Göle

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,620
80,235
NeverLand
Gle.jpg

Doğu Anadolu Bölgesi’nde, Ardahan İline bağlı ilçe olan Göle, güneyinde Kars ve Sarıkamış, batısında Ardanuç ilçesi, kuzeyinde Ardahan , doğusunda Susuz ilçesi ile çevrilidir. Göle, dağlık ve yüksek platolardan oluşan bir arazi üzerinde kurulmuştur. İlçenin kuzey kesimi Erzurum-Kars platosunun uzantısı olan volkanik Ardahan platosu üzerindedir. Güney kesimini de Allahuekber Dağları engebelendirmektedir. Bu alan üzerinde yer yer dağ kütleleri bulunmaktadır. Bunlardan Kabak Tepe (3.054 m.), Uğurlu Dağı (2.806 m.), Samayat Dağı (3.047 m.), Bağtepe (2.728 m.) en önemli yükseltileridir. Bu dağların yamaçları sarıçam ormanları ve çayırlarla kaplıdır.İlçe topraklarının ortasında bulunan Göle Ovası 2000 m. yüksekliğinde olup, 150 km2.lik bir alanı kaplar. Türkiye’nin en soğuk yörelerinden biri olan, tarıma elverişli olmayan bu ova, dağlardaki karlar eridiğinde bataklığa dönüşür. Ovanın doğusundaki su birikintileri Sarıgöller olarak isimlendirilmektedir. Allahuekber Dağlarından kaynaklanan Kura Irmağı’nın kolları bu alanları sulamaktadır. Deniz seviyesine olan yüksekliği 2.050 m. olan ilçenin yüzölçümü 1.420 km2 olup, toplam nüfusu 39.304’tür.

Kışları uzun, çok sert ve soğuk, yazları ise ılık ve yağışlı geçen karsal iklimine sahiptir.

İlçenin ekonomisi büyük ölçüde hayvancılık, arıcılık ve ticarete dayalıdır. Bununla birlikte düzlük yerlerde, arpa, buğday, çavdar ve yulaf yetiştirilmektedir. Hayvancılıkta büyük ve küçükbaş hayvan besiciliği yapılmaktadır.Arıcılık da ilçe ekonomisinde önemli yer tutmaktadır.

Göle Tarım İşletmesinde sığır ırkının ıslah çalışmaları yapılmaktadır. Göle ırkı ismi ile tanınan iri yapılı, güçlü ve soğuğa dayanıklı sığır ırkı olan Doğu Anadolu Kırmızısı ismi ile bilinen sığır yetiştirilmektedir. Süt endüstri kurumuna bağlı süt toplama merkezlerinde kaşar, tereyağı, beyaz peynir, kaymak ve gravyer peyniri yapılmakta ve bunlar dış piyasaya satılmaktadır.

İlçenin eski çağ tarihi hakkında bilgiler yetersizdir. Eski ismi Merdinik olan Göle ve yöresi, Kanuni Sultan Süleyman zamanında, XVI.yüzyılda Osmanlı topraklarına katılmıştır. Bu dönemde yeni baştan onarılmıştır.

Göle, Küçük Ardahan sancağı ismi altında 1551’de Erzurum’a, 1579’da Kars eyaletine bağlanmıştır. 1830’da merkezi Dedeşen Köyü’nde olmak üzere Çıldır sancağıma, 1866’da nahiye olarak Ardahan kazasına bağlanmıştır.

XIX.-XX.yüzyılda birkaç kez Rus işgaline uğramış, Gürcü ve Ermenilerin işgali altında kalmıştır. 30 Eylül 1920’de general Kazım Karabekir kuvvetlerince bu işgalden kurtarılmıştır.Bundan sonra kaza merkezi olan Merdinik Köyü ilçe merkezi konumuna getirilmiştir. Cumhuriyet döneminde Kars’a bağlı olan Göle, Ardahan’ın 1992’de il olmasından sonra, Ardahan’a bağlı bir ilçe konumuna getirilmiştir.

Göle İlçesindeki Tarihi Eserler: Dedeşen Köyü Camisi, Şeyh Ahmet ve Şeyh Muhammed Türbesi, Kömür Baba Türbesi, Kalecik Kalesi'dir.

Kalecik Kalesi

Kalecik.jpg


Göle ilçesinin Kalecik Köyü’nün 450-500 m. güneyinde Dere vadisi ile Kura vadisinin birleştiği noktada yüksek kayalıklar üzerinde yer almaktadır.

Kalenin ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemekle beraber, Urartular zamanında yapıldığı sanılmaktadır.

