyıl sonlarında Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın Sadrazam olmasıyla Merzifon köklü imar değişikliğine uğramıştır. Evliya Çelebi'inin 1647 yılında Merzifon’ dan geçtiği o dönemde 44 mahalle ve 600 dükkanın olduğu pamuklu dokuma ve boya sanayiinin gelişmiş olduğu seyahatname adlı eserinde rastlanmaktadır.

I.Dünya savaşı’ndan sonra Merzifon, 15 Mart 1919’da İngilizler tarafından işgal edildi.İşgal altındaki Merzifon’da 16 Haziran 1919’da büyük bir miting düzenleyerek İzmir’in işgali protesto edildi. O sırada Amasya’da bulunan Mustafa Kemal Paşa, mitingi bir telgrafla İstanbul’daki Harbiye Nezareti’ne bildirdi. Merzifonluların işgal boyunca sürdürdükleri şuurlu tepki sonucu, İngilizler 27 Eylül 1919’da Merzifonu terk etmişlerdir. Cumhuriyetin ilanından sonra da Merzifon Amasya'ya bağlı bir ilçe konumuna getirilmiştir.

Merzifon'da günümüze gelebilen tarihi eserler şunlardır: Tacettin İbrahim Camisi, Sofular Camisi, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camisi, Hacı Hasan Camisi, Çelebi Mehmet Camisi, Çay Camisi, Bozacı Cami, Alaca Cami Mescidi, Abide Hatun Camisi, Çelebi Mehmet Medresesi, Kara Mustafa Paşa Hamamı, Çifte Hamam, Tuz Pazarı Hamamı, Taş Han, Merzifon Saat Kulesi, Amerikan Koleji Saat Kulesi.
 

bortecinefb

Süper Üye
12 Ara 2009
2,807
4,741
Deliler Köyü
Amasya'nın Önemli ve tarihi ilçelerindendir.
İlçenin adının kökeni hakkında iki varsayım mevcuttur:

1. M.Ö.700’lü yıllarda Merzifon’un 4 km.doğusunda, bugün Marınca diye anılan köyün bulunduğu yerde, bölge valisi Barsevinç kendi ismini taşıyan bir kasaba inşa ettirmiştir. Bu kasabanın adı zamanla Marsevinç, Mersuvan ve Merzifon şeklini almıştır.
2. M.Ö.222’de bölge valisi 5. Mihridat tarafından, bugünkü Merzifon’un yerinde, Merzpond adında bir kale inşa ettirilmiş ve adı Merzban, Merzifon şeklinde değişmiştir. ”Merz” kelimesi Farsça’da “sınır, mahal, sükun", ”fon” sözcüğünün de pont’un arapçalaştırılmış hali olduğu, dolayısıyla ”Merzifon” sözcüğünün “Pond karargahı” anlamına geldiği açıklanmıştır.
Batı dillerinde Marsovan olarak geçer.

1990merzifonziraatbanka.jpg

2008 Genel Nüfus Sayımına göre nüfusu 118800'dür. Bu nüfusun 96000'i şehir merkezinde, 22.800'ü köyde yaşmaktadır. Samsun-Ankara karayolu uzerindedir. Samsun'a 109, Çorum'a 61, Amasya'ya 45, Ankara'ya 311, İstanbul'a 600 km mesafededir.çanakkaleye 1270 km' dir

Bölge tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Yediler namı ile anılan gölleri, bereketli toprakları ile avcılık ve tarıma uygun bu ova yaklaşık 7 bin sene önce de insanlara yurt olmuştur. Karadeniz sahiline ve orta Anadolu’ya giden yollar Merzifon’da kesişmektedir. Bu nedenle coğrafyacı ve tarihçi Strabon bu bölgeyi “Bin köy”bölgesi olarak tanımlamıştır.

Strabon’un bin köy olarak belirttiği bölgede yapılan arkeolojik araştırmalarda yüzlerce höyük ve yerleşim yerinin varlığı saptanmıştır. Bu höyüklerden elde edilen seramik ve buluntulara göre Merzifon tarihinin M.Ö 5500’lere kadar uzandığı anlaşılmıştır.

Frigler

Karanlık çağ sonrası M.Ö.8. yüzyılda bölgedeki Hitit kentleri üzerine yerleşen Frigler başta Merzifon kalesi (şehir merkezi) olmak üzere çevredeki diğer Hitit yerleşim yerlerini de onarımdan geçirerek kullanmışlardır. Ayrıca Oymaağaç, Onhoroz, Büyük ve Küçük Küllük höyükleri de Frig yerleşim izleri taşımayan höyüklerdir.

