scanfan
Yönetici
- 25 Eyl 2013
- 7,208
- 76,805
Kısırlık, Halk İçin (1930)
Kısırlık, Halk İçin
Yazarı: Dr. Ahmet Asım, Şişli seririyatı (=polikliniği) sahip ve müdürü
Basım tarihi: İkinci Teşrin (=Kasım) 1930
Fiyatı: 100 kuruş
Küçük boy, 71 sayfa, 26 MB, s-pdf/A
Alt başlık:
Türkçe ne kadar değişmiş, değil mi efendim?
Bu kitabı 1930'larda konuşulan Türkçenin neye benzediğini örnekleyebilmek için paylaşıyorum. Takip ettiğim kadarıyla bizim dilimiz Türkçe, ulusların tarihinde oldukça kısa sayılabilecek bir zaman aralığında bile büyük değişikliklere uğramış ve halâ da değişmeye devam ediyor. Örneğin bir genç kardeşimiz (hatta orta yaşlı babası) buradaki örnekte olduğu gibi 1930'larda yazılmış olan bir kitabı okuduğu zaman anlamakta zorluk çekecek, sıklıkla bir sözlüğe başvurmak zorunda kalacaktır. Oysa örneğin İngilizce biliyorsa okuduğu kitabın 1930'ların ya da 1980'lerin kitabı olup olmaması pek fark etmeyecektir. Bir hatırlatma: Bu kitap basıldığında Latin harflerine geçeli tam 2 yıl olmuştu, "Yeni Türk harflerinin kabul ve tatbiki hakkında Kanun" 1 Kasım 1928'de kabul edilmişti.
Kitabın yazarı Dr. Ahmet Asım kitabının bu nüshasını 1934 yılında bir tanıdığına imzalayarak hediye etmiş.
Kitapta en belirgin farklılık ay adlarıdır. Kitap 1930'un "İkinci Teşrin" ayında basılmış (Cumhuriyetten önce de "Teşrin-i Sani" deniyordu). Bugünkü karşılığı "Kasım" ayıdır. Birkaç örnek daha: seririyat=poliklinik, kisbî=edinsel, velâdî=doğumsal, muvakkat=geçici, akamet=kısırlık, huveynat-ı meneviye=meni hayvancıkları (spermler), kadip=erkek cinsel organı, cima, mücamaat=cinsel ilişki, inzal=meni boşalması, ferç=kadında dış genital organlar, mehbil=vajina...vb.gibi yüzlercesi. Şimdi şöyle bir fantezi kuralım: Zaman makinesine binip 85-90 yıl öncesine giden birisi, sokak ortasında dalaşan ve birbirlerine yukarıdaki sözcükleri kullanarak söven insanlara rastlarsa muhtemelen konuşulanlardan hiçbir şey anlamayacaktır! Hattâ onlarla günümüz "tiki jargonu"yla konuşmaya kalkarsa başı kolayca belaya girebilecektir! (n'aber baba nassıın kanki, oha falan oldum yane, ortamlara akıp kopalım mı, hayvansıaan, kal geldi bana, pozitif elektrik alamadım senden!... vb gibi)
Kısırlık, Halk İçin
Yazarı: Dr. Ahmet Asım, Şişli seririyatı (=polikliniği) sahip ve müdürü
Basım tarihi: İkinci Teşrin (=Kasım) 1930
Fiyatı: 100 kuruş
Küçük boy, 71 sayfa, 26 MB, s-pdf/A

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Alt başlık:
Türkçe ne kadar değişmiş, değil mi efendim?
Bu kitabı 1930'larda konuşulan Türkçenin neye benzediğini örnekleyebilmek için paylaşıyorum. Takip ettiğim kadarıyla bizim dilimiz Türkçe, ulusların tarihinde oldukça kısa sayılabilecek bir zaman aralığında bile büyük değişikliklere uğramış ve halâ da değişmeye devam ediyor. Örneğin bir genç kardeşimiz (hatta orta yaşlı babası) buradaki örnekte olduğu gibi 1930'larda yazılmış olan bir kitabı okuduğu zaman anlamakta zorluk çekecek, sıklıkla bir sözlüğe başvurmak zorunda kalacaktır. Oysa örneğin İngilizce biliyorsa okuduğu kitabın 1930'ların ya da 1980'lerin kitabı olup olmaması pek fark etmeyecektir. Bir hatırlatma: Bu kitap basıldığında Latin harflerine geçeli tam 2 yıl olmuştu, "Yeni Türk harflerinin kabul ve tatbiki hakkında Kanun" 1 Kasım 1928'de kabul edilmişti.
Kitabın yazarı Dr. Ahmet Asım kitabının bu nüshasını 1934 yılında bir tanıdığına imzalayarak hediye etmiş.
Kitapta en belirgin farklılık ay adlarıdır. Kitap 1930'un "İkinci Teşrin" ayında basılmış (Cumhuriyetten önce de "Teşrin-i Sani" deniyordu). Bugünkü karşılığı "Kasım" ayıdır. Birkaç örnek daha: seririyat=poliklinik, kisbî=edinsel, velâdî=doğumsal, muvakkat=geçici, akamet=kısırlık, huveynat-ı meneviye=meni hayvancıkları (spermler), kadip=erkek cinsel organı, cima, mücamaat=cinsel ilişki, inzal=meni boşalması, ferç=kadında dış genital organlar, mehbil=vajina...vb.gibi yüzlercesi. Şimdi şöyle bir fantezi kuralım: Zaman makinesine binip 85-90 yıl öncesine giden birisi, sokak ortasında dalaşan ve birbirlerine yukarıdaki sözcükleri kullanarak söven insanlara rastlarsa muhtemelen konuşulanlardan hiçbir şey anlamayacaktır! Hattâ onlarla günümüz "tiki jargonu"yla konuşmaya kalkarsa başı kolayca belaya girebilecektir! (n'aber baba nassıın kanki, oha falan oldum yane, ortamlara akıp kopalım mı, hayvansıaan, kal geldi bana, pozitif elektrik alamadım senden!... vb gibi)
Son düzenleme: