Isparta'nın Coğrafyası & Genel Bilgiler

Colinmccay

Yönetici
27 Haz 2009
6,997
11,636
Isparta Coğrafyası


Genel Bilgiler

resimgoster.aspx


Yüzölçümü: 8.933 km²
Nüfus: 184.735 Şehir Merkezi (2007)
419.845 İl ve İlçeler Genel Toplam Nüfusu (2007)
İl Trafik No: 32

I . COĞRAFİ KONUM: Isparta ili, Akdeniz Bölgesi’nin kuzeyinde yer alan Göller bölgesinde yer almaktadır. İl, 300 20’ ve 310 33’ doğu boylamları ile 370 18’ ve 380 30’ kuzey enlemleri arasında bulunmaktadır. 8.933 km2’lik yüzölçümüne sahip olan Isparta ili, kuzey ve kuzeybatıdan Afyon ilinin Sultandağı, Çay, Şuhut, Dinar ve Dazkırı, batıdan ve güneybatıdan Burdur ilinin Merkez, Ağlasun ve Bucak, güneyden Antalya ilinin Serik ve Manavgat, doğu ve güneydoğudan ise Konya ilinin Akşehir, Doğanhisar ve Beyşehir ilçeleri ile çevrilmiştir (Şekil 1). Rakımı ortalama 1050 metredir.

resimgoster.aspx

II. JEOLOJİK YAPI: Isparta ilinin kuzeydoğu ve güneydoğusundaki dar alanlarda I. zaman, çok geniş bir alanda yayılım gösteren II. zaman ve alanın doğu sınırı dışında il sınırlarına yakın kesimlerde yoğunlaşan III. zamana ait kayaçlara rastlanmaktadır (Şekil.2).

Jeolojik konumu bakımından, Isparta Büklümü’nün ortasında yer alan Isparta ili - Merkez ilçesi, bölgesel tektonikten önemli ölçüde etkilenmiş olan II. zaman ve III. zamana ait yapı üzerinde bulunmaktadır (Şekil 2). İlçenin tamamına yakın kesimlerinde, ofiyolitik bir temel yer almaktadır. Bu temel ile birlikte, yer yer ofiyolit kütleleri arasında ve üzerinde bulunan Triyas-Jura yaşlı derin denizel kayaç istifleri ile II. zamanın büyük bir bölümünü kapsayan sıkıştırılmış bir karbonat kayaç (kireçtaşı ve dolomit) istifi bulunmaktadır. İlçenin batı bölümünde denizel kırıntılı ve karbonat kayaç istifleri görülmektedir. İlçenin güneydoğu kesimlerinde, miyosen yaşlı sığ denizel kırıntılı kayaçlar, altta bulunan daha yaşlı kayaç istifleri üzerinde gelişen engebeli bir erozyonal yüzeyi örtmektedir. III. zaman sonunda bölgede faaliyet gösteren karasal volkanizmanın ürünleri olan volkanit ve piroklastik kayaç serileri ise ilçenin batı-güneybatı bölümünde bulunmaktadır. Merkez ilçe sınırları içerisindeki en genç oluşum ise günümüzde de halen çökelimi süren ve Isparta-Atabey Ovası’nda yayılım gösteren IV. zaman alüvyonlardır (Şekil 2).

Gönen ve Atabey ilçeleri, jeolojik bakımdan diğer ilçelere göre daha genç bir zemin üzerinde yer almaktadır. İlçelerin kuzeyinde III. zamana ait denizel kırıntılı ve karbonat kayaçlarla, karasal kökenli kayaç istifleri bulunmaktadır. Güney kesimlerinde ise, kuaterner yaşlı alüvyonlar Isparta ve Eğirdir Gölü’ne kadar uzanan geniş bir alüvyon ovasının bir bölümünü kaplamaktadır (Şekil 2).

Isparta’nın Keçiborlu ilçesi, ofiyolitik kayaçlar ve II. zamana ait derin denizel karbonat kayaç yüzeyleri içermesine karşın çoğunlukla alt tersiyer yaşlı denizel ve karasal kayaç istifleri ile kuaterner çökellerinden oluşan bir jeolojik zemin üzerinde bulunmaktadır. Eosen-Oligosen göl çökelleri ile ilçenin Burdur ve Isparta’ya doğru uzanan geniş bir kuşak içerisinde yer alan IV. zaman alüvyon çökelleri gözlenmektedir (Şekil 2).

Isparta ilinin kuzeybatısında yer alan Uluborlu, temelde II. zamana ait denizel karbonat kayaç istiflerinin yaygın olarak gözlenmektedir. İlçenin en genç kayaçları ise ilçe merkezinin de üzerinde bulunduğu D-B doğrultulu Hoyran Gölü ve Senirkent’e uzanan IV. zaman alüvyon çökellerinden oluşmaktadır (Şekil 2).

Uluborlu’nun doğusunda bulunan Senirkent, Mesozoyik yaşlı denizel karbonat kayaç istiflerinin yaygın olarak gözlendiği temel üzerinde, ilçe merkezinin de üzerinde bulunduğu D-B doğrultulu Hoyran Gölü’ne kadar uzanan IV. zaman alüvyon çökelleri yörenin en genç kayaç istifidir (Şekil 2).

Senirkent’in kuzeydoğu komşusu olan Yalvaç’ın doğusunda, Sultandağları’nın bir bölümüne karşılık gelen ve kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu olarak yayılım gösteren I. zaman yaşlı şistler, yörenin en yaşlı jeolojik kayaçlarını oluşturmaktadır. Eğirdir Gölü’ne açılan IV. zaman akarsu alüvyon çökelleri tarafından kesilen III. zaman sonu kömürlü karasal çökelleri engebeli bir topografya üzerinde uyumsuz olarak yer almaktadır (Şekil 2).

Eğirdir ilçesi, güneyinde yer alan II. zamana ait derin denizel çökel istifleri ile ofiyolik kayaçların çoğunlukta olduğu karbonat kayaç serilerinden oluşan engebeli topografya oluşturan kısmen yaşlı bir temel üzerinde kuzey-güney doğrultulu bir ova içerisinde çökelen IV. zaman alüvyon çökellerini taşıyan bir jeolojik dağılıma sahiptir (Şekil 2).

Eğirdir Gölü’nün doğusunda yer alan Gelendost ilçesi, güneyden kuzeye doğru gençleşen bir stratigrafik istife sahiptir. İlçenin güneyinde, III. zaman karbonat kayaçlar, kuzeyinde ise engebeli alanlar halinde ortaya çıkan ofiyolitler ve karasal çökeller bulunmaktadır. Yörenin batısından kuzeydoğu yönüne doğru uzanan IV. zaman akarsu alüvyon çökelleri ilçenin en genç birimleridir (Şekil 2).

Beyşehir Gölü’nün kuzeyinde bulunan Ş.Karaağaç ilçesi, I. zamandan III. zamana kadar değişen çeşitli kayaç topluluklarını kapsayan bir alanda yer almaktadır. İlçenin kuzeydoğu kesiminde, kuzeybatı-güneydoğu yayılımlı I. zamana ait şistler bulunmaktadır. Metamorfitler, yörenin Beyşehir Gölü’ne doğru olan orta kesimlerde aynı doğrultuda uzanan ofiyolitik kayaçlarla birlikte temelde bulunmaktadır. III. zaman karbonat kayaçları, yöredeki topografik yükselimleri oluşturmaktadır. İlçenin kuzey kesiminde bulunan ovalarda oluşan IV. zaman alüvyonları, yörenin genç kayaç örtüleridir (Şekil 2).

resimgoster.aspx

Ş.Karaağaç güneyinde yer alan Aksu ve Y.Bademli ilçelerinin büyük bölümünü II. zamana ait karbonat kayaçlar kaplamaktadır. Sadece Y.Bademli’nin Beyşehir Gölü’ne kıyısı olan doğu bölümünde yer alan III. zaman çökellerine ait kalıntılar ve göle açılan IV. zaman akarsu alüvyonları gözlenmektedir (Şekil 2).

Isparta ilinin güneyinde yer alan Sütçüler ilçesinde, içerisinde I. zaman yaşlı bloklarının da yer aldığı II. zaman ait ofiyolitik kayaç kütleleri ile Kretase yaşlı kalın karbonat istifleri geniş alanlarda yayılım gösterirler (Şekil 2).

Isparta ilinde Paleotektonik ve Neotektonik döneme ait tektonik etkilerle oluşan tektonik hatlar bulunmaktadır (Şekil 3). Isparta – Merkez, Eğirdir, Gelendost, Yalvaç, Ş.Karaağaç, Aksu, Y.Bademli ve Sütçüler ilçeleri sınırları içerisinde çoğunlukla alt mesozoyik derin denizel çökel katkılı ofiyolitik kayaç kütleleri ile mesozoyik yaşlı çeşitli karbonat serileri arasında sınır oluşturmaktadır. Bu bindirme-nap sisteminin yerleşiminin son evresi ve sonrasında, bir kısmında günümüzde de hareketliliğin devam ettiği izlenen (deprem verileri ile) kuzey-güney, kuzeydoğu-güneybatı ve kuzeybatı-güneydoğu yönlü ve çoğunlukla yanal atımlı fay sistemleri gelişmiştir. Isparta Açısı’nın (Isparta Büklümü) doğu kanadını oluşturan Ş.Karaağaç, Aksu, Gelendost ve Yalvaç ilçe sınırları içerisinde kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu bindirmeler bulunmaktadır. Neotektonik dönemde bölgede gelişen kuzey-güney sıkışması nedeni ile ortaya çıkan kuzey-güney doğrultulu ovaları oluşturan normal faylar, Eğirdir ve Sütçüler ilçelerinde yer almaktadır. Fay gölleri olan Eğirdir, Hoyran, Burdur ve Beyşehir göllerini sınırlayan veya kesen ve çoğunlukla geç alpin tektonik dönemini yansıtan kırık takımları ise bölgesel sıkışma ve makaslama kuvvetleri sonucunda oluşan kuzeybatı-güneydoğu, kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu yanal atımlı fay takımları halinde Isparta-Merkez, Keçiborlu, Uluborlu, Senirkent, Eğirdir, Gelendost ve Ş.Karaağaç yörelerinde yaygındır. Deprem üretmeleri nedeniyle bu faylardan bir kısmının halen aktif oldukları belirlenmiştir. Burdur Gölü doğusunu sınırlayan ve Bucak’a kadar uzanan kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu ve gölü öteleyen kuzeybatı güneydoğu doğrultulu faylar (Şekil 3) üzerinde yoğunlaşan deprem verileri, bu yanal atımlı fayların günümüzde de aktif olduklarını göstermektedir. Isparta-Merkez ilçesinde Kayıköy fayı, Eğirdir fayları, ve Yalvaç fayı, bilinen diğer deprem üreten yanal atımlı faylardır. Sütçüler’de de yakın zamanda kaydedilen deprem verileri, kuzey-güney doğrultulu olduğundan bu doğrultuda uzanan ovaları sınırlayan normal faylarda da hareketliliğin sürdüğü anlaşılmaktadır.

III. ISPARTA İLİ TOPRAKLARI: İklim, topoğrafya, bitki örtüsü ve zamanın etkisi ile Isparta ilinde çeşitli büyük toprak grupları oluşmuştur. Büyük toprak gruplarının yanı sıra toprak örtüsünden ve profil gelişmesinden yoksun, bazı arazi tipleri de görülmektedir. Toprak alanları dışında, Isparta ili toplam alanının yaklaşık %24.2 ‘si de çıplak kaya ve molozluklar ve su yüzeyleri ile kaplıdır.

resimgoster.aspx

Yeryüzü Şekilleri

Isparta ili arazisi, 3. zaman kıvrılmaları ve tektonik hareketleri sonucunda bugünkü şeklini almıştır. Isparta ilinde başlıca üç ana jeomorfolojik birim bulunmaktadır. Bu ana birimlerden biri, Isparta ilinin çevresini doğal bir sınır gibi çevreleyen dağlık alanlar, bir diğeri yörede yer alan ovalar ve diğeri de ovalarla dağlar arasında kalan az eğimli, dalgalı arazilerden oluşan akarsular tarafından parçalanmış plato sahalarıdır (Şekil 6). Isparta ilinin, %68,4’ü dağlar, % 16.8’i ovalar ve 14,8’i platolardan meydana gelmektedir.

1. OVALAR:

Isparta Ovası: Isparta Ovası, esas olarak asıl Isparta Ovası ile daha kuzeyde yer alan Atabey (Kuleönü-Bozanönü) Ovası’nın birleşiminden meydana gelir. Asıl Isparta Ovası, ortalama 1000 m. yüksekliğe sahip, kuzeybatı-güneydoğu yönlü elips biçimli bir ovadır. Savköy ile Çünür mahallesinin kuzeyindeki ovacık arasında 13 km, kuzeydoğu güneybatı yönünde Deregümü ile Aliköy arasında 10 km kadar bir uzunluğa ve yaklaşık 100 km2 alana sahiptir. Ova, Akdağ, Davras Dağı ile Hisartepe ile Karatepe ile çevrili, Darıdere, Isparta Çayı gibi akarsuların getirdiği alüvyonlarla oluşmuş verimli bir tarım alanıdır. Ovadaki tarım arazilerinin bir kısmı DSİ tarafından Eğirdir Gölü’nden yapılan pompajla, bir kısmı yeraltı su kaynakları ile bir kısmı da çevredeki dağlardan kaynağını alan küçük derelerden sağlanan sularla sulanmaktadır. Bu su kaynaklarıyla Isparta il merkezinin güney ve güneybatısında yer alan başta gül bahçeleri olmak üzere çok çeşitli ürünlerin üretildiği (elma, kiraz, vişne...) bahçeler sulanmaktadır.

Asıl Isparta Ovası’ndan Aliköy’ün batısında Çaltepe, Toptaş Tepe, İncirli Tepe gibi alçak tepelerle ayrılan Atabey (Kuleönü-Bozanönü) Ovası, batı, kuzeybatı-doğu, güneydoğu doğrultuda, Gönen ile B.Gökçeli arasında 27 km, Gerges Çiftliği ile Bozanönü arasında 12 km uzunluğunda, 210 km2 alana sahip elips biçimli bir ovadır. Ortalama yüksekliği 950 m olan bu ova, kendi içerisinde halk tarafından çeşitli isimlerle adlandırılır (Gönen Ovası, Kızılova, Göndürle Ovası, İslamköy Ovası...vs.).

Atabey Ovası’nda, önceleri kuru tarım alanları yaygın olarak bulunmakta iken, özelikle 1974 yılında DSİ tarafından gerçekleştirilen Atabey Ovası sulama projesinin tamamlanmasından sonra sulu tarım alanlarının oldukça fazla yer tuttuğunu görmekteyiz. Sulu tarım alanlarının içinde sebze alanları ve meyve bahçeleri oldukça fazladır. Gül, elma, vişne, kiraz yetiştiriciliği yanında buğday ve arpa üretimi de gerçekleştirilmektedir. Ovada sebze ve kavak üretimi oldukça yaygındır.

Keçiborlu Ovası: Doğudan Söğüt Dağları, batıdan Kayı Dağı, kuzeyden Barla Dağı’nın güneybatı uzantıları ve güneyden de Burdur Gölü ile çevrili olan ova, Senir ve Keçiborlu ilçe merkezi arasında yer yer tepelik sahalarla yarılmıştır. Ova tabanı, Kılıç, Gölbaşı, Gümüşgün ve Keçiborlu yerleşmelerinin arasında kalmış, batı, doğu ve kuzeye dağ yamaçlarına doğru taraçalarla kademelenmiştir. Tahıl ürünlerinin geniş yer tuttuğu ovada, diğer önemli bir faaliyet de gül yetiştiriciliğidir. Isparta ili gül bahçelerinin 1/4’ünden daha fazlası burada dikilmiş durumdadır.

Senirkent Ovası: Barla ve Kapı Dağları’nın kuzeyi ile Karakuş Dağları’nın güneyinde, Uluborlu ve Senirkent ilçeleri arazilerini içine alan bir graben durumunda olan Senirkent Ovası, batıdan doğuya doğru yaklaşık 30 km uzunluğunda, doğusundaki Eğirdir Gölü’ne doğru genişleyen bir görünüm arz eden tektonik kökenli bir ovadır.

Ortalama 950 m yüksekliğe sahip olan Senirkent Ovası’nda yer alan tek akarsu Pupa Çayı’dır. Senirkent Ovası’nda 1976 ve 1979 yılında DSİ tarafından hizmete açılan Senirkent I. ve II. sulama projelerinin tamamlanmasından sonra ovanın çok büyük bir kısmı sulamaya açılmış ve önemli derecede ürün üretimi elde edilmeye başlanmıştır. Bu yıllardan önceki dönemde ise kuru tarım alanlarının ovada geniş yer tuttuğu görülmüştür. Tahıl ürünlerinin yerini başta meyve bahçeleri (elma, kiraz, vişne...vs.) olmak üzere şeker pancarı gibi sulu tarıma ihtiyaç duyan endüstri bitkileri çok daha geniş alanlarda üretilmeye başlanmıştır.

resimgoster.aspx

Kumdanlı Ovası: Eğirdir Gölü’nün kuzeyinde ortalama 930 m. yüksekliğindeki ve yaklaşık 50 km2.lik alana sahip olan Kumdanlı Ovası, NE-SW yönünde üçgen şeklinde, 12-13 km. uzunluğundadır. Ova tamamen alüvyonlardan meydana gelmiş ve alüvyon ortalama 100 m kalınlığındadır. Ova, Temmuz ve Ağustos aylarında tamamen kuruyan Hoyran Deresi ve kolları tarafından drene edilir. Kumdanlı Ovası, 1989 yılında sulamaya açılmış ve kuru arazilerinin önemli bir kısmı suya kavuşmuştur.

Gelendost Ovası: Eğirdir Gölü’nün doğusunda, iki tarafı faylar ve fay diklikleri ile sınırlı bir grabene tekabül eden Gelendost Ovası, kuzeybatıda Kirişli dağı, güneyde ise Anamas Dağları ile sınırlıdır. Ortalama 45 km2lik bir alana sahip olan ova, 930 m yüksekliğe sahiptir. Gelendost Ovası, merkezi kısmı hariç 150-200 m kalınlığında alüvyonlardan oluşmuştur. Merkezi kısmı ise kuzey-güney yönlü bir antiklinal olan Aktepe yer alır. Ovayı Eğirdir Gölü’ne dökülen Özdere drene eder. Gelendost Ovası, 1983 yılında DSİ tarafından hizmete açılmış olan Gelendost sulama projesi ile sulu tarıma büyük ölçüde açılmıştır.

Karaağaç Ovası: Beyşehir Gölünün kuzeyinde yer alan ovanın, kuzey ve kuzeybatısında Sultan Dağları, batısında Anamas Dağları, güneyinde ise Kızıldağ ve Karadağ bulunur. Ovanın drenajı, Deliçay ve kolları ile sağlanır. Ş.Karaağaç ovasının, Beyşehir Gölü’ne doğru bir uzantısı da Armutlu Ovası olarak adlandırılır. Ovanın bir kısmı, 1995 yılında hizmete açılmış olan Ş.Karaağaç sulama projesi ile sulanmaya başlamıştır.

Boğazova: Eğirdir Gölü’nün güneyinde, kuzey-güney yönünde, aşağı yukarı 20 km. uzunluğunda ve 1.5-2 km. genişlikte Kovada depresyonu yer alır. Antalya ekseni üzerine yerleşmiş olan bu depresyon, tektonik kökenli bir polye veya bir koridor özelliği gösterir. Buraya yöresel ismiyle Boğazova denir. Bugün Boğazova’nın çok büyük bir bölümünde elma yetiştiriciliği yapılmakta olup, kiraz gibi bazı meyvelerin de üretimi gerçekleştirilmektedir.

2. DAĞLAR: Isparta ili oldukça engebelidir. İl sınırları içerisinde yaklaşık 3000 m.yi bulan oldukça yüksek dağlar bulunmaktadır. Bunlar genel olarak ifade edilecek olursa Batı Toroslar’ın Isparta uzantılarıdır. Antalya Körfezi’nin batısından ve doğusundan kuzeye doğru sokulan bu sıradağlar Isparta ilinin kuzeyinde daralarak, araştırma alanının kuzeybatısında Karakuş Dağları ve kuzeydoğusunda ise Sultan Dağları ismini almaktadır.

İl alanını, Afyon ilinden ayıran Karakuş Dağları’nın güneye bakan yamaçları, Senirkent Ovası’nı kuzeyden kuşatmış, dalgalı düzlük ve tepelerden oluşmuştur. Isparta ilinin kuzeydoğusunda, Isparta ili ile Konya ilinin doğal sınırlarını oluşturan Sultan Dağları mermer, kuvarsit gibi başkalaşmış taşlardan meydana gelen paleozoik bir kütle olup, kuzeybatı güneydoğu doğrultuda, yaklaşık 100 m uzunluğunda, Karakuş Dağları’na göre biraz daha yüksek bir dağ kütlesidir.

Isparta ilinin önemli yüksekliklerinden biri de Barla Dağı’dır. Senirkent Ovası ile Atabey Ovası arasında kalan Barla Dağı kütlesi, Uluborlu’nun batısından başlamak üzere doğuya doğru yükseltisi fazlalaşmakta, Gelincik Tepe’den sonra ise Eğirdir Gölü’ne doğru yükseklikler düşüş göstermektedir. Barla Dağında glasyal oluşumlar (Sirkler; Ayıyalağı ve Gelincikana sikleri, morenler) ve karstik oluşumlar (dolin, uvala, obruk, düden ve mağaralar) oldukça fazladır. Karstik oluşumlar (özellikle dolin ve obruk), çevredeki köylüler tarafından yayla olarak kullanılır ve buralarda hayvan yetiştirilir (Ortayazı Yaylası, Yassıören Yaylası, Kabaca Yaylası, Gönen Yaylası...). Barla Dağının batısında Uluborlu Obruğu, Peynir Obruğu, Senirkent Obruğu diye adlandırılan bazı çukurluklar yer alır.

Isparta ilindeki diğer önemli bir yükseklik Davras dağıdır. Isparta Ovası’nın doğusunda yer alan Davras Dağı, mesozoik’e ait kalkerlerden oluşmuş ve faylarla parçalanmıştır. Batıda Isparta Ovası’na, doğuda Kovada depresyonuna doğru kademeli bir şekilde inmektedir. Kuzeybatıda Eğirdir Gölü’ne doğru Yürlük Dağı, batıda Küçük Davras, güneydoğuda Asacak Dağı gibi isimlerle adlandırılan Davras dağının en yüksek noktası, 2635 m ile Ulparçukuru Tepedir. Davras dağı üzerinde buzullar, sirkler ve morenler gibi glasyal ve tektono-karstik çukurluklar, dolinler, az da olsa lapyalar gibi karstik şekiller bulunmaktadır. Ağaçtan yoksun, boz renkli, heybetli görünüşü ile Davras dağındaki sirklerin üzerinde bulunan kalıcı karlar yöre halkı tarafından oldukça ilginç bir şekilde kullanılır. Davras dağının zirve kısımlarında yaylacılık yapılmaktadır.

Davras dağının batısında, Davras dağından Dereboğazı Deresi ile ayrılan başka bir dağ kütlesi de Isparta Ovası’nın batı ve güneybatısında yer alan Akdağ’dır. Doğu-batı uzanışlı Akdağ’ın en yüksek zirve yüksekliği 2271 m.’dir. Yine Akdağ üzerinde Isparta şehrinin 5 km. güneybatısında Pliosen yaşlı volkanik bir kütle ve içindeki yer alan Gölcük isimli küçük bir krater gölü yer alır. Bu göl nedeniyle de buraya Gölcük volkanizması denilmektedir.

Isparta ilindeki en geniş dağ kütlesi de Eğirdir Gölü-Kovada depresyonu ile Beyşehir Gölü arasında yer alan Anamas (Dedegöl) Dağları’dır. Arazi, Paleozoik’de teşekkül ettikten sonra Mesozoik boyunca Tetis jeosenklinalinde kalmış ve Mesozoik sonunda ilk alpin tektonik hareketlere uğramıştır. Miyosen’de subsidansa uğrayarak tekrar deniz tarafından işgal edilmiş, Pliosen ve Kuaterner’de topyekün olarak önemli ölçüde yükselmiştir.Bu yükselme devam etmektedir.

Anamas Dağları, kuzey-kuzeybatı, güney-güneydoğu doğrultuda uzanmaktadır. Dağlar, kuzeyde 300-400 m.lik düzlükten sonra yükselir ve 2000 m.den sonra dalgalı bir düzlük görünümünü alır. Dağın en yüksek yeri 2992 m yükseklikteki Dedegöl Dağı’dır. Dedegöl zirvesi hem Anamas Dağları’nın hem de Batı Toroslar’ın en yüksek noktasıdır. Anamas Dağları’nda en geniş alan kaplayan formasyon Jura-Kretase devrine ait kireç taşlarıdır. Yine Dedegöl Dağı’nda genelde triyas dolomitik kireç taşlarından oluşmuştur. Anamas Dağları da diğer dağlarda olduğu gibi çeşitli mağaralar (Pınargözü, Zindan), lapya, dolin, uvala ve polyeler gibi irili ufaklı karstik şekiller ve glasyal şekillerden de sirkler (Poyraz, Çobankaya) yer almaktadır.

Sütçüler ilçe merkezinin doğusunda Kuyucak Dağları, Gelendost Ovası’nın kuzeyinde, Eğirdir Gölü’nün doğusunda Kirişli Dağı, Eğirdir Gölü’nün güneydoğusunda Dulup Dağı, Beyşehir Gölü’nün kuzeyinde Sürütme ve Kızıldağ'lar bulunmaktadır.

3. PLATOLAR: Isparta ilinde, alüvyal ovalar ile yüksek dağlar arasında akarsular tarafından yarılmış az eğimli, dalgalı düzlüklerin bulunduğu platolar yer almaktadır. İldeki en geniş plato alanı, Kumdanlı Ovası ile Gelendost Ovası’nın kuzey ve kuzeydoğusu ile Sultan Dağları arasında kalan kesimdir. Bu ovalar ile dağlar arasında az eğimli ve dalgalı yüzeylerden oluşan bir etek düzlüğü yer alır. Bu düzlük, Sultan Dağları’ndan gelen Köydere, Oku Çayı, Sücüllü Deresi, Karayer Dere, Harmanaltı Dere, Gökçek Dere, Buzacı Dere, Büğdüz Dere, Özdere ve bu derelerin kolları tarafından parçalanmışlardır. Isparta’da yetiştirilen buğday, arpa gibi tahıl ürünlerinin ve baklagillerden nohut üretiminin en fazla yapıldığı sahalar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bir diğer plato da, Eğirdir-Kovada depresyonunun doğusunda, kuzeyde Yılanlı Dere vadisinin güneyinden başlamak üzere Sütçülerin güney ve doğusuna, Kuyucak Dağlarının batı yamaçlarına kadar uzanan sahadır. Bu saha, Kemer Dere, Gökpınar Dere gibi bazı vadiler tarafından parçalanmıştır.

Bu plato sahasının kuzeyinde, Eğirdir Gölü’nün güneydoğusu ile Anamas Dağları arasında Sarıidris Dere tarafından parçalanmış bir plato daha vardır. Her iki sahada da büyük bir alan orman ve fundalıklarla kaplı olmasına rağmen yer yer kuru tarım alanları ile bulunmaktadır.

İlin batısında Keçiborlu Ovası ile Söğüt Dağları arasında kalan saha da yine plato özelliği göstermektedir. Saha bazı kuru dereler tarafından parçalanmıştır.

4. Mağaralar, Kanyonlar ve Yaylalar: Orta Toroslar’ın batısında yer alan Göller Yöresi içinde bulunan Isparta ilinde, geniş bir alanda yüzeylenen Mesozoik yaşlı kireç taşları, mağara gelişimine en uygun birimleri oluşturmaktadır. Isparta il sınırları içinde MTA tarafından 28 mağaranın etüdü yapılmıştır. Pınargözü, Zindan ve Sorgun mağaraları, bu mağaraların en önemlilerindendir.

Pınargözü Mağarası, Y.Bademli ilçe merkezi yakınında olup, Jura-Kretase yaşlı kireçtaşlarında oluşan bir fay üzerinde gelişmiştir. 1995 yılında yapılan uzun süreli araştırmalar sonucu ancak 16 km.’lik bölümü ölçülmüş olup, sonuna kadar henüz ulaşılamamıştır. İçerisinde büyük bir kaynak çıkmaktadır.

Zindan Mağarası, Aksu ilçe merkezinin 2 km kuzeydoğusunda Aksu vadisi kenarında olup, toplam uzunluğu 760 m.dir. İçerisinde yaz-kış devamlı akan küçük bir dere vardır. Sorgun Mağarası, Aksu ilçesinin 10 km kuzeydoğusunda Sorgun yaylasında yer alır. Uzunluğu 302 m olan mağaranın içinde devamlı akan bir su ve değişik büyüklükte göller yer alır. Isparta ilinde bu mağaralardan başka; Aksu ilçesinde, Gümüşini, Erenler ve Cıv, Sütçüler ilçesinde, Kuz, Taşkapı ve Kadıdeliği, Ş.Karaağaç ilçesinde, Şahne, Salur, Öşekçi ve Güllü mağaralarının yanı sıra diğer ilçelerde de oldukça çok mağara bulunmaktadır.

Köprüçay Kanyonu: Türkiye’nin en uzun kanyonu olup, Sütçüler ilçesinin doğusunda K-G yönlü uzanmaktadır. Aksu ilçesinde başlayıp, Antalya’nın Serik ilçesi üzerinden Akdeniz'e kadar uzanan Köprüçay yaklaşık 50 km uzunluğundadır. Kanyon, Kesme (Sütçüler)-Yeşilbağ (Serik) arasında yaklaşık 20 km.lik kesimi oldukça dar ve derin (800 m) olması nedeniyle oldukça ilginçtir.

Yazılı Kanyon: Sütçüler ilçesinin güneybatısında 10 km uzunluğundadır. Değirmendere çayı vadisi içinden geçerek Karacaören baraj gölüne ulaşır. Kanyonun yan duvarlarında Bizans dönemine ait ibadet yapılan bölümler ve yazılar bulunmaktadır. Bu yazıtlar dolayısıyla kanyona Yazılı Kanyon denilmiştir.

Eğirdir’in güneyinde Camili Yayla, Aksu’nun kuzeyi ve kuzeydoğusunda Eğrigöz ve Sorgun yaylaları, Sütçülerin güneydoğusunda Sanlı Yayla, Kasımlar kasabası yakınındaki Tota Yaylası önemli yayla alanlarıdır. Bu yaylalar gerek bitki örtüsü ve doğal güzellikleri gerekse su kaynakları ve çeşitli ekonomik etkinliklerle oldukça ilgi çeken yörelerdir.

Hidroğrafya Şartları

1. Göller:

Gölcük Gölü: Isparta’nın 5 km güneybatısında, İl merkezine 8 km mesafede bulunan Gölcük, deniz seviyesinden 1300 m yükseklikte olan bir krater gölüdür. Gölün etrafı 150-300 m kadar yükselen ve volkanik küllerle kaplı tepelerle sınırlıdır. Daire şeklindeki gölün çapı 1,5 km, derinliği ise 30 m.yi bulmaktadır. Göl, yağmur ve alttan kaynayan kaynak suları ile beslenmektedir. Gölcük ve çevresinde yapılan çalışmalarda yüzeyleme veren formasyonlar, tortul, ultramatik ve volkanik kayaçlar olmak üzere üç gruba ayrılırlar. Ayrıca gölün suları, çevresindeki kumlu tepelerden sızarak Yakaören Köyü üzerinde Milas mesireliği kaynaklarını ve doğuda Dere mahallesi üstündeki Andır Deresi kaynaklarını oluşturmaktadır. Uzun yıllar şehrin içme suyu bu gölden sağlanmıştır. Şehrin içme suyunun büyük bölümü Eğirdir Gölünden sağlanmasına başlanmasıyla Gölcük’ten içme suyu alımı azaltılmış, su seviyesinin yükselmesi sağlanmıştır. Gölcük 1991 yılında tabiat parkı olarak tescil edilmiştir.

Eğirdir Gölü: Batı Toroslar’ın orta kısmında bulunan Eğirdir Gölü, çevresindeki dağlık sahalar arasında, kuzey-güney doğrultusunda 50 km.lik bir mesafe dahilinde uzanmaktadır. Göl 1.5 ila 16 km genişliğinde olup, en dar yeri Kemer Boğazı diye adlandırılan Kel Tepe burnu ile Belbel Çiftliği arasında kalan kısımdır. 916 m rakımlı olan gölün derinliği 6-13 (16) m arasında değişmektedir. 468 km2 ’lik (1999 İstatistik Yıllığı, DİE.) alanı ile Türkiye’nin dördüncü büyük gölüdür.

Eğirdir ve Kovada Gölleri’nin bulundukları depresyonlar tektonik menşeli polye özelliği göstermektedir. Planhol’e göre Eğirdir ve Kovada çanakları Neojen’den sonra teşekkül etmiş tektonik menşeli küvetlerdir ve karstik olaylarla işlenerek bugünkü şeklini almıştır.

Yağış alanı, 3776 km2 olan gölün, yıl içerisindeki seviye değişimi yağışa bağlı olarak, yağışın fazla olduğu ve dağlar üzerindeki karların eriyerek, göle dökülen akarsuların debilerinin yükseldiği ilkbahar ayları göl seviyesinin yüksek olduğu aylar olup, Mayıs ayında en yüksek seviyeye ulaşır. Yaz aylarında artan buharlaşma, azalan yağışa bağlı olarak göl seviyesinde alçalma başlar. Gölün yıl içindeki seviye oynamaları ortalama 55 cm kadardır.

Eğirdir Gölü, 1955-1956 yıllarında DSİ tarafından gerçekleştirilen proje ile gölün Boğazova’ya açıldığı yere bir regülatör yapılarak, buradan bir kanalla gölün suları Kovada Gölü’ne ulaştırılmıştır. Yine bu kanalla Kovada I-II elektrik santrallerinin su ihtiyacı da karşılanmaktadır.

Eğirdir Gölü’ne bağlı olarak sulamaya açılan, Eğirdir Gölü etrafındaki ovaları iki kısımda toplayabiliriz. Birinci grupta hemen gölün çevresindeki Senirkent, Kumdanlı, Gelendost, Boğazova, Barla ve Bedre ovaları, ikinci grupta ise göle dökülen Yalvaç Dere çevresinde yer alan Yalvaç Ovası ile ayrı bir havzada yer alan Isparta ve Atabey ovaları yer almaktadır.

1970’li yıllardan başlamak üzere DSİ tarafından yapılan ve yapılmakta olan sulama projeleriyle yukarıda belirtilen ovalardaki kuru tarım alanlarının sulu tarım alanlarına dönüştürülmesi sağlanmış ve eskiye oranla çok daha büyük ekonomik gelir elde edilmeye başlanmıştır. 50.000 ha.dan daha fazla alanın sulandığı bu ovalarda başta meyvecilik olmak üzere önemli gelir getiren tarım ürünleri yetiştirilmeye ve buna bağlı olarak da halkın refah seviyesi önemli ölçüde yükselmeye başlamıştır.

Suları hiçbir zaman bulanmayan Eğirdir Gölü’nde ayrıca balıkçılık da yapılmaktadır. Levrek, çiçek, çapak ve ıstakoz gölde bulunan en önemli su ürünleridir.

Kovada Gölü: Boğazova’nın güney ucunda, 10 km uzunluğunda ve 2-3 km genişliğinde bir göldür. Kovada Gölü karstik çöküntülerden meydana gelmiş, oldukça sığ olup, en derin yeri 5-6 m.dir. Eğirdir Gölü’nden gelen fazla sular bir kanalla Kovada Gölü’ne akmaktaydı. Fakat son yıllarda artan su ihtiyacı nedeniyle Eğirdir Gölü’nden kanalla gelen su, Kovada Gölü’ne girmeksizin Kovada Çayı’na verilerek, Kovada I. ve II. santrallerinde kullanılmaktadır. Bu ise gerek gölün gerekse göl çevresinde 1970 yılında ilan edilen Milli Park alanının dengesinin bozulmasına neden olmaktadır. Eğirdir Gölü’nden gelen kanaldan çevresindeki sebze ve meyve bahçelerinin su ihtiyacı giderilmektedir.

Beyşehir Gölü: Batı Toroslar’ın doğu kesiminde kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu Anamas dağlarının doğusunda yine aynı şekilde uzanan Beyşehir Gölü tektonik kökenli bir çukurluğun sularla dolması sonucu oluşmuştur. 656 km2 (1999 İstatistik Yıllığı) alanı ile Türkiye’nin üçüncü büyük gölüdür. Uzunluğu 45 km, genişliği ise 13-25 km arasında değişmektedir. Gölün suları bir gidegen vasıtasıyla kısmen Suğla Gölü’ne geçer.

Diğer göllerde olduğu gibi, Beyşehir Gölü’nden de tarım alanlarının sulanması için faydalanılmaktadır. Eğirdir, Kovada, Beyşehir Gölleri aynı zamanda önemli balıkçılık alanlarıdır. Buralardan kontrollü bir şekilde avlanma yapılmaktadır. Burdur Gölü de Isparta’ya komşu bir göldür. Sularının dışarıya akıntısı olmaması nedeniyle suyu tuzludur. Bu nedenle göl suları kullanılmamaktadır.

2. Barajlar: Bir akarsu yatağında akıntıyı keserek, geride suyu kabartmaya, toplamaya yarayan dayanıklı yapılara baraj denir. Isparta ilinde, dört baraj gölü bulunmaktadır. Bunların üçü (Uluborlu, Yalvaç ve Sorgun) il sınırları içerisinde, biri de Burdur-Isparta il sınırında bulunan Karacaören baraj gölüdür.

Uluborlu Barajı: Uluborlu ilçe merkezinin güneybatısında Pupa Çayı üzerinde kurulmuş kaya dolgu tipinde yapılmış bir barajdır. 110 ha alana sahip olan baraj, 1984 yılında hizmete açılmıştır. Şalgamlık, Karatavuk ve Kuruçay’ın sularının toplanmasıyla oluşmuştur. Toplam hacmi 21.300 hm3 olan baraj, sulama ve taşkın önleme amacıyla inşa edilmiştir. Direk olarak dip savakları sulama kanallarına bağlı olan baraj, Uluborlu ilçesinde oldukça önemli bir tarım alanını sulamaktadır (1882 ha). Burada meyvecilik ön plana çıkmakta ve özellikle kiraz, elma ve vişne bahçeleri sulanmaktadır. F23 Uluborlu barajı ve erozyon kontrolü çalışma.jpg

Yalvaç Barajı: Yalvaç ilçesi Sücüllü kasabasının kuzeyinde Sücüllü (Kuruçay) çayı üzerine 1973 yılında kurulan baraj, esas olarak sulama amacıyla inşa edilmiştir. 83 ha alana ve 8.90 hm3 hacme sahip olan baraj, daha önceleri tamamen kuru tarım yapılan sahada, yaklaşık 2000 ha alanda sulu tarım yapılmasına imkan sağlamıştır.

Sorgun Barajı: Aksu-Yılanlı projesi kapsamında yapılmış olan Sorgun Barajı Aksu ilçe merkezinin kuzeyinde bulunmaktadır. 91 ha alana sahip olan baraj, Sorgun Deresi üzerinde kurulmuştur. Taşkın önleme ve sulama amacıyla inşa edilmiştir. Bu proje ile Aksu-Yılanlı ovasında 3207 ha alan sulanmaktadır.

Karacaören Barajı: Aksu ırmağı üzerinde 1989 yılında inşası tamamlanan baraj, sulama, taşkın önleme ve enerji üretimi amacıyla kurulmuştur. 1234 hm3 hacmi ve 4550 ha toplam alana sahiptir. Toplam alanın 2383 ha.ı Isparta il sınırlarında yer alır. Sütçüler ilçesinin Çandır, Melikler, Şeyhler gibi köylerinin ve çevredeki tarım alanlarının su kaynağı Karacaören baraj gölüdür.

3. Göletler: Gerek Köy Hizmetleri gerekse DSİ tarafından genelde küçük derelerin önü kesilerek inşa edilen göletler vasıtasıyla çevrelerindeki tarım alanlarının sulanması amaçlanmıştır.

4. Akarsular: Isparta’daki akarsular, Aksu ve Köprü Irmağı haricinde genelde yaz aylarında kuru ya da çok az bir şekilde akış gösterirler. Akarsuların debisi en çok yağışlar ve eriyen kar suları nedeniyle kış aylarından başlamak üzere ilkbahar mevsiminde Mart ve nisan Aylarında azami seviyelere ulaşır. Bu aylarda sağanak yağışların etkisiyle sel karakterindedirler.

Suları Eğirdir Gölü’ne dökülen, Senirkent Ovası’nın ortasında akan Pupa Çayı, Sultan Dağları’ndan doğan ve Kumdanlı Ovası’nın içinden akan Köydere (Hoyran), yine kaynaklarını Sultan Dağları’ndan alan Yalvaç üzerinden Gelendost Ovası’nı geçen Özdere, Eğirdir Gölü’nü güneyden besleyen Kocadere en önemli akarsulardır. Yine Isparta ilinde Beyşehir Gölü’ne dökülen en önemli akarsu bir kanal içinde akan ve göle kuzeyden karışan Eğriçay ile Y.Bademli’nin güneyinden göle dökülen Hızar Deresi’dir. Keçiborlu’nun kuzeyinden Burdur Gölü’ne dökülen diğer bir akarsu da Keçiborlu Deresi’dir. Bu derelerden başka yörede yer alan bir çok dere ve çay vardır ki bunlar genellikle belli dönemler dışında kuru karakterdedirler.

Yöredeki bazı akarsular, kış ve ilkbahar aylarında taşkınlar yaparak, tarım alanlarına zarar vermektedir. Örneğin; Pupa Çayı yatağının dar ve sığ olması nedeniyle çiftçiler tarafından çay kenarına seddeler yapıldığı halde taşmakta ve tarım alanları bir süre su altıda kalmaktadır. Normal yatağında aktığı dönemde ise su motorları ile su pompalanarak, tarım alanları sulanmaktadır. Yine Aksu ırmağının kaynağını oluşturan Darı Deresi, Isparta Çayı çevresindeki bahçelikler suya kavuşmaktadır. Isparta ilinde doğduktan sonra sularını Akdeniz’e kadar ulaştıran Aksu ve Köprü Irmağı ise debileri en yüksek akarsulardır. Aksu Irmağı 1343 hm3/yıl; Köprü Irmağı 555 hm3/yıl il çıkışı toplam ortalama akışa sahiptir. Aksu kaynağını Akdağ’dan alan Dereboğazı deresi, Ağlasun Çayı, Kovada Çayı, Değirmen Dere gibi çayları kendine katarak, Karacaören Barajına, oradan da Akdeniz’e ulaşır. Kaynaklarını Anamas Dağları’ndan alan Köprü Irmağı da bir çok çayı alarak, yine Akdeniz’e dökülmektedir.

İklimi

Isparta yöresi, kış aylarında İzlanda alçak basıncının Balkanlar üzerinden ve Orta Akdeniz'e inerek, ılımanlaşmış şeklinden etkilenir. Kış aylarında kuru soğukların sebebi olan Sibirya yüksek basıncı zaman zaman bölgeye kadar sokulmaktadır. Ayrıca kış aylarına geçiş dönemlerinde Kuzey Afrika üzerinden gelen tropikal hava kütlelerinin etkisi gözlenir. Yaz aylarında ise Basra alçak basınç sistemi ve Azor yüksek basınç sisteminin etkili olduğu görülür.

Isparta ili uzun süreli gözlemlerin klimatolojik olarak incelenmesi sonucunda, Akdeniz iklimi ile Orta Anadolu’da yaşanan karasal iklim arasında geçiş bölgesinde yer almaktadır. Bu nedenle il sınırları içinde her iki iklimin özellikleri gözlenir. Akdeniz kıyılarında görülen sıcaklık ve yağış özellikleri ile karasal iklimin düşük sıcaklık ve düşük yağış özellikleri tam olarak gözlenmez. İlin güneyinde (Sütçüler) Akdeniz, kuzeyinde (Ş.Karaağaç, Yalvaç) ise karasal iklimin özellikleri gözlenir.


İl merkezinin uzun yıllar sıcaklık ortalaması 12.0 0C’dir. Yılın en soğuk ayları Ocak-Şubat ayları olup, günlük ortalama sıcaklıkları 1.7-2.7 0C arasındadır. En sıcak aylar olan Temmuz-Ağustos aylarında günlük ortalama sıcaklıkları ise 22.9- 23.2 0C arasındadır. İlde yaşanan en yüksek sıcaklık 28. 07.2000 gününde 38.0 0C, en düşük sıcaklık ise 03.02.1974 gününde ölçülen –21.0 0C’dir. Gün içindeki sıcaklık farkları, yaz aylarında kış aylarına göre daha yüksektir.

İlin ortalama yıllık yağış toplamı 551.8 kg/m2’dir. Yağışların büyük kısmı kış ve bahar aylarında (%72.69) olmaktadır. Yaz ve sonbahar ayları ise oldukça kurak (toplam yağışın %29.31) geçmektedir. Yağışlar genellikle yağmur, kış aylarında ise zaman zaman kar, bahar ve yaz aylarında ise sağanak yağışlar şeklinde gözlenir. İl içindeki yağış dağılımında ise güneyden, kuzeye çıkıldıkça, yıllık yağış toplamları azalmaktadır.

İl coğrafik yapısı nedeniyle dağ-vadi meltemlerinin etkisinde kalmaktadır. Orta Akdeniz üzerinden gelen alçak basınç sistemlerinin önünde güneyli yönlerden kuvvetli rüzgarlar, zaman zaman fırtınalar görülür. Bahar aylarında görülen orajlı kararsızlık yağışlarıyla birlikte kuvvetli rüzgarlar gözlemlenir, uzun yıllar ortalama hızı 2.1 m/sn’dir. Rüzgar hakim yönü ise güneybatıdır. Ortalama fırtınalı günlerin sayısı 4.9, kuvvetli günlerin sayısı ise 51.2 gündür.

Doğal Afetler

Türkiye’nin deprem riski dağılım haritasında genel olarak birinci derecedeki deprem kuşağı üzerinde yer almaktadır Isparta, Isparta-Dinar-Çivril-Uşak deprem hattı üzerindedir (Şekil 5). Sadece Sütçüler ve Y.Bademli ilçelerinde ikinci derece ve Sütçüler’in doğu sınırındaki dar bir alanda üçüncü derece deprem riski taşıyan bir dağılım bulunmaktadır. Ancak bölgesel kırık sistemleri içerisinde aktif oldukları belirlenen faylar yanında, deprem kayıt istasyonlarının yetersizliği nedeniyle yeterli kayıt alınamadığından özellikle Isparta güneyi ve doğusuna ait verilerde eksikler vardır. Deprem kayıtlarına ilişkin veri artışı ile bölgesel yer hareketlerinin ve depremlerin daha sağlıklı izlenmesi mümkün olacaktır.

Isparta ili ve civarında tarih içinde bir çok deprem meydana gelmiştir. 03-05 Mayıs 1875 tarihlerinde 6.9, 02-14 Mayıs 1890 tarihlerinde 5.2, 1901 yılında 6.4 büyüklüğünde çeşitli depremler olmuştur. Bu tarihsel depremler içinde en fazla can kaybı ve hasara neden olanı ise 03 Ekim 1914 tarihinde 7.1 büyüklüğünde meydana gelen depremdir. Bu deprem başta Isparta olmak üzere Burdur, Dinar, Gönen ve Atabey ilçelerinde ve deprem merkezine yakın diğer bir çok yerleşim merkezinde oldukça etkili olmuştur. 1914 depreminde 2000’den fazla kişi ölmüş ve 10.000 civarında aile evsiz kalmıştır.

1914 yılından sonra meydana gelen onlarca depremden bazıları ise; 1925’te 5.9, 1933’te 6.0, 1971’de 5.5, 1995’te 6.0 büyüklüğündeki depremlerdir.

İl sınırları içerisinde çoğunlukla alt tersiyer, neojen ve kuaterner yaşlı denizel veya karasal ince kırıntılı kayaçlardan oluşan killi jeolojik zeminlerinin yaygın olduğu alanlar yanında; sistematik faylar arasında gelişen dik yamaçlı çökelim alanlarında, alanı sınırlayan faylanma yüzeylerinde gelişen birikinti konisi ve alüvyon yelpazeleri üzerinde veya önlerinde kurulmuş bulunan yerleşim alanlarını bekleyen en büyük doğal afet tehlikelerinden biri heyelandır. Senirkent ilçesinde 1995 yılında yaşanan heyelan felaketi ile bir kez daha bu konuda tehlike uyarısı veren yörelerin ve heyelana elverişli zeminlerin belirlenmesi ve önlem alınmasının önemi anlaşılmıştır.

Senirkent ilçesinde 1995 yılında meydana gelen çamur akması (feyezan) sonucunda 74 kişi hayatını kaybetmiştir. Aynı yerde 1996 yılında ikinci kez çamur akması (feyezan) afeti meydana gelmiştir. Bu afetler sonucunda Senirkent ilçe merkezinde toplam 188 afet konutu yapılarak, hak sahiplerine teslim edilmiştir.

Sütçüler ilçesinde 1995 yılında meydana gelen dolu yağması sonucunda 11’i ilçe merkezi, 1’i Yeniköy’de olmak üzere toplam 12 afetzedenin evleri hasar görmüştür. Bayındırlık ve İmar Bakanlığınca 12 afet konutu yatırım programı çerçevesine alınarak, ihale aşamasına gelmiştir. Boğazköy’deki derenin taşması sonucu yolcu taşımacılığı yapan bir otobüsün sele kapılması sonucunda 6 vatandaş hayatını kaybetmiştir.
 
Son düzenleme:

Colinmccay

Yönetici
27 Haz 2009
6,997
11,636
Isparta'da Nüfüs ve Yerleşme

Nüfüs ve Yerleşme Isparta İli, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Konya vilayetine bağlı bir sancak merkezi idi. Cumhuriyet öncesi, Hamit Sancağı adıyla bilinen Isparta İli hakkındaki ilk nüfus bilgileri o dönemde zaman zaman tutulan tahrir defterlerinden elde edilmektedir. Ancak, tahrir defterleri düzenli olarak tutulmadığı ve sadece erkek nüfusun kaydı bulunduğu için elde edilen veriler gerçek nüfus hakkında doğruyu tam olarak yansıtmamaktadır.

sekil43.jpg

Bu dönemde, Hamit Sancağı’nın nüfusu hakkında en geniş bilgileri, 1882 Konya Vilayet Salnamesinden edinmek mümkündür. Bu kayıtlarda, hem dini hem de kadın-erkek nüfusla ilgili veriler bulunmaktadır.

sekil44.jpg

Vital Cuinet ise, ‘‘Turquie D’Asie Geographie Administrative’’ adlı eserinde Hamidabat Sancağı’nın nüfusunu 192.000 olduğunu ve bu nüfusun 17.000’inin Rum-Ortodoks, 600’ünün Ermeni-Grogeryan, 20’sinin Ermeni-Protestan ve 3’ünün de Ermeni-Yahudi olduğunu belirtmektedir. Rum nüfus, Kurtuluş Savaşından sonra yapılan nüfus mübadelesi antlaşması ile Isparta’dan ayrılmıştır.

sekil45.jpg

Salnameye göre, Hamit Sancağının toplam nüfusu 120.661’dir. Bu nüfusun 113.659 kişisi Müslüman, 6.450 kişisi Rum-Ortodoks ve 552 kişisi ise Ermeni-Grogeryan’dır. Rum nüfus, Isparta Merkez, Uluborlu, Eğirdir ve Barla’da, Ermeni nüfus ise sadece Isparta merkezde yaşamaktadır. En çok nüfusa sahip kazalar, Isparta Merkez, Karaağaç ve Yalvaç’tır.

sekil46.jpg

1927-2000 arası nüfus sayım dönemleri esas alındığında Isparta ilinin nüfusu devamlı artış göstermiştir. 1927 yılında 144.804 olan Isparta ilinin nüfusu, 2000 yılında yapılan son sayımda 513.681 olarak tespit edilmiştir. İlde en düşük yıllık nüfus artış hızı %0 0.9 ile 1940-1945 II. Dünya Savaşı döneminde ve %0 6.2 ile 1935-1940 döneminde, en yüksek yıllık nüfus artış hızı ise %0 26.6 ile 1955-1960 dönemi ve %0 25.9 ile 1950-1955 dönemlerinde gerçekleşmiştir. 1990-2000 nüfus sayım dönemlerinde ise nüfus artış hızı %0 16.6’dır. Isparta’da km2’ye düşen kişi sayısı 1927 yılında 17 kişi iken, 2000 yılında 62’ye yükselmiştir. Son 73 yılda Türkiye nüfusu yaklaşık 5 kat artış gösterirken aynı dönemde Isparta ilinin nüfusu 3.5 kat artış göstermiştir.

sekil47.jpg

sekil48.jpg

Isparta ilinde 1927 yılında nüfusun % 25.3’ü şehirde, %74.7’si de köylerde yaşamıştır. 2000 nüfus sayımına göre ise, nüfusun %58.7’si şehirde, %41.3’ünün de köylerde yaşadığı tespit edilmiştir. Bu değerler özellikle 1945 yılından sonra Isparta ili nüfusunun devamlı bir şekilde şehirler lehine geliştiğini ve köylerden şehirlere göçün olduğunu göstermektedir.

sekil49.jpg

Isparta ilinin 2000 yılındaki nüfusu 513.681’dir. Bu nüfusun ilçelere göre dağılışı incelendiğinde, en fazla nüfusa Merkez ve Yalvaç ilçelerinin, en az nüfusa ise Y.Bademli ve Aksu ilçelerinin sahip olduğu görülmektedir. 1990 nüfus sayımına oranla, 2000 yılında Aksu, Eğirdir, Gelendost, Sütçüler ve Y.Bademli ilçelerinin nüfuslarında azalma kaydedilmiştir.

sekil50.jpg

1992 yılında kurulan ve bugün 35.000’ne ulaşan öğrencisi ve öğretim elemanı ile Süleyman Demirel Üniversitesi’nin açılması, Isparta Organize Sanayi Bölgesinin faaliyete geçmesi, Dinar depremi ile bir kısım Dinarlıların Isparta’ya yerleşmesi, Isparta-Antalya karayolunun açılması gibi bir çok gelişmeler Isparta ilinde 1990 yılından sonra nüfusun artmasını sağlamıştır.

sekil51.jpg

Sayım dönemleri itibariyle en önemli yerleşim birimi, Isparta şehridir. Kent merkezinin nüfus yoğunluğu, 1980’de 130, 1985’de 151, 1990’da 238 iken son sayımda ise km2 ye 250 kişi olarak tespit edilmiştir.

2000 nüfus sayımı rakamlarına göre, Isparta ili toplam nüfusunun, 270.782’sini erkek nüfus, 242.899’unu da kadın nüfus oluşturmaktadır. Yani Isparta ili nüfusunun % 52.7’si erkekler, % 47.3’ünü kadınlar meydana getirmektedir.

Isparta ilinde ekonomik faaliyetlere göre istihdam edilen nüfus incelendiğinde; verilen tüm dönemlerde, tarım sektörünün nüfusun yarıdan fazlasını istihdam ettiği görülmektedir. İstihdamda, ikinci olarak hizmet sektörü, üçüncü sektör olarak da sanayi sektörü sıralanmaktadır. 2000 yılında Isparta ilinde toplam 222.337 kişi istihdam edilmiştir. İstihdam edilen nüfusun 126.518’i tarım, 67.466’sı hizmet, 18.532’si sanayi ve 9.752’si de inşaat sektöründe çalışmaktadır.

Isparta ili, 13 ilçe merkezi, 38 belde ve 173 köy yerleşmesi ile toplam 224 yerleşim yerine sahiptir. Ayrıca bu yerleşim yerleri haricinde, 110’dan fazla köy altı yerleşmesi ilin güneyinde eğimin kısa mesafeler dahilinde değiştiği, topoğrafyanın derin vadilerle yarıldığı kesimlerde dikkati çekmektedirler.

Isparta ilinde, yerleşmelerin %70’i 900-1200 m.ler arasında yer seçmiş iken geriye kalan yerleşmelerin hemen hepsi 1200-1500 m.ler arasında bulunmaktadır.

f31.jpg
 

Colinmccay

Yönetici
27 Haz 2009
6,997
11,636
Isparta İlinin İklimi

Isparta yöresi, kış aylarında İzlanda alçak basıncının Balkanlar üzerinden ve Orta Akdeniz'e inerek, ılımanlaşmış şeklinden etkilenir. Kış aylarında kuru soğukların sebebi olan Sibirya yüksek basıncı zaman zaman bölgeye kadar sokulmaktadır. Ayrıca kış aylarına geçiş dönemlerinde Kuzey Afrika üzerinden gelen tropikal hava kütlelerinin etkisi gözlenir. Yaz aylarında ise Basra alçak basınç sistemi ve Azor yüksek basınç sisteminin etkili olduğu görülür.

f10_golcuk_ve_civar_ormanlar.jpg

sekil34.jpg

Isparta ili uzun süreli gözlemlerin klimatolojik olarak incelenmesi sonucunda, Akdeniz iklimi ile Orta Anadolu’da yaşanan karasal iklim arasında geçiş bölgesinde yer almaktadır. Bu nedenle il sınırları içinde her iki iklimin özellikleri gözlenir. Akdeniz kıyılarında görülen sıcaklık ve yağış özellikleri ile karasal iklimin düşük sıcaklık ve düşük yağış özellikleri tam olarak gözlenmez. İlin güneyinde (Sütçüler) Akdeniz, kuzeyinde (Ş.Karaağaç, Yalvaç) ise karasal iklimin özellikleri gözlenir.

f24_1_egirdirde_kis.jpg

İl merkezinin uzun yıllar sıcaklık ortalaması 12.0 0C’dir. Yılın en soğuk ayları Ocak-Şubat ayları olup, günlük ortalama sıcaklıkları 1.7-2.7 0C arasındadır. En sıcak aylar olan Temmuz-Ağustos aylarında günlük ortalama sıcaklıkları ise 22.9- 23.2 0C arasındadır. İlde yaşanan en yüksek sıcaklık 28. 07.2000 gününde 38.0 0C, en düşük sıcaklık ise 03.02.1974 gününde ölçülen -21.0 0C’dir. Gün içindeki sıcaklık farkları, yaz aylarında kış aylarına göre daha yüksektir.

f24.jpg

İlin ortalama yıllık yağış toplamı 551.8 kg/m2’dir. Yağışların büyük kısmı kış ve bahar aylarında (%72.69) olmaktadır. Yaz ve sonbahar ayları ise oldukça kurak (toplam yağışın %29.31) geçmektedir. Yağışlar genellikle yağmur, kış aylarında ise zaman zaman kar, bahar ve yaz aylarında ise sağanak yağışlar şeklinde gözlenir. İl içindeki yağış dağılımında ise güneyden, kuzeye çıkıldıkça, yıllık yağış toplamları azalmaktadır.

İl coğrafik yapısı nedeniyle dağ-vadi meltemlerinin etkisinde kalmaktadır. Orta Akdeniz üzerinden gelen alçak basınç sistemlerinin önünde güneyli yönlerden kuvvetli rüzgarlar, zaman zaman fırtınalar görülür. Bahar aylarında görülen orajlı kararsızlık yağışlarıyla birlikte kuvvetli rüzgarlar gözlemlenir, uzun yıllar ortalama hızı 2.1 m/sn’dir. Rüzgar hakim yönü ise güneybatıdır. Ortalama fırtınalı günlerin sayısı 4.9, kuvvetli günlerin sayısı ise 51.2 gündür.
f24_1_egirdirde_kis.jpg
 

Colinmccay

Yönetici
27 Haz 2009
6,997
11,636
Isparta'daki Tarımsal Faaliyetler

Arazi Bölünüşü: Göller yöresinin merkezi konumundaki Isparta ili, 893.307 ha. yüzölçüme sahiptir. Bu alanın, 353.959 ha.’ı ormanlar, 251.282 ha.’ı tarım arazisi, 81.719 ha.’ı da çayır-mera alanları ile % 77’si tarımsal açıdan kullanılan alanlardan oluşurken, 70.156 ha.’ı su yüzeyleri, 136.191 ha.’ı da diğer tarım dışı alanlardan oluşmaktadır. Isparta ilinin arazi yapısı, oldukça dağlık ve engebeli olmasına karşılık önemli tatlı su kaynaklarının ve küçüklü büyüklü bir çok verimli ovanın bir araya toplandığı bir özelliğe sahiptir.

2.jpg

Bitkisel Üretim: Isparta ilinin toplam tarım arazisi 251.282 hektardır. Tarım alanlarının % 64’ü kuru, % 36’sı ise sulu tarım arazilerinden oluşmaktadır. 89.601 ha. olan toplam sulu tarım arazisinin, 22.838 ha.’ı Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü, 66.763 ha.’ı ise Devlet Su İşleri tarafından sulamaya açılmıştır. Eğirdir Gölü gibi önemli bir tatlı su kaynağının Isparta ili sınırları içinde bulunması, 1969 yılında Boğazova Sulamasının işletmeye açılmasıyla başlayan sulama işlerinin yaygınlaşmasında büyük bir faktördür. 1967 yılında sadece 23.675 ha. olan sulu tarım arazisi miktarı, gerçekleştirilmiş çeşitli sulama projelerinin işletmeye açılması ile günümüzde 89.601 ha. alanın sulanması sağlanmıştır. Gerek DSİ ve gerekse Köy Hizmetleri tarafından halen inşası devam eden projelerin tamamlanmasıyla sulu tarım arazisi miktarı daha da artırılacaktır. Başta Isparta Ovası olmak üzere Senirkent, Gelendost, Atabey, Gönen, Kumdanlı, Boğazova, Yılanlı, Ş.Karaağaç ve Y.Bademli ovalarında sulama imkanlarının genişlemesi ile daha önce ticari değer taşımayan bir çok ürün günümüzde önemli derecede gelir kaynağı haline gelmiştir.

Isparta ilinin yerüstü su potansiyeli 1775 hm3/yıl, yeraltı su potansiyeli de 91 hm3/yıl olarak hesaplanmıştır. Bunun yararlanabilir kısmı ise; yerüstü suyu olarak 426 hm3/yıl, yeraltı suyu olarak 91 hm3/yıl olmak üzere toplam 517 hm3/yıl dır. DSİ 18. Bölge Müdürlüğü’nce önceki yıllarda tamamlanarak hizmete açılmış başlıca sulama projeleri şunlardır: Eğirdir Gölü’nden; Atabey projesi (14.795 ha.), Boğazova projesi (2.500 ha.), Hoyran projesi (3.269 ha.), Senirkent projesi (9.946 ha.), Gelendost projesi (4.966 ha.), Barla projesi (367 ha.), Pupa Çayı’ndan; Uluborlu projesi (1.882 ha.), Aksu Çayı’ndan; Aksu-Yılanlı projesi (3.207 ha.), Sücüllü deresinden; Yalvaç projesi (2.062 ha.) ve Beyşehir Gölü’nden Ş.Karaağaç (13.873 ha.) ve Y.Bademli projeleri (2.851 ha.).

F1atabey.jpg

Isparta ilini karakterize eden zirai faaliyetler içinde meyvecilik başta gelmektedir. Elma, kiraz, kayısı, vişne ve üzüm yetiştiriciliği meyve ürünleri içinde önemli yere sahiptir. Ülkemizde çok büyük bir oranla başı çeken gül üreticiliği yanında hububat, baklagiller ve endüstri bitkileri de Isparta tarımında önemli bir yer teşkil eder.

6.jpg

7.jpg

8.jpg

Isparta ilinde, 2000 yılında ekilen 136.568 ha. tarla alanından 631.671 ton, 2001 yılında ise 139.749 ha. tarla alanından 618.656 ton ürün elde edilmiştir. 2001 yılında ekilen tarla alanı 136.749 ha., sebze alanı 5.706 ha. ve toplam meyve alanı ise 29.467 ha.dır. Tarla alanlarının büyük bir kısmı buğday, arpa ve nohut alanlarından oluşmuştur. Bu üç ürünün 2001 yılı ekim alanları toplamı 114.675 ha. ve bu ürünlerden elde edilen üretim ise 241.756 tondur.

Isparta ilinde en fazla ekimi yapılan ürünler, tahıl ürünlerinden buğday ve arpa ile baklagillerden nohuttur. 2002 yılında 53.598 ha. alana buğday ekilmiş, 132.328 ton buğday; 35.295 ha. alana arpa ekilmiş 99.185 ton arpa ve 28.208 ha. alana nohut ekilmiş 24.473 ton nohut elde edilmiştir.

3.jpg

4.jpg

a) Elma ve Kiraz Yetiştiriciliği: Ülkemizdeki elma ve kiraz üretiminin önemli bir kısmı ilden karşılanmaktadır. 1999 yılında Eğirdir-Gelendost-Atabey-Senirkent İlçeleri başta olmak üzere ildeki 160.310 da. alanda 2.584.172 adet elma ağacından 514.480 ton, 2000 yılında 161.210 da. alanda 2.624.830 adet elma ağacından 490.616 ton ve 2001 yılında 162.570 da. alanda 2.673.810 adet elma ağacından 520.305 ton ürün elde edilmiştir. Isparta ili, elma üretiminde Türkiye elma üretiminin 1/5’ini sağlamaktadır. 2002 yılında ise 162.570 da. alanda 2.617.130 adet ağaçtan 492.016 ton elma ürünü alınmıştır.

1999 yılında Uluborlu-Senirkent-Atabey-Merkez ve Gelendost İlçeleri başta olmak üzere ilimizden 20.700 da. alanda 323.096 adet kiraz ağacından 15.231 ton, 2000 yılında 20.520 da. alanda 342.600 adet kiraz ağacından 9.334 ton ve 2001 yılında 23.130 da. alanda 360.850 adet kiraz ağacından 15.430 ton ürün elde edilmiştir. 2002 yılında 20.785 dekar alanda 298.050 adet kiraz ağacından 10.785 ton ürün alınmıştır.

Isparta, ülkemizin meyve yetiştiriciliği yönünden özellikle elmada birinci, kiraz yetiştiriciliği yönünden ikinci sırada yer almaktadır. 2002 yılı verilerine göre 16.257 ha. alanda 492.016 ton elma, 2.078 ha. alanda 10.785 ton kiraz, 909 ha. alanda ise 13.825 ton kayısı üretimi olmuştur.

5.jpg

İlin meyveciliğini yönlendirmek üzere 12.07.2001 tarihinde Meyvecilik Tavsiye ve Danışma Kurulu faaliyetlerine başlamıştır. Yapılan çalışmalar sonunda bodur meyveciliğin ilde yaygınlaştırılması amacıyla 9 ilçede toplam 78 dekar örnek bodur meyve bahçesi tesis edilmiştir. Yörede meyveciliğin gelişmesi için Tarım İl Müdürlüğü tarafından yoğun bir şekilde yeni çeşit meyvelerin tanıtımı yapılmaktadır.

b) Gül Yetiştiriciliği: Yağ gülü (rose damascena) Anadolu’ya 1870’li yılların başında Bulgaristan’dan gelen göçmenler tarafından getirilmiştir. Isparta’da ise yağ gülü üretimi 1888 yılında, gülyağı üretimi de 1892 yılında “Müftüzade İsmail Efendi” isimli şahıs tarafından gerçekleştirilmiştir. Müftüzade İsmail Efendi tarafından imbik adı verilen basit ve ilkel kazanlarda üretilmeye başlanan gülyağı uzun yıllar yaygınlaşarak, bu metotla üretilmeye devam edilmiştir. Köy tipi gülyağı üretimi; Atatürk’ün Isparta’ya gelişinde verdiği talimat uyarınca, “İktisat Vekaleti” tarafından modern gülyağı fabrikasının 1935 yılında kurulması sonucu yerini büyük ölçüde sanayi tipi gülyağı üretimine bırakmaya başlamıştır.

Gülbirlik’in 1958 yılında kurduğu İslamköy Gülyağı Fabrikası, 1976 yılında kurduğu diğer gülyağı tesisleri ile Türk gülcülüğü ve gülyağı üretimi şekil değiştirmiştir. Günümüzde köy tipi gülyağı üretimi, yerini tamamen sanayi tipi gülyağı üretimine bırakmıştır. Isparta ili, Türkiye’de özellikle gül yağı ve gül ürünleri üzerine önemli bir merkez haline gelmiştir. Yörede bir çok yerli ve yabancı gül işleme fabrikaları bulunmaktadır. İlde Gülbirlik’e ve özel kuruluşlara ait, 5 adedi büyük olmak üzere toplam 15 adet gül yağı fabrikası bulunmaktadır.

Gülbirlik: Yağ gülü (Rose Damescana) ve gülyağı üretimi 100 yılı aşkın bir süredir Isparta yöresinde gerçekleştirilmektedir. Bu özelliğiyle de Isparta’ya “Güller Diyarı” denilmektedir. Isparta’nın gül ürününü devletin destek ve yardımlarıyla en iyi biçimde değerlendiren Gülbirlik, 1954 yılında 9 kurucu birim kooperatifinin oluşturduğu Kooperatifler Birliği olarak kurulmuştur. Gülbirlik’in halen 6 birim kooperatifi, 8000 üretici ortağı, 5 ayrı yerde kurulu 7 ünite gülyağı tesisi ile 1 ünite gül konkreti tesisi mevcuttur. Gülbirlik mevcut tesislerinde günlük 360 ton gül çiçeği işleyerek, Türk ve Dünya standartlarına uygun gülyağı ve gül konkreti üretimini gerçekleştiren, Türkiye’nin ve dünyanın bu alanda en büyük üretici ve ihracatçı kuruluşudur. Gülbirlik, 45 yılı aşkın bir süredir istikrarlı bir biçimde sağladığı döviz girdisi ile ülkemize, üreticinin ürününü değerlendirmesi ile de yöre halkına ekonomik ve sosyal refah getirmektedir. Halen dünya parfüm ve kozmetik sanayiinin önde gelen kuruluşlarının gülyağı ve gül konkreti ihtiyaçlarını karşılayan Gülbirlik, bu alanda konumunu muhafaza etmekte ve geliştirmektedir. Ayrıca Gülbirlik, 1998 yılı başında kozmetik üretimine de başlamıştır.

Gülyağı: Parfüm ve kozmetik sanayiinin en önemli ve pahalı hammaddelerinden olan gülyağı pembe yağ güllerinin buharlı distilasyon yöntemiyle kaynatılmasıyla üretilir. Dünya standartlarına uygun kalitede gülyağı, deniz seviyesinden 1050 m ve daha fazla yükseklikte yer alan, Isparta ve yöresinde yetiştirilen güllerden elde edilir. Her yıl Mayıs ve Haziran aylarında toplanan güller, hava şartlarının da katkısı sonucu üstün kalitede gülyağı üretiminin gerçekleştirilmesini sağlar.

Gül Konkreti: Fermantasyona uğramamış, rengini ve kendine has yapısını bozmamış son derece taze pembe güllerin extraction metodu ile işlenmesinden elde edilen krem kıvamında, koyu vişne çürüğü rengi görünümünde katı gülyağıdır. Parfüm ve kozmetik sanayiinin hammaddelerinden biri olan absolüt üretiminde kullanılır.

10.jpg

Gülsuyu: Gülyağı üretimi esnasında elde edilen yağlı suyun (mayanın) bire bir oranında damıtılmış, saf temiz ve sıcak su ile karıştırılması sonucunda elde edilen gül kokulu naturel sudur. Naturel olarak üretilen gülsuları defalarca filtreden geçirilerek, şişelere dolumu yapılır ve ambalajlanıp satışa sunulmaktadır. Gülsularının naturel olması, zararlı madde içermemesi nedeniyle bazı yiyecek maddeleri ve tatlılarda aroma olarak, cildi besleyici ve dokuları gerginleştirici özelliği nedeniyle vücut ve makyaj temizliğinde kullanılmaktadır.

Kozmetikler: Ülkedeki en iyi kaliteli ürünlere eş değer formülasyonlarla el ve cilt kremi, el ve vücut losyonu, değişik saç tiplerine yönelik şampuanlar üretilmektedir. Ürünler modern kalite kontrol laboratuarlarında kalite ve sağlık kontrollerinden geçirildikten sonra piyasaya sunulmaktadır. Fabrikalarda üretilen ürün yelpazesi yakın bir gelecekte daha da genişletilmesi amaçlanmaktadır.

Dış Satım: Özellikle Gülbirlik tarafından Fransa, ABD, Japonya, Almanya, İsviçre, Belçika, İngiltere ve Suudi Arabistan olmak üzere, bu ülkelerde bulunan parfüm ve kozmetik sanayiinin önde gelen büyük kuruluş ve müşterilerinin gülyağı ve gül konkreti taleplerini düzenli ve istikrarlı olarak karşılanmaktadır. Gülyağları 1/2 kg, 1 kg, 2 kg, 2/5 kg.lık içi dışı kalaylı bakır kaplar (kumkumalar) içerisinde, gül konkretleri de 5 kg.lık paslanmaz tenekelere konularak, ağızları lehimli biçimde ve orijinal tahta sandıklarda güvenli olarak ihraç edilmektedir.

Isparta, yağ gülü üretimi ve birim miktar gül çiçeğinden elde edilen gülyağı ve konkreti bakımından dünyada ilk sıralarda yer almaktadır.

1999 yılında Merkez-Keçiborlu ve Atabey İlçeleri başta olmak üzere ildeki 18.310 da. alandan 6.204 ton, 2000 yılında 15.870 da. alandan 5.530 ton ve 2001 yılında 19.060 da. alandan 5.811 ton gül çiçeği elde edilmiştir.

1999 yılında üretilen 6.204 ton gül çiçeğinden 1.465 kg gülyağı, 2000 yılında 5.530 ton gül çiçeğinden 1.300 kg gül yağı, 2.250 kg gül konkreti, 2001 yılında 5.811 ton gül çiçeğinden 1.180 kg gül yağı ve 3.383 kg gül konkreti elde edilmiştir. 2002 yılında ise 1.563 ha. alanda 5.827 ton gül çiçeği üretimi gerçekleşmiştir. Gül üretimi 1.185 kg, gül kongrefi üretimi 3.183 kg, gülyağı ihracatı ise 1.151 kg olmuştur.

11.jpg

c) Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği: Türkiye dünyada kekik ihraç eden en önemli ülkelerden birisidir. Dünya kekik ticaretinin % 50’si Türkiye’nin elindedir. Bu ihracatın önemli bir kısmı (%15-20) Isparta yöresinden ve özellikle Sütçüler civarından toplanan kekiklerden karşılanmakta ve önemli kekik türleri bu havzada yer almaktadır.

İlin florasında yoğun olarak bulunan tıbbi ve aromatik bitkiler kontrolsüz ve şiddetli sökümler nedeniyle gün geçtikçe azalmaktadır. Bu nedenle doğadan toplanan türlerin korunması ve kültüre alınması gerektiğinden Tarım İl Müdürlüğü, kekik üretim alanlarının artırılması için 4 yıldan beri yoğun çalışmalar başlatmıştır. Tarım İl Müdürlüğü, tarla şartlarında kekik üretim alanlarının artırılması amacıyla 1998 yılında Demonstratif amaçlı başlayan kekik üretimine 1999 yılından itibaren Tıbbi ve Itri Bitkiler Üretimini Geliştirme Projesiyle hız vermiştir.

Kekik üretimini artırmak amacıyla 2000 yılında İl Özel İdaresince 5 kg İzmir kekiği (Origanum Oniten ) tohumu alınmıştır. Tohumlar Tarım Müdürlüklerinin seralarında üretilerek, Sütçüler, Aksu, Keçiborlu, Merkez Senirkent, Gelendost, Ş.Karaağaç, Atabey ve Y.Bademli İlçelerinde 220 da. alanda kekik tesis edilmeye devam edilmiş ve 2001 yılında 226 da. daha ilave edilerek, ildeki toplam kekik tesis edilen saha 446 dekara yükseltilmiştir.

Tarım İl Müdürlüğü tarafından 2002 yılında üretilen kekik fideleri Sütçüler (Kesme, Kasımlar, Beydilli, Çobanisa, Yukarı ve Aşağıyaylabel) ve Yalvaç (Yarıkkaya, Sağır) köylerinde diktirilerek kekik alanı yaklaşık olarak 1000 dekara çıkarılmıştır.

2001 yılında başta Kıbrıs olmak üzere Mersin, Antalya, Konya ve Burdur İl Tarım Müdürlüklerine talepleri doğrultusunda Tarım İl Müdürlüğü seraları ile Sütçüler ve Aksu İlçelerindeki anlaşmalı çiftçi seralarında üretilen 5.299.500 adet kekik fidesi gönderilmiştir.

Tıbbi ve aromatik bitkiler içerisinde önemli bir yeri bulunan lavanta doğal florada yabani olarak bulunmakla birlikte, Keçiborlu İlçesinde toplam 350 dekar alanda üretim yapılmaktadır.

d) Kesme Çiçekçilik: Ülkemizde kesme çiçek üretiminin neredeyse tamamını gerçekleştiren Antalya İlinde, yaz sezonundaki iklim koşulları nedeniyle çiçek üretimi yapılamamaktadır. Bu nedenle Antalya’daki kesme çiçek üretimi yazın 4-5 ay kesintiye uğramakta, yurt dışı alıcılar bu dönemde başka pazarlara yönelmektedir. Antalya ilindeki bu üretim boşluğunu doldurmak ve çiçek ihracatını 12 aya çıkarmak için Tarım İl Müdürlüğünce yapılan çalışmalar neticesinde; 18 Aralık 1997 tarihinde “Isparta’da Kesme Çiçekçilik ve Seracılık” konulu bir panel düzenlenmiştir. Bu panel Isparta ilinin Antalya’ya yakın oluşu, ilde hava limanının bulunması, çiftçilerin ve kamu oyunun büyük ilgisi nedeni ile, ilin kesme çiçek üretiminin merkezi olabileceği, ancak örtü altında ve örtüsüz şartlarda denenmesi gerektiği sonucunu doğurmuştur. 1998 yılı içerisinde 3 dekarlık alanda deneme amaçlı üretim yapılmış olup, üretilen karanfillerin bir kısmı 5 parti halinde İngiltere ye ihraç edilmiştir.

1999 yılında Spring Field ve Flash Tarım Firması Tarım İl Müdürlüğü iş birliği ile 22 dekar alanda karanfil üretimi yapılmıştır. Üretimin kalite, boy ve renk bazında çok başarılı olması nedeni ile 2000 yılında Antalya Tarım A.Ş. firması, ilin Deregümü köyünde 50 dekarlık alanda çiçek üretimine başlamış, Sprey ve Standart karanfilin yanında, Gysophıla, Solidago ve Aster üretimi de yapılarak yurt dışına ihraç edilmiştir. 300.000 dolar yatırım yapan firma 2001 yılında üretim alanını 30 dekar, 2002 yılında ise üretim alanını 30 dekar daha genişleterek net kapalı alanı 82 dekara çıkarmıştır.

Tarım İl Müdürlüğünün destekleriyle 2002 yılında Çelik Tarım Ltd. Şti. tarafından Yakaören-Deregümü sınırları içerisinde 22 dekarlık net kapalı alanda yatırım yaparak, Isparta’dan ilk defa karanfil ihracatı gerçekleşmiştir. Bu sektörde yaklaşık 250 işçinin çalışması sağlanmıştır.

12.jpg

İldeki kesme çiçekçiliği geliştirmek amacıyla 2003 yılında Sanayi ve Ticaret Bakanlığının destekleriyle Organize Çiçekçilik Sanayi Bölgesi kurulması çalışmalarına devam edilmektedir.

e) Örtü Altı Sebzeciliği: İlde örtü altı sebze yetiştiriciliği çalışmalarına 1998 yılında başlanılmıştır. Aynı yıl içerisinde imalat işçiliği Tarım İl Müdürlüğü tarafından karşılanarak, döner sermaye imkanları ile 10 ilçede 15.072 m2 alana 97 adet sera tesis edilmiştir. Çiftçilerin birim alandan daha kaliteli ürün ve daha fazla gelir elde etmelerini temin amacıyla hibrit tohum ve fide dağıtılmaktadır. Sera üreticilerini bilgilendirmek amacı ile her yıl muhtelif eğitim toplantıları düzenlenmekte, bu toplantılarda ekim-dikim, toprak hazırlığı, üretim tekniği ile ilgili yeni bilgiler aktarılmaktadır.

İlin iklim açısından geçiş bölgesinde yer alması nedeniyle seraların ısıtılması kış aylarında ekonomik olmamaktadır. Bu nedenle seracılık faaliyetleri erken ilkbahar ve geç sonbahar zaman dilimini kapsayacak şekilde planlanmaktadır. Seracılar çiftçi mektupları ve Tarım İl Müdürlüğünün çıkardığı tarım gazetesi vasıtası ile devamlı bilgilendirilmektedirler.

2002 yılı itibariyle ildeki sera varlığı tablodan da görüleceği üzere 413 adede, kapladığı alan ise 117.268 m2’ye ulaşmıştır.

f) Isparta İlinde Uygulanan Bitkisel Üretim Amaçlı Projeler

Yem Bitkisi Yetiştiriciliği Faaliyetleri: İlde hayvancılığın gelişmesi için 1999 yılından 2002 yılına kadar Yem Bitkileri Yetiştiriciliği Projesi kapsamında önemli çalışmalar yapılmıştır.

Muhtelif Teşvik Primi Uygulamaları: 10 Mayıs 2000 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile yürürlüğe giren hayvan varlığının desteklenmesi hakkındaki faaliyetler kapsamında;

2000 yılında Yem Bitkileri Desteklemesi Projesi çerçevesinde 39 proje hazırlanmış ve bu projeler sonucunda üreticilere toplam 13.961.000.000 TL destek sağlanmıştır. 2002 yılı içerisinde ise 3332 baş hayvana sun’i tohumlama yapılarak, 13 milyar 836 milyon TL teşvik primi ödenmiştir. 2002 yılında 4 baş saf ırk sertifikalı ve damızlık belgeli gebe düve satın alan çiftçilere 1.050.000.000 TL teşvik primi ödenmiştir.

Ayrıca, 2000 yılında sığır besiciliği konularında uygulanan desteklemeler kapsamında 872 çiftçiye 7.925 baş besi hayvanı için 164.047.000.000 TL, 2001 yılında 495 çiftçiye 7.440 baş besi hayvanı için 148.800.000.000 TL prim ödemesi yapılmıştır.

2001 yılında toplam Yem Bitkileri Destekleme Projesinden 240 proje hazırlanmış ve sonucunda 55.268.000.000 TL prim ödenmiş, tatbik edilen 4055 suni tohumlama için hayvanlarına suni tohumlama yaptıran üreticilere 13.316.000.000 TL ödeme yapılmıştır. Ayrıca damızlık belgeli süt sığırcılığı yetiştiriciliği için 11 adet projeye ve 40 gebe düveye 17.272.000.000 TL prim ödemesi yapılmıştır.

Süt hayvancılığının yurt genelinde geliştirilmesine yönelik olarak uygulanan Süt Teşvik primleri nedeniyle 2000 yılında satın alınan 5.886.357 lt. süt için toplam 29.431.000.000 TL, 2001 yılında ise satın alınan 7.896.380 lt. süt için toplam 47.378.000.000 TL destekleme primi ödenmiştir. 2002 yılında soy kütüğüne kayıtlı işletmelerin süt üretimine 20.000 TL/lt diğer normal işletmelerin süt üretimine 10.000 TL/lt pirim ödemesi yapılmıştır.

Zirai Mücadele ve Veteriner ilaçlarına ait uygulanan destekleme primleri çerçevesinde üreticilerin satın aldığı ilaçlara destekleme yapılmıştır. 1999 yılında 10.780.000.000 TL, 2000 yılında 15.819.000.000 TL ve 2001 yılında 19.649.000.000 TL destekleme primi uygulanmıştır. 2001 yılı sonu itibariyle desteklemeler kaldırılmıştır.

Gübre Destekleme çalışmaları çerçevesinde 1999 yılında kullanılan 30314 ton gübreye 577.270.000.000 TL, 2000 yılında 27.696 ton gübreye 541.506.000.000 TL ve 2001 yılında 21103 ton gübreye 376.044.000.000 TL destekleme primi verilmiştir. 2001 yılı sonu itibariyle bu desteklemeler kaldırılmıştır.

Silaj Üretim Faaliyetleri: Ülkemiz hayvancılığının gelişmesinde girdinin önemi büyüktür. Silaj hem ucuz hem de kaliteli bir girdi olması nedeniyle hayvan yetiştiriciliğinde çok büyük önem arz etmektedir. İl Özel İdaresi imkanları ile 1999 yılında 2 adet dörtlü silaj mısırı ekim mibzeri, 4 adet mısır silaj makinası, 2000 yılında 5 adet mısır slaj makinesi ve 4 adet balya makinesi satın alınmış olup, 1999 yılında 3.155 ton, 2000 yılında 7.041 ton, 2001 yılında 3.019 ton ve 2002 yılında da 3.500 ton slaj üretimi yapılmıştır.

Erken Uyarı Sistemi Faaliyetleri: İlde toplam 2.500.000 adet elma ağacından 1.715.000 adedine uyarı ve gözetim hizmeti götürülmüştür. Yerel imkanlarla temin edilen 15 adet bilgisayarlı elektronik erken uyarı cihazları elmacılığın yoğun olduğu 15 yere kurularak, gözetim istasyonları oluşturulmuştur. Bu noktalardaki erken uyarı cihazları ile elde edilen bilgiler sayesinde uyarı ve gözetim hizmetleri yürütülmektedir. Netice itibariyle elmada iç kurdu ve kara lekeye karşı sistemli mücadele içerisine girilerek, bir taraftan daha az masrafla mücadele hizmeti sağlanmış, diğer taraftan çevre kirliliğinin önüne kısmen geçilmiş olunmaktadır.

Çiftçi Kayıt Sistemi Faaliyetleri: Doğrudan Gelir Desteği uygulamasından yararlanmak üzere 2001 yılında İl’e bağlı 224 yerleşim biriminden toplam 34.020 çiftçi başvuru yapmıştır. 824.302.729 dekar tarım alanı için 8.243.027.290.000 TL DGD ödemesi yapılmıştır. 2002 yılında il genelinde 30.950 çiftçi ailesine 1.012.351 dekar arazi için 13.666.742.860.000 TL doğrudan gelir desteği ödenmiştir.

Bitkisel Üretimi Geliştirme Projesi: Bitkisel Üretimi Geliştirme Projesi 3 adet alt projeyi kapsamakta olup, dönem sonu itibariyle 950 dekar hububat ekilişi, 200 dekar tıbbi bitkiler tesisi, 750 dekar sahaya meyvelik tesisi yapılmıştır. Projenin fiziki gerçekleşmesi %100 olmuştur.

Nadas Alanlarının Daraltılması Projesi: Bu proje kapsamında yıl içerisinde yapılan çalışmalar sonucu 13 ilçede 9.251 çiftçi ailesinde 290.200 dekar nohut ekilişi gerçekleştirilerek, sahaların hasat işlemleri tamamlanmış ve 40.700 ton ürün elde edilmiştir. Projenin fiziki gerçekleşmesi % 97’dir.

Çayır Mera Yem Bitkileri ve Hayvancılığı Geliştirme Projesi: Proje kapsamında yonca, korunga, Macar fiğ otları ile slajlık mısır üretimini geliştirmek amacıyla 7 adet alt proje oluşturulmuş, gerekli tohumlar üreticilere dağıtılmış ve çayır mera ıslahına yönelik olarak 525 dekar alanda ıslah çalışmaları yapılmıştır. 965 dekar alanda yonca, 1.730 dekar alanda korunga, 2.710 dekar alanda Macar fiğ ve 1.545 dekar alanda silajlık mısır ekilişi yapılmıştır. Silaj yapımını artırmak amacıyla yapılan çalışmalar çerçevesinde 3.019 ton silaj yapımı gerçekleşmiştir. Projenin gerçekleşmesi %100 olmuştur.

Doğu Anadolu Su Havzası Rehabilitasyon Projesi: Bu proje İlde 1999 yılında, Sütçüler ve Yalvaç İlçelerinin bazı yerlerindeki üreticilerin gelir düzeylerinin yükseltilmesi amaçlanarak uygulanmaya başlanmıştır. Bu iki ilçede suni gübre etki demonstrasyonu konusunda 10 dekar alanda, agronomik paket uygulaması çerçevesinde 10 dekar alanda, yemeklik baklagil demonstrasyonu konusunda 10 dekar alanda, yemlik baklagil demonstrasyonu konusunda 10 dekar alanda ve çok yıllık yem bitkisi demonstrasyonu konusunda 70 dekar alanda çalışmalar yapılmıştır. Kuruda kekik ve arı otu üretimini artırmak maksadı ile 70 dekar alanda üretim yapılmıştır. Proje sahasında 120 baş ineğin suni tohumlaması gerçekleştirilmiştir. Projenin gerçekleşmesi % 70 olmuştur.

Bitki Hastalık ve Zararlıları ile Mücadele Projesi : Bitki Hastalık ve Zararlıları ile Mücadele Projesi kapsamında özellikle elma iç kurdu ve kara leke mücadelesinde kullanılmak üzere, ilde 15 adet istasyonda elektronik erken uyarı cihazı çalışmaktadır. 1.715.000 adet elma ağaçta tahmin, uyarı ve entegre mücadelesi, 500.000 adet ağaçta karaleke mücadelesi ve elma iç kurdu mücadelesi, 50.000 adet şeftalide yaprak kıvırcıklığı mücadelesi, 200.000 adet ağaçta kiraz sineği mücadelesi, 2.330.000 adet meyve ağacında yaprak biti mücadelesi, 2.300.000 adet meyve ağacı akarı (kırmızı örümcek) mücadelesi, 15.000 dekar bağda bağ küllemesi mücadelesi, 900 dekar bağda tahmin ve uyarı sistemi entegre mücadelesi, 6.000 dekar kabakgillerde külleme mücadelesi, 50 dekar (sera) alanda domates mildiyösü, 2.500 dekar (tarla) alanda domates mildiyösü mücadelesi, 2.450 dekar alanda patates böceği mücadelesi, 1.250 m2 alanda sebze fidesi kök çürüklü mücadelesi, 16.000 dekar sebze ve bostanda yaprak biti mücadelesi, 10.000 dekar sebze ve bostanda kırmızı örümcek, 120.000 dekar alanda tarla fareleri mücadelesi, 350.000 dekar hububatta geniş yapraklı yabancı ot mücadelesi, 14 ton hububatta fumigasyon, 250 ton baklagilde fumigasyon, 13 köyde süne zararlılarına karşı sürvey çalışmaları, 6.400 ton buğdayda sürme hastalığı mücadelesi, 1.770 ton ekin kambur böceği (Zabrus) mücadelesi, 13.000 dekar alanda ekin güvesi mücadelesi, 54.900 dekar nohutta yeşil kurt mücadelesi, 11.000 dekar alanda küllerde pas ve yaprak biti mücadelesi ve 4.000 dekar yağ güllerinde koşnil mücadelesi çalışmaları tamamlanmıştır. Projenin gerçekleşmesi % 100 olmuştur.

Kooperatif Sürvey Projesi : Bu proje kapsamında 10 yerleşim biriminde 500 kişiye genel kooperatifçilik eğitimi verilmiştir. Projenin gerçekleşmesi % 95 olmuştur.

Ekolojik Tarımın Yaygınlaştırılması Projesi: Bu proje ile ilin Eğirdir ilçesi Tepeli, Kırıntı, Y.Gökdere ve Balkırı köylerinde ekolojik tarımın anlam ve önemi ile genel ilkeleri konusunda 133 çiftçiye bilgiler verilmiştir. Keçiborlu ilçesinde 4 ayrı çeşit kullanılarak 40.000 adet çilek fidesi geçmiş dönemde 8 dekar sahaya dikilmiş ve ilk ürünlerini (hiçbir ilaç ve gübre kullanılmadan) Mayıs ayında vermiştir. Projenin gerçekleşmesi % 85 olmuştur.

g) Tarımsal Kooperatifler: İlde toplam 130 adet tarımsal amaçlı kooperatif bulunmaktadır. Bunlardan 60 adedi tarımsal kalkınma, 62 adedi sulama, 8 adedi de su ürünleri kooperatifleri olarak faaliyet göstermektedirler. Bunlardan tarımsal kalkınma kooperatifleri kendi aralarında anlaşarak, Isparta Bölgesi Tarım Kooperatifleri Birliği adı altında bir birlik oluşturmuşlardır.

h) Soğuk Hava Depoları: İlin Merkez ve 9 ilçesinde en fazla Eğirdir de olmak üzere toplam 69 adet soğuk hava deposu mevcuttur. Bu işletmelerin toplam kapasitesi 232.265 tondur.

ı) Tarım Ürünleri İhracat Faaliyetleri : İlde 1999 yılında 980.788 kg kuru, 6.174.643 kg yaş olmak üzere toplam 7.155.431 kg tarım ürünü, 2000 yılında 603.541 kg kuru, 2.935.330 kg yaş olmak üzere toplam 3.538.871 kg tarım ürünü ve 2001 yılında 931.547 kg kuru, 6.363.059 kg yaş olmak üzere toplam 7.294.606 kg tarım ürünü, 2002 yılında ise 539.262 kg kuru, 2.585.438 kg yaş tarım ürünü (kiraz, elma, döküntü pamuk, kurutulmuş patlıcan) başta Almanya, Hollanda, İngiltere, İtalya, Mısır ve K.K.T.C. ile Türk Cumhuriyetlerine ihraç edilmiştir.

İlde yeni sektör olarak gelişen karanfil üretiminden 2002 yılında 305.800 adet sprey ve standart karanfil İngiltere, Hollanda, Bulgaristan ülkelerine ihraç edilmiştir. Yıl sonuna kadar yaklaşık 8 milyon dal karanfil üretimi beklenmektedir.

j) Isparta Tarımının Türkiye Tarımındaki Yeri: İlin tarımında ağırlıklı bir yeri olan hububat, şeker pancarı, gül ve meyve tarımının ülke genelinde de ekiliş ve üretim verileri açısından ağırlıklı bir yeri bulunmaktadır.
 

Colinmccay

Yönetici
27 Haz 2009
6,997
11,636
Isparta'daki Tarımsal Faaliyetler

Arazi Bölünüşü: Göller yöresinin merkezi konumundaki Isparta ili, 893.307 ha. yüzölçüme sahiptir. Bu alanın, 353.959 ha.’ı ormanlar, 251.282 ha.’ı tarım arazisi, 81.719 ha.’ı da çayır-mera alanları ile % 77’si tarımsal açıdan kullanılan alanlardan oluşurken, 70.156 ha.’ı su yüzeyleri, 136.191 ha.’ı da diğer tarım dışı alanlardan oluşmaktadır. Isparta ilinin arazi yapısı, oldukça dağlık ve engebeli olmasına karşılık önemli tatlı su kaynaklarının ve küçüklü büyüklü bir çok verimli ovanın bir araya toplandığı bir özelliğe sahiptir.

2.jpg

Bitkisel Üretim: Isparta ilinin toplam tarım arazisi 251.282 hektardır. Tarım alanlarının % 64’ü kuru, % 36’sı ise sulu tarım arazilerinden oluşmaktadır. 89.601 ha. olan toplam sulu tarım arazisinin, 22.838 ha.’ı Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü, 66.763 ha.’ı ise Devlet Su İşleri tarafından sulamaya açılmıştır. Eğirdir Gölü gibi önemli bir tatlı su kaynağının Isparta ili sınırları içinde bulunması, 1969 yılında Boğazova Sulamasının işletmeye açılmasıyla başlayan sulama işlerinin yaygınlaşmasında büyük bir faktördür. 1967 yılında sadece 23.675 ha. olan sulu tarım arazisi miktarı, gerçekleştirilmiş çeşitli sulama projelerinin işletmeye açılması ile günümüzde 89.601 ha. alanın sulanması sağlanmıştır. Gerek DSİ ve gerekse Köy Hizmetleri tarafından halen inşası devam eden projelerin tamamlanmasıyla sulu tarım arazisi miktarı daha da artırılacaktır. Başta Isparta Ovası olmak üzere Senirkent, Gelendost, Atabey, Gönen, Kumdanlı, Boğazova, Yılanlı, Ş.Karaağaç ve Y.Bademli ovalarında sulama imkanlarının genişlemesi ile daha önce ticari değer taşımayan bir çok ürün günümüzde önemli derecede gelir kaynağı haline gelmiştir.

Isparta ilinin yerüstü su potansiyeli 1775 hm3/yıl, yeraltı su potansiyeli de 91 hm3/yıl olarak hesaplanmıştır. Bunun yararlanabilir kısmı ise; yerüstü suyu olarak 426 hm3/yıl, yeraltı suyu olarak 91 hm3/yıl olmak üzere toplam 517 hm3/yıl dır. DSİ 18. Bölge Müdürlüğü’nce önceki yıllarda tamamlanarak hizmete açılmış başlıca sulama projeleri şunlardır: Eğirdir Gölü’nden; Atabey projesi (14.795 ha.), Boğazova projesi (2.500 ha.), Hoyran projesi (3.269 ha.), Senirkent projesi (9.946 ha.), Gelendost projesi (4.966 ha.), Barla projesi (367 ha.), Pupa Çayı’ndan; Uluborlu projesi (1.882 ha.), Aksu Çayı’ndan; Aksu-Yılanlı projesi (3.207 ha.), Sücüllü deresinden; Yalvaç projesi (2.062 ha.) ve Beyşehir Gölü’nden Ş.Karaağaç (13.873 ha.) ve Y.Bademli projeleri (2.851 ha.).

F1atabey.jpg

Isparta ilini karakterize eden zirai faaliyetler içinde meyvecilik başta gelmektedir. Elma, kiraz, kayısı, vişne ve üzüm yetiştiriciliği meyve ürünleri içinde önemli yere sahiptir. Ülkemizde çok büyük bir oranla başı çeken gül üreticiliği yanında hububat, baklagiller ve endüstri bitkileri de Isparta tarımında önemli bir yer teşkil eder.

6.jpg

7.jpg

8.jpg

Isparta ilinde, 2000 yılında ekilen 136.568 ha. tarla alanından 631.671 ton, 2001 yılında ise 139.749 ha. tarla alanından 618.656 ton ürün elde edilmiştir. 2001 yılında ekilen tarla alanı 136.749 ha., sebze alanı 5.706 ha. ve toplam meyve alanı ise 29.467 ha.dır. Tarla alanlarının büyük bir kısmı buğday, arpa ve nohut alanlarından oluşmuştur. Bu üç ürünün 2001 yılı ekim alanları toplamı 114.675 ha. ve bu ürünlerden elde edilen üretim ise 241.756 tondur.

Isparta ilinde en fazla ekimi yapılan ürünler, tahıl ürünlerinden buğday ve arpa ile baklagillerden nohuttur. 2002 yılında 53.598 ha. alana buğday ekilmiş, 132.328 ton buğday; 35.295 ha. alana arpa ekilmiş 99.185 ton arpa ve 28.208 ha. alana nohut ekilmiş 24.473 ton nohut elde edilmiştir.

3.jpg

4.jpg

a) Elma ve Kiraz Yetiştiriciliği: Ülkemizdeki elma ve kiraz üretiminin önemli bir kısmı ilden karşılanmaktadır. 1999 yılında Eğirdir-Gelendost-Atabey-Senirkent İlçeleri başta olmak üzere ildeki 160.310 da. alanda 2.584.172 adet elma ağacından 514.480 ton, 2000 yılında 161.210 da. alanda 2.624.830 adet elma ağacından 490.616 ton ve 2001 yılında 162.570 da. alanda 2.673.810 adet elma ağacından 520.305 ton ürün elde edilmiştir. Isparta ili, elma üretiminde Türkiye elma üretiminin 1/5’ini sağlamaktadır. 2002 yılında ise 162.570 da. alanda 2.617.130 adet ağaçtan 492.016 ton elma ürünü alınmıştır.

1999 yılında Uluborlu-Senirkent-Atabey-Merkez ve Gelendost İlçeleri başta olmak üzere ilimizden 20.700 da. alanda 323.096 adet kiraz ağacından 15.231 ton, 2000 yılında 20.520 da. alanda 342.600 adet kiraz ağacından 9.334 ton ve 2001 yılında 23.130 da. alanda 360.850 adet kiraz ağacından 15.430 ton ürün elde edilmiştir. 2002 yılında 20.785 dekar alanda 298.050 adet kiraz ağacından 10.785 ton ürün alınmıştır.

Isparta, ülkemizin meyve yetiştiriciliği yönünden özellikle elmada birinci, kiraz yetiştiriciliği yönünden ikinci sırada yer almaktadır. 2002 yılı verilerine göre 16.257 ha. alanda 492.016 ton elma, 2.078 ha. alanda 10.785 ton kiraz, 909 ha. alanda ise 13.825 ton kayısı üretimi olmuştur.

5.jpg

İlin meyveciliğini yönlendirmek üzere 12.07.2001 tarihinde Meyvecilik Tavsiye ve Danışma Kurulu faaliyetlerine başlamıştır. Yapılan çalışmalar sonunda bodur meyveciliğin ilde yaygınlaştırılması amacıyla 9 ilçede toplam 78 dekar örnek bodur meyve bahçesi tesis edilmiştir. Yörede meyveciliğin gelişmesi için Tarım İl Müdürlüğü tarafından yoğun bir şekilde yeni çeşit meyvelerin tanıtımı yapılmaktadır.

b) Gül Yetiştiriciliği: Yağ gülü (rose damascena) Anadolu’ya 1870’li yılların başında Bulgaristan’dan gelen göçmenler tarafından getirilmiştir. Isparta’da ise yağ gülü üretimi 1888 yılında, gülyağı üretimi de 1892 yılında “Müftüzade İsmail Efendi” isimli şahıs tarafından gerçekleştirilmiştir. Müftüzade İsmail Efendi tarafından imbik adı verilen basit ve ilkel kazanlarda üretilmeye başlanan gülyağı uzun yıllar yaygınlaşarak, bu metotla üretilmeye devam edilmiştir. Köy tipi gülyağı üretimi; Atatürk’ün Isparta’ya gelişinde verdiği talimat uyarınca, “İktisat Vekaleti” tarafından modern gülyağı fabrikasının 1935 yılında kurulması sonucu yerini büyük ölçüde sanayi tipi gülyağı üretimine bırakmaya başlamıştır.

Gülbirlik’in 1958 yılında kurduğu İslamköy Gülyağı Fabrikası, 1976 yılında kurduğu diğer gülyağı tesisleri ile Türk gülcülüğü ve gülyağı üretimi şekil değiştirmiştir. Günümüzde köy tipi gülyağı üretimi, yerini tamamen sanayi tipi gülyağı üretimine bırakmıştır. Isparta ili, Türkiye’de özellikle gül yağı ve gül ürünleri üzerine önemli bir merkez haline gelmiştir. Yörede bir çok yerli ve yabancı gül işleme fabrikaları bulunmaktadır. İlde Gülbirlik’e ve özel kuruluşlara ait, 5 adedi büyük olmak üzere toplam 15 adet gül yağı fabrikası bulunmaktadır.

Gülbirlik: Yağ gülü (Rose Damescana) ve gülyağı üretimi 100 yılı aşkın bir süredir Isparta yöresinde gerçekleştirilmektedir. Bu özelliğiyle de Isparta’ya “Güller Diyarı” denilmektedir. Isparta’nın gül ürününü devletin destek ve yardımlarıyla en iyi biçimde değerlendiren Gülbirlik, 1954 yılında 9 kurucu birim kooperatifinin oluşturduğu Kooperatifler Birliği olarak kurulmuştur. Gülbirlik’in halen 6 birim kooperatifi, 8000 üretici ortağı, 5 ayrı yerde kurulu 7 ünite gülyağı tesisi ile 1 ünite gül konkreti tesisi mevcuttur. Gülbirlik mevcut tesislerinde günlük 360 ton gül çiçeği işleyerek, Türk ve Dünya standartlarına uygun gülyağı ve gül konkreti üretimini gerçekleştiren, Türkiye’nin ve dünyanın bu alanda en büyük üretici ve ihracatçı kuruluşudur. Gülbirlik, 45 yılı aşkın bir süredir istikrarlı bir biçimde sağladığı döviz girdisi ile ülkemize, üreticinin ürününü değerlendirmesi ile de yöre halkına ekonomik ve sosyal refah getirmektedir. Halen dünya parfüm ve kozmetik sanayiinin önde gelen kuruluşlarının gülyağı ve gül konkreti ihtiyaçlarını karşılayan Gülbirlik, bu alanda konumunu muhafaza etmekte ve geliştirmektedir. Ayrıca Gülbirlik, 1998 yılı başında kozmetik üretimine de başlamıştır.

Gülyağı: Parfüm ve kozmetik sanayiinin en önemli ve pahalı hammaddelerinden olan gülyağı pembe yağ güllerinin buharlı distilasyon yöntemiyle kaynatılmasıyla üretilir. Dünya standartlarına uygun kalitede gülyağı, deniz seviyesinden 1050 m ve daha fazla yükseklikte yer alan, Isparta ve yöresinde yetiştirilen güllerden elde edilir. Her yıl Mayıs ve Haziran aylarında toplanan güller, hava şartlarının da katkısı sonucu üstün kalitede gülyağı üretiminin gerçekleştirilmesini sağlar.

Gül Konkreti: Fermantasyona uğramamış, rengini ve kendine has yapısını bozmamış son derece taze pembe güllerin extraction metodu ile işlenmesinden elde edilen krem kıvamında, koyu vişne çürüğü rengi görünümünde katı gülyağıdır. Parfüm ve kozmetik sanayiinin hammaddelerinden biri olan absolüt üretiminde kullanılır.

10.jpg

Gülsuyu: Gülyağı üretimi esnasında elde edilen yağlı suyun (mayanın) bire bir oranında damıtılmış, saf temiz ve sıcak su ile karıştırılması sonucunda elde edilen gül kokulu naturel sudur. Naturel olarak üretilen gülsuları defalarca filtreden geçirilerek, şişelere dolumu yapılır ve ambalajlanıp satışa sunulmaktadır. Gülsularının naturel olması, zararlı madde içermemesi nedeniyle bazı yiyecek maddeleri ve tatlılarda aroma olarak, cildi besleyici ve dokuları gerginleştirici özelliği nedeniyle vücut ve makyaj temizliğinde kullanılmaktadır.

Kozmetikler: Ülkedeki en iyi kaliteli ürünlere eş değer formülasyonlarla el ve cilt kremi, el ve vücut losyonu, değişik saç tiplerine yönelik şampuanlar üretilmektedir. Ürünler modern kalite kontrol laboratuarlarında kalite ve sağlık kontrollerinden geçirildikten sonra piyasaya sunulmaktadır. Fabrikalarda üretilen ürün yelpazesi yakın bir gelecekte daha da genişletilmesi amaçlanmaktadır.

Dış Satım: Özellikle Gülbirlik tarafından Fransa, ABD, Japonya, Almanya, İsviçre, Belçika, İngiltere ve Suudi Arabistan olmak üzere, bu ülkelerde bulunan parfüm ve kozmetik sanayiinin önde gelen büyük kuruluş ve müşterilerinin gülyağı ve gül konkreti taleplerini düzenli ve istikrarlı olarak karşılanmaktadır. Gülyağları 1/2 kg, 1 kg, 2 kg, 2/5 kg.lık içi dışı kalaylı bakır kaplar (kumkumalar) içerisinde, gül konkretleri de 5 kg.lık paslanmaz tenekelere konularak, ağızları lehimli biçimde ve orijinal tahta sandıklarda güvenli olarak ihraç edilmektedir.

Isparta, yağ gülü üretimi ve birim miktar gül çiçeğinden elde edilen gülyağı ve konkreti bakımından dünyada ilk sıralarda yer almaktadır.

1999 yılında Merkez-Keçiborlu ve Atabey İlçeleri başta olmak üzere ildeki 18.310 da. alandan 6.204 ton, 2000 yılında 15.870 da. alandan 5.530 ton ve 2001 yılında 19.060 da. alandan 5.811 ton gül çiçeği elde edilmiştir.

1999 yılında üretilen 6.204 ton gül çiçeğinden 1.465 kg gülyağı, 2000 yılında 5.530 ton gül çiçeğinden 1.300 kg gül yağı, 2.250 kg gül konkreti, 2001 yılında 5.811 ton gül çiçeğinden 1.180 kg gül yağı ve 3.383 kg gül konkreti elde edilmiştir. 2002 yılında ise 1.563 ha. alanda 5.827 ton gül çiçeği üretimi gerçekleşmiştir. Gül üretimi 1.185 kg, gül kongrefi üretimi 3.183 kg, gülyağı ihracatı ise 1.151 kg olmuştur.

11.jpg

c) Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği: Türkiye dünyada kekik ihraç eden en önemli ülkelerden birisidir. Dünya kekik ticaretinin % 50’si Türkiye’nin elindedir. Bu ihracatın önemli bir kısmı (%15-20) Isparta yöresinden ve özellikle Sütçüler civarından toplanan kekiklerden karşılanmakta ve önemli kekik türleri bu havzada yer almaktadır.

İlin florasında yoğun olarak bulunan tıbbi ve aromatik bitkiler kontrolsüz ve şiddetli sökümler nedeniyle gün geçtikçe azalmaktadır. Bu nedenle doğadan toplanan türlerin korunması ve kültüre alınması gerektiğinden Tarım İl Müdürlüğü, kekik üretim alanlarının artırılması için 4 yıldan beri yoğun çalışmalar başlatmıştır. Tarım İl Müdürlüğü, tarla şartlarında kekik üretim alanlarının artırılması amacıyla 1998 yılında Demonstratif amaçlı başlayan kekik üretimine 1999 yılından itibaren Tıbbi ve Itri Bitkiler Üretimini Geliştirme Projesiyle hız vermiştir.

Kekik üretimini artırmak amacıyla 2000 yılında İl Özel İdaresince 5 kg İzmir kekiği (Origanum Oniten ) tohumu alınmıştır. Tohumlar Tarım Müdürlüklerinin seralarında üretilerek, Sütçüler, Aksu, Keçiborlu, Merkez Senirkent, Gelendost, Ş.Karaağaç, Atabey ve Y.Bademli İlçelerinde 220 da. alanda kekik tesis edilmeye devam edilmiş ve 2001 yılında 226 da. daha ilave edilerek, ildeki toplam kekik tesis edilen saha 446 dekara yükseltilmiştir.

Tarım İl Müdürlüğü tarafından 2002 yılında üretilen kekik fideleri Sütçüler (Kesme, Kasımlar, Beydilli, Çobanisa, Yukarı ve Aşağıyaylabel) ve Yalvaç (Yarıkkaya, Sağır) köylerinde diktirilerek kekik alanı yaklaşık olarak 1000 dekara çıkarılmıştır.

2001 yılında başta Kıbrıs olmak üzere Mersin, Antalya, Konya ve Burdur İl Tarım Müdürlüklerine talepleri doğrultusunda Tarım İl Müdürlüğü seraları ile Sütçüler ve Aksu İlçelerindeki anlaşmalı çiftçi seralarında üretilen 5.299.500 adet kekik fidesi gönderilmiştir.

Tıbbi ve aromatik bitkiler içerisinde önemli bir yeri bulunan lavanta doğal florada yabani olarak bulunmakla birlikte, Keçiborlu İlçesinde toplam 350 dekar alanda üretim yapılmaktadır.

d) Kesme Çiçekçilik: Ülkemizde kesme çiçek üretiminin neredeyse tamamını gerçekleştiren Antalya İlinde, yaz sezonundaki iklim koşulları nedeniyle çiçek üretimi yapılamamaktadır. Bu nedenle Antalya’daki kesme çiçek üretimi yazın 4-5 ay kesintiye uğramakta, yurt dışı alıcılar bu dönemde başka pazarlara yönelmektedir. Antalya ilindeki bu üretim boşluğunu doldurmak ve çiçek ihracatını 12 aya çıkarmak için Tarım İl Müdürlüğünce yapılan çalışmalar neticesinde; 18 Aralık 1997 tarihinde “Isparta’da Kesme Çiçekçilik ve Seracılık” konulu bir panel düzenlenmiştir. Bu panel Isparta ilinin Antalya’ya yakın oluşu, ilde hava limanının bulunması, çiftçilerin ve kamu oyunun büyük ilgisi nedeni ile, ilin kesme çiçek üretiminin merkezi olabileceği, ancak örtü altında ve örtüsüz şartlarda denenmesi gerektiği sonucunu doğurmuştur. 1998 yılı içerisinde 3 dekarlık alanda deneme amaçlı üretim yapılmış olup, üretilen karanfillerin bir kısmı 5 parti halinde İngiltere ye ihraç edilmiştir.

1999 yılında Spring Field ve Flash Tarım Firması Tarım İl Müdürlüğü iş birliği ile 22 dekar alanda karanfil üretimi yapılmıştır. Üretimin kalite, boy ve renk bazında çok başarılı olması nedeni ile 2000 yılında Antalya Tarım A.Ş. firması, ilin Deregümü köyünde 50 dekarlık alanda çiçek üretimine başlamış, Sprey ve Standart karanfilin yanında, Gysophıla, Solidago ve Aster üretimi de yapılarak yurt dışına ihraç edilmiştir. 300.000 dolar yatırım yapan firma 2001 yılında üretim alanını 30 dekar, 2002 yılında ise üretim alanını 30 dekar daha genişleterek net kapalı alanı 82 dekara çıkarmıştır.

Tarım İl Müdürlüğünün destekleriyle 2002 yılında Çelik Tarım Ltd. Şti. tarafından Yakaören-Deregümü sınırları içerisinde 22 dekarlık net kapalı alanda yatırım yaparak, Isparta’dan ilk defa karanfil ihracatı gerçekleşmiştir. Bu sektörde yaklaşık 250 işçinin çalışması sağlanmıştır.

12.jpg

İldeki kesme çiçekçiliği geliştirmek amacıyla 2003 yılında Sanayi ve Ticaret Bakanlığının destekleriyle Organize Çiçekçilik Sanayi Bölgesi kurulması çalışmalarına devam edilmektedir.

e) Örtü Altı Sebzeciliği: İlde örtü altı sebze yetiştiriciliği çalışmalarına 1998 yılında başlanılmıştır. Aynı yıl içerisinde imalat işçiliği Tarım İl Müdürlüğü tarafından karşılanarak, döner sermaye imkanları ile 10 ilçede 15.072 m2 alana 97 adet sera tesis edilmiştir. Çiftçilerin birim alandan daha kaliteli ürün ve daha fazla gelir elde etmelerini temin amacıyla hibrit tohum ve fide dağıtılmaktadır. Sera üreticilerini bilgilendirmek amacı ile her yıl muhtelif eğitim toplantıları düzenlenmekte, bu toplantılarda ekim-dikim, toprak hazırlığı, üretim tekniği ile ilgili yeni bilgiler aktarılmaktadır.

İlin iklim açısından geçiş bölgesinde yer alması nedeniyle seraların ısıtılması kış aylarında ekonomik olmamaktadır. Bu nedenle seracılık faaliyetleri erken ilkbahar ve geç sonbahar zaman dilimini kapsayacak şekilde planlanmaktadır. Seracılar çiftçi mektupları ve Tarım İl Müdürlüğünün çıkardığı tarım gazetesi vasıtası ile devamlı bilgilendirilmektedirler.

2002 yılı itibariyle ildeki sera varlığı tablodan da görüleceği üzere 413 adede, kapladığı alan ise 117.268 m2’ye ulaşmıştır.

f) Isparta İlinde Uygulanan Bitkisel Üretim Amaçlı Projeler

Yem Bitkisi Yetiştiriciliği Faaliyetleri: İlde hayvancılığın gelişmesi için 1999 yılından 2002 yılına kadar Yem Bitkileri Yetiştiriciliği Projesi kapsamında önemli çalışmalar yapılmıştır.

Muhtelif Teşvik Primi Uygulamaları: 10 Mayıs 2000 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile yürürlüğe giren hayvan varlığının desteklenmesi hakkındaki faaliyetler kapsamında;

2000 yılında Yem Bitkileri Desteklemesi Projesi çerçevesinde 39 proje hazırlanmış ve bu projeler sonucunda üreticilere toplam 13.961.000.000 TL destek sağlanmıştır. 2002 yılı içerisinde ise 3332 baş hayvana sun’i tohumlama yapılarak, 13 milyar 836 milyon TL teşvik primi ödenmiştir. 2002 yılında 4 baş saf ırk sertifikalı ve damızlık belgeli gebe düve satın alan çiftçilere 1.050.000.000 TL teşvik primi ödenmiştir.

Ayrıca, 2000 yılında sığır besiciliği konularında uygulanan desteklemeler kapsamında 872 çiftçiye 7.925 baş besi hayvanı için 164.047.000.000 TL, 2001 yılında 495 çiftçiye 7.440 baş besi hayvanı için 148.800.000.000 TL prim ödemesi yapılmıştır.

2001 yılında toplam Yem Bitkileri Destekleme Projesinden 240 proje hazırlanmış ve sonucunda 55.268.000.000 TL prim ödenmiş, tatbik edilen 4055 suni tohumlama için hayvanlarına suni tohumlama yaptıran üreticilere 13.316.000.000 TL ödeme yapılmıştır. Ayrıca damızlık belgeli süt sığırcılığı yetiştiriciliği için 11 adet projeye ve 40 gebe düveye 17.272.000.000 TL prim ödemesi yapılmıştır.

Süt hayvancılığının yurt genelinde geliştirilmesine yönelik olarak uygulanan Süt Teşvik primleri nedeniyle 2000 yılında satın alınan 5.886.357 lt. süt için toplam 29.431.000.000 TL, 2001 yılında ise satın alınan 7.896.380 lt. süt için toplam 47.378.000.000 TL destekleme primi ödenmiştir. 2002 yılında soy kütüğüne kayıtlı işletmelerin süt üretimine 20.000 TL/lt diğer normal işletmelerin süt üretimine 10.000 TL/lt pirim ödemesi yapılmıştır.

Zirai Mücadele ve Veteriner ilaçlarına ait uygulanan destekleme primleri çerçevesinde üreticilerin satın aldığı ilaçlara destekleme yapılmıştır. 1999 yılında 10.780.000.000 TL, 2000 yılında 15.819.000.000 TL ve 2001 yılında 19.649.000.000 TL destekleme primi uygulanmıştır. 2001 yılı sonu itibariyle desteklemeler kaldırılmıştır.

Gübre Destekleme çalışmaları çerçevesinde 1999 yılında kullanılan 30314 ton gübreye 577.270.000.000 TL, 2000 yılında 27.696 ton gübreye 541.506.000.000 TL ve 2001 yılında 21103 ton gübreye 376.044.000.000 TL destekleme primi verilmiştir. 2001 yılı sonu itibariyle bu desteklemeler kaldırılmıştır.

Silaj Üretim Faaliyetleri: Ülkemiz hayvancılığının gelişmesinde girdinin önemi büyüktür. Silaj hem ucuz hem de kaliteli bir girdi olması nedeniyle hayvan yetiştiriciliğinde çok büyük önem arz etmektedir. İl Özel İdaresi imkanları ile 1999 yılında 2 adet dörtlü silaj mısırı ekim mibzeri, 4 adet mısır silaj makinası, 2000 yılında 5 adet mısır slaj makinesi ve 4 adet balya makinesi satın alınmış olup, 1999 yılında 3.155 ton, 2000 yılında 7.041 ton, 2001 yılında 3.019 ton ve 2002 yılında da 3.500 ton slaj üretimi yapılmıştır.

Erken Uyarı Sistemi Faaliyetleri: İlde toplam 2.500.000 adet elma ağacından 1.715.000 adedine uyarı ve gözetim hizmeti götürülmüştür. Yerel imkanlarla temin edilen 15 adet bilgisayarlı elektronik erken uyarı cihazları elmacılığın yoğun olduğu 15 yere kurularak, gözetim istasyonları oluşturulmuştur. Bu noktalardaki erken uyarı cihazları ile elde edilen bilgiler sayesinde uyarı ve gözetim hizmetleri yürütülmektedir. Netice itibariyle elmada iç kurdu ve kara lekeye karşı sistemli mücadele içerisine girilerek, bir taraftan daha az masrafla mücadele hizmeti sağlanmış, diğer taraftan çevre kirliliğinin önüne kısmen geçilmiş olunmaktadır.

Çiftçi Kayıt Sistemi Faaliyetleri: Doğrudan Gelir Desteği uygulamasından yararlanmak üzere 2001 yılında İl’e bağlı 224 yerleşim biriminden toplam 34.020 çiftçi başvuru yapmıştır. 824.302.729 dekar tarım alanı için 8.243.027.290.000 TL DGD ödemesi yapılmıştır. 2002 yılında il genelinde 30.950 çiftçi ailesine 1.012.351 dekar arazi için 13.666.742.860.000 TL doğrudan gelir desteği ödenmiştir.

Bitkisel Üretimi Geliştirme Projesi: Bitkisel Üretimi Geliştirme Projesi 3 adet alt projeyi kapsamakta olup, dönem sonu itibariyle 950 dekar hububat ekilişi, 200 dekar tıbbi bitkiler tesisi, 750 dekar sahaya meyvelik tesisi yapılmıştır. Projenin fiziki gerçekleşmesi %100 olmuştur.

Nadas Alanlarının Daraltılması Projesi: Bu proje kapsamında yıl içerisinde yapılan çalışmalar sonucu 13 ilçede 9.251 çiftçi ailesinde 290.200 dekar nohut ekilişi gerçekleştirilerek, sahaların hasat işlemleri tamamlanmış ve 40.700 ton ürün elde edilmiştir. Projenin fiziki gerçekleşmesi % 97’dir.

Çayır Mera Yem Bitkileri ve Hayvancılığı Geliştirme Projesi: Proje kapsamında yonca, korunga, Macar fiğ otları ile slajlık mısır üretimini geliştirmek amacıyla 7 adet alt proje oluşturulmuş, gerekli tohumlar üreticilere dağıtılmış ve çayır mera ıslahına yönelik olarak 525 dekar alanda ıslah çalışmaları yapılmıştır. 965 dekar alanda yonca, 1.730 dekar alanda korunga, 2.710 dekar alanda Macar fiğ ve 1.545 dekar alanda silajlık mısır ekilişi yapılmıştır. Silaj yapımını artırmak amacıyla yapılan çalışmalar çerçevesinde 3.019 ton silaj yapımı gerçekleşmiştir. Projenin gerçekleşmesi %100 olmuştur.

Doğu Anadolu Su Havzası Rehabilitasyon Projesi: Bu proje İlde 1999 yılında, Sütçüler ve Yalvaç İlçelerinin bazı yerlerindeki üreticilerin gelir düzeylerinin yükseltilmesi amaçlanarak uygulanmaya başlanmıştır. Bu iki ilçede suni gübre etki demonstrasyonu konusunda 10 dekar alanda, agronomik paket uygulaması çerçevesinde 10 dekar alanda, yemeklik baklagil demonstrasyonu konusunda 10 dekar alanda, yemlik baklagil demonstrasyonu konusunda 10 dekar alanda ve çok yıllık yem bitkisi demonstrasyonu konusunda 70 dekar alanda çalışmalar yapılmıştır. Kuruda kekik ve arı otu üretimini artırmak maksadı ile 70 dekar alanda üretim yapılmıştır. Proje sahasında 120 baş ineğin suni tohumlaması gerçekleştirilmiştir. Projenin gerçekleşmesi % 70 olmuştur.

Bitki Hastalık ve Zararlıları ile Mücadele Projesi : Bitki Hastalık ve Zararlıları ile Mücadele Projesi kapsamında özellikle elma iç kurdu ve kara leke mücadelesinde kullanılmak üzere, ilde 15 adet istasyonda elektronik erken uyarı cihazı çalışmaktadır. 1.715.000 adet elma ağaçta tahmin, uyarı ve entegre mücadelesi, 500.000 adet ağaçta karaleke mücadelesi ve elma iç kurdu mücadelesi, 50.000 adet şeftalide yaprak kıvırcıklığı mücadelesi, 200.000 adet ağaçta kiraz sineği mücadelesi, 2.330.000 adet meyve ağacında yaprak biti mücadelesi, 2.300.000 adet meyve ağacı akarı (kırmızı örümcek) mücadelesi, 15.000 dekar bağda bağ küllemesi mücadelesi, 900 dekar bağda tahmin ve uyarı sistemi entegre mücadelesi, 6.000 dekar kabakgillerde külleme mücadelesi, 50 dekar (sera) alanda domates mildiyösü, 2.500 dekar (tarla) alanda domates mildiyösü mücadelesi, 2.450 dekar alanda patates böceği mücadelesi, 1.250 m2 alanda sebze fidesi kök çürüklü mücadelesi, 16.000 dekar sebze ve bostanda yaprak biti mücadelesi, 10.000 dekar sebze ve bostanda kırmızı örümcek, 120.000 dekar alanda tarla fareleri mücadelesi, 350.000 dekar hububatta geniş yapraklı yabancı ot mücadelesi, 14 ton hububatta fumigasyon, 250 ton baklagilde fumigasyon, 13 köyde süne zararlılarına karşı sürvey çalışmaları, 6.400 ton buğdayda sürme hastalığı mücadelesi, 1.770 ton ekin kambur böceği (Zabrus) mücadelesi, 13.000 dekar alanda ekin güvesi mücadelesi, 54.900 dekar nohutta yeşil kurt mücadelesi, 11.000 dekar alanda küllerde pas ve yaprak biti mücadelesi ve 4.000 dekar yağ güllerinde koşnil mücadelesi çalışmaları tamamlanmıştır. Projenin gerçekleşmesi % 100 olmuştur.

Kooperatif Sürvey Projesi : Bu proje kapsamında 10 yerleşim biriminde 500 kişiye genel kooperatifçilik eğitimi verilmiştir. Projenin gerçekleşmesi % 95 olmuştur.

Ekolojik Tarımın Yaygınlaştırılması Projesi: Bu proje ile ilin Eğirdir ilçesi Tepeli, Kırıntı, Y.Gökdere ve Balkırı köylerinde ekolojik tarımın anlam ve önemi ile genel ilkeleri konusunda 133 çiftçiye bilgiler verilmiştir. Keçiborlu ilçesinde 4 ayrı çeşit kullanılarak 40.000 adet çilek fidesi geçmiş dönemde 8 dekar sahaya dikilmiş ve ilk ürünlerini (hiçbir ilaç ve gübre kullanılmadan) Mayıs ayında vermiştir. Projenin gerçekleşmesi % 85 olmuştur.

g) Tarımsal Kooperatifler: İlde toplam 130 adet tarımsal amaçlı kooperatif bulunmaktadır. Bunlardan 60 adedi tarımsal kalkınma, 62 adedi sulama, 8 adedi de su ürünleri kooperatifleri olarak faaliyet göstermektedirler. Bunlardan tarımsal kalkınma kooperatifleri kendi aralarında anlaşarak, Isparta Bölgesi Tarım Kooperatifleri Birliği adı altında bir birlik oluşturmuşlardır.

h) Soğuk Hava Depoları: İlin Merkez ve 9 ilçesinde en fazla Eğirdir de olmak üzere toplam 69 adet soğuk hava deposu mevcuttur. Bu işletmelerin toplam kapasitesi 232.265 tondur.

ı) Tarım Ürünleri İhracat Faaliyetleri : İlde 1999 yılında 980.788 kg kuru, 6.174.643 kg yaş olmak üzere toplam 7.155.431 kg tarım ürünü, 2000 yılında 603.541 kg kuru, 2.935.330 kg yaş olmak üzere toplam 3.538.871 kg tarım ürünü ve 2001 yılında 931.547 kg kuru, 6.363.059 kg yaş olmak üzere toplam 7.294.606 kg tarım ürünü, 2002 yılında ise 539.262 kg kuru, 2.585.438 kg yaş tarım ürünü (kiraz, elma, döküntü pamuk, kurutulmuş patlıcan) başta Almanya, Hollanda, İngiltere, İtalya, Mısır ve K.K.T.C. ile Türk Cumhuriyetlerine ihraç edilmiştir.

İlde yeni sektör olarak gelişen karanfil üretiminden 2002 yılında 305.800 adet sprey ve standart karanfil İngiltere, Hollanda, Bulgaristan ülkelerine ihraç edilmiştir. Yıl sonuna kadar yaklaşık 8 milyon dal karanfil üretimi beklenmektedir.

j) Isparta Tarımının Türkiye Tarımındaki Yeri: İlin tarımında ağırlıklı bir yeri olan hububat, şeker pancarı, gül ve meyve tarımının ülke genelinde de ekiliş ve üretim verileri açısından ağırlıklı bir yeri bulunmaktadır.
 

Colinmccay

Yönetici
27 Haz 2009
6,997
11,636
Isparta'da Hayvancılık

a) Hayvan Varlığı ve Hayvancılık Faaliyetleri: Göller yöresinin merkezi konumundaki Isparta ili, büyükbaş, küçükbaş ve kümes hayvancılığı ile tatlı su balıkçılığının yapıldığı önemli merkezlerden biridir. Isparta ilinde, 2001 yılı itibariyle 70.354 adet büyükbaş hayvan bulunmaktadır. Büyükbaş hayvanların 33.234’ü kültür melezi, 21.905’i saf kültür ve 15.215’i de yerli sığır türlerinden oluşmaktadır. 326.395 olan küçükbaş hayvanların, 168.767’si kıl keçisi ve tiftik keçisi, 157.628’i de koyun türlerinden oluşmaktadır. Et ve süt verimleri düşük olan yerli sığır ırklarının verimliliklerinin artırılması amacıyla yüksek verimli kültür ırkı hayvanlarla tabi ve suni tohumlama yoluyla melezlenerek, ıslah edilmesi çalışmaları devam etmektedir.