Kimmer ve İskit

M.Ö.600’lerde Kafkaslardan gelen Kimmer ve İskit akınlarıyla birlikte Anadolu’da Frig siyasi egemenliği son bulmuştur. Merzifon ve Gümüşhacıköy civarında İskit hakimiyetinin çok kısa süreli de olsa varlığı bulunmaktadır. Bu döneme ait buluntular Gümüşhacıköy-İmirler köyündeki bir mezardan çıkarılmış olup, Amasya müzesinde sergilenmektedir.

Pontus devleti

Pontusluların baskenti Amasya'dır. 200 yıl Amasya başkentlik yapmıştır. Amasya'daki kral mezarları bunlara aittir.

Amasya'nın iki büyük şehri Trabzon ve Sinop'tur. Başkentin Amasya olması ile birlikte Merzifon’da önemli ticaret merkezi olmuştur. Merzifon, askeri savunma ve ticaret yolu güvenliği açısından önemli bir yer tutmuştur.Yaklaşık 200 Yıllık Pontos (Mitridatlar)dönemi M.Ö.47’de Roma Generali Sezar ile Pontos devlet kralı II.Pharnakes arasında, antik Zile (Zela) ile Amasya arasındaki Bacul köyünde yapılan savaşta Pontos askerlerinin yenilmesi ile son bulmuştur. Bölgede Pontos Devleti hakimiyeti zayıflamış ve bu tarihten itibaren Roma hakimiyeti dönemi başlamıştır.

Roma dönemi

Pompeius ve Lukullus savaşları esnasında Pontos şehirleri tahrip olmuştur. Anadoluyu, 131 Yılının sonbaharında ziyaret eden imparator Hadrianus, Amasya şehri ve çevresinin harap halini görmüş kentlerin imarı emrini vermiştir. Özellikle antik çağda yoğun iskan görmüş Merzifon ve civarındaki Roma köylerini de ziyaret ederek bölgede eski tapınakların onarımını, ayrıca yeni tapınakların da yapımı emrini vermiştir.

Bugünkü Karşıyaka (Neopolis) köyünde Zeus Stratios adına bir tapınak inşa ettirmiştir. Bu tapınağa ait sütun başlıkları ve sunak yazıtı Amasya Müzesi bahçesinde teşhir edilmektedir.

Bölgede huzur ve sükunetin sağlanması ile ekonomik hayat yeniden canlanmış, Merzifon şehrini çevreleyen şehir surları ve kalesi yeniden tamir edilmiş, şehir nüfusunun artmasıyla yeni mahalleler eklenmiştir.

Yine bu dönemde Merzifon'a bağlı olan Aktarla (Nureni) Köyü de önemli bir Roma yerleşmesi olup, 1994 Yılında Müze müdürlüğünce yapılan arkeolojik kazıda M.S.3. yüzyıla ait, Akroterli, Bezemeli bir lahit çıkarılmıştır. Lahit müze müdürlüğünde teşhir edilmektedir.

Roma İmparatorluğu 395’te Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrılmış, Merzifon ve civarı Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) sınırları içerisinde kalmıştır.

Bizans İmparatorluğu

Romanın bir devamı olan Bizans İmparatorluğunda eski yerleşmeler aynen devam etmiş, Merzifon şehri de bu dönemde önemli bir kültür merkezi olmuştur.

Emeviler

8. yüzyılın başlarında Merzifon ve civarı Arap akınlarına (Emevi) maruz kalmış, şehir kısa bir süre Arap hakimiyetinde kaldıktan sonra tekrar Bizans hakimiyetine geçmiştir.

Merzifon ovasına hakim olan ve ALICIK KÖYÜ yakınlarında bulunan bu bölgedeki ticaret yolu üzerinde yer alan Bulak Kalesi yol güvenliğini sağlamak için kurulmuştur.

Danişmentler

11. yüzyılda bölge ile birlikte Merzifon da Danişmentler in hakimiyetine girmiştir. Şehrin İslam hakimiyetine girmesiyle, şehirdeki Bizans eserlerinin bir kısmının cami ve medreseye dönüştürüldüğü bilinmektedir..

Selçuklu

Merzifon 12. yüzyılda Selçuklu egemenliğine (II. Kılıç Arslan zamanı) girmiş ve 14. yüzyıla dek bir Selçuklu şehri olarak kalmıştır.

İlhanlı

Şehir 14. Yüzyılda İlhanlı hakimiyetine girmiştir. Bu dönemde Merzifon ve havalisine yönetici olarak Moğol kökenli valiler tayin edilmiştir. İlhanlı Hükümdarı Ebu Sait Bahadırhan bu bölgenin idaresini Moğol Beyi Emir Çobanoğlu Demirtaş’a vermiştir.

