
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Mardin iline bağlı bir ilçe olan Kızıltepe, doğusunda Merkez İlçe, güneyinde Suriye, güneybatısında Şanlıurfa, batı ve kuzeybatısında Derik, kuzeyinde Mazıdağı ve yine merkez ilçe ile çevrilidir. İlçe toprakları Mardin’i ikiye bölen, doğu-batı doğrultusunda uzanan Mardin-Midyat Eşiğinin güney kesiminde yer alır. Suriye topraklarına doğru 1.000-1.500 m. yüksekliğinden itibaren gittikçe alçalan dalgalı düzlükler üzerindedir. Bu düzlüklerde yer alan Kızıltepe Ovası’nın batısında lavlardan oluşmuş engebeli bir alan bulunmaktadır. İlçe topraklarını Gümüş Çayı (Zerkan-Rizgan Suyu) ile Büyükdere’nin bir bölümü sulamaktadır.
Deniz seviyesinden 500 m.yükseklikteki ilçenin yüzölçümü 1.403 km2 olup, 2000 Yılı Genel Nüfus sayım sonuçlarına göre toplam nüfusu ise 121.302’dir.
İlçede karasal iklim hüküm sürmekte olup, yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve yağışlı geçer.
İlçenin ekonomisi tarım, hayvancılık ve ticarete dayalıdır. Yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler, buğday, arpa, mercimek, üzümdür. Son yıllarda pamuk üretimi önem kazanmış ve gelişme göstermiştir. Bunların yanı sıra incir, zeytin ve nohut da yetiştirilir. Hayvancılık canlı hayvan ticaretine yöneliktir. Koyun besiciliği yaygındır. Kızıltepe, merkez ilçe dahil olmak üzere bütün ilçeler içerisinde gelişme potansiyeline sahip en büyük ilçedir. İç göçleri kendine çeken özelliği ile bugün merkez ilçe nüfusunu ikiye katlamıştır.
İlçede Yem Sanayii Türk AŞ.’ye bağlı Kızıltepe Yem Fabrikası bulunmaktadır. İlçe topraklarında çimento hammaddesi içeren yataklar vardır.
Eski Çağlarda Dunaysır veya Düneysir ismiyle Artuklular döneminde kurulmuştur. Bu yerleşim Urfa ile Diyarbakır’ı Musul’a bağlayan ticaret yolu üzerinde konaklama merkezi olarak önem kazanmıştır. XIII.yüzyılda Eyyubiler tarafından yağmalanmış, daha sonra Selçuklular, İlhanlılar, Memluklular, Akkoyunlular, Artuklular ve Timur buraya hakim olmuştur.
Dunaysır ismi, sonraki dönemlerde Koçhisar olarak değiştirilmiştir. XV.yüzyılda Karakoyunlular ile Akkoyunlular arasında sık sık el değiştirmiş, XVI.yüzyılda Safeviler buraya hakim olmuştur. Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında, 1517’de Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Artukluların önemli bir kenti olan Kızıltepe, sürekli savaş ve yağmalandığından, Artukluların çarşı, han, hamam, cami ve medreselerle zengin bir kent durumuna getirdikleri bu yerleşim Osmanlıların eline harap halde geçmiştir.
Cumhuriyet döneminde, 1931’de ismi Kızıltepe olarak değiştirilmiş ve Mardin’e bağlı ilçe merkezi yapılmıştır.
İlçeden günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Dunaysır Ulu Camisi, Harzem Taceddin Mesut Medresesi, Dunaysır Köprüsü, Tarassut (Gözetleme) Kulesi, Şahkulubey Kümbeti bulunmaktadır.
Harzem Taceddin Mesud Medresesi
Mardin Kızıltepe ilçesinin 8 km. kuzeydoğusunda Zerkan Suyu kıyısında bulunan bu medresenin iç kapı kitabesinden öğrenildiğine göre; Artukoğullarından Melik ül-Mansur Nasireddin Artuk Arslan’ın Azatlı kölesi Taceddin Mesud bin Abdullah tarafından yaptırılmıştır.
XIII.yüzyıl eseri olan bu yapı sonraki dönemlerde yapılan ilavelerle plan düzeninde büyük değişiklikler meydana gelmiştir. Bu nedenle medresenin tam bir planını çıkarmak mümkün olamamıştır. Yalnızca günümüzde mescit olarak kullanılan türbesi ile cami mekânı birbirinden ayrılabilmektedir.
Dunaysır Ulu Camisi
Mardin Kızıltepe ilçesinin kuzeybatısında bulunan Dunaysır Ulu Camisi’ni, mihrap nişi üzerindeki kitabesinden öğrenildiğine göre Artukoğulları’ndan Yavlak Arslan (1184-1200) yapımına başlamış ve kardeşi Artuk Arslan (1200-1239) tarafından 1204 yılında tamamlanmıştır.