Yerli koyun türlerinin ve kıl keçisinin yaygın olarak yetiştirildiği Isparta ilinde, hayvancılık Isparta halkının önemli geçim kaynakları arasında yer almaktadır. Hayvancılık yapılan ve hayvan sayılarının diğer ilçelere göre fazla olduğu ilçeler Yalvaç, Ş.Karaağaç, Senirkent, Merkez ve Sütçüler ilçeleridir. İlde koyun ve keçi yetiştiriciliği daha çok Merkez, Gelendost, Senirkent, Keçiborlu, Ş.Karaağaç ve Yalvaç ilçelerinde yapılırken, keçinin kendine has özelliği sayesinde dağlık ve engebeli alanların oldukça fazla olduğu Sütçüler ve Eğirdir ilçelerinde keçi yetiştiriciliği önemli yer tutmaktadır.

Isparta ilinde hem küçükbaş hayvan sayısında hem de büyükbaş hayvan sayısında giderek bir düşüş görülmektedir. Bu düşüşün nedeni olarak girdi fiyatlarının yüksek olması ve çiftçinin hayvancılıktan yeteri kadar gelir elde edememesinin rolü büyüktür.

Hayvan%20Pazari.jpg

İlde kümes hayvancılığı ve arıcılık faaliyetleri küçük ölçekli aile işletmeciliği şeklinde sürdürülmektedir. Çeşitli nedenlerle, 1997 yılında 225.350 olan tavuk sayısı, 1998 yılında 207.440, 1999 yılında 202.200, 2000 yılında 189.000, 2001 yılında 170.300 ve 2002 yılında da 176.435 olarak devamlı bir düşüş sürecine girmiştir. Toplam 176.435 tavuk bulunan ilde 19.037.000 adet yumurta üretimi yapılmıştır. 2002 yılı itibariyle 153 köyde arıcılık yapılmaktadır. 22.071 arı kovanından toplam 182 ton bal üretilmiştir. Bal üretimi 2001 yılında 159 ton, 2000 yılında 205 ton olarak gerçekleştirilmiştir.

b) Su Ürünleri: Göller yöresinin merkezi konumundaki Isparta ilinde bulunan tatlı su kaynaklarından, su ürünleri avcılığı ve üreticiliği önemli geçim kaynakları arasında yer alır. Özellikle Eğirdir gölü başta olmak üzere ilde bulunan göllerden elde edilen su ürünleri; tatlı su istakozu (Kerevit), tatlı su levreği (Sudak) ve sazandır. Kerevitin tamamı canlı veya konserve olarak, sudak balığının ise bir bölümü fileto ve dondurulmuş gıda olarak Avrupa ülkelerine ihraç edilmektedir.

1986 yılından sonra Eğirdir gölündeki kerevitlerde önlemeyen bir hastalık ortaya çıkmış, hastalığın diğer göllere de sıçramaması için kerevit avcılığı tamamen yasaklanmıştır. Buna rağmen hastalık diğer göllere de sıçramıştır. Hastalığın göllerdeki kerevitler üzerinde yaptığı tahribatın zaman içerisinde giderilmesi ve hastalığın bertaraf edilmesi amacıyla kerevit avcılığı yasağı 2000 yılına kadar devam etmiştir.

Hoyran.jpg

1986 yıllarında 10 milyon doların üzerinde olan su ürünü ihracatı 2001 yılı itibariyle sudak ve kerevit olarak toplam 2-2.5 milyon dolar civarına gerilemiştir. 2001 yılı itibariyle 380.347 kg dondurulmuş sudak balığı ihracatından 1.443.917 $, 201.272 kg kerevit ihracatından ise 892.096 $ elde edilmiştir.

145.jpg

Isparta ilinde göllerden başka akarsu kaynaklarının da elverişliliği sayesinde kültür balıkçılığı da oldukça gelişmiş ve yaygınlaşmıştır. Sayısı yıldan yıla artan ve projelendirilen 34 alabalık tesisi bulunmakta ve bunlardan önemli bir bölümü üretim yapmaktadır. 2001 yılında 356 ton sofralık alabalık üretilmiştir.

c) Hayvancılıkla İlgili Gerçekleştirilen Projeler: Bu proje ile hindi palazı yetiştiriciliğinin geliştirilmesi için 2.179 adet Amerikan Bronzu hindi palazı, civciv üretimini geliştirmek amacıyla 74.970 adet civciv dağıtımı yapılmıştır. Suni tohumlama yolu ile hayvancılığın geliştirilmesi amacıyla Tarım İl Müdürlüğünce 1.957, özel kliniklerce 6.632 olmak üzere toplam 8.589 baş ineğin suni tohumlaması yapılmıştır. Suni tohumlama hizmetlerinde kullanılmak üzere 2.600 doz dondurulmuş sperme alımı gerçekleştirilmiştir.

Hayvancılığın geliştirilmesi projesi çerçevesinde dış kaynaklı hayvancılık projesinin devamı olan süt sığırı işletmelerinde ön soy kütüğü projesi ve soy kütüğü projesi kapsamında aylık kayıt ve kontrol çalışmaları, aile işletmeleri çerçevesinde Isparta Holstein Damızlık Süt Sığırı Yetiştiriciler Birliği bilgisayarlarına kaydedilme işlemleri yapılmaktadır. İlde 2002 yılında salgın hastalıklardan iç ve dış parazitlerden çiftçilerin mevcut hayvanlarını korumak amacıyla Tarım İl Müdürlüğü tarafından 633.874 adet büyük ve küçük baş hayvan aşılanmıştır.

Hayvancılığın geliştirilmesi projesi çerçevesinde kurulan hayvancılık işletmelerindeki muhtelif gelişmelerin takip edilebilmesi için 1999 yılında 1.169, 2000 yılında 1.693, 2001 yılında 30.000 ve 2002 yılında 45.899 baş hayvana kulak küpesi takılmıştır.

İlde üretilen sütlerin değer fiyattan satılması ve muhafaza edilmesi amacıyla 1996 yılında Isparta İli Holstein Irkı Damızlık Süt Sığırı Yetiştiricileri Birliği kurulmuş, Türk -Anafi Süt Sığırcılığı Projesi kapsamındaki işletmeler bu birliğe devredilmiştir. 1996 yılından itibaren Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı bütçesinden sağlanan kaynaklarla süt soğutma tankları tesisleri kurulma çalışmalarına geçilmiş, Isparta Merkezde toplam 9,5 ton, Yalvaç İlçesi Kozluçay Kasabasında da 2 ton kapasiteli süt toplama tankları kurulmuştur. Bu iki noktadan tüketicilere perakende sağlıklı süt satışları sürdürülmektedir.

İlin Milas mevkiinde mülkiyeti İl Özel İdare Müdürlüğüne ait bir adet alabalık üretim tesisi bulunmaktadır. 1985 yılına kadar ildeki Su Ürünleri Bölge Müdürlüğü gözetiminde işletilen bu tesis o tarihten bu yana Tarım İl Müdürlüğü tarafından işletilmektedir. 1990-2000-2001 ve 2002 yıllarında toplam 696.330 adet alabalık yavrusu üretilmiş olup, bu miktarın 633.330 adedi alabalık üreten işletmelere satılmıştır.

Alabalik-Tesisi.jpg

Alabalik.jpg

İlde, Su Ürünleri Üretimini Geliştirme Projesi çerçevesinde faaliyette bulunan toplam 34 adet alabalık işletmesinde kapasite artırımı çalışmaları yapılmaktadır. Ayrıca Su Ürünleri Kirlilik ve Koruma Kontrol Hizmetleri Projesi çerçevesinde su ürünleri kirlenme koruma kontrol çalışması yapılmaktadır.

4342 Sayılı Mera Kanunu Çalışmaları: İlde 13 ilçe merkezi, 37 kasaba ve 174 köy olmak üzere toplam 224 yerleşim birimi mevcuttur. İlde mer’a çalışmaları fiilen 1999 yılında, 12 İlçede mer’a teknik ekipleri oluşturularak çalışmalara başlanılmıştır. 1999, 2000, 2001 ve 2002 yıllarında 207 yerleşim birimine duyuru yapılarak çalışma programına alınmıştır. 2002 yılı Ağustos ayı sonu itibariyle 176’sınde tespit çalışmaları tamamlanmıştır. Kalan 31 yerleşim biriminde tespit çalışmaları devam etmektedir.
 

Colinmccay

Yönetici
27 Haz 2009
6,997
11,636
Isparta'da Ulaşım

Karayolları

İl, Türkiye’nin kuzeyini güneyine bağlayan bir geçiş noktasında olması sebebiyle yoğun bir trafik akışına sahne olmaktadır. Özellikle Antalya’yı Isparta’ya bağlayan Dereboğazı yolunun açılmasıyla ilin kara ulaşımındaki önemi bir kat daha artmıştır. Isparta-Ankara-İstanbul-İzmir yolu ile kuzeye ve batıya, Isparta-Konya yolu ile Doğu ve İç Anadolu Bölgesine, Isparta-Antalya yolu ile de güneye rahat bir ulaşım imkanı bulunmaktadır. İl merkezinin tüm ilçe ve köylerle bağlantısı asfalt yollarladır. Isparta ili karayolları, Karayolları 13. Bölge Müdürlüğü sorumluluğundadır. Isparta-Ankara istikameti Süleyman Demirel Hava Alanı güzergahına kadar olan yol çift yol olup; Isparta-Eğirdir arası çift yol çalışmaları tamamlanmak üzeredir.

1930’lu yıllardan itibaren Isparta’yı Antalya’ya ulaştıracak bir kara yolu yapım fikri yöre halkının tutkusu olmuştur. 1950’li yıllarda kurulan Isparta-Antalya Karayolu Yaptırma Derneğinin girişimleri ile Kapıkaya mevkiinde 10 km.lik orman yolu ve iki tünelin çok az bir kısmında galeri açılmıştır. 1964 yılında yolun karayolları ağına alınması kararlaştırılmış ve proje çalışmaları başlatılmıştır. 1986 yılında yatırım programına giren yolun bir kısmının ihalesi gerçekleştirilmiştir. 1992 yılında güzergahın il yolları ağından Devlet Yolları ağına alınması ile çalışmalara hız verilmiş ve 27 km.lik bölümünün temeli dönemin Başbakanı Süleyman Demirel tarafından atılmıştır. Başbakan, yaptığı konuşmada temel atma gününü “Sevinçten ağlama günü” olarak nitelemiştir. 3 yıl gibi kısa bir sürede bitirilen 138 km olan yolun tamamı 23 Eylül 1995’de asfalt sathi kaplama olarak Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından açılmıştır.

U_5_derebogazi_yolunun_acilisi.jpg

U5_1_isp_ant_derebogazi_yolu.jpg

İlde toplam 352 km devlet yolu, 306 km il yolu ile 2013 km köy yolu bulunmaktadır. Köy yollarının 1280 km.si asfalt, 433 km.si stabilize, 272 km.si tesviyeli ve 27 km.si ham yoldur.

Merkez ilçenin en yakın ilçesine (Atabey) uzaklığı 22 km, en uzak ilçesine (Yenişarbademli) uzaklığı 175 km.dir.

Demiryolları

Demiryollarının toplu taşımacılıktaki önemi gün geçtikçe artmaktadır. Uzun yıllar İzmir-Aydın demiryolunun Isparta’nın içinden geçirilmesi konusunda çalışmalar yapılmış, fakat netice alınamamıştır. 1912 yılında açılan İzmir-Eğirdir yolunun Bozanönü-Isparta arasındaki bölümü 1936 yılında tamamlanarak hizmete açılmıştır. Bugün ilde 890 km uzunluğunda demiryolu ağı bulunmaktadır. Halen İstanbul ve İzmir’e ekspres seferler ile Burdur’a günde karşılıklı 3 sefer olmak üzere mototren (yolcu treni) seferleri yapılmaktadır.

U_6_Egirdir_de_Tren.jpg

U_9.jpg

2002 yılında ekspres taşımacılığında 42.439 yolcu taşınmıştır. Ayrıca 1037 tonu giden ve 6932 tonu gelen olmak üzere toplam 7969 ton yük taşımacılığı yapılmıştır.

U_8.jpg

U_8_1.jpg

Süleyman Demirel Havalimanı

Isparta Havaalanının yapımına 1992 yılında başlanılmıştır. Havaalanı Keçiborlu ilçesi sınırları içerisinde Isparta’ya 28 km, Burdur’a 30 km, Antalya’ya da 140 km uzaklıktadır. Havaalanının temeli 1994 yılında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından atılmış ve 1997 yılında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından açılmıştır. 2.2 milyon m2.lik alanda 3.000 x 45 m2 ebadında pist, 350 x 100 m2 ebadında apron, 240 x 24 m2 ebadında taksirut ile 3.500 m uzunluğunda trapez kesitli beton kaplamalı kuşaklama kanalı ve pist aydınlatma sistemi bulunmaktadır. Yılda 1,5 milyon kişiye hizmet verebilecek kapasitesi bulunmaktadır.

U_11_1_S_D_hava_%20liman.jpg

U_11_S_DEMIREL_HAV_ALANI.jpg
 

Colinmccay

Yönetici
27 Haz 2009
6,997
11,636
Isparta'da Sağlığın Tarihçesi

Cumhuriyet Öncesi

Cumhuriyet öncesi yılların ihmal ve bakımsızlıkları, sağlık personeli ve araç-gerecinin yetersizliği ve özellikle ardı arkası kesilmeyen savaş ve isyanların doğurduğu yoksulluk ve sefalet hali karşısında sağlık hizmetleri yeterli düzeyde yürütülememiştir.

Isparta’nın ilk sağlık teşkilatı, Isparta Belediye Tabipliği olarak 1869 yılında kurulmuştur. 1895 yılında ise Böcüzade Süleyman Sami Efendi’nin Belediye Başkanlığı zamanında bir Belediye Eczanesi açılmıştır. Bu yıllarda Türk Hekim ve Eczacısı bulunmadığı için hizmetler Rum ve Ermeni Doktor ve Eczacılar tarafından yürütülmüştür. Böcüzade Süleyman Sami Efendi, 1908 yılında mebus seçildikten sonra damadı Hüseyin Hüsnü Bey’i eczacı, akrabası Ziya Bey’i de doktor olarak yetişmelerini sağlamış, her ikisi de Isparta’nın ilk Türk Eczacı ve Hekimi olarak Isparta’da görev yapmışlardır.

Isparta’da ilk hastane, Guraba Hastanesi adıyla 1900 yıllında Mutasarrıf Hüsnü Bey tarafından şimdiki Belediye binasının batısındaki Piri Efendi Mezarlığı’nın altındaki yede yaptırılmıştır. Isparta’da 1914’de meydana gelen büyük depremde hastane tamamen yıkılmıştır. Bunun üzerine 1915 yılında Mutasarrıf Hakkı Behiç Bey zamanında, şimdiki Kan Merkezi ve Doğum ve Çocuk Bakımevi Kreşi’nin olduğu yerdeki Bülbül Kahvesi Bahçesi ve Şeyh Aliler 'in bahçesinin birleştiği büyük arsa üzerinde, iki katlı ve 30 yataklı olması planlanan bir Memleket Hastanesi temeli atılmıştır. Savaşlar nedeni ile inşaat, 1922 yılında tamamlanabilmiştir.

1921 yılında Doktor Rafet Bey’in Mutasarrıflığı zamanında ilk Liva İdare Meclisi açılmış, bu suretle Sağlık Müdürlüğü kurularak, Ali Fahrettin Bey ilk Sağlık Müdürü olarak Ankara Hükümeti’nce atanmıştır.

F1_Eski_Memleket_Hastanesi.jpg

1921 yılında, İstiklâl Savaşı sırasında yaralanan ve hastalananlara hizmet etmek üzere, Çay Boyu’nda depremde yıkılmadan kalan evlerden çoğunun kullanılması ile 2000 yataklı geçici bir Asker Hastanesi oluşturulmuştur. Ayrıca 1922 yılında boşaltılan Hükümet Konağı Binası’nda, 500 yataklı bir Hilal-i Ahmer (Kızılay) Hastanesi açılmıştır.

Cumhuriyet öncesi dönemde Isparta ve çevresinde görülen salgın hastalıklardan en önemlisi, 1830 yılında başlayan ve ilk zamanlar günde 200-300 ölüm vakasına neden olan veba salgınıdır. Daha sonra 1917’de uyuz hastalığı ve 1918’de ise bölgedeki muhacirlerde tifüs salgınları görülmüştür. Isparta Sancağı Sıhhiye Müdürü Dr. Besim Zühdü tarafından “Hamidâbad Sancağı (Isparta) Sıhhî-i İçtimâî Coğrafyası” adlı kitabında yazılı olduğu üzere bölgede en çok sıtma, romatizma, verem, frengi, barsak kurtları, guatr, difteri, yaz ishalleri ve “Isparta çürüğü” denen fluorosise bağlı diş hastalıkları tespit edilmiştir.

Bu dönemde doğumlar, Ebe Nine olarak vasıflandırılan yaşlı, cahil ve ehliyetsiz kimselerce yapılmış, pek çok çocuk ve ananın ölümüyle sonuçlanmış, gelişmişliğin göstergesi olan çocuk ölümleri özellikle yaz ishalleri nedeniyle %30-40 gibi korkunç boyutlara ulaşmıştır.

Cumhuriyet Dönemi

Cumhuriyetin ilânı ile yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde bir çok alanda olduğu gibi sağlık alanında da önemli yatırımlar yapılmıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, sürekli ilerleyerek yürütülen sağlık hizmetleri sayesinde halkın sağlık durumunda önemli gelişmeler sağlanmıştır.

Cumhuriyetle birlikte sağlık hizmetleri, 1923-1940 yılları arasında Bakanlık tamimlerine uygun olarak Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğü kontrolünde yürütülmüştür. Bu dönemde merkez ilçede bir Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürü, bir Hükümet Tabibi, bir Belediye Tabibi, Memleket Hastanesi’nde dahiliye ve hariciye mütehassısı olarak iki hekim, ilçelerde birer Hükümet Tabibi, bütün vilayette toplam 13 sağlık memuru ve 6 ebe hizmet vermiştir. Yine bu dönemde Memleket Hastanesi bir takım tadilatlarla genişletilerek, yatak sayısı 50’ye çıkarılmıştır.

Cumhuriyet döneminde Mehmet Emin Bey’in sahip olduğu eczanenin belediyeye devredilmesinden sonra 1924 yılında Isparta’da ilk eczane olarak Şifa Eczanesi, İstanbul Darülfünunu Tıp Medresesi’nden eczacı icazetnamesine sahip olan Muzaffereddin Aytaç tarafından açılmıştır.

F2.jpg

Bu dönemde Eğirdir, Şarkikaraağaç, Yalvaç ve Uluborlu’da sağlık teşkilatları, Hükümet Tabipliği olarak hizmet vermeye başlamıştır. Bu tabiplikler uzun süre kendi binaları olmadığından mahallen temin edilen binalarda hizmet vermişlerdir. Keçiborlu’da ise sağlık hizmeti, ilk defa 1936 yılında Etibank Keçiborlu Kükürt İşletmesi’ne doktor atanması ile başlamıştır. Sütçüler’de her türlü hastalar Eğirdir ve Isparta’daki sağlık kuruluşlarına götürülürken, yörenin 1938 yılında ilçe statüsüne geçmesiyle ilk sağlık teşkilatı kurulmuştur.

Kurtuluş Savaşı yıllarında büyük hizmetler verip, sonradan lağvedilen Isparta Asker Hastanesi, 1939’da tekrar açılmış, 1942-1943 yıllarında 328 No’lu Memleket İçi Hastane adı ile hizmet verip, 2. Dünya Savaşı’nı takiben yine lağvedilmiştir. Yine bu yıllarda bir başka sağlık teşkilatı da 1942 yılında Antalya Sıtma Savaş Başkanlığı’na bağlı olarak kurulan Isparta Sıtma Savaş Tabibliği’dir.

2. Dünya Savaşı’nı takiben 1945 yılında, Hastane Yaptırma Derneği’nin teşebbüsü ile Ispartalıların ayni ve nakdi bağışları toplanarak, 100 yataklı yeni bir hastane yapımına başlanmış ve 1948 yılında tamamlanıp hizmete açılmıştır.

1948 yılında Verem Savaş Derneği tarafından, bir hekim ile anlaşılarak, 6 yıl süre ile haftada 1-2 gün poliklinik hizmeti vermesi sağlanmıştır. Eski Memleket Hastanesi, 1950 yılında tamir edilip, Isparta Verem Hastanesi olarak hizmete açılmıştır.

Keçiborlu’nun 1947’de ilçe olmasını takiben Hükümet Tabipliği kurulmuş, daha önce nahiye iken Sağlık Bakanlığı’na bağlı 1 sağlık memuru ve 1 ebe tarafından verilen hizmetlere böylece tabiplik hizmetleri de eklenmiştir. Hükümet Tabipliği, kendi binası olmadığından vatandaşa ait kiralık binalarda hizmet vermiştir.

1940’lı yıllarda Senirkent Belediyesi’nce tabiplik kadrosu tahsis edilerek Belediye Tabipliği kurulmuştur.

1940 yılında Gönen Köy Enstitüsü’nün açılması ile bu dönemde haftada bir gün hem ders vermek, hem de hastaların muayene ve tedavisi için Isparta Memleket Hastanesi’nden bir doktor görevlendirilerek sağlık hizmeti yürütülmüştür.

Yalvaç’ta 1950 yılında 15 yataklı bir sağlık merkezi hizmete açılmıştır.

Yenişarbademli’de bu dönemde, Köy Enstitüleri’ne bağlı İzmir Kızılçullu Sağlık Okulu’ndan mezun olan 4 sağlık memuru ve Yalvaç’ta sıtma mücadele kursu alan 2 kişi köyde sağlıkla ilgili tüm konularda görev yapmış, bu vesile ile Yenişarbademli ilk defa resmi sağlık görevlilerine kavuşmuştur.

Bu dönemde Isparta ve çevresindeki en önemli sağlık sorunu, özellikle Eğirdir gölü çevresindeki Boğazova ve Bozanönü bölgelerinde görülen ve çok sayıda ölüme neden olan sıtma salgınlarıdır. 1940’lı yılların ortalarında kinin tedavisinin uygulanmaya başlaması ve bataklıkların hendekler açılarak kurutulması sonucu salgının önü alınabilmiştir.

1952-1956 yıllarında, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’nca Devlet Hastanesi bahçesinde, 100 yataklı bir Göğüs Hastanesi inşa edilmiş, 1956’ da Verem Hastanesi bu binaya taşınmıştır.

Bu arada 1954 yılında Memleket Hastanesi, Özel İdare’den Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’na geçerek Isparta Devlet Hastanesi adını almıştır. Hastane 1 hariciye, 1 dahiliye, 1 nisaiye, 1 göz hastalıkları, 1 röntgen uzmanı, 1 eczacı, 7 hemşire, 2 memur, 40 hasta bakıcı ile hizmet vermiştir. 1958 yılında ise Göğüs Hastanesi, Devlet Hastanesi’ne bağlanarak, toplam yatak sayısı 225’e çıkarılmıştır.

F3.jpg

Verem Hastanesi’nin boşalttığı eski Memleket Hastanesi binası 1958 yılında onarılarak, 1958’de 50 yataklı Doğum ve Çocuk Bakımevi olarak hizmete açılmıştır.

2. Dünya Savaşı sonrasında lağvedilen Asker Hastanesi, 1955 yılında 58. Tümen’in kuruluşu ile tekrar açılmış, 1956-1959 yıllarında şimdiki Devlet Hastanesi civarında 200 yataklı bir Asker Hastanesi yapılarak hizmete açılmıştır.

1954’te şu andaki Basın Merkezi’nin olduğu yerdeki bina, Verem Savaş Derneği tarafından kullanılmış, 1958 yılında inşaatı bitirilen kendi binasına taşınarak hizmetini sürdürmektedir.

1958 yılında Isparta’da eksikliği duyulan ana-çocuk sağlığı ve ebelik hizmetlerini temin etmek amacıyla Ana ve Çocuk Sağlığı (AÇS) Merkezi ve ilk olarak 28 öğrencisi ile Köy Ebe Okulu açılmıştır.

1950-1960 yılları Isparta’nın ilçelerinde sağlık teşkilatı ile ilgili yapılanma çalışmaları açısından oldukça hareketli geçmiştir: 1952 yılında Eğirdir eski Hükümet Binası onarılarak, 100 yataklı bir Kemik Hastalıkları Hastanesi’ne dönüştürülmek sureti ile hizmete açılmıştır. Başarılı çalışmaları ile Bakanlığın dikkatini çeken bu birimin genişletilmesine karar verilmiş, devlet-vatandaş işbirliği ile, 1957 yılında 400 yataklı ikinci binanın temeli atılmış, 1958 yılında tamamlanarak yatak sayısı 500’e çıkartılmıştır. Bu branş hastanesinin Türkiye çapında hizmetlerini genişletmesi ile mevcut yatak sayısının da yetersiz kalması üzerine 1959’da 200 yatak ilavesi ile kapasite 700 yatağa yükseltilmiştir.

Senirkent ilçesinde ise 1950-1954 yıllarında devlet-vatandaş işbirliğinin güzel bir örneği sergilenerek tamamlanan 90 yataklı Göğüs Hastanesi binası ve 20 yataklı büyük tip sağlık merkezi hizmete açılmış, daha sonra Devlet Hastanesine dönüştürülerek, yatak kapasitesi 150’ye çıkarılmıştır. Ayrıca Senirkent’in 1952’de ilçe olmasını takiben kurulan Hükümet Tabipliği de bir süre Devlet Hastanesi binasında hizmet vermiştir. Büyükkabaca Kasabasında da 1956 yılında Sağlık Evi yapılarak, sağlık hizmeti verilmiştir.

1954 yılında Şarkikaraağaç ilçesinde Hükümet Tabibi başkanlığındaki dernek çalışmaları ile 25 yataklı 1. Sınıf Sağlık Merkezi hizmete girmiştir.

Yalvaç Sağlık Merkezi, 1954 yılında şu andaki Devlet Hastanesi bahçesinde bulunan binasına taşınarak, hizmet vermeye devam etmiştir.

F19_YALVAC_Devlethastanesinin_halk_katkilariyla_yapilmasi.jpg

Sütçüler’de 1956 yılında 10 yatak kapasiteli bir sağlık merkezi ile 2 daireli lojman inşaatları tamamlanarak, hizmet vermeye başlamıştır.

Uluborlu ilçesinde 1957 yılında 10 yataklı bir sağlık merkezi hizmete girmiştir.

Keçiborlu’da 1957’de 10 yataklı bir sağlık merkezi inşaatının temeli atılmıştır. Ayrıca bu yıllarda ilçenin Aydoğmuş, Senir ve Kılıç kasabalarında da AÇS istasyonları açılarak, sağlık memuru ve ebeler ile sağlık hizmeti verilmiştir.

1957 yılında ilçe statüsüne kavuşan Atabey’de, 1954 yılında kurulan Atabey Hastane Yaptırma Derneği’nin Merkez İlçe ve kendisine bağlı köylerden para ve ayni yardım toplaması ile, 1958 yılında devlet-vatandaş işbirliği sergilenerek, 10 yataklı Sağlık Merkezi yapımına başlanmış, 1960 yılında hizmete girmiştir. Aynı tarihlerde vatandaşın ilaç temininde yaşadığı sorunları gözönünde bulunduran sağlık merkezi tabibi tarafından pazar yerinde bir ecza dolabı açılmıştır.

Gelendost’un 1954’te ilçe olmasını takiben, 10 yataklı bir sağlık merkezi hizmet vermeye başlamıştır.

Isparta Sıtma Savaş Tabipliği, 1960 yılında Antalya Bölge Başkanlığı’ndan ayrılmak sureti ile Burdur ilini de içine alarak, Isparta Sıtma Savaş Bölge Başkanlığı haline getirilmiştir.

1958 tarihi itibari ile ilde hizmet veren eczane sayısı 3’e ulaşmıştır .

F4.jpg

1959 yılında kurulan Isparta Sağlık Tesisleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği’nin çalışmaları ile 1962-1963 yıllarında Devlet Hastanesi’ne bir poliklinik binası, 1968-1969 yıllarında da ana binaya bir kat daha ilave edilmek sureti ile hastaneye modern bir ameliyathane kazandırılmış, yatak adedi de 375’e çıkartılmıştır.

Isparta Köy Ebe Okulu’nun kiralanan 2-3 ahşap evde verimli hizmet vermesi ve Isparta İli Sağlık Tesisleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği’nin toplum sağlığı yönündeki başarılı çalışmaları, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’nın dikkatini çekerek, Isparta’da bir Sağlık Koleji ve müteakiben modern bir Doğum ve Çocuk Bakımevi yapımı 1963 yılı programına alınmıştır.

1966 yılında ebe-hemşire yetiştirmek üzere 200 öğrenci kapasiteli Sağlık Koleji hizmete açılmış, aynı gün temeli atılan Modern Doğum ve Çocuk Bakımevi inşaatı da 1968 yılında tamamlanarak, Doğum ve Çocuk Bakımevi ile Ana-Çocuk Sağlığı Merkezi bu yeni binaya taşınmıştır. Bu şekilde Doğum ve Çocuk Bakımevi’nin yatak kapasitesi 125’e çıkartılmıştır. Ayrıca bu dönemde hizmet veren Ana-Çocuk Sağlığı İstasyonu sayısı 3 bucak ve 39 köyde olmak üzere toplam 42’ye ulaşmıştır.

1968 yılında Isparta il merkezinde 110 yataklı SSK Hastanesi temeli atılmıştır. Yine bu yıllarda mevcut Asker Hastanesi ihtiyaçlarının daha da artacağı gözönünde bulundurularak, 1970 yılında Eğirdir yolunda yeni ve modern bir Askeri Hastane inşa edilmeye başlanmıştır.

Ülkemizin merkezi bir yerinde bulunan Eğirdir Kemik Hastalıkları Hastanesi’ne Türkiye’nin her yerinden gelen hasta sayısının artması üzerine, mevcut hastane kapasitesinin yeterli cevap verememe durumu ile karşı karşıya kalması sonucu, 1970 yılında 1000 yataklı olarak planlanan şimdiki hastane binasının temeli atılmıştır. Ayrıca 1968 yılında Eğirdir Verem Savaş Dispanseri faaliyete geçmiştir.

1963 yılında Yalvaç Sağlık Tesisleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği tarafından Devlet Hastanesi ana binası inşaatına başlanmış, 1968 yılında tamamlanarak, 50 yataklı olarak hizmete açılmıştır. Ayrıca 1969 yılında Yalvaç Verem Savaş Dispanseri faaliyete geçmiştir.

Aksu’da 1965 yılında hastane olarak düşünülen ancak günümüzde sağlık ocağı olarak kullanılan binanın temeli atılmıştır.

1963 yılında Gönen Köy Enstitüsü’ne kadrolu olarak doktor tayin edilmiş, okul sağlık hizmetleri yanı sıra halka da sağlık hizmeti vermiştir.

Keçiborlu’da 5 yıl süren çalışmalar sonucunda, 10 yataklı Sağlık Merkezi inşaatı 1962’de tamamlanarak, sağlık hizmeti vermeye başlamıştır.

Günümüzde Senirkent Sağlık Meslek Lisesi olarak kullanılan bina, Hastane Yaptırma ve Yaşatma Derneği ve Verem Savaş Derneği’nin katkıları ile 1967 yılında tamamlanarak, ilk katı Verem Savaş Dispanseri şeklinde düzenlenmiş ancak personel sıkıntısı nedeni ile 1969’da hizmete başlayabilmiştir.

Şarkikaraağaç ilçesindeki Sağlık Merkezi, 1969 yılında 50 yataklı Devlet Hastanesi haline dönüştürülmüştür.

Yenişarbademli’de bu dönemde Gezici Sağlık Memurluğu teşkil edilmiş, bir de ebe görevlendirilmiştir.

1970 yılında ise İslamköy’de bir AÇS İstasyonu açılmış, önce 1 sağlık memuru, sonra 1 ebe görevlendirilerek, köyün ana-çocuk sağlığı, aşı ve diğer sağlık hizmetleri bu kişilerce yürütülmüştür.

Bu dönemde bulaşıcı hastalıkları kontrol amacı ile alınan numuneler, Hastane Bakteriyoloji Laboratuarı ve Afyon Veteriner Bölge Laboratuarı’nda incelenerek, koruyucu hekimlik hizmetinin kapsamı genişletilmiştir.

1963 tarihi itibarı ile İldeki eczane sayısı 7’ye yükselmiştir.

1972 yılında 4 yıl süren inşaat çalışmaları son bularak, 110 yataklı SSK Hastanesi hizmete açılmış, bu suretle sanayileşmekte olan Isparta’da işçilere verilen sağlık hizmeti de daha düzenli bir yapıya kavuşmuştur. 1971 yılında Isparta sağlık tesislerinde kan ihtiyacı temininde karşılaşılan sıkıntıyı gidermek için bir kan merkezi binası yapımına başlanmış, Ana-Çocuk Sağlığını Koruma Derneği çalışmaları ve vatandaşın bağışları ile tamamlanarak, 1974 yılında hizmete girmiştir.