Eratna Beyliği

İlhanlı yönetiminden sonra bölge, Eratna Beyliği hakimiyetime girmiştir (1335 – 1341). Eratna Beyi Şadgeldi Paşa Amasya ve Merzifon civarını da idaresi altına almış,daha sonra Şadgeldi Paşa’nın oğlu Emir Ahmet ile Kadı Burhaneddin arsında bir dizi savaşlarda sürekli el değiştirmiştir.

Taşanoğulları

1353-1396 tarihleri arasında Merzifon ve civarı Türkmen Beylerinden Taşanoğulları nın hakimiyetinde kalmıştır.

Osmanlı

Taşanoğulları Hasan ve Ali Bey zamanında, 1393 yılında Yıldırım Beyazid’in Amasya’yı fethetmesiyle birlikte yaklaşık 3 yıl süren mücadele sonucunda Merzifon bölgesi de Osmanlı hakimiyetine girmiştir.

Osmanlı döneminde, Sivas eyaletine bağlı Amasya Sancağının kazası olan Merzifon önemli bir kültür merkezi olmaya devam etmiştir. 1402 yılında Yıldırım Beyazid ile Timur arasındaki savaşta dağılan Osmanlı birliğini Amasya şehzadesi Çelebi Sultan Mehmet yeniden sağlayarak Osmanlı tahtına çıkmıştır. Bölgede sükunetin sağlanması ile Merzifon şehri de eski önemine kavuşmuştur. Osmanlı hakimiyetine giren şehir İstiklal Savaşı'na kadar Osmanlı hakimiyetinde kalmıştır.

I.Dünya savaşı

I. Dünya savaşı’ndan sonra Merzifon 15 Mart 1919’da İngilizler tarafından işgal edildi. İşgal altındaki Merzifon’da 16 Haziran 1919’da büyük bir miting düzenleyerek İzmir’in işgali protesto edildi. O sırada Amasya’da bulunan Mustafa Kemal Paşa, mitingi bir telgrafla İstanbul’daki Harbiye Nezareti’ne bildirdi. Merzifonluların işgal boyunca sürdürdükleri şuurlu tepki sonucu İngilizler 27 Eylül 1919’da Merzifon'u terk etmişlerdir .

Atatürk, Söylev'inde Merzifon'la ilgili olarak şunları söylemekte:

"1919 yılı Mayıs'ının 19.günü Samsun'a çıktım. Genel durum ve görünüş." "Merzifon'la Samsun'da İngiliz askerleri bulunuyor." > Atatürk Samsun'dan İstanbul'a çektiği şifreli telgrafta da : 9 Mart 1919'da yerel yönetimin haberi olmaksızın Samsun'a çıkan iki yüz İngiliz askerine ek olarak 17 Mayıs'da yüz İngiliz askeri ile birkaç hayvan ve savaş gereçleri çıkarıldığını bildirmiştir. 9 Mart 1919'da İngilizlerin Samsun'a çıkardıkları askerlerden bir bölüğünün Merzifon'a geleceği haberi kente yayıldı.Haberi duyan Ermeni ve Rumlar sevinç gösterileri yaptılar. 15 Mart 1919'da Solter adlı bir İngiliz subayının komutasındaki birliği,Ermeni ve Rumlar Bahçecik(Urumcuk,Rumcuk)köyü köprüsüne değin giderek törenle karşıladılar. İngilizler,hükümet konağının önündeki direkten Osmanlı Bayrağını indirerek yerine İngiliz Bayrağı çektiler.İngiliz Bayrağı çekilirken bir İngiliz askerini jandarma erlerimizden birini itmesi üzerine,sinirleri gergin olan halk galeyana geldi.Lise öğrencisi gençlerle İngiliz Askerleri arasında çatışma çıktı.Ertesi gün Merzifon halkı dahada coşarak Hükümet Konağı önünde toplanıp protesto gösterisi yapmaya başladı.Bayraklarının zorla indirileceğini anlayan İngilizler,üzücü olaylara neden olmamak için halkın gözü önünde bayraklarını direkten indirip yerine Osmanlı Bayrağını çekmek zorunda kaldılar. İngilizler,ceza evinde bulunan ne kadar Ermeni,Rum tutuklu ve hükümlü varsa hepsini salıverdi. İşgalin ikinci günü,Rum ve Ermeni çeteleri köylerde soygun ve taşkınlıklara başladılar. Amerikan Kolejinde bulunan,yakın doğu dayanışma kurulundan,Keçil adındaki Amerikalı,itilaf Devletleri temsilciliğiymiş gibi davranarak ve yerel yönetime baskı yaparak gece,Hükümet Konağını açtırıp gaz lambası ışığında,nüfus memurunun başında bekleyip önceden Müslüman olarak adlarını değiştiren Ermenilerin kayıtlarını değiştirerek yerine eski adlarını yazdırdı. İngiliz işgal birliği Merzifon'da kaldığı süre içinde Kara Mustafa Paşa İlkokulunu karargah olarak kullandı.Bazılarıda Amerikan Kolejine yerleşti. İlk gelen İngiliz askerleri Hintli Müslüman'lardan oluşuyordu.Bunlardan Merzifon'da ölen bir askerin cenaze töreninde yerli halkın gösterdiği Dini ilgi ve katılım kuşku uyardırdığından çok geçmeden Müslüman Hintli askerler geri çekilerek yerlerine Müslüman olmayan Senegal askerleri getirildi. Sayıları binleri aşan Rum çeteciler,Çarşamba,Bafra ve Samsun'dan başlayarak Merzifon'a kadar uzanan bir alanda dağlara yayılmışlar ve özellikle Samsun-Havza arasındaki köylerde Müslüman halka karşı saldırılarını iyice artırmışlardı.Kent halkı ise birlik olup çetecilere ve İngiliz askerlerine karşı tavır aldı.Onların kent içindeki davranışlarını izleyip taşkınlık yapmalarını önledi. Mustafa Kemal'in incelemeler yapması için Havza'dan gönderdiği Dr.İbrahim Tali(Öngören)Bey,Kaymakam veliki Mirzaoğlu Ahmet Bey(Eymir),Topçu Komutanı Bnş.Pire Mehmet Bey,18.Piyada Alayı Komutanı olan Merzifon'lu Süreyya Bey ve Merzifon'un ileri gelenleri ile görüştü.İşgal güçlerine karşı nasıl davranılacağı,silah edinilmesi ve kurulacak"Ulusal Direniş"ile ilgili bilgiler verdi.Yaralı olduğu için Merzifon'da izinli bulunan Ahmet Süreyya Bey,halka önderlik ederek askeri kışladan kaçırılan silan ve cephaneyi kardeşi Hacı Raif Efendi'nin evine taşıtarak silahı olmayan halka dağıttı.Bu durumu anlayan İngilizler,halkın karşı koyacağından çekindikleri için genel bir arama yapmayı bile göze almadılar.Silahlanan Merzifon halkının morali daha da yükseldi. Her an çıkabilecek silahlı bir çatışmaya dayanamayacaklarını anlayan İngilizler,28 Eylül 1919 günü Merzifon'dan ayrılmak zorunda kaldılar. (Kaynak;A.Aziz Taşan) Vehbi Cem Aşkun,"Kurtulan Merzifon"adlı kitabında,işgalin kırılması için çaba gösteren,çalışan kişilerin adlarını şöyle sıralamıştır: Kaymakam Vekili,Topçu Komutanı Pire Mehmet Bey,Ahmet Süreyya Bey,Müftü Efendi,İttihat ve Terakki ileri gelenlerinden Himmetzade Ali Efendi,Çelebizade Abdullah Efendi,Avukat Sadık Bey,Numan Beyoğlu Numan(Özer),Salihbeyzade Hüseyin Efendi(İttihat ve Terakki Partisi Başkanı)Siryelizade Rıza Efendi,Belediye Başkanı Hacı Ömer Efendi(Acar)ve diğerleri.

Mehmet Fevzi (Şarman)Bey,Vehbi Cem Aşkun'a yazdığı bir mektupta,kayınbiraderi Kurmay Albay Ömer Lütfü (Yasan)Bey'den aldığı telgraf üzerine 25 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal'i Havza'da karşılamaya gittiğinde,yerel örgütlenme için Mustafa Kemal'in verdiği buyruklar üzerine Müftü Vehbi Efendi'nin başkanlığında,Belediye Başkanı Hacı Ömer,Mahami Kardeşlerden Avukat Sadık Bey,Ganizade Hacı Hafız,belediye Doktoru Hakkı ve Siryalı Rıza Efendi tarafından"Merzifon Müdafaa-i Hukuk Derneği"kurulduğunu yazmıştır.

Askeri Kuruluşlar

İlçede 5. Ana Jet Üs Komutanlığı ve Radar Mevzi Komutanlığı mevcuttur. İlçe Jandarma Komutanlığı ve Askerlik Şube Başkanlığı dışında kalan topçu alayı yer değiştirmek suretiyle ilçemize 229. Motorize Piyade alayı konuşlandırılmıştır. Bu alay daha sonraları Motorize Piyade Taburuna dönüştürülmüş ve Çankırı'ya taşınmıştır. Alay yerleşkesine daha sonra polis meslek yüksek okulu açılmıştır.

Ünlü Merzifonlular

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa
Piri Baba
Merzifonlu Çalık Hacı Ali Paşa
Gül Baba
Prof.Dr.Nevzat Tarhan

Kurtuluş Savaşı yıllarında Merzifondan bir fotoğraf

savaso.jpg


Tarihi yerlerden resimler

merzifonsaatkulesi.jpg


saat2.jpg


merzifoncami.jpg


merzifon.jpg


ve ünlü Merzifon Eşeği :)

essekl.jpg

Katkım olduysa ne mutlu bana :)
 

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,621
80,460
NeverLand
Çelebi Mehmed Medresesi


08.jpg


Merzifon’da Camii Cedid Mahallesi’nde Çelebi Mehmet Camisi’nin yanında I.Çelebi Mehmed tarafından 1415’te yaptırılmıştır. Medresenin mimarı Ebu Bekir İbn Muhammed İbn Hamza-tül Müşeymiş’tir. Halk arasında Sultaniye Medresesi ismi ile de tanınan bu medrese 1419’da Emin Onuroğlu Ali Bey tarafından onarılmıştır.

4a5.jpg


Medresenin Giriş Kapısı Üzerindeki Saat Kulesi

Selçuklu medrese mimarisindeki 4 eyvanlı plân tipinde olup, kare plânlıdır. Dershane bölümü eyvanların dışında çıkıntı oluşturmuştur. Kesme taştan medresenin giriş kapısı üzerindeki saat kulesini 1866’da Amasya mutasarrıfı Ziya Paşa yaptırmıştır. Giriş kapısı ve eyvanlar arasında 20 medrese odası sıralanmıştır. Avluyu çeviren 12 kare ayak kırmızı beyaz taşlarla yapılmış sivri kemerlerle birbirlerine bağlanmıştır. Eyvanın arkasındaki odalar kubbelidir.


Helkıs (Hükümet) Köprüsü

İlk olarak, iç kalenin Helkis Kapısı civarında yapılmış ahşap bir köprüydü. Yapılış tarihi kesin bilinmemekle birlikte, Roma döneminden itibaren kullanıldığı sanılmaktadır. Osmanlılar tarafından onarılmış ve uzun süre kullanılmıştır. 1938 yılında vali Talat Öncel ahşap köprüyü yıktırıp 1940 yılında beton olarak yeniden yaptırmıştır.

Köprü, Halk tarafından "Hükümet Köprüsü" olarak anılmaktadır.


Merzifon Saat Kulesi


4a5.jpg


Merzifon ilçe merkezindeki saat kulesi, Çelebi Sultan Mehmet’in emri ile Mehmet Memişoğlu Ebubekir tarafından yapılmıştır. Bu saat kulesi Amasya Mutasarrıfı Ziya Paşa tarafından yenilenmiştir.

Çelebi Mehmet Medresesinin giriş kapısı üzerinde yer alan saat kulesi tuğladan yapılmış silindirik gövdelidir. Bu gövde üç çember ile daha hareketli bir görünüm kazandırılmıştır. Minareyi andıran kulenin köşeleri prizma şeklinde olup, her yüzüne yuvarlak kadranlı birer saat yerleştirilmiştir.

Üzeri kubbe ile örtülü olan saat kulesinin çanının sesinsin iyi duyulabilmesi için her yöne yuvarlak kemerli birer pencere açılmıştır.

Amerikan Koleji Saat Kulesi


eskiamerikankoleji.jpg


Merzifon Amerikan Koleji’nin çatısı üzerinde 1919 yılında yaptırılmıştır.

Kolejin yanındaki üç katlı binanın çatısı üzerinden kare kesitli olarak oturtulmuştur. Bu saat kulesinin üzeri pramidal külahlıdır. Dört cephesine yuvarlak saat kadranları yerleştirilmiştir.

Kara Mustafa Paşa Bedesteni


83e.jpg


Merzifon’da Gazi Mahbup mahallesi’nde kara Mustafa Paşa Camisi’nin doğu kısmındaki bedesten XVII.yüzyılda yapılmıştır.

Dikdörtgen planlı, iki katlı bedestenin çevresinde dükkanlar sıralanmıştır. Kesme taştan yapılmış olan bedestenin ikinci katında revakların arkasında odalar sıralanmıştır.

Bedestenin üzerini sekizgen kasnaklı dokuz kubbe örtmektedir.