Kaleden günümüze çok az bir kalıntı gelebilmiştir.

Dedeşen Köyü Camisi

Ardahan Göle İlçesinin Dedeşen Köyü’nde bulunan bu caminin ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Mimari üslubundan ötürü XV.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.

Dedeen.jpg


Osmanlı döneminde Dedeşen Köyü’nde cami, türbe ve çeşme gibi yapıların bulunduğu göz önüne alınacak olunursa XV.yüzyıl Osmanlı eseri olduğu tahmin edilmektedir. Yavuz Sultan Selim’in 1514 yılında Çaldıran Seferinden dönerken burada konakladığı söylenmektedir. Yöre halkı arasındaki yaygın bir söylentiye göre Yavuz Sultan Selim konakladığı bu köyde; Şeyh Ahmed’in ikramından memnun kalmış ve beğenisini “Dede Şen Olasın” diyerek ifade etmiştir. Bu olaydan sonra köyün adı Dedeşen olarak tanınmıştır.

Dedeşen Köyü’nde Osmanlı döneminde cami ile birlikte türbe, çeşme, hamam ve medrese yapılmıştı. Bunlardan cami, türbe ve çeşme günümüze ulaşabilmiş, harap haldeki hamam samanlık olarak kullanılmaktadır. Medreseden ise hiçbir kalıntı bulunmamaktadır.

Minberi.jpg


Dedeşen Köyü Caminin Minberi


Cami tek kubbeli Osmanlı üslubunda yapılmıştır. Kare kaideli kesme taştan caminin önünde bir de son cemaat yeri olduğu, konsol, sütun kaidesi ve sütun gövdesi gibi kalıntılardan anlaşılmaktadır. Batıdan içerisine girilen caminin üzeri pandantiflere dayanan bir kubbe ile örtülüdür. İç mekandaki mihrap ve minberin sanat tarihi yönünden bir özelliği yoktur. İç mekanın kuzeybatı köşesinde orijinal minareye ait merdiven bulunmaktadır. Bu merdivenden bugün kadınlar mahfiline çıkış sağlanmaktadır.

Batıdaki girişin soluna 1993 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından silindirik gövdeli ve tek şerefeli bir minare eklenmiştir.

Caminin yanındaki hazirede XVIII.-XIX.yüzyıla ait tarih ve sanat tarihi yönünden önemli mezar taşları bulunmaktadır.

Şeyh Ahmet ve Şeyh Muhammet Türbesi

Göle ilçesi Dedeşen Köyü’nün girişinde, eski mezarlığın içerisinde Şeyh Ahmet ile şeyh Muhammed’in türbesi bulunmaktadır. Bu türbenin ne zaman yapıldığı bilinmemekle beraber, plan ve mimari üslubundan ötürü XV.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.

Türbe çokgen planlı olarak yapılmıştır. Kuzey yöndeki giriş kapısı sade iki profille çerçevelenmiş olup, kemerlidir. Türbenin üzeri ahşap kaplama iken, 1996 yılında Turgut Göle tarafından onarılmış ve beton kubbe ile örtülmüştür. Türbenin kıble yönünde mihrabı basit bir niş şeklinde olup, sol üst kısmında bir penceresi bulunmaktadır.

Türbe içerisinde Şeyh Ahmet ile Şeyh Muhammet’in sandukaları bulunmaktadır. Ayrıca türbe dışındaki mezarlıkta XVI.- XVII. Yüzyıl mezar taşları ile Orta Asya üslubunda yapılmış bir koç heykeli bulunmaktadır.

Kömür Baba Türbesi

komurbaba.jpg


Göle’nin 2 km. batısında bulunan bu türbenin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. 1969 yılında yapılan onarım türbenin bütün özelliğini ortadan kaldırmıştır. Moloz taşlardan yapılmış olan türbede yatan kişinin kimliği de bilinmemektedir.

Yöre halkı bu türbenin Kömür baba’ya ait olduğunu söylerlerse de Kömür Baba’nın da kim olduğu bilinmemektedir.

Okçuoğlu Yaylası

Göle ilçesinin Köroğlu Dağları eteklerinde yer alan Okçuoğlu yaylası doğal güzelliği ve av turizmi yönünden önemli bir turizm potansiyeli taşımaktadır. Aynı zamanda bu yaylanın Mayıs-Ekim aylarında bol yağış alması, ağaçtan yoksun olması da kayak pisti yapılabilmesi bakımından da önemli bir potansiyele sahiptir.
 
Üst