1972 yılında Devlet Hastanesi bodrum katında bir Halk Sağlığı Laboratuarı açılmış, daha sonra 1975 yılında kan merkezi binasına nakledilerek çalışmalarını burada sürdürmüştür.

1974 yılında Ana-Çocuk Sağlığını Koruma Derneği’nin gayretleri ve halkın bağışları ile Doğum ve Çocuk Bakımevi’ne bir röntgen cihazı alınmış, modern bir Prematüre Servisi ve Aile Planlaması Ünitesi kurulmuştur.

Isparta Ana-Çocuk Sağlığı teşkilatlanmasına hız kazandırılarak, 1974 yılında Isparta Merkez, 9 şube ve 123 Ana Çocuk Sağlığı İstasyonu ile Türkiye’de teşkilatı tamamlanmış tek il olmuştur. Ana-Çocuk Sağlığını Koruma Derneği girişimleri ile devlet-vatandaş işbirliği sağlanarak, 1979’a kadar 13 kasaba ve köyde Ana-Çocuk Sağlığı İstasyonu binaları yaptırılmıştır.

1977 yılı Şubat ayında Askeri Hastane inşaatı da tamamlanarak, hazırda 200, seferde 800 yatak kadrosu ile hizmete açılmıştır.

Ağız ve Diş Sağlığına daha fazla önem verilmesi gereği göz önünde bulundurularak, Ana Çocuk Sağlığını Koruma Derneği çalışmaları ile devlet-vatandaş işbirliği sağlanarak, 1978 yılında Doğum ve Çocuk Bakımevi bünyesinde bir Diş Tedavi ve Protez Merkezi açılmıştır. Merkezin hizmetlerine talebin yoğunlaşması ile yer darlığı problemi ortaya çıkmış, bunun üzerine daha sonra Devlet Hastanesi bünyesine taşınmıştır.

Aksu’daki sağlık hizmet binası inşaatı, 1972 yılında tamamlanarak hizmet vermeye başlamıştır.

Gönen’de 1971 yılında 1 ebe tayin edilerek, geçici bir binada hizmet vermeye başlamıştır. 1974’de Belediye Başkanı başkanlığında kurulan derneğin çabaları ile mülkiyeti Sağlık Bakanlığı’na ait arazi üzerinde, sağlık hizmet binası inşaatına başlanmış, inşaat devlet-vatandaş işbirliği ile 1976’da tamamlanarak hizmete girmiştir.

Yalvaç ilçesinde 1974 yılı içerisinde hastanenin yatak kapasitesi 100’e çıkartılmış, ayrıca röntgen cihazı, narkoz cihazı, ameliyathane teşkilatı, laboratuar gereçleri ve diş malzemeleri sağlanarak hizmet genişletilmiştir.

Isparta Devlet Hastanesi kadrosunun zaman içinde çoğalması ve yeni servisler açılması ile hastane binaları ihtiyaca cevap veremez duruma gelmiştir. Bu gerekçe ile 1980 yılında aynı arsa içerisinde yeni bir hastane binası yapımına başlanarak, 1986 yılında hizmete açılmıştır. Böylece hastanenin yatak kapasitesi 600’e çıkarılmıştır. 1985 yılında açılan Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı Isparta Şubesi’nin çalışmaları ile halkın yardımları sağlanmış ve Devlet Hastanesi’nin 250 yataklı yeni bloğu tefriş edilmiştir.

F5.jpg

Ayrıca yine vakıf şubesinin öncülüğünde, tam teçhizatlı Patoloji ve Odyoloji Laboratuarları kurulmuş, Göz Hastalıkları polikliniğine bir refraktometre alınması sureti ile göz muayenelerinin modern yöntemlerle yapılması sağlanmıştır.

1984 yılında, Doğum ve Çocuk Bakımevi’ndeki Çocuk Kliniği’ne 50 yatak daha ilave edilerek, hastanenin toplam yatak kapasitesi 175’e yükseltilmiştir.

1983-1984 yıllarında Isparta’da sağlık hizmetleri sosyalleştirilmiş, evvelce var olan AÇS İstasyonları bulundukları yerin nüfusuna göre sağlık ocaklarına veya sağlık evlerine dönüştürülmüştür. Ayrıca il merkezinde 1984 yılında Davraz, Gülistan ve Sanayi Sağlık Ocakları, 1985’te Kurtuluş Sağlık Ocağı, 1990’da ise Çünür ve Merkeze bağlı Kuleönü Kasabası Sağlık Ocakları açılmıştır.

1985’te Sıtma Savaş Bölge Başkanlığı lağvedilerek, Sağlık Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar Şubesi’ne bağlı bir birim haline getirilmiştir.

1970-1983 yılları arasında Gevher Nesibe Sağlık Eğitim Enstitüsüne en fazla öğrenci veren Isparta Sağlık Kolejinin adı 1983 yılında değiştirilerek Sağlık Meslek Lisesi olmuştur.

1980’li yıllarda Gelendost’taki Sağlık Merkezi’nin yatak kapasitesi 25’e çıkarılarak, Devlet Hastanesi haline getirilmiştir. Ayrıca ilçeye bağlı Bağıllı Kasabası ve Yenice’de 1986 yılında Sağlık Ocağı Tabiplikleri hizmete açılmıştır.

F6.jpg

Gönen Ana-Çocuk Sağlığı İstasyonu, 1984 yılında Gönen Sağlık Ocağı Tabipliği olarak teşkilatlanmış, bu yıl içinde belediye ve dernek tarafından yapılan sağlık ocağı binası, Sağlık Bakanlığı’na devredilerek kadrolu doktor atanmıştır. Böylece 1985 yılından itibaren Gönen’de poliklinik, laboratuar, aşı ve çevre sağlığı ile ilgili hizmetler düzenli bir şekilde yapılabilir hale gelmiştir. Ayrıca ilçede 1987 yılında tıbbi ilaç ve malzemenin bulunduğu bir eczane açılmıştır.

Keçiborlu Sağlık Merkezi’ne 1985’te alınan EKG cihazı, 1987 yılında alınan bir röntgen cihazı ve hibe edilen ambulans ile sağlık hizmeti kalitesi yükseltilmiştir. Ayrıca bu ilçeye bağlı Senir kasabasında 1983, Aydoğmuş kasabasında ise 1989 yılında Sağlık Ocakları kurulmuştur. Senir’de 1984 yılında 1 minibüs Sağlık Ocağı’na hibe edilmiş, bir de eczane açılmıştır.

Heyelan tehlikesi nedeniyle bir süre durdurulan Eğirdir Kemik Hastalıkları Hastanesi inşaatı, 16 yıl sonra 9 katlı 3 blok halinde tamamlanarak, 1986 yılında hizmete girmiştir.

F7.jpg

Ayrıca Eğirdir ilçesine bağlı Yukarıgökdere’de 1983, Sarıidris’te 1984 ve Barla’da 1985 yıllarında Sağlık Ocağı Tabiplikleri hizmete girmiştir.

Senirkent İlçesi Büyükkabaca kasabasında 1984 yılında bir Sağlık Ocağı açılmıştır.

Sütçüler ilçesinde 1980 yılında Sağrak Köyü Sağlık Evi, 1982 yılında Ayvalıpınar Kasabası Sağlık Ocağı, 1984 yılında Kasımlar Sağlık Ocağı ve 4 daireli lojmanı, 1985 yılında Kesme Kasabası Sağlık Ocağı ve 4 daireli lojmanı yapılarak hizmete açılmıştır.

Aksu’ya bağlı Yakaavşar’da 1983 yılında Sağlık Ocağı hizmete girmiştir.

1987 yılında Şarkikaraağaç Devlet Hastanesi ek binasının, devlet-vatandaş işbirliği ile hizmete açılması sonucu yatak kapasitesi 100’e çıkartılmıştır.

İlçeye bağlı Salur kasabasında Sağlık Ocağı 1983 yılında kiralık bir binada hizmete başlamış, 1987 yılında kendi binasına taşınmıştır. 1985 yılında Çiçekpınar Sağlık Ocağı Belediye’ye ait binada hizmet vermeye başlamıştır.

Çarıksaraylar Sağlık Ocağı 1986 yılında açılmış, 1989’dan itibaren de kendi binasında hizmetine devam etmiştir. Göksöğüt Sağlık Ocağı 1989 yılında hizmete girmiştir.

Yine 1986 yılında Şarkikaraağaç yakınlarında bulunan sedir ağaçları ile ünlü Kızıldağ Mesireliği’nde 4 katlı bir Göğüs Hastalıkları Hastanesi temeli atılmış, devlet-vatandaş işbirliği ile kaba inşaatı tamamlanmıştır.

F17.jpg

Uluborlu ilçesinde Devlet Hastanesi temeli 1984 yılında atılmıştır.

1980-1990 yılları arasında Yalvaç ilçesine bağlı Kumdanlı, Sücüllü, Tokmacık, Körküler, Kozluçay ve Hüyüklü Sağlık Ocakları hizmete girmiştir.

Şarkikaraağaç İlçe İdare Kurulu’nun 1983 yılında almış olduğu kararla Yenişarbademli Belediye Başkanlığı’nın tahsis etmiş olduğu binada, 1984 yılında Yenişarbademli Sağlık Ocağı kurulmuştur.

İlin hekimleri, daha önce Antalya Tabip Odası’na kayıtlı iken Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanlığı’nın 02.11.1983 tarihli kararı ile Antalya Tabip Odası’ndan ayrılarak, Isparta Tabip Odası kurulmuştur. TTB Merkez Konseyi’nin 22.03.1984 tarihli kararı ile Antalya’dan ayrılan Burdur ili hekimlerinin de odaya katılımları ile Isparta - Burdur Tabip Odası adını almıştır.

1991 yılında, Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı Isparta Şubesi'nce, Devlet Hastanesi bünyesinde, modern bir diyaliz ünitesi kurulmuş, ayrıca Bakanlık tarafından bilgisayarlı tomografi cihazı alınarak, radyoloji bölümünde hizmete sokulmuştur.

Isparta Devlet Hastanesi’nde 1998 yılında poliklinik binasının üst katı restore edilerek, göğüs hastalıkları bölümüne tahsis edilmiş, yeni hastane binasının bodrum katında geniş kapasiteli ve modern bir acil servis hizmete açılmıştır.

Yataklı tedavi kurumlarının hizmetlerini genişletme çalışmaları, ilçelerde de yoğunlaştırılarak, 1993 yılında Gelendost’da 50 yataklı, Sütçüler’de 50 yataklı ve Keçiborlu’da 30 yataklı Devlet Hastaneleri yapımına başlanmış tır. Ayrıca 1993 yılında Uluborlu’da 50 yataklı bir Devlet Hastanesi, 1996 yılında Yenişarbademli’de 10 yataklı bir Sağlık Merkezi ve 1998 yılında Yalvaç’ta 50 yataklı bir Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi hizmete açılmıştır. Eğirdir Kemik Hastalıkları Hastanesi eski binasının restorasyon çalışmalarına 2001 yılında başlanarak, 50 yataklı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezine dönüştürülmesi kararlaştırılmış ve çalışmalar 2002 yılı sonunda tamamlanmıştır.

SSK Hastanesi kapasitesinin her geçen gün artan talep karşısında yetersiz kalmaya başlaması üzerine, 1993’te üniversite kampüsü yakınlarında, 200 yataklı yeni bir SSK Hastanesi inşaatı başlatılmış ve 1998’de hizmete açılmıştır. Halen eski ve yeni hastane olarak iki binada faaliyetini sürdürmektedir. Eski hastanede poliklinik, eczane, laboratuar ve röntgen hizmetleri; yeni hastanede yataklı tedavi ve 24 saat acil hizmetleri verilmektedir. Ayrıca Yalvaç’ta SSK’na ait bir dispanser mevcuttur.

F16_SSK_Isparta_Hastanesi.jpg

Türk Diyabet Cemiyeti Isparta Şubesi, 1997’de kurulmuş, 1999’da bir Diyabet Hastanesi projesi hazırlattırmış, 2001 yılında da Dr. Nurettin Soymen tarafından bağışlanan Piri Mehmet Mahallesi’ndeki arsada Göller Bölgesi’nde ilk ve tek olacak olan Diyabet Eğitim, Araştırma ve Tedavi Hastanesi yapımına başlanmıştır.

1991-1992 yıllarında, Dr. Sadık Yağcı tarafından Ana-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması (AÇSAP) Merkezi binası inşa ettirilerek, 1992’de hizmete açılmıştır. AÇSAP Merkezi’nde anne- çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetleri yanı sıra, açılan Evlilik Danışma Merkezi’nde, evlenecek çiftlere danışmanlık hizmeti, Thalasemi Teşhis Merkezi’nde hasta ve taşıyıcıların tespit, takip ve tedavileri konularında danışmanlık hizmetleri verilmektedir.
F8.jpg

1993 yılında AÇSAP Merkezi’nin yanında bir Halk Sağlığı Laboratuarı binası yapılmış, bir süre İl Sağlık Müdürlüğü hizmet binası ve sonra da SDÜ Tıp Fakültesi Dekanlığı binası olarak kullanılmıştır. Bina, 2002’den itibaren Halk Sağlığı Laboratuarı olarak hizmet vermeye devam etmektedir. Halk Sağlığı Laboratuarı’nda su ve gıda numunelerinde bakteriyolojik ve kimyasal tahliller ile dışkıda portör muayeneleri yapılmaktadır.

F9.jpg

1992 yılında Kan Merkezi binası, Kızılay’a tahsis edilmiş, Türkiye’nin 5. Kızılay Kan Merkezi olarak 1992 yılında hizmet vermeye başlamıştır.

F10.jpg

Bünyesinde Sağlık Müdürlüğü hizmet birimi, sağlık ocağı, verem savaş dispanseri ve sosyal tesisleri bulundurması planlanan Sağlık Sitesi inşaatının temeli,1995 yılında atılmıştır. Verem Savaş Derneği’nin de maddi katkıları ile İl Özel İdaresi tarafından yaptırılan Sağlık Sitesi 1997 yılında hizmete açılarak, sitenin zemin katı Verem Savaş Dispanseri’ne tahsis edilmiştir. Ayrıca Eğirdir ve Yalvaç’ta da birer Verem Savaş Dispanseri bulunmakta, tüberküloz taramaları, bağışıklama , kayıtlı hastaların takip ve tedavi hizmetleri verilmektedir.

Isparta merkezinde 1991 yılında Yedişehitler, Gülcü ve Yenice mahallelerinde sağlık ocakları açılmış, Davraz ve Gülistan Sağlık Ocakları da kendi binalarına taşınarak hizmetlerine devam etmiştir. Ayrıca 1992 yılında Bağlar, Büyükgökçeli ve Sav Sağlık Ocakları, Mehmet Tönge Mahallesi Sağlık Ocağı, 1995’te, 1001 Evler, Karaağaç ve Halıkent Sağlık Ocakları ile 1997’de Sermet ve Çelebiler Sağlık Ocakları hizmete açılırken, 1995 yılında Kuleönü, 1996 yılında da Sav Sağlık Ocakları kendi binasına taşınmıştır. Daha sonra açılan Bahçelievler, Vatan ve Zafer Sağlık Ocakları ile İl merkezinde hizmet veren sağlık ocağı sayısı toplam 18’e ulaşmıştır.

İlçelerdeki Merkez Sağlık Ocağı binası inşaatlarından Aksu 1991’de, Şarkikaraağaç 1993’te, Yalvaç 1994’te, Eğirdir ve Senirkent 1995’te tamamlanmış, böylece bu ilçe Merkez Sağlık Ocakları kendi binalarına taşınarak hizmet vermeye devam etmektedirler.

Atabey’de sağlık hizmetleri, 1992’de birimin Sağlık Merkezi Tabipliği’ne dönüştürülmesi sureti ile devam etmiştir.

Nisan 1992’de hizmete açılan İslamköy Sağlık Ocağı Tabipliği, kendi hizmet ve lojman binasına 1994’te taşınmış, 1995 yılında 10 yataklı sağlık merkezine dönüştürülerek hizmetine devam etmektedir.

F15_S_D_U_Dis_Hk_Acilis.jpg

Acil yardım ve kurtarma hizmetleri amacıyla 2000 yılında oluşturulan sistem dahilinde halen merkezde 2, Gönen, Keçiborlu, Eğirdir, Gelendost, Yalvaç ve Şarkikarağaç’da olmak üzere 8 adet ana; Gelendost- Bağıllı ve Yalvaç- Çetince’de bulunan 2 adet tali istasyon ile toplam 10 adet 112 Acil Yardım ve Kurtarma İstasyonu bulunmaktadır.

F14.jpg

1987 yılında Eğirdir, 1989 yılında Yalvaç, 1991 yılında Şarkikaraağaç ve1992’de Senirkent ilçesinde birer Sağlık Meslek Lisesi açılmış olup, halen Eğirdir Sağlık Meslek Lisesi Acil Tıp ve Ortopedi teknisyenliği dalında, Yalvaç ve Senirkent Sağlık Meslek Liseleri Acil Tıp Teknisyenliği dalında, Şarkikaraağaç Sağlık Meslek Lisesi ise Tıbbi Sekreterlik dalında eğitim vermeye devam etmektedir.

F11.jpg

Isparta Sağlık Meslek Lisesi’nin 1993 yılında üniversiteye devredilmesi ile kurulan S.D.Ü. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, 49 öğrencisi ile önlisans programında eğitim-öğretime başlamış, 1994 yılında Y.Ö.K. Başkanlığı’nca alınan karar doğrultusunda hemşirelik programı da yüksekokul eğitim programı kapsamına alınmıştır. Daha sonra 1996 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile S.D.Ü. Isparta Sağlık Yüksekokulu kurulmuş olup, halen ebelik ve hemşirelik lisans eğitimi de vermeye devam etmektedir.

Isparta’da sağlık konusunda meydana gelen en önemli gelişmelerden biri de 1993 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin açılması olmuştur. Tıp Fakültesi’ne 1993-1994 öğretim yılında öğrenci alınmaya başlanmış, ilk mezunlarını 1999 yılında vermiştir. İlk açıldığında 33 olan öğrenci kontenjanı 2002’de 46’ya ulaşmıştır.

F12.jpg

Ayrıca 1995 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi’ne bağlı olarak bir de Diş Hekimliği Fakültesi açılmış, 1995- 1996 öğretim yılında eğitim ve klinik hizmetlerine başlamış, 2002 yılında kampüs içindeki yeni binalarına taşınarak hizmetine devam etmektedir.

Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi, Devlet Hastanesi bahçesindeki eski göğüs pavyonu olarak kullanılan binada 1994 yılında poliklinik hizmeti ve 30 yataklı servisi ile tedavi hizmetleri vermeye başlamıştır. Devlet Hastanesi’nden devir alınan taş binanın restorasyonunun tamamlanmasından sonra, 1995 yılından itibaren 125 yatakla hizmetine devam etmiştir. 1996 yılında Acil Servis ve Eczane, 1998’de ise bilgisayarlı tomografi ve mammografi cihazları hizmete girmiştir.

1999’da Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne bağlı 60 yataklı Şevket Demirel Kalp Merkezi 2 ameliyathane, anjiografi, ekokardiografi, eforlu EKG, holter bölümleri ile hizmete açılmıştır. Böylece Isparta, her türlü açık kalp ameliyatının yapılabildiği modern bir kalp merkezine kavuşmuştur.

İstanbul Karayolu üzerinde, üniversitenin Doğu kampüsünde 400 yataklı yeni bir Araştırma ve Uygulama Hastanesi inşa edilerek, 2000 yılında açılmış ve 2001'de tüm birimleri ile hizmete başlamıştır. 2002'de manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ve kemik dansitometre cihazları alınarak hizmet kapasitesi genişletilmiştir.

Halen Tıp Fakültesi’nde 16 profesör, 22 doçent, 78 yardımcı doçent, 1 öğretim görevlisi, 3 uzman ve 184 araştırma görevlisi olmak üzere toplam 304 akademik personel görev yapmaktadır.

Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin yeni binasına taşınması ile boşalan Devlet Hastanesi bahçesindeki eski Göğüs Hastalıkları Pavyonu binasının restore edilmesi suretiyle kurulan 40 yataklı Zehra Ulusoy Kanser Tanı ve Tedavi Merkezi 2002'de hizmete girmiştir. Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı Isparta Şubesi’nin koordinatörlüğünde hayırseverlerden toplanan bağışlar ve SDÜ’nin çalışmaları sonucunda tam teşekküllü tefrişatı gerçekleştirilen Merkez, devlet-vatandaş işbirliğinin en güzel örneklerinden birini teşkil etmektedir.

Böylece İlde 2002 yılı itibariyle 1157 kişiye bir uzman doktor; 779 kişiye bir pratisyen doktor; 4797 kişiye bir diş hekimi; 1761 kişiye bir sağlık memuru; 533 kişiye bir hemşire; 601 kişiye bir ebe ve 5976 kişiye bir çevre sağlık teknisyeni düşecek düzeyde bir sağlık ordusu teşekkül etmiştir. İl genelinde her 10.000 kişiye 55.8 yatak düşmekte olup, 2002 yılı itibariyle yatak işgal oranı % 46.1’dir.

Halen il genelinde toplam 315 uzman doktor, 468 pratisyen doktor, 90 diş tabibi, 136 eczane, 85 sağlık ocağı, 122 sağlık evi, 4 özel halk polikliniği, 1 özel diyaliz merkezi ve 1 böbrek taşı kırma merkezi hizmet vermektedir.

F18.jpg

Gerek bölgede ilk ve tek olma özelliğine sahip Kemik Hastalıkları Hastanesi ile Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi, Kalp Merkezi, Kanser Tanı ve Tedavi Merkezi ve Diyabet Hastanesi gibi önemli sağlık kuruluşları, gerekse birer bölge hastanesi niteliğindeki Isparta Devlet Hastanesi ve ISO 14001 belgeli Isparta Askeri Hastanesi, ayrıca genç ve dinamik eğitim-öğretim kadrosu ile kısa sürede ülkemiz Tıp Fakülteleri içinde önder olmaya aday Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi gibi modern ve çağdaş sağlık kuruluşları, Isparta'nın doğal güzellikleri ile içiçe sunulan kaliteli, geniş kapasiteli ve çok yönlü sağlık hizmetleri sayesinde, İlin İnanç Turizmi, Kış Turizmi ve Yayla Turizmi imkanları yanı sıra Sağlık Turizmi’nde de iddialı bir konuma gelmesini sağlamıştır.
 

Colinmccay

Yönetici
27 Haz 2009
6,997
11,636
Isparta'da Sağlığın Tarihçesi

Cumhuriyet Öncesi

Cumhuriyet öncesi yılların ihmal ve bakımsızlıkları, sağlık personeli ve araç-gerecinin yetersizliği ve özellikle ardı arkası kesilmeyen savaş ve isyanların doğurduğu yoksulluk ve sefalet hali karşısında sağlık hizmetleri yeterli düzeyde yürütülememiştir.

Isparta’nın ilk sağlık teşkilatı, Isparta Belediye Tabipliği olarak 1869 yılında kurulmuştur. 1895 yılında ise Böcüzade Süleyman Sami Efendi’nin Belediye Başkanlığı zamanında bir Belediye Eczanesi açılmıştır. Bu yıllarda Türk Hekim ve Eczacısı bulunmadığı için hizmetler Rum ve Ermeni Doktor ve Eczacılar tarafından yürütülmüştür. Böcüzade Süleyman Sami Efendi, 1908 yılında mebus seçildikten sonra damadı Hüseyin Hüsnü Bey’i eczacı, akrabası Ziya Bey’i de doktor olarak yetişmelerini sağlamış, her ikisi de Isparta’nın ilk Türk Eczacı ve Hekimi olarak Isparta’da görev yapmışlardır.

Isparta’da ilk hastane, Guraba Hastanesi adıyla 1900 yıllında Mutasarrıf Hüsnü Bey tarafından şimdiki Belediye binasının batısındaki Piri Efendi Mezarlığı’nın altındaki yede yaptırılmıştır. Isparta’da 1914’de meydana gelen büyük depremde hastane tamamen yıkılmıştır. Bunun üzerine 1915 yılında Mutasarrıf Hakkı Behiç Bey zamanında, şimdiki Kan Merkezi ve Doğum ve Çocuk Bakımevi Kreşi’nin olduğu yerdeki Bülbül Kahvesi Bahçesi ve Şeyh Aliler 'in bahçesinin birleştiği büyük arsa üzerinde, iki katlı ve 30 yataklı olması planlanan bir Memleket Hastanesi temeli atılmıştır. Savaşlar nedeni ile inşaat, 1922 yılında tamamlanabilmiştir.

1921 yılında Doktor Rafet Bey’in Mutasarrıflığı zamanında ilk Liva İdare Meclisi açılmış, bu suretle Sağlık Müdürlüğü kurularak, Ali Fahrettin Bey ilk Sağlık Müdürü olarak Ankara Hükümeti’nce atanmıştır.

F1_Eski_Memleket_Hastanesi.jpg

1921 yılında, İstiklâl Savaşı sırasında yaralanan ve hastalananlara hizmet etmek üzere, Çay Boyu’nda depremde yıkılmadan kalan evlerden çoğunun kullanılması ile 2000 yataklı geçici bir Asker Hastanesi oluşturulmuştur. Ayrıca 1922 yılında boşaltılan Hükümet Konağı Binası’nda, 500 yataklı bir Hilal-i Ahmer (Kızılay) Hastanesi açılmıştır.

Cumhuriyet öncesi dönemde Isparta ve çevresinde görülen salgın hastalıklardan en önemlisi, 1830 yılında başlayan ve ilk zamanlar günde 200-300 ölüm vakasına neden olan veba salgınıdır. Daha sonra 1917’de uyuz hastalığı ve 1918’de ise bölgedeki muhacirlerde tifüs salgınları görülmüştür. Isparta Sancağı Sıhhiye Müdürü Dr. Besim Zühdü tarafından “Hamidâbad Sancağı (Isparta) Sıhhî-i İçtimâî Coğrafyası” adlı kitabında yazılı olduğu üzere bölgede en çok sıtma, romatizma, verem, frengi, barsak kurtları, guatr, difteri, yaz ishalleri ve “Isparta çürüğü” denen fluorosise bağlı diş hastalıkları tespit edilmiştir.

Bu dönemde doğumlar, Ebe Nine olarak vasıflandırılan yaşlı, cahil ve ehliyetsiz kimselerce yapılmış, pek çok çocuk ve ananın ölümüyle sonuçlanmış, gelişmişliğin göstergesi olan çocuk ölümleri özellikle yaz ishalleri nedeniyle %30-40 gibi korkunç boyutlara ulaşmıştır.

Cumhuriyet Dönemi

Cumhuriyetin ilânı ile yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde bir çok alanda olduğu gibi sağlık alanında da önemli yatırımlar yapılmıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, sürekli ilerleyerek yürütülen sağlık hizmetleri sayesinde halkın sağlık durumunda önemli gelişmeler sağlanmıştır.

Cumhuriyetle birlikte sağlık hizmetleri, 1923-1940 yılları arasında Bakanlık tamimlerine uygun olarak Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğü kontrolünde yürütülmüştür. Bu dönemde merkez ilçede bir Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürü, bir Hükümet Tabibi, bir Belediye Tabibi, Memleket Hastanesi’nde dahiliye ve hariciye mütehassısı olarak iki hekim, ilçelerde birer Hükümet Tabibi, bütün vilayette toplam 13 sağlık memuru ve 6 ebe hizmet vermiştir. Yine bu dönemde Memleket Hastanesi bir takım tadilatlarla genişletilerek, yatak sayısı 50’ye çıkarılmıştır.

Cumhuriyet döneminde Mehmet Emin Bey’in sahip olduğu eczanenin belediyeye devredilmesinden sonra 1924 yılında Isparta’da ilk eczane olarak Şifa Eczanesi, İstanbul Darülfünunu Tıp Medresesi’nden eczacı icazetnamesine sahip olan Muzaffereddin Aytaç tarafından açılmıştır.

F2.jpg

Bu dönemde Eğirdir, Şarkikaraağaç, Yalvaç ve Uluborlu’da sağlık teşkilatları, Hükümet Tabipliği olarak hizmet vermeye başlamıştır. Bu tabiplikler uzun süre kendi binaları olmadığından mahallen temin edilen binalarda hizmet vermişlerdir. Keçiborlu’da ise sağlık hizmeti, ilk defa 1936 yılında Etibank Keçiborlu Kükürt İşletmesi’ne doktor atanması ile başlamıştır. Sütçüler’de her türlü hastalar Eğirdir ve Isparta’daki sağlık kuruluşlarına götürülürken, yörenin 1938 yılında ilçe statüsüne geçmesiyle ilk sağlık teşkilatı kurulmuştur.

Kurtuluş Savaşı yıllarında büyük hizmetler verip, sonradan lağvedilen Isparta Asker Hastanesi, 1939’da tekrar açılmış, 1942-1943 yıllarında 328 No’lu Memleket İçi Hastane adı ile hizmet verip, 2. Dünya Savaşı’nı takiben yine lağvedilmiştir. Yine bu yıllarda bir başka sağlık teşkilatı da 1942 yılında Antalya Sıtma Savaş Başkanlığı’na bağlı olarak kurulan Isparta Sıtma Savaş Tabibliği’dir.

2. Dünya Savaşı’nı takiben 1945 yılında, Hastane Yaptırma Derneği’nin teşebbüsü ile Ispartalıların ayni ve nakdi bağışları toplanarak, 100 yataklı yeni bir hastane yapımına başlanmış ve 1948 yılında tamamlanıp hizmete açılmıştır.

1948 yılında Verem Savaş Derneği tarafından, bir hekim ile anlaşılarak, 6 yıl süre ile haftada 1-2 gün poliklinik hizmeti vermesi sağlanmıştır. Eski Memleket Hastanesi, 1950 yılında tamir edilip, Isparta Verem Hastanesi olarak hizmete açılmıştır.

Keçiborlu’nun 1947’de ilçe olmasını takiben Hükümet Tabipliği kurulmuş, daha önce nahiye iken Sağlık Bakanlığı’na bağlı 1 sağlık memuru ve 1 ebe tarafından verilen hizmetlere böylece tabiplik hizmetleri de eklenmiştir. Hükümet Tabipliği, kendi binası olmadığından vatandaşa ait kiralık binalarda hizmet vermiştir.

1940’lı yıllarda Senirkent Belediyesi’nce tabiplik kadrosu tahsis edilerek Belediye Tabipliği kurulmuştur.

1940 yılında Gönen Köy Enstitüsü’nün açılması ile bu dönemde haftada bir gün hem ders vermek, hem de hastaların muayene ve tedavisi için Isparta Memleket Hastanesi’nden bir doktor görevlendirilerek sağlık hizmeti yürütülmüştür.

Yalvaç’ta 1950 yılında 15 yataklı bir sağlık merkezi hizmete açılmıştır.

Yenişarbademli’de bu dönemde, Köy Enstitüleri’ne bağlı İzmir Kızılçullu Sağlık Okulu’ndan mezun olan 4 sağlık memuru ve Yalvaç’ta sıtma mücadele kursu alan 2 kişi köyde sağlıkla ilgili tüm konularda görev yapmış, bu vesile ile Yenişarbademli ilk defa resmi sağlık görevlilerine kavuşmuştur.

Bu dönemde Isparta ve çevresindeki en önemli sağlık sorunu, özellikle Eğirdir gölü çevresindeki Boğazova ve Bozanönü bölgelerinde görülen ve çok sayıda ölüme neden olan sıtma salgınlarıdır. 1940’lı yılların ortalarında kinin tedavisinin uygulanmaya başlaması ve bataklıkların hendekler açılarak kurutulması sonucu salgının önü alınabilmiştir.

1952-1956 yıllarında, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’nca Devlet Hastanesi bahçesinde, 100 yataklı bir Göğüs Hastanesi inşa edilmiş, 1956’ da Verem Hastanesi bu binaya taşınmıştır.

Bu arada 1954 yılında Memleket Hastanesi, Özel İdare’den Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’na geçerek Isparta Devlet Hastanesi adını almıştır. Hastane 1 hariciye, 1 dahiliye, 1 nisaiye, 1 göz hastalıkları, 1 röntgen uzmanı, 1 eczacı, 7 hemşire, 2 memur, 40 hasta bakıcı ile hizmet vermiştir. 1958 yılında ise Göğüs Hastanesi, Devlet Hastanesi’ne bağlanarak, toplam yatak sayısı 225’e çıkarılmıştır.

F3.jpg

Verem Hastanesi’nin boşalttığı eski Memleket Hastanesi binası 1958 yılında onarılarak, 1958’de 50 yataklı Doğum ve Çocuk Bakımevi olarak hizmete açılmıştır.

