Karagöz - sayı 2395

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,896
5,239

Sayın ritvan ;

KARAGÖZ okuma günlüğü : KARAGÖZ OKU(YORUM) :

Orta sayfada : "Sokakta çocuklara 1 kuruşa sinema seyrettiren seyyar sinemacı" nın fotoğrafı var...

Orta sayfada : Fotoğraf altında : "Geçen sene İstanbul'a gelen Fransız yıldızı Marie Bell , Klot Farer'in "Katil Kim?" ismindeki romanını sözlü olarak
sinemada oynamaktadır. Bu eser evvelce de filme alınmıştı. Marie Bell bu filmi Jan Angelo ile birlikte çevirmektedir. Bu roman vaktile Türk'çeye de tercüme edilmişti."
Dedo11 Yorumu : Yukarıdaki satırlarda anlamakta zorluk çektiğim "sözlü olarak sinemada oynamaktadır." cümlesi oldu...


6. Sayfada : "Yazan : Doktor hafız Cemal" "Sıhhi Nasihatler" köşesinde bir madde hariç diğer tüm maddelerde "GÖZ" üzerine NASİHATLAR ( uyarılar ) var.

Bunlardan 75. Maddede :
"Gözler , insana mahsusus en kuvvetli (projektör) en hassas ve kıymetli (fotoğraf makinesi) ve en müessir (muhabbet ve cazibe) kaynağıdır.Çok karlı işler olmadıkça (projektör) ve (fotoğraf) cihazı nasıl kullanılmazsa (göz nuru) mızı da pek faideli işlere ve mütalaalara sarfetmeliyiz."
Dedo11 Yorumu : Bu 'Doktor hafız Cemal kendine ne değişik ve güzel bir anlatım tarzı oluşturmuş değil mi ?
Günümüzde de aynı tarz ve aynı konular işlenmese de benzer kalemler var mıydı ?....




7. Sayfada : ( pek birşey anlaşılmasa da ) Fotoğrafı da var
"Dünyanın en muntazam şehirlerinden biri olan Berlin asri ve mükemmel belediye teşkilatına maliktir. Bu gördüğünüz makina son moda bir sokak
süpürgesidir. Sokak süpürmeğe mahsus büyük motörlerden daha çok sür'atli olduğu gibi yalnız bir adam tarafından idare edilir. Bu yeni makina sayesinde hem
işçiden tasarruf edilmekte , hem de aletin fevkalade sür'ati sayesinde vakitten kazanılmaktadır."
Dedo11 Yorumu : Ankara'da yolları süpüren "süpürge aracı" ne zaman yollara çıktı anımsamıyorum. Ama kaldırımları süpüren küçüçük araçları Murat Karayalçın'ın Belediye Başkanlığı dönemindeydi ( yanlış anımsamıyorsam ).
BATI nelerle uğraşıyor DOĞU nelerle uğraşıyor veya uğraştırılıyor...
Bütün mesele budur. Bunun ışığında aşağıdaki yazımı da okursanız sevinirim...


7. Sayfada : Leverrier ve onun bir astronomik keşfi anlatılıyor.
"Meşhur Fransız müneccimi olan Leverier 1811 de doğmuştur. Güneş hakkında pek mühim tetkikatta bulunmuştur. Leverrier Uranüs ismindeki yıldızın
hareketini takip ederken bu yıldızın muayyen bir noktaya gelince mahrekinden ayrıldığı dikkatını celbetmiş. Bunun üzerine Levverrier uzun derin hesaplara girişmiş ve neticede Uranus'un bu hareketi yapabilmek için şu kadar mesafede ve şu kadar büyüklükte başka bir seyyarenin cazibesine kapılması lazım geldiğine kanaat hasıl etmiştir. Leverrier bu tetkikatını bildirmesi üzerine teleskopla o noktaya bakmışlar ve Levverier'in söylediği nokta , mesafe ve büyüklükte bir seyyare keşfetmişlerdir.
Bu seyyarenin ismine "Neptun" denilmiştir. Bu sırada bir İngiliz heyetşinası da aynı neticeye varmıştır."

Dedo11 Yorumu : Dikkat çekmek istediğim birinci nokta :"Fransız MÜNECCİMİ" deniyor. Bildiğimiz anlamı ile "Müneccim" sözcüğünün anlamı : "Yıldızların durumlarından ve devinimlerinden anlam çıkararak FALCILIK yapan kimse , YILDIZ FALCISI" deniyor.
Yani biz hala uzaybilimcisini müneccim olarak görüyoruz o tarihte. ( Astroloji ve Astronomi sözcükleri tartışmasına burada girmek istemem. Ama bir ara tartışılmalıdır. )
Düşünün
Leverrier ;
1 - UZAYI GÖZLÜYOR ( GÖZLEM YAPIYOR )
2 - Uzay ve uydu konusunda bir hayli BİLİMSEL BİLGİ birikimine sahip.
3 - O güne dek gözlerden kaçmış bir olaya dikkat ediyor. Bir uydu ( metinde yıldız deniyor ) yörüngesinde dönerken belli bir noktaya gelince MAHREKİNDEN ( YÖRÜNGESİNDEN ) ayrıldığı ( saptığı ) dikkatini çekiyor.
4 - Yıldız diye adı geçen URANUS uydusunun yörüngesinden sapması belli bir yerde oluyor...
5 - Oturup BİLİMSEL BİLGİSİNE dayanarak hesaplamalara girişiyor... Yani metafizik güçler onu yörüngesinden saptırıyor , demiyor...
6 - BİLİMSEL BİLGİSİ sonucunda ; "Uranus'un bu hareketi yapabilmek için şu kadar mesafede ve şu kadar büyüklükte başka bir seyyarenin cazibesine kapılması lazım geldiğini" sonucuna varıyor.
7 - Olağanüstü bir bilgi birikimi ve hesaplama sonucu şu sonuç elde edilmiş oluyor : URANUS'u yörüngesinden saptıran çekim gücünü oluşturacak başka bir uydu olmalı diyor. Yetinmiyor o uydunun
a) Etki eten uydunun ne kadar uzakta olması gerektiğini
b) Etki eten uydunun ne kadar bir kütleye sahip olması gerektiğini
hesaplarla buluyor.
Bu verilerden hareket eden GÖKBİLİMCİLER teleskopları ile o bölgede daha bilinçli gözlem yapınca olması gereken uyduyu Leverrier'in hesapla bulduğu mesafelerin bölgeleri içinde ve hesapladığı kütlede uyduyu buluyorlar ( keşfediyorlar ).
8 - Bu uyduya "NEPTUN" adı veriliyor.
9 -
Bilimin en önemli yöntemlerinden biri de aynı araç gereçle , aynı koşullarda tüm insanların da erişebilmesi gerektiğidir. Yani doğruluğu kendinden menkul değil. Doğruluğunu ölçebilecek herkese açıktır. Bilimsel tüm bilimlerin olmasa olmaz özelliklerinden biri de budur. Bu nedenle İngiliz Gökbilimcileri de gözlemleri sonucu aynı soncu bulmuş ve doğrulanmıştır.

Bu uzun uzun yazmamın nedenini anladınız değil mi ? Burada değindiğim birkaç sıralı bilgi bize "EN HAKİKİ YOL BİLİMDİR-TEKNOLOJİDİR" sözünün neden geçerli doğru olduğunu göstermektedir. Bu söz boş söz değildir. Bunun için uzun uzun yazdım. Umarım siz de erinmez okursunuz...


Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...








 
Üst