00005112.jpg


Kara Mustafa Paşa Bedesteni revakı ve odaları


Kara Mustafa Paşa Hamamı


00005114.jpg


Merzifon’un Hacı Bal Mahallesi’nde bulunan Kara Mustafa Paşa Hamamı, kara Mustafa Paşa Külliyesinin bir bölümüdür. Kitabesinden öğrenildiğine göre Kara Mustafa Paşa tarafından 1678 yılında yaptırılmıştır.

Birbiri içerisine geçmiş bölümlerden meydana gelen hamamın düzgün bir planı bulunmamaktadır. Soyunmalık kısmı uzun dikdörtgen bir plan gösterir, soyunmalığın birinci bölümünün üzeri tromplu bir kubbe ile örtülüdür. İkinci ve üçüncü bölümlerin üzeri ayna tonozludur. Bunun arkasında sekizgen planlı sıcaklık bulunmaktadır. Dört kenarında dört eyvanlı nişler ile bu nişlerin köşelerinde halvet hücrelerinin bulunduğu sıcaklığın üzeri de sekizgen planlı merkezi bir kubbe ile örtülüdür.

Soyunmalığa girişin sağında ayrı hücreler halinde helalar bulunmaktadır.


Çifte Hamam


Merzifon Hacı Süleyman Mahallesi’nde bulunan Çifte Hamamı 1388 yılında Sultan II.Murat yaptırmıştır.

Kadınlar ve erkekler bölümü olmak üzere çifte hamam plan düzenindedir. Her iki bölümde de soyunmalık kâgir duvarlı, ahşap tavanlıdır. Batı yönünden dar bir kapı ile geçilen soğukluğun üzeri beşik tonozla örtülmüştür. Kemerlerle üç bölüme ayrılan soğukluğun iki yanındaki büyük kemerlerle dikdörtgen konuma getirilen sıcaklık yer almaktadır.

Hamamın iki halvet hücresi ile bir de külhanı bulunmaktadır.

Tuz Pazarı Hamamı


2a.jpg


Merzifon Gazi Muvaffak Mahallesi’nde bulunan Tuz Pazarı Hamamı, Kara Mustafa Paşa tarafından 1677 yılında yaptırılmıştır. Hamamın yanındaki meydanda tuz pazarı bulunduğu ötürü bu isimle tanınmıştır.

Kesme taştan yapılmış olan hamamın duvarları arasında üçer sıra tuğla kullanılmış ve böylece dış mimariye hareketlilik kazandırılmıştır. Hamamın kuzey yönündeki kesme taştan giriş kapısı bulunmaktadır. Dikdörtgen planlı soyunmalık kısmı sekizgen kasnak üzerine oturan bir kubbe ile örtülüdür. Bu kubbe dıştan oluklu kiremitle kaplanmıştır. Kare plandan kubbeye trompların yardımı ile geçilmiştir. Merkezi kubbenin dışında kalan alanlar aynalı tonozlarla örtülüdür. Ayrıca tromplar arasında her duvarda kaş kemerler bulunmaktadır. Böylece soğukluk iki kemerle üç bölüme ayrılmıştır.

Sıcaklık kısmı kare planlı olup, bunun da üzeri merkezi bir kubbe ile örtülüdür. Sıcaklık dört eyvanla genişletilmiş ve dört köşesine de dört halvet hücresi yerleştirilmiştir.
 

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,621
80,460
NeverLand
Merzifon Taş Han


00005113.jpg


Merzifon Gazi Mahbup Mahallesi’nde Kara Mustafa Paşa Camisi’nin yanında bulunan bedestenin karşısındaki Taş Han’ın kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi ile ilgili kesin bir bilgi yoktur. Ancak yapı üslubundan tipik bir Osmanlı şehir hanı görünümünde olup XVII.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.

Taş Han dikdörtgen planlı olup, güney cephesinde yuvarlak kemerli büyük bir kapısı bulunmaktadır. İki katlı olan hanın alt katında sivri kemerli dükkanlar sıralanmıştır. Hanın alt ve üst katları bütün cepheyi boydan boya kat eden silmeli bir friz ile ayrılmıştır. Birinci katı oluşturan dükkanların üzerindeki duvarlar üç sıra tuğla ve bir sıra kesme taş kullanılarak yapılmıştır. Pencerelerin üzerlerinde de sivri kemerli alınlıklar yer almıştır.