2. Dünya Savaşı sonrasında lağvedilen Asker Hastanesi, 1955 yılında 58. Tümen’in kuruluşu ile tekrar açılmış, 1956-1959 yıllarında şimdiki Devlet Hastanesi civarında 200 yataklı bir Asker Hastanesi yapılarak hizmete açılmıştır.

1954’te şu andaki Basın Merkezi’nin olduğu yerdeki bina, Verem Savaş Derneği tarafından kullanılmış, 1958 yılında inşaatı bitirilen kendi binasına taşınarak hizmetini sürdürmektedir.

1958 yılında Isparta’da eksikliği duyulan ana-çocuk sağlığı ve ebelik hizmetlerini temin etmek amacıyla Ana ve Çocuk Sağlığı (AÇS) Merkezi ve ilk olarak 28 öğrencisi ile Köy Ebe Okulu açılmıştır.

1950-1960 yılları Isparta’nın ilçelerinde sağlık teşkilatı ile ilgili yapılanma çalışmaları açısından oldukça hareketli geçmiştir: 1952 yılında Eğirdir eski Hükümet Binası onarılarak, 100 yataklı bir Kemik Hastalıkları Hastanesi’ne dönüştürülmek sureti ile hizmete açılmıştır. Başarılı çalışmaları ile Bakanlığın dikkatini çeken bu birimin genişletilmesine karar verilmiş, devlet-vatandaş işbirliği ile, 1957 yılında 400 yataklı ikinci binanın temeli atılmış, 1958 yılında tamamlanarak yatak sayısı 500’e çıkartılmıştır. Bu branş hastanesinin Türkiye çapında hizmetlerini genişletmesi ile mevcut yatak sayısının da yetersiz kalması üzerine 1959’da 200 yatak ilavesi ile kapasite 700 yatağa yükseltilmiştir.

Senirkent ilçesinde ise 1950-1954 yıllarında devlet-vatandaş işbirliğinin güzel bir örneği sergilenerek tamamlanan 90 yataklı Göğüs Hastanesi binası ve 20 yataklı büyük tip sağlık merkezi hizmete açılmış, daha sonra Devlet Hastanesine dönüştürülerek, yatak kapasitesi 150’ye çıkarılmıştır. Ayrıca Senirkent’in 1952’de ilçe olmasını takiben kurulan Hükümet Tabipliği de bir süre Devlet Hastanesi binasında hizmet vermiştir. Büyükkabaca Kasabasında da 1956 yılında Sağlık Evi yapılarak, sağlık hizmeti verilmiştir.

1954 yılında Şarkikaraağaç ilçesinde Hükümet Tabibi başkanlığındaki dernek çalışmaları ile 25 yataklı 1. Sınıf Sağlık Merkezi hizmete girmiştir.

Yalvaç Sağlık Merkezi, 1954 yılında şu andaki Devlet Hastanesi bahçesinde bulunan binasına taşınarak, hizmet vermeye devam etmiştir.

F19_YALVAC_Devlethastanesinin_halk_katkilariyla_yapilmasi.jpg

Sütçüler’de 1956 yılında 10 yatak kapasiteli bir sağlık merkezi ile 2 daireli lojman inşaatları tamamlanarak, hizmet vermeye başlamıştır.

Uluborlu ilçesinde 1957 yılında 10 yataklı bir sağlık merkezi hizmete girmiştir.

Keçiborlu’da 1957’de 10 yataklı bir sağlık merkezi inşaatının temeli atılmıştır. Ayrıca bu yıllarda ilçenin Aydoğmuş, Senir ve Kılıç kasabalarında da AÇS istasyonları açılarak, sağlık memuru ve ebeler ile sağlık hizmeti verilmiştir.

1957 yılında ilçe statüsüne kavuşan Atabey’de, 1954 yılında kurulan Atabey Hastane Yaptırma Derneği’nin Merkez İlçe ve kendisine bağlı köylerden para ve ayni yardım toplaması ile, 1958 yılında devlet-vatandaş işbirliği sergilenerek, 10 yataklı Sağlık Merkezi yapımına başlanmış, 1960 yılında hizmete girmiştir. Aynı tarihlerde vatandaşın ilaç temininde yaşadığı sorunları gözönünde bulunduran sağlık merkezi tabibi tarafından pazar yerinde bir ecza dolabı açılmıştır.

Gelendost’un 1954’te ilçe olmasını takiben, 10 yataklı bir sağlık merkezi hizmet vermeye başlamıştır.

Isparta Sıtma Savaş Tabipliği, 1960 yılında Antalya Bölge Başkanlığı’ndan ayrılmak sureti ile Burdur ilini de içine alarak, Isparta Sıtma Savaş Bölge Başkanlığı haline getirilmiştir.

1958 tarihi itibari ile ilde hizmet veren eczane sayısı 3’e ulaşmıştır .

F4.jpg

1959 yılında kurulan Isparta Sağlık Tesisleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği’nin çalışmaları ile 1962-1963 yıllarında Devlet Hastanesi’ne bir poliklinik binası, 1968-1969 yıllarında da ana binaya bir kat daha ilave edilmek sureti ile hastaneye modern bir ameliyathane kazandırılmış, yatak adedi de 375’e çıkartılmıştır.

Isparta Köy Ebe Okulu’nun kiralanan 2-3 ahşap evde verimli hizmet vermesi ve Isparta İli Sağlık Tesisleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği’nin toplum sağlığı yönündeki başarılı çalışmaları, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’nın dikkatini çekerek, Isparta’da bir Sağlık Koleji ve müteakiben modern bir Doğum ve Çocuk Bakımevi yapımı 1963 yılı programına alınmıştır.

1966 yılında ebe-hemşire yetiştirmek üzere 200 öğrenci kapasiteli Sağlık Koleji hizmete açılmış, aynı gün temeli atılan Modern Doğum ve Çocuk Bakımevi inşaatı da 1968 yılında tamamlanarak, Doğum ve Çocuk Bakımevi ile Ana-Çocuk Sağlığı Merkezi bu yeni binaya taşınmıştır. Bu şekilde Doğum ve Çocuk Bakımevi’nin yatak kapasitesi 125’e çıkartılmıştır. Ayrıca bu dönemde hizmet veren Ana-Çocuk Sağlığı İstasyonu sayısı 3 bucak ve 39 köyde olmak üzere toplam 42’ye ulaşmıştır.

1968 yılında Isparta il merkezinde 110 yataklı SSK Hastanesi temeli atılmıştır. Yine bu yıllarda mevcut Asker Hastanesi ihtiyaçlarının daha da artacağı gözönünde bulundurularak, 1970 yılında Eğirdir yolunda yeni ve modern bir Askeri Hastane inşa edilmeye başlanmıştır.

Ülkemizin merkezi bir yerinde bulunan Eğirdir Kemik Hastalıkları Hastanesi’ne Türkiye’nin her yerinden gelen hasta sayısının artması üzerine, mevcut hastane kapasitesinin yeterli cevap verememe durumu ile karşı karşıya kalması sonucu, 1970 yılında 1000 yataklı olarak planlanan şimdiki hastane binasının temeli atılmıştır. Ayrıca 1968 yılında Eğirdir Verem Savaş Dispanseri faaliyete geçmiştir.

1963 yılında Yalvaç Sağlık Tesisleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği tarafından Devlet Hastanesi ana binası inşaatına başlanmış, 1968 yılında tamamlanarak, 50 yataklı olarak hizmete açılmıştır. Ayrıca 1969 yılında Yalvaç Verem Savaş Dispanseri faaliyete geçmiştir.

Aksu’da 1965 yılında hastane olarak düşünülen ancak günümüzde sağlık ocağı olarak kullanılan binanın temeli atılmıştır.

1963 yılında Gönen Köy Enstitüsü’ne kadrolu olarak doktor tayin edilmiş, okul sağlık hizmetleri yanı sıra halka da sağlık hizmeti vermiştir.

Keçiborlu’da 5 yıl süren çalışmalar sonucunda, 10 yataklı Sağlık Merkezi inşaatı 1962’de tamamlanarak, sağlık hizmeti vermeye başlamıştır.

Günümüzde Senirkent Sağlık Meslek Lisesi olarak kullanılan bina, Hastane Yaptırma ve Yaşatma Derneği ve Verem Savaş Derneği’nin katkıları ile 1967 yılında tamamlanarak, ilk katı Verem Savaş Dispanseri şeklinde düzenlenmiş ancak personel sıkıntısı nedeni ile 1969’da hizmete başlayabilmiştir.

Şarkikaraağaç ilçesindeki Sağlık Merkezi, 1969 yılında 50 yataklı Devlet Hastanesi haline dönüştürülmüştür.

Yenişarbademli’de bu dönemde Gezici Sağlık Memurluğu teşkil edilmiş, bir de ebe görevlendirilmiştir.

1970 yılında ise İslamköy’de bir AÇS İstasyonu açılmış, önce 1 sağlık memuru, sonra 1 ebe görevlendirilerek, köyün ana-çocuk sağlığı, aşı ve diğer sağlık hizmetleri bu kişilerce yürütülmüştür.

Bu dönemde bulaşıcı hastalıkları kontrol amacı ile alınan numuneler, Hastane Bakteriyoloji Laboratuarı ve Afyon Veteriner Bölge Laboratuarı’nda incelenerek, koruyucu hekimlik hizmetinin kapsamı genişletilmiştir.

1963 tarihi itibarı ile İldeki eczane sayısı 7’ye yükselmiştir.

1972 yılında 4 yıl süren inşaat çalışmaları son bularak, 110 yataklı SSK Hastanesi hizmete açılmış, bu suretle sanayileşmekte olan Isparta’da işçilere verilen sağlık hizmeti de daha düzenli bir yapıya kavuşmuştur. 1971 yılında Isparta sağlık tesislerinde kan ihtiyacı temininde karşılaşılan sıkıntıyı gidermek için bir kan merkezi binası yapımına başlanmış, Ana-Çocuk Sağlığını Koruma Derneği çalışmaları ve vatandaşın bağışları ile tamamlanarak, 1974 yılında hizmete girmiştir.

1972 yılında Devlet Hastanesi bodrum katında bir Halk Sağlığı Laboratuarı açılmış, daha sonra 1975 yılında kan merkezi binasına nakledilerek çalışmalarını burada sürdürmüştür.

1974 yılında Ana-Çocuk Sağlığını Koruma Derneği’nin gayretleri ve halkın bağışları ile Doğum ve Çocuk Bakımevi’ne bir röntgen cihazı alınmış, modern bir Prematüre Servisi ve Aile Planlaması Ünitesi kurulmuştur.

Isparta Ana-Çocuk Sağlığı teşkilatlanmasına hız kazandırılarak, 1974 yılında Isparta Merkez, 9 şube ve 123 Ana Çocuk Sağlığı İstasyonu ile Türkiye’de teşkilatı tamamlanmış tek il olmuştur. Ana-Çocuk Sağlığını Koruma Derneği girişimleri ile devlet-vatandaş işbirliği sağlanarak, 1979’a kadar 13 kasaba ve köyde Ana-Çocuk Sağlığı İstasyonu binaları yaptırılmıştır.

1977 yılı Şubat ayında Askeri Hastane inşaatı da tamamlanarak, hazırda 200, seferde 800 yatak kadrosu ile hizmete açılmıştır.

Ağız ve Diş Sağlığına daha fazla önem verilmesi gereği göz önünde bulundurularak, Ana Çocuk Sağlığını Koruma Derneği çalışmaları ile devlet-vatandaş işbirliği sağlanarak, 1978 yılında Doğum ve Çocuk Bakımevi bünyesinde bir Diş Tedavi ve Protez Merkezi açılmıştır. Merkezin hizmetlerine talebin yoğunlaşması ile yer darlığı problemi ortaya çıkmış, bunun üzerine daha sonra Devlet Hastanesi bünyesine taşınmıştır.

Aksu’daki sağlık hizmet binası inşaatı, 1972 yılında tamamlanarak hizmet vermeye başlamıştır.

Gönen’de 1971 yılında 1 ebe tayin edilerek, geçici bir binada hizmet vermeye başlamıştır. 1974’de Belediye Başkanı başkanlığında kurulan derneğin çabaları ile mülkiyeti Sağlık Bakanlığı’na ait arazi üzerinde, sağlık hizmet binası inşaatına başlanmış, inşaat devlet-vatandaş işbirliği ile 1976’da tamamlanarak hizmete girmiştir.

Yalvaç ilçesinde 1974 yılı içerisinde hastanenin yatak kapasitesi 100’e çıkartılmış, ayrıca röntgen cihazı, narkoz cihazı, ameliyathane teşkilatı, laboratuar gereçleri ve diş malzemeleri sağlanarak hizmet genişletilmiştir.

Isparta Devlet Hastanesi kadrosunun zaman içinde çoğalması ve yeni servisler açılması ile hastane binaları ihtiyaca cevap veremez duruma gelmiştir. Bu gerekçe ile 1980 yılında aynı arsa içerisinde yeni bir hastane binası yapımına başlanarak, 1986 yılında hizmete açılmıştır. Böylece hastanenin yatak kapasitesi 600’e çıkarılmıştır. 1985 yılında açılan Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı Isparta Şubesi’nin çalışmaları ile halkın yardımları sağlanmış ve Devlet Hastanesi’nin 250 yataklı yeni bloğu tefriş edilmiştir.

F5.jpg

Ayrıca yine vakıf şubesinin öncülüğünde, tam teçhizatlı Patoloji ve Odyoloji Laboratuarları kurulmuş, Göz Hastalıkları polikliniğine bir refraktometre alınması sureti ile göz muayenelerinin modern yöntemlerle yapılması sağlanmıştır.

1984 yılında, Doğum ve Çocuk Bakımevi’ndeki Çocuk Kliniği’ne 50 yatak daha ilave edilerek, hastanenin toplam yatak kapasitesi 175’e yükseltilmiştir.

1983-1984 yıllarında Isparta’da sağlık hizmetleri sosyalleştirilmiş, evvelce var olan AÇS İstasyonları bulundukları yerin nüfusuna göre sağlık ocaklarına veya sağlık evlerine dönüştürülmüştür. Ayrıca il merkezinde 1984 yılında Davraz, Gülistan ve Sanayi Sağlık Ocakları, 1985’te Kurtuluş Sağlık Ocağı, 1990’da ise Çünür ve Merkeze bağlı Kuleönü Kasabası Sağlık Ocakları açılmıştır.

1985’te Sıtma Savaş Bölge Başkanlığı lağvedilerek, Sağlık Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar Şubesi’ne bağlı bir birim haline getirilmiştir.

1970-1983 yılları arasında Gevher Nesibe Sağlık Eğitim Enstitüsüne en fazla öğrenci veren Isparta Sağlık Kolejinin adı 1983 yılında değiştirilerek Sağlık Meslek Lisesi olmuştur.

1980’li yıllarda Gelendost’taki Sağlık Merkezi’nin yatak kapasitesi 25’e çıkarılarak, Devlet Hastanesi haline getirilmiştir. Ayrıca ilçeye bağlı Bağıllı Kasabası ve Yenice’de 1986 yılında Sağlık Ocağı Tabiplikleri hizmete açılmıştır.

F6.jpg

Gönen Ana-Çocuk Sağlığı İstasyonu, 1984 yılında Gönen Sağlık Ocağı Tabipliği olarak teşkilatlanmış, bu yıl içinde belediye ve dernek tarafından yapılan sağlık ocağı binası, Sağlık Bakanlığı’na devredilerek kadrolu doktor atanmıştır. Böylece 1985 yılından itibaren Gönen’de poliklinik, laboratuar, aşı ve çevre sağlığı ile ilgili hizmetler düzenli bir şekilde yapılabilir hale gelmiştir. Ayrıca ilçede 1987 yılında tıbbi ilaç ve malzemenin bulunduğu bir eczane açılmıştır.

Keçiborlu Sağlık Merkezi’ne 1985’te alınan EKG cihazı, 1987 yılında alınan bir röntgen cihazı ve hibe edilen ambulans ile sağlık hizmeti kalitesi yükseltilmiştir. Ayrıca bu ilçeye bağlı Senir kasabasında 1983, Aydoğmuş kasabasında ise 1989 yılında Sağlık Ocakları kurulmuştur. Senir’de 1984 yılında 1 minibüs Sağlık Ocağı’na hibe edilmiş, bir de eczane açılmıştır.

Heyelan tehlikesi nedeniyle bir süre durdurulan Eğirdir Kemik Hastalıkları Hastanesi inşaatı, 16 yıl sonra 9 katlı 3 blok halinde tamamlanarak, 1986 yılında hizmete girmiştir.

F7.jpg

Ayrıca Eğirdir ilçesine bağlı Yukarıgökdere’de 1983, Sarıidris’te 1984 ve Barla’da 1985 yıllarında Sağlık Ocağı Tabiplikleri hizmete girmiştir.

Senirkent İlçesi Büyükkabaca kasabasında 1984 yılında bir Sağlık Ocağı açılmıştır.

Sütçüler ilçesinde 1980 yılında Sağrak Köyü Sağlık Evi, 1982 yılında Ayvalıpınar Kasabası Sağlık Ocağı, 1984 yılında Kasımlar Sağlık Ocağı ve 4 daireli lojmanı, 1985 yılında Kesme Kasabası Sağlık Ocağı ve 4 daireli lojmanı yapılarak hizmete açılmıştır.

Aksu’ya bağlı Yakaavşar’da 1983 yılında Sağlık Ocağı hizmete girmiştir.

1987 yılında Şarkikaraağaç Devlet Hastanesi ek binasının, devlet-vatandaş işbirliği ile hizmete açılması sonucu yatak kapasitesi 100’e çıkartılmıştır.

İlçeye bağlı Salur kasabasında Sağlık Ocağı 1983 yılında kiralık bir binada hizmete başlamış, 1987 yılında kendi binasına taşınmıştır. 1985 yılında Çiçekpınar Sağlık Ocağı Belediye’ye ait binada hizmet vermeye başlamıştır.

Çarıksaraylar Sağlık Ocağı 1986 yılında açılmış, 1989’dan itibaren de kendi binasında hizmetine devam etmiştir. Göksöğüt Sağlık Ocağı 1989 yılında hizmete girmiştir.

Yine 1986 yılında Şarkikaraağaç yakınlarında bulunan sedir ağaçları ile ünlü Kızıldağ Mesireliği’nde 4 katlı bir Göğüs Hastalıkları Hastanesi temeli atılmış, devlet-vatandaş işbirliği ile kaba inşaatı tamamlanmıştır.

F17.jpg

Uluborlu ilçesinde Devlet Hastanesi temeli 1984 yılında atılmıştır.

1980-1990 yılları arasında Yalvaç ilçesine bağlı Kumdanlı, Sücüllü, Tokmacık, Körküler, Kozluçay ve Hüyüklü Sağlık Ocakları hizmete girmiştir.

Şarkikaraağaç İlçe İdare Kurulu’nun 1983 yılında almış olduğu kararla Yenişarbademli Belediye Başkanlığı’nın tahsis etmiş olduğu binada, 1984 yılında Yenişarbademli Sağlık Ocağı kurulmuştur.

İlin hekimleri, daha önce Antalya Tabip Odası’na kayıtlı iken Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanlığı’nın 02.11.1983 tarihli kararı ile Antalya Tabip Odası’ndan ayrılarak, Isparta Tabip Odası kurulmuştur. TTB Merkez Konseyi’nin 22.03.1984 tarihli kararı ile Antalya’dan ayrılan Burdur ili hekimlerinin de odaya katılımları ile Isparta - Burdur Tabip Odası adını almıştır.

1991 yılında, Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı Isparta Şubesi'nce, Devlet Hastanesi bünyesinde, modern bir diyaliz ünitesi kurulmuş, ayrıca Bakanlık tarafından bilgisayarlı tomografi cihazı alınarak, radyoloji bölümünde hizmete sokulmuştur.

Isparta Devlet Hastanesi’nde 1998 yılında poliklinik binasının üst katı restore edilerek, göğüs hastalıkları bölümüne tahsis edilmiş, yeni hastane binasının bodrum katında geniş kapasiteli ve modern bir acil servis hizmete açılmıştır.

Yataklı tedavi kurumlarının hizmetlerini genişletme çalışmaları, ilçelerde de yoğunlaştırılarak, 1993 yılında Gelendost’da 50 yataklı, Sütçüler’de 50 yataklı ve Keçiborlu’da 30 yataklı Devlet Hastaneleri yapımına başlanmış tır. Ayrıca 1993 yılında Uluborlu’da 50 yataklı bir Devlet Hastanesi, 1996 yılında Yenişarbademli’de 10 yataklı bir Sağlık Merkezi ve 1998 yılında Yalvaç’ta 50 yataklı bir Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi hizmete açılmıştır. Eğirdir Kemik Hastalıkları Hastanesi eski binasının restorasyon çalışmalarına 2001 yılında başlanarak, 50 yataklı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezine dönüştürülmesi kararlaştırılmış ve çalışmalar 2002 yılı sonunda tamamlanmıştır.

SSK Hastanesi kapasitesinin her geçen gün artan talep karşısında yetersiz kalmaya başlaması üzerine, 1993’te üniversite kampüsü yakınlarında, 200 yataklı yeni bir SSK Hastanesi inşaatı başlatılmış ve 1998’de hizmete açılmıştır. Halen eski ve yeni hastane olarak iki binada faaliyetini sürdürmektedir. Eski hastanede poliklinik, eczane, laboratuar ve röntgen hizmetleri; yeni hastanede yataklı tedavi ve 24 saat acil hizmetleri verilmektedir. Ayrıca Yalvaç’ta SSK’na ait bir dispanser mevcuttur.

F16_SSK_Isparta_Hastanesi.jpg

Türk Diyabet Cemiyeti Isparta Şubesi, 1997’de kurulmuş, 1999’da bir Diyabet Hastanesi projesi hazırlattırmış, 2001 yılında da Dr. Nurettin Soymen tarafından bağışlanan Piri Mehmet Mahallesi’ndeki arsada Göller Bölgesi’nde ilk ve tek olacak olan Diyabet Eğitim, Araştırma ve Tedavi Hastanesi yapımına başlanmıştır.

1991-1992 yıllarında, Dr. Sadık Yağcı tarafından Ana-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması (AÇSAP) Merkezi binası inşa ettirilerek, 1992’de hizmete açılmıştır. AÇSAP Merkezi’nde anne- çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetleri yanı sıra, açılan Evlilik Danışma Merkezi’nde, evlenecek çiftlere danışmanlık hizmeti, Thalasemi Teşhis Merkezi’nde hasta ve taşıyıcıların tespit, takip ve tedavileri konularında danışmanlık hizmetleri verilmektedir.
F8.jpg

1993 yılında AÇSAP Merkezi’nin yanında bir Halk Sağlığı Laboratuarı binası yapılmış, bir süre İl Sağlık Müdürlüğü hizmet binası ve sonra da SDÜ Tıp Fakültesi Dekanlığı binası olarak kullanılmıştır. Bina, 2002’den itibaren Halk Sağlığı Laboratuarı olarak hizmet vermeye devam etmektedir. Halk Sağlığı Laboratuarı’nda su ve gıda numunelerinde bakteriyolojik ve kimyasal tahliller ile dışkıda portör muayeneleri yapılmaktadır.

F9.jpg

1992 yılında Kan Merkezi binası, Kızılay’a tahsis edilmiş, Türkiye’nin 5. Kızılay Kan Merkezi olarak 1992 yılında hizmet vermeye başlamıştır.

F10.jpg

Bünyesinde Sağlık Müdürlüğü hizmet birimi, sağlık ocağı, verem savaş dispanseri ve sosyal tesisleri bulundurması planlanan Sağlık Sitesi inşaatının temeli,1995 yılında atılmıştır. Verem Savaş Derneği’nin de maddi katkıları ile İl Özel İdaresi tarafından yaptırılan Sağlık Sitesi 1997 yılında hizmete açılarak, sitenin zemin katı Verem Savaş Dispanseri’ne tahsis edilmiştir. Ayrıca Eğirdir ve Yalvaç’ta da birer Verem Savaş Dispanseri bulunmakta, tüberküloz taramaları, bağışıklama , kayıtlı hastaların takip ve tedavi hizmetleri verilmektedir.

Isparta merkezinde 1991 yılında Yedişehitler, Gülcü ve Yenice mahallelerinde sağlık ocakları açılmış, Davraz ve Gülistan Sağlık Ocakları da kendi binalarına taşınarak hizmetlerine devam etmiştir. Ayrıca 1992 yılında Bağlar, Büyükgökçeli ve Sav Sağlık Ocakları, Mehmet Tönge Mahallesi Sağlık Ocağı, 1995’te, 1001 Evler, Karaağaç ve Halıkent Sağlık Ocakları ile 1997’de Sermet ve Çelebiler Sağlık Ocakları hizmete açılırken, 1995 yılında Kuleönü, 1996 yılında da Sav Sağlık Ocakları kendi binasına taşınmıştır. Daha sonra açılan Bahçelievler, Vatan ve Zafer Sağlık Ocakları ile İl merkezinde hizmet veren sağlık ocağı sayısı toplam 18’e ulaşmıştır.

İlçelerdeki Merkez Sağlık Ocağı binası inşaatlarından Aksu 1991’de, Şarkikaraağaç 1993’te, Yalvaç 1994’te, Eğirdir ve Senirkent 1995’te tamamlanmış, böylece bu ilçe Merkez Sağlık Ocakları kendi binalarına taşınarak hizmet vermeye devam etmektedirler.

Atabey’de sağlık hizmetleri, 1992’de birimin Sağlık Merkezi Tabipliği’ne dönüştürülmesi sureti ile devam etmiştir.

Nisan 1992’de hizmete açılan İslamköy Sağlık Ocağı Tabipliği, kendi hizmet ve lojman binasına 1994’te taşınmış, 1995 yılında 10 yataklı sağlık merkezine dönüştürülerek hizmetine devam etmektedir.

F15_S_D_U_Dis_Hk_Acilis.jpg

Acil yardım ve kurtarma hizmetleri amacıyla 2000 yılında oluşturulan sistem dahilinde halen merkezde 2, Gönen, Keçiborlu, Eğirdir, Gelendost, Yalvaç ve Şarkikarağaç’da olmak üzere 8 adet ana; Gelendost- Bağıllı ve Yalvaç- Çetince’de bulunan 2 adet tali istasyon ile toplam 10 adet 112 Acil Yardım ve Kurtarma İstasyonu bulunmaktadır.

F14.jpg

1987 yılında Eğirdir, 1989 yılında Yalvaç, 1991 yılında Şarkikaraağaç ve1992’de Senirkent ilçesinde birer Sağlık Meslek Lisesi açılmış olup, halen Eğirdir Sağlık Meslek Lisesi Acil Tıp ve Ortopedi teknisyenliği dalında, Yalvaç ve Senirkent Sağlık Meslek Liseleri Acil Tıp Teknisyenliği dalında, Şarkikaraağaç Sağlık Meslek Lisesi ise Tıbbi Sekreterlik dalında eğitim vermeye devam etmektedir.

F11.jpg

Isparta Sağlık Meslek Lisesi’nin 1993 yılında üniversiteye devredilmesi ile kurulan S.D.Ü. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, 49 öğrencisi ile önlisans programında eğitim-öğretime başlamış, 1994 yılında Y.Ö.K. Başkanlığı’nca alınan karar doğrultusunda hemşirelik programı da yüksekokul eğitim programı kapsamına alınmıştır. Daha sonra 1996 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile S.D.Ü. Isparta Sağlık Yüksekokulu kurulmuş olup, halen ebelik ve hemşirelik lisans eğitimi de vermeye devam etmektedir.

Isparta’da sağlık konusunda meydana gelen en önemli gelişmelerden biri de 1993 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin açılması olmuştur. Tıp Fakültesi’ne 1993-1994 öğretim yılında öğrenci alınmaya başlanmış, ilk mezunlarını 1999 yılında vermiştir. İlk açıldığında 33 olan öğrenci kontenjanı 2002’de 46’ya ulaşmıştır.

F12.jpg

Ayrıca 1995 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi’ne bağlı olarak bir de Diş Hekimliği Fakültesi açılmış, 1995- 1996 öğretim yılında eğitim ve klinik hizmetlerine başlamış, 2002 yılında kampüs içindeki yeni binalarına taşınarak hizmetine devam etmektedir.

Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi, Devlet Hastanesi bahçesindeki eski göğüs pavyonu olarak kullanılan binada 1994 yılında poliklinik hizmeti ve 30 yataklı servisi ile tedavi hizmetleri vermeye başlamıştır. Devlet Hastanesi’nden devir alınan taş binanın restorasyonunun tamamlanmasından sonra, 1995 yılından itibaren 125 yatakla hizmetine devam etmiştir. 1996 yılında Acil Servis ve Eczane, 1998’de ise bilgisayarlı tomografi ve mammografi cihazları hizmete girmiştir.

1999’da Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne bağlı 60 yataklı Şevket Demirel Kalp Merkezi 2 ameliyathane, anjiografi, ekokardiografi, eforlu EKG, holter bölümleri ile hizmete açılmıştır. Böylece Isparta, her türlü açık kalp ameliyatının yapılabildiği modern bir kalp merkezine kavuşmuştur.

İstanbul Karayolu üzerinde, üniversitenin Doğu kampüsünde 400 yataklı yeni bir Araştırma ve Uygulama Hastanesi inşa edilerek, 2000 yılında açılmış ve 2001'de tüm birimleri ile hizmete başlamıştır. 2002'de manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ve kemik dansitometre cihazları alınarak hizmet kapasitesi genişletilmiştir.

Halen Tıp Fakültesi’nde 16 profesör, 22 doçent, 78 yardımcı doçent, 1 öğretim görevlisi, 3 uzman ve 184 araştırma görevlisi olmak üzere toplam 304 akademik personel görev yapmaktadır.

Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin yeni binasına taşınması ile boşalan Devlet Hastanesi bahçesindeki eski Göğüs Hastalıkları Pavyonu binasının restore edilmesi suretiyle kurulan 40 yataklı Zehra Ulusoy Kanser Tanı ve Tedavi Merkezi 2002'de hizmete girmiştir. Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı Isparta Şubesi’nin koordinatörlüğünde hayırseverlerden toplanan bağışlar ve SDÜ’nin çalışmaları sonucunda tam teşekküllü tefrişatı gerçekleştirilen Merkez, devlet-vatandaş işbirliğinin en güzel örneklerinden birini teşkil etmektedir.

Böylece İlde 2002 yılı itibariyle 1157 kişiye bir uzman doktor; 779 kişiye bir pratisyen doktor; 4797 kişiye bir diş hekimi; 1761 kişiye bir sağlık memuru; 533 kişiye bir hemşire; 601 kişiye bir ebe ve 5976 kişiye bir çevre sağlık teknisyeni düşecek düzeyde bir sağlık ordusu teşekkül etmiştir. İl genelinde her 10.000 kişiye 55.8 yatak düşmekte olup, 2002 yılı itibariyle yatak işgal oranı % 46.1’dir.

Halen il genelinde toplam 315 uzman doktor, 468 pratisyen doktor, 90 diş tabibi, 136 eczane, 85 sağlık ocağı, 122 sağlık evi, 4 özel halk polikliniği, 1 özel diyaliz merkezi ve 1 böbrek taşı kırma merkezi hizmet vermektedir.

F18.jpg

Gerek bölgede ilk ve tek olma özelliğine sahip Kemik Hastalıkları Hastanesi ile Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi, Kalp Merkezi, Kanser Tanı ve Tedavi Merkezi ve Diyabet Hastanesi gibi önemli sağlık kuruluşları, gerekse birer bölge hastanesi niteliğindeki Isparta Devlet Hastanesi ve ISO 14001 belgeli Isparta Askeri Hastanesi, ayrıca genç ve dinamik eğitim-öğretim kadrosu ile kısa sürede ülkemiz Tıp Fakülteleri içinde önder olmaya aday Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi gibi modern ve çağdaş sağlık kuruluşları, Isparta'nın doğal güzellikleri ile içiçe sunulan kaliteli, geniş kapasiteli ve çok yönlü sağlık hizmetleri sayesinde, İlin İnanç Turizmi, Kış Turizmi ve Yayla Turizmi imkanları yanı sıra Sağlık Turizmi’nde de iddialı bir konuma gelmesini sağlamıştır.
 

Colinmccay

Yönetici
27 Haz 2009
6,997
11,636
Halk Hekimliği

Isparta’da diğer sahalarda olduğu gibi hastalıkların tedavisi konusunda da halk inançları olarak bir takım pratikler görülmektedir. Bu tür pratikler Anadolu’nun diğer bölgelerinde de aynısıyla veya benzeriyle yaşatılmaktadır.

