Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Kastamonu İli’ne bağlı bir ilçe olan Küre’nin doğu ve güneyinde Devrekâni ile Kastamonu Merkez ilçesi, güneybatısında Daday, batısında Azdavay, kuzeyinde İnebolu, kuzeydoğusunda da Bozkurt ilçesi yer almaktadır. Kastamonu ilinin kuzey kesiminde yer alan Küre’nin batısını Küre Dağları engebelendirir. Küre Dağları mezozoik zamana ait şist ve kalkerlerin egemen olduğu bir kütle olup, ormanlarla örtülüdür. İlçenin dağlık ve yer yer plato görünümündeki alanlarını Devrekâni Çayı’nın kolları ile Kayaaltı, Uzunöz ve Kadıoğlu dereleri vadilere bölmüştür. İl merkezine 59 km. uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 729 km2 olup, toplam nüfusu 11.015’tir.
İlçenin ekonomisi tarım, ormancılık ve madenciliğe dayalıdır. Yetiştirilen başlıca bitkisel ürünler, buğday, arpa ve patatestir. Az miktarda şeker pancarı, armut, elma, erik, baklagiller yetiştirilir. Küçükbaş hayvan besiciliği yapılmaktadır. Ormancılık ilçenin önemli bir geçim kaynağıdır. İlçe topraklarındaki bakır yatakları prit yatakları işletilmektedir. Yöredeki bakır ve prit yatakları Bizans döneminden beri işletilmektedir.
Küre’de İlkçağ tarihi ile ilgili kesin bilgi bulunmamakla beraber, Özellikle Doğanlar Kalesi yöresinde M.Ö. 1100-700 yılları arasında Kastamonu ve çevresinde Paflagonialıların egemenlik kurdukları bilinmektedir. Paflagonyalılar Friglerin bir kolu olup bu bölgeye kendi adlarını vermişlerdir. Küre’de bulunan maden tünel ve araçların Roma madencilerinin kullandığı boyut ve biçimde yapıldığı kaynaklardan öğrenilmektedir.
Kastamonu ve yöresi, MÖ.XVIII.yüzyılda Gas’ların yurdu olarak isimlendirilmiş ve onları Hititler izlemiştir. Hititlerden sonra Frigyalılar, Kimmerler ve Lydialıların egemen olduğu bölge, M.Ö.IV.yüzyılda Perslerin eline geçmiştir. M.Ö.IV.yüzyılda Büyük İskender Anadolu’nun büyük bir bölümü ile Kastamonu yöresini de egemenliği altına almıştır. İskender’in ölümünden sonra yöreyi ele geçiren Pontus Krallığı M.Ö.I.yüzyılda Romalılar tarafından ortadan kaldırılmıştır. Uzun süre Roma İmparatorluğu sınırları içinde kalan yöre M.S.395 yılında İmparatorluğun bölünmesiyle Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) toprakları içerisinde kalmıştır.
Uzun süre Bizans Egemenliği altında kaldıktan Küre’de, Danişmendler, ve Candaroğulları egemen olmuş, Ağlı uzun süre Bizans egemenliği altında kalmıştır. Ağlı ve yöresi 1106 yılında Danişmendlerin eline geçmiştir. Anadolu Selçuklularının dağılmasından sonra Candaroğulları yöreyi egemenlikleri altına almışlar ve yöre, 1392 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Ankara Savaşı’ndan (1402) sonra Sinop’ta yaşayan İsfendiyar Bey yöreye hakim olmuştur. Osmanlı birliğini yeniden kurmayı başaran Çelebi Sultan Mehmet İsfendiyar Bey’i kendisine bağlamış ve Candaroğullarının Osmanlılara katılmasını sağlamıştır. Bunun ardından 1461’de Fatih Sultan Mehmet zamanında yöre, kesin olarak Osmanlı toprakları içerisine alınmıştır.
Küre Fatih Sultan Mehmet döneminde gelişmiş yeni yapılarla bezenmiştir. Ayrıca buradaki bakır madenleri de işletilmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un fethinde kullanılan topların bakırlarının Küre’den getirildiği ve üzerlerinde Küre-i Nühas isminin yazılı olduğu bilinmektedir. Ayrıca maden curuflarından künk su boruları yapılmıştır.
XIX.yüzyıl sonlarında Kastamonu vilayeti merkez sancağının İnebolu kazasına bağlı nahiye merkezidir. Kurtuluş Savaşı sırasında Küre Müdafaayı Hukuk Cemiyeti kurulmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra, Şapka Devrimi sırasında 25 Ağustos 1925 günü Atatürk Küre’yi ziyaret etmiş ve Küre halkı tarafından coşkuyla karşılanmıştır. Ardından da, 1926 yılında ilçe haline getirilmiştir.
İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Doğanlar Kalesi, Hoca Şemseddin Camisi, Sivil Mimari Örnekleri ile Baki Sultan, Fırıncık, Elifdede, Gürnek, Battalgazi, Uluhacı, Nurullah Efendi, Kesikbaş ve Kızılkara türbeleri bulunmaktadır.
Doğanlar (Doğdular) Kalesi
Kastamonu Küre ilçesindeki Doğanlar Kalesinin ne zaman yapıldığı kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber yapı üslubundan MÖ.1100-700 yıllarında Roma döneminde yapıldığı sanılmaktadır.
Kale günümüze oldukça harap durumda gelen bu kalenin kalıntılarından üç ayrı bölümden meydana geldiği anlaşılmaktadır. Kalenin 120 basamakla çıkılan gözetleme kulesinin iki yanına da iki bölüm eklenmiştir. Moloz taş ve kesme taştan yapılmıştır.
Hoca Şemseddin Camisi
Kastamonu Küre ilçesinde, Cami-i Kebir mahallesi’nde bulunan bu camiyi Hoca Şemseddin Efendi 1473 yılında yaptırmıştır. Kastamonu’da özgünlüğünü korumuş Osmanlı dönemi camilerindendir.
Cami kesme taş ve moloz taştan yapılmış olup, dikdörtgen planlıdır. İbadet mekanının önünde üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Minaresi kesme taştan, şerefe altı mukarnaslarla bezenmiştir.
Küre Dağları Milli Parkı
Küre Dağları Milli Parkı, Batı Karadeniz Bölümü’nde Kastamonu ve Bartın İlleri sınırlarında 37.000 hektarlık bir alanı kapsamaktadır.
Küre Dağları Milli Parkı zengin flora ve faunaya sahiptir. Bu milli parkın büyük bir bölümü Kastamonu il sınırları içerisindedir. Parkta geyik, karaca, ayı, kurt, tilki, çakal, tavşan, yaban domuzu, ötücü kuşlar ve yırtıcı kuşlar ile sürüngenler bulunmaktadır. Milli Park sınırları içerisinde Valla Kanyonu, Aydos Kanyonu, ve Ilgarini Mağarası,Mantar Mağarası, Kuyluş, Ejderha Ağzı Mağarası, Ilıca Köyünde Ilıca Şelalesi ve Horma Kanyonu turizm açısından önemli yerlerdir.
Bunlardan llgarini Mağarasının dünyanın dördüncü büyük mağarası olduğu söylenmektedir. Bu mağara 160- 220 milyon yıllık zaman içerisinde oluşmuştur. Mağaranın 858 m. uzunluğu, 250 m. derinliği bulunmakta olup, içerisi sarkıt ve dikitlerle kaplıdır. Mağara Geç Roma ve erken Bizans döneminde, yerleşim ve dini amaçlı olarak kullanılmıştır. Buna işaret eden lahitler, su sarnıcı ve şapel kalıntıları görülmektedir. Bu mağaranın çevresinde 60’a yakın mağara bulunmaktadır.
Valla Kanyonu
Kastamonu Azdavay ilçesi Karakuşlu Köyü’nde, orman içerisinde bulunan Medil Mağarasının eski dönemlerde bir yerleşim olduğunu gösteren yapı kalıntıları bulunmaktadır. Bu kalıntıların temellerinde ve duvarlarda moloz taş kullanılmıştır. Burada yeterince araştırma yapılmadığından yeterli bilgi bulunmamaktadır.
Azdavay’ın Demirtaş Köyü altında, Azdavay çayı vadisinin üzerindeki Ören Kayası Mağarası, Ilgarini Mağarasında olduğu gibi girişi doğal kemerlidir. Girişten sonra içeride küçük ölçüde odalar bulunmaktadır. Ayrıca burada insana benzer bir büst ile kartalı andıran şekiller bulunmaktadır. Buradaki oyuklar moloz taş ve harçla yapılan duvarlarla bölümlere ayrılmıştır.
Ilıca Şelalesi
Kastamonu yayla turizmi açısından da oldukça zengin bir bölgedir. Bunların başında Araç’ta Munay, Fındıklı, Başköy, Sıragömü ve İki Ornaz, Kirazlı Yaylaları; Azdavay’da Pınarbaşı Suğla Yaylası; Çatalzeytin, Daday, Devrekani’de Alaman Dağı Mevkii, Yaralıgöz Mevkii, Belovacık Köyü, Balıklı Göl; ve Bozkurt ilçesinde ise Gürcü Yaylası, Mamatlar Yaylası, Göynük Dağı, Sarıcaörük Yaylası, Bakacaoğlu Yaylası, Asarbaşı Yaylası, Karacaoğlan Yaylası ve Cide Pınarbaşı Yaylası ve Ilıca Şelalesi gelmektedir.