Hanın iç kısmı tamamen kesme taştan olup, revaklıdır. Orta kısımda yer alan avlunun kuzey cephesinde sivri kemerli, kesme taş payeli revaklar ve bunların arkasında da taş konsollar üzerinde dışa doğru çıkıntı yapan odalar bulunmaktadır. Bu odaların altında ise ahırlar vardır. Hanın doğu ve batı yönlerinde, zemindeki beşer oda avluya açılmaktadır. Hanın ikinci katı doğu ve batı cephelerindeki kesme taş payelerin taşıdığı tuğla kemerli revaklar yapılmış olup, bunların da üzeri çapraz tonozlarla örtülmüştür. Boydan boya avluya bakan bu revakların arkasında da pencereli kubbeli odalar sıralanmıştır. Hanın kuzey ve güney kenarlarındaki revakların avluya bakan yüzlerinde de kemerlerin içleri taş duvarlarla örülmüştür. Buraya dışa doğru çıkıntı yapan kuş köşkleri yerleştirilmiştir.

Hanın kuzey cephesinde revakların önüne yapılmış iki küçük çeşme bulunmaktadır.


Abide Hatun Camisi


00004926.jpg


Merzifon’un 2 km. doğusundaki Bahçekent Köyü’nde bir tepe üzerinde yer almaktadır.
Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın Annesi Abide Hatun tarafından XVII.yüzyılın başında yaptırılmıştır.

Moloz taştan yapılan cami dikdörtgen plânlıdır. Giriş kapısının kanatları geometrik motifler ve oymalarla süslenmiştir. Ahşap üzerine kalem işi tekniği ile yapılmış uygulamaların en güzel örneklerini burada görmek mümkündür. Minaresi tek şerefelidir.

Alaca Minare Mescidi

Merzifon’da Hacı Süleyman Mahallesi’ndedir. 1501 yılında yapılmıştır.

Moloz taştan ve dikdörtgen pl3anlıdır. Kuzeydeki son cemaat yeri tek sütunlu olup, yan duvarlar üzerine iki sivri kemerli ve iki kubbe ile örtülüdür. Son cemaat yerinin batı köşesinde, tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. Giriş kapısı üzerindeki kitabesinin yazıları silinmiştir.

Bozacı Cami

Merzifon’da Gazi Mahbub Mahallesi’nde Ekin pazarındadır. XVII.yüzyılda yapılmıştır.

Kesme taştan yapılan caminin kuzeydeki son cemaat yeri, 4 sütun üzerine 3 kubbe ile örtülmüştür. Giriş kapısı basık yay kemerlidir. Camiyi, yüksek sekizgen kasnaklı kiremitli bir kubbe örter. Tek şerefeli minaresi caminin güneybatısındadır.

Çay Camisi

Merzifon’da Hacı Bal Mahallesi’ndedir. XVIII.yüzyılda Aşçı Hüseyin Ağa tarafından yaptırılmıştır. Hüseyin Ağanın adı ile de anılmaktadır. Avlu kapısı üzerindeki yazıtından 1772 yılında onarım gördüğü anlaşılmaktadır. Son onarımı ise 1947’de yapılmıştır.

Kesme taştan ve dikdörtgen plânlıdır. Çatısı kiremit örtülüdür. Son cemaat yeri iki sivri tuğla kemerli olup, iki kubbe ile örtülüdür. Yay kemerli giriş kapısı üzerindeki yazıt siliktir. Minaresi tek şerefeli olan caminin tavanı yıldız ve baklava biçimli geometrik motifler ve aşı boya nakışlarla süslenmiştir. Mihrap lale motifleriyle, minber de geometrik geçme motiflerle bezenmiştir.

Çelebi Mehmed (Medrese Önü) Camisi


merzpaacamisi.jpg


Merzifon’da Cumhuriyet Caddesi’ndeki cami, 1411’de Osmanlı Sultanı I.Çelebi Mehmed’in oğlu II.Murad’ın emriyle yaptırılmıştır. Medreseönü Camisi olarak da bilinmektedir. Birkaç kez onarım görmüştür. Üç kapısı bulunan caminin doğu kapısının kanatları ağaç işçiliğinin en güzel örneklerindendir. Onarım yazıtı kuzey kapısı üzerindedir.

Son cemaat yeri, sonradan yapılmıştır. İki sıra direkler üzerine oturan ahşap tavanı, kiremitli bir çatıyla örtülmüştür. Caminin yanında Çelebi Mehmed Medresesi bulunmaktadır.

Hacı Hasan Camisi

Merzifon’da hacı hasan Mahallesi’nde, Doğan Sokaktadır. 1714 yılında ahşap, 1871’de de kâgir olarak yapılmıştır.

Caminin altıgen ve baklava motiflerle süslü ahşap tavanı da bu onarım sırasında yapılmıştır. Kuzeydeki son cemaat yeri ahşap bir bölmeyle camiden ayrılmıştır. Sivri kemerli pencerelerle aydınlatılmaktadır. Ahşap tavan iki yönde dörder ahşap direkle desteklenmiştir.

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camisi

Merzifon’da Gazi Mahbub Mahallesi’ndedir. Merzifon’un en büyük camisi olup, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından 1667’de yaptırılmıştır.

Dikdörtgen plânlı ve kesme taştandır. İbadet mekanı iki kısımdan meydana gelmiştir.Tek kubbeli olan bölüm caminin asıl ibadet yeridir. Kuzeydeki kubbe ağırlığını üç kemer ve iki paye taşımaktadır. Böylece kuzey duvarı geriye alınarak ibadet mekanı uzunlamasına genişletilmiştir. Payeler arasında kalan bölümlerden, orta bölüm yarım kubbeli büyük bir niş haline getirilmiştir. Yanları da küçük kubbelerle örtülerek asıl ibadet mekanı ile birleştirilmiştir. Orta bölümdeki nişin yüksekliği yanlara göre daha fazla tutulmuş ve böylece caminin iç mekanı değişik bir görünüm kazanmıştır.

Asıl ibadet mekanının üzerini örten büyük kubbe köşe tromplarının üzerine oturmaktadır. Kubbe sekizgen kasnağın üzerinde olup, köşelerde dört küçük kubbe tarafından desteklenmektedir. Kubbe ve çevresi XIX.yüzyıl özelliğindeki kalem işleri ile süslenmiştir.

Mihrap ve minber sadedir. Giriş kapısının iki yanındaki kapılarla üst kata, kadınlar mahfiline çıkılmaktadır. Kuzeydeki eski son cemaat yeri, cami ile birlikte yapılmamış sonradan ilave edilmiştir. Bugünkü ibadet mekanına orijinal son cemaat yeri eklenmiştir. İç mekanı aydınlatan pencerelerin yuvarlak kemerli olmalarına rağmen duvardaki izlerden orijinal yapımında bu pencerelerin sivri kemerli oldukları anlaşılmaktadır. Camiyi üç sıra pencere aydınlatmaktadır.

Merzifon Sofular Camisi


merzifoncami.jpg


Merzifon’da Sofular Mahallesi’ndedir. XVI.yüzyılda Beylerbeyi Abdullah paşa tarafından yaptırılan cami Onun adı ile de anılmaktadır. Son yıllarda onarım görmüştür.

Son cemaat yeriyle birlikte dikdörtgen plânlıdır. Kare planlı olan ibadet mekânının içi kalem işleri ile süslü büyük bir kubbe örtmektedir. Duvarları yontma taş ve tuğladandır. Kuzeydeki son cemaat yeri 4 köşeli 4 sütun üzerine 3 kubbeyle örtülüdür. Kemerleri kırmızı beyaz taştan yapılmıştır.

Giriş kapısı yay kemerlidir. Tuğladan tek şerefeli bir minaresi bulunan caminin avlusunda altıgen plânlı türbede Abdullah paşa gömülüdür.

Kuzeybatı köşedeki çeşme, camiden sonra yapılmıştır.

Taceddin İbrahim Camisi


7063.jpg


Merzifon’da Gazi Mahbub Mahallesi’ndedir. Gazi Mahbub Camisi olarak da bilinen Cami XV.yüzyılda yapılmıştır. Caminin duvarları yontma taştan yapılmış, kuzey cephesindeki giriş kapısı üzerinde bulunan üç konsolun buradaki sundurmayı taşıdığı sanılmaktadır.

Kare planlı, küçük bir mescittir. İbadet mekanında doğu ve batı duvarları iki büyük kemerle enine genişletilmiştir. İbadet mekanının üzerini örten kubbe stalaktitli pandantiflere dayanmaktadır.

Mihrap nişi mukarnaslı olup, tümü ile dikdörtgen bir çerçeve içerisine alınmıştır. Rumi ve palmet motifleri ile bezenmiştir. Caminin minaresi kesme taştandır. Minaresinin şerefeden yukarısı 1941 depreminde yıkılmıştır.

Mescidin alt katı arazi meyilinden faydalanılarak bir ahıra ayrılmıştır. Bu da mescidin bitişiğinde bulunan hana ait olduğunu göstermektedir. Yine alt kattaki ikinci bir yapı da dört kemerli baldakin kubbeli bir şadırvan ve çeşmeler bulunmaktadır. Bu şadırvana arazi meyilinden ötürü çukur şadırvan ismi verilmiştir.
 
Üst