Ulu Cami dış görünüşü ve yapı detayları yönünden Meyyafarkin Ulu Camisi’ne benzerlik göstermektedir. Kesme taş ve tuğladan yapılmış olan caminin doğudaki avlu duvarından camiye girilmektedir. Cami mihrap duvarına paralel üç nefli ve dikdörtgen planlıdır. Bu nefler mihrap önünde, iki nefin arasını kaplayan 9.75 m. çapında tromplu bir kubbe ile kesilmiştir. Mihrap önü kubbesi Meyyafarkin Ulu Camisi’nden 4 m. daha küçüktür. Kubbeye geçişi sağlayan trompların dördü de birbirinden farklı olup, kubbe dıştan hafif oval görünümdedir. İbadet mekânı mihrap önü kubbesinin eteğinde ve kasnağındaki pencerelerle aydınlatılmıştır. Caminin üzerini düz bir dam örtmektedir.
Caminin mimari süslemeleri zengin bir görünüm ortaya koymuştur. Giriş kapısının iki renkli taştan yapılmış dilimli kemerlerinde Zengi mimarisinin özelliklerini yansıtmaktadır. Giriş kapısının nişi dilimli bir çerçeve içerisine alınmıştır. Aynı zamanda burada zengin bordürler, iki taraftaki yan portallerde de tekrarlanmıştır. Bunların aralarına zincir motifleri, şamdanlar, çeşitli yıldız şekilleri kabartma olarak işlenmiştir.
Mihrap son derece zengin bir taş işçiliğini göstermektedir. Giriş kapısına benzeyen dilimli çerçeve içerisinde boydan boya uzanan zengin bir kitabe kuşağı bulunmaktadır. İki kademe halindeki mihrap nişinde de Zengi mimarisinin izleri açıkça görülmektedir. İki yanında ikişer mukarnas sıralarından oluşan başlıklar ve yıldız geçmeleri ile işlenmiş sütunlar bulunmaktadır. Ayrıca mihrap nişi içerisine Kuran’dan alınma ayetler, geometrik yıldız örnekleri, ince kıvrık dallar, Rumiler, palmetler ve zincire asılmış bir kandil yuvarlak kemerler içerisine yerleştirilmiştir. Yıldız ve geçmelerin oluşturduğu geniş bir bordür de mihrap nişinin etrafını çerçevelemektedir.
Yakın tarihlerde Ulu Cami restore edilmiş, ancak bu restorasyon başarılı olmamış, yapının özgünlüğünü olumsuz yönde etkilemiştir.
Dunaysır Köprüsü
Mardin Kızıltepe (Dunaysır) ilçesinde bulunan Dunaysır Köprüsü’nün XII.-XIII.yüzyılda Artukoğulları zamanında yapıldığı sanılmaktadır. Kitabesi günümüze gelememiştir. Mezopotamya’dan Anadolu’ya gelen kervan yolunun bu köprüden geçtiği bilinmektedir.
Günümüzde harap halde olan bu köprü, beş gözlü olarak yapılmıştır. Köprünün ortadaki gözü diğerlerine göre daha büyük olup, iki yanındaki ikişer göz de sivri kemerli ve daha küçüktür. Kesme kireç taşı ve moloz taştan yapılmış olan köprünün Artukoğullarından Artuk Aslan Bin Ilgazi Bin Albi Bin Temurtaş Ilgazi tarafından yaptırıldığı bazı kaynaklarda belirtilmiştir.
Köprünün taş işçiliğinde malzeme ve yapım farklılıkları görülmektedir. Bu da köprünün değişik zamanlarda onarıldığına işaret etmektedir.
Dunaysır, Düneysir (Kızıltepe)
Eski Çağlarda Dunaysır veya Düneysir ismiyle Artuklular döneminde kurulmuştur. Yapılan araştırmalara göre, şehir bir çok kez savaşlar sonucunda harabeye dönüşüp yer değiştirmiştir. Buna göre ilk yerleşim alanı bugünkü şehir merkezinin 10 km güneyinde bir köy yerleşmesi olan Haramhattat'tır. Kızıltepe'nin tarihinde bilinen ilk isimleri Dünaysır ve Telermen'dir.

Bu yerleşim Urfa ile Diyarbakır'ı Musul'a bağlayan ticaret yolu üzerinde konaklama merkezi olarak önem kazanmıştır. XIII.yüzyılda Eyyubiler tarafından yağmalanmış, daha sonra Selçuklular, İlhanlılar, Memluklular, Akkoyunlular, Artuklular ve Timur buraya hakim olmuştur.
Dunaysır ismi, sonraki dönemlerde Koçhisar olarak değiştirilmiştir. XV.yüzyılda Karakoyunlular ile Akkoyunlular arasında sık sık el değiştirmiş, XVI.yüzyılda Safeviler buraya hakim olmuştur. Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi sırasında, 1517'de Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Artukluların önemli bir kenti olan Kızıltepe, sürekli savaş ve yağmalandığından, Artukluların çarşı, han, hamam, cami ve medreselerle zengin bir kent durumuna getirdikleri bu yerleşim Osmanlıların eline harap halde geçmiştir.
Artuklu dönemine ait, Ulu camii, Taşköprü, Tarassut Kulesi Şahkullubey Kümbeti, Harzem Harabeleri günümüze kadar ayakta kalan tarihi eserlerdir.