Büyük yerleşim yerlerinde her hangi bir rahatsızlığı olan, önce faaliyet gösteren sağlık kuruluşlarına başvururken bu durum küçük yerleşim merkezlerinde değişmektedir. Köylerde bilinen geleneksel tedavi şekillerine rastlamak daha çok mümkündür. Bazı hastalıklar için kendisine "Ocaklı" denilen kişilere müracaat edilir. Bazı basit sayılan hastalıklar için ise, ferdi pratikler tedavi olarak uygulanmaktadır. Ocak tedavisinden sonuç alınmadığı veya ferdî pratikler yetersiz kaldığı takdirde modern tıbbın icra edildiği hastanelere ve doktora gidilmektedir. "Ocaklı" kelimesi bir veya birden çok hastalığı sağaltma gücüne sahip, hastalığı iyileştirme yöntemlerini bilen, "Eli sebepli" kişi karşılığında kullanılmaktadır. Ocaklık yeteneği akraba çevresinden uygun birisine veya bu işi başarabileceğine inanılan kimseye el verme işlemi ile geçer. Yörede Ocaklı olan şahıs, yaşlanınca seçtiği adaya "Bundan sonra elim sende" der ve bununla yetinmeyerek hastalığa dair her türlü bilgi ve tedavi şeklini ona aktarır. Ocaklının kendisine de bu yetenek aynı şekilde geleneksel olarak aktarılmıştır. Ocaklıya giderek şifa bundadır umuduyla yapılan tedavi şekline "Irvasa" denilmektedir. Bu ırvasadan başka türbe ve yatırlara giderek adakta bulunmak ile "Nefes ettirme", "Okutma" gibi diğer tedavi şekillerine de başvurulduğu görülür. Türbe ve yatırlara giderek hastalıktan kurtulma dilekleri hakkındaki bilgiler "Adak" kısmında verilmiştir. Baş ve karın ağrısı, sayıklama, cilt kızarıklıkları, tekin olmadığı söylenilen, pis ve karanlık yerlerden geçerken ve çişini yaparken ağzı burnu çarpılanları "Nefesi bire birdir" diye bilinen hocalara ve yaşlılara götürülür. Yörede, geleneksel olarak Ocaklıların tedavi ettiği hastalıklar ve tedavi şekilleri şunlardır:

1. Ağrılar-Sızılar: Başım çatlayacakmış gibi ağrıyor, belime çivi saplanmış gibi bir ağrı girdi diyenlere, birisi ucu sivri bir bıçak alır, hastanın yanına sokulur. Acımasızca hastanın ağrıyan yerine bıçak saplıyormuş gibi yapar. Baş ağrılarına karşı çiğ patates dilimlenir, tuzlanarak, başa sarılır.

2. Arpacık ve Siğil: Yörede, arpacık en yaygın olarak "İt dirsek" şeklinde bilinir. Arpacık göz kapağında çıkan bir sivilcedir. Bu hastalık karşısında "Ocaklı" denilen kimselere gidildiği de görülür. Siğiller ise ellerde çıkan bir hastalıktır. Ocaklı elde veya gözde bulunan siğil sayısınca hastadan buğday isteyerek Çarşamba günü gelmesini söyler. Ocaklı her buğdaya besmele ile kırk defa İhlâs suresini okuyup buğdayları bıçakla, tahta ile veya havanda demir ile ezerek bir bezin içine koyar. Bu bez su akan bir yerde, suyun altındaki toprağa gömülür. Buğdayların çürümesi ile hastalığın geçeceğine inanılır.

İt dirseği olan kişinin yüzü yere yatırılır, gözünün üstüne bir ekmek konur. Bir köpek getirilerek bu ekmek gözün üstünden aldırılırsa it dirseği iyileşir, yok olur.

Elinde siğil olan kişi ilkbahar mevsiminde bir incir ağacından kopardığı yaprağın sütünü siğillerin üstüne sürerse siğiller iyileşir.

3. Bronşit: Bronşit olan küçük çocuklar için keten tohumu ezilerek sütle pişirilerek çocuğun göğsüne ve sırtına sarılır.

4. Çıban: Yüzü çıbanlarla dolu bir kişinin yüzüne karşı birisi çakmağına çakarak “Atmış, yetmiş, çıkmış gitmiş!” derse yüzdeki çıbanlar iyileşir. Hoca bir çıbanın üstüne okur ve püüüh! diye tükürürse çıban iyileşir, yok olur.

5. Felç: Halk arasında felç hastalığına “Nüzul” denir. Felçli hastaya bir Cuma günü, okunan ezan ile verilen selâ arasında bal yedirilirse felçli hasta iyileşir.

6. Göğüs şişmesi: Çocuk sütten kesilince genellikle annelerin göğüsleri şişer. Bu durum karşısında asma yaprağı tuzlanarak göğüsün üzerine konulur. Yaprak sütü yakar, göğüs ağrısını geçirir. Eğer normal zamanda göğüs şişerse göğüs lavaboya sarkıtılır ve üzerine tarak sürülür. Böylece şişlik lavabodan akıp gider.

7. Göz Hastalığı: Bir insana göz akı inince, bir kör kuyudan alınan su göze damlatılırsa inen göz akı kaybolur.

8. Kırık ve Çıkıklar: Kırık ve çıkık işlerine bakan kimselere "Kırıkçı-Çıkıkçı" denilmektedir. Bu ad babadan oğula, anadan kıza aktarılan bir eğitim içinde gerçekleştirilir. Bu geçişte Ocaklı, aile dışından birisi olacaksa bu yeni adaya el verilir. Kırıklarda; sabun rendelenerek yumurta ile "Lök" veya "Yumurta Lökü" denilen ilaç yapılır ve bu ilaçla kırık bölge sarılır. Bu sargı yaklaşık bir hafta kaldıktan sonra iyileşme olup olmadığı anlaşılır. Çıkıklarda ise, çıkık kısım ovularak ve çekmek suretiyle yerine getirilir. Kırıkta olduğu gibi buna da "Lök" sarılır. Sabun ve yumurta karışımı donunca alçı görevini yapar ve kırık bölgenin bilinçli veya bilinçsiz hareket etmesini önler. Bu tedavi şekli gerçekçi, akılcı yöntemlerle deneme-sınamaya dayanmaktadır.

9. Kuduz: Kuduz hastalığından korunmak için dağlama (parpılama; demiri ateşte kızdırıp insanın dilinin altındaki siniri yakma) işlemi yapılır.

10. Sarılık: Hasta olan kişinin gözleri sararmış ve yüz rengi değişmiş bir vaziyettedir. Halsizliğe düşen hasta, kadın veya erkek ocaklıya getirilir. Ocaklı, hastanın alın bölümünü ustura veya jiletle çizerek kan akıtır.

11. Sıtma: Dere Mahallesi’nin batısında “Andık Deresi” diye bilinen yerde var olan su eskiden sıtma hastalığına iyi gelirmiş. Temiz bir tasa doldurulan suyun içine 40 tane yıkanmış taş konur ve bu suyla çıplak vücut tertemiz yıkanır. Sonra da dua ile kalın bir elbise giyilir veya örtülere sarılınır.

12. Temre: Elde, yüzde ve vücudun değişik yerlerinde kırmızı kırmızı kabarcıkların çıkmasına yörede "Demriye" adı verilir. Ocaklı, hastanın yaraları üzerine üç ihlas bir fatiha okur ve yaraya tükürerek eliyle dağıtır.

Vücutta çıkan bu kızarıklara karşı Gelendost'un Köke Köyü'nde "Bezeme" yapılmaktadır. Bezemeci tarafından köyde bulunan kırmızı renkteki topraktan suyla bulamaç hazırlanır. Su ve toprak karışımından oluşan bu bulamaç hastanın hasta bölgelerine elle sürülür. Ocaklı hastaya bir hafta süre ile ekşi, soğan, bulgur pilavı, turşu ve biberli yemekler yememesini öğütler, bundan sonra bu kızarıklar kaybolur.

Ş.Karaağaç'ta "Fatma Anamızın Eli" denilen kadınlar, hastanın kaşınan yerlerine tükürüp "Enginlere, dağlara taşlara" der ve tuzlanmış kuru soğanı sürerler.

13. Bel Çekme ve Bel Ağrısı: Ocaklı, hastayı yere yatırıp belin en alt kısmından başlayarak, parmakları ile eti sıkıca tutup yukarı doğru çeker. Böyle bir müddet yaptıktan sonra hasta yüz üstü biraz dinlenir. Daha sonra hastaya "yakı" denilen eczaneden alınmış madde sarılır.

Bel çekmede diğer bir yol da, hastanın boynundan çekilerek yapılan harekettir. Tehlikeli bir yol olan bu tedavi şeklinde Ocaklı hastayı yere yatırıp üzerine çömelir. Elinde yazma veya sofra bezi gibi bir örtü ile hastanın boynundan geçirerek örtüyü, iki ucundan kendine doğru çeker. Böylece hastanın beli çekilmiş olur.

14. Ocak Geleneği Dışında Kalan Tedaviler: Ocakların dışında bazı hastalıklar için şu tedaviler uygulanmaktadır:

- Bazı Çocuk Hastalıkları: Rahatsızlanan çocuklar konuşamadıklarından dolayı ellerini ağrıyan bölgeye götürüp ağlayarak rahatsızlıklarını belli ederler. Bebeklerin kulakları ağrıdığında kuru soğan ezilip suyundan iki damla kulağa damlatılır. Bundan başka annenin sütü az su ve tuz ile sulandırılıp bir kaç damla kulağa damlatılır. Karnı ağrıyan çocukların karnına kekik yağı sürülür. Yalvaç'ta yumurta tavada pişirilip hamurla birlikte karına sarılır. Sütçüler'de ebe gümeci otu un ile birlikte pişirilerek karına sarılır. Yukarıda belirtilen tuz, Türk folklorunda birçok pratiğin içinde koruyucu veya tedavi edici fonksiyonlarıyla girmiş sihirli bir öğedir.

- Göbek Düşmesi: Göbek üzerine sabun sarılır.

- Kulunç Çekme: Kişinin terleyip soğukta kalarak hastalanmasına "Kulunç" denilir. Yağ ile hasta bölge ovulur. Bundan başka; çay bardağının içine hafifçe alkolle ıslatılan pamuk konularak kibritle yakılır ve ağrıyan bölgeye kapatılır. Buna "Kupa Vurma" denilir. Bir müddet sonra bardakların içi deri ve etle dolar. Daha sonra bardak kendiliğinden ayrılır.

- Böbrek hastalığı: Bol limon suyunun içine yeni çıkmış sıcak yumurta atılır ve bir gün bekletilir. Bir gün sonra yumurta kabuğuyla eridikten sonra süzülerek suyu içilir. Bunun böbrek ağrılarına ve taşlarına iyi geldiğine inanılır.

- Yılan ve Böcek Sokmaları: Zehirlenen bölge jiletle veya bıçakla biraz kesilir ve ağız ile emilir. Bir tas süt konularak emilen kan bunu içine tükürülür. Sütün rengi değişip "kesildiği" zaman süt değiştirilir. Sütün kesilmesi bozuk sütün dibe çökmesi gibidir. Ne zaman süt kesilmezse emme işi o zaman biter. Sonra hastaya ayran içirilir. Arı sokmalarında çamur veya yoğurt sürülür.

- Burkulmalar: Ayak veya kol burkulmalarında et dövülüp sarıldığı gibi, soğan pişirilip sıcak sıcak sarılır veya kuru üzüm ezilerek sarılır.

- Baş Ağrısı: Patates veya soğan çiğ olarak başa bağlanır.

- Şifalı Otlar: Yörede şifalı olduğuna inanılan ve tedavi amacıyla kullanılan bitkiler şunlardır.

Adaçayı: Mide ağrılarında ve soğuk algınlıklarında çay gibi kaynatılıp içilir.

Arpa: Siyah arpa kaynatılarak suyu içildiğinde böbrek taşını döktüğü gibi harareti yükselen kimselere de iyi gelir.

Ayrık Otu: Kökü kaynatılıp soğuk içildiğinde idrar zorluğuna iyi gelir.

Ayva Yaprağı: Ayvanın yaprağı ve çekirdeği kaynatılıp çay gibi içilirse öksürüğe iyi gelir.

Ceviz: Mide için yaprakları dövülüp veya kaynatılıp içilir. Balgam sökmesinde kaynatılmış yaprağın suyu içilir.

Dut: Aç karnına bir miktar yenilirse bağırsaklardaki solucanları düşürür.

Elma: Öksürük için külde pişirilip ılık olarak yenir. Boğaz ağrılarında kaynatılıp suyu içilir.

Gül: Kabızlık için yapraklarından reçel yapılır.

Isırgan Otu: Mide ağrısında yaprağı kaynatılıp içilir.

Mürver Çiçeği: İlkbaharda çiçeği toplanır. Çay gibi kaynatılır, içilirse öksürüğe iyi gelir.

Papatya Çiçeği: Kabızlık ve asabî hastalıklarda kaynatılarak suyu içilir.

Sarımsak: Kulak ağrılarında bir diş sarımsak külde pişirildikten sonra zeytinyağına batırılıp kulağa konulur.

Sütleğen: Sütü çıkarılarak siğillerin üzerine konur. Görüldüğü üzere şifalı bitkiler çoğunlukla kaynatılarak suyu içilmek suretiyle ilaç mahiyetinde kullanılmaktadır.

Halk Veterinerliği

Halkın hayvan hastalıklarında teşhis ve tedavide kullandığı tüm yöntem ve teknikler "halk veterinerliği" adı altında toplanmaktadır. Halk veterinere gitmeden önce hastalığı kendisi tedavi etmeye çalışır. Yörede bilinen belli başlı hayvan hastalıkları ve tedavi şekilleri şunlardır:

1. Nazar: Hayvanlara nazar değdiğine inanıldığında muska yazılarak hayvana takılır. Nazardan korunmak için mavi boncuk veya kaplumbağanın küçüğü öldürülerek kabuğu delinir ve hayvanın boynuna takılır.

2. Arpalama: Halk arasında "Gabalama" olarak da bilinir. Hayvan bağlıyken ipinden kurtulması ya da çok çalıştırıldıktan sonra dinlendirilmeden terli terli çok fazla arpa yedirilmesi sonucu görülen hastalıktır. Hayvan soğuk suya sokulur, göz damarı yarılarak kan alınır. Kanın fazla akması için hayvanın başını eğerek üzerine vurulur ve koşturulur. Sonra hayvana sulu gıdalar verilir.

3. Damak: Halk arasında "Çatı Yarma" denir. Hayvanın damağı şişer, yemini ıslatır. Şiş kısımlar bıçakla yarılarak kanatılır ve üzerine tuz basılır.

4. Dili Kırkma: Sığırlarda dilin üzeri pütür pütür olur ve hayvan yem yiyemez, geviş getiremez. Pütürler tığ ile delinir, üzerine tuz basılır. Alt ve üst dudakta görülen biçimine "Kırkma" denir. Makas, jilet ya da bıçak gibi aletle kesildiği için bu ad verilmiştir.

5. Gaz Sancısı: Dengesiz bir şekilde yonca, hardal yiyen hayvanda olur. Hayvanın karnı şişer. Şişliği karın delinerek alınır.

6. Karakuş: Eklem yerlerindeki sertliklerdir. Hayvan yorulunca ve zorlanınca olur. Hastalıklı bölge önce ispirto, acı yağ ve rakı ile ovulur. Hayvan dinlendirilir ve bu eklem yeri delinir.

7. Keçebaş: Sıcaktan hayvanın karaciğeri kaburgasına yapışır. Çamdan alınan sarı katran, haşhaş ve tuz ile karıştırılarak, hayvana yemi ile yedirilir.

8. Kırık ve Çıkıklar: Hayvanın ayağı katran ve keçe ile sarılır. Üzerine tahta çubuklar bağlanarak tekrar sarılır. Hayvan kırık ayağını yere basabilecek duruma geldiğinde sargı çıkarılır.

9. Temre (Ekzama): Hastalanan bölgeye tuzlu ve sirkeli çamur sürülür. Ağız çevresinde olan temreler kızgın demirle dağlanır.

10. Tedavisi Olmayan Hayvan Hastalıkları

- Şarbon: Şarbon hastalığına tutulan hayvan ölür. Hayvanın ölüsü gömülür.

- Zehirlenmeler: Halk arasında "Ot Tutması", "Ot Vurması", "Gavuzlama" denir. En çok baharda otlaklardan zehirli otların yenmesi ile olur. Hayvanların karınları şişer ve titreyip tepinerek ölürler. Halk, veterinerden hangi ilaçların kullanılacağını öğrenmek amacıyla bir danışman olarak yararlanmakta veya çözüm bulamadığı hastalıklarda veterinere başvurmaktadır.
 

Colinmccay

Yönetici
27 Haz 2009
6,997
11,636
Isparta'da Sosyal Yardım ve Güvenlik

SSK İl Müdürlüğü

Sigorta İl Müdürlüğü T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı Sigorta İşleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı taşra teşkilatlarından biri olup, 4792 Sayılı Kuruluş Kanununa göre1977 yılında açılmıştır. Kurumun adı 2000 yılında Isparta Sigorta İl Müdürlüğü olarak değiştirilmiştir. İl Müdürlüğünün 2000 yılı kadrolarına göre 111 norm kadrosu vardır. Şu anda 83 memur, 6 işçi personel olmak üzere toplam 96 personeli ile çalışmasını sürdürmektedir. Kurum 2002 yılı sonu itibariyle 170.160 kişiye sosyal güvenlik hizmeti sunmuştur. İl Müdürlüğü, 2002 yılı itibariyle TS EN ISO 9002 Kalite Belgesi almıştır.

S.S.K. Isparta Hastanesi: S.S.K. Isparta Hastanesi 1972 yılında 110 yataklı olarak hizmete girmiş olup, bu hizmetini Atatürk Bulvarı üzerindeki eski binasında 1998 yılına kadar sürdürmüştür. İstanbul yolu üzeri 10 km.deki 200 yataklı yeni hastane binası 1998 yılında açılmıştır. Halen yeni hastane binasında yataklı servis, 24 saat Acil Servis, Ameliyathane ve Doğumhane bulunmaktadır. Eski hastane binasında ise tüm poliklinik hizmetleri ve acil servis hizmetleri verilmektedir. Ayrıca personel ve diğer ihtiyaçları SSK Isparta Hastanesi tarafından karşılanan Yalvaç ve Keçiborlu Sağlık İstasyonları bulunmaktadır.

Bağ-Kur İl Müdürlüğü

BAĞ-KUR (Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu) 14.09.1971 gün ve 13956 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 02.09.1971 tarih ve 1479 sayılı kanunla kurulmuş bir sosyal güvenlik kuruluşudur.

F1_1_Bag_Kur_il_Mudurlugu_Hizmet_Binasi.jpg

İl Müdürlüğünde, 1479 Sayılı Kanun ve 2926 Sayılı Tarım Kanununa göre Sigortalı sayısının arttırılmasına yönelik çalışmalara devam edilmektedir Halen 1479 sayılı kanuna göre 18,035 kişi, 2926 sayılı kanuna göre 6,196 kişi olmak üzere toplam 24.231 sigortalı bulunmaktadır. 1479 sayılı kanuna göre 11839 kişi, 2926 sayılı kanuna göre 174 kişi olmak üzere toplam 12.013 emekli sigortalı mevcuttur.

İş Kurumu Müdürlüğü

İlde İş ve İşçi Bulma Kurumu Şube Müdürlüğü olarak 1963 yılında faaliyete başlamıştır. 2000 yılında İş ve İşçi Bulma Kurumu kapatılarak, Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) adıyla yeniden yapılanmıştır. Kurum Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bağlı kuruluşu olan Sosyal Güvenlik Kurumunun ilgili kuruluşu olup, özel hukuk hükümlerine tabi, tüzel kişiliğe haiz, idari ve mali bakımdan özerk bir kamu kuruluşudur. Kurum 2002 yılında TSE Kalite Sistemi Belgesi olan K-Q TSE-ISO-EN-9000 belgesi almıştır.

F1_iskur_mud.jpg

İl Sosyel Hizmetler Müdürlüğü

Isparta İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü 2828 Sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunun yürürlüğe girmesinden bir yıl sonra Valilik Makamının teklifi ile 1984 yılı Haziran ayında Belediye Sarayının karşısında kiralanan bir apartman dairesinde hizmete başlamış, 1991 yılında bugünkü hizmet binasına taşınmıştır.​

F7.jpg

Bağlı Kuruluşlar ve Faaliyetleri

1. 0-12 Yaş Çocuk Yuvası: Çocuk yuvası 1973 yılında o tarihte yürürlükte olan 6972 sayılı Kanun uyarınca 0-6 yaş arası korunmaya muhtaç çocuklara hizmet vermek üzere Cumhuriyet Caddesinde kiralık bir binada hizmete açılmıştır. 1980 yılında bugünkü binasına taşınmıştır. Halen; 1983 yılında yürürlüğe giren 2828 sayılı Kanun doğrultusunda 0-12 yaş arası korunmaya muhtaç çocuklara hizmet vermektedir. Çocuk Yuvamız 100 kapasiteli olup 95 çocuğa hizmet vermektedir.​

Kuruluşta 0-3 yaş arası 3 kız, 3 erkek; 3-6 yaş arası 5 kız, 9 erkek; 7-12 yaş arası 25 kız, 50 erkek olmak üzere toplam 95 çocuk mevcuttur. 7-12 yaş grubu çocuklardan 46 tanesi Yaşar Ulucan İlköğretim Okulu’na,16 tanesi Bahçelievler İlköğretim Okulu’na, 5 tanesi de Halıkent Meslek Okulu’na devam etmektedirler.​

2. Isparta Merkez Yetiştirme Yurdu: Isparta Yetiştirme Yurdu 1960 yılında 6972 sayılı yasayla korunmaya muhtaç 7-18 yaş arası erkek çocuklarına hizmet vermek üzere İstanbul Caddesinde ahşap bir binada hizmete başlamıştır. 1965 yılında bugünkü binasına taşınmıştır. 1991 yılında ek hizmet binası da hizmete açılmıştır. 2828 sayılı Kanun uyarınca 13-18 yaş arası korunmaya muhtaç çocukların bakımı sağlanmaktadır. Kapasitesi 94 olup kuruluşta halen 107 çocuğa hizmet verilmektedir.​

3. Atabey 60. Yıl Sadık Doğan Kız Yetiştirme Yurdu: Kuruluş 1972 yılında Ortaokul Yapma ve Yaşatma Derneğince yaptırılan pansiyon binasında Isparta Yetiştirme Yurdunun şubesi olarak 7-18 yaş arası korunmaya muhtaç çocuklara hizmet vermek üzere açılmıştır. Daha sonra müstakil Müdürlük haline dönüştürülmüştür. 1983’te bugünkü hizmet binasına taşınmıştır. 1983 yılında 2828 sayılı Kanun gereği Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne bağlanmıştır.​

Devlet imkanları ile yapılan yurt binasının açılışı Cumhuriyetin 60. yılına rastlaması, ilçe halkından Sadık Doğan’ın eğitim alanındaki hizmetleri ve Ortaokulu Yapma ve Yaşatma Derneğindeki çalışmalarından dolayı, Sadık Doğan ismi Cumhuriyetin 60. yılı ile birleştirilerek, kuruluşa Atabey 60. Yıl Sadık Doğan Kız Yetiştirme Yurdu ismi verilmiştir. Kuruluş 1972 yılından günümüze kadar 660 çocuğa hizmet vermiştir. Mevcut binaya 1991-1992 yıllarında büyük bir tadilat ve kat ilavesi yapılmıştır. Halen kuruluşta 112 kapasite ile hizmet verilmektedir.​

4. İslamköy Hacı Yahya Demirel Yetiştirme Yurdu: İslamköy Hacı Yahya Demirel Yetiştirme Yurdu 1969 yılında açılmıştır. Kuruluşun binası 1990 yılında, İlin iş adamlarından Şevket DEMİREL tarafından yaptırılmıştır. Kuruluşun kapasitesi 70 kişi olup; 84 çocuk barınmaktadır.​

5. Atabey Huzurevi: Hizmet binası ilk kez Atabey İlçesi Hıdırlık mevkiinde 220 yatak kapasiteli olarak, 1986 yılında hizmete açılmış, bu yerde yaklaşık 8 yıl hizmet verilmiştir. Verilen hizmet süresi içinde kuruluşun yaşlı mevcudu 170 kişiye kadar ulaşmıştır. Bu binada hizmet verilmekte iken kuruluşun hizmet binası 1994 yılında yapılan protokol gereği Süleyman Demirel Üniversitesine devredilmiştir. Kuruluş binasının devredilmesi nedeni ile mülkiyeti Atabey Belediyesi’ne ait olan lojmanlara 1994 yılında taşınmıştır. Halen huzurevi 30 yatak kapasiteli olup, 2002 yılı itibariyle barındırılan yaşlıların mevcut durumu, ücretli, ücretsiz durumu ve bayan-erkek mevcudu tabloda verilmiştir.​

6. Isparta Spastik Çocuklar Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi: Merkez, Başbakanlık, Sosyal Hizmetler ve Ç.E.K. Genel Müdürlüğü ile Türk Spastik Çocuklar Derneği Isparta Şubesi arasında imzalanan protokol ile 1993 yılında Başbakanlık, Sosyal Hizmetler ve Ç.E.K. Genel Müdürlüğü’ne bağlı bir kuruluş olarak hizmete başlamıştır. Kurum hizmetlerini 2001 yılından itibaren Isparta Valiliği İl Özel İdaresince yaptırılan yeni Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinde sürdürmektedir. Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinin işletilmesine ilişkin işbirliği protokolü Isparta Valiliği, Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Ç.E.K. Genel Müdürlüğü, Isparta Belediyesi, S.D.Ü ve T.S.Ç.D. Isparta şubesi arasında imzalanmıştır. Protokole göre merkezin işletilmesi, personel, araç, gereç ve diğer ihtiyaçların karşılanması konularında Genel Müdürlük, eksik olan personel ve diğer ihtiyaçların karşılanmasında yardımcı olmak üzere Isparta Valiliği ve Türk Spastik Çocuklar Derneği Isparta Şubesi, Spastik çocukların ve ailelerinin merkeze ulaştırılması ile çevre düzenlemesi ile ilgili konularda Isparta Belediyesi, teşhis, tedavi ve tıbbi konularda S.D.Ü Tıp Fakültesi görev üstlenmişlerdir.​

F7_1.jpg

Beyin özürlü çocukların ve ailelerinin özel eğitimini, rehabilitasyonu ve tedavilerini yapmak, yetişkin spastiklere iş imkanları sağlamak merkezin amaçları arısındadır. Merkeze başvuran her çocuk, merkezde hazırlanan dosya ile birlikte SDÜ Tıp Fakültesi Hastanesine gönderilmekte, Ortopedi, Nöroloji, Çocuk, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanlarının muayenesi sonucunda, teşhis ve öneriler doğrultusunda Merkez Rehabilitasyon ekibi tarafından uygun olan çalışma programına alınmaktadır.​

F7_2.jpg

7. Isparta Aile Danışma Merkezi: Merkez, 2001 yılında hizmete açılarak, halen hizmetlerini Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü binasında sürdürmektedir. Merkez, sunacağı hizmetleri için kamu kurum ve kuruluşları, özel ve tüzel kişilerle işbirliği yapmaktadır. Merkeze doğrudan müracaat eden, İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ve diğer kurum ve kuruluşlardan sivil toplum örgütlerince yönlendirilen aile-bireyler ile sosyal hizmet yöntem ve teknikleri kullanılarak çalışılmaktadır. 2002 yılı içerisinde 98 aileye danışma ve rehberlik hizmeti verilmiştir.​

İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğünün Denetimindeli Kuruluşlar

Isparta Vakıf Huzurevi: Isparta’da yaşlı, kimsesiz, bakıma muhtaç vatandaşların iaşe, bakım, barındırma ve tedavileri o dönemin Belediye Başkanı, Müftüsü ve bazı iş adamlarının önderliğinde, yıkılan eski ordu evinde 1972 yılında hizmet verilmeye başlanmıştır. Bu gönüllü çalışmalar 1975’te kurulan “50. Yıl Kimsesizleri, Yaşlıları, Güçsüzleri Dinlendirme, Barındırma, Yaşatma Aş Ocağı Derneği” adıyla tüzel kişilik kazanarak devam etmiş, daha sonra bu amaç doğrultusunda düzenlenen vakıf senedinin 1977 yılında tasdik ve tesciliyle “Isparta Huzurevi Yardımlaşma Vakfı” adı altında faaliyetlerine devam etmiştir. Huzurevi hizmetlerini 1982 yılında Kirazlıdere’de tamamlanan yeni binasına taşınarak devam ettirmektedir. 1993 yılında vakfın ismi değiştirilerek, “Isparta Huzurevi Sağlık Eğitim ve Yardımlaşma Vakfı” olmuştur. Halen huzurevinde 38’i erkek, 31’i kadın olmak üzere toplam 69 yaşlı bulunmaktadır. Yaşlılardan 44’ü Isparta iline, geri kalan 25’i ise diğer illerin nüfusuna kayıtlıdır. Huzurevinde kalanların büyük çoğunluğunun kimsesi ya da ekonomik geliri bulunmaması nedeniyle ücretsiz olarak huzurevi hizmetlerinden yararlandırılmaktadır.​

F10.jpg

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı: Isparta Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma Teşvik kanunu gereğince 1986 yılında faaliyetine başlamıştır. İlin Merkez İlçe ve köylerinde ikamet eden, fakru zaruret içinde ve muhtaç durumda bulunan, kanunla kurulu sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olmayan ve bu kuruluşlardan aylık ve gelir alamayan vatandaşlar ile geçici olarak küçük bir yardım veya eğitim ve öğretim imkanı sağlanması halinde topluma faydalı hale getirilerek, üretken duruma geçirilebilecek kişilerin Vakıf hizmetinden yararlanmaları sağlanmaktadır. Halen Isparta aşevinde 250 kişi yemek yemekte ve 150 kız, 169 erkek öğrenci de öğrenci yurtlarından faydalandırılmaktadır. Bu amaç ve kapsam çerçevesi içerisinde Vakıf hizmetleri iki ana başlık altında toplanmaktadır: 1. Vakıf faaliyetlerine yönelik hizmetler, 2. Proje faaliyetlerine yönelik hizmetler.​

F10_1.jpg
 

Colinmccay

Yönetici
27 Haz 2009
6,997
11,636
Isparta'dan Yapmadan Dönme

Yalvaç Pisidia Antiocheia Antik Ören yerini gezmeden,

Kovada Milli Parkı ve göllerin kıyısında piknik yapıp fotoğraf çekmeden,

Eğirdir ilçesinde göle nazır balık yemeden,

Isparta'dan gülyağı ve halı almadan,

Haziranın ilk haftasında yapılan Uluslararası Gül, Halı, Kültür ve Turizm Festivali'ni görmeden,

Davraz Dağında kayak,

Eğirdir'de yamaç paraşütü,

Çandır'da kanyoning yapmadan,

Aksu Zindan Mağarasını gezmeden,

Dönmeyin...

Nasıl Gidilir?

Karayolu: İlin diğer illerle karayolu bağlantıları Afyonkarahisar, Konya, Antalya üzerinden olmaktadır.

Otogar Tel: (+90-246) 227 20 70

Isparta Petrol Turizm
Tel: (+90-246) 227 77 01
Düzenli olarak İstanbul, Ankara Antalya, Bursa ve Gaziantep İzmir ve Edirne’ye seferleri vardır.

Isparta Gürman Turizm
Tel:(+90-246) 227 34 34
Düzenli olarak İstanbul, Ankara Antalya,Bursa ve İzmir’e seferleri vardır.

Demiryolu: İzmir-Aydın demiryolunun bir uzantısı olan Isparta demiryolunda tarifeye bağlı olarak Pamukkale Ekspresi, Göller Ekspresi, Posta Treni, Mototren çalışmaktadır.Her gün İstanbul’a 18:50 de İzmir’e ise 22:50 tren seferi yapılmaktadır.

İstasyon Tel: (+90-246) 232 41 35 - 218 13 01

Havalimanı: Havaalanı Isparta'ya 28 km. uzaklıkta olup Keçiborlu ilçesi sınırlarındadır. Her türlü uçağın inip kalkabileceği bir piste sahiptir, Süleyman Demirel Havalimanı.
Hava Limanı Tel: (+90-246) 559 20 0 - 559 20 13

Rent a Car: (Tavsiye değil, bilgi amaçlıdır)

S&S Rent a Car: Hükümet civarı , Ulu Camii karşısı Isparta
Tel :246-2322724

Orient Rent a Car: Halı Sarayı, Garanti Bankası Yanı No:31-32 Isparta
Tel :246- 2323576
Faks : 246- 2329367

Mırıkoğlu Rent a Car: Aksu Caddesi Buket Apt. No.93/B Isparta
Tel& Faks :246-2121190

Alıntılardır. savataged tarafından düzenlenmişlerdir.
